28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 12 Mayıs 2015 haber TASARIM: İLKNUR FİLİZ Berkin için adalet eylemine katıldığı gerekçesiyle bir aydır tutuklu ALİCAN ULUDAĞ Berkin’in fotoğrafı ‘örgüt’ delili oldu O Emniyet ve savcılık sorgusundaysa örgüt üyeliğinin delili olarak Berkin Elvan anmasının gösterilmesi dikkat çekti. Ardıç, “Kamuoyunda Gezi Parkı eylemleri olarak bilinen eylemler sırasında, yaralanan ve tedavi gördüğü hatanede 11 Mart 2014 tarihinde ölen, DHKPC terör örgütü tarafından sahiplenilerek “Berkin Elvan İçin Adalet” adı altında düzenlenen kampanyalar ve Soma maden kazasında ölen işçilerin ölümünden devletin sorumlu olduğu gerekçesiyle” ODTÜ’de 21 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenen eyleme katılmakla suçlandı. Savcılık, “Berkin’in ve Soma’nın hesabını soracağız” yazılı pankart arkasında yürüyen Ardıç’ın yüzü maskeli olarak polise molotof atan kişi olduğunu iddia etti. Buna ilişkin uzmanlık raporu delil olarak gösterildi. Raporu hazırlayan “uzman”sa polisti. Can Ardıç, ifadesinde “Eylem sırasında yüzümü kapatmadım, herhangi bir şekilde molotof kokteyli atmadım” dedi. Buna karşılık savcılık, örgüt üyeliğine delil olarak Ardıç’ın Twitter ve Facebook paylaşımlarını gösterdi.Ardıç, herhangi bir örgütsel faaliyetinin olmadığında ısrar etti ancak yine de tutuklandı. Benzer gerekçelerle tutuklanan Dilek Yiğit’in babası kemik iliği kanseriydi. Baba, kızı tahliye olmadan ölmeyeceğini söyledi. Uzun uğraşlar sonucu Dilek, geçen hafta çarşamba akşamı tahliye oldu. Hemen babasına koşan Yiğit, artık bilinci kapalı durumdaki babasının elini tuttu. Baba Yiğit, bir gün sonra da hayatını kaybetti. l ANKARA 6 Seçim sonrası Kürt hareketi ne olur? üyükada’da tanıdık bir adalı CHP’li seçmen geldi ve “Orhan Bey, HDP’ye bir kez oy vereceğim” dedi. Muktedir Beyefendiye büyük nefretten dolayı CHP böyle bir durum yaşıyor; 2011 seçimlerinde de aman MHP Meclis dışı kalmasın diye CHP’liler acil durum alarmına geçmişlerdi. Burada sorun, daha önce de bir yöneticiden aktardığım gibi, CHP’nin tepesi ile seçmeni arasındaki bağların gevşek olması. Veya başka bir açıdan: CHP’li bir kısım seçmenin, duruma göre oyunu sık sık ödünç vermeye hazır olması. Seçimleri etkileyen düşünce ve mekanizmalar o kadar farklı! Yüzde 10 barajı ve sürekli olarak seçmenin “büyük tehlike”ye karşı zırhlanma ihtiyacı, insana ve kurumlara bir türlü kendisi olma olanağı tanımıyor. Murat Sarı’nın yönettiği Konsensus şirketinin son anket çalışmalarının sonuçlarını izlerken, (AKP yüzde 43.8, CHP 26.7, MHP 15.6, HDP 9.7) bunları düşündüm. Bugünkü aşamada CHP’nin oyu 2011’de de bugün de en azından anketlerde yüzde 30 gerçekleşebilirdi... Aman oylar bölünmesin tartışmaları da seçmeni ödünç seçmen durumuna düşürebiliyor ve bundan daha küçük partiler de zarar görebiliyor. DTÜ’de geçen yıl “Berkin’in ve Soma’nın hesabını soracağız” sloganıyla yapılan eyleme katılan Mehmet Can Ardıç, yaklaşık bir aydır terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklu. “DHKPC” adı altında 19 kişinin gözaltına alındığı operasyonda 4 kişi, terör örgütü üyeliği iddiasıyla tutuklandı. Mehmet Can Ardıç, halen Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu ancak Ardıç’ın ailesi, çocuklarının örgüt üyesi olmadığını ısrarla vurguluyor. Can Ardıç’ın B Kütahya’da nakliyecilik yapan Kütahyalı ve oğlu ile sohbet ederken, AKP döneminin belirleyici özelliği olarak yollardan söz açtı. Tabii dedim, senin işin TIR sürmek! Yanıtı: Hayır o kadar değil, TIR sahibi oldum, oğlum da ev sahibi... Çünkü 10 yıl önce bankalardan bu kadar borç parayı asla çekemezdim. Şimdi borcumuz var, ama sağ olsun buradaki seramik fabrikaları iş veriyor, ödeyebiliyoruz... AKP, HDP ile koalisyona cesaret edemez Film gibi emek savaşı İstanbul’da hayat felç edilmişken Nakış İşçileri Birliği üyesi yüzlerce işçi inat etti, 1 Mayıs’ta tam 13 km yürüdü. İki yıllık mücadeleleri “tarihi” anlarla dolu. urası kesin, Nakış Haziran'da büyük buluşma. İşçileri Birliği'nin Şöyle bir sahne... Dört bin hikâyesi Türkikadar nakış işçisi, akşam evye emek mücadelesi tade yaptıkları “İş, ekmek, özrihinde nadide bir yergürlük”, “İnsanca yaşamak de duracak. Hele bazı için sekiz saat” gibi pankartPINAR sahneler film gibi akılarla Bahçelievler'deki KaraÖĞÜNÇ yor önünüzde. 1 Hazideniz Parkı'nı tıklım tıklım ran 2013 de öyle, son 1 doldurmuş. Panik haldeki işMayıs da. Güzel yanıysa hepsinin verenler uzaktan seyrediyor. Bilgerçek olması. diğiniz tarihi gün. Fakat öyle denk 5 Mayıs'ta, tesadüfen iki yıl ön geliyor ki, aynı esnada başka bir ce her şeyin başladığı günün yılparkı, Gezi'yi dolduran on binler dönümünde Yeni Bosna'daki Zafer Türkiye için başka tarihi bir günü Mahallesi'nin meydanında buluşkayda geçirmekte. Sesleri duyulamuşuz. “İşte şuradan çıkmıştık” mıyor. “Şurada şöyle olmuştu” diye o güBizi mi buldunuz? nü anlatıyorlar. Öncelikle “nakış” tam olarak Sinirlendiniz mi diye soruyone? Havlu, tül gibi ev tekstilinden rum. 10 yıldır nakış işçiliği yapan, tüm giyim sektörüne iş yapıyorlar. örgütlenmede yer aldığı için artık Gömlek, tişört ve pantolonlardaona iş verilmediğini söyleyen Veyki marka logolarını düşünün, hep si Ekinci gülüyor: “Tabii ki biz de si nakış olduğundan, işleri kritik, sonra Gezi'ye destek amaçlı gitonlar eklenmeden mal satışa hazır tik. Ama şöyle de düşündük. Yahu hale gelemiyor. kırk yılda bir biz bir araya geldik, Üretim eskiden İstanbul'da Gün bula bula bizi mi buldunuz!” Dört gören, Merter bölgesinde yoğunbin işçi ayakta; Adana, Bursa, Deken zamanla atölyeler Güneşli ve nizli gibi kentlerde destek amaçYeni Bosna'da toplaşmış. İki işçi lı iş bırakmalar oluyor ama işte çalışan atölye de var, 100 işçi çaçok da duyulmuyor. Her aşamada lıştıran da. Bir nakış makinesi 70 destek veren HDP milletvekili Le80 bin Euro civarında olduğundan, vent Tüzel'i yere göğe koyamıyoro kadar küçük bir sermayeden de lar. Bir de Evrensel, Hayat TV, Özsöz etmiyoruz. O yüzden de çalışgür Gündem... ma şartları şöyle... Dünyanın her Ortaokulu bitirdiği 2003'ten beyerinde bir makinede iki kişi çalı ri nakış işçisi olan Masum Baş, şırken burada tek. Çalışanların ço her şeye rağmen eylemin işverenğu sigortasız, sigortalıların bir kıs de yarattığı korkuyu anlatıyor. Simının da gerçek maaşları göstelahlı tehditlere, vazgeçmeleri için rilmiyor. Vardiyalı mesai kimi za teklif edilen paralara rağmen Naman 13 saat, resmi tatillerde dakış İşçileri Birliği'ni dağıtmıyorhi izin yok. Denetim yapılmıyor, lar. Şu an altı bin üyeleri, her yeriş kazalarına önlem yok. Varis, bel de iş yeri temsilcileri, sekiz kişilik rahatsızlıkları, duyma kaybı gibi de üst komiteleri var. Veysi Ekinmeslek hastalıkları çok muhtemel. ci “Biz nakış işçileri hızlı ve öfke2013'te bardağı taşıran damliyizdir. Tek makine bir vardiyada la, bir işçiye yakının cenazesi için bir işçiyle patrona 1000 TL kazanizin verilmemesi, gidince de işdırıyor. Aldığımızsa günde 33 lira. ten çıkarılması olmuş. SendikalaNasıl olmayalım?” diye soruyor. rı, hiçbir örgütlenmeleri yok o gü2013'ten sonra hak kazanımne kadar. Yine de sadece herkesin larının elden alındığı yedisekiz birbirine attığı telefon mesajlarıy atölyede iş bırakma olmuş, hepla o gün beş yüz kadar işçi bir ara si de talepler kabul ettirilerek sonya gelip mahallede yürüyor. Bu il lanmış. Bir hafta kadar önce yigiye kendileri de inanamış. Bir ay ne böyle iş bırakan ve buluşmaiçinde İstanbul'daki tüm atölyemızdan bir gün önce kazanımla lere haber yayılıyor. Hedef ise 1 işe dönen üç Karahan Tekstil işçi Bir zafer havası vardı atölyede. Ahmet Bozkaya, Masum Baş, Asker Sevinç, Veysi Ekici, Şahin Güzelsoy, Nakış İşçileri Birliği’nin sırrını anlattı. VEDAT ArıK AKP her bakımdan tehlike sınırlarında Ş İstanbul 1 Mayıs’ta felç haldeyken onlar 10 km yürümeyi başardı. Bir sloganları “Taksim sizinse varoşlar bizimdir”. si var masada; hepsinde bir zafer havası. Sekiz yıllık nakış işçisi Ahmet Bozkaya özetliyor: “Bu çok komik değil mi, yasal haklarımız için grev yapıyoruz. Avukat, dava demeden haklarımızı alamıyoruz”. Bayrampaşa'da yedi yıl sigortasız çalıştırılan Asker Sevinç de “Birlik beraberlik olmayınca sigorta bile yapmıyorlar” diyor. ğiller ama Nakiş İşçileri Birliği olarak sektörün büyük kısmını temsil ediyorlar. Öyle Facebook etkinliği düzenlemek değil, eylemleriyle binlerce işçinin hayatını değiştirecek güce sahipler. “Sırrımız birlik, beraberlik” diyor Ekinci. Üç yıldır çalıştığı Karahan Tekstil'de gece vardiyasına gitmeden önce görüştüğümüz Şahin Güzelsoy, “Hiçbir siyasi partiyle, ceGerçek bir 1 Mayıs maatle, örgütle onla bunla ilişkisi olmayan, tamamen hak arayışında “Anlatılmaz yaşanır” diye tarif insanlarız. Bunun altında inanın ettikleri bir tarihi günü daha anemekten başka bir şey yok” diyor. latmak lazım. Taksim'e dair huSendikalara sitemleri var. Deskukdışı gösteri yasağı tüm şehir hayatını felç etmiş ve aslında kim tek ziyaretleri olduysa da, böyle se 1 Mayıs'ı şöyle tadınca yaşaya bir örgütlülüğe rağmen bir çağrı almamışlar. Masum Baş “Biz senmıyorken onlar ne yapıyor? Madika gibi örgütlenmiş dinamik bir sum Baş, Taksim'in anlamını, degücüz. Bizim gördüğümüz, böyle ğerini bilmelerine rağmen “yerelde” kalmayı tercih ettiklerini söy dinamik bir yapıdan çekiniyorlar” lüyor. Bir sloganları da “Taksim si diyor. Eğer kendileri sendikalaşırlarsa, koyacakları mutlak bir kural zinse varoşlar bizimdir” zaten. var: Sendikanın en tepesindeki, en Sabah Güneşli, Evren iyi işçi maaşından fazlasını alamaMahallesi'nde buluştuklarında yacakmış. Baş ekliyor “Bizi birbiri300 kişiler; sloganlar eşliğinde, ara sokaklardaki tüm atölyelerden mize bağlayan, hayatlarımızın aynı olması. Aynı sıkıntıları yaşayıp işçileri yanları katarak 10 kilometre sonra Şirinevler'e vardıkla aynı paraları kazanmamız”. Hatta rında ise neredeyse bin... Bu esna “Sendikalaşırsak, gelin bizzat görün” diye şimdiden randevu verida arkadan bir akrep onları takip ediyor, Şirinevler'e çevik polis do yorlar. Düşünün, kazanma hırsıyla kavga çıkabiliyor diye üç yıl dülu otobüsler yığılmış ama eylemleri engellenmiyor. Şirinevler'den zenledikleri futbol turnuvasından bile vazgeçmişler. sonra istikamet İncirli. Söz ettiğiVardiya değişimi saati geliyor miz bir kısmı vızır vızır Çevreyolu sonra. Cami altları bile nakış, örolan 13 kilometrelik bir yol. Germe atölyesi dolu olan mahalle birçek bir 1 Mayıs manzarası... Sendikaları yok, dernek bile de den daha da kalabalıklaşıyor. HDP yüzde 10’u aşarsa AKP’nin yüzde 43.8 ile bile tek başına hükümeti kurma olasılığı tehlikededir (277 milletvekili). Baraja takılırsa, bir anayasayı referanduma götürme olasılığı, alt sınırda bile olsa (331), ortaya çıkıyor. Şüphesiz bunlar, yüzde 2.5’e yakın yanılma paylarını da hesap edersek, sandıklar açılınca yüzdelerde kaymaları göreceğiz. Ama HDP baraja takılsa bile, AKP’nin anayasayı referanduma götürmesi mümkün olamayabiliyor. HDP, bu seçimlerin sürpriz partisidir. Partinin baraji aşacağını beklemek gerekir. Konsensus, anket sonuçlarını değerlendirirken, “Aralık 2014’ten bu yana en önemli değişiklik”, AKP’nin Orta Anadolu ve Doğu Anadolu’da sırasıyla 7 ve 8 puan düşmesi, MHP’nin “Orta Kesit”te (Karadeniz’den Akdeniz’e) 6 puan artması diyor. Daha önce bu köşede şunu yazmıştım: Evet millet borçlu, ama borçlu olmaktan, borçlanabilmekten şikâyetçi değil. Ben seçim sonrası süreçte, AKP’nin Başkanlık Anayasası yapma ve halka kabul ettirme olasılığını çok çok az görüyorum. Türkiye’yi böyle bir belayı savuşturacak güçte görüyorum. AKP’li seçmenlerin bile önemli bir toplam olarak karşı olduklarına göre. Seçim sonrası bir AKP iktidarı gerçekleşirse, zayıf bir hükümet olacaktır. AKPMHP koalisyonu gerçekleşirse, RTE’nin kenarda tutulması en büyük olasılıktır. Başkanlık anayasası olasılığı bu durumda bile sıfırdır. Bu durumlarda, bir erken seçimin gündeme gelme olasılığı artacaktır. RTE’nin, Meclis’e girerse HDP ile koalisyon olasılığını çok çok zayıf görüyorum. Sorun HDP’den değil, AKP’den kaynaklanacak. HDP ile koalisyon, AKP’nin seçmen tabanını hızla eritecek bir etki yapar. RTE’nin bunu düşünmediğini sanmayın. Yoksa HDP AKP ile bir koalisyona ve anayasayı değiştirmeye hazırdır. Bence, HDP’nin Meclis’e girmesi, Kürt Hareketi’nin “sertliğini” yumuşatacak ve daha normalleştirecek bir etkiye yol açacaktır. Dahası, PKK’nin siyaset üzerindeki silahlı vesayet gücü de zayıflayacaktır. Kürt Silahlı ve Siyasi Hareketi’nin, silah dayatarak, siyasi amaçlar elde edemeyeceği bir dönem başlamasını arzuluyorum. Gelişmeler bu yönde olacaktır. PKK’yi, Kürt ayrılıkçılığının kozu yapmaktan kaçınmalı. PKK’nin de Türkiye’nin bütünlüğü içinde doğal, normal ve tüm Türkiye için siyaset yapacağı günlere varınca, hepimiz Türkiye için çalışacağız. Valla Büyükada’dan Vanlı Kürt arkadaşlarım da böyle diyor: Bu vatan hepimizin ve hepimize yeter, artık silahlar susmalı. PKK’nin silahlı vesayeti zayıflayacak C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle