23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 DUNYA KIZIL ORDU NOSTALJİSİ Ruslar, Nazi Almanyası’na karşı Kızıl Meydan’da toplanan Kızıl Ordu’nun dev askeri geçit törenini 74. yılında yeniden canlandırdı. 7 Kasım 1941 tarihinde yapılan geçit töreni aynı zamanda Ekim Devrimi’nin yıldönümüne denk geldi. 10 bin asker törene İkinci Dünya Savaşı’nda kullanılan modelde üniformalarla katıldı. Sahil Güvenlik rüşvet vermeyen sığınmacıların botunu patlatıyor Alman dergisi Der Spiegel Türk sahil güvenliğinin yeterli rüşvet alamadığı insan kaçakçılarının teknelerini batırarak onları cezalandırıp korkuttuğunu iddia etti. Haberde, sığınmacılara bu şekilde gözdağı verilerek sahil güvenliğe verilen rüşvetin artırıldığı iddiasına da yer verildi. Dergi, iddialar için Sahil Güvenlik’ten bilgi istediğini ancak bir yanıt alamadıklarını da yazdı. TASARIM: BETÜL BERİŞE dishab@cumhuriyet.com.tr nilgun@cumhuriyet.com.tr w Pazar 8 Kasım 2015 nilgun@ ABD Başkan Obama’dan Keystone’a veto ABD Başkanı Barack Obama, büyük tartışmalara yol açan Keystone XL petrol boru hattı projesi tasarısını veto etti. Obama kararını “Şurası açık ki bu boru hattı, bazılarının savunduğu gibi ekonomimize gümüş kurşun etkisi yapmayacak. Ya da ötekilerin savunduğu gibi bir felakete de yol açmayacak” sözleriyle açıkladı, Obama veto kararını, Dışişleri Bakanlığı ve başka yetkililer ile yoğun görüşmeler yaptıktan sonra aldığını söyledi. Tarihi tokalaşma Çin ve Tayvan liderleri 66 yıl sonra ilk kez bir araya geldi. Şi ve Ma’nın samimi tavırları izleyenleri şaşırttı 1 949’da Mao Zedong liderliğindeki komünist devrimle kurulan Çin Halk Cumhuriyeti ve iç savaşı kaybeden milliyetçi Komintang partisinin Tayvan adasına kaçıp burada kurduğu devletin liderleri ilk kez bir araya geldi. Taraflar arasında arabuluculuk yapan Singapur’daki lüks bir otelde gerçekleşen tarihi buluşmada, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Tayvan lideri Ma Yingjeou’nun sıcak tavırları dikkat çekti. İkili ilişkilerde “Tarihi bir dönemin başladığına” işaret eden Şi, Pekin’in nihai birleşme yönündeki arzusunu yineleyerek “Et tırnaktan ayrılmaz, biz bir aileyiz” dedi. üreğinizde yitirdiğiniz şeylerin dindiremediğiniz sızısı varsa… Ve gözyaşlarınızı içinize akıtmak istiyorsanız… Tam şu günlerde kendinizi “boşlukta, ucunu kimin tuttuğu bilinmeyen bir balon gibi” hissediyorsanız… Nilüfer Kuyaş’ın Karasevda Kitabı’nı alın; “eski adıyla melankoli, yeni adıyla depresyon”un katman katman ayırdına varın ve katmanları soyun… 1 Kasım depresyonunun dev bir tsunami dalgası gibi üzerimize geldiği şu sırada düştü bu kitap elime. Çıktığı ilk günden beri okumayı istiyordum, elim yeni vardı, sayfalarını açtım, sonra bırakamadım… Nilüfer’in kitabı aslında siyasi umutsuzluğun “yas”ını iredelemiyor; tamamıyla kişisel bir “yas”ı, annesinin “yas”ını, bizzat kendi sözleriyle “anne yarası”nı anlatıyor. Ama o “anne yarası” giderek kendi içinde, yaşamın büyük melankolilerinin kavşaklarına açılıyor. “Anne yarası” ile ülkede yaşananların yarası iç içe geçip, çığ olup büyüyor. Melankolinin zaferi... Y ‘Sonun başlangıcı Gezi’ RUSYA Putin’in eski yardımcısı öldü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 20042009 yılları arasında yardımcılığını yapan Mikhail Lesin Washington’da bir otel odasında ölü bulundu. Russia Today’in kurulmasına önayak olan ve bir dönem Lesin Gazprom’un başkanlığını da yapan 57 yaşındaki Lesin’in kalp krizinden öldüğü belirtiliyor. ‘Eski dostlar gibiyiz’ İSRAİL İsrail UCM’de yargılanabilir Bir saat süren toplantının samimi havasına rağmen kalıcı bir etkisi olup olmayacağı şüpheli. Çin ve Tayvan arasındaki ilişkiler Ma’nın 2008 yılında göreve gelmesinden bu yana özellikle ekonomik alanda hızla gelişti. Ancak taraflar birbirlerini resmen tanımayı reddediyor. Zira Çin, Tayvan’ı bir gün anakara ile yeniden bir araya gelecek isyancı bir NEDEN ÖNEMLİ? eyaleti olarak görüyor. Sadece 22 ülkenin bağımsızlığını tanıdığı Tayvan’da ise halkın büyük kısmı Çin’in artan etkisinden rahatsız ve ocaktaki seçimlere müdahale edeceğinden endişeli. Sandıkta Pekin karşıtı muhalefete yenileceği tahmin edilen Komintang lideri Ma’yı, Singapur’daki zirveyi kampanyası için kullanmakla suçluyorlar. Ma ise “İlk kez buluşmamıza rağmen eski dostlar gibi hissediyoruz. Arkamızda 60 yıllık bir tarih uzanıyor. Önümüzde ise çatışma yerine uzlaşmanın meyveleri bulunuyor” diye konuştu. Ancak Tayvan’a dönük Çin füzeleri ve Pekin’in diplomatik tecrit çabalarından duydukları rahatsızlığı da dile getirdi. Görüşmede herhangi bir anlaşma yapılmazken, iki taraf kırmızı hat kurulmasına karar verdi. Adadaki Pekin karşıtlarının zirveye tepkisi ise sert oldu. Başkent Taipei’deki devlet başkanlığı binası önünde yüzlerce eylemcinin toplandığı, parlamento dışındaki protestoların gece boyunca devam ettiği haberleri geldi. Annesiyle geçirdiği unutulmaz son “2013” yazında, Nilüfer Kuyaş’ın “Sonun başlangıcı oldu” sözleriyle tanımladığı Gezi oluyor. “Hepimiz çok sevdik Gezi’yi. Hayatımız değişti. Ama benim hayatım iyice özelde, hiç beklemediğim şekilde değişti” diyen yazar ekliyor: “Önce abimin çalıştığı dergi kapatıldı, sonra kocam işten çıkartıldı. Annemin emekli maaşı çok yetersiz olduğu için, zaten zor geçiniyorduk. Sonunda, annemin elli yıldır oturduğu, bizlerin büyüdüğümüz daireyi mecburen satışa çıkarttık, alelacele.” Nişantaşı’nda benim de komşum olan yarım asırlık o ev boşaltılıp satışa çıkarılırken ıssız kalan odalarda bir yolculuğa çıkıyor Nilüfer: “Çocukluk evimin boş odalarında son kez dolaştığım dakikaları bir kavşak, yahut bir şehir meydanı olarak düşünürsek” diye bunu tanımlıyor: “Çok sayıda yol açılıyor bu meydandan, hangisine girsem diye bocalıyorum. Yolların bazıları geçmişe açılıyor, bir kısmı bilinmeze, geleceğe gidiyor…” Kuyaş’ın “Karasevda Kitabı” işte “geçmiş ve bilinmeyen geleceğe” açılan o hüzün dolu kavşağın öyküsü. “Anne”; yarım yüzyıllık evinden çıktıktan sonra süratle hastalanmış… “Yazar”ın omuzlarına, yaşamına buldozer gibi giren Gezi’nin faturası ile kısa süre içinde yitirdiği annesinin acısı, eklemlenerek binmiş… “Annemin ölümü Gezi olaylarıyla başladı” diye yazıyor Nilüfer; “Şimdi daha açık görüyorum. Benim, bizlerin aile olarak çözülmesiyle, ülkedeki bir çözülme aynı zamana denk düştü. Romanı yazılmış, filmi çekilmiş kadar berraklıkla görebiliyorum.” Ülkedeki altüst oluşla, kendi altüst oluşlarımız böyle çakıştığında, hüzün, keder, efkâr… Nilüfer’in yeğlediği adıyla bir “melankoli” dağı olup çıkıyor. Milliyet’teki gazetecilik yıllarımda yan yana, okul talebeleri gibi bilgisayar başında birlikte dirsek çürüttüğümüz sevgili “sıra arkadaşım” Nilüfer; kaçışı olmayan bu hüznü ve kederi, yaratıcı bir gerilimle “Kara Sevda”ya dökmüş. “Kara Sevda” onun, o büyük “melankoli dağının” tepesine çıkmak için katettiği bir yol olmuş. “Kara Sevda”da sade annenin o “kalbe sığmayan” çok büyük acısı yok… Aynı zamanda yitirilen şiirsel bir İstanbul, gençlik ve çocukluk var… “Benim İstanbul’umda yaz gelmesi, Suadiye’de salaş ahşap iskelelerden kayık kiralamak demekti, istakoz sepetlerini kontrol etmekti, plaj yolunda takunya seçip çiviletmekti; Caddebostan ve Fenerbahçe pastanelerinde listeyi sıradan gidip her gün farklı bir şey sipariş etmekti” diye anlatıyor çocukluk anılarımızın o tılsımlı şehrini Nilüfer. Hüznü edebi bir lezzetle ilmik ilmik ören bu kitabı okumak cesaretini gösterin. Hüznün üstesinden gelmenin belki de tek yolu bu: Onu korkusuzca yaşayıp tüketmeye çalışmakta… Hüznün yaratıcı gerilimi Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Mavi Marmara davasında “Savcının İsrail’in yargılanamayacağı kararını yeniden gözden geçirmesi” gerektiğine karar verdi. Savcılık mağdur olan ve ölen sayısının UCM’nin yargı yetkisine girecek oranda fazla olmadığı ilkesi gerekçesiyle soruşturma yetkisinin bulunmadığına karar vermişti. Mavi Marmara mağdurlarının avukatları savaş suçu işleyen İsrail’in cezalandırılması için itiraz dilekçesi vermişti. Karar soruşturmanın yeniden açılabileceği anlamına geliyor. Oxford’da ırkçı Cecil Rhodes heykeline isyan ritanya’nın dünyaca ünlü Oxford Üniversitesi’nin öğrencileri, 18901896 yılları arasında Güney Afrika’daki İngiliz sömürgesinin başbakanlığını yapan ırkçı işadamı Cecil Rhodes’a ait heykelin kaldırılması için eylem yapıyorlar. Kraliyetin Güney Afrika’da kontrolü ele almasına yardımcı olan Rhodes, elmas servetini de buradan elde etti. Nisan ayında Güney Afrika’daki Cape Town Üniversitesi’nde de Rhodes’un heykeli benzer bir isyanı tetiklemiş, öğrencilerin tepkisi sonucu heykel kaldırılmıştı. Oxford öğrencileri de heykelin yerleştirildiği Oriel College binası önünde toplanarak protesto düzenledi. Öğrenciler sosyal medyadan da tepkilerini göstererek “RhodesMustFall” (Rhodes Düşmeli) etiketiyle heykelin kaldırılması için kampanya başlattı. B ALMANYA Ötanazi kısmen serbest bırakıldı Almanya parlamentosu önceki gün aldığı kararla ötanaziyi kısmen yasakladı. 602 oyla kabul edilen yasaya göre her türlü ticari ötanazi desteği yasaklandı. Ancak “aile içinde ötanazi” için böyle bir yasak yok. Yasaya destek veren Hristiyan Demokrat Partisi’nden Michael Brand, amaçlarının doktorları cezalandırmak değil hastaların seçimlerini kendileninin yaptığından emin olmak olduğunu söyledi. arm El Şeyh St. Petersburg seferini yaparken 224 yolcu ve mürettebatıyla Sina Yarımadası’na düşen Rus uçağına bomba yerleştirildiği iddiaları giderek daha çok ağızdan doğrulanırken, Mısır istihbarat raporlarını kendileriyle paylaşmayan ülkelere çatıyor. Uçağın düşüş nedenine ilişkin kendi yürüttükleri soruşturmada henüz bir hipotez oluşturamadıklarını açıklayan Dışişleri Bakanı Semih Şükrü, Amerikan ve İngiliz medyasında yer alan istihbarat raporlarını eleştirdi. “Teknik bulguların medyadan evvel bize iletilmesini beklerdik” diyen Şükrü, terörle mücadelede işbirliği yapılmadığına dikkat çekerek ismini vermediği bazı ülkeleri “kendi çıkarlarına odaklanmakla” suçladı. GSYH’nin yüzde 11’ini turizmden elde eden Kahire, Rusya ve Britanya’nın Mısır’a uçuşlarını durdurmasının turist sayısında yüzde 70 azalma yaratacağından endişeli. Uçağın Airbus üretimi olması nedeniyle soruşturmaya dahil olan Bombaya bir tek Mısır ikna olmadı Ş Fransız yetkililer BBC’ye uçağın teknik arıza yüzünden düşmediğini söyledi. AFP’ye konuşan yetkililer ise uçuş kayıtlarının “Şiddetli, ani bir patlama sonucu” uçağın düştüğünü gösterdiğini belirtiyor. İngiliz ve Amerikan istihbaratına takılan Suriye ve Sina’daki IŞİD militanları arasındaki görüşmeler uçağın bagaj kısmına kalkıştan önce bomba yerleştirildiğine işaret ediyor. 2014’te IŞİD’e biat eden Sina Eyaleti örgütünün bini aşkın militanı bulunuyor. Sina’da 1000 militan Mısır’ın Sina Yarımadası’na düşen Rus yolcu uçağının bomba nedeniyle infilak ettiği iddiaları güçlenirken saldırının ardında IŞİD’in olma ihtimali örgütün gücünü artırdığına işaret etti. ABD’de yayımlanan Washington Post gazetesine konuşan Amerikalı bir yetkili saldırının ardında IŞİD’e sempati duyan bir grubun mu yoksa örgütün kendisinin mi olduğunu tespit etmenin zor olacağını söyledi. Analistler her iki ihtimalde 11 Eylül’den sonra en ciddi saldırı de IŞİD’in terör ağının tahmin edilemez şekilde yayılmasının endişe verici olduğu yorumları yaptı. Georgetown Üniversitesi uzmanlarından Bruce Hoffman da örgütün artık sadece kendi bölgesinde bir İslam devleti kurma amacı taşımadığını, bu saldırıyla sınırları aşan hedefler koyduğunu kaydetti. Hoffman saldırının 11 Eylül’den beri gökyüzünde yaşanan en ciddi terör bağlantılı olay olduğunun altını çizdi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle