02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 2014 PAZAR 6 HABERLER CHP’de yeni parti meclisi ilk toplantısını yaptı. Seçim stratejisinin ipuçlarını veren Kılıçdaroğlu ‘Bir CHP’li yarım kilo şeker alıp bayramda bir imamı ziyaret edebilmeli’ dedi ‘Din düşmanı’ demesinler AYŞE SAYIN Köşeye Sıkışan Kim? İktidar mı IŞİD mi? İktidar, Suriye’de El Nusra ve IŞİD gibi köktendinci terörist örgütlere her türlü desteği verdiği üzerine günlerce reddiye döşesin, hatta Başbakan Davutoğlu IŞİD’i desteklediğimizi kim söylüyorsa vatan hainidir gibi, anlaşılan artık Yeni Türkiye’nin gönderine çekilmek istenen ama bu ülkede asla sökmeyecek “otoriter bayrağı” dillendirsin... Büyük bir çöküş yaşıyor RTE Davutoğlu’nun Ortadoğu politikaları... HHH Ricciardone, eski ABD Ankara Büyükelçisi, Suriye’de kimin terörist, kimin ılımlı İslamcı olduğu hakkında anlaşamadığımız konusunda anlaştık, Türkiye’den Nusra gibi köktendinci teröristlere yardımı kesmesini istedik, diyor... Newsweek dergisi, ülke içinde hepimizin bildiği bir gerçeği, yaptığı röportajlarla dünyaya yayıyor: Türkiye, IŞİD’in adam devşirme kaynağı! Büroları var, para topluyorlar, toplantı yapıyor, bayrak asıyor ve yüzlerce kişiyi savaşa götürüyorlar... İktidar böyle bir olayı seyrediyorsa, bu demektir ki, göz yumarak IŞİD’e savaş gücü devşirtiyor... O IŞİD’çiler ki, Musul’da 49 görevlimizi derdest edip rehin/esir aldılar.. Davutoğlu, hangi gerekçe ve düşüncelerle konsolosluk personelini boşaltmadı? Bunu açıklaması millete bir borçtur!(*) Akla gelen en yakın olasılığı dillendiriyoruz hep: IŞİD bize dosttur, onları destekledik, müttefikiz, bir şey yapmazlar... Böyle değilse eğer, doğrusunu söylesinler? Konsolosluğu neden boşaltmadınız, Musul Valisi bile sizlere “Korumalarım kaçtı, ben de gidiyorum, konsolosluğu neden boşaltmıyorsunuz?” demesine rağmen! IŞİD’ciler şantaj mı yapıyor: Türkiye’deki faaliyetlerimizi engellemeye kalkarsanız, esirleri... Bu rehineler nerede tutuluyorlar, hepsi sağ mı, MİT ve TSK’nin bir operasyonla bunları kurtarma umudu sıfır mı? Hadi soralım: Acaba IŞİD’in ülke içinde, istediği zaman ortalığı bombalayacakları gizli hücre elemanları var mı yok mu... Varsa ne kadarlar? Emniyet, MİT ne yapıyor? İktidar bundan korkuyor mu? Türkiye aynı zamanda, Avrupa ülkelerinden cihatçı Müslümanların da Suriye ve Irak’a yol geçen hanı! CIA açıklıyor: IŞİD’in silahlı gücü ikiye katlandı, 31 bine yükselmiş olabilir... 80 ülkeden 15 bin militanın gittiği sanılıyor.. (Batı ülkeleri yurttaşı bu gençlerin cihada gitmesinin diğer yüzü: Batı’nın dünya politikasının iflası, Batı’ya karşı duyulan büyük öfkenin, ezilmişliğin de bir dışavurumu...) Amerika’nın en etkin medyaları bombalıyor iktidarı, son olarak Wall Street Journal: “Ankara artık ABD’nin müttefiki değil.. Asker gördermeye hazır Kürtler öne çıkıyor.. İncirlik’i, Kuzey Irak’taki Kürt topraklarında başka bir hava üssüyle değiştirme zamanı geldi...” RTE Davutoğlu’nun, IŞİD’i Suriye Kürtlerine ve Irak Kürtlerine karşı bir baskı aracı olarak kullanma niyetleri ve politikaları da tam çöktü. ABD’nin IŞİD’i temizleme kararlılığı, önünü göremeyen sıfır derinlikli bir dış politikanın ülkeyi yönettiğinin kanıtı... “Bölge Gücü”, “Dünya Devleti”, “Lider Ülke” propagandaları, birden kâğıttan kaplanlığa, politikasızlığa ve masaya daha oturmadan her şeyi kaybedenlerin oyununa dönüştü! Siz hâlâ IŞİD’den petrol alarak yandaş şirketlerin ceplerini doldurmayı politika sanın! IŞİD tarafından döşenen onlarca küçük petrol borusuna göz yumma tüccarlığıyla uğraşın (Fehim Taştekin, Radikal)... Yemen iç savaşına, tüccarlarınızın silah satarak para kazanmalarına, böylece ölüm ticaretini kazanca dönüştürebileğinize güvenin. Türkiye’den yola çıkan silah yüklü gemilerin Yemen civarında yakalanmalarının sizi bölgeden nasıl tecrit ettiğini görmeyin... Siz hâlâ, silah yüklü MİT TIR’larının yasadışı bir şekilde Suriye’ye sevk edilirken yakalanmasını “hainlik” olarak görün, ama büyük suç işlediğinizi kabul etmeyin... HHH İktidar, İslamcı terör örgütlerini destekleyerek Suriye’de Esad’ın iktidarını yıkma olasılığının sıfıra yakın olduğunu, bu oyunu kaybettiğini hâlâ görmüyor mu? Esad ile yeni bir dönemi başlatması için, politikasını 180 derece değiştirmenin, olaylar ve gerçekler karşısında bir dış politik ve pratik zorunluluk olduğunu ve Ortadoğu’da neredeyse tüm devletlerin böyle davrandığını görmüyor mu? İktidarın, büyük kazanç gördüğü çözüm sürecini nasıl sürdüreceği konusunda da kafası iyice karışmış durumda. Gülten Kışanak baksanıza dün siyasi özerklik yetmez, mali özerklik de istiyoruz, dediğine göre... Buradan, “Çözüm Süreci”nde, hiçbir zaman açıklanmayan pazarlıklarda, siyasi özerkliğin zaten verilmiş olduğunu mu anlamalıyız? (*) Diyor ki Davutoğlu: “... inşallah bu ülkede bir daha hiçbir başbakan, herhangi bir mahkeme karşısında hesap verme zorunluğunda kalmayacak. Hesap vereceği makam onu, o iktidara getiren milletin tam kendisidir ve Allah’ın huzurudur...” Bu, hukuk ve yasa tanımazlığın ilanı gibi.. Başbakanlar hukuk devleti ve yasalar çerçevesinde o koltuğa oturur. Anayasayı, yasayı çiğnediklerinde mahkemede hesap verirler.. Bu iş yeryüzünde böyle işliyor... Kul, yasa ve hukuk hakkı hesapları burada görülür; Allah’a vereceğiniz hesap ise ayrı, onu o tarafın işi belleyin. Aman yanılmayın ve “hesapları” karıştırmayın Sayın Davutoğlu... ANKARA CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, olağanüstü kurultayda seçilen yeni PM üyeleri ile yaptığı ilk toplantıda, 2015 seçim stratejisinin ipuçlarını da verdi. CHP’nin iktidara gelmek için daha geniş ve mütedeyyin kesimlerden oy almak zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, başta eğitim politikaları olmak üzere CHP’yle ilgili “din düşmanı” algısı yaratacak söylemden kaçınılmasını isterken “Bir CHP’li, eline yarım kilo şeker alıp bir imamı ziyaret edebilmeli” görüşüne yer verdi. CHP’de geçen hafta yapılan olağanüstü kurultayla belirlenen yeni PM, ilk toplantısını yaptı. PM üyelerinin görüş ve önerilerini dinleyen Kılıçdaroğlu’nun “sorun değil çözüm önerisi getirin” mesajı verdiği öğrenildi. Kadınların seçim sürecinde daha etkin kullanılacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Kadınlar her eve girecek, bunu sağlayacak politakalar geliştireceğiz, artık öyle broşür dağıtarak olmuyor bu iş” görüşünü dile getirdi. Kılıçdaroğlu, parti olarak seçim sürecinde “kimlik siyaseti yapmayacaklarını ve kimseyi ötekileştirmeyeceklerini” belirtirken özellikle CHP’nin tüm toplum kesimlerinden oy alabilmek için “din düşmanı” algısının yıkılmasına dönük politika izleyeceklerini bildirdi. Kılıçdaroğlu, imamların CHP aleyhine propaganda yapmalarının ancak bu kesimle diyalog kurmakla mümkün olabileceğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, “Örneğin bir CHP’li bayramda yarım kilo şeker alıp bir imamı ziyaret edebilmeli, bizi kimsenin din düşmanı gibi takdim etmesine izin vermemeliyiz” görüşüne yer verdi. CHP’nin eğitim politikalarında da “din düşmanı” algısı yaratacak söylemlerden kaçınılmasını is Bekaroğlu’ndan ‘halat oyunu’ metaforu Toplantının basına kapalı gerçekleşen bölümünde, PM üyeleri tek tek kürsüye gelerek kendilerini tanıttı. Edinilen bilgiye göre toplantıda, Saadet Partisi’nde uzun süre politika yapan Mehmet Bekaroğlu da kendisini tanıtırken, Türkiye’nin “kimlik siyaseti”nden uzaklaşması gerektiğini “halat oyunu” metaforu ile anlattı. Bekaroğlu, “İlkokulda halat çekme oyunu oynanırdı, ipin bir ucunda bir grup, diğer ucunda ikinci grup çocuk olur ve ipi kendilerine doğru çekerler. Sonuçta yenilen taraf, halatı kendine çeken yani yenen tarafın üzerine yığılır ve altta kalan taraf ezilirdi. Yani oyunun aslında kazananı olmazdı. Kimlik siyaseti de halat oyunu gibi, boşuna enerji harcıyoruz. Aslında bir taraf diğer tarafı yenmiyor. Bu halat çekme oyununu bozmak gerekiyor. CHP bu oyunu bozarsa, Türkiye normalleşir ve çocuklarımıza daha güzel bir gelecek hazırlarız” görüşünü dile getirdi. CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay, ilk kez toplanan parti ‘İktidar meclisi üyelerine “Tek Hedef İktidar” yazılı pasta ikram etti. Tunay’ın gönderdiği pastayı PM üyeleri Mehmet Bekaroğlu pastası’ ve Bursa Milletvekilli Sena Kaleli “besmeleyle” kesti. MYK üye sayısı arttı PM üyesi eski bakanlardan Ercan Karakaş MYK üyelikleri arasına “kültür ve sanat”ın da eklenmesini önerdi. Karakaş’ın önerisi kabul edilerek kültür ve sanattan sorumlu yeni bir genel başkan yardımcılığı ihdas edildi. Ayrıca, mevcut basın iletişim, tanıtım, basın ve halkla ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcılığı da “iletişim ve medya” ile “tanıtım ve halkla ilişkiler” olarak ikiye ayrıldı. Dış ilişkiler ve yurtdışı örgütlenmeyle ilgili genel başkan yardımcılığı görev alanında da değişiklik yapılarak yurtdışı örgütlenme “örgütlenmelerden sorumlu genel başkan yardımcılığına” bağlandı. Böylece Genel Başkan ile birlikte MYK üye sayısı 19’a yükseldi. ‘Kimlik siyaseti yok’ teyen Kılıçdaroğlu, Anadolu liselerini kazanamayanların “zorla imam hatip liselerine kaydettirilmesi” konusunda da dikkatli bir dil kullanılmasını istedi. Kılıçdaroğlu, “Bizim eğitimle ilgili politikalarımız çok net, 12 yıllık kesintisiz eğitimi savunuyoruz. Ancak din düşmanlığı da yapmayacağız. Çünkü gerçek dindarların da büyük bölümü çocuklarının zorla imam hatip liselerine kaydedilmesini istemiyorlar, onlar da çocuklarının doktor, kaymakam, mühendis olmasını istiyorlar. Biz bu kesimleri de kazanmalıyız” mesajı verdi. Kılıçdaroğlu PM toplantısının açılış konuşmasında ise Türkiye’de ciddi yargı açmazı bulunduğunu belirterek geçmişte özel yetkili mahkemeleri kuran AKP’nin şimdi yolsuzluk ya panlar için “özel aklama mahkemeleri” kurduğunu söyledi. AKP hükümetinin bütün iktidar gücüyle 12 Ekim’e yoğunlaştığına işaret eden Kılıçdaroğlu, “Başbakanı ziyaret ediyorlar, bazıları özel rüşvet taleplerinde bulunuyorlar, Bütün savcılara sesleniyorum. Adalete saygı duyulacaksa. o saygıyı önce siz duyacaksınız” görüşünü dile getirdi. Kurultaydaki “rakı masası” açıklaması tartışma konusu olan Kılıçdaroğu, dünkü konşmasında ise partililere “halka tepeden bakmayın” çağrısı yaptı. CHP’nin geçmişle yüzleşme tartışmasını bırakacağını belirten Kılıçdaroğlu “Hatamız varsa ‘hatamız var’ diyeceğiz, korkmayacağız. Geçmişi tartışırsak hiçbir şey olmaz. Yanlış varsa kabul edeceğiz” dedi. ‘Halka tepeden bakmayın’ ‘Sosyal medya kullanılsın’ Toplantıda “gençlik kontenjanı”ndan PM’ye giren bazı üyeler sosyal medyanın etkin kullanılmasını ve CHP’nin “algı yönetimi” konusunda çalışma yapmasını istedi. Kılıçdaroğlu’nun yeni MYK listesini bugün ya da en geç yarın açıklaması bekleniyor. Kılıçdaroğlu’nun yeni MYK’yi açıkladıktan ve ilk toplantısını yaptıktan sonra bir süre tatil yapacağı da ifade ediliyor. Özel aklama mahkemeleri Üsler Irak’a mı? Önce Cumhurbaşkanı Erdoğan sonra da Başbakan Davutoğlu gazetecilerle görüştü ‘Demokratik Ekonomi Konferansı’nın hazırlık çalıştayına katılan Kışanak: ‘Yeni anayasa için dört parti uzlaşmalı’ İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün bazı gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldi. Erdoğan’ın ardından Başbakan Davutoğlu da genel yayın yönetmenleriyle görüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeni Şafak ve TVNET Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karaalioğlu, Yeni Akit Genel Yayın Yönetmeni Hasan Karakaya, Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ocaktan gibi isimlerin katıldığı toplantıda, çözüm süreci, paralel yapı, IŞİD ve AB üyeliği konularının ele alındığı öğrenildi. Erdoğan’ın yeni anayasa konusunda dört partinin bir an önce uzlaşması gerektiğini söylediği bildirildi. Erdoğan dün Beylerbeyi Sarayı’ndaki ofisinde bazı gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ile köşe yazarlarını kabul etti. 11.40’ta başlayan ve yaklaşık 2.5 saat süren görüşmeye ilişkin Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından herhangi bir açıklama yapılmadı. Görüşmenin içeriğine ilişkin tek açıklama Mehmet Ocaktan tarafından toplantı çıkışında yapıldı. Ocaktan, “Çözüm süreci, Türkiye’nin etrafındaki sıcak gelişmelerle ilgili değerlendirmeler, paralel yapıyla mücadele ve Türkiye’nin AB ile ilgili bundan sonraki sürecini daha dikkatli ama biraz daha adımların hızlandırılarak atılması konusunda birtakım değerlendirmelerde bulundu” dedi. Türkiye’nin teröre bir bütün olarak baktığını dile getiren Ocaktan, “Bugün IŞİD, yarın başka terör unsuru ortaya çıkar. Önemli olan bütün terör örgütü unsurları konusunda uluslararası camiayla birlikte ortak hareket etmek. Türkiye’nin genel politikasının da bu olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanı’nın bu doğrultuda olduğunu gördük” diye konuştu. Davutoğlu ise dün önce İstanbul’da yapımı süren Avrasya Tüneli (İstanbul Boğaz Karayolu Tüp Geçişi Projesi) Haydarpaşa şantiyesinde incelemellerde bulundu. Ardından 3. köprü ve 3. havalimanı projesinin çalışmalarını helikopterle izleyen Davutoğlu akşam da Dolmabahçe’deki çalışma ofisinde Yeni Şafak ve TVNET Genel Yayın Yönetmeni Karagül, Yeni Akit Genel Yayın Yönetmeni Karakaya, Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Fikret Bila, Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin’in de aralarında bulunduğu bazı gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleriyle 2.5 saat görüştü. Toplantıya Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı da katıldı. Mali özerklik de istiyoruz DİYARBAKIR (Cumhuriyet) Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı DBP’li Gültan Kışanak, “Mali konularda, yerel kaynaklar üzerinde tasarruf, görüş bildirme, maddi kaynakları geliştirme konusunda inisiyatif hakkı üzerine tartışmalıyız. Biz sadece siyasi özerklik değil mali özerklik de istiyoruz” dedi. Başkan Gültan Kışanak, sivil toplum örgütlerinin 2728 Eylül’de Van’da düzenleneceği “Demokratik Ekonomi Konferansı”nın Diyarbakır’daki hazırlık çalıştayına katıldı. Kışanak, yerel kamu kaynağını yerelin nasıl kullandığının tartışılması gerektiğini anlatırken, “Diyarbakır; kamu kaynağını elinde barındıran en büyük şehirdir. Bu yerel kaynaklara karşı özel bir politika izleniyor. Bu yerel kaynaklardan kazanılan paralar nerelere harcanıyor? Bunları tartışmak gerekiyor. Bu eksik kalan bir alandır” dedi. Güneydoğu Ana dolu Bölgesi’ne özel ekenomi politakaları uygulandığını vurgulayan Kışanak, “Kürdistan’da işsizlik durumu giderek derinleşiyor. Bu da siyasi ve ekonomik politikalarla bağlantılıdır. Türkiye mali hükümler ile ilgili tüm maddelere çekince koyuyor. Türkiye’deki yerel yönetim ve merkezi yönetimler arasındaki ilişki tamamen bağlılık ilişkisidir. Yerel yönetimleri demokrasinin temel taşı görüyoruz. Türkiye’deki yasal mevzuatlar ise tam tersine yerelin ne yaptığına karar veren bir mekanizmadır. Biz sadece siyasi özerklik değil mali özerklik de istiyoruz. Halk kendi sivil inisiyatif ile komün ve kooperatifleri ile bu süreci yürütmeli ve yerel yönetimlerde destek veren bir pozisyonda olmalıdır” diye konuştu. “Yerel yönetimlerde idari vesayet sistemi ve yerel yönetimlerin ekonomik olanakları” başlıklı bir sunum yapan HDP Muş Milletvekili Demir Çelik ise “Günümüzde kentler iktidarlaşan karargahlara dönüşmüşlerdir. Hiyerarşinin kente yaklaşımının hükümranlık ile kendini gösterdiğini söylemek mümkündür. Ekonomi tekelleşmeyi, iktidarlaşmayı merkezileşmeyi esas almaz. Ekonomi ihtiyacın doğrudan teminidir. O ihtiyacı sağlayan koşulun ekolojik devamına hizmet eden bir yapıdır” dedi. Küçük tüccar kafası Çelik: Kentler iktidarlaşan karargahlar HDP heyeti Rojava’dan Kuzey Irak’a geçti Yurt Haberleri Servisi HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, DTK Eş Genel Başkanı Selma Irmak, HDP Mardin Milletvekili Erol Dora, HDP Van Milletvekili Nazmi Gür, Avrupa Ezidi Federasyonu Eşbaşkanı Leyla Ferman, Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk ve BDP Bürosu Temsilcileri Cemal Coşgun ve Şilan Eminoğlu’ndan oluşan heyet önceki gün Suriye’nın kuzeyinde PYD’nin kontrolündeki Rojava bölgesinde Ezidileri ziyaret ettikten sonra, Girke Lege kentinde Cizire Kantonu eşbaşkanları Himedi elDeham ve Hediye Yusiv ile biraraya geldi. Heyet daha sonra da Amude kentinde Cizire Demokratik Özerk Yönetimi ve Yasama Meclisi yetkilileriyle görüştü. Yapılan ortak açıklamada konuşan Ahmet Türk, Kürtlerin birliğinin sağlanması ve Kürt Ulusal Kongresi’nin toplanmasını istedi. Rojava temaslarını tamamlayan heyet Kuzey Irak’a döndü. DEVLETİN SURİYE POLİTİKASINA DESTEĞİN ÖDÜLÜ: IŞİD PETROLÜ Haber Merkezi Suriye ve Irak’ta ele geçirdiği önemli petrol kuyularından elde ettiği mazotu bölgesel güç odaklarına (devletler, diğer örgütler vs.) pazarlayan terör örgütü IŞİD’in, kaçak döşenen yüzlerce boru hattıyla Türkiye’ye de mazot pompalamasına göz yumulduğu ileri sürüldü. Radikal.com.tr yazarı Fehim Taştekin’in haberine göre, sınırın Suriye tarafında Ezmerin’den başlayan petrol boru hatları Asi’den geçip, belediyenin sokaklara döşediği taşların altından uzanıp evlerin arka avlusundan çıkıyor. Karşı yakadan pompalanan mazot bu yakada avlulardaki depoları dolduruyor. IŞİD’in elindeki Deyrezor ve Rakka’dan gelip Türkiye’deki son kullanıcıya ulaşan mazotun fiyatı litre başına 1.25 lira. Kapının önüne gelen müşteri 70 litrelik bidonları yüklenip gidiyor. Devletin Suriye politikasına omuz veren köylülerin ödülü bu. Habere göre, bölge halkının yüzde 8090’ı bu işlerle uğraşıyor. Boruların çoğu jandarma tarafından kesilse de halen mazot geliyor. Günde 3050 tankerlik petrolün geçirildiği, sadece Hatay’da 4500 TIR’ın olduğu belirtiliyor. Türkiye’nin her yerinden TIR’lar bu iş için Hatay sınırına geliyor. Bir toplantı da Davutoğlu’ndan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle