16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 18 Haziran 2015 KULTUR Sir John Hurt hasta, ama dimdik ayakta... Usta İngiliz aktör John Hurt, BBC Radyo 4’te katıldığı bir yayında kanser olduğunu açıkladı. 74 yaşında olan ve ‘Sir’ unvanına sahip sanatçı, halen pankreas kanseri tedavisi gördüğünü ve buna karşın setlerde kalmayı sürdüreceğiEDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK ni, iyimser olduğunu ve doktorlara güvendiğini söyledi. Hurt yakın zamanda da, radyo için ‘Jeffrey Bernard kendini iyi hissetmiyor’ isimli yapımın kaydını gerçekleştireceğini, bunun da hayatın küçük ironilerinden biri olduğunu söyledi. 23 Fatma Girik ve Süleyman Demirel... Sanatçılığa yeni tarif getirdi T 9. Senfoni, ‘İşte Çağdaş Türkiye’nin görünümü’ A Nazmiye ve Süleyman Demirel, Aziz Nesin ve Demirtaş Ceyhun ile... NazmiyeSüleyman Demirel ve Hülya Avşar. Dönemin 9. Cumhurbaşkanı Demirel, Cumhuriyet’in 75’inci yılında alışılmadık bir ‘cömertlikle’ 80’in üzerinde sanatçıyı ‘Devlet Sanatçısı’ yapmış olmasıyla büyük bir tartışmaya da yol açmıştı. Usta yönetmen Başar Sabuncu yaşamını yitirdi ürkiye tiyatrosu ve sinemasının büyük yönetmenlerinden Başar Sabuncu, 73 yaşında hayata veda etti. Şener Şen’in rol aldığı “Çıplak Vatandaş”, “Zengin Mutfağı” gibi önemli filmlere imza atan Sabuncu, 1943 yılında İstanbul’da doğdu. Türkiye’de yasaklı olduğu yıllarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda Nâzım Hikmet sahneleyen ve 12 Eylül darbesinden sonra kurumdan atılan Sabuncu, Berlin’deki ünlü Schaubühne Tiyatrosu’nda da “İşgal” oyununu sahnelemişti. Tiyatrosinema yönetmeni, senarist, çevirmen ve sahne tasarımcısı Sabuncu, 1961’de Saint Joseph Lisesi’ni bitirdi. Bir süre T ürkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 1998’de, yani Cumhuriyet’in 75’inci yılında 72 sanatçıya birden ‘Devlet Sanatçısı’ unvanının verilmesi üzerine başlayan tartışmanın da fikir mimarıydı. Bilindiği gibi, 1971 yılında başlayan uygulamayla bugüne kadar 63 kişinin “Devlet Sanatçısı” seçilmesi, Cumhuriyetin 75. yılında ise 72 kişinin birden bu unvana lâyık görülmesine, ünlü nkara Müzik Festivali’nin 31 Mart yazarlar; Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Fikret 1997 tarihindeki açılış konserine Otyam ve gazetemiz yazarı, şair Melih dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Cevdet Anday ile ozan Arif Sağ, solistler Demirel’in “İşte çağdaş Türkiye” sözleri Belkıs Akkale, Müzeyyen Senar, çizer damgasını vurmuştu. Laikliğin tehlikeye Turhan Selçuk ve ressam Avni Arbaş da tepki göstererek, ödülü almayacaklarını açıklamıştı. Diğer yandan, yazarımız Ahmet Taner Kışlalı ise, 16 Aralık 1998 tarihli köşe yazısında konuya ilişkin olarak, “Devlet Sanatçılığı onursal bir ödüldür. Ve Sayın Demirel o ödülü yozlaştırmıştır” demişti. Öte yandan, “Devlet Sanatçısı” listesinde adını göremeyen kimi şarkıcı ve oyuncular ise “Değerlendirme neye göre yapılmış?” diyerek, tepkilerini dile getirmişti. Yılın son aylarında hemen tüm köşe yazıları ve sayfalara konu olan tartışmada, dönemin hükümetinde İstemihan Talay tarafından idare edilen Kültür Bakanlığı da bu listeyi sanat dünyasından gelen tepkiler üzerine daha da uzatmış ve aralarında Orhan Hürriyet Gazetesi’nden alınmıştır. Gencebay, Muazzez Ersoy, Nilüfer, Sezen Aksu, Emel Sayın, Samime Sanay, Okay Temiz, Özdemir Erdoğan Demirel’in konser sonrasında elinde şapkası ve konservatuar öğretim görevlileri Ali ile sahneye çıkıp orkestra ile dinleyicileri Doğan ile Muzaffer Arkan’ın da yer aldığı eliyle işaret ederek “İşte çağdaş Türkiye” bir grup ismi, ‘Devlet Sanatçıları’ listesine dediği an salon ayağa kalkarak “Türkiye “ek” yaparak, Cumhurbaşkanı Süleyman laiktir, laik kalacak” sloganı atmıştı. Demirel’in onayına göndermişti. Politik etkilerinin haricinde sanata olan Güleryüz: Tam olarak tarif katkısı (!) ile ilgili olarak da benim ona karşı bir reaksiyon ve önemli bir ‘hayır’ım, edilememiş bir unvandı karşı çıkışım oldu ve bu karşı çıkışımı o Bu sanatçılardan kimileri, gelinen noktada bu karardan duyduğu memnuniyeti günkü sanat kurumları ve ‘sanatçı’lardan beklerdim. Ama tam anlaşılamamış ve tarif ve geç kalınmışlığı dile getirmişti. İşte tam edilememiş bir Devlet Sanatçılığı fikrini, da bu sürece bireysel olarak itiraz ederek, 1989 tarihinde, 80’in üzerinde sanatçıya kendisine verilen unvanı reddeden tek tevcih edişinin kıstaslarının açıklanamayışı isim, ressam Mehmet Güleryüz’dü. Hatta ve o günkü yönetmeliğin aslen bağlı olduğu Güleryüz bu uğurda iki kez resmen davacı kanuna uymazlığı da, idarî bir mesele oldu; dava iki kez tekrarlandı; ama bazı olarak tarafımızdan tespit edildi ve bunun isimler, bu unvanı bugün bile kullanmayı tek davacısı olarak bunu iptal ettik. sürdürüyor. Demirel’in kaybı üzerine Demirel her zaman bir tolerans ve Cumhuriyet’in yurtdışında telefonla ulaştığı hoşgörü kişisi olarak görünmüştür ama sanatçı, bugün şunları söylüyor: bir çok konuda da unutulmaması gereken, “Türkiye’nin bugünkü halihazır hukuk dışılığa yaklaşımın da baş müsebibi durumunda geriye doğru bakılacak olduğunda, Süleyman Demirel’in çok önemli olarak hafızalarda kalacaktır. Bizim gibi ‘son şahitler’ de gidince, bazıları için, bir rolü var. Kendileri belki zaman içinde süreçler içinde kanunlar, hafızadaki bir çok demokrat, çok toleranslı gözükmesine çok yer edişleri bile değiştirebilirlik söz rağmen, 1970’li yıllardan bu yana siyasi konusu; bazılarımız hatırlayacak; bu tür hayatındaki önemli noktalar adına benim bir hukukî karar, bence politikacıların bugün karşıt olduğum birçok meselenin sanatı nasıl fütursuzca ve ciddiye almadan, ana koruyucusu olarak hatıralarımda yeri önemsemeyen, her boyu eşit kılmaya vardır. Tabii, geçen süreçler unutuluyor. yönelik ve herkesi memnun etme halleri içinde bir özensizlik ve hiçe saymalarının dayanağı olmuştur.” Yine halk ozanı Neşet Ertaş da, o günlerde verilen bu payeyi reddediş gerekçesini daha sonraları basına şöyle aktarmıştı: “O dönem Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı’ydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, ‘Hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir Devlet Sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor’ diyerek teklifi kabul etmedim. Ben ‘halkın sanatçısı’ olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu girdiği dönem olarak nitelenen bu dönemde Demirel’in konser sonrasında elinde şapkası ile sahneye çıkıp orkestra ile dinleyicileri eliyle işaret ederek “İşte çağdaş Türkiye” dediği an salon ayağa kalkarak “Türkiye laiktir, laik kalacak” sloganı atmıştı. Yaklaşık 10 bin izleyicinin katıldığı konsere ayrıca 5 bin kişi de girememişti. Gürcü şef Jansug Kakhicze’nin yönettiği konserde 450 kişilik orkestra Beethoven’ın 9. Senfonisi’ni seslendirmişti. Konserde, Ankara Devlet Opera ve Balesi Korosu, Bilkent ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, TRT ve Kültür Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu’ndan oluşan Birleşmiş Ankara Orkestra ve Koroları yer almıştı. Öte yandan, konserde dönemin Kültür Bakanı İsmail Kahraman ise yuhalanmıştı. l Kültür Servisi da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım.” Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi, sonra İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünde sürdürdüğü eğitimini bırakarak, tiyatroculuk serüvenine atıldı. Birkaç yıl özel tiyatrolarda oyunculuk yaptı. Ardından çalışmalarını yazarlık ve yönetmenlik alanlarında yoğunlaştırdı. İlk oyunu “Kargalar”, 1962’de Devlet Tiyatrosu’nca sahnelendiğinde, 19 yaşındaydı. 19641969 yılları arasında TRT Ankara Radyosu tiyatro bölümünde görev aldı; aralarında İlyada, Don Kişot, Goriot Baba gibi başyapıtların da bulunduğu 18 yapıtı radyo için oyunlaştırdı. 100’ü aşkın radyo oyun dizisini yönetti. l Kültür Servisi Akbank Caz’da üç konser u yıl çeyrek asrı dolduReşit Rey Konser Salonu’nda B ran Akbank Caz Festiva sahne alacak. Frisell, 23 li, 21 Ekim – 1 Kasım 2015 ta Ekim 2015, Cuma günü Zorrihleri arasında gerçekleşecek. Etkinliğin bu seneki yıldız isimleri arasında yer alan Manu Katché, Bill Frisell, John Scofield & Joe Lovano’nun biletleri ise 25 Haziran 2015, Perşembe günü Biletix’de satışa sunuluyor. Manu Katché, 22 Ekim 2015, Perşembe günü Cemal lu Performans Sanatları Merkezi’nde festival tutkunlarına seslenecek. 20 yıl aradan sonra tekrar bir araya geldiklerinde caz dünyasında büyük heyecan yaratan John Scofield & Joe Lovano ise, 25 Ekim 2015, Pazar günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda konser verecek. l Kültür Servisi Neşet Ertaş da reddetmişti Öte yandan, aynı listede bulunan ve bir dönemin öncü TV yapımlarına imzasını atan muhalif komedyen Levent Kırca ise, Demirel ile ilgili olarak şunları belirtiyor: “Süleyman Demirel’i benim kadar oynayan, eleştiren bir kişi hemen hemen yoktur. O buna rağmen o dönemde bana devlet sanatçılığı unvanı vermiştir. Başbakan olduğu dönem bizim 3 bin 500 kişilik çadır tiyatromuz çökmüştü. Randevu aldım ve hemen yanına gittim çünkü o dönem bankalardan kredi kolay alınmıyordu. Demirel’e kredi için vesile olun dedim, o da “Bu miktar sana ağır gelir, faiz payı yüksek parti olarak biz sana 1 trilyon verelim” dedi. Şaşırdım, “Sizi o kadar eleştiriyorum o yüzden bu parayı alamam” dedim. Demirel de “Bugüne kadar anamızı ağlattın bir şey dedik mi? Parayı geri de almayacağız, eleştirilerine devam edersin, neden mani olayım ki” dedi. Sonuçta parayı almadım ve parayı almamam çok hoşuna gitti. Süleyman Demirel’i yerden yere vururdum, hiçbir şey demezdi. Hoşgörülüydü, müşfik, sıcak ve eleştiriye açıktı. “Yollar yürümekle aşınmaz” diyen Demirel sanat dünyasına bu tavizi veriyordu. Bir gün 4 bin 500 kişilik açıkhava tiyatrosunda oyunumu izlemeye geldi. Aniden yağmur bastırdı, ama oyun boyunca hiç yerinden kalkmadı, yağmura rağmen oyunu sonuna kadar izledi. Oyun sonrası kulise gelip “Ya donumuza kadar ıslandık ama yağmurdan değil, korumalardan. Korumaların tuttuğu şemsiden akan su bizi donumuza kadar ıslattı” diye espıri yaptı. Matrak ve espriliydi. “Olacak O Kadar” da onu yerden yere vurduğum, ağır eleştirdiğim skeçleri izler ve gülerdi. Programdan sonra “Çok güldürdün beni” diye telefon açardı. Şimdi ise Tayyip Erdoğan’ın açtığı dört davam devam ediyor hâlâ...” l Kültür Servisi Kırca : Demirel hoşgörülüydü; Erdoğan’la davalarım sürüyor BBT’ye genç Sanat Yönetmeni eçtiğimiz günlerde yaklaşık otuz sözleşmeli oyuncunun işten çıkarılmasıyla ve oyunların repertuvardan kaldırılmasıyla gündeme gelen Bakırköy Belediye Tiyatroları’nın yeni Genel Sanat Yönetmenliği’ne oy birliğiyle Alican Yücesoy seçildi. Seçimlerde Aytekin Özen ve Yücesoy aday oldu. 34 oyla seçilen Yücesoy atamasını bekliyor. Tiyatronun Yönetim Kurulu seçimleri ise bugün yapılacak. l Kültür Servisi G Moğolistan Ulan Batur Dalanzadgad Güney Gobi Bayanzag Khongor Kumulları Ongiin Orhun Yazıtları Karakurum Bayangobi Naadam Bozkır Oyunları Katılımcı sayısı 20 kişi ile sınırlıdır. 15 2 3 T EM M U Z 20 1 5 www.dunyaninrenkleri.com Tel: 0212 361 20 00 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle