04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLÜL 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Davutoğlu 62. hükümetin programını sundu, Gülen cemaatiyle mücadeleye devam mesajı verdi Yeni vesayet ‘paralel’ 10 Ağustos yeni inşa süreci Erdoğan’ın Gölgesinde İlk Gün Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün yeni kurduğu hükümetin başı olarak ilk kez Meclis’teydi. Erdoğan’ın yokluğunda ilk kez AKP grup toplantısına katıldı ve konuşma yaptı. Oradan birkaç not ile başlayalım. Davutoğlu konuşmasında sık sık AKP’ye ve onun Meclis grubuna övgüler dizdi, ‘kahramanlar’ dedi. İç barış, bölgesel barış ve uluslararası barışın teminatı olarak partisini gösterdi. Buna rağmen milletvekilleri sıralarından gelen alkışlar Erdoğan döneminin çok gerisindeydi. Milletvekilleri sıralarından gelen cılız alkışları, balkonlardaki gençlik ve kadın örgütlerinden gelen partililerin attığı solganlar dengeledi. Davutoğlu üst üste birkaç kez partide yaşanan geçiş sürecinde birlik ve bütünlüğün önemini vurguladı ve partisine “Bu topluluk içine fitne, kulis, lobi, fraksiyon sokmayalım. İç tartışmalar enerjimizi tüketmemeli” çağrısı yaptı. AKP kongresinde Abdullah Gül’ün ismini bile anmamıştı. Dün grup kürsüsünden Erdoğan’ın yanı sıra ona da teşekkür etti. AYŞE SAYIN/EMİNE KAPLAN ANKARA Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Genel Kurulu’nda sunumunu yaptığı 62. hükümet programında, “Yeni Türkiye” vurgusu yaparken, “yeni vesayet odağı” olarak adlandırdığı Gülen Cemaati ile mücadele ve “Çözüm sürecini” devam ettirme kararlılığında olduklarını vurguladı. Davutoğlu, hükümetinin en önemli hedeflerinden birini de “Yeni sivil anayasa” olarak açıkladı. Bir önceki hükümet en ciddi yolsuzluk iddialarıpla karşı karşıya kalırken, yeni hükümetin programında, “Yolsuzlukla mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği” sözü de yer aldı. Başbakan Davutoğlu’nun, “ikinci atılım dönemi” olarak nitelendirdiği 62. hükümetin programında özetle şu hedeflere yer verildi: Cumhurbaşkanımızın doğrudan halk tarafından belirlenmesi, hiç kuşkusuz, geçmişte krizlere konu olan, vesayet odakları tarafından suistimal edilen Cumhurbaşkanlığı makamına yepyeni bir anlam ve itibar kazandırmıştır. Bu seçimle yeni Türkiye’nin kapıları ardına kadar açılmıştır. 10 Ağustos ile birlikte yeni Türkiye’yi inşa süreci başlamıştır. Şüphesiz ki son on iki yılda atılan adımlar ve yapılan reformlar olmasa, bugün yeni Türkiye’den bahsedemezdik. AB sürecine yeni bir ivme kazandırmak ve her alanda reform çalışmalarını hızlandırmak amacıyla, 20142017 dönemini kapsayan “AB’ye Katılım İçin Ulusal Eylem Planı” hayata geçirilecektir. Hükumetimiz önümüze çıkarılan tüm engellemelere rağmen AB üyeliği konusunda kararlı politikasını sürdürecektir. Hedefimiz, cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünü AB üyeliğiyle taçlandırmaktır. Milli iradeye dayalı demokratik bir siyasal sistemi inşa etme hedefine odaklanan hükumetlerimiz yine bu süreçte 7 Şubat, 1725 Aralık hadiseleri ve takip eden gelişmelerle yeni vesayetçilerin saldırılarına maruz kalmıştır. Herkes şunu bilsin ki yargı ve güvenlik bürokrasisinin yanı sıra sivil toplumun çeşitli kesimlerini tesiri altına almaya çalışan bu yeni vesayet odağı karşısında bizi bulmaya devam edecektir. Uluslararası bağlantıları da olan bu yapılanmaları sadece hükumetimize yönelmiş bir tehdit değil aynı zamanda devletin varlığına kasteden, onun yapısını çökertmeyi hedefleyen bir ulusal güvenlik sorununa dönüşmüştür. Siyaseti kendi hedefleri doğrultusunda dizayn etmek isteyen, bürokrasiyi kendisine kalkan yapan, kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktan çekinmeyen, millî güvenliği tehdit eden bu yeni vesayetçi yapıya veya başka adlarla ileride çıkabilecek yapılarla hesaplaşmayı sürdüreceğiz. Ulusal öncelikler ile yerel farklılıklar barıştırılarak kamu hizmetlerinin yerinden karşılanması temel ilke olmaya devam edecek, merkezi yönetim tarafından yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetler yerel yönetimlere devredilecektir. Hükümetimiz, Alevi vatandaşlarımızın inanç ve kültür temelli taleplerini karşılamayı hedeflemektedir. Hükümetimiz, bu süreci Alevi vatandaşlarımızın kanaat önderleri ve temsilcileriyle koordine ederek yürütmeye devam edeceğiz. Dini inançları yüzünden ayrımcılığa uğrayan, başörtüsü yüzünden eğitim özgürlüğü kısıtlanmış, zulme uğramış kadınlarımı Çözüm sürecine 4 ayaklı yol haritası Türkiye’nin kaderini değiştirecek kardeşlik projesine dört elle sarılmaya devam edeceğiz. Hükumetimiz 61’inci Hükumetin başlattığı ve çıkarılan çerçeve yasayla birlikte artık devlet politikası hâline gelen çözüm sürecini daha güçlü bir şekilde sürdürmeye, çözümün ivedilikle sağlanması için gerek duyulan yeni yöntemleri devreye sokmaya ve toplumun her kesiminin bu sürece sahip çıkması için gerekli çalışmaları yapmaya devam edecektir. 62. hükümet olarak çözüm süreci kapsamında yeni yol haritasının hedeflerini, terörün bitmesi, silahsızlandırma, toplumsal hayata kazandırma ve demokratik siyasete katılımın önünü açmak şeklinde koyacağız. ‘Parçalanma’ kaygısı bitmiyor Yargı mensupları taraf haline geldi CHP’li Musa Çam, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’u, HAS Parti Genel Başkanlığı döneminde AKP için söylediği, “Harun olmaya geldiler Karun oldular, biz AKP gibi firavunlaşmayacağız” sözlerinin yazılı olduğu pankartı açarak protesto etti. AKP’liler, pankartı Çam’ın elinden almaya çalıştı. Kurtulmuş, yeminini tamamlayıp kürsüden inince Çam da protestosuna son verdi. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş bunun üzerine Twitter’da, sözlerinin arkasında olduğunu belirterek “Benim sözüm ‘bir şahsı veya kurumu hedef almayan bir ilkeyi ifade eden sözlerdir” dedi. (NECATİ SAVAŞ) zın eğitim ve çalışma haklarını kullanabilmelerini mümkün hâle getirdik. Kadının bireysel ve toplumsal olarak daha da güçlenmesi için, hayata geçirdiğimiz politikaları ve başlattığımız çalışmaları kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde kadınların karar alma mekanizmalarındaki etkinliğini artıracağız. 2023 hedeflerine ulaşma doğrultusunda mali disiplin, enflasyonla mücadele ve istihdam esaslı yüksek ve sürdürülebilir büyüme konusundaki kararlılığımızı sürdüreceğiz. Sermaye hareketlerinin ve ticaretin serbest olmasını savunmaya devam edeceğiz. Güçlü sosyal politikalarla başlattığımız sosyal restorasyon sürecine devam edeceğiz. 2023 yılında gayrisafi yurt içi hasılanın 2 trilyon dolara, kişi başına gelirin 25 bin dolara yükseltilmesi, ihracatın 500 milyar dolara çıkarılması, işsizlik oranının yüzde 5’e düşürülmesi, enflasyon ve faiz oranlarının kalıcı biçimde tek haneli rakamlara indirilmesi hedeflenmektedir. 2015 yılına kadar aylık 65 doların altında bir gelirle yaşamak zorunda olan yurttaşın kalmaması, 2023’te ise yoksulluğun tamamen ortadan kaldırılması hedefleniyor. Savunma sanayisinde yürüttüğümüz projelerle 2023’te kendi millî tüfeğini, topunu, tankını, helikopterini, uçağını, insansız hava araçlarını, füze ve fırlatma sistemlerini, uydularını, alt sistemler ve detay parçalar da dâhil tasarlayan, üreten ve ihraç eden bir Türkiye hedefliyoruz. Mersin Akkuyu ve Sinop’ta toplam 9.280 megavat gücünde 8 adet nükleer reaktör devreye alınacaktır. Kara yollarında olduğu gibi demir yollarında da tüm vatan topraklarını doğubatı ekseninde Edirne’den Kars’a, Akdeniz’den Doğu ve Güneydoğu’ya yeni yapacağımız hızlı ve yüksek standartlı demir yolu koridorlarıyla birleştireceğiz. Ülkemiz Güney Kafkasya’daki anlaşmazlıkların barışçıl yollardan çözümü doğrultusunda, Azerbaycan toprakları ile Yukarı Karabağ’daki işgalin sona erdirilmesi ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerginliklerin ortadan kaldırılması için çaba göstermeye devam edecektir. Önümüzdeki dönemde TürkiyeErmenistan ilişkilerinin normalleşmesine yönelik adımlarımız bu çerçevede sürecektir. Devlet kurumlarının verilerini güvenli bir şekilde saklamak üzere “Kamu Veri Merkezi” ve “Kamu Felaket Kurtarma Merkezleri” kurulacaktır. Haberleşme sektöründe kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğin sağlanmasına ilişkin ve siber tehditlere karşı üst düzey güvenlik önlemleri alınacaktır. Havacılık ve uzay teknolojileri alanındaki tüm faaliyetlerin koordine edileceği “Türkiye Uzay Kurumu”nu kuracağız. Milli ve manevi değerlerine bağlı, evrensel değerleri özümsemiş bir öğrenci profilinin yetişmesi için gerekli eğitim öğretim müfredatının oluşturulması en önemli önceliklerimizdendir. AB sürecine yeni ivme CHP’den protesto Paralel yapıya yeni tanım Bölgeye hızlı tren Yargı alanındaki en temel sorunlarımızdan biri bazı yargı mensuplarının siyasi, ideolojik bir misyon üstlenmesi ve hakem olma vasfını yitirerek taraf hâline gelmesidir. Demokratik bir ülkede bireyi devlete, özgürlüğü güvenliğe ve adaleti statükoya üstün tutmak hepimizin ortak ideali olmalıdır. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, yargı görevi yapanların Anayasa, kanun ve hukuka uygun vicdani kanaatlere bağlı olmayı, bunun dışındaki bütün bağlılıkları reddetmeyi gerektirir. Yargının bağımsız ve tarafsız olması, yargı üzerinde kurulmak istenen vesayetlerin yok edilmesi, yargının milletin yargısı olması için yapılması gerekenleri tereddütsüz yapmak hükümetimizin ana öncelikleri arasında yer alacaktır. Cumhuraşkanı Erdoğan’ın her fırsatta dile getirdiği Gülen Cemaati’ne yönelik ‘paralel yapı’ ifadesini Davutoğlu kullanmamaya özen gösteriyor. Başbakan onun yerine hem grup konuşmasında hem de Genel Kurul’da hükümet programını okurken ‘iç ve dış vesayet odakları’ demeyi tercih etti. Kongre konuşmasında olduğu gibi yine yargıdaki cemaatçi yapı konusunu gündeme getiren Davutoğlu, Yargıtay Başkanı Ali Alkan ile görüşmesinde gündeme getirdiğini ima ederek “Yargının kendini özeleştirden geçirme dönemi geldi” diye konuştu. Davutoğlu konuşmasının ortalarında CHP’ye bir cümle ile değindi. Birlikte izlediğimiz tecrübeli gazeteci Yavuz Donat, “Bir dokunup geçecek galiba” dedi. Ancak Davutoğlu konuşmasının son bölümünü selefi Erdoğan gibi CHP eleştirisine ayırdı. AKP Grubu da o bölümde canlandı ve CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ‘öyle ya da böyle’ Cumhurbaşkanı Erdoğan ile konuşmak zorunda kalacağına yönelik güçlü iddiasını ortaya koyduğu bölümlerde en fazla alkışı aldı. Davutoğlu’nun, MHP lideri Devlet Bahçeli ve HDP lideri Selahattin Demirtaş’ın yemin törenindeki tavırlarını övmesi ise dikkat çekti. Davutoğlu daha sonra Genel Kurul’da hükümet programını okudu. Ancak burada da ErdoğanDavutoğlu farkı kendini açıkça gösterdi. Erdoğan döneminde AKP grubunun ‘çakılı’ halde salonda bulunma, sürekli alkış ve tezahüratla destek vermesi gibi görüntüler yaşanmadı. ‘Paralel’ gitti, ‘vesayet’ geldi Ekonomi hedefleri Yolsuzluklarla mücadele sözü Geçtiğimiz dönemde yolsuzlukla kararlılıkla mücadele yürütülmüştür, bundan sonra da yürütülecektir. 20032006 döneminde yolsuzlukla etkin mücadele amacıyla bu alanda önemli 7 adet uluslararası sözleşmeye taraf olunmuştur. Ayrıca, 2004 yılında Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubuna, GRECO’ya üye olunmuştur. Hesap verebilirlik, şeffaflık ve yolsuzluklarla mücadele, demokrasi ve siyasal mücadelemizin temel gayelerinden birini teşkil edecektir. Türkiye, Uluslararası Saydamlık Örgütü tarafından yayınlanan Yolsuzluk Algılama Endeksi’nde 2003 yılında 133 ülke arasında 77’nci sırada yer alırken 2013 yılında 50’nci sıraya yükselmiştir, en kısa zamanda da daha üst sıralara tırmanmaya kararlıyız. CHP’ye vurunca grup canlandı TürkiyeErmenistan ilişkileri Yerel yönetimlere yetki devri 65 doların altına inmeyecek Savunmada bağımsızlık Uzaya da açılım Programda da heyecan yoktu Alevi açılımı Kırmızı çizgi yok Yeni Türkiye sivil ve demokratik, yeni anayasasıyla yönetilmelidir. Kapsayıcı, kucaklayışı, bütünleştirici, özgürleştirici sivil bir anayasa hazırlamak için önümüzde hiçbir engelin olmadığını görüyoruz. Bu çerçevede milli iradeye rağmen üretilen “kırmızı çizgiler” anlayışının yeni anayasa için engelleyici bir faktör olarak gösterilmesini kabul etmiyoruz. Başörtüsü vurgusu Milli, manevi müfredat Yıldırım, Köşk’e özel danışman AKP kulisinde gazetecilerle sohbet eden eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bundan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte çalışacağını açıkladı. Yıldırım, şu anda milletvekili olduğu için bu çalışma memuriyet değil, danışman sıfatıyla olacak. 2015 genel seçimlerinden sonra ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en yakın başdanışmanı statüsünü kazanacak. Nükleere tam hız MYK’de anayasayı değiştirmenin önemini vurguladı Demirtaş, Erdoğan’ın yemin törenindeki tutumunu savundu Davutoğlu’nun hedefi 40 yılı garantilemek EMİNE KAPLAN Yüzde 52’yi alkışladım TÜREY KÖSE ANKARA HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TBMM’deki yemin töreni sırasında ayakta alkışlamasına yöneltilen eleştirilere, “Ben Erdoğan’ı değil, yüzde 52’yi alkışladım” karşılığını verdi. Demirtaş dün TBMM’de hükümet programını dinlemedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun konuşmasının sonuna doğru TBMM’ye geldi ve odasında bir grup gazeteciyle sohbet etti. Demirtaş, yemin törenindeki tavrına yönelik eleştirilerle ilgili sorulara şu yanıtı verdi: “Rakibim kazanmış kürsüde yemin ediyordu. Hiçkimse, hatta AKP’liler alkışlamasaydı dahi ben alkışlardım. Bu, Erdoğan’ın düşüncesini, kişiliğini alkışlamak değil, yüzde 52’nin iradesine duyduğum saygının ifadesi. Adaletsiz bir yarış olduğunu biliyoruz ama ona oy verenler aptal, geri zekâlı, hırsız, katil değil, halktır. Ben olsaydım rakiplerim ana anayasa ve içtüzük kitapçığı fırlatmasın isterdim. Bizler çözüm, diyalog için oy istiyoruz, o kanalları kapatmak için değil. CHP protesto hakkına sahiptir. Ama Meclis Başkanı’na kitapçık fırlatmak nezaketsizliktir.” ANKARA Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin MKYK toplantısında, 2015 seçimlerinde hedeflerinin anayasayı değiştirecek çoğunluğu ulaşmak olduğunu belirterek, “Eğer 2015 seçimlerinden başarıyla çıkarsak o zaman 40 yılı garantileriz” dedi. Davutoğlu’nun geçen hafta yaptığı ilk MKYK toplantısında yeni MYK üyeleri belirlenmesinin yanısıra genel seçim ve partinin 2015 sonbaharında yapılacak olağan kongresine yönelik çalışmalar da değerlendirildi. Genel seçim öncesi parti içinde kırgınlık oluşmasını engellemek için belde, ilçe ve il kongrelerinin tamamlanması kararlaştırılırken, belde, kadın ve gençlik kolları kongrelerine hızla başlanması benimsendi. Davutoğlu’nun, genel seçimde hedeflerinin anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmak olduğunu belirtirken, “2015 seçimlerinden başarıyla çıkarsak o zaman 40 yılı garantileriz” dediği öğrenildi. MYK değişikliğinin de yapıldığı toplantıda, Hüseyin Çelik’in yerine Be şir Atalay’ın getirilmesini Davutoğlu, “Hüseyin Bey’i hep yanımda istiyorum” diye açıkladı. Öznur Çalık’ı Salih Kapusuz’un yerine Genel Başkan Yardımcılığı’na getiren Davutoğlu, parti yönetiminde daha çok kadına yer vereceklerini söyledi. Partide, Atalay’ın kabine dışı kalmasına karşın genel başkan yardımcılığına getirilmesi “sürpriz” olarak değerlendirildi. AKP kulislerinde, Atalay’ın parti yönetimine girmek için çok ısrarcı olduğu, Davutoğlu’nun bunun üzerine Atalay’ın talebini geri çevirmediği dile getirildi. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na getirilen Nurettin Canikli’den boşalan grup başkanvekilliğine Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Naci Bostancı getirildi. Kabine dışında kalan eski Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler’in boşalan Milli Eğitim Komisyonu Başkanlığı’na, AB Bakanı olan Volkan Bozkır’dan boşalan TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanlığı’na da İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Conkar’ın getirileceği öğrenildi. Sarıgül, CHP PM’de yer almayacak AYŞE SAYIN ANKARA CHP’nin cuma ve cumartesi günü yapılacak olan olağanüstü kurultayında, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na destek kararı alan eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, PM üyeliğinden ise “affını” istedi. Kılıçdaroğlu ile dün akşam görüşen Sarıgül’ün “Koşulsuz desteğim sizinle, ama PM için beni affedin” yanıtı verdiği öğrenildi. CHP’nin Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin yarışacağı olağanüstü kurultayında adaylar PM listesi için çalışmalarını sürdürüyor. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, dün akşam İstanbul’da Sarıgül ve eski bakanlardan Hüsamettin Özkan ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu’nun Sarıgül’e PM üyeliği önerisi götürdüğü öğrenildi. Kılıçdaroğlu’nun elini rahatlatmak için bu kararı aldığı belirtilen Sarıgül’ün, “Koşulsuz desteğim sizinle ama PM için beni affedin. Ben şimdilik düz bir üye olarak CHP’de çalışmalarıma devam etmek istiyorum” yanıtını verdiği öğrenildi. Sarıgül’ün, milletvekili adayı olmak istediği dile getiriliyor. Sarıgül’ün Kılıçdaroğlu’nun Sarıgül’ün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığında önemli rol oynayan İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’yı PM’ye alalacağı belirtildi. İşler’e Meclis’te görev Emine Hanım’ın biyografisi kafaları karıştırdı İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Köşk’e çıkmasıyla yenilenen Köşk’ün resmi sitesinde eşi Emine Erdoğan’ın biyografisinde eğitim durumu tartışma yarattı. Köşk’ün resmi sitesinde Emine Erdoğan’ın da biyografisi yer aldı. Biyografide, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üniversite diploması tartışmalarından sonra şimdi de eşi Emine Erdoğan’ın eğitim bilgileri tartışması başladı. Sitede Siirtli, Cemal ve Hayriye Gülbaran çiftinin beşinci çocuğu olarak 21 Şubat 1955’te İstanbul’da dünyaya geldiği belirtilen Emine Erdoğan’ın eğitimini İstanbul Kız Meslek Lisesi’nde tamamladığı belirtildi. Emine Erdoğan’ın hobileri “kitap okumak, yüzmek, araba kullanmak ve Türk Sanat Müziği dinlemek” diye sıralandı. Gazeteciyazar Soner Yalçın’ın 2008’de yayınlanan “AKP’nin tesettüre girme hikâyeleri” yazısında ise Erdoğan’ın 15 yaşında örtünerek, okuldan ayrıldığı ifade edilmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle