17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 ŞUBAT 2015 SALI 10 HABERLER Yaka paça Dün her zaman gittiğim kahveye gittim. Canım sıkkın; Özgecan’ın tabutunu taşıyan kadınların söylediği bir söz aklımdan hiç gitmiyor: “Bırakın onu biz taşıyalım, başka bir erkek eli daha ona değmesin!” Bu nasıl bir isyan! Ülkemin bütün erkeklerinin bu sözleri en az günde bir kez düşünüp, ağırlığı altında ezilmesi gerek! Canım sıkkın ya, masalardan soru soranlar oluyor; herkesin konusu Özgecan’ın ölümü. Canım yanıt bile vermek istemiyor. Tam o sırada bir erkek vatandaş “Kız da neden o minibüse binmiş. Acaba daha önceden tanıyor mu” diye bir soru ortaya atmasın mı? Deliriyorum. Bu sorulardan, bu bilinçaltı erkek korumasından bıktım artık! Bir zamanlar ünlü bir erkek sunucu tecavüze uğramış bir kıza şöyle sormuştu: “Canınız yandı mı?” İki soru arasında ne fark var? Bu nasıl bir farkında olarak ya da olmayarak erkek cinsini koruma! Evet kadın olmak zor! Tecavüze uğrarken, ölürken bile suçlusunuz. Bu erkek zihniyet her zaman bir bahane arayacaktır. Hukuk bile bu erkek zihniyetinin baskısı altındadır. Her zaman bir bahane bulunur. Kadının çantasından çıkan doğum kontrol hapı bile karısını kendisinden boşandığı için öldüren erkek sanık için bir hafifletme sebebidir. Evet, kadın olmak zor, Türkiye’de kadın olmak daha da zor. Hepimiz ister yazar, ister oyuncu, ister yönetici, ister temizlik işçisi, ister trikotaj işçisi, ister ev hanımı olalım, hayatımızın her döneminde ne yazık ki erkek egemen bu söylemin ve erkek egemen bir zorbalığın mağduru olmuşuzdur. Ama biz kadınlar, bize yapılan zorbalıktan, tecavüz girişimlerinden, işkencehanelerde bedenimize hoyratça sokulan coplardan, herhangi bir nedenle karakola gittiğimizde polisin iştahlı bakışları altında ifade vermekten söz etmeye utanırız. İnsanlık adına utanırız. Ve bu hazin durumu kendimize saklarız. Biz de bu erkek söylemden etkilenmişizdir. Genetik kodlarımıza işleyen bir durumdur bu. “Keşke o kadar gülmeseydim, keşke o gün mini etek giymeseydim, keşke o gün tek başıma bara gitmeseydim” diye kendi kendimize egemen erkek söylemi için bahaneler uydururuz. Bu ikiyüzlüğünün artık çırılçıplak ortaya konması gerek. Bu egemen erkek kültürü sadece cahillikle, cinsel açlıkla açıklanamaz. Bu bir kültürel ortamdır ve bu kültürel ortamda, biz kadınlar her Kadınlığın Acılı Tarihi, an herhangi bir Edvard Munch. yerde sürekli tacize uğramaktayız! Bu nedenle özellikle rahatı yerinde denilen kadınların uğradıkları mağduriyetleri açık açık yazmaları bizim için çok değerli. Hepimizin başından böyle olaylar hatta daha fazlası geçmiştir ve ne yazık ki, yasalar bizi koruma altına almış görünseler de uygulayıcıları bu egemen erkek kültürün hâkimleri, polisleri! Çaresiz susarız! Bütün bu travmalarla nasıl yaşıyoruz? Hangi korkularla baş etmeye çalışıyoruz? Bugün bir taciz olayını da ben anlatıyorum, biliniz ki erkek egemen kültür her yerdedir. 12 Mart darbesi olmuş, pek çok arkadaşım içerde ve para gerek. O zamanlar gencecik bir üniversite öğrencisiyim, bir biçimde para bulmalıyım. Güvendiğim bir öğretim üyesine (prof.) gidip durumu anlatıyorum. O “Bu konuşmaları okulda yapmayalım” diyor ve beni yemeğe davet ediyor. Ben de kabul ediyorum. Yemekte beni güzelce dinleyen kişi, “Tamam durum anlaşıldı, ama para evimde, beraber gideriz, sana parayı veririm, benim de içerdeki gençlere bir katkım olsun” diyor. O kadar çok seviniyorum ki... “Peki”, diyorum ve evin kapısından girer girmez o kişi üstüme atılıyor, giysilerimi parçalamaya başlıyor. Feryat figan adamı itip kapıdan fırlıyorum. Günlerce sersem gibi dolaşıyorum ve bunu kimselere anlatamıyorum. Şimdi altmış yaşımda bunu anlatmaya cesaret ediyorum. Ve bütün kadınları, kadın cinayetleri, tecavüzleri, tacizleri için mücadeleye çağırıyorum! Utanması gereken biz değiliz!.. Sen de Anlat! l Mersin Adliyesi önünü gelen SDP’li dört genç kız kendilerini demir korkuluklara zincirledi. Mersin Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube Müdürü Murat Esertürk, , “Bu çocuklar maalesef Özgecan üzerinden siyaset yapıyor. Biz onlara şiddet uygulamayacağız” dedi. Polis kesme makasıyla zincirleri keserek gençleri gözaltına almaya çalıştı. Bu sırada Esentürk direnen eylemcilere “Senin de annen var baban var bu görüntüleri görmesinler. Lütfen sakin olun” dedi. Yaşanan arbedede genç kızlardan bazıları polislere tekme ve tokat attı. Bir eylemci ise polis memurunun kolunu ısırmaya çalıştı. Bnun üzerine kızlar, yaka paça gözaltına alındı. gözaltı Tutuklanan katil zanlısı, poliste verdiği ifadeyi mahkemede değiştirdi Birbirlerini suçladılar Siyah eylem Haber Merkezi “Özgecan için siyah giyin” çağrısına halk yoğun destek verirken kamu çalışanları yakalarına siyah kokart takarak çalıştı. Erkekler de anma törenlerine katıldı. İstanbul Üniversitesi öğrencileri Hergele Meydanı’nda toplanarak vahşeti protesto etti. Lise ve ortaokul öğrencileri de siyah elbise giyip oturma eylemi yaparak tepki gösterdi. İstanbul Güner Akın Lisesi öğrencileri (üstte) siyah giyerek derslere girerken okul bahçesinde oturma eylemi yaptı. Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyeleri adliyede eylem yaptı. Beşiktaş Belediyesi Özgecan’ın öldürülmesine ilişkin sessiz çığlık eylemi düzenledi. Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen erkekler “Bir erkek olmanın utancından daha iyi bir ‘durma’ nedeni olabilir mi?” pankartı açarak Özgecan için sessiz bir eylem düzenledi. Erkek yurttaşlar yanlarında getirdikleri aynalara bakarak 20 dakika boyunca sessiz bir şekilde durdu. Kadıköy Boğa Meydanı’nda ise bir erkek etek giyerek “Hepimiz Özgecanız” pankartı açtı. ABİDİN YAĞMUR MERSİN Özgecan Aslan cinayetinin katil zanlısı Suphi (26) ile ona yardım eden babası Necmettin Altındöken (50) ve arkadaşı Fatih Gökçe (20) önceki gece tutuklandı. Aslan’ın ölümüyle ilgili Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmada, 13 Şubat günü verilen gizlilik kararı dün kaldırıldı. Olayda kullanıldığı belirtilen bıçak, bir atık su kanalında bulundu. Özgecan Aslan’ın katil zanlısı ile babasının Tarsus’taki evine sessizlik hâkim. Necmettin Altındöken’nin 15 yıl önce eşinden ayrıldığı, oğlu ve geliniyle oturduğu belirtilirken Suphi Altındöken’in eşinin de olayın ortaya çıkmasının ardından evi terk ederek bir yakınının yanına yerleştiği bildirildi. Aile ile ilgili bilgi vermekten kaçınan mahalleli, aile ile komşuluk ilişkilerinin olmadığını söyledi. Zanlı mahkemede ifade değiştirerek polisteki ifadesinin aksine tecavüze yeltenmediğini, levye ile vurmadığını, kız yaralanınca paniğe kapıldığını, babası “Hastaneye götürelim” demesine karşın arkadaşı Fatih Gökçe’nin “işini bitir” demesi üzerine kızı öldürdüğünü ileri sürdü. Özgecan’ın ellerini kestiği sırada yaşadığını, kızdan hırıltılar geldiğini söyleyen Suphi Altındöken, tecavüz amacı olmadığını, cinayeti planlamadığını ileri sürdü. Seferi bittikten sonra eve dönmek üzere Mersin’e doğru yolu çıktığını, AVM yakınlarında 20.05’te Özgecan’ı araca aldığını, kestirmeden gitmek için güzergâh değiştirdiğini, bunun üzerine Özgecan’ın kendisine tepki gösterdiğini ve aralarında tartışma çıktığını ileri süren zanlı, “Arkadan eliyle başıma vurdu, boynumu cırmaladı. Dikiz aynasından biber gazı çıkarttığını gördüm. Eğildim ve bana denk gelmedi. Aracı yolun kenarında durdurdum. Kapıyı açtım ve içeri girer girmez yüzümü tırmaladı. Çok sinirlendim ve saçından tutarak itekledim. Bana saldırmak için yerden kalkarken karın ve göğüs bölgesine iki üç defa tekme attım. Belki bir tanesi yüzüne gelmiş olabilir. Boyun bölgesinde kan gördüm. Bir tekme daha vurdum. Muhtemelen düşerken kafasını bir yere çarpmış olabilir. Koridorda baygın yatıyordu” dedi. Cinsel ilişki amacı olmadığını öne süren zanlı, “Panik yaptım ve Fatih’i aradım. Biz konuşurken ayağa kalktı, aynadan gördüm ve bir anda görünce refleksle elimin tersi ile itekledim, düştü. Bu sırada telefon açıktı ve konuşmaya devam ettik. O zamana kadar öldürmeye de niyetim yoktu. Kapıyı hafif açıp, yerde yatan şahsı Fatih’e gösterdim. yolda Fatih ‘Ya bir yere atacağız ya da iz kalmasın diye yakalım’ dedi. Yolda, arkadaşını aradı benzin istedi. Seyir halindeyken babamı telefonla aradım. ‘Kavga ettim, öldü mü kaldı mı bilmiyorum’ dedim. Babam, ‘Hastaneye götürelim’ dedi” diye konuştu. Zanlı Fatih Gökçe ise polisteki fadesinde olay günü 20.30 sıralarında Suphi Altındöken’in kendisini arayarak “Başım belada” dediğini belirtti ve şunları söyledi: “Boş bir şişeyle 5 TL’lik benzin getir dedi. Suphi ile yolda giderken elinin yüzünün yaralı olduğunu gördüm. Bana ‘Geminin oradan bir Cono aldım. Beni soymaya çalıştı, yüzüme biber gazı sıktı. Ben de konsüldeki bıçağı salladım. Biraz da boğuştuk. Arkada yatıyor, ölü’ dedi. Ancak kesin ölü olup olmadığını bilmiyorum. ‘Götür hastaneye bırak kaç’ dedim. Ben de bu sırada alkollüydüm. Babasının telefonundan beni aradı, evlerine gelmemi söyledi. Kendi otomobilimle gittim. ‘Arabadaki kıza ne yapalım?’ diye konuştular. Suphi, ‘Halı gibi bir şeye saralım, bir yerde bekleyelim” dedi.” Eşi evi terk etti ‘Ellerini keserken yaşıyordu’ Erkeklerden sessiz eylem l Mersin’de farklı okullarda eğitim gören öğrenciler Özgecan’ın evine yürüdü. Önceki gün yapılan yürüyüşü engellemek isteyen polis dün eyleme destek çıktı. Polis öğrencilere slogan atmaları için megafon verdi, Özgecan’ın fotoğrafını dağıttı. Polis şaşırttı ‘İz kalmasın yakalım’ ŞefkatDer’den kadınlara silah ve savunma eğitimi UTANIYORUM Haber Merkezi Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın vahşice katledilmesi Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Ölümü büyük yankı uyandıran Özgecan için sosyal medyada dün “Özgecan için siyah giy” kampanyası başlatıldı. Kadınlar kadar erkekler de Özgecan için tepkisini dile getirdi. Özcan Deniz ise yaptığı paylaşımla sosyal medyada gündem oldu. Deniz, özetle şu ifadeleri kullandı: “....yaşadığı dini bile okuyarak degil ordan burdan dinleyerek yasayan, kadın gördüğünde gözü dönen her yeri zarar ziyan ‘adam’ larla dolu bu ülke..bişey yapmalarına gerek yok, varlıkları şiddet..” Dikkat çeken paylaşımlardan bazıları ise şöyle: Ahmet Ümit: “Bugün siyahlar içindeyiz, bugün, öldürülen, tecavüze uğrayan kadınlarla dayanışma içindeyiz. Bugün vahşete dur diyoruz... #ÖzgecanAslan Nejat işler: “Benim dinim kadının ayaklarının altına Cenneti sermişken, siz hangi yüzle bir kadına Cehennemi yaşattınız, ey şerefsizler fatih portakal: Kaç gün konuşulması sürer #ÖzgecanAslan ın katledilmesi? Mehmet tez: Tecavüzcüye “erkek tarafı” diyen aile bakanını unutmadık. Bu insanlar hâlâ yüzsüzce işlerini yapmaya devam ediyor. TARKAN: ERKEKLİĞİMDEN ‘Bir Cono aldım’ Haber Merkezi Şiddet gören kadınlar ile sokakta yaşayanlara yardımı amaçlayan ŞefkatDer Özgecan’ın öldürülmesinin ardından cinayet ve tecavüze karşı kadınların kendisini koruması için silah kullanımı ve savunma sporları eğitimi verecek. Eğitimler 81 ilde de düzenlenecek. Şefkat Der Genel Başkanı Hayrettin Bulan, “Kadınların canı, bedensel dokunulmazlığı güvence altına alınana kadar, kadınların silahlanması mecburiyeti doğrultusunda da girişimlerde bulunacağız” dedi. ‘Herkes tacizi anlatmalı’ KAYSERİ (DHA) Özgecan için Kayseri’de düzenlenen eylemde kendisinin de tecavüz mağduru olduğunu, tecavüzcüsünün hâkim tarafından rızası var kararı verilerek serbest kaldığını ağlayarak anlatan 16 yaşındaki M.N zanlıya “seni öldürüceğim” diye bağırınca hakkında “tehdit” davası açıldığını belirtti. M.N, “Yaşadıklarım aklıma geldi. ‘Özgecan’a ben de sahip çıkacağım, ben de yaşadıklarımı anlatacağım’ dedim. Ne ben, ne başkası, ne Özgecan’ın ruhu, eğer böyle devam ederse hiçbirimiz rahat etmeyecek. Herkes başından geçen varsa, çekinmeden konuşsun” dedi. l Zanlının amcası Mehmet Altındöken, zanlı ve ailesi ile görüşmediklerini ifade ederek yeğeninin kendi babasını da 2 kere bıçakladığını, ayrıca annesini ve kız kardeşini de dövdüğünü ve eşi ile 4 ay önce barıştığını anlattı. Suhpi Altındöken’in annesi Naciye Tan ise “Kimse hırsız, katil doğmaz herkes melek doğar. Benim çocuğumun sağlığı bozuk. Babasıyla beraber büyüdü, o yüzden böyle. Bir insan o ya, benim oğlumun bir insanın canını almaya hakkı yok” dedi. Zanlının annesi: Kimse katil doğmaz Odaya kaydı yok l Mersin Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası Başkanı Veysel Sarı, katil zanlısı Suphi Altındöken’in odaya üyeliğinin bulunmadığını belirtip denetleme, eğitim gibi kriterlerinin olmadığını itiraf etti. Sarı “Valilik, belediye, sağlık müdürlüğü ve şoförler odasının ortaklaşa vereceği bir eğitimden geçtikten sonra, sınava tabi tutularak şoförlük yapabileceğini gösteren belge almasını istedik. Ticari araç alan veya şoförlük yapacak kişilerin sabıka kaydı, madde bağımlılığı olmadığına dair kan testi, refleks ve kişilik test tahlilleri raporu gibi raporların zorunlu tutulması gerekiyor” dedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle