19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 OCAK 2015 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 ODTÜ’den siyaset bilimci Doç. Dr. Galip Yalman: SYRİZA’dan alınacak çok ders var ama.... ‘Kopyacılıkla sınıf geçilmez’ deneyim. İleriye dönük daha güçlü sol seçeneklerin ortamını hazırlayabilirler” karşılığını veriyor. SYRİZA Bize Ne Diyor? Türkiye’de seçimler yaklaşırken Yunanistan’da SYRİZA’nın seçim kazanması doğal olarak solda, seslerini çıkarmamalarına aldırmayın; siyaset sahnesinin tümünde yankılandı. Sol bu gelişmenin genel ve özel anlamları üzerine kafa yorarken, düzen partileri bunun bir tsunamiye dönüşüp dönüşmeyeceğini tartışıyorlar. Genel yaklaşımları, umutları AB’nin bu “konjonktür partisi”ne sıkı bir ders vermesi, mümkünse ehlileştirmesidir. HHH Buradan başlayalım. SYRİZA ehlileştirilebilir mi? SYRİZA’nın iki yüzü var: Yüzlerinden birisi kendisine “konjonktür partisi” denilmesine neden olan büyük ekonomik krizin sıkıntısını yansıtıyor; diğeri hâlâ solun değerleriyle olan sıkı ilişkisinden kaynaklanan yüzüdür. Birinci yüz SYRİZA’yı krizi alt edebilmek, yoksullaşan Yunan halkının durumunu bir ölçüde iyileştirebilmek için AB ile pazarlık etmeye zorluyor. İkinci yüzün söylediği ise şudur: İlkelerden uzaklaşırsan, unutma ki dalga sisteme aittir ve seni yener. Kuraldır; ilkeleri unutan kendisi olmaktan çıkar. HHH Ama SYRİZA’ya haksızlık etmeyelim. İktidar olmak pek çok kapıyı açabilir, olanakları çoğaltabilir. Olanaklar iyi değerlendirilebilir. Doğru tutum ise iktidarı halkla paylaşmanın sağa değil, sola doğru giderek olabileceği gerçeğidir. Şimdi besbelli ki, AB kodamanları SYRİZA’yı ve liderini aba sopa yöntemiyle “adam etmeye” ağırlık verecekler. AB ülkesi olmanın “zorunluluklarını” hatırlatacak ama aynı zamanda sevgi öpücükleriyle boğma imkânlarını da deneyeceklerdir. Deniyorlar da. HHH Bu denemelerin en etkilisi SYRİZA’yı “radikal sol” olarak ilan etmek oldu. Bu tanımlama hemen tek ağızdan tüm AB ülkelerine ve Türkiye’de yaygınlaştırılırken ikili bir amaç güdüldü. Hem AB ülkelerinde ve Yunanistan’da halkı korkutmak hem de onun devrimci hasletine yandaşlarını inandırmak. İşe yaramaz. Çünkü SYRİZA radikal bir parti değil. Radikallerden ayrılanların, çevreci grupların birleşerek kurduğu bir koalisyon. Gerçek radikal bir parti sistemin sınırları içinde kalarak, pazarlık ederek devrimcilik yapılamayacağını bilir. Buradan SYRİZA’nın öneminin ve zaferinin küçümsendiği anlamı çıkmasın. Ama gerçeği saptamanın yararı büyüktür. HHH Şimdi SYRİZA içeriden, dışarıdan, soldan, sağdan gelecek etkili eleştiriler altında hükümet etmeye çalışacak. Sağ onu AB ile pazarlık masasında yenmeye, iktidarı elinden almaya çalışırken, sol ilkeleri hatırlatmaya; SYRİZA gerçekten “devrimi değil ama devrimci bir süreci yönettiğini” söylüyorsa, süreci ilerletecek pozisyonları desteklemeye ağırlık verecektir. Komünist Partisi’nin parlamentodaki 15 kişilik gücü, sokaktaki etkinliği de süreci bu yönde değerlendirmesi beklenir. HHH Peki, bütün bu gelişmelerin Türkiye solu için anlamı ne? Burada sözünü ettiğimiz, solda hemen herkesin kabul edebileceği “demek ki oluyormuş”tan öte bir şeydir. Sosyal alanda yineleme yoktur. Bırakın ülkelerin farklılıklarını, aynı ülke içinde farklı zamanların deneyleri bile yinelenemez; ama sonuçta aynı gökyüzünün altındayız, aynı havayı soluyoruz, karakterlerimiz birbirine benzemese de düşmanlar birbirlerine bizlerden daha fazla benziyor. HHH Yunanistan’ın SYRİZA deneyimi, İspanya’nın Podemos atağı, bize “demek ki oluyormuş”tan öte “birleşilebilir, birlikte yürünebilir”i öğretti. Türkiye’de konjonktür, krizin yaygınlığı ve iktidarın giderek otokratlaşması, bizi daha farklı bir deneye doğru götürüyor. Devrimci kanatta yer alması beklenen kesimlerin hedeflerindeki farklılıklar işi zorlaştırsa da, örneğin Kürt siyaseti tek bir konuya odaklanmış olsa, “siyasi bir macerayı” tercih etse, Haziran Hareketi’nin önünü tıkayacak seçim stratejilerine ağırlık verse de olması gereken aslında bellidir. HHH SYRİZA’nın Yunanistan’da iktidara gelmesi Avrupa kıtasında bir dönüm noktasının işaretidir. Latin Amerika’da yaşamaya devam eden halk hareketlerinin Avrupa’ya da sıçradığını gösteriyor. Bizse bu kavganın bıçak sırtında gittiği ülkeyiz. Zirveden sonra düşüşün sıkıntılarını yaşayan ve çareyi baskıyı artırmakta bulan iktidar partisinin yarattığı olanaklar bize SYRİZA’nın çok iyi değerlendirdiği bir süreçten daha fazlasını vaat ediyor. Bunu görebiliyoruz. Görmek kuşkusuz iyi bir şeydir; ama görünene ulaşmak kolay değil. ANKARA ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi öğretim görevlilerinden Doç. Dr. Galip Yalman, 1, 1.5 ay önce Atina’da SYRİZA’nın arka planındaki akademik merkezin düzenlediği ve sol akademisyen çevrelerin katıldığı bir toplantıya davet edilmiş. “Seçim sonuçları sürpriz olmadı, bir iktidar perspektifi oluşmuştu” diyor. Sonuçların Türkiye’ye yansıması konusunda, “Coşkuyla ‘keşke bize de düşse’ diyenler var ya da amiyane tabirle ‘kedi ciğer’ meselesi gibi küçümseyenler var. SYRİZA’yı SYRİZA yapan maddi koşullar var. Ayrıca, iktidarda bulunmuş bütün partilerin yıpranması var. Bizim 2001 öncesi Türkiye ile paralellik kurulabilir” diyor. Yalman, “Türkiye solu, SYRİZA’dan ne ders almalı” sorusuna şu yanıtı veriyor: omino etkisi’ beklentisi biraz fazla Yalman, Avrupa’da “domino etkisi” beklentileriyle ilgili olarak da “Kasım ayında Londra’da bir toplantıya katıldım, orada da SYRİZA ve İspanya’daki Podemos hareketi konuşuldu. Yeni bir örgütlenme modeli getirdiklerinin altı çiziliyordu. Daha tabandan gelen, çok katı parti disipliniyle hareket etmeden farklı kesimleri barındırmak için arayışlar içinde olan, sadece parlamontada sesi çıkan bir muhalefet ‘D partisi konumundan sıyrılmamız gerekir, iktidar adayı olmamız lazım, dendi. ‘Domino’ tabiri biraz fazla... Sınıfsal niteliği de olan bir kitle partisi konumunda bunlar. SYRİZA ilgiyle izlenmesi gereken bir süreç” görüşünü dile getiriyor. SYRİZA’nın iktidar sürecinde yıpranması olasılığının çok yüksek olduğunun altını çizen Yalman, “Ama krizle baş ederek, çözüm arayışlarını sürdürürken toplumsal desteğini artırabilir de. Bu AKP gibi Kemal Derviş’ten miras neoliberal çizgiyi sürdürmekle olmaz, ‘yeni bir dünya mümkün’ diye düşünerek denemeye değer. İhtiyatlı, sabırlı ve iyimser olmaya kendimizi zorlaDoç. Dr. Galip Yalman mamızda yarar var” diyor. irleşik Haziran Hareketi daha taze bir fidan’ “Birleşik Haziran Hareketi (BHH) gibi oluşumlar açısından seçime kadar değil, ama sonrasında daha önemli etkileri olabilir. BHH şu anda daha taze bir fidan, henüz çok erken. Seçimlerde CHP’nin yüzde 2530’da sıkıştığı, AKP’nin yeniden iktidar olduğu bir Türkiye tablosunda bir alternatif arayışı gündeme gelebilirse, o zaman BHH’de potansiyel olarak SYRİZA’vari bir oluşumun nüvelerini yeşertebilecek bir ortam olur mu, olmaz mı göreceğiz. HDP de hevesleniyor, o da Türkiye partisi olma çabasında. Her ülkeyi kendi koşullarında görmek lazım. Kopyacılık bizim kötü hastalığımız. 90’lı yıllarda biliyorsunuz CHP, Tony Blair’den esinlenip ‘yeni CHP’ sloganıyla girdi seçimlere. Kolay kopyacılıkla sınıf geçilmiyor. SYRİZA’dan CHP’nin de alacağı çok ders var. Sağ partilere oy veren seçmenlere şirin gözükerek oy desteğini artırabileceğini düşünüyor. Yolsuzlukların üzerine gidilir tamam ama ‘şunları da yapacağız’ demek lazım. SYRİZA ‘kemer sıkma politikalarını sürdürmeyeceğiz’ diyor, bir ekonomik politika ortaya koyuyor. Bunları söyleyebilecek bir muhalefet var mı Türkiye’de bugün?” “SYRİZA oylarını 6 kat nasıl artırdı” sorusunun altını çizen Yalman, “Yaşanan ve süren bir ekonomik kriz var. İnsanların çok ciddi yoksullaşması söz konusu, öte yanda tuzu kurular var. Atina’da Anayasa Meydanı’nda sıra sıra uyku tulumu benzeri, çerden çöpten çadırlar kurmuş evsizleri gördüm. Bu politikaları izleyen kesimler açısından, başta PASOK olmak üzere bir yıpranmışlık söz konusu. 2001’den sonraki Türkiye’de AKP’nin krizden çıkışı farklı yorumlayıp, toplumsal olarak okkanın altına giden kesimlerin desteğini alabilmesi kritik faktör. Yaşananlarda solun kendinden kaynaklanan nedenleri de var tabii” görüşünü dile getiriyor. Avrupa ve Türkiye solu içinde bazı kesimler SYRİZA’nın zaferine mesafeli yaklaşıyor. Doç. Dr. Galip Yalman bu kesimlerin “SYRİZA düzenle uzlaşmanın yollarını arayacak” eleştirilerine “Acaba hangi sol iktidar, bugünün dünya koşullarında iktidara geldiği zaman, ‘devrim yaptım, dünyayla ilişkimi kestim’ diyebilir. Onlar ucuz eleştiri geliyor bana. İlk uygulamalarla beraber ‘uzlaştın’ falan lafları gelecektir. Ama her şeye rağmen bizdeki sol muhaflet açısından örnek alınması, dersler çıkarılması gereken bir ‘B CHP’Lİ AYKAN ERDEMİR: Sorunumuz köhnemiş siyaset CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir, Yunanistan’da seçim sonuçlarının belli olmasının ardından, “28 Temmuz 1974’te benimle aynı gün doğan Alexis Çipras ‘genç siyasetçi’ değil ‘siyasetçi’. Çünkü gençlik Yunanistan’ın yarını değil bugünü” diye tweet attı. Kendisiyle konuşurken öncelikle bu mesajı açtı: “Çipras’la aynı yaştayız, aynı gün doğduk. Burada benim gibilere ‘gençler’ denilerek sahip çıkılırken aslında dışlanıyoruz. ‘Gençlik geleceğimiz’ desteği, aslında gençleri siyasette karar verici konumunun dışında çıkaran görünmez dışlama aracı. Yunanistan seçmeni kararıyla ‘gençlik bugünümüzdür’ demiştir.” Erdemir, SYRİZA’nın zaferinden Türkiye’nin ve CHP’nin çıkarması gereken sonuçlarla ilgili sorularımıza da şu yanıtları verdi: “Zaferin iki ayağı var, bir tarafı gençlik, dinamizm, yenilik, öbür tarafı da hak, adalet, dayanışma. Yunanistan yeni yüzler, yeni sesler, yeni bir siyaset istedi. Ben Türkiye’nin gerek demografik yapısı, gerekse içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik durum itibarıyla aynı yeniliği hak ettiğini düşünüyorum, aynı yenilik taleplerinin yükseldiğini duyuyoruz. Türkiye’deki köhnemiş siyaset genç nüfusun taleplerine ve özlemlerine yanıt veremiyor. SYRİZA hak ve adalet temelli bir kampanya yürüttü. Türkiye’de de 2015 seçimlerinde hak ve adalet vurgusu yapan siyasetin toplumda bir karşılığı olacağını düşünüyorum. Bu yeterli değil, aynı zamanda da bu kavramlara mutlaka güncel, dinamik, genç bir yorum getiren bir kadro da çok önemli. Türkiye’nin ihtiyacı partilerin birbirleriyle ittifakı değli, Türkiye’nin ihtiyacı partilerin gençlerle ittifakıdır.” CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey: İlham verici zafer CHP Genel Başkan Yardımcısı Şafak Pavey, Yunanistan’da SYRİZA’nın seçim zaferinin “Benzer siyasi oluşumlar için ilham ve cesaret taşıdığını” söyledi. Pavey, “Bizim içinse daha büyük ilham ve umutsuzluğa düşmüş kararsız seçmenin kalbini kazanmanın cesur yolları açısından etkileyici örnek oluşturuyor” dedi. Pavey, SYRİZA’nın işinin kolay olmadığını vurgularken şu değerlendirmeleri yaptı: “Çipras’ın kazanması bence büyük bir zafer ve eski kronik siyasi hanedanlıklardan ve kronik yolsuzluklardan bıkmış bir seçmene yeniden doğma heyecanı verdi. Bence hem AB’yi değiştirecek hem de seçim öncesi vaatleri değişerek reel bir ülke inşası başlayacak. Bu her iki taraf için de, hem Yunanistan hem AB için bir fırsat alanı… Elbette önünde yüklü bir karmaşık ulusal finans durumu, kötü yönetim ve yolsuzluk mirası var. Çipras seçim kampanyasında kurtarma paketini yeniden tartışacağını ve ulusal onuru tekrar kazanacağını söylemişti. İşi kolay değil. İktidar deneyimsizliği zaman zaman bazı bocalamalara yol açabilir ama temel felsefesi sağlam olduğu için Yunanistan’ı üretici bir toplum olmaya daha hızlı taşıyabilecektir.” ‘Ucuz eleştiriler olacak’ DEVYOL LİDERLERİNDEN OĞUZHAN MÜFTÜOĞLU: HDP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SEBAHAT TUNCEL: Haziran Hareketi için bir çağrı olmalı HAKAN DİRİK SYRİZA’nın başarısı ezilenlere, moral verdi HDP İstanbul Milletveki li, HDK Eşsözcüsü Sebahat Tuncel, Ankara’da düzenledikleri Ortadoğu Konferansı’na SYRİZA’nın temsilcilerinin de katıldığını anımsatırken “Bi ze, ‘Sizin işiniz bizden daha zor görünüyor, HDP deneyimini çok önemsiyoruz, ortak olduğumuz noktalar olduğu gibi, ayrıştığımız noktalar da var’ demişti. Barış onların da temel hedeflerinden” dedi. Bü tün dünyadaka kapitalist ekonomilere, neoliberal politikalara tepki olduğunun altını çizen Tuncel, “İnsanlar yeni bir alternatif arayışında. SYRİZA’nın kazanması sürpriz olmadı. Kapitalist dünya karşısında eme kçiden, işçiden, halktan yana, sosyalist çizgide bir yaşamı kurumsallaştırmaları önemli” dedi. SYRİZA’nın zaferinin başlangıç açısından önemli olduğunu vurgulayan Tuncel, “Ama iktidarı boyunca ortaya koyacakları performans, AB ile yaşayacakları sorunlarda ortaya koyacakları yaklaşım, dünyadaki sol, sosyalistlerle dayanışma gibi birçok etken önümüzdeki dönemi belirleyecek. Yunanistan’da bu çizginin kazanması bütün ezilenlere, emekçilere moral verdi. Önemli olan herkesin kendi bulundukları yerde neoliberal politikalara karşı emekten yana bir sistem oluşturması” görüşünü dile getirdi. İZMİR Solun Yunanistan’daki seçim zaferi, “kelebek etkisi” beklentisindeki Türkiye’deki sol çevreleri de umutlandırdı. DevGenç ve Devrimci Yol liderlerinden Oğuzhan Müftüoğlu, komşudaki gelişmeyi “kardeş partimizin zaferi” diye nitelendirdi. Türkiye’de Yunanistan’dan farklı bir iklim hâkim olduğunu, daha fazla karamsarlık, umutsuzluk ve teslimiyet olduğunu kaydetti. Müftüoğlu, “Ama biraz da bu yüzden bizim kardeş partimizin zaferi, Türkiye’de de her şeyden önce Haziran Hareketi için yapılmış yüksek sesli bir çağrı olmalı. Çünkü SYRİZA aslında bize göründüğü kadar uzak değil. Bu yüzden şimdi o sözü bir de ‘Biz SYRİZA’yız’ diye söylemek lazım. Nous Avons SYRİZA” diye konuştu. Yunanistan’daki gelişmenin “büyük ve heyecan verici” olduğunu vurgulayan Müftüoğlu, “Bu basit ve sıradan bir seçim zaferi değil. Yunanlılar bütün tehdit ve baskılara teslim olmadılar ve nasıl büyük ve onurlu bir halk olduklarını kanıtladılar. Onların başarısının İspanya ve İtalya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerinde de yansımaları olacak. Zaten Avrupa’nın haramileri bu yüzden telaşlı” dedi. SEFERİHİSAR BELEDİYE BAŞKANI soyer: Türkiye’de de başka bir dünya mümkün Yunanistan’la dostluk ilişkilerini geliştirmeyi amaçlayan Ege Barış ve İletişim Derneği ile Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği’nin başkanlığını yürüten Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, SYRİZA’nın zaferini, “Bunun Türkiye’ye de yansıması olacaktır. Türkiye’de de başka bir dünya mümkün” sözleriyle değerlendirdi. Sonuçları öğrendikten sonra içinin “kıpır kıpır” olduğunu dile getiren Soyer, “Uzun zamandır ciddi ve derinleşen bir kriz yaşanan Yunanistan’da, solun bir umut olarak yeşermesi ve güçlenerek iktidara gelmesi, yalnızca komşumuz için değil, aynı zamanda bütün bölge için büyük değer taşıyor” diye konuştu. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle