04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 EYLÜL 2014 SALI CUMHURİYET SAYFA 13 “Paralel yapı bizi dinlediii” diye kıyamet kopardılar. Onlar mı dinledi, başkası mı onlar adına dinledi? Bilen yok. Bilinen tek şey, tapelerle ortaya saçılan kepazeliğin faili meçhule gitmesi! “Montaj” deyip çıktılar. Şimdi anlaşılıyor ki, asıl dinlemeyi Almanlar, İngilizler, Amerikalılar yapmış. Ama iktidar nedense bunu fazla dert etmiyor! Erdoğan, dün Kıbrıs’a giderayak, “Herkes herkesi dinliyor!” demekle yetindi. HHH Dün de bendeniz, biraz da isteyerek bir konuşmaya kulak kesildim: Atatürk Havaalanı’nda VİP salonundayım. Dizüstü bilgisayarımın şarj kordonu kısaydı. En uygun elektrik prizini vestiyer bankosunda buldum. O tarafa geçip kafamı ekrana gömüp, yazımı yazmaya koyuldum. Yakın koltuklardan birine de iki kişi gelip oturdu. Biri ampul rozetliydi. İşadamına benzeyen şişman olanı, sordu: “Damat diyordun, hangisi?” “Berat.. Çalık’la çalışıyordu ya. Albayrak!” “Ne diyor?” “Diyor ki: Bu yıl sonu gibi enteresan gelişmeler bekliyoruz. Hem siyasi hem de ekonomik iklimde, global anlamda Meğer biri ötekine damadın yazısını okuyormuş. Damadın kriptolu telefonda edilecek bu lafları gazetesine yazması babasını mı mutlu etmek için, yoksa kayınpederinin mi gözüne girmek için?.. Tayyip Bey bir süre önce “yüksek faiz nedeniyle Merkez Bankası Başkanı”na fırça atmıştı. Bu yazı da o fırçanın devamı gibi. Muhtemel bir kriz için günah keçisi hazırlama... HHH TV’de altyazı geçiyor: “Davutoğlu programın ekonomi bölümünü Babacan ile hazırladı. Erdoğan da bazı düzeltmeler yaptı.” O sırada Başbakan Davutoğlu hükümet programını okuyor: “Merkez Bankası para politikasını bağımsız olarak sürdürmeye devam edecektir!” HHH Ekşi Sözlük’te damat Berat Bey için şunlar yazılmış: “Türkiye’nin kredibilitesi en yüksek CEO’su.. Bugüne dek, hiçbir CEO bir kamu bankasından toplam 750 milyon dolarlık bir kredi alıp kullanmayı başaramadı.” “Baktığında senin gibi benim gibi bir insan...” “Kötü niyetli değilim, ama kıllanıyor insan haliyle.” “Noluyo lan!!!” POLİSİN ATTIĞI GAZ BOMBASI KAPSÜLÜ 9 YAŞINDAKİ H.E’Yİ YARALADI Damat Berat da Dinlemeye Takıldı... özellikle ciddi sıkıntıların yaşanması kuvvetle muhtemel diyor!” “Yaa?” “Bir de diyor ki.. Sadece Fed’in faiz artırmasında değil, DoğuBatı denkleminde ve finansal piyasalar üzerinden yaşanabilecek bazı restleşmeler görmemiz mümkün.” “Yani?” “Avrupa gaz ihtiyacında ciddi sıkıntılar yaşanması da mümkün” diyor! “Yanarız o zaman!” “2009 yılında ciddi hatalar yapıldı..” diyor. “Bedelini iktidar pahalı şekilde ödedi. Bir benzeri 2015 seçimlerinden önce tekrar yaşanabilir... Bu kadar önemli ve kırılgan dönemden geçerken para ve faiz politikasında en önemli vazifeyi yüklenen Merkez Bankası ürkek davrandı, başarısız bir imtihan verdi. Tek bildiği faizi arttırmak. Bu kurumla ilgili sıkıntılar artık Ankara’yı aştı. Tüm Türkiye’de konuşulur oldu.” “Peki ne yapmak lazımmış?” “Hangi amaca hizmet ettikleri endişe verici. Hiçbir konuda inisiyatif almadan, fikir beyan etmeden ülkenin bu kadar önemli bir kurumunda koltuk işgal edenlere ne demeli?” “Yani Merkez Bankası Başkanı’na çakıyor!” “Hem de nasıl. Ettiği şu sözlere baksana: Başka merkezlerin bankası. Merkez Bankası, başka odak ve merkezlerin bir şubesi gibi hareket etmemelidir. Artık yeni Türkiye’nin bir kurumu olmalıdır!” HHH Ankara uçağının anonsu yapıldı. Ben de kafamı kaldırdım. Önlerinde dörde katlanmış Sabah gazetesi ve Berat Albayrak’ın köşe yazısı. Berkin gibi vuruldu ADNAN AVUKA DALGA İcracı Cumhurbaşkanı, dün “icraata” çok hızlı başladı: “(Polise yönelen) Operasyonların 4. dalgası da olabilir!” Dedi! Yani.. Arkası da gelebilir. 5.. o da olmazsa 6.. 7.. Dalga dalga... Tıpkı Ergenekon ve Balyoz gibi. Ne zamana kadar? Emniyeti, yargıyı, devleti “Sıfırlayana” kadar! KURTULUŞ KURTULUŞ Aslında onun bir kusuru yok. Kusur, daha kurtulmadan, “Kurtulmuş” diye bir soyadı seçen ailesinde. Kurtulmayı aklına onlar sokmuş! Dün yemin etti. Koltuğuna kavuştu. Numan, nihayet kurtuldu! BEDEL MHP Milletvekili Engin Alan’dan, 4 yıl yattığı cezaevinde yediği yemeklerin parası isteniyormuş. Dua etsin ki, kansere falan yakalanıp ölmedi. Yoksa kefen parası da istenebilirdi. Beterin beteri var. İran’da kurşuna dizilen hükümlü cenazeleri, infazda kullanılan “3 merminin bedeli” ödenmeden ailelerine teslim edilmiyor. MARDİN Polis, Nusaybin’de Fırat Mahallesi Ahmet Kaya Köprüsü yakınlarında önceki akşam saatlerinde toplanan bir gruba gaz bombasıyla müdahale etti. Bu sırada gaz bombası kapsülünün yüzünün sağ tarafına isabet ettiği belirtilen 9 yaşındaki H.E., kanlar içerisinde yere yığıldı. Yaralı çocuk, yoldan geçen sürücülerce Nusaybin Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Buradan da Mardin Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. DİHA’nın haberine göre beyin tomografisi çekilen H.E’nin yüzünde gaz bombası fişeğinin açtığı yara dikildi. Çocuk daha sonra taburcu edildi. Küçük H.E’nin kolunda kelebek denilen serum iğnesi ucu bile kapıdaki görevlilerce fark edilerek çıkarıldı. Anne Vecibe E, bakkala gönderdiği oğlunu hastanede kanlar içinde bulduğunu anlattı. Hastanede polislerin “Çocuğunuz, arkadaşları tarafından atılan bir taşla bu hale gelmiş. Gaz bombası ile değil” dediklerini iddia eden acılı anne, “Çocuğumu biber gazı içinden çıkarttık. Biber gazı vurulduğu net bellidir. Dişleri kırıldı ve yüzünde büyük bir yara açıldı” dedi. Gezi Direnişi sırasında Okmeydanı’nda 16 Haziran’da ekmek almak için evinden çıkan 14 yaşındaki Berkin Elvan, polis tarafından gaz kapsülüyle başından vurulmuş, 269 gün komada kalan Elvan, 11 Mart’ta yaşamını yitirmişti. O’nu anan akademisyene, kıdem durdurma cezası Haber Merkezi Eskişehir’deki Osmangazi Üniversitesi’nde (OÜ) araştırma görevlisi olarak çalışan Nuriye Gülmen’e Gezi Direnişi sırasında yaşanan olaylarda yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın ölümünü protesto eylemine katıldığı için iki yıl kademe durdurma cezası verildi. Radikal’de yer alan habere göre, Gülmen, geçen yıl çeşitli tarihlerde Gezi Parkı konulu gösterilerde de hazır bulundu. Son olarak, 23 Ekim’de, EğitimSen Şube Başkanı Alipaşa Şanlı’nın sürgün edilmesine ilişkin eylemde yer aldı. Eylemlerden ötürü Gülmen hakkında adli soruşturma açılmazken, “trafik ihlali” nedeniyle idari para cezası kesildi. Rektörlük ise, dört eylemi birleştirerek, Gülmen hakkında idari soruşturma açtı ve bir yıl kademe durdurma cezası verdi. Gülmen Berkin Elvan’ın ölümünden sonra yapılan yürüyüşten dolayı geçen yıl mayısta ikinci bir soruşturma geçirdi. Bu çerçevede de Gülmen’e iki yıl süreyle kademe durdurma cezası verildi. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] CHP İçin Son Durak Kurultayı Desem de aslında inanmayın! Bu ülkede yıllardır söylenir, “Bu sol liderlerin basiretsizliğinden bu seçim de giderse, artık bu ülke batar!” Ne mutlu bize ki birbiri ardına seçim mağlubiyetleri yaşanıyor olsa da, bu ülkenin ne sarsılmaz bir altyapısı ve halkı varmış ki, hükümetlerin o kadar uğraşmasına rağmen bir türlü sırtı yere gelmiyor! Yani gerçekten de son 20 yıldır SHPCHP liderleri, yenilmeye doymak bilmeyen bir açlıkla, akıl almaz hatalar yaptılar. Ama onlara rağmen Cumhuriyet ve halk inatla direniyor! Bu hafta sonu Ankara’da yine malum baskın kurultay var. Neden başlığımız “Son Durak Kurultayı” oldu? Çünkü bu Kurultay’dan çıkan yapı, CHP’yi 2015 genel seçimlerine taşıyacak. Bu seçimlerde de AKP yine 4. kez kazanıp laik Cumhuriyetimizden kalan artıkları temizleyecek soluğu bulursa, işte o zaman “son durak, herkes iniyor” durumları yaşanır, halkın direnciyle mücadele sürer gider... Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesi için yapılan onca çağrı sonuçsuz kaldı. Bu sütunda okuduğunuz gibi köşe yazarları, birçok eski ve yeni CHP’li siyasetçi, demokratik kitle örgütü, CHP Genel Başkanı’nı görevini bırakmaya davet ettiler. Ama Kılıçdaroğlu, istifa etmediği gibi, Kurultay’dan sonra sertleşeceğinin işaretlerini verdi! Kendisi başarıyı değil, koltuğu ve liderlik rolünü çok sevdi. Üst üste, göz göre göre yaptığı hatalarla gelen mağlubiyetlere rağmen, mutlu, gururlu ve hatta hâlâ kendinden emin! Gerçekten merak ediyorum, o koltukta ne var diye! Nasıl bir “capon” yapıştırıcı var ki, kokusu bile başkanlık katını ekipleriyle beraber etkileyip ne pahasına olursa olsun ayrılmamaya şartlıyor. Kılıçdaroğlu seçim kazanma sözü vermiyor, bunun için gerekli ittifakları oluşturmaya çalışmıyor, sonra her mağlubiyetin ardından, aslında bunun neden bir başarı sayılması gerektiğini anlatıp iyi niyetli insanları iknaya çalışıyor! Kılıçdaroğlu’nun liderliği kazandığı 2010 Kurultayı’ndan bu yana yaşadığı “metamorfoz”, (Dönüşüm) aynı isimli romanın ünlü Çek yazarı Kafka’yı kıskandıracak düzeyde. Gerçi CHP Başkanı’nın romanın kahramanı Gregor Samsa’dan farkı, neye dönüştüğünün farkında olmaması! Samsa, bir sabah uyanıp hamamböceğine dönüştüğünü dehşet içinde fark etmişti. Kılıçdaroğlu ise artık dışarıdan nasıl göründüğünün farkına varamayacak kadar soğukkanlılığını ve bilincini yitirmiş durumda. Parti içi demokrasiden, halkla bütünleşmekten söz eden inandırıcı adam gitmiş, yerine tersine aynen kendisinden önceki dönemde olduğu gibi politbürosunu oluşturan, önseçime gitmeyen, tüzüğün demokratikleşmesi için yapılan çabaları yok sayan, “tartışılmaz tek seçici” rolüne soyunup delege haklarını gaspeden, onlardan bu onayı almak için de sıfat dağıtarak koltuğunu koruyan, halkın güvenini kaybetmiş bir oportünist gelmiş. Acı ama gerçek. Koltuk sen nelere kadirmişsin böyle! Genel Başkan yazık ediyor kendisine. Çünkü bu inadıyla 2015’te demokrat topluma yaşatacağı mağlubiyet, tarihi bir fatura haline dönüşebilir. O andan sonra istifa etmesi de onu pek kurtaramaz halkın gözünde. Umarım delegeler yaşadıkları hipnozvari akıl tutulmasından çıkıp geçen hafta bu sütunda hatırlattığım gibi, kendi hak ve özgürlüklerini yaşama geçirirler. Son ana kadar başka bir aday çıkmazsa, Kılıçdaroğlu’nun tek rakibi Muharrem İnce. Eski Grup Başkanvekili’ni Parlamento’da yaptığı sarsıcı konuşmalardan tanıyor Türkiye. Çok iyi bir hatip. “Keşke Kılıçdaroğlu’nun ideolojik hatalarına, yönetim tarzına ve Ekmeleddin projesine daha önce karşı çıkmış olsaydı” şeklinde özetlenebilecek eleştiriler yapılıyor kendisine. Ortada zor ve önemli bir kurultay var. İşte böyle bir ortamda İnce’nin son derece yoğun bir desteğe ihtiyacı var. Kendisinin bir yandan delege temasları yaparken ittifak ağları kurmak, kadro oluşturmak, kitle örgütleri ve aydınların desteğini almak gibi konularla daha yoğun ilgilenmesi lazım. Öte yandan 2003’te projesini oturttuğumuz ve 2010’da somut şekilde doğan “Demokratik Tüzük” projemizden tüm detayları ve örnekleri, sloganlarını dahi alıp söylemine ekliyor. Bu güzel ve önemli bir nokta. Çünkü bu tüzük devrimi yapılmazsa, CHP maalesef artık halktan o ünlü “kerhen” desteği alamayacak. İşte yalnız bu yıllardır sorumsuzca bekletilen tüzük devrimini gerçekleştirme vaadi bile, İnce’ye destek vermek için önemli bir neden. Kurultay taktiğini henüz anlamamış olsam da, CHP’de vücut bulmuş hastalıklı yapıya karşı, İnce’yi desteklemeyi şu anda alternatifsiz bir görev olarak değerlendiriyorum. Umarım “son durak” gelmeden, CHP’nin demokrat güçleri ve refleksleri onun sayesinde ayağa kalkar. HARBİ SEMİH POROY Arkadaşları direndiler Ali İsmail için ESKİŞEHİR (DHA) Anadolu Üniversitesi’nde kayıtlar dün başlarken Öğrenci Kolektifleri ve Sosyalist Gençlik Derneği üyeleri Yunus Emre Kampusu’na “Ali İsmail’in Üniversitesi’ne hoş geldiniz” yazılı pankart astı. Özel güvenlik görevlilileri indiremedikleri pankart için itfaiye çağırdı. Arbedede itfaiye ve güvenlik görevlilerinin sonunda indirdiği pankartı öğrenciler, daha sonra yeniden astı. BULMACA BULUT BEBEK NURAY ÇİFTÇİ [email protected] SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 1/ Eski İstanbul evle 2 rinde çatı3 nın döşeme 4 si tahta, üstü çinko ça 5 6 tılı bölümü. 2/ Mo 7 torlu taşıt8 ların elekt9 riğini sağlayan aygıt... Doğu 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Karadeniz’in 1 E R GU V A N İ dağlık kesimle 2 F U A R B A S E rinde yaşayanla 3 L A M R A K AM rın giydiği, baca 4 A O L E A F ğı çorap gibi sa5 T E F A H Ü R Ş ran bir tür çiz6 U Z O A N A N E me. 3/ Kiremit İ T A P yerine kullanılan 7 N E B İ 8 L İ T O T B İ ya da kiremit9 F İ lerin altına koA D E N İ T nan ince tahta. 4/ Çocuğun eğitim ve öğretimiyle ilgili erkek bakıcı... Bir organımız. 5/ Vücut ısısı... Kas gruplarının istenç dışı kasılmasıyla belirgin nörolojik hastalık. 6/ İlgi eki... Belli çevre koşullarına uyarlanmış bitki topluluğu. 7/ Afrika’da yetişen ve kerestesi mobilyacılıkta kullanılan bir ağaç... Türkçede olmayan bir harfin okunuşu. 8/ Tunceli ve Erzincan yöresine özgü, “babukko” da denilen yoğurtlu hamur yemeği. 9/ Tanrı bağışlamasından yoksun kalma... Tümör. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Argoda polise verilen ad. 2/ Kimi Türk lehçelerinde “ağa” yerine kullanılan sözcük... Bir tümün bir parçasıyla ilgili olan; cüzi. 3/ Bir cins burçak... Sınır nişanı. 4/ Suda yaşayan, çok ilkel yapılı omurgalı hayvan. 5/ Başlıca, temel niteliğinde olan... Terazi gözlerinden her biri. 6/ Mali’nin başkenti... Bir gıda maddesi. 7/ Oğuzların toplumsal örgütlenmesinde aileden sonra gelen ve birbiriyle akraba birkaç aileden oluşan topluluk... Kulak iltihabı. 8/ Pasta hamuru... Bir meyve. 9/ Atın baş vurmasını engelleyen kayış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle