28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 8 Kasım 2015 18 endir.” , en az hükmed et m ü k ü h i iy “En THOREAU HENRI DAVID 908 Temmuz devrimi, Osmanlı’ya çullanan petrol şirketleri için büyük şok oldu. İttihat ve Terakki yönetimi imtiyazları olabildiğince ortadan kaldırdı. Ancak ekonomik ve siyasi nedenlerle elleri zayıftı. Şu gerçek bile çok şey anlatıyordu: Osmanlı devleti 1910 yılında 122.6 bin tonu Rusya’dan, 10.5 tonu ABD’den ve 21 bin tonu Romanya’dan olmak üzere toplam 177.2 bin ton petrol ithal etmişti! Borçlar, toprak kayıpları, doğru dürüst üretime geçilememesi İttihat ve Terakki’nin elini kolunu bağlıyordu. Bu süreçte emperyalist devletler baskıyı arttırdı. Örneğin Sadrazam Mahmut Şevket Paşa, Kuveyt ve Katar’ı İngiltere’ye vermek zorunda kaldı. Böylece İngiltere, Mezopotamya petrollerinin bir bölümüne ulaşmış oldu. Sıkışan Osmanlı Devleti, daha Birinci Dünya Savaşı başlamadan bir yandan Almanlara, diğer yandan İngilizlere daha fazla imtiyaz tanımaya başladı. Örneğin İngiltere, 1913’te Fırat ve Dicle üzerinde gemi taşımacılığı imtiyazını 60 yıllığına kaptı. Bu sözleşmeyle dolaylı yoldan petrol imtiyazı elde ediyordu. Bu rekabetin ardından ilk dünya savaşı başladı ve Osmanlı toprakları paylaşıldı. Ana paylaşımcılar İngiltere ve Fransa’ydı. Savaşa girmeyen, ama bu iki devletin savaşı kazanmasına yardım eden ABD de paylaşımdan pay istiyordu. HHH İşte Kürt meselesi de bu paylaşım sırasında ve petropolitikle ilgili olarak güncellendi. Zira asıl mesele Musul petrolleriydi. Ancak İngiltere, daha çok bedel ödediği gerekçesiyle paylaşım anlaşmalarını lehine güncellemek istiyordu. Öyle ki, Lord Curzon 22 Temmuz 1919’da G NOKTASI yorum TASARIM: SERPİL ÜNAY 1 Sakin deliliklerin zamanı! eter şu cümlelerden vazgeçin: “Bu halk için hiçbir şey yapmaya değmez!” ,“Bundan böyle kedilerim, köpeklerim için yaşayacağım!”, “Bu ülkede hiçbir şey değişmez!” Bu cümlelerin peşinden gitmeyi sürdürecek olanlarla artık pek bir işimiz olmaz. Kızgınlıkları, kırgınlıkları geçince hayata karşı nasıl bir tavır alacakları onların bileceği bir iştir. Ama hayat ve bu hayatı daha anlamlı, daha eşitlikçi, daha yaşanılabilecek kılmak için yapılan mücadele devam edecek. Bu böyle, şimdi nerede kalmıştık: Ülkemizde kadına karşı şiddet olanca hızıyla devam ediyor. Hâkimler “efendi duruş” ve “rızası var” gerekçelerine dayanarak, tecavüzcülere, katillere ceza indirimi uygulamak için adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Öncelikle bu konudaki “hâkim takdirini” bir yasayla ortadan kaldırmak gerekiyor. Bunun için uzun yıllardır ülkemizde kadın örgütleri, avukatlar, akademisyenler, yazarlar yoğun bir mücadele veriyorlar. Şimdi kendinize sorun, bu mücadelenin neresindesiniz? Sosyal medyada attığınız mesajlardan söz etmiyorum, bu konuda hangi örgüte girip çalıştınız? Hayat döngüsü yapan Hangi protesto yürüyüşüne katıldınız? Kaç mahkeme Işıl Özgentürk. kapısında, kaç mahkeme salonunda bulunup hâkime gözlerinizi diktiniz? Hiç mi? Öyleyse işte yeniden işe koyulmak için bir fırsat, hem kedilerinize bakıp hem de bu konuda mücadele veren örgütlenmelerde çalışabilirsiniz. En azından hâkimlere gözlerinizi dikip bakabilirsiniz. Bir de, “Bir daha tek bir HES için mücadele etmem, şu Soma’dakilere bak gene AKP’ye oy vermişler” diye sık sık yakındığınızı duyuyorum. Verirler! Ey İzmirliler, kaçınız örgütlenip Soma’ya gittiniz? Kaçınız oradaki hiçbir mesleği hatta okuma yazması olmayan kadınlar için herhangi bir emek harcadınız? Geride kalan çocuklara burs bulmak için çalıştınız? Kaçınız oradan bir çocuğun tüm eğitim masraflarını üstlendiniz? ÇYDD ve benzer örgütlenmelerin içinde kaç yıl çalıştınız? Şimdi bir soru? HES’lere, termik ve nükleer santrallara karşı çıkmak sadece o bölgede oturan halkı mı ilgilendiriyor? Diyelim ki, Sinop nükleer tehlikesiyle karşı karşıya ama ahalinin yarıdan fazlası AKP’ye oy vermiş. Verebilir ama orada yapılacak bir nükleer santral hepimizin hayatını karartacak bir ölüm tehlikesini barındırıyor, HES’ler zaten su fakiri olan ülkemizde sadece Karadenizlileri değil hepimizi ilgilendiriyor. Termik santrallar, kıyılarımızdaki tüm balık yumurtlama alanlarını tehdit ediyor. Tüm çocukların geleceğini karartıyor. Bir soru, kaçımız elimize bir mezura alıp lüferlerin boyunu ölçmeye gittik. Balıkçılar elbette bize tuhaf tuhaf bakacaklar, hatta içlerinden “bunlar da iyice delirmiş, lüferleri ölçüyorlar” diyebilirler. Bazen delilik en iyi eylem biçimi olabilir. Diyeceksiniz ki, bu ülkede her şey yapanın yanına kalıyor. Doğrusu benim en sevdiğim eylem, Gezi’deki “Duran Adam” eylemiydi, sanırım tek bir kişi başlatmıştı arkası gelmişti. Şimdi herhangi birimiz Ankara Gar’ının önündeki cinayet mahallinde durmaya başlasa, bir başkası da ona katılsa, bir başkası da gelse ve binlerce kişi orada her gece durarak ve mum yakarak beklemeye başlasa, emin olun cinayetin üstünü kimseler örtemez! Eğer polis duran adamlara da saldırırsa, artık o zaman her yerde durmaya başlarız. Şu zamanda benim aklıma bunlar geldi. Evet bir de, dünyanın her yerinde aktivist grupların yaptığı eylemler, en ses getiren eylemler olmaya başladı. Sanki zaman statükocu partilerin düzenle uzlaşmasından, parti içi ağır hiyerarşik yapıdan sıkıntı duyanların yeni yollar aradığı bir zaman. Aktivist olmak hepimizin bir yaşam biçimi olmalı. Şimdi zaman sakin deliliklerin zamanı. Amerikan koridoru Fransız büyükelçiliğine bir nota yolluyor ve Londra ile Paris arasındaki petrole dair LongBerenger Anlaşması’nın geçersiz olduğunu resmen bildiriyordu. Notanın ertesi günü ise 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi toplanmış ve Misakı Milli’yi kabul etmişti. Onaylanan milli sözleşmeye göre, Musul milli sınırlar içindeydi! İngiltere, Mustafa Kemal’in Samsun’a hareketinden itibaren gelişmeleri okuyordu ve çıkarları gereği bu süreçte Kürt kartını açmaya karar verdi. İstanbul’daki Yüksek Komiser Amiral Calthorpe da Binbaşı Noel’i bu özel görevle Doğu Anadolu’ya gönderdi. Binbaşı Noel’in bölgede yaptığı temaslar sonucunda verdiği rapor üzerine, Amiral Calthorpe 9 Temmuz 1919’da Lord Curzon’a şu mesajı geçti: “Binbaşı Noel, Abdülkadir ve Bedirhanoğulları ile görüştü.” HHH İngiltere, faaliyetlerini hızlandırdı. Örneğin Büyükelçilik Müsteşarı Hohler, 21 Temmuz 1919’da Londra’ya şu mesajı geçiyordu: “Şimdi Mezopotamya bizim olduğuna göre, ona (Binbaşı Noel) bir Kürt devleti kurdurup kuzey dağla Henüz milletvekili olmadığı yıllarda bir gün, Sırrı Süreyya Önder’e sormuştum: “Türklerle Kürtler ayrılır mı?” “Cık,” yapmıştı. “Ortak genleri y..…lık. Ayrılamazlar!” Bir Cihangir kahvesinde, masada üç kişiydik. Yani sohbetin tanığı da var. Çok gülmüştüm. HDP’nin “Seni başkan yaptırmayacağız” kararlılığından “Meksika/ABD usulü başkan yaptırabiliriz”e ne kadar rahat ve çabuk geçtiğine bakılırsa; Sırrı Süreyya hiç olmazsa genetik teşhiste yanılmamış! rını öylece koruyabiliriz. Binbaşı Noel, bir Kürt Lawrence’ıdır. Majesteleri’nin Hükümeti’nin amacı Türkleri elden geldiğince zayıflatmak olduğuna göre Kürtleri bu yönde harekete geçirmek fena bir plan değildir…” Yani Amerikan koridorunun geçmişi, 100 yıl önceye dayanıyor! Ancak İngiltere, Kürt ayaklanmaları sayesinde Musul’u ele geçirdi fakat Kürt devletini kuramadı. Dahası, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bölgenin denetimini İngiltere’den alan ABD de bir türlü Kürt devleti kuramadı. 25 yıldır süren 1. ve 2. Irak saldırıları ile Suriye’yi parçalama operasyonları işte bu nedenledir.(*) (*) MEHMET ALİ GÜLLER’in Suriye’nin Sevr’i, Amerikan Koridoru başlıklı kitabından alıntıdır (Kaynak Yayınları, 2015)  Y KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Gelecek nasıl gelecek? merika’da Tesla’nın Model S arabalarını kullananlar önceki hafta küçük bir sürprizle karşılaştılar. Sabah bir baktılar ki, kullandıkları arabanın yazılımı yenilenivermiş. Bir gece önce “normal” olan araba sabah “akıllanmış”, “otomatik pilot” özelliği kazanmış. Araç sahiplerinin nasıl bir heyecan yaşadıklarını You Tube’dan izliyorum: “İnanılmaz”, “Muhteşem”, “Bu bir devrim” diyorlar. Otomotik pilotu denerken bazıları direksiyonu bir türlü bırakamıyor. Fakat insan rahata çabuk alışıyor tabii. Bu sefer elleri boşta kalıyor. Ellerini ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Aslında önemli bir şeymiş bu “ellerin boşta kalması”. Mesela 1.9 milyon yıl önce ayağa kalkıp dik yürümeye başlayan Homo Erectus’un da elleri boşta kalmış. Bu sayede daha sofistike taş aletler yapmaya başlamış. Ayağa dikilmese, elleri boşta kalmasa, belki de araba denen şeyin ne olduğunu bile bilemeyecektik. Peki, bugünün modern insanı elleri boşta kalınca ne yapıyor dersiniz? Kimisi “Haydi eller havaya” modunda. Müziğin sesini açmış, oturdukları yerde çılgın danslar, tuhaf kafa ve kol hareketleri yapıyorlar. Sonra el çırpma oyunları oynayanlar var. Hani bizde de oynanırdı: “Çatlak patlak yusyuvarlak Kremalı börek sütlü çörek Çek dostum çek Amanın dostum elini çek” Koca koca adamlara yakışıyor mu? Genç bir kadın makyaj malzemelerini çıkarmış bir güzel makyajını tazeliyor. Hem de otobanda. Onu sollayan yandaki aracın şoförü kadını görünce, şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırıyor, gözleri fal taşı gibi açılıyor, gaza basıp kaçıyor. Bir adam, direksiyon başındayken sandviç ekmeğine yağ ve marmelat sürüyor, sonra afiyetle yiyor. Diğeri, telefonuna odaklanmış mesaj geçiyor. Görüntüleri izlerken “O da bir şey mi” diye geçiriyorum içimden, “İstanbul’da bu gibi hareketleri otomatik pilotu olmayan arabalarda bile yapıyorlar.” HHH Aslına bakarsanız, otomobildeki “yapay zekâ” yazılımının testlerini bence İstanbul’da yapmalılar. O “sürücüsüz otomobil”i İstanbul’da kesin sıkıştırırlar. O zaman ne yapar acaba “yapay zekâ?” Ters şeritten gitmeler, trafikte makas atmalar, olur olmadık u dönüşleri, ani sollamalar, kırmızı ışıkta geçmeler, araya dalan motokuryeler yapay zekâyı ne hale sokar? Yapay zekâlı arabaların keyifli yanları da olabilir elbette. Düşünün Cihangir’e gelmişsiniz, park edeceksiniz. Mümkün değil tabii. Park yeri yok ki. Fakat otonom arabanız var. Canınız nerede istiyorsa orada iner, arabayı kendi haline bırakırsınız. Otomatik pilot bulsun kendi park yerini. Sonra işiniz bittiğinde cep telefonunuzdan küçük bir mesajla onu bulunduğunuz yere çağırıverirsiniz. Hani kovboy filmlerinde izlerdik ya, atları ıslıkla çağırırlardı. Onun gibi… İstanbul’daki otonom araçların sayısı arttığında ne olur? Bir bakmışsınız bir türlü çözülemeyen trafik sorununu otonom araçlar çözüvermişler iyi mi… Olmaz olmaz demeyin. HHH Amerikalıların sabah sabah karşılaştığı sürpriz, beni yine de düşündürüyor... Yani böyle mi olacak bu değişim? Bir sabah bambaşka bir dünyaya mı uyanacağız yoksa? Gelecek birden mi gelecek? Gece yatarken, “yarın neye uyanacağız” diye mi düşüneceğiz. A ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI HARBİ SEMİH POROY kamilmasaraci@gmail.com.tr Çizerimiz yıllık izninin bir bölümünü kullanacağından çizgilerine ara vermiştir. T.C. MERSİN 3. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2015/5626 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: Taşınmazın Özellikleri: Mersin ili, Akdeniz ilçesi, 230 Ada, 42 Parsel, Nusratiye Mah. 5. Kat, 10 No’lu bağımsız bölümde kain taşınmaz dosyamıza ibraz edilen bilirkişi raporuna göre; taşınmaz betonarme karkas olarak yapılmış, apartman B+Z+7 katlı, bodrum katında 20 No’lu depo, zemin katında 5 dükkân, kapıcı dairesi ve apartman giriş holü, normal katlarda ise 2 mesken olmak üzere toplam 20 bağımsız bölüm bulunmakta, apartman gezilebilen dam teraslı, apartmanın dış cephesi terasit hazır sıva cephe kaplaması, apartman giriş kapısı camlı demir kapı, merdiven ve normal kat sahanlıkları yer döşemeleri dökme mozaik döşeme, giriş duvarları 2 metre yüksekliğe kadar seramik üzeri sıva ve boya kaplı, merdiven korkulukları demir imalat, asansörlü, taşınmazın yakın civarında Mersin Toros Devlet Hastanesi, Zeki Sabah İlkokulu, Salim Güven İlkokulu bulunmaktadır. Taşınmaz belediyenin altyapı hizmetlerinden yararlanmaktadır. Taşınmaz 3 oda, salon, mutfak, WC, banyo, 2 balkon olup DB cepheli, yaklaşık 120 m2 büyüklüğünde, projesinden farklı olarak meskenin batısında balkon alanının bir kısmı camlı PVC doğrama ile kapatılmış, diğer kısmı ise tavana kadar demir korkuluklu, dairenin giriş kapısı çelik olup, yer döşemesi seramik, ıslak hacimler hariç tüm hacimlerin duvarları alçı sıva üzeri boya kaplama, ıslak hacimler seramik döşeme ve kaplama, iç kapılar ahşap, dış doğramalar WC ve banyo kapıları PVC doğrama, WC ve banyo tavanı PVC, mutfak dolabı ve tezgâhı ile tavanda kartonpiyer çalışmaları mevcut, balkonlar demir korkulukludur. Adresi: Mersin ili Akdeniz ilçesi Nusratiye Mah. Yüzölçümü: 120 m2 Arsa Payı: 150/2650 İmar Durumu: Var. Bitişik nizam, 8 kat Kıymeti: 90.000.00 TL KDV Oranı: %1 Kaydındaki Şerhler: Yönetim Planı: 17/07/1990 1. Satış Günü: 16/12/2015 günü 15.00 15.10 arası 2. Satış Günü: 18/01/2016 günü 15.00 15.10 arası Satış Yeri: Mersin 3. İcra Müdürlüğü Mezat Salonu Mersin/Akdeniz Satış Şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları başkaca bilgi almak isteyenlerin 2015/5626 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 05/11/2015 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:176197) 8 KASIM 2015 SAYI: 32904 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç Akın Atalay İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Pınar Ersoy Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.07 03.51 04.12 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 06.36 11.55 14.35 05.18 10 .39 13.22 05.38 11.02 13.48 Akşam 17.02 15.49 16.15 Yatsı 18.23 17.09 17.33 01 02 22 24 26 29 t6 bilen: 3 milyon 220 bin TL. (DEVİR) t5 bilenler: 4 bin 18 TL. t4 bilenler: 53.70 TL. t3 bilenler: 8 TL. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle