13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 16 ABDİRAN Putin’den Obama’ya mesaj Rus lider Vladimir Putin 4 Temmuz Bağımsızlık Günü dolayısıyla ABD Başkanı Barack Obama’ya mesajında, görüş ayrılıklarına rağmen iki ülke arasındaki ilişkilerin küresel istikrar için en önemli etken olduğunu söyledi. TASARIM: BETÜL BERİŞE ABDKüba uçuşları ABD’den Küba’ya ilk kez aktarmasız uçuş gerçekleşti. ABD’li JetBlue havayolu şirketi, New York Kennedy Havalimanı ile Havana Jose Marti Uluslararası Havalimanı arasında önceki gün ilk doğrudan hhuçak seferini yaptı. Pazar 5 Temmuz 2015 EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ Anlaşmaya hiç bu kadar yaklaşmadık ‘Baba’ların kapışması Savaşın ortasındaki Suriye’de ramazan için ‘Baba’ filmini hem hükümet hem muhalifler dizileştirdi. Muhalif dizide yıldızlar oynuyor, rejimin dizisi nostaljik uriyeli televizyon izleyicilerine “reddedemeyecekleri bir teklif yapılıyor”: “GodfatherBaba” filminin iki rakip versiyonunun arzı endam ettiği geceler. İçsavaşın ortasında olmasına rağmen Suriye’de de tüm Arap alemindeki gibi ramazan en çok televizyon izlenen dönem. Ama sinema tarihinin unutulmazlarından, Francis Ford Coppola imzalı mafya klasiğinin iki uyarlamasını birden karşılarında bulmayı onlar da beklemiyordu. [email protected] İran Dışişleri Bakanı Muhammed Zarif, ülkesinin nükleer programıyla ilgili dünya güçleriyle uzun süredir devam eden müzakerelerde anlaşmaya hiç bu kadar yakın olmadıklarını söyledi. Görüşmelerin sürdüğü Viyana’dan video yayınlayan Zarif, yine de başaracaklarına dair garanti olmadığını belirtti. IŞİD’e atıfla, İran ve dünya güçlerinin ortak sorununun “giderek büyüyen aşırıcılık ve barbalık tehdidi olduğunu, kukuletalı adamların medeniyetin beşiğine zarar verdiğini” vurgulayan Zarif, bu tehdide karşı varoluşsal mücadelede yeni yaklaşımlara çok ihtiyaç olduğunu belirtti. Dün İran’a yaptırımların kalkmasının zamanlamasıyla ilgili anlaşmaya varıldığı haberi gelse de, nihai anlaşma mühletinin 7 Temmuz’u bile geçebileceği belirtiliyor. S Ç Çipras efsanesinin sonu mu? Siyasi göndermeler Birinin prodüktörü, rejim bağlantılı bir kanalla ilişkili Sama şirketi. Onlar “Baba”yı çekmeye karar verince, Esad’a karşı yürütülen savaşın destekçileri derhal rakip projeyle ortaya çıkıyor. İçsavaşı kimin kazandığı soru işareti olsa da, Financil Times’ın Beyrut muhabirine göre “babaların kapışmasını” muhaliflerin versiyonu olan “Baba: Şark Kulübü” kazanıyor. “Şark Kulübü”nde pek çok yıldız boy gösteriyor, hem de Esad destekçileri olmalarına rağmen. Rejim yanlısı Besim Yahur, Sama’nın teklifini reddedip, muhaliflerin prodüksiyonunda Vito Corleone’nin oğlu Sonny Corleone’nin Suriyeli versiyonunu oynuyor. Sama’nın “Baba”sı da şarkıcı Assi el Helani’ye rol vermeyi başardı. Clacket Madia tarafından Lübnan’da çekilen “Baba: Şark Kulübü”nün senaristi ve ak TUNUS Amerikalı ünlü aktör Marlon Brando’nun ölümsüzleştirdiği Baba’nın muhalif versiyonu Esad’ı eleştiriyor, rejim versiyonu ‘eski güzel Suriye’yi hatırlatıyor. törü Rafi Vehbi, orjinal filmin Arap uyarlamasından çok daha fazlasını yaptıklarını söylüyor. Dizide Hafız Esad’ın sosyalist devletinden oğlu Beşşar Esad’ın ekonomide liberalleşmeye geçişi, yeni bir eş dost kayırmacılık döneminin baş göstermesi, paranın iktidar ailesiyle bağlantılı işadamlarına akması, halkın ise yoksullaşması teması işleniyor. lediklerini” anlatıyor. Bu sırada yardımcı yönetmen, ellerine sahte Kalaşnikof alıp siyah parlak takım elbiselere bürünmüş aktörlere “Ortada zıplayıp durmayın. Siz mafyasınız” diye bağırıyor. Ali, “Bu uyarlamada baş karakter gangster değil, Suriye’de bir siyasetçi” diyor. Zaten muhalif jargonunda Esad ailesinin en yakın çevresinden “mafya” diye söz ediliyor. Fanatik muhalefet taraftarı Cemal Süleyman’ın canlandırdığı “Baba” için nüfuzunu kullanarak iş anlaşmaları yapan hükümet yetkilileri model alınmış. “Baba”nın villasının alt katında kaçırılan kişilerin alıkonmasıyla da, rejim zindanlarındaki işkencelere atıf yapılıyor. Hükümet yanlısı uyarlama ise orjinal filme daha sadık. Bazen içsavaş öncesi Suriye’den görüntüler ekrana geldiğinde, insan kendini Sicilya’da sanıyor. Her iki prodüktör de birbirleriyle rekabet içinde olmadıklarını, ama Arap piyasasını ele geçiren Türk dizileriyle rekabet ettiklerini söylüyor. Körfez parasıyla Türkiye’de muhalif dizi çekmeye gidenlerin dönüştü sorgulandığı ve yurtdışına çıkış yasağı aldığı konuşuluyor. IŞİD saldırısından sonra OHAL ilanı ipras’ın Sintagma Meydanı’nda “hayır” taraftarlarına yaptığı son kampanya konuşmasını izlediniz mi? Bizim “balkon konuşmaları”nı andırıyordu. Hamaset zirve yapmıştı. “Zafer şimdiden bizim!” diye “hayır”cılara gaz verdi Çipras: “Bugün tüm Avrupa’nın gözü bizim üzerimizde; evrenin gözü Sintagma Meydanı ve demokrasinin doğduğu bu vatanın irili ufaklı meydanları üzerinde. Demokrasinin yeniden Avrupa’ya dönmesine fırsat verelim… Bugün, kaderimizi elimize alma kararımız ve Yunan halkına söz hakkını vermek cesaretine sahip çıktığımız için kutlama yapıyoruz. Şantaj ve korkuyu yenmek için şarkılar söylüyoruz. İnanın bana, kimse Yunanistan’ı ait olduğu doğal yerden dışlamakla tehdit edemez! Avrupa uygarlığının beşiği Yunanistan, hep öyle kalacaktır…” Çipras özetle “Avrupa biziz!” diyor. Ve Eski Kıta’ya “ders vermek”ten dem vuruyor. Ama bu böbürlenmeleri meteliğe kurşun atan bir ülkede yapıyor. Dünya ve Avrupa’nın gözü evet, tabii doğru, Sintagma’da ama Atina’dan heyhat!“demokrasi dersi” almak için değil; “kriz AB’yi de acaba batırır mı?” endişesiyle… Cumhuriyet’te misal dün bir fotoğraf vardı… Emekli maaşını alabilmek için beklerken ağlayan bir adamın fotoğrafı… Dünya dönüp Yunanistan’a baktığı zaman işte ne yazık ki yalnız artık bunu görüyor. Çipras’ın retoriği o sebeple dozu abartılı popülizm olmaktan öteye gidemiyor. Tunus’ta 26 Haziran’da Susa kentinde bir saldırganın plaj ve otelde turistleri katletmesi sonrası olağanüstü hal ilan edildi. Saldırıyla ilgili hem güvenlik hataları hem de siyasi hatalar yapıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı ElBaci Kaid esSibsi, OHAL ilanının ardından, Susa Valisi dahil pek çok yerel yetkiliyi de görevden aldı. IŞİD’in üstlendiği turist kaliamında 38 kurbandan 30’u Britanyalıydı, 39 kişi de yaralandı. Yine IŞİD’in üstlendiği marttaki Bardo Mozaik Müzesi saldırısında da 21’i turist 22 kişi ölmüştü. En önemli gelir kaynağı olan turistler Tunus’tan kaçıyor. Türk dizilerine karşı Lübnan’daki sette gazetecilere konuşan yönetmen Hatem Ali “2011’deki ayaklanmaya varan kızgınlığı anlamak için kilit bir dönemi iş PODEMOS mesafe koydu BRİTANYA BBC’ye ‘İslam Devleti’ mektubu BBC, IŞİD’in kendine verdiği İslam Devleti adını kullanmaması yönünde baskı altında. Önce Britanya Başbakanı David Cameron BBC’yi “İslam Devleti” dediği için eleştirip “Çünkü bu İslam devleti değildir, korkunç ve barbar bir rejimdir” dedi. Ardından 120 milletvekili benzer söylemde bir mektubu BBC’ye gönderdi. Mektupta “İslam Devleti”nin kullanılmamasının “gereksiz yere İslami aşırıcılara itibar sağlamak anlamına geldiği” savunuldu. BBC Genel Müdürü Tony Hall “Sadece ‘İslam Devleti’ ifadesi böyle bir devletin var olduğu anlamına gelebilir. ‘Sözde İslam Devleti’ ifadesini kullanacağız” dedi. Bu gece zaferin “hayır”cılara mı, “evet”çilere mi gideceği belli değil. Yoklamalar halkın radikal biçimde bölündüğünü gösteriyor. Ama sonuç ne olursa olsun, Avrupa ve Merkel dahil, krizin tüm aktörleri yönetilemeyen bu bunalımdan çok ağır imaj kaybına uğruyorlar. İç politik manevralarla bir “oldubitti”ye getirilen, şeffaflıktan uzak Çipras’ın referendum hamlesi, Yunanistan’ın sınırları ötesine “demokrasi dersi” vermek şöyle dursun bilakis SYRİZA hükümetinin inandırıcılığını mayınlıyor. SYRİZA’nın İspanya’daki ruh ikizi PODEMOS mesela… Çipras’tan artık mesafe alıyor. Altı ay önceki Yunanistan seçimlerinde Çipras ve partisine tam destek veren ve Atina’da doğrudan kampanya yapan PODEMOS lideri Pablo Iglesias, referendum maratonundan bu kez bariz biçimde uzak durdu. Yunan Başbakan’ın uluslararası planda girdiği “değerli yalnızlığa” rağmen “kardeş parti lideri”ne el uzatmadı. Avrupa solu için başlangıçta bir umut dopingi olan SYRİZA ile öyle anlaşılıyor ki yan yana görünmek artık avantaj olmaktan çıkıp dezavantaja dönüşmüş durumda. Mayıstaki yerel seçimlerde başarı öyküsü yazan PODEMOS, İspanya’nın güz başındaki genel seçimleri arifesinde yakaladığı bu olumlu ivmeyi riske atmak istemiyor. ‘AB’nin en derin krizi’ Ermenistan’da polis ‘kahraman’ değil Rusya’daki ekonomik krizin fena vurduğu Ermenistan’da Rus elektrik şirketinin talebiyle elektriğe yüksek zam yapılmasının yol açtığı protestolarla ilgili polise soruşturma açıldı. Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’ın protestoları bastıramayıp zammı askıya almasının ardından, özel soruşturma servisi sözcüsü Mikael Aharonyan, protestoculara karşı aşırı güç kullanan, yetkilerini kötüye kullanan ve gazetecilerin çalışmasını engelleyen polislere soruşturma açıldığını duyurdu. Suçlu bulunurlarsa polislere 6 yıla varan hapis cezaları verilebilir. Eylemciler haziran sonunda polis çevik kuvvetinin yüzlerce memurunun coplu, tazyikli suyla ÇİN ağır saldırısına maruz kalmıştı. Gazeteciler dövülmüş, aletleri kırılmış ya da gasp edilmişti. Polis şiddetini incelemeye alan özel soruşturma servisi, “polisin yetkilerini apaçık aştığı, protestocu ve gazetecilere şiddet kullanarak, toplumun ve devletin meşru çıkarlarına önemli zarar verdiği” sonucuna vardı. ‘Ramazan gayet normal geçiyor’ China Daily gazetesine göre Sincan Uygur eyaletinde Müslümanların ramazan ibadeti anlayışla karşılanıyor. Gazeteye konuşan 63 yaşındaki Kazak asıllı Bahetikhan Gahep adlı kadın, hayatı boyunca ramazanda hiç oruç kaçırmadığını söyledi. Üniversite öğrencisi Afganistanlı Mohamed Gaderoghli oruç tuttuğunu belirtti. Uluslararası öğrenci ofisi müdür yardımcısı Zhang Quansheng, Müslüman öğrencilerin oruçlarına saygı gösterildiğini ifade edip “Biz sadece performanslarından endişe ediyoruz çünkü bazı öğrenciler derslerde uyuyup kalıyorlar. Ancak biz buna bir şey demiyoruz çünkü bu dini inançlarının bir parçası” dedi. ABD Spiegel’i dinleyip ispiyonlamış BD’nin dünya çapındaki yasadışı dinlemelerinin Almanya ayağında başbakan, bakanlar, parlamentoyla yetinmeyip medyaya uzandığı ortaya çıktı. Ulusal Güvenlik Kurumu’nun (NSA) skandallarından sonra bu kez CIA’nın Der Spiegel dergisinin Hamburg’daki merkezini 2011’de dinlediği ortaya çıktı. Nasıl dinlendiğini haber yapan Der Spiegel, CIA’nın telefonlarını dinlemekle kalmayıp, üstüne üstlük konuyla ilgili Alman Başbakanlık İstihbarat Koordinatör Yardımcısı Günter Heiss’ı bilgilendirdiğini duyurdu. CIA, Heiss’i, bilhassa terör A rin gırtlağı” olan Vorbeck, görevinden sessiz sedasız uzaklaştırılmış ve arşiv bölümüne alınarak Alman istihbarat servisi BND tarihini incelemekle görevlendirilmişti. si zaten yeteri kadar tartışmalı” diye verdi. le mücadelen sorumlu yardımcısı Hans Josef Vorbeck konusunda uyarmış. Dinlemelerin ardından CIA’nın Berlin istasyon şefinin toplantıya çağırdığı Heiss’a, Vorbeck’in Spiegel’e bilgi sızdırdığı uyarısı yapılmış. Heiss, CIA’nın ABD’deki merkezini de ziyaret etmiş. Haziran 2011’deki bu sürecin ardından, Spiegel’in bir nevi “de Spiegel’in avukatları, konuyla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulundu. ABD yönetiminden bir kaynağın, Spiegel’e bilgi sağlayan kişiyi açığa çıkarma nedeni olarak “çünkü bu iletişim ABD’nin çıkarlarını zedeliyordu” dediği aktarıldı. CNN haberi “Olay birçok soru doğuruyor. ABD yönetiminin işini yapan gazetecileri izlemeyi uygun görme ABD’nin çıkarları ABD’li yetkililerin vatandaşlarının güvenliğini sağlamak gerekçesiyle yaptığı dinlemede “özgür basının normal işleyişi çerçevesinde gazetecilerle konuşan yetkilileri Alman hükümetine bildirme yetkisini nereden bulduğu” sorgulanıyor. Spiegel “Obama yönetimi gazeteciliği suç faaliyeti haline getirme yönünde kötü bir alışkanlık edindi” diyerek “Basın özgürlüğü Amerikan istihbarat servislerinin durduracağı bir değer değildir” görüşünü dile getirdi. Gazetecilik suç mu? Önce de söz ettiğim gibi AB de darbe yiyor. Öyle ki Belçika Başbakan Yardımcısı Kris Peeters’in sözleriyle bu “AB tarihinin şimdiye dek görülmüş en derin krizi.” Krizden AB’nin gevşeyen bir birlik olarak çıkmasından korkuluyor. Hele 2017’de Londra’nın planladığı kritik AB referandumu arifesinde Yunanistan çıkmazı bir siyasi yetersizlik sinyali olarak algılanıyor ve Brüksel’in eli zayıflıyor. Konu özetle teknik bir “ortak paraAvro” meselesi değil. İşlerin bu kertede bir “kaybetkaybet noktasına” gelmesi, Brüksel’de kamufle edilemeyen güç boşluğunu gözler önüne seriyor. Brüksel’in yön kaybı AB’nin bütünlüğü hilafına “ulusal parçaların” güç kazanması ve de bir “yeniden uluslaşma” süreci ile sonuçlanıyor; herkesin, herkese karşı olduğu bir Avrupa tablosu ortaya çıkıyor. Bu geceki sonuçlar tabloyu toparlamaya yetecek mi? İşte gözlerin Atina’da olmasının asıl nedeni bu. Azerbaycan İHA düşürdü Azerbaycan ile Ermenistan arasında Dağlık Karabağ yüzünden de facto savaş devam ederken, sınır ihlallerinde çok sayıda asker öldürülmesine insansız hava aracı (İHA) düşürülmesi de eklendi. Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan’a ait iki İHA düşürdüğünü duyurdu. Açıklamaya göre, Ermenistan İHA’ları cephe hattının Terter bölgesinde Azerbaycan mezvileri üzerinde keşif uçuşu yaparken belirlenip düşürüldü. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle