02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 EYLÜL 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 yerine sözde ‘kolektif kimliği’ ikame etmesidir.” (Modernite Demokrasi ve Din; sf. 73; Özgür Üniversite Yayınları) Emperyal güçler, Ortadoğu ülkelerinde stratejik önem ve petrol nedeniyle bu türden cemaatçiliğe, “kolektif kimliğe” büyük prim veriyor ve savaş planlarını onların üstüne kuruyorlar. HHH Siyasal İslamın yükselişi, cemaatlerin, sınıfların yerine siyasette egemen olması ve cemaatler arasındaki kavga, Türkiye dahil bu temelde gelişiyor. Siyasal İslam cemaatçilik olmadan var olamaz. Sermaye ile İslamcı politika arasındaki uzlaşma da bu türden bir uyuma, tamamlayıcılığa dayanıyor. Türkiye’den söz edeceksek, sermaye çevrelerinde var olan kimi kuşkular daha çok kendi içinde cemaatçilik ve etnisite savaşlarını büyük ölçüde sona erdirmiş olan Avrupa ile ilişkilidir. Bu durum ideolojik yakınlığın, ekonomik alışverişin yoğunluğu temelinde sermaye çevrelerinin siyasal İslam ve laiklik konusunda kuşkularının sürmesinin de nedenidir. Siyasal İslam ve cemaatçiliğe dayalı otoriter bir rejimde ısrarlı iktidarın bu çevreleri baskı altında tutmasının, onlara kuşku ile bakmasının nedeni de budur. HHH Türkiye’de durum uzun sürmüş çatışmalara ve hâlâ süren çatışma potansiyeline rağmen cemaatçiliğin ve etnik farklılıkların kolayca cepheye sürülebildiği Ortadoğu ülkelerinden farklıdır. Gezi olayları ve hemen her gün kendini gösteren toplumsal muhalefet hareketleri bu gerçeği gösteriyor. Türkiye’de siyaseti egemenliği altına almak eğilimindeki cemaatçilik, toplumdaki etkisi ne olursa olsun sınıf çelişkilerini yok edemeyecektir. Kürt siyasal hareketinin etnisite ile sınırlı kalmaktansa Türkiye’nin demokratikleşmesi temelinde var olma konusunda adımlar atması, iki yönden ters ve güçlü eğilimler hâlâ etkin olsa da bu yöndeki umutları artırıyor. Zor olan, Batı’nın ve uluslararası sermayenin Türkiye’de ve bölgede planlarını uygulayabilmek için cemaatçiliği, etnik kavgaları kışkırtmasının önlenmesinin neredeyse imkânsız olmasıdır. İmkânsız mı dedim, hiç olur mu; imkânsız diye bir şey yoktur... HSYK seçimlerinde, hükümet, cemaat ve YarsavYargıçlar Sendikası’nın desteklediği adaylar yarışacak Büyük bölünme ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Yüksek Seçim Kurulu (YSK) 12 Ekim’de yapılacak HSYK üye seçimlerine ilişkin 64 kişilik geçici aday listesini açıkladı. Buna göre seçimler; hükümet, cemaat, YarsavYargıçlar Sendikası’nın yarıştığı üç liste arasında yapılacak. HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’un da arasında bulunduğu “bağımsız” isimler liste dışından gelerek seçimi kazanmaya çalışacak. 2010’da 206 kişinin aday olduğu HSYK için 12 Ekim’de yapılacak seçimlerde bu kez aday sayısı düşük kaldı. YSK’nin açıkladığı geçici aday listesine göre adli yargıda 48, idari yargıda ise 16 kişi adaylık başvurusunda bulundu. Bu rakam da hâkim ve savcıların seçim yarışına girmekten korktuğu ve yargının kendi arasında derin ayrışmaya girdiğini gösterdi. Geçici listeye göre, 12 Ekim’de şu gruplar ve adaylar yarışacak. Hükümet grubu: Adalet Bakanlığı destekli Yargıda Birlik Platformu’nun oluşturduğu ve içinde 3’er “ülkücü” ve “sosyal demokrat” adayın da bulunduğu liste şu isimlerden oluştu: HSYK Genel Sekreteri Bilgin Başaran, HSYK Başmüfettişi İsa Çelik, Erzurum Başsavcısı Ahmet Çiçekli, İstanbul Hâkimi Mehmet Durgun, Ankara Başsavcı Vekili Ramazan Kaya, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcıları Cafer Ergen, Selahaddin Menteş, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ömür Topaç, Balıkesir Başsavcısı Metin Yandırmaz, HSYK Başmüfettişi Mehmet Yılmaz, HSYK 1. Daire Üyesi Halil Koç, Denizli Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Turgay Ateş, Edirne Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Mehmet Gökpınar, Ankara Bölge İdare Mahkemesi Üyesi Gönül Sayın, Yargıtay Tetkik Hâkimi Zeynep Şahin, Ankara Bölge İdare Mahkemesi üyesi Hasan Odabaşı. Yargı örgütleri: Seçime ortak listeyle giren Yarsav ve Yargıçlar Sendikası’nın listesi ise şöyle: İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi Hâkimi Ayşe Sarısu Pehlivan, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Berrin Lale Şenoymak, Ankara savcısı Bülent Yücetürk, İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi İbrahim Fikri Talman, Yargıtay Tetkik Hâkimi Levent Ünsal, Ankara İş Mahkemesi Hâkimi Leyla Köksal, Karşıyaka Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Murat Aydın, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Mustafa Bağarkası, Ankara Aile Mahkemesi Hâkimi Mustafa Karadağ, İstanbul Anadolu Asliye Ceza Mahkemesi Hâkimi Nuh Hüseyin Köse, Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Süleyman Demirel, Danıştay Savcısı Berrin Karınca, Danıştay Tetkik Hakimi Önder Tekin, Manisa İdare Mahkemesi Başkanı Tarık Özdirek. Cemaat: İktidarla “kanlıbıçaklı” konumda olan cemaat ise bir liste açıklamadı. Ancak cemaate yakın hakim ve savcılar bağımsız olarak adaylıklarını açıklayarak örtülü bir liste çıkardı. Kulislerde, geçici listede yer alan hâkim ve savcılardan şu isimlerin cemaatten yarışa gireceği konuşuluyor: HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Baş, HSYK Tetkik Hakimi İdris Berber, eski Ergenekon hâkimi, Kocaeli Yargıcı Hüsnü Çalmuk, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcısı Murat Gökçe, HSYK üyesi Teoman Gökçe, Ankara Hâkimi Ayşe Neşe Gül, İstanbul Anadolu 24. İş Mahkemesi Hâkimi Yeşim Sayıldı, HSYK üyesi Ahmet Berberoğlu. Bunun dışında adı bilinmeyen bazı yargı mensuplarının da cemaat destekli listeden yarışa gireceği belirtildi. Ve bağımsızlar: Seçimlerde bağımsız olarak yarışacak adaylar arasında HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hayrettin Türe, Demokrat Yargı Genel Sekreteri, Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesi Hâkimi Kemal Şahin isimleri dikkat çekti. İmkânsız mı Dediniz? Bilim alanındaki gelişmeler, katlanarak ilerleyen, öncesiyle hesaplaşarak derinleşen, yoğunlaşan bilgi birikimi ne yazık ki hâlâ dini bağnazlığın tehdidi altındadır. Bilim piyasa ile din arasında sıkışmış görünüyor. İkisi arasındaki tarihsel işbirliği bilimsel gelişmeyi teknolojik işe yararlılıkla sınırlarken, aynı muhafazakâr işbirliği toplumsal alanda da eski döneme oranla öne geçmiş durumdadır. Amerikan sosyolojisinin cemaatçi toplum modeli sınıflar gerçeğini bugün daha fazla perdeleyebiliyor; özellikle dünyanın görece azgelişmiş ülke ve bölgelerinde kendini daha iyi pazarlayabiliyor. Buralarda pek çok faktöre bağlı olarak sınırlı kalmış toplumsal gelişmişlik düzeyi, gerçeğin bu şekilde örtülmesine olanak sağlıyor. HHH Kendi adlandırmalarıyla “İslamcılar”, terörü yaygınlaştırırken aşiretlerden, etnik farklılıklardan ve dini cemaatlerden yararlanıyor, onlara dayanıyorlar. Aralarındaki kavgaların, çatışmaların kaynağını da bu farklılıklar oluşturuyor. Ortadoğu’ya bakın; Sünnilerin, Şiilerin, Selefilerin, Nasturilerin, Kürtlerin, Arapların, Yahudilerin kavgasından söz edildiğini göreceksiniz. Bu büyük coğrafyada uzun süredir zenginliğin ve yoksulluğun adı geçmiyor. İşçilerle sermaye sahiplerı köylüler, aşiret ağaları arasındaki çelişkiler şimdi savaşın ve terörün gölgesi altında derinlere gömülmüş gibidir. Peki ortadan mı kalktı, yok mu oldu? HHH Hiç kuşkusuz adı geçen cemaatler arası ve etnik ayrımlar da bir gerçektir ve dikkate almadığınızda yapacağınız analizler eksik, yanlış olacaktır. Burada anlatılmak istenen, Samir Amin’in ifadesiyle söyleyelim: “Amerikan tarzı cemaatçilik ideolojisinin, sınıf mücadelesini ve sosyal mücadeleyi aşındırıp yok sayarak, onun şifreleri’ u İlhan Taşcı’nın kitabı, Türkiye’de telefon dinlemelerinin bilinmeyenlerini anlatıyor l ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Gazeteciyazar İlhan Taşcı’nın Türkiye’yi sarsan telefon dinlemeleri ile hükümetcemaat kapışmasının bilinmeyenlerini anlattığı “Paralel Hat / Dinlemeler ve AKPCemaat Kapışması” kitabı Kırmızı Kedi Yayınları’ndan çıktı. 196 sayfalık kitapta yazar Taşcı, “Kim kimi nasıl dinledi? Dinlenecek kişiler neye göre belirlendi? Dinlemeler ses havuzlarında bekletilip ‘zamanı’ geldiğinde nasıl kullanıldı? FBI tarafından eğitilen tüm ‘dinlemelerin efendisi’ istihbaratçı kimdir? Dinlemelerin merkezi olan TİB’in Başkanı, hangi kritere göre belirlendi? Başbakan nasıl mülakat yaptı? Başkan adaylarından birisi neden elendi? TİB Başkanı Fethi Şimşek’i isyan ettirip istifaya kadar götüren olayın perde arkası ve aktörleri kimlerdi? Dinlemeler konusunda kimlere ‘Başbakan sizlerden istediğini bulamıyor’ mesajı iletildi? MOBESE’nin bilinmeyen şifresi?” sorularına yanıt veriyor. Kitapta, dinleyenler, dinletenler ve dinlenenlerle ilgili gizli kalmış belgeler, olayların perde gerisindeki aktörleriyle birlikte anlatılıyor. ‘MOBESE’nin Okur: Zamanlama manidar BURSA (AA) Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, 12 Ekim’de yapılacak HSYK seçimlerine ilişkin sürecin adil ilerlemediğini belirtti. Bursa Barosu’nun düzenlediği “Nasıl Bir HSYK?” başlıklı panele katılan Okur, “Seçimin eşit şartlarda gitmesi gerekiyor ama eşit şartlarda yapılmıyor. Bir yandan devletin imkânları kullanılıyor, bir yandan da insanlar bireysel olarak kendilerini tanıtmaya çalışıyor. Bunu doğru bulmuyorum” dedi. Kurul seçimleri öncesinde yargı mensuplarına yapılacak zammın zamanlamasının manidar olduğunu söyleyen Okur, “Özlük haklarının düzeltilmesi güzel fakat zamanlama olarak bunun yanlış olduğunu düşünüyorum. Hele hele yasanın çıkarılmayıp seçimden sonraya bırakılması. Umarım seçimin sonucu ne olursa olsun zam yapılır” diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle