23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 MART 2015 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Kemalist laiklerin AKP’ye bu kadar İslamcı bir kimlik vehmetmeleri bir hatadır. Buradan bir muhalefet yapılması da bir hatadır. Soldan muhalefet yapılması lazım, emek teorisi üzerinden, antikapitalist teori üzerinden muhalefet yapılması lazım. Antiislamcı tez üzerinden değil.” HHH Alıntı uzun oldu ama HDP’nin Haziran Hareketi ile Alevi örgütlerinin ortaklaşa gerçekleştirdiği “bilimsel ve Laik eğitim” eylemlerinden neden uzak durduğunu göstermesi açısından önemlidir. Demirtaş, kapitalizmle İslamcılığı birbirinden kesin çizgilerle ayırıyor. Oysa bizim de içinde boydan boya yer aldığımız Ortadoğu’nun temel karakteristiği, kapitalizm ile İslamcılığın birbirini bütünlediği, kapitalist sömürünün İslamcılığın büyük uyutma projeleri ile fena halde rahatladığı ülkelerden oluşmasıdır. Demirtaş soldan çakıyor, sol örgütleri ittifaka çağırıyor da aynı zamanda İslamcılığı bir tehlike, bir tehdit olmaktan çıkartarak, laikliğin ortadan kaldırılmasına yol açan iktidar projelerini görmezden gelerek çiziyor ittifak politikasını. HHH Buna ek ve kuşkuları artıran durum, “neoliberal parti” tanımıyla rejim değişikliği günahından arındırılan AKP ile “çözüm süreci” kapsamında, son ortak açıklamadan da anlaşıldığı gibi bir “müzakerenin” sürdürülüyor olmasıdır. Komplo teorilerine gerek yok ama bu önemli konuyu antidemokratik bir yasa tasarısının gölgesinde müzakere ettiğiniz, İslamcı olmadığı konusunda tezler geliştirdiğiniz partiye karşı tutumunuz, kusura bakılmasın, ciddi kuşkular yaratır. Üstelik “sarayda ağırlanma onuruna” erişmiş kimi bilimciler AKP ile ilgili “pek yeni, pek güzel, pek işe yarar” tanımlar yaparken. Birini duymak ister misiniz? HHH Fuat Keyman Radikal’de anlatıyor: “Erdoğan’ın istediği, Türk tipi bir başkanlık sisteminden daha çok, Latin Amerika ve Güney Asya kalkınmacı devlet örneklerinde görüldüğü gibi bir sistem: Yetkinin başkanda toplandığı, başkanın, yürütme ve yasamanın başkanı olduğu, ve özellikle yargısal denge ve denetimden muaf hareket ettiği, bu yolla da hızlı karar alabildiği, kalkınmacı bir yönetim modeli.” İşte bakın bu “kalkınmacı devlet” güzellemesi, Demirtaş’ın laikliği tehlikede görmeyen, İslamcılıkla kapitalist sömürüyü birbirinden ayıran modeline pek uygun düşer. Keyman’ı bir yana bırakın ama bir siyasetçi olarak Demirtaş ittifak ararken solun aklıyla alay etmekten vazgeçmelidir. İktidarın gazetecilere baskısı ağırlaşıyor BED raporunda hükümete eleştiri İstanbul Haber Servisi Uluslararası Basın Enstitüsü’nün (IPI) Türkiye Ulusal Komitesi’ni oluşturan Basın Enstitüsü Derneği’nin (BED) faaliyet raporuna göre Türkiye’de, siyasi iktidarın basın özgürlüğünü kısıtlayan uygulamaları geçen yıla oranla ağırlaştı ve çeşitlilik kazandı. BED, gazetecilerin, siyasilere hakaretten tutuklanmalarının önüne geçebilmek için, uluslararası boyutta kampanyalar düzenleme kararı aldı. BED’in yıllık olağan genel kurulu önceki gün, derneğin Taksim’deki mer Basın Enstitüsü Derneği gazetecilerin tutuklanmasını önlemek için uluslararası kampanya düzenleme kararı aldı. kezinde gerçekleştirildi. Genel kurulda açıklanan faaliyet raporunda, son bir yıldır Türkiye’de basın özgürlüğünü kısıtlayan siyasi iktidar kaynaklı uygulamaların bir önceki döneme kıyasla daha da ağırlaşarak çeşitlilik kazandığına dikkat çekildi. Bu baskı yöntemlerine son dönemde gazetecilere karşı birbiri ardına açılan hakaret davalarının da eklendiği kaydedildi. BED Genel Kurulu, iktidar sahiplerine hakaret suçlamasının, gazetecilerin tutuklanma ve hapis cezalarına çarptırılma gerekçesi olmaktan çıkarılmasını, öncelikli gündem maddesi olarak benimsemeye karar verdi. BED bu amaçla Viyana’daki IPI merkezi, Türkiye’deki ilgili basın meslek örgütleri, hukukçular ve barolarla koordinasyon ve işbirliği içinde hareket ederek uluslararası boyutu da olan kampanyalar düzenleyecek. ‘Kalkınmacı Devlet’miş! Tartışma koyulaşıyor, kuşkular derinleşiyor. Tünelin ucunda görünen ışık ya karşıdan gelen ışığı güçlendirilmiş TOMA’nın farıdır ya da gün ışığı; ne olduğu ne olacağı bize bağlıdır. Tartışmanın önemli kilit noktaları var. Bunlardan birincisi diktatörlük heveslerinin nasıl kırılabileceği, polis devletine geçişin nasıl önlenebileceği, kısacası; AKP’nin nasıl yenilgiye uğratılabileceğidir. Burada ittifaklardan, seçim işbirliklerinden söz ediliyor ve soldaki farklılaşma “ittifaklar ilkeleri zedeler mi?” kaygısından kaynaklanıyor. Mümkündür. Bu soruya şimdilik verilebilecek yanıt; “mümkündür, size bize bağlıdır” olabilir. Dahası “ölümden korkup da gün saymak” siyasi mücadelede geçersiz, işe yaramaz bir kaygıdır. HHH İkinci ve önemli tartışma konusu HDP’nin durumu ve tutumudur. HDP seçime parti olarak girmeye karar verdi; karşısında yüzde 10’luk aşılması güç bir baraj engeli var. Aşabileceklerini düşünüyor, en küçük bir destek önemli olduğu için de sol partilerin, ama asıl olarak Haziran Hareketi’nin desteğini almak istiyorlar. İşte tam burada küçümsenmeyecek bazı engeller ortaya çıkıyor. Bu engellerden en önemlisi HDP’nin AKP ile ilgili düşünceleridir. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın sözleri bu konuda bize açık bir fikir veriyor. HHH Demirtaş T24 sitesinde Hakan Aksay’a verdiği söyleşide AKP’yi şöyle tanımlıyor: “AKP’nin ana referansının İslam olduğunu da düşünmüyorum. Onu motive eden temel mesele ekonomik çıkarlar, bu çıkarlar etrafında birleşiyorlar. Neoliberal ekonomiyi savunan, kapitalizmin nimetlerinden faydalanan bir koalisyon bu.” Devam ediyor: “Ortada bir ‘İslamileştirme’ hareketi falan yok. Bizde bildiğimiz klasik kapitalist soygun ve talan düzeni, buna bağlı postmodern bir kültür dayatması gündeme geldi. Burada da, Suudi Arabistan’da ve başka ülkelerde de yaşanan bu: Kapitalizmin en bayağı, en ucuz, en vahşi hali. Ve özellikle Gecede ödül alanlar arasında bulunan Gülben Ergen bir konuşma yaptı (solda). Gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ise ödülünü Arel Eğitim Kurumları Genel Sekreteri Ali Kurt’un elinden aldı (sağda). Arel öğrencileri seçti u Üniversite öğrencilerinin oylarıyla belirlenen 4. Medya ve Sanat Ödülleri sahiplerini buldu. İstanbul Haber Servisi İstanbul Arel Üniversitesi Medya ve İletişim Kulübü öğrencileri tarafından geleneksel olarak düzenlenen “4. Medya ve Sanat Ödülleri” törenle sahiplerini buldu. Gecede gazetemiz genel yayın yönetmeni Can Dündar “En Beğenilen Politika Köşe Yazarı” dalında ödül aldı. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda önceki akşam düzenlenen ödül törenine sinema, televizyon, müzik, basın ve iş dünyasından birçok ünlü isim katıldı. Gecede gazetemiz genel yayın yönetmeni Can Dündar yaptığı konuşmada, “Yazdığımız cümleler nedeniyle dün mahkemede yargılanıyorduk, bugün ödül alıyoruz. Aldığımız bu ödüller sayesinde aldığımız cezalarla mücadele edeceğiz” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle