23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 11 Haziran 2015 yorum TASARIM: TÜLES HASDEMİR 22 iyasetçinin iki durumda, “devlet adamı” olma şansı ayağına gelir: • Koalisyon görüşmeleri sırasında. • Ülkesini yurtdışında temsil ederken. Bunlara bir tane daha eklendi: Seçim sonrası şokuna giren Cumhurbaşkanı’nı kapandığı sarayından çıkartan siyasetçi de “devlet adamı”dır. HHH Eski Dışişleri Bakanı Deniz Baykal, “Halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı” sıfatlı ve Başkomutan unvanlı Tayyip Erdoğan’ı ayağına değilse bile Dışişleri Konutu’na getirdi. “Devlet Adamlığı”nın konjonktürel değil “fıtratında” olduğunu kanıtladı. Bu sayede, seçimlerin en önemli sonucuna milletçe tanık olduk. Sadece burnu değil gövdesi de Kaf Dağı’nda olan Tayyip Bey’in süngüsünün iyice düştüğünü gördük. Bize bu olanağı sağlayan Baykal’a teşekkür etmek ama yine de çok dikkatli omak gerek. Tayyip Bey’in Saray’dan çıkıp bir anlamda Baykal’ın ayağına gitmesi, o hastalıklı “itibar ve iktidar aşkından tasarruf” edeceğini göstermiyor. Onun bu aşamada amacı, zihin S tanahmet@gmail.com www.ahmettan.com Vergiden vergi almaya Anayasa Mahkemesi onayı erginin vergisi olur mu demeyin. Oluyor. Özel tüketim vergisi (ÖTV) üzerinden Katma Değer Vergisi (KDV) alınıyor. Üstelik bu vergi Anayasa Mahkemesi tarafından da onaylandı. KDV Kanunu’nun, 24. maddesinde, KDV matrahına dahil olacak unsurlar belirlenmiş. Anılan maddede, ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karşılıkları ile vergi, resim, harç, pay, fon karşılığı gibi unsurların KDV matrahına dahil olduğu söylenmiş. İşte bu hükme dayanarak vergi üzerinden vergi alınıyor. En basitinden, otomobil alanlar, faturalarını incelerse bu durumu fark edebilir. Faturada önce araç bedeli görülür, araç bedeli üzerinden ÖTV hesaplanır, araç bedeli ile ÖTV’nin Koalisyon ve taksimetre lere kazınan gözü kara ve partizan Cumhurbaşkanı izlenimini mümkünse Baykal’ın eli ile silmek. “Her türlü koalisyona sıcak baktığını” ve “erken seçim yanlısı” olmadığını da Baykal’a verdiği izlenim üzerinden kamuoyuna ilan etmek. HHH Allah’ın sopası zaten yok ama seçmenin de yok. Sadece oyu var. Vakti saati gelince azgın muktedirleri oyum oyum oyacağı oyu. Seçim sonuçları elde Kuranıkerim meydanlarda dolanan Tayyip Bey’i “mushaf çarpmışa” çevirdi. Ve ancak 3. günün sonunda kendine gelebildi. Şimdi, kaçak sarayında ne tür bir şeytani hesapla partisini yeniden toparlamanın hesabını yapıyor. Ama artık çok geç. Kendi eliyle yırttığı, lime lime ettiği toplumsal ve siyasal doku artık dikiş tutmayacak. 2002 ve 2007 seçimlerinde “Menderes’in, Özal’ın devamıyım” diye oy topladı. Ağzına Erbakan’ı hiç alamadı. Amacı Demirel’in deyimi ile “tapulu araziye” konmaktı. Bunu “baraj” sayesinde başardı da... 2002’de sadece yüzde 34 oy aldı ve 363 milletvekili çıkardı. Meclis’in 2/3’ünü ele geçirdi. Şimdi yüzde 41 aldığı halde aynı barajda boğulmak üzere. Onu tek kurtaracak, CHP içinde patlak verecek tartışmalar ile behicak@yahoo.com.tr V rının gerekçesinde, bu tür uygulamanın Avrupa Birliği ülkelerinde de olduğunu, bu uygulama ile herhangi bir mükerrer vergilemenin olmadığını söyledi. Tüm yargı kararlarına olduğu gibi Anayasa Mahkemesi kararlarına da sonsuz saygımız var. Ama teknik açıdan olayın yeniden gözden geçirilmesinde fayda var. Adı üzerinde, “Katma Değer Vergisi”. Yani amaç, yaratılan katma değerin vergilendirilmesi. Bu amacı sağlamaya yönelik sistem ise indirim sistemi. Bu sistem sayesinde her aşamada yaratılan katma değer üzerinden vergi alınıyor. Otomobil örneğine geri dönecek olursak. Otomobil bayii, sadece ticaret ile uğraşmaktadır. Yani yarattığı katma değer, otomobili üreticiden tüketiciye ulaştırmakla sınırlıdır. Üreticiden alırken ödediği KDV’yi, satıcıdan tahsil ettiği KDV’den indirir ve aradaki farkı vergi dairesine öder. Kısaca, yarattığı katma değer üzerinden vergi öder. Ancak, işin içine ÖTV girince durum farklılaşıyor. KDV amacını aşıyor. Yaratılan katma değerin vergilendirilmesinin çok daha ötesine geçiyor. Otomobil satan bayii, yaratmadığı bir katma değer üzerinden KDV ödemek zorunda kalıyor. Konu çok net ve çok açık. Daha fazla vergi alınmak istenebilir. Ama bu şekilde, vergi üzerinden vergi almak yerine ÖTV oranlarını yükseltmek bile daha mantıklı olabilir. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ÖTV Farkı toplamı üzerinden ayrıca KDV hesaplanır. Yani ÖTV üzerinden KDV alınır. Yani vergi vergiye tabi olur. Bu haksız durum öteden beri eleştirilmiştir. Nihayetinde, bu haksız kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açılmıştı. Üstelik itiraz yoluyla davayı açan da İstanbul 2. Vergi Mahkemesi’ydi. Anayasa Mahkemesi 25 Aralık 2014 tarihinde konuya ilişkin kararını verdi (E:2013/48, K:2014/198). Özetle, “Verginin vergisi alınabilir” dedi. Anayasa Mahkemesi kara ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr Örnek AB MHP HDP’nin şımarıklıkları olacaktır. HHH Tayyip Bey’in elinde bir koz daha vardır: Rakip partilerin “Nafile turlarla oyalanması ve 45 gün kuralının işletilmesi!” Çünkü Bülent Arınç’ın dediği gibi “AK Parti, iktidar olmaya hem mecbur hem mahkum!” İktidar olmak derken “iktidarın parçası” olmayı kastediyor elbette. 13 yılın onca pisliğinin ortaya saçılmasını önlemenin, hakaramakaracılardan ayakkabı kutularının hesabını sormaya engel olmanın tek yolu budur!.. Çünkü koalisyon için protokol ve ortak bir hükümet programı kabul etmeyi gerektiriyor. Bu programa elbette Saray’ın tahliyesi, örneğin Et Balık Kurumu’na veya Çocuk Esirgeme Kurumu’na verilmesi, Burak’ın gemilerine el konulması veya Bilal’in vakfının Vakıflar’a devredilmesi yazılamayacak. HHH CHP’de “En uygun ortaklık MHP ile mi, yoksa HDP ile mi, peki ya AKP?” tartışması sürerken Abdullah Gül’ün eski danışmanı Ahmet Takan, Tayyip Bey’in “AKP’de kongre hazırlığına ve Davutoğlu’nun koltuğu Binali Yıldırım ve Numan Kurtulmuş’a devretme hesabına” dikkat çekti. Elbette böyle bir kongrenin yeni bir hatta iki parti birden doğurması mümkün. Türk siyasi tarihi iktidar partilerinin doğurganlığının da tarihidir. Demokrat Parti CHP’den çıkmıştır. Ve daha sonraki yıllarda nicesi: Hürriyet Partisi, Güven Partisi, Halkçı Parti, Sosyal Demokrat Halkçı Parti ve Demokratik Sol Parti... Sağda da doğurganlık fena değildir: Hür Demokrat Parti (1986), Büyük Değişim Partisi (1994) , Yeni Parti (1997), Yeniden Doğuş Partisi (2002), Genç Parti, Demokrat Türkiye Partisi (2005), Hürriyet ve Değişim Partisi, Aydınlık Türkiye Partisi, Halkın Sesi Partisi. HHH Hangi partilerle nasıl bir hükümet formülü gerçekleşecek? Bunu taraflar bile bilmiyor. Zamana karşı bir yarış ve şeytana bile parmak ısırtacak hesaplar var. Hangi hesabın sonu nelere gebe? Aceleye gerek yok. Henüz 45 gün için taksimetre çalışmıyor? Hangi partilerle nasıl bir hükümet formülü gerçekleşecek? Bunu taraflar bile bilmiyor. Zamana karşı bir yarış ve şeytana bile parmak ısırtacak hesaplar var. ŞANS TOPU HARBİ SEMİH POROY 9, 23, 26, 27, 32 + 7 5+1 BİLEN: 1 milyon 382 bin 921 TL (Devir) 5 bilen: 6 bin 554’er TL 4+1 bilen: 270’şer TL 4 bilen: 31’er TL 3+1 bilen: 16.15’er TL 3 bilen: 3.80’er TL 2+1 bilen: 5.10’ar TL 1+1 bilen: 3’er TL SOSYAL GÜVENLİK İhbar süresini kullanana tazminat yok ş Kanunu’nda çalışanlaİ rı koruyucu düzenlemelerden birisi de iş sözleşmesinin feshinden önce durumun işçiye bildirilmesi ve yeni iş arama izni kullandırılmasıdır. Yani, belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Buna göre iş sözleşmeleri; a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra, b) İşi altı aydan bir buçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta sonra, c) İşi bir buçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta sonra, d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra, feshedilmiş sayılmaktadır. Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilecektir. İşverenin yukarıda belirtilen sürelere uygun şekilde bildirim süresi kullandırması halinde ayrıca ihbar tazminatı ödenmeyecektir. Yani, ya bildirim sürelerine uyularak 2468 hafta önceden bildirim yapılarak günlük 2 saat iş arama izni verilecek ancak ihbar tazminatı ödenmeyecek ya da bildirim sürelerinde çalıştırılmayacaksa bu durumda işçiye ihbar tazminatı ödenecektir. İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn ATALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Fesih ve izin Seçimler bir halkoylamasıydı 015 seçimleri aslında neydi? Diktatörlük konusunda yapılan bir halkoylamasıydı ve halk, kendisine önerilmiş olan diktatörlüğü reddetti! Geçmişimizde aynı konuda yapılmış ama kötü sonuçlanmış halkoylamaları az değildir: 2. Abdülhamid, Mithat Paşa’yı, asılsız suçlamalarla önce ölüme mahkum ettirmiş, sonra cezasını ömür boyu hapse çevirmişti: Mithat Paşa’yı cezasını çekeceği Taif’e götürecek gemiyi önce bir süre Marmara’da bekletti. Bu da bir çeşit halkoylamasıydı: Halk tepki gösterseydi, Abdülhamid, kararını gözden geçirecekti. Olmadı. Gemi Taif’e gitti. Mithat Paşa orada boğduruldu. O günlerden bugüne bazı şeyler değişti, belli bir olgunluk düzeyine ulaştık. Bu evrimin çok nedeni var. Bunlardan biri, faşizmi yerden yere vuran, gülünecek duruma indirgeyen mizahtır. Mizah, Gezi’nin duvarlarında, gazetelerin sayfalarında, Twitter’da belirip törpülemiştir faşizmi. Evrensel bir gerçektir: Mizahçılar diktatörleri sevmezler. Mesela, Stalin zamanında Rusya’da bu tür mizahın Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı 2 Sorularınız için malicozum@ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. âlâsı vardı. “Düşünme / Düşünürsen konuşma / Düşünür ve konuşursan yazma / Düşünür, konuşur ve yazarsan hiç olmazsa imzalama / Düşünür, konuşur, yazar ve imzalarsan da şaşma!” derlerdi, fıkra anlatırlardı: Stalin’in kocaman sarayında pek çok yatak odası var. Her gün birinde uyuyor. Neden? Hangisinde uyuduğunu anlamasınlar diye... Suikasttan korkuyor. Diktatörlüğü reddettik. Peki mizahçılarımız, tweetçilerimiz, duvar yazarlarımız, şimdi işsiz mi kaldılar? “Koalisyon mu, erken seçim mi” diye düşünürken bu sorunu da kulak ardı etmemek gerekir. Diktatör görmüş ülkelerin mizahçılarının, diktatör pörsüdükten sonra ne yaptıklarını öğrensek iyi olur. K. Ryan, “Stalin in Russian Satire” başlıklı kitabında tam bunu konu edinmiş: Mizahçılar, Rusya’da eski diktatörü irdeleyen, tiye alan ürünler vermeyi sürdürmüşler. Vladimir Nabokov’un “Parçalanmış Tiranlar” öyküsü, Solzhenitsyn’in “İlk Daire” romanı, Vladimir Maksimov’un “Çağrılmamışların Gemisi” gibi yapıtlarıyla Rus yazarları, eski diktatörün cahil ama bilgiçlik taslayan, kendinden kuşkusu, kelfatmalar gibi kabarmasına yol açan bir narsisist, bir egoist olduğunu anlatmışlar. Neden? Çünkü anlamışlar ki diktatörler, herpes sivilceleri gibidirler, yok oldukları sanılır; aslında yeniden pırtlamak için zayıf anları beklerler. Çare, bunların ne olduklarını tam kavramamışlara, unutmuşlara anlatmayı sürdürmektir. Halkoylamasında “Biz bu çağda, böyle bir rejim istemeyiz!” dedik. Ancak bu ülkenin sevgili mizahçıları, karikatüristleri ve Twittercileri işiniz bitmedi, katmerlendi: Gevşememeli, diktatörün ne biçim bir maskara, diktatörlüğün de ne aşağılık bir düzen olduğunu anlatmayı var gücünüzle sürdürmelisiniz! l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İmsak İstanbul 03.23 Ankara 03.16 İzmir 03.32 nAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı 05.25 13.11 17.08 20.44 22.35 05.13 12.55 16.51 20.25 22.12 05.40 13.22 17.17 20.44 22.34 11 HAZİRAn 2015 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle