04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2014 SALI 8 GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada ... konuşmayan Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel, üstüne üstlük çözüm süreci gibi ulusal bir konuda; “sürece ilişkin yol haritasını bilmediklerini, o çalışmaların içinde bulunamadıklarını, bu konuda her şeyi gazetelerden öğrendiklerini” söyledi basına. Bu bir kırılma noktası. Hesaplanmış bir açıklama. Zafer Bayramı günü. 3035 yıldır onca şehide, maddi manevi kayıplara karşın çözüm sürecinin olası yol haritası askerden neden gizleniyor? Orgeneral Özel, şayet diyor kırmızı çizgilerimiz aşılırsa gerekeni konuşuruz. Kuşkusuz kimi yaptırımları da beraberinde getirmesi olasılığını anımsatıyor, akla getiriyor bu sözler. HHH Çözüm sürecinden sorumlu eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, kuşku yok o sıradaki Başbakanı’ndan aldığı talimat ya da olurla, süreçle ilgili yol haritasını TSK’ye bildirmedi. Bu tutumun amacı neydi? Bu sorunun mutlaka akla yatkın biçimde yanıtlanması gerekiyor. Yoksa akla gelen ve zaten akıllardan bir türlü çıkmayan olası sonuçların gerçekleşmesini beklemekten başka yapacak bir şey kalmıyor. Çözüm sürecinin zaten İmralı ile görüşerek geliştireceklerini açıklamıştı Beşir Atalay. Bu, PKK’ye bölgede özel siyasal statü tanımaktan tutun da bölünme olasılığına kadar uzanacak çizgiyi düşündürüyor. Ulusal muhalefet partileri ile süreçte alınacak yolu konuşup uzlaşacakları, onaylatacakları yerde İmralı’daki binlerce insanımızın katili cani ile iç barışa yol almayı düşlemek.. ulusal bütünlükten birliğe ve barışa dek her şeyi ayağa kaldırmayı ön plana almak demektir. Asker AKP hükümetlerinin kapıkulu değildir. HHH Sivil otorite çözüm konusunda kararlar alır; bu kararları askere bildirir. Asker de bu emirleri yerine getirir diye okumuş kimi yalaka aydınlar yazıyor, açıklamalar yapıyorlar. Adamların demokrasi anlayışı, ulusal konularda ilgili devlet kurumlarıyla birlikte çalışmayı günümüzde yürürlükte olan sözüm ona RTE icadı demokrasiye uygun buluyorlar elbette. Yukarıdan alınan emirleri, ilgili kurumların derhal sorgusuz sualsiz yerine getirmesi gerektiğine inanıyorlar. Ama işte asker, komutanları Genelkurmay Başkanı sesini yükseltti. Halka yürüdüğü açıklanan ucu açık, bölücülük dahil nereye varacağı bilinmeyen süreçte neler olduğundan haberleri olmadığını açıklayıverdi. Hukuk yılının açılış törenine katılmıyorsa 12’nci, ben de katılmam diyerek Çankaya’nın emrinde olduğunu bir kez daha kanıtlayan yeni Başbakan AD, bu konuda verilen soru önergesini ne zaman yanıtlayacak acaba? Bu gerekçe ve nedenle; köprülerin altından çok sular geçtikten, PKK ve İmralı hedeflerine vardıktan sonra Başbakan TSK ile ilgili Meclis’e verilen bu soruları yanıtlar herhalde! HHH Dün manşetlerde Almanya’dan sonra ABD ile İngiltere’nin de Ankara’yı, bilumum yetkilileri dinlediği haberi vardı. ABD Ulusal Güvenlik Kurulu NSA, Türk hükümetleri ile PKK’ye karşı derin ortaklık kurarken diğer yandan Ankara’yı gizlice dinledi. Nasıl mı? Ankara’da büro kurdu. Çok sayıda PKK’linin öldürülmesini sağlayarak bizi uyuturken getirdiği araç gereç ve birimlerle en üst düzeyde sivil ve askeri yetkilileri dinledi. Hem de bizim gizli örgütün gözü önünde! Bakanlardan biri de MİT’in Almanları dinlemesini önermez mi? Güler misin ağlar mısın; bu biçareliğe? HABERLER Eski bakan Erdoğan Bayraktar fezlekesinden ve yasal dinleme kayıtlarından ‘ikinci siluet’ skandalı çıktı GÜNDEM MUSTAFA BALBAY n Baştarafı 1. Sayfada Dünün görünümünü dört haber başlığıyla özetleyelim. Yargı yılının açılışı nedeniyle düzenlenen törende Yargıtay Başkanı Ali Alkan ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Metin Feyzioğlu, hükümeti ve Hükümet Köşkü’nü yargıya müdahale etmekle, daha ötesi yargı benim demekle suçladılar. Buna karşılık Cumhurbaşkanı’nın istemediğim kişiler konuşturulursa daha da yargı açılışına gelmem açıklamasının ardından doğal olarak uzantıları da törene katılmadı. Belki de yargı tarihimizde ilk kez devletin başının ve yürütmenin açılışı protesto ettiği bir gün yaşandı. Ankara’nın salonlarında bunlar olurken adliye koridorlarında da 1725 Aralık süreciyle ilgili önemli bir karar alındı. 25 Aralık’ta Bilal Erdoğan’ı kapsayacak operasyona ilişkin takipsizlik kararı verildi. Şimdi sıra operasyonu yapanların suçlu ilan edilmesinde. Yine aynı gün Emniyet katlarında da yoğun gözaltı vardı. Paralel operasyonlarının üçüncü dalgasında 32 polis gözaltına alındı. Bu operasyon yargının en tepesindeki kişiye, yani Erdoğan’a soruldu. Dedi ki, dördüncü dalga da gelebilir! İşte hukukun 32 kısım tekmili birden dünkü görünümü. HHH Kamuoyunda Erdoğan’ın Prof. Feyzioğlu’nun konuşması nedeniyle törene katılmayacağı haberi yer almıştı. Ancak Yargıtay Başkanı Alkan’ın ağır konuşması protestonun biraz daha derinde olduğunu gösteriyor. Öyle anlaşılıyor ki, Feyzioğlu’nun yanı sıra, Alkan’ın da hükümete yükleneceği bilgisi hükümete ulaştı. Erdoğan da Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ı dinlemek zorunda kaldığı ortamı bir daha yaşamak istemedi. Dünkü tablo hukuk sistemimizin içinde bulunduğu içler acısı durumun önümüzdeki dönemde daha da tatsızlaşacağını gösteriyordu. Bütün arama, gözaltı ve tutuklamalara karar verme yetkisine sahip sulh ceza hâkimleri hükümetin istediği kararları büyük ölçüde veriyor. Aramaysa arama, tutuklamaysa tutuklama. Ancak Yargıtay’daki dengeler hükümetin istediği gibi değil. Alkan’ın konuşması bunun son göstergesi. Özetlemek gerekirse, hükümet yargının altına tam hâkim, üstüne eksik hâkim. Böylece yargı altüst olmuş durumda! Bunu çözmek için de önümüzde kritik bir seçim süreci var. 12 Ekim’de yapılacak seçimlerle Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yeniden oluşacak. HSYK’nin Yargıtay’daki yapacağı atamalarla dengeler değişecek. Yeni HSYK’nin nasıl oluşacağını kestirmek güç. Zira iktidar ortakları cemaat ve parti paralel yürüyüşten çapraza geçmiş durumda. Bu iki yapının dışında olanların hangi kesimle işbirliği yapacağı tartışmalı. Bu ayrı bir yazı konusu. HHH Yargı yılı açılışları öteden beri tartışmalı olmuştur. Çünkü siyasi iktidar sürekli yargı gücünü kendi kontrolü altında tutmak istemiştir. Ancak bu kez tartışma daha farklı. İktidar artık yargı gücünü elinde bulundurmak kavramını aştı, doğrudan yargı olmak istiyor. Bu nedenle bugün yargının içinde bulunduğu duruma geçmişte de benzer sorunlar vardı diye yaklaşmak gerçekçi olmaz. Erdoğan önümüzdeki seçimlerde anayasa değiştirme gücüne sahip, tamamen kendi kontrolünde bir AKP iktidarı istiyor. Bunu başardığında artık yargı yılı açılışlarına da gerek kalmamış olacak. Son anda bir değişiklik olmazsa Haziran 2015’te yapılacak genel seçimler bu açıdan da büyük önem taşıyor. 10 Ağustos seçimlerinde rejim tartışması da oylanmıştı. 2015 genel seçimlerine yeni rejimi dayatma tartışması damgasını vuracak. Zorlu, silueti 100 Halktan ve Meclis’ten gizlenen 4 bakan hakkındaki 17 Aralık fezlekelerinin eklerinden çıkan “Zorlu Center’ın yasal dinleme kayıtları”na göre Zincirlikuyu’da da ‘siluet’ tartışması yaşanmış. Resmi belgelere ve yasal dinleme kayıtlarına göre Zorlu Center’da sadece bir binanın yüksekliği 100 metre olması gerekirken, tüm binaların yüksekliği 100 metreye yuvarlanmış. Bu durum eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar hakkında hazırlanan fezlekeye “Plan notlarında yeni yapılacak binaların yüksekliğinin kademeli olarak (758588100 m) yapılması ve 100 metre yüksekliği aşmaması gerekirken tüm yeni yapıların yüksekliğinin 100 metre olduğu bu durumun İstanbul 3 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nca onaylanan proje plan notlarına aykırı olduğu” notuyla gir metreye yuvarlamış miş. Hem fezlekede hem de resmi belgelere ortaya çıkan konut fazlalığı da rakamla girmiş. İmar Kanunu’na aykırı olarak fazladan “tam 125 adet” konut yaratılmış. Yine bu önemli ayrıntıya Bayraktar hakkındaki fezlekede, “Projede 86 bin m2 fazladan inşaat alanının bulunduğu, ayrıca plan notlarına aykırı olarak yapılan 125 adet konut, yeşil alan olarak gösterilen alanlarda fonksiyon dışı kullanım bulunduğu, binaların yüksekliğinin imar planlarına aykırı olduğu anlaşılmıştır” ifadesiyle yer verilmiş. ‘Ona bir şey yapamıyoruz’ 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasındaki önemli dosyalardan biriydi ‘Zorlu Center’... Cumhuriyet, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasıyla bir kez daha gündeme gelen ve Zincirlikuyu’da yükselen bu dev binalarla ilgili Zorlu Center’daki ‘siluet’ tartışmasını resmi belgeler ve dinleme kayıtları ışığında gündeme getiriyor. Tarih: 14 Eylül 2013... Telefonun bir ucunda Erdoğan Bayraktar, diğer ucunda 17 Aralık operasyonu kapsamında gözaltına alınan isimlerden İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Ahmet Ayyıldız bulunuyor. Ayyıldız, Bayraktar’a siluet konusuyla ilgili çok önemli bir bilgi veriyor... Ahmet Ayyıldız: Bir de onun şeyi var, mesafe var, ona şey yapmıyoruz artık onu anıtlar kurulu onaylamış yani, mesela kademeli olarak katların yüksekliği ayarlanması lazım, en sonunda 100 metreye ulaşması lazım, o kademeli yükseklikleri yapmamış, hepsini 100’er metre yapmış, ama şeyden onaylanmış yeni kültür varlıklarından onaylanmış. Erdoğan Bayraktar: Kültür varlıkları, kültür varlıkları karışamaz ki yetki orada bizde. A.Y.: Yok yok. E.B.: Kültür varlıklarından görüş sen hee... A.Y.: Önceden önceden onaylanan proje diyorum silueti... Bürokratına güvenemiyor! Tarih: 16 Eylül 2013... Bayraktar, Ayyıldız’la görüşmesinden iki gün sonra, bu kez yine 17 Aralık operasyonu kapsamında gözaltına alınan isimlerden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müşaviri ve İstanbul 2 No’lu Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı Mehmet Erdal’la görüşüyor. Bayraktar’ın, Ayyıldız’la ilgili çekincesi telefona yansıyor... Mehmet Erdal: Evet. Erdoğan Bayraktar: Orada çaktırmadan nedir emsal harici ne kadar metrekare kullanıyorsa bilmiyorum, onu sen daha iyi bilirsin, o çaktırmadan o işlerden tabii sen çok iyi anlamazsın, Ahmet anlar, Ahmet AYYILDIZ ama Ahmet de biraz sanki onların tarafını tutuyor gibi, yani biraz herhalde çok etki altında bıraktılar onlar ama Ahmet sağlam çocuktur, de ki ben de bakana de bunu izah etmem lazım, biz izah etmeden böyle bi yanlış işi biz yapamayız, onlar orada çok ciddi şekilde Ahmet de söyledi bana aynı şeyleri, çok ciddi şekilde oradaki depoları kullanıma açıyorlar ve bodrumlardan 1’inci 2’nci bodrumları açığa çıkardılar, onları da çok ciddi şekilde normal dükkân yapacaklar, bağımsız bölüm yapacaklar. M.E.: Evet efendim. ROBOSKİLİLER CHP KONGRESİNE KATILACAK ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Refah Partisi (RP) yöneticiliği dönemindeki Kayıp Trilyon dosyasını bizzat Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Fethi Şimşek yürütecek. İşçi Partisi, Cumhurbaşkanlığı görev süresi 28 Ağustos’ta dolan Abdullah Gül hakkında Kayıp Trilyon dosyasının yeniden açılması için suç duyurusunda bulunmuştu. Gül’ün avukatlarının henüz savcılığa bir başvuru yapmadığı öğrenildi. Öte yandan Ankara Başsavcısı Fethi Şimşek, “Şikayet elimde. Konuyu değerlendireceğim” dedi. Olası bir soruşturma savcı değil, Gül’ün eski cumhurbaşkanı olması sebebiyle direkt başsavcı Şimşek’in yürütecek. Gül davayla ilgili ifade vereceğini açıklamıştı. Gül’ün dosyası başsavcıda ‘Mücadelemizde yanımızda oldu’ MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Şırnak’ın Irak sınırındaki, Uludere ilçesine bağlı Roboski bölgesinde 28 Aralık 2011’de savaş uçakları tarafından bombalanarak öldürülen 19’u çocuk 34 gencin aileleleri, 56 Eylül’de yapılacak CHP kongresine davet edildi. Roboski Derneği Başkanı Veli Üncü, “Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi mücadelemizde sürekli yanımızda oldular. Faillerin bulunup yargılanmaları için, sorumluların gereken cezaya çarptırılmaları içen yaptıkları ortada. Kongreye katılacağız” dedi. Gazetemize değerlendirmelerde bulunan Veli Encü, AKP’nin hiçbir toplantısına davet edilmediklerini ancak CHP’nin katliam olduğu günden itibaren sürekli mücadelelerinde yanlarında olduğunu söyledi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li komisyon üyesi Levent Gök ve CHP’nin İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun her aşamada yanlarında olduklarını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorunun çözümü için yeni bir tablo sunacakları yönündeki açıklamasını anımsattığımız Encü “Kürt sorunu için de CHP’den aynı samimiyeti bekliyoruz. Göreceğiz. AKP’nin çözüm ile ilgili yaptıklarına da değinmek lazım. Çözüm denilip, Roboski katliamının üstünün örtülmesi samimiyetsizliktir” diye konuştu. Askerleri döven kaçakçılar tutuklandı KİLİS (DHA) Kilis’in Suriye sınırındaki Deliosman Köyü’nde, devriye görevi yapan askerler geçen cumartesi günü Türkiye’ye kaçak giren grubu fark etti. Grubun 12 bin 500 paket sigara getirdiği saptandı. Gruptaki 7 kişi ile askerler arasında arbede çıktı. Takviye güçlerin gelmesi ile bastırılan olayda kaçakçılar 6 askeri dövdü. 7 şüpheli gözaltına alındı. 7 şüpheliden 5’i tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılırken, Suriyeli H.M. ve H.K. tutuklandı. ‘Makama’ sunulan rapor fezlekede Tarih: 18 Aralık 2013... Dönemin Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yüzgeç imzalı fezlekede, “Resmi Belgede Sahtecilik Yapılarak Zorlu Center Projesi’ndeki Kaçak Yapılara Onay Alınması” başlığı altında özellikle Ahmet Ayyıldız’ın imzaladığı; önce dönemin Bakanı Bayraktar ile dönemin Başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a sunulan rapora atıf yapılıyor. Fezlekede yer alan bölüm aynen şöyle: “Kamuoyu tarafından yapımı sırasında yakından takip edilen ve ekim ayında açılışı gerçekleştirilen Beşiktaş ilçesindeki Zorlu Center ile ilgili suç örgütünün bazı illegal faaliyetlerde bulunduğu tespit edilmiştir. Söz konusu projenin bulunduğu bölgeye göre ayrıcalıklı bir imar planına sahip olmasına rağmen, proje bitiminde imar planlarına aykırı olarak yaklaşık 86.000 m2 fazladan inşaat alanının yapıldığı, bu durumun yapılacak denetimlerde tespit edilmesinin engellenmesi için suç örgütünün gerçeğe aykırı raporlar yazarak Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’ndan onaylanmasını sağladığı anlaşılmıştır. Bunun yanında; şüpheli Ahmet Ayyıldız tarafından hazırlanan Zorlu Center’ın imar planlarına aykırılıkları ile ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Makamı’na sunulan 21.05.2013 tarihli Bilgi Notu’nda: 4 Plan notlarında yeni yapılacak binaların yüksekliğinin kademeli olarak (758588100 m) yapılması ve 100 metre yüksekliği aşmaması gerekirken tüm yeni yapıların yüksekliğinin 100 metre olduğu, bu durumun İstanbul 3 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulu’nca onaylanan proje plan notlarına aykırı olduğu, 4 Projede Sosyo Kültürel Tesis adı altında “Yaşlılar Evi” ve TurizmKongre Merkezi adı altında “Servis Apartmanı” olarak adlandırılan kullanımların inşaat alanının toplamda % 40’ı olarak hesaplandığı ve bu şekilde yapı ruhsatı alındığı, ancak Tapu Sicil Müdürlüğü’ne Kat İrtifakı kurulması için gönderilen projede söz konusu “Yaşlılar Evi ve Servis Apartmanı” kullanımlarına konut olarak bağımsız bölüm numaraları verildiği, bu şekilde PLAN NOTLARINA AYKIRI OLARAK İLAVE (125 ADET) MÜLKİYETE SAHİP SATILABİLİR ALANLAR İHDAS EDİLDİĞİ, 4 18.02.2013 günü inşaat mahallinde yapılan incelemede, projede görünmeyen ve yeşil alana tecavüzlü (yaklaşık 109,90 m2) arıtma tesisleri ve havalandırması bulunduğunun tespit edildiği ve bu usulsüzlüklerin Bakana sunulduğu görülmüştür. 4 Söz konusu bilgi notundan ve suç örgütünün faaliyetlerinden anlaşılacağı üzere, projede 86.000 m2 fazladan inşaat alanının bulunduğu, ayrıca plan notlarına aykırı olarak yapılan 125 adet konut, yeşil alan olarak gösterilen alanlarda fonksiyon dışı kullanım bulunduğu, binaların yüksekliğinin imar planlarına aykırı olduğu anlaşılmıştır.” ŞIRNAK (DHA) Güçlükonak’a bağlı Bulmuşlar köyüne giden 4 kadın PKK’li, “Sorgulayacaklarını” öne sürdükleri 4 kişiyi kaçırdı. PKK’liler, köyden aldıkları 4 kişinin birkaç gün sonra serbest bırakılacağını söyledi. Operasyon başlatıldı. PKK 4 köylüyü kaçırdı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde C.Ş, eşini N.Ş’yi (30) ve 10 yaşındaki kızı F.Ş’yi kürekle öldüresiye dövdü. Bayılan anne ve kızı, komşularca çağrılan ambulansla hastaneye kaldırıldı. N.Ş’nin acıdan attığı çığlıklar yürekleri dağladı. Anne ve kız yoğun bakıma alınırken, ailenin bir komşusu, “Adam kumar oynuyor, onlara kötü davranıyordu” dedi. Karısını ve kızını kürekle dövdü 4 kişiye 63 biner lira ANKARA (AA) On Numara’da 10 bilen 4 kişi, 63 bin 704 lira kazandı. Numaralar, “1, 4, 8, 17, 19, 21, 22, 27, 33, 37, 38, 39, 40, 51, 55, 60, 63, 66, 67, 72, 77 ve 78” oldu. 9 bilenler 2 bin 427 lira, 8 bilenler 129 lira, 7 bilenler 23 lira, 6 bilenler 4 lira ve hiçbir numarayı bilmeyenler, 3 lira otuz beşer kuruş ikramiye alacak. BİTTİ Haber Merkezi Kalbi ile ilgili sağlık sorunları yaşadığını cezaevi idaresine bildirmesine rağmen tedavi edilmediği iddia edilen PKK davasından hükümlü Yaşar Dere, kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. PKK davasından 17 yıldır cezaevinde bulunan Yaşar Dere bir süre önce Muş Cezaevi’den Şakran Cezaevi’ne nakledildi. Uzun süredir kalp rahatsızlığı olan Dere’nin şikâyetini cezaevi idaresine bildirdiği ancak tedavi uygulanmadığı öne sürüldü. TaydDer İzmir Şube yöneticisi Musa Karbadağ, çözüm sürecine rağmen devletin Kürt halkına yönelik düşmanca tutumunun devam ettiğini öne sürdü. CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Yaşar Dere’nin ölümünün ardından Kocaeli Cezaevi’nde tutuklu bulunan ve kalp rahatsızlığı nedeniyle tahliyesi istenen Abdullah Kalay’ın durumuna dikkat çekti. Aygün, sosyal paylaşım sitesi Twitter’dan çağrıda bulunarak “Kalbinin sadece yüzde 30’u çalışan Abdullah Kalay’ı yaşatmak için herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum...” diye yazdı. Kalbi daha fazla dayanamadı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle