28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAYLAR ve GORUSLER 20 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: AYNUR ÇOLAK KÜLTÜR SANAT Pazar 5 Temmuz 2015 Kamusal insan ve gazete EMRE CANER Yazar K amusallık üzerine kafa yormuş 20. yüzyılın en önemli düşünürlerinden Jürgen Habermas, bir meselenin kamusal hale gelmesini, başka bir deyişle açıklıkla ortaya serilip eleştirel bir pratikle ele alınmasını sağlayan koşulların neler olduğu sorusunu sorarak yola çıkar ve ardından da “kamuoyu, halkın eğitim ve iletişim yoluyla temellendirilmiş bir düşünceyi kavrayacak duruma getirilmesinden sonra kamusal tartışma içinde oluşur” der. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere birlikte yaşayan kitlenin kamuoyu haline dönüşebilmesi için ilk gereklilik idrak etme yeteneğidir. Siyasi meselelerin ortak bilinç tarafından kavranabilmesi, eğitim faktörü sayesinde nitelikli bir hale gelir. Sonrasında ise açıklık ilkesinden hareketle paylaşılan bilgi, toplumsal iletişimi ortaya çıkarır ve insan, kamusal yapının bir parçasına dönüşür. İşte kamusallık ve gazete arasındaki kopmaz tarihsel bağ tam da bu noktada örülmüştür. Kamunun devletten bağımsızlaşıp izler/tartışır kitle haline dönüşmesi aydınlanma çağına denk dü şen tarihsel dönemde vuku bulmuştu. Kafeler, meyhaneler, salonlar, tiyatrolar o dönemin popüler kamusal alanlarıydı. Ama bir mekânın kamusal olma niteliği sadece çevresel özelliklerden ibaret değildi. Sorgulayan insan Güncel meseleleri didikleyen gazeteleri elden ele dolaştırmak, sohbet masalarında siyasi taşlamalar yapmak, yönetimsel süreçlerle ilgili her daim akıl yürütmelerde bulunmak kamusal mekânların olmazsa olmazıydı. Daha açıkçası “Ben nasıl yönetiliyorum” diye sorgulayan yeni bir insan tipi devinir olmuş tu kamusal olarak nitelendirilen mekânlarda. Başkalarıyla temas içinde olan bir insandı bu. Haberdar olma hakkından vazgeçmesi düşünülemezdi bile. Hele söz konusu olan bir savaş ise kamuoyu ilgisi başka hiçbir olayla kıyaslanamayacak ölçüde gelişmelere yoğunlaşırdı her seferinde. Milliyetçi hamasetten çok, gerçekte ne olup bittiğini öğrenmek isterdi okuyan, dinleyen, izleyen, sorgulayan, itiraz eden insan. Yönetimsel kararların ve de gerekçelerinin kralın, padişahın ve onların birkaç yardımcısının içsel sırrı olduğu dönem, kamusal insanın ortaya çıkışı ile son bula bilmiştir. Hiçbir konu, hiçbir otorite kamusal alanda dile gelen eleştirilerden muaf değildi bundan böyle. Öte yandan muhalif kimlik kamusal alana öyle bir sirayet etmişti ki, iktidar onu etkisizleştirmek için elinden geleni yapmakta kararlıydı. Manipülasyonlara göz yumarak, yalan haberler yayarak ya da düpedüz sansür uygulayarak iktidarlar halkın bilme hakkını çarpıtmaya çalışsalar da, toplumda kamusal yargıyı hakikate doğru taşımayı kendine varoluş nedeni olarak gören organlar da yok değildi. Bağımsız siyasi gazete tam da bu nedenden dolayı yayımlanmaya başlamıştı yaklaşık 300 yıl önce. Böyle bir gazete için tek etik değer kamuoyuna hakikati aktarmaktır. Başka bir deyişle ifşa etmek onun en temel görevidir. Bağımsız siyasi gazete, doğası gereği iktidarın sabıka kaydının tutulduğu bir günce olmak zorundadır. Bu tarihsel gerekçelerden bihaber olanların “devlet sırrını” hâlâ kutsayıp, bir iç bilgi haline getirmeye çalışmaları her şeyden önce kamusallığa dayanan demokrasinin şeffaflıkla yoğrulmuş doğasına aykırıdır. Böyle bir zihniyet, yönetimsel kararların halkı ilgilendirmeyeceğine inanan arkaik bir dünya görüşünün kalıntısıdır. Türkiye’den Joan Baez anekdotları eldi, esti, sarıldı, sarmaladı ve gitti. Yine mi Joan Baez demeyin sakın! Yaşadığımız bu ortamda ilaç gibi geliyor! Bir hafta boyunca İstanbul’un altını üstüne getirirken, eski günleri bol bol andık. İşte eğlencelik (yoksa ağlamalık mı?) kimi anekdot: Tansu ÇillerErbakan koalisyon dönemi. Çiller başbakan. Efes konseri öncesi Kuşadası’nda, denizde yüzüyoruz. Kıyıdan feryat figan çağırıyorlar. Başbakanlık’tan aranıyor. Telefonun ucundaki elçi, bir “rica” iletiyor. “Acaba Joan Baez bu akşam konserde, Bulgaristan’da dilleri yasaklanan, adları değiştirilen soydaşlarımız için birkaç cümle söyler mi?” Aracılık yapıyorum. Hiç duraksamadan anında yanıtlıyor: “Elbet, ama bir şartla söylerim: Bulgaristan’daki Türkler için konuştuğum kadar, Türkiye’deki Kürtler için de konuşursam...” Ahizenin öte yanındaki kibar ses haykırıyor: “Aaaa! Terbiyesiz kadın!” Küt telefon kapanıyor. Ankara’da Murat Karayalçın belediye başkanı... (1989) Ankara Hipodromu’nda konseri var. Tam üniversite sınavlarının bittiği günün akşamı. 50 bin genç Hipodrom alanını doldurmuş. Finale doğru herkes ayakta! Gençler sarmaş dolaş dans ediyor. “Gracias a la Vida” şarkısını finalde beş kez tekrarlatıyorlar.. “Gençler birbirlerinden ayrılsın istemedim” diyor, bir daha söylüyor. Bir de polislere rica ediyor, “Kasklarınız çok parlıyor, acaba çıkarabilir misiniz” diye. Ve evet, evet çıkarıyorlar. Hepimiz polisleri alkışlıyoruz! G Terbiyesiz kadın! Nâzım Hikmet’in 100. yaş gününe hazırlanıyoruz. Programı soruyor. Zülfü Livaneli, Genco Erkal... Anlatıyorum... “Tamam ben de geliyorum” diyor. “Nâzım Hikmet Vakfı’nın parası yok kaşe ödeyemeyiz”... Çok kızıyor: “Kaşe isteyen yok!” Uçak, otel parası da veremeyiz... Daha çok kızıyor... Gitarını kaptığı gibi gelip “Benim de yaş günüm, kendime bir armağan yapıyorum” diyerek muhteşem sesi, şarkıları ve kişiliğiyle Spor Sergi Sarayı’ndaki geceye katılıyor. Gecenin sonunda Çiçek Bar’da Nâzım Hikmet’in eşi Vera Tulyakova ile kucaklaşıyor. Türkiye’deki ilk konser. 1988. Konser öncesi TRT’ye “Joan Baez ile Bir Saat” programı çektik. Ama gösterilmedi. Yıl oldu 1989. Yine İstanbul’da konseri var. Filmi soruyor. O film gösterilmezse sahneye çıkmam diyor. İKSV, TRT, panik! Son anda gösteriliyor. Tam 45 dakika. Filmin neresini kestiler? Aradan bir yıl geçmiş, anımsamıyorum. Sorduğumda TRT yetkilisi şöyle yanıtlıyor: “Ah Zeynep Hanım, en muhteşem bölümü kestik... Gözyaşlarıyla izledik. Kamboçya bölümü. Ama anlarsınız ya, ‘Ordu Sofya’ya! Savaş isteriz!’ mitingleri yapılırken, Türk halkını savaştan nefret ettiremezdik!” ‘Savaş isteriz’ Hâkim ve savcı nasıl oluruz? F. ÇAĞDAŞ İSLİM İstanbul Bilgi Üniv. Hukuk Fak. Lisans Öğrencisi Polisleri alkışlattı H ukuk fakültelerinde yetişmekte olan Türkiye’nin gelecekteki hukukçuları şu günlerde zor zamanlar geçiriyor. Öğrendiğimiz bütün hukuk prensipleri her gün paramparça olurken bizler de “Hukuk gerçekte nedir” sorusunu kendimize daha fazla sorar bir hale geldik. Bu sorgulamaların verdiği kaygılar yetmezmiş gibi başka bir gerçek önümüze bütün heybetiyle dikiliyor: Fakülteden mezun olduktan sonra biz ne ile uğraşacağız? Hukuk fakültesinden mezun olan bir öğrenci avukat olmak isteyebilir. Bu ülkede avukat olabilir miyiz peki? İstanbul Barosu Başkanı Av. Ümit Kocasakal’ın Eskişehir’de yaptığı konuşmadan bir bölümü değerlendirelim: “En büyük güvencem olması gereken hukuk, şu anda benim en büyük kâbusum ve en büyük tehdidim. Beni polisten kim koruyacak? Beni savcıdan, hâkimden kim koruyacak?” Baro başkanının bu sözleri bir hukuk öğrencisini dehşete düşürmeye fazlasıyla yeter. Hukuk fakültesinden mezun olan bir öğrenci akademisyen olmak isteyebilir. Bu ülkede üniversite mensubu olabilir miyiz peki? Hukuk fakültesi birinci sınıfta Medeni Hukuk derslerini bana ilk öğreten ve o günden bu yana her daim yoluma ışık tutan değerli hocam Prof. Rona Serozan başkanlık sisteminin tehlikelerine dikkat çeken 30 hukukçunun da yer aldığı bildiriyi anlatırken şunları söy lüyor : “Biz bu bildiriyi hazırlarken, çok parlak bulduğumuz genç anayasacı arkadaşların da imzalarını almak istedik fakat sonra şöyle düşündük: “Aman! Onları harcamayalım, yakmayalım. Eğer onların da imzalarını alırsak, yarın öbür gün doçentliğe terfi etmelerine engel olmuş, başlarını belaya sokmuş olurduk.” Üniversitelerin özgürlüğü bu kadar tehdit altında olursa biz özgün çalışmalar nasıl üreteceğiz? Hukuku sorgulamak Hukuk fakültesinden mezun olan bir öğrenci savcı ya da hakim olmak isteyebilir. Bu ülkede savcı ya da hâkim olabilir miyiz peki? Siyasi iktidar partisinin milletvekili olan anayasa hukukçusu Prof. Burhan Kuzu’nun Twitter hesabından 26 Nisan 2015 tarihinde yazdıkla rını değerlendirelim: “HSYK derhal harekete geçip deli saçması bu kararı veren hâkimi hemen açığa almalı.” Bir ülkede hâkimler için yaşanan olay ne olursa olsun böyle cümleler nasıl söylenebilir? İlhan Cihaner bu ülkenin bir savcısıydı ve yaka paça gözaltına alınmıştı. Bu umutsuzluğu umudun sözcülerinden Yaşar Kemal’e kulak vererek dağıtalım: “İpe çekeceklerini bilsem yine yazmaya devam ederim.” Hukuksuzluk yapanlara ve bunları savunanlara ne öğretiyorlar bilmiyorum ama bize fakültede üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü savunmayı öğretiyorlar. Her ne durumla karşılaşırsak karşılaşalım bunu savunacağız. Kim ne görüşte olursa olsun, haksızlık nerede ise biz orada olacağız. O ses Türkiye’deki ilk konseri: Türkiye hapishaneleri 12 Eylül nedeniyle hâlâ dolu... Biletler çoktan tükenmiş, kapıların dışında belki bin kişi... Konserin bir anında büyük sessizlik istiyor. “Şimdi sesimi duvarların dışında kalanlara ve duvarların içine tıkılanlara yolluyorum” diye haykırıyor. “Swing Low, Sweet Chariot” şarkısını, çalgısız gitarsız en uzaklara yansıtıyor. Ertesi gün Türkiye’nin bütün hapishanelerinden “Biz de o sesi duyduk” mesajları geliyor... Yıl 1993. Bir kış akşamı San Fransisco’dan telefon ediyor: “Ne var ne yok?” Nâzım’la kucaklaşma T.C. KIRIKKALE 4. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2012/2400 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TASINMAZIN Özellikleri: Kırıkkale İli, Yahşihan İlçesi Kılıçlar Köyü 662 ada 1 parsel sayılı tarla vasılı taşınmazın tamamı Kırıkkale Ankara karayolu 17. Km.si hudutlarında aparca tesislerinin arka kısmında bulunmaktadır, boştur. Yüzölçümü: 1.867,07 m2 Kıymeti: 93.200,00 TL KDV Oranı: %18 1. Satış Günü: 11/08/2015 günü 10:1510:20 arası 2. Satış Günü: 11/09/2015 günü 10:15 10:20 arası 2 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri : Kırıkkale İli, Yahşihan İlçesi, Kılıçlar Köyü, 392 ada 1 parsel sayılı tarla vasılı taşınmazın tamamı Kırıkkale Ankara karayolu 17. Km.si hudutlarında Aparca tesislerinin arka kısmında bulunmaktadır, boştur. Yüzölçümü: 178,51 m2 Kıymeti: 8.900,00TL KDV Oranı: %18 1. Satış Günü: 11/08/2015 günü 10:25 10:30 arası 2. Satış Günü: 11/09/2015 günü 10:2510:30 arası 3 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Kırıkkale il Yahşihan ilçesi Kılıçlar Köyü 301 ada 12 parsel sayılı “3 katlı betonarme imalathane, işyeri, restorant ve arsası” vasılı taşınmazın tamamı, Ankara Samsun Karayoluna cepheli Aparca dinlenme tesisleri, bodrum kat zemin kat ve üzerinde, çekme teras katlı yapıdır, betonarme karkas tarzındadır, bodrum katında imalathane, yemekhane, depo, soyunma bölümleri, tuvalet, banyo vb şeklide düzenlenmiştir, yemekhane tabanları seramik ve duvarları fayans kaplamalı, bazı koridor ve depo bölümlerinde ince inşaat imalat işler eksiktir, zemin katında restorant, yemek salonu, çay salonu, market türü satış yerleri, 2 mescit, tuvalet olup, dışa bakan cepheler cam vitrin imalatı ve ahşap lambri ve doğramalı, imalatlar kapılıdır, iç kısımların tabanların seramik kaplamalı duvarlar alçılı ve boyalı, asma alçıpan tavan ve gömme aydınlatma aksesuarları, iç mekanlarda ahşap kaplama imalatları ve lambri tavanlar, ön kısımda cephe boyunca yapılan ahşap lambri saplama, iç kasımda fırın ocak türü imalatlar mevcuttur, iç kısımdan çıkılan 1. katta çekme teras kat vardır, düğün salonu toplantı ve teras kat olarak kapalı alanlar mevcut, cam camekan ve iç kısımlar seramik kaplama, alçı duvar kaplamalı ve boyalıdır, tesisin ön sahası kilit parke yapılı, tesisin batı kesiminde taş duvar üzeri dolgulu, üzerinde çocuk oyun parkı ve bu kısma yakın açık ocak tuğlalı mangal yerleri mevcuttur, 150250 kg ağırlığında yük taşınma amaçlı onayı bulunmayan 3 duraklı, 2 adet 5.000,00 TL toplam bedelli asansör ile, Matador marka. MV100 tipli, 3,5 kw 10 m2 pişirme alanlı, 4 katlı, 1883x3215x2160 mm. Boyutunda, 3.650 kg. Ağırlığında 12 yaşında 12.500 TL bedelli fırın mevcuttur, arsa değer 1.204.000,00 TL, yapı değeri 2.052.000,00 TL, Ahşap pergola değeri 180.000,00 TL, kilit parke değeri:87.500,00 TL, çocuk oyun parkı dolgu ve yeni yapılan ocak değeri: 40.000,00 TL’dir. Yüzölçümü: 6.020,00 m2 Kıymeti: 3.581.000,00 TL KDV Oranı: %18 Kaydındaki Şerhler: HSBC Bank lehine ipoteklidir. 1. Satış Günü: 11/08/2015 günü 10:35 10:40 arası “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” ANMA Leman ve Aziz Taner Cumhuriyet’e ve Atatürk devrimlerine olan inançlarıyla öğrencilerine ışık tuttular. İlkeli ve onurlu yaşadılar. Yaşamları örnek olsun. Sevgili annem ve babam Bir çocuk daha okusun diye... 21. YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel: 0212.274 15 02 0212. 213 74 02 Fax: 0212.275 52 44 www.yekuv.org yekuv@yekuv.org Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi 00158007287986476 BEYHAN TANER T.C. KEBAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN 2015/127 Esas sayılı dosya Davacı Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi tarafından, Elazığ ili, Ağın İlçesi, Akpınar Köyü Aladağ mevki, 57 ada 51 parsel sayılı taşınmazın 1.555,95 Metrekare kısmında irtifak tesisi kamulaştırması yapılmış olup, Kamulaştırma Kanunun 10. Maddesi gereğince, kamulaştırma bedellerinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazda 1.555,95 Metrekare kısmının davacı Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi adına irtifak hakkı tesisine karar verilmesi mahkememizden istenilmiştir. Bu taşınmazdaki hak sahiplerinin ve 3. Kişilerin tebliğden itibaren otuz gün içinde Kamulaştırmanın iptali için İdari Yargıda ya da maddi hataların düzeltilmesi için Adli Yargıda dava açabileceği, açılacak davalarda husumetin kamulaştırmayı yapan Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi’ne yöneltileceği, bu süre içinde, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmediği takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve Mahkememizce tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, Mahkememizce tespit edilecek kamulaştırma bedellerinin yargılama sırasında hak sahipleri adına T.C. Ziraat Bankası Ağın şubesine yatırılacağı, ilgililerin davaya ve taşınmazın değerine ilişkin bütün savunma ve delillerini tebliğden itibaren 10 gün içerisinde mahkememize yazılı olarak ibraz etmeleri gerektiği 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun ilgili maddeleri gereğince ilanen tebliğ olunur. “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:107695) 2. Satış Günü: 11/09/2015 günü 10:35 10:40 arası 4 NO’LU TASINMAZIN Özellikleri: Kırıkkale İl, Yahşihan İlçesi Kılıçlar Köyü 301 ada 13 parsel sayılı arsa vasılı taşınmazın tamamı Kırıkkale Ankara karayolu 17 km.sinde Aparca dinlenme tesislerinin otopark alanıdır, taş parke mevcuttur. Yüzölçümü: 3.594,00 m2 Kıymeti: 718.800,00 TL KDV Oranı: %18 Kaydındaki Şerhler: HSBC Bank Lehine ipoteklidir. 1. Satış Günü: 11/08/2015 günü 10.45 10.50 arası 2. Satış Günü: 11/06/2015 günü 10.4510.50 arası TAŞINMAZLARIN SATIŞ YERİ: Kırıkkale Adliyesi Zemin Kat Kurum Arşivi Önü Merkez/Kırıkkale Satış Şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap. gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masraları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse icra ve ilas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir, ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve keilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır, ihale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2012/2400 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 22/06/2015 (Basın: 104852) C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle