23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 2014 SALI 6 HABERLER ‘Abiyeniyetme’ çözecek Davutoğlu hükümetinde bakanların görev alanları belirlendi. Çözüm süreciyle ilgili yetki Arınç’ın oldu. Akdoğan da çözüm süreci için oluşturulacak sekretarya içinde yer alacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığındaki yeni AKP kabinesinde bakanların görev alanları belirlenirken, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından, parti ve hükümetin kiminle yola devam edeceği konusunda kamuoyu önünde “yeniyetme” ifadelerinin de içinde geçtiği kavganın tarafları olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile yeni Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’a verilen görevler öne çıktı. Arınç, kabine dışı kalan Beşir Atalay’ın yerine çözüm sürecinin sorumluluğunu alırken, Yalçın Akdoğan’ı da çözüm süreci için oluşturulacak sekreterya içinde yer alacak bakanlar arasında saydı. Yalçın Akdoğan’a da TRT, AA, RTÜK’ün sorumluluğu verildi. Dışarıdan bakan yapılan Numan Kurtulmuş’a politikaya yönelik aktif bir görev verilmedi. Yeni hükümetin ilk Bakanlar Kurulu toplantısında yapılan görev dağılımı Arınç tarafından açıklandı. Terörle Mücadele Yüksek Kurulu, Arınç’a bağlandı. Arınç, bunun yanı sıra, hükümet sözcülüğü, Danıştay ile ilişkiler, MGK kararlarının ve görüşlerinin değerlendirilmek üze RTE Hükümeti Sıkı Sıkıya Bağladı Şüphesiz ki Ahmet Davutoğlu hükümeti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetidir. RTE, Çankaya’da çok rahattır. Dilini, davranışını, görüşlerini tepeden tırnağa bildiği insanlardan oluşan kabinesini korumakla kalmamış, özellikle “yarı beyni” diye ün salan Başdanışmanı Yalçın Akdoğan ile Has Parti lideri iken AKP’ye “Firavunlaşmayacağız” ve “Karunlaşmayacağız” seslenmesini çok beğenmiş olacak ki transfer ettiği ve üst görevler verdiği Numan Kurtulmuş’u kabineye soktu. Yalçın Akdoğan kuruluştan beri RTE’nin yanındadır ve o tarihte partiye yakıştırılan “muhafazakâr demokrat kimliği” kitabının da yazarıdır. O zamanlar kitabı elime almış, evirip çevirmiş ve bu kadar eklektik ve uydurulmuş kötü bir giysi olamaz, diyerek yazı yazmak bile içimden gelmemişti. Şimdi hükümet içinde herkes bilecek ki, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan konuştu mu, esas olarak Çankaya’nın düşüncelerini ve isteklerini birinci elden dile getirmektedir. Artık bunu nasıl yorumlarsanız... Yani RTE’nin gönlü tam rahattır! Hatta artık ilan ettiği hükümete başkanlık etmeye bile o kadar sık kalkışmayabilir... Numan Kurtulmuş, 2015 seçimlerinden sonra milletvekili olacak; eğer seçimleri kazanıp hükümeti kurarlarsa, öncelikle ekonominin başına geçer. Alternatif olarak da Davutoğlu bekleneni veremezse, onun yerine hazırlanır. Gül mü? RTE’nin kafasında egemen düşünce, Gül’ün emekliliğidir! Gül, siyaset yapacak şüphesiz, tabii yapacaksa bunun yolu öncelikle milletvekili olmaktan geçiyor. Ama kendisine “Cumhurbaşkanı, başbakan, dışişleri bakanı oldun, daha ne istiyorsun, gözün doysun, milletvekilliğine mi düşeceksin şimdi, yakışır mı..” gibi, milletvekilliği yolunun da kapatılmasının altyapısı hazırlanıyordur. Ama zor... HHH Bu hükümetle RTE arasında müthiş bir uyum vardır. Davutoğlu, kendisini kolundan tutup parti başkanlığına ve Başbakanlığa oturtan RTE’yi hiç üzmez. Seçime kadar iyi giderler, tabii doğu sınırlarımızda ve ekonomide bugünkü olaylar böyle sürdüğü sürece... Bu iki konu kaotik yapıdadır, istikrarsızlığa açıktır, bir raydan çıkarlarsa ülkeyi ve hükümeti gırdabı içine alırlar... Tabii, Davutoğlu, Türkiye’nin gündemi kızıştığında, “eyvah yine hükümete darbe tezgâhlanıyor” dehşetiyle, Twitter’ı kapayın, şu göstericileri ezin gibi Çankaya’dan kendisine ulaşacak niyetler karrşısında ne tutum alır, göreceğiz. Dün açıkladığı programında, bugüne kadar yol aldıkları “ileri demokrasi”yi daha da ilerletecekleri konusundaki sözleri, tüyleri de diken diken ediyor... Ne tür demokraside yol aldılar? Ülkede demokrasi ve medya özgürlüğü evrensel göstergelerinde Türkiye’nin melez ülke ve yarı özgür ülke yapısı ve yeri, Davutoğlu’na bir şey anlatmıyor anlaşılan. Demokrasiden anladıkları, türban özgürlüğünü getirdik ve Kürt meselesinde adımlar attık, azınlıklara vakıflarını geri verdik ile sınırlı... Peki Gezi’de vahşi şiddet ve gençlerimizin öldürülmesi? Anayasada kayıtlı önceden bildirilmeksizin gösteri yapma hak ve özgürlükleri? Toplanma özgürlüğü, vali beylerin iki büyük dudakları arasında duruyor. Elini ısırtmadan, kavga gürültü çekip alabilirsen ne âlâ! HHH Hükümet programını okumaya çalışıyoruz... Tanrım bu kadar boş, gereksiz, zaman kaybı lafı arka arkaya sıralama becerilerine hayranım... 178 sayfa, yani bir kitap okuyorsunuz adeta.. insanın ancak, evet okudum, olay Türkiye’de hükümet içinde geçiyordu, diyesi geliyor... Az öz yok... Demokrasi anlayışlarını anlattıkları şu boş ve toplumsal hayatta karşılığı olmayan sözlere bakın: “toplumsiyasetdevlet arasındaki en gellerin kaldırılması ve toplumsal talep ve eğilimlerin siyasette ve devlet idaresinde esas alınması anlayışı üzerine bina ediyoruz...” Yani muhalefetle ilgili bir durum yok... Muhalefet onların toplumsal anlayışlarının dışında, rahat olun... İnternet yasakları, sosyal medyaya sansür ve yasaklamalar, medya üzerindeki “ya bendensin ya benden” baskıları, medyayı havuzlama politikaları falan.. Bunlar onların evrensel demokrasi çerçevesini aşan, ileri demokrasiye giren, herhalde ülkenin güvenlik ve gülgülistanlık içinde yönetilmesiyle ilgili meseleler... Beyinlerde domdom kurşunları patlayınca ne olduğu anlaşılıyor. Aleviler artık kimliklerini gizlemek zorunda kalmıyormuş... İnsan bunu programa yazmaya çekinir. Alevi inancını kültürel bir aidiyet kabul edenler de kendileri... HHH Bu RTE programıdır şüphesiz ki... Paralel yapı dedikleri devlet içinde (ve dışında!) Cemaatle mücadele, RTE’nin baş konusu! Bunu hükümet programına koydurarak, Davutoğlu’nu sıkı sıkıya bağlıyor... Davutoğlu zaten hazır her şeye... İmralı ile görüşmeler ve ne olduğunu hiç bilmediğimiz, sadece Genelkurmay Başkanı değil milletten de kimsenin bilmediği gizli kapaklı sürdürülen Çözüm Süreci de Program’a konmuş. Üstelik çözüm için sıralamalar yapılmış. Bu çözüm sıralaması, hangi ve ne tür anlaşmalarla oluşturulmuş, bunu bilen kimse yok... Daha çok konu var da, yerimiz yok... ‘Asıl sorumlu Başbakan’ Arınç, gazetecilerin “Yeni görevlendirmelerden çözüm sürecinin koordinasyonunda olacağınızı anlıyoruz. Sürecin ivme kazanması adına sizin yol haritanızda neler vardır” sorusunu yanıtlarken, görevlendirmelerden böyle bir sonuç çıkabileceğini ancak Davutoğlu’nun özel bir düşüncesi olduğunu söyledi. Çözüm süreci ve devlet içerisindeki hukuki oluşumlarla mücadelenin her bakanın öncelikli konusu olacağını belirten Arınç, “Bunun bir bakana ihale edilmesi veya sadece onun sorumlu gösterilmesi doğru değildir. Dolayısıyla bu konularda doğrudan yetkili ve sorumlu olan kişinin Sayın Başbakan olduğunu söylemeliyim” dedi. Arınç, “Benim bu konuyla ilgili özel çalışmalarım, yaptığımız temaslar da elbette söz konusudur. Ama bunu bir başbakan yardımcısının uhdesine vermek Sayın Başbakanımız tarafından uygun görülmedi” ifadelerini kullandı. Akdoğan medyadan sorumlu olacak Erdoğan’ın siyasi danışmanı ve kabinenin yeni üyesi Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ise “TBMM ile ilişkiler ve kamu diplomasisiyle ilgili işlerin yürütülmesi” görevlerinden sorumlu olacak. Önceki hükümette Arınç’a bağlı olan Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, TRT, AA ve RTÜK ise Akdoğan’a bağlandı. re Bakanlar Kurulu’na sunulması ve kabulü halinde bu tavsiye kararlarının uygulanmasının koordinasyon ve izlenmesi, insan haklarıyla ilgili kuruluşlar ve insan haklarıyla ilgili konularda koordinasyon, Kıbrıs ile ilgili koordinasyon, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden sorumlu olacak. Arınç, çözüm süreciyle ilgili var olan sekreteryanın güçlendirileceğini belirterek, “Bu sekreterya içerisinde bazı bakan arkadaşlarımız yer alacaktır. Bunlar bendeniz, Sayın Yalçın Akdoğan, Sayın İçişleri Bakanı, ilgili kurumların Arınç, Akdoğan, Ala, Bozdağ başkanları. Esasen yürüyen ve devam eden Terörle Mücadele Üst Kurulu ve diğer kurulların da koordinasyonu bana verilmiştir. Alınan kararların yürütülmesi konusu Sayın Başbakanımızın direktifleriyle bir tek elden götürülmüş olacaktır” diye konuştu. Arınç, bazı bakanların süreç içinde özel rolleri bulunduğunu belirtirken,“Diyelim ki Sayın Adalet Bakanımız, Ada ile yapılan görüşmeler konusunda izin verme konusunda söz sahibi olduğu için ayrıca bilgi sahibidir de” diyerek Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın çözüm sürecindeki konumuna da vurgu yaptı. Davutoğlu ilk Bakanlar Kurulu öncesi bakanlarla tek tek tokalaştı. (AA) Babacan yine ekonominin başında Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise yeni hükümette de ekonominin patronluğunu sürdürecek. Babacan, ekonomik konularda genel koordinasyon görevini yerine getirecek. Hazine Müsteşarlığı, Merkez Bankası, Ziraat, Halk, Kalkınma, Vakıflar, İhracak Kredi bankaları, SPK, BDDK ve TMSF yine Babacan’a bağlı olacak. Diyanet aracılığıyla din diplomasisi DUYGU GÜVENÇ ANKARA Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemde mezhep ayrımcılığı yapmadığını savunmasına karşın başta Suriye, Mısır ve Irak’ta Sünni yanlısı politikalarıyla bilinen Ahmet Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kendisine bağlayarak kurumu “dini diplomasi” alanında etkin kullanmayı hedefliyor. Diyanet’in diğer ucunda ise Türkiye’nin TİKA aracılığıyla yürüttüğü faaliyetler var. Davutoğlu’nun Erdoğan döneminden farklı olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nı da kendine bağlaması Ankara kulislerinde, “Davutoğlu, dini diplomasiye ağırlık verecek” yorumlarına neden oldu. Bugüne kadar özellikle IŞİD, Hamas, Müslüman Kardeşler, Hizbullah gibi örgütlerle din adamları üzerinden kurulan ilişkinin mimarı olan Davutoğlu’nun, Diyanet aracılığıyla bu etkinliğini artırması bekleniyor. Müslüman dünyasında mezhep ayrımı yapmadığını savunmasına karşın, uyguladığı politikalarla tam tersini gözeten Davutoğlu’nun hayalinde, tüm islam dünyasının birlikte hareket etmesi önemli yer tutuyor. Bu çerçevede de Diyanet’in önümüzdeki günlerde çok daha aktif olması ve din adamları ile birlikte siyasilerin buluşmalarına da öncelik vermesi bekleniyor. ‘Dış Türkler’ ve ‘afet’ Kurtulmuş’ta Kabineye dışarıdan giren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ise Medeniyetler İttifak Projesi’in yürütülmesinden sorumlu olacak. Atatürk Kültür Dil Tarih ve Yüksek Kurumu, Türk İşbirliği Koordinasyon Ajansı Başkanlığı, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı ve Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı Kurtulmuş’a bağlı olacak. Diyanet’ten Davutoğlu sorumlu Davutoğlu hükümetindeki en dikkat çekici görevlendirme ise Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik oldu. Davutoğlu bir ilke imza atarak Diyanet’i Başbakan olarak bizzat kendisine bağladı. Arınç, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın daha önce bir Başbakan Yardımcısı uhdesinde bulunduğunu belirterek, Başbakan Davutoğlu’nun bizzat bu kurumu temsil etmek istediğini belirtti. Ayrıca, MGK Genel Sekreterliği, MİT Müsteşarlığı, TOKİ ve Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı da Davutoğlu’na bağlı olacak. Davutoğlu’ndan ‘Cumhurbaşkanıyla savaş dışında konuşmam’ diyen Kılıçdaroğlu’na ‘Konuşsan ne yazar’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Ahmet Davutoğlu, ilk grup konuşmasında partinin kadroları ve milletvekillerine övgüler yağdırdı, partide fitne, kulis ve fraksiyonlar olmayacağını söyledi. Eski bakan ve parti yöneticilerine teşekkür ederek gönlünü alan Davutoğlu, “sorumluluğu paylaşalım” dediği milletvekillerinden bir yanlış yapması durumunda gelip kendisiyle konuşmalarını istedi. “Cumhurbaşkanıyla savaş dışında konuşmam” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na “Konuşsan ne yazar, konuşmasan ne yazar” diyen Davutoğlu, anayasa kitapçığı fırlatan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’a da “Vay nasipsiz” dedi. Davutoğlu, ilk kez Cumhurbaşkanlığı devir tesliminin “onurla” yapıldığını savundu. AKP Grubu, Davutoğlu’nun genel başkan ve başbakan olmasının ardından dün ilk kez toplandı. Erdoğan dönemine göre daha az kalabalık ve heyecan olduğu gözlenen salonda, partililer “Tek vatan, tek bayrak bir de Erdoğan” sloganları attı. Davutoğlu için de “Türkiye seninle gurur duyuyor”, “Türkiye’nin gururu, mağdurların umudu” sloganları duyuldu. Kabine dışında kalan eski Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı’nın toplantıya katılmaması dikkat çekti. Davutoğlu özetle şu görüşleri dile getirdi: 11. Cumhurbaşkanımız sayın Abdullah Gül’e geçmiş dönemde verdiği demokrasi mücadelesi dolayısıyla teşekkür ediyoruz. 12. Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a, halk desteğiyle gelen ilk cumhurbaşkanı olarak önümüzdeki dönemde millet iradesini tecelli ettirmesi bağlamında her türlü desteği vereceğimizi ifade ediyor ve başarılar diliyorum. Ne içerideki vesayetçiler ne dışarıdaki onların işbirlikçileri Türkiye’de bir daha millet iradesini tahakküm altına alacak bir ortam bulamayacaklar. ‘Hakkımızdı’ diyorsa... Davutoğlu, TBMM Havuzlu Bahçe’de düzenlenen adli yıl açılış resepsiyonunda gazetecilerin konuyla ilgili soruları yanıtladı. Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun, muhataplarının Cumhurbaşkanı değil, hükümet ve başbakan olduğu yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Doğru bir yaklaşım değil. Hepimizin devlet temsili anlamında muhatabı cumhurbaşkanıdır. O muhatabı kendince yok saymaya çalışmak Türk devlet ahlakına, geleneğine, demokrasi kültürüne uymaz” dedi. “Kılıçdaroğlu ‘Aslında cumhurbaşkanlığı bizim adayımızın hakkıydı da bir yanlışlık yapıldı’ diyebiliyorsa tartışalım. Bunu demeye kimsenin gücü yetmez” diyen Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun açıklamasını “çok şanssız” bir açıklama olarak değerlendirdi. bir daha bu ülkede başbakanlar, siyasi otorite ve irade üzerine demoklesin kılıcı gibi durmasını bekleyenler varsa buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Şimdi hesaplar 2015 seçimleriyle ilgili. AK Parti içinde 3 dönemi bitiren arkadaşlarımız ile diğerleri arasında görüş ayrılıkları olur mu? Hiç heves etmesinler. Planımız da 8 aylık değildir. 2023’e kadar nakış nakış işlenmiş, örgü örgü dizilmiş plan üzerinde yürüyoruz. Beni en çok üzen TBMM’de bir CHP’li vekilin bir kitabı, anayasa ve içtüzük kitabını fırlatmasıydı. Gördüğüm anda bir kitap âşığı olarak “vay nasipsiz” dedim. Bizde kitap ve kalem kutsaldır. Bu arkadaş onu fırlatırken bizim mayamıza, özümüze de fırlattı. Aslında insanlık irfanına da hakaret etti. Kitapseverler tavır alsınlar. CHP’de disiplin kurulu diye birşey varsa bu arkadaşa 24 saat bir sahafta bulunma mecburiyeti getirsinler. Grupta Erdoğan sloganları Davutoğlu, gazetemiz Ankara temsilcisi Utku Çakırözer’e konuşan Kılıçdaroğlu’na şöyle tepki gösterdi: “Genel müdürler bile bunu yapmaz. Sayın Kılıçdarıoğlu savaş hariç sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmeyeceğini açıkladı. Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır? Sayın Kılıçdaroğlu bu tablo içinde konuşsa ne yazar konuşmasa ne yazar. Ben tıpış tıpış konuşacaksın demem ama göreceksiniz öyle ya da böyle konuşacak: Çünkü kimse Cumhurbaşkanı ile küs olma lüksüne sahip değil.” Cumhurbaşkanıyla küs olunamaz Gül’e teşekkür İlk defa aynı kadro içinden iki cumhurbaşkanı birbirlerine bu yüce makamı büyük bir onurla ve uluslararası anlamda çok büyük bir katılımla devir teslimi gerçekleştirdiler... Evet, Atatürk ve İnönü CHP’dendi ama Atatürk’ten sonra birçok çalkantıdan sonra İnönü Cumhurbaşkanı oldu. Sizden tek bir talebim var, bu sorumluluğu birlikte omuz omuza taşıyalım. Hiçbir fani böylesine büyük bir tarihi sorumluluğu tek başına taşıyamaz, yükünü omuzlarında hissedemez. Ancak ve ancak kollektif bir akıl, vicdan ve ortak irade bu sorumluluğu taşıyabilir. Ben sadece bu grupta bu kolektif iradenin, vicdanın, aklın temsilcisi ve sözcüsü olacağım. Bunu yaptığım ölçüde de hepinizin yanımda durmanızı istiyorum. Eğer bunda bir sapma olursa, yanlış Onurlu devirteslim gördüğünüz bir husus olursa gelip konuşmanız gereken bendenizim. Yaptığımız değişikliklerde çok duygulandırıcı, ahlak timsali tablolar yaşandı. Beşir Atalay, Emrullah İşler ve Hayati Yazıcı ki her birine tekrar teşekkür ediyorum. Bütün bu arkadaşlarımızı bundan sonraki dönemde bütün faaliyetlerimizde aktif olarak yanımızda görmek istiyoruz. Hüseyin Çelik ve Salih Kapusuz tam bir olgunluk içinde görevlerini devrettiler. Yargıtay Başkanımız ile geçen görüşmemizde kendisine zikrettim, eğer bir savcı hazırladığı iddianamede “dönemin başbakanı” diyorsa yargının da kendisini ciddi şekilde bir özeleştiriden geçirme dönemi gelmiş demektir. 27 Mayıs benzeri uygulamaların Eski bakanlara teşekkür Gelip benimle konuşun Engin Altay’a ‘vay nasipsiz’ Demokles kılıcına izin vermeyiz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle