28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 ŞUBAT 2015 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Yolsuzluğu Erdoğan da biliyordu soruşturmasını ğu u zl u ls yo D D C T n ıla at ap K a dönemin başlatan ihbar mektubund çlanıyor su a d ı an ak B a m ır şt la U Başbakanı ve ALİCAN ULUDAĞ Özgecan’ın Yasını Tutarken Bir okurum internette dolaşan bir video göndermiş. IŞİD, kendi halinde giyinmiş kapalı bir kadını yol kenarında çeviriyor… Kadının üzerinde kaftan gibi siyah, uzun bir elbise var. Başı bağlı. Sade çenesinin üzerinden kaşına kadar bölümde, yüzü görülüyor. IŞİD militanlarının bu örtünmeyi kâfi bulmadığı, yeterince “iffetli saymadığı” anlaşılıyor. Seri biçimde kadının etrafını sarıyorlar. Hepsinin ellerinde Kalaşnikof benzeri silahlar var. 30 saniyede gerçekleşen çevirmeye kadın anlam veremiyor. “Yallah, yallah!”diye yere çömelmesini isteyen etraftaki erkeklere ısrarla affallamış şekilde bakıyor. Kadında, korkudan çok hâlâ neye uğradığını anlamamanın hayreti ve şaşkınlığı var. Adamlara elinden geldiğince meram anlatmaya çalışsa da ağzından çıkan hiçbir sözün anlam ifade etmediğini fark edince çaresiz, “çömel” denen yere çömeliyor. “Hoca” kılıklı bir sakallı ardından.. kadının başında besmeleyle söze başlıyor, “Allah ve tüm Müslümanlar adına” cezalandırılacağını takdir buyuruyor. Kadının infaz edileceğini anlayan erkek kalabalığı, yerde hiç ses etmeden, kurbanlık koyun gibi dizleri üzerinde çökmüş bekleyen kadını, ellerinden düşürmedikleri “akıllı telefonlarla”(!) kayda almaya başlıyor... Kadının hakkında, “bütün Müslümanlar” adına kararı açıklayan “hoca” “tekbir” diye bağırınca; bir sokak celladı kadının kafasına sıktığı bir kurşunla işini bitiriyor. Başından yakın plan vurulan kadın tünediği kaldırımın kenarından patates çuvalı gibi sokağa düşerken etrafını alan erkekler de zafer nidalarıyla “Allahüekber” diye bağırıyor! iki buçuk saatlik video inanın insanın yüreğini oyuyor. Video, “mini etek giyersen öldürülmeyi hak edersin” tweetleriyle eşzamanlı olarak geldi… Gericiler için kadının “hangi noktada öldürülmeyi hak ettiği” görüldüğü üzere son derece keyfe keder. İcabında tepeden tırnağa kapansa da sadece “peçe” takmamak dahi, kadının görüldüğü yerde infazı için yeterli neden olabiliyor. Bir kez böylesine kökten kadın düşmanı olmayagörün. Kadın yaşamının sinek kadar değer taşımadığı bir anlayış bu... Türkiye’de Özgecan’ın arkasından “mini etek giyene müstahak” tweeti atan; “Batılı yaşam tarzının sonu budur!” minvalinde manşetler çıkanların da zihniyeti işte bu IŞİD zihniyetinden farksız. Türkiye Özgecan depreminin artçılarıyla sallanırken Berlin Film Festivali; İslam dünyasının en kadın dostu yönetmeni Cafer Panahi’yi “Altın Ayı” ile taçlandırdı. Cafer Panahi, İran’ın “Gezi”si“2009 Yeşil İsyan”ından bu yana ağır zulüm gören bir yönetmen. “Yeşil İsyan”da sokakta öldürülen “kızlı erkekli yaşam simgesi” Nida’nın mezarına çiçek koyarken önce gözaltına alınan; uluslararası baskılarla serbest bırakılmasına rağmen 2010’da bu defa “devlet karşıtı propaganda ve milli güvenliği tehdit” gerekçesiyle “20 yıl boyunca film yapmaktan men edilen, pasaportu alınan, ülkeden çıkması yasaklanan” ünlü bir muhalif Panahi. Venedik, Cannes, Berlin festivallerinden şimdiye dek topladığı ödüllerin listesi kalabalık. Kariyerinin en verimli çağında kameraya dokunması yasaklanmış olsa da Panahi önceki yıllarda defalarca teşebbüs ettiği bir şeyi yapmış: Bu kez de bir taksi içinde taksi şoförü olarak gizlice çektiği fimi, gene gizlice yurtdışına çıkarmış. İran’ın “agora”sına dönüşen “taksi konuşmalarıyla” ülkenin röntgenini çektiği filmde Panahi, Tahran’ın kronik çelişkilerine ve ağır adaletsizliklerine ışık tutuyor. “Taksi”yi henüz görmedim. İlk fırsatta göreceğim. Ama Panahi her daim çok sevdiğim bir yönetmen. Kamerayı bir defa çok iyi kullanıyor. Mesajlarını açık ve net veriyor. Bizdeki medyatik sinemacılar gibi lafı eğip bükmeden söylüyor. Duruşunu ev hapsinde tutulduğu en ağır şartlarda bile çekinmeden ortaya koyuyor. Bunu yaparken de İran sinemasının “aşırı sembolizmler” tuzağına düşmüyor. Birbirinden ilginç, ayakları yere basan senaryolar çıkarıyor. Ahmedinejad rejimi döneminde para gören “yeni orta sınıf” ve “yeni zenginleri” anlattığı “Kırmızı Altın” mesela… 13 yıllık AKP iktidarının Türkiye’sini böyle göz önüne sermeye teşebbüs eden bir yönetmen yok Türkiye’de. Ya da her an, her yerde ailerejimin baskısı altında ezilen kadınları anlattığı “Daire”… Berlin’den “Altın Ayı” ile dönen “Taksi” gibi İranlı yönetmenin 2000 yılında ülkeden gizlice çıkarttığı “Daire”de Venedik’te “Altın Arslan”ı almıştı. Her karesi hatırımda kalan o müthiş etkileyici film için Venedik’te yaptığımız röportajda ünlü yönetmen “İslamcı rejim”in, “kadın” yoluyla yaşamın bütün alanlarına kılcal damar gibi nüfuz ettiğini, “kadın baskısına” bu yüzden ısrarla abandığını söylemişti. Türkiye’de yıllardır kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerinden kırılıyoruz; Özgecan’ların cinayetlerine ağlıyoruz… Bir büyük Türk yönetmeni bu konuyu Panahi kertesinde kendisine dert edindi mi? ANKARA Ankara Başsavcılığı’nın, TCDD yolsuzluğuna ilişkin verdiği takipsizlik kararında, soruşturmanın başlamasına neden olan ihbar mektubu yer aldı. Dönemin Ankara Emniyet Müdürü Zeki Çatalkaya’ya “TCDD çalışanı bir yönetici” imzasıyla gönderilen ihbar mektubu aynı zamanda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, MİT Müsteşarlığı ve Ankara Başsavcılığı’na da gönderdiğini belirten ihbarcı, dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı bunun dışında tuttuğunu kaydetti. İhbarcı, bunun nedenini ise “Çünkü bu kişiler de bu ilişkilerden haberdar ve herhangi bir işlem başlatılmadı” şeklinde açıkladı. Olayın üzerine gitmesi gereken savcılık ise ihbarcının ismine kafayı taktı ve bu mektup üzerine soruşturmayı başlatan dönemin savcısını “Aslında isimsiz ve imzasız ihbarların işleme konulmaması gerekir” sözleriyle eleştirdi. Eski TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman’ın arasında bulunduğu 52 kişi hakkında yürütülen ancak takipsizlikle sonuçlanan soruşturma, art arda gelen ihbar mektupları üzerine başlatılmış. Halen Emniyet Genel Müdürü olan dönemin Ankara Em SAVCI BU KEZ İSİMSİZ İHBARA İTİBAR ETMEDİ İsimsiz ihbar mektuplarıyla açılan onlarca soruşturma ve dava olmasına karşın savcılık, ihbarcının mektubunu şu ifadelerle adeta geçiştirdi: “Suç ihbarlarının isimsiz ve imzasız mektuplarla yapıldığı, dilekçe gönderenin kimliğini gizlediği, iddiaların soyut ve genel nitelikte olduğu, ciddi bulgu ve belgelere de dayanmadığı görülmüştür. (...) İlgili kanuna göre yapılan ihbar ve şikâyetlerin soyut ve genel nitelikte olmaması, ihbar veya şikâyetlerde kişi veya olay belirtilmesi, iddiaların ciddi bulgu ve belgelere dayanması, ihbar veya şikâyet dilekçesinde dilekçe sahibinin doğru ad, soyad ve imzası ile iş veya ikametgâh adresinin bulunması zorunludur. Bu şartları taşımayan ihbar ve şikâyetler Cumhuriyet Başsavcıları ve izin vermeye yetkili merciler tarafından işleme konulmaz ve durum ihbar veya şikâyette bulunana bildirilir… Madde metnine göre genel ve soyut nitelikteki ve kimlik açıklanmadan yapılan bu ihbarların aslında işleme konulmaması gerektiğini kanun koyucu açık bir dille ifade etmiştir.” 35 çapulcu zenginleşmeye devam edecek Yapılan işlerin tamamında yapılan işlerle alınan paralar arasında ciddi farklar olduğunu öne süren ihbarda, firmaların bazı işleri yapılmış gibi gösterip parasını aldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Bazı işlerin metrajlarını yüksek çıkararak fazla para aldılar. Alınan fazla paralara da ortak oldular. Eğer önlem alınmaz da bu şekilde devam ederse, bu memlekette milletten alınan vergilerin karşılığında 35 çapulcuyu zenginleştirmeye devam edilecek. Firmalarla ilişkisi olan yetkililerin isimlerini biliyorum. Bu isimlerin her birinin ayrı ayrı en az 50 milyon TL paraları var. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan ülkenin geleceğini tayin edecek miktardaki paraların haksızlıklar içerisinde ona buna peşkeş çekilmesine müsaade edilmemesi gerekiyor. Benimle ve ailemle uğraşılmasından, zarar verilmesinden ve memuriyetimle oynayacaklarından bu ihbar mektubunu kendi adımla gönderemeyeceğim.” niyet Müdürü Çatalkaya’ya 29 Mart 2012’de “TCDD çalışanı bir yönetici” imzasıyla mektup gönderen kişi, “Kirlenmiş, pisliğin içinde boğulan, rüşvetin, para ilişkilerinin en yoğun yaşandığı Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü ve Genel Müdürlüğe bağlı bulunan Bölge ve Yüksek Hızlı Tren Müdürlüğü’ndeki kirli ilişkilerin aydınlatılması için bu ihbarı yaptığını” kaydetti. TCDD ihalelerinde yolsuzluk yapıldığını, idareyle işadamlarının ortaklık yaptığı öne sürülen beslemeleri...’ ‘Müteahhitlerin Gerekçe: Selamlaştığı ihbarda şöyle denildi: “Şu ana kadar Devlet Demir Yolları tarafından düzenlenen binlerce ihale komisyonunda komisyon üyesi olarak bulundum. Bu ihalelerde öyle uygulamalar, öyle haksızlıklar yapılıyor ki, bunların akılları bulandırmaması mümkün değil. İdare öylesine kirlendi ve pislendi ki, Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü müteahhitlere para kasaları işleri veriyor, bu firmalar Devlet Demir Yolları’nı babalarının çiftliği haline getirdi. Bu kadar işin sadece 510 müteahhit tarafından alınabilmesi tesadüf değil. Çünkü onların her birinin idarede dai re başkanı, başkan, genel müdür, genel müdür yardımcısı görevlerinde bulunan beslemeleri var.” “Bu mektubu Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı’na gönderdim. Ancak Sayın Başbakan’a ve Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım’a göndermedim. Çünkü kişiler, bu ilişkilerden haberdar ve halen herhangi bir işlem başlatılmadı.” Erdoğan’a göndermedim...’ ‘Niye Kadını ezmek ‘mubah’ olunca Babacığım bir gemicik daha aldım Haber Merkezi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ailesine ait BMZ Group Denizcilik Şirketi, nehir tankeri filosunu büyütmeye devam ediyor. Deniz Haber Ajansı’nın aldığı bilgiye göre, Palmali Denizcilik Şirketi’nin iştiraki, Malta’da yerleşik Armada Voyager Seven Şirketi’nin mülkiyetinde bulunan, 2014 yılında Beşiktaş Tersanesi’nde inşa edilen, 140 metre boyunda, 16 metre genişliğinde ve 7 bin 100 DWT kimyasal ürün taşıma kapasitesine sahip, M/T SHOVKET ALEKPEROVA isimli nehir tankeri, 18 milyon dolara, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kardeşi Mustafa Erdoğan, oğlu Necmettin Bilal Erdoğan ve eniştesi Ziya İlgen’in ortak olduğu BMZ Group Denizcilik Şirketi’ne satıldı. Yine edinilen bilgilere göre, Yardımcı ve Türkter Tersanesi’ne sipariş ettiği 5’i kesin 5’i opsiyonlu olan nehir tankeri siparişlerinden, opsiyonlu olan 5 tankerin siparişini iptal eden BMZ Group Denizcilik Şirketi, filoyu büyütmek için yaş ortalaması 2 olan, ikinci el tankerlere yöneldiği ve 2014 yılında Palmali’ye inşa edilen Armada Sınıfı M/T SHOVKET ALEKPEROVA isimli nehir tankerini satın aldığı kaydedildi. erkeğin evine gitti Fotoğraflar: DHA Bu da kadın dostu ‘Taksi’ Nazlı Erköseoğlu’nun ölümüne ilişkin davada Can ve Emre Paksoy’u beraat ettiren mahkeme, Erköseoğlu’nun ‘sadece selamlaştığı bir erkeğin evine gitmesini’ gerekçeli karara koydu İstanbul Haber Servisi Beyoğlu’nda bir apartman boşluğunda cansız bedeni bulunan 26 yaşındaki Nazlı Sinem Erköseoğlu’nun ölümüne ilişkin Can ve Emre Paksoy kardeşlerin beraatine karar veren mahkeme, gerekçeli kararını açıkladı. “Erköseoğlu’nun hayatta yaşadığı olumsuzlukların etkisi ile intihar etmiş olma ihtimalinin de düşünülmesi gerektiği” gibi skandal bir gerekçe sunan mahkeme, şüpheden yeterli delil elde edilemediğinden Paksoy kardeşlerin beraatlerine karar verildiğini kaydetti. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nce hazırlanan gerekçeli kararda, Erköseoğlu’nun babasının olay gecesi düğünü olmasına karşın bir arkadaşının nişanına giderek Can Paksoy ile tanıştığı anlatıldı. Erköseoğlu ile Can Paksoy arasında oluşan samimiyetin alkolün etkisiyle arttığı, ikilinin gecenin ilerleyen saatlerinde Emre Paksoy’un evine gittikleri kaydedildi. Kararda, ikilinin Emre’nin evine girmelerine kadar Erköseoğlu’nun zorlandığına dair bir delil olmadığının tespit edildiği belirtildi. Kararda “26 yaşına gelmesine rağmen ailesinin desteğine muhtaç olarak yaşayan, çağrıldığı halde babasının düğününe gitmeyen, daha önceden sadece selamlaştığı bir erkek ile beraber alkol alarak duygusal yakınlık kurup gece 03.00’te evine giden, belli bir aşamada cinsellik yaşayan, erkek ev sahibesinin sızmasına veya uyuyakalmasına rağmen uyumayan mağdurenin ne yaptığını, ne düşündüğünü tespit etmek mümkün değildir. Maktulenin Can ile birlikte olmak için çıkardığı iç çamaşırını kendisinin giymesi ve hayatta yaşadığı olumsuzlukların etkisi ile atlamış olma ihtimalinin de varlığını bu davada düşünmek gerekmektedir” denildi. Rejimin kılcal damarı Devleti buluşturan cenaze İstanbul Haber Servisi Geçen yıl kısmı felç geçiren ve cuma günü evinde yaşamını yitiren Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) eski Daire Başkanı, iktisatçı ve yazar Prof. Dr. Mahir Kaynak (81) İstanbul’da toprağa verildi. Mahir Kaynak’ın cenazesi, öğle saatlerinde Ataşehir Mimar Sinan Camii’ne getirildi. İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran’ın öğle namazını müteakip kıldırdığı cenaze namazının ardından, Kaynak’ın cenazesi Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Mahir Kaynak’ın cenazesine katılan eski dostları da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kaynak’ı sevdiği için cenazesine katıldığını belirten eski MİT Daire Başkanı Mehmet Eymür, “Ağabeyimizdi. Sevdiğim için geldim. Bu ülkeye hizmeti olmuştur ve bundan dolayı da birtakım sıkıntılar yaşamıştır. 9 Mart 1971’deki rolü çok zor bir görevdi. Ondan sonra deşifre olunca daha çok sıkıntı çekti” dedi. Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş de Kaynak için “Türkiye’nin beyniydi”diye konuştu. Doç. Dr. Emin Gürses de Türkiye, dünya ve bölgenin durumunu anlamak için Mahir Kaynak’ın yazdığı kitapların iyi okunması gerektiğini belirterek “Gençler Mahir Hoca’nın kitaplarını okuyarak dünyayı ve bölgeyi daha iyi anlayabilir” diye konuştu. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Bornova Ağaçlıyol’da, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne ait 54 bin metrekarelik iki ayrı arazinin AKP yandaşlarına ihale edilmesine Danıştay “dur” dedi. Kent içindeki Karayolları arazileri, imar durumları değiştirilerek önce yeşil alandan iş ve konut yerine dönüştürülmüş, ardından AKP’li siyasetçilerin ortak olduğu şirketlere verilmişti. Büyükşehir ve Bornova belediyeleri tarafından açılan davalar sonunda Danıştay 6. Dairesi’nden yürütmeyi durdurma kararı çıkmıştı. İmar planı değişikliklerinin durdurulmasına karşın satış sürecinin devam etmesi üzerine, belediyelerin satışın durdurulması talebiyle açtığı dava da sonuçlandı. Danıştay 13. Dairesi, belediyelerin “bölgesel park alanı” olarak işaretlediği alandaki satışın durdurulmasına hükmetti. Özelleştirme İdaresi, karara itiraz etti. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Özelleştirme İdaresi’nin itirazını da reddetti. Danıştay peşkeşe izin vermedi ‘MÜSTEŞAR’ ÇELENGİ ALİ AÇAR Prof. Dr. Mahir Kaynak’ın cenazesi, istihbarat camiası ile birlikte iş, sanat ve spor hayatından birçok ismi bir araya getirdi. Kaynak’ın yıllarca hizmet ettiği MİT’ten üzerinde sadece “Müsteşar” yazılı çelenk gönderilmesi ise dikkat çekti. Kaynak’ın cenazesi, öğle saatlerinde Ataşehir Mimar Sinan Camii’ne getirildi. Kaynak’ın eşi Şükran ile kızları Melike Beykoz, Deniz Ülke Arıboğan ve damadı Lütfi Arıboğan cami içinde ayrılan alanda taziyeleri kabul ederken, cenazeye katılımın fazla olması sebebiyle cami içinde kuyruk oluştu. İstanbul Valisi Vasip Şahin, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Emniyet Müdürü Selami Altınok, eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş , Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Emin Gürses, eski CHP milletvekili İlhan Kesici, eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, eski İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu’nun oğlu Murat Aksu, gazeteci Mustafa Karaalioğlu, Ergin Ataman gibi çok sayıda kişi cenazeye katıldı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de cenazeye çelenk gönderdi. Beyaz TV’ye ‘yalan’ cezası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, Gezi eylemlerine katıldığı için gözaltına alınan Can Kaya hakkında 27 Aralık 2012’de yayımlanan Adalet Masası Masası programında “terör amaçlı örgüte üye olmak suçundan sabıka kaydı var” şeklinde haber yapan Melih Gökçek’e yakınlığıyla bilinen Beyaz TV’yi affetmedi. Mahkeme, gerçeğe aykırı yayın yaptığı gerekçesiyle Beyaz TV’nin 4 bin 500 TL manevi tazminat ödemesine hükmetti. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle