29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 AĞUSTOS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI 7 Genelkurmay Başkanı, çözüm sürecinde olmadıklarını ve yol haritasını bilmediklerini söyledi Özel: Ülke bütünlüğü kırmızı çizgimizdir UTKU ÇAKIRÖZER ANKARA Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı ve Başkomutan sıfatıyla Çankaya Köşkü’nde ilk kez verdiği resepsiyonda, çözüm sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Özel, “Biz çözüm sürecine ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Kırmızı çizgilerimiz aşılırsa gerekeni söyleriz” dedi. Özel, PKK ile ilgili olarak da “Her zaman yaptıklarını yapıyorlar. Bizim için hâlâ bölücü terör örgütü” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Çankaya Köşkü’nde 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları kapsamında resepsiyon verdi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel ve kuvvet komutanlarının eşleriyle katıldığı resepsiyonda, yeni bakanlar Yalçın Akdoğan, Volkan Bozkır, Numan Kurtulmuş, Mevlüt Çavuşoğlu, Nurettin Canikli mevcut bakanlarla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın Zafer Bayramı’nı kutladı. Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve eski Başbakan Yardımcıları Beşir Atalay ve Emrullah İşler de resepsiyona katıldı. Özel, resepsiyon sırasında gazetecilere PKK’nin son dönemdeki eylemlerine ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Her zaman yaptıklarını yapıyorlar. Değişiklik yok. Adam kaçırma, vergi, yol kesme, karakollara saldırı, propaganda, daha önce yaptıklarının aynısı... Bizim için hâlâ bölücü terör örgütü. Biz olan olayları aynen yayınlıyoruz. Yarın savcı, hâkim, mahkeme sorarsa yanıtları göndeririz. Sınır boylarında önlemlerimiz aynen devam ediyor. Biz gerekli mücadeleyi yapıyoruz ve bunları da Genelkurmay sitesinden duyuruyoruz. İşte biz olayları, asayiş, terör ve toplumsal olaylar olarak kategorize edip siteye koyuyoruz.” Özel, çözüm süreci ile ilgili olarak ise “Hükümetin bir politikası var, o politika yürüyor. Biz çözüm sürecine ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Bu konuya ilişkin yol haritasını biz bilmiyoruz. Yol haritasını koyduklarında göreceğiz. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay çalışmanın kamu kuruluşlarına gönderileceğini söylemişti, henüz bir şey gönderilmedi. Kırmızı çizgilerimiz aşılırsa gerekeni söyleriz. 30 yıldır bu mücadeleyi biz yürütüyoruz. 10 yıl öncesine göre bazı nüanslar var. Hükümet, sorunu çözmek istiyor. Şehitler gelmesin, analar ağlamasın deniliyor. Biz de aynı şeyi söylüyoruz. Bununla birlikte esas olan Türkiye’nin bölünmemesi, bütünlüğünün devam etmesidir. Bu en önemli kırmızı çizgidir. Bu konuya ilişkin görüşlerimi hemen her toplantıda hükümete ilettim. Çok rahat ilettim. Bundan sonra da iletmeye devam edeceğim” dedi. Özel, Ergenekon ve Balyoz davalarında tahliye olan askerler için de “Anayasa Mahkemesi kararını verdi, arkadaşlar özgür. Benim için önemli olan onların özgür olmasıdır. Ben her zaman geleceğe bakarım. Ama özgür olmalarına çok seviniyorum. Şimdi mahkeme devam ediyor. Beraat ederlerse daha da mutlu olurum. Benim de dileğim beraat olması ve dosyanın kapanması” ifadelerini kullandı. Bilim Okuldan Kovulurken Yalanların en iyi söylenebileceği, etkisini uzun süre koruyabileceği alan kavramlar alanıdır. Bu alanda en çok işe yarayan, her ne kadar suç zamana yüklense de insan hafızasının unutma, unutabilme yetenekleridir. Gerçek, insanın genellikle kendine yonttuğu, kendisi için bir güzellemeye çevirdiği hafıza oyunlarının içinde yeni bir “gerçeğe” dönüşüverir. Kavramlarla oynadığınızda, onları zenginleştirmek yerine, içlerini boşaltıp kendinizce doldurduğunuzda işinize yarayacak elverişli yeni bir “dizgeye”, yeni bir “paradigmaya” da kavuşmuş olursunuz. HHH Öte yandan kavramlar da güçlerini var olan dünyanın somut halinin soyutlanması olarak gerçeklerden aldıkları için, iktidar sahiplerine, statüko koruyucularına direnirler. Onları sahneden silip atmak o kadar da kolay değildir. Kavramlarla oynayan, onların içini boşaltanlar ya da yeni kavramlar icat edenler değiştirdikleri açının yolu saptırdığını ve insanoğlunu gerçekliğe giden yoldan ayırdığını söyleyenlere işte bu nedenle çok kızarlar. Kendi çıkarlarına uymayan, hizmet etmeyen kavramları el çabukluğu ile devre dışı bırakma çabalarında hızlı hareket etmelerinin nedeni de budur. Bu nedenle yangından mal kaçırır gibi hareket ederler. Seçim, arkasından hızla kongre, arkasından hızla hükümet, arada boşluk bırakmama koşturması, kendi içlerinde bile olsa muhalefet kırıntılarının hızla tasfiyesi bundandır. HHH Çünkü yapmak istedikleri, geriye doğru mümkün olduğunca hızla ilerlemektir. Böylelikle olası bir direnişin örgütlenmesine kapıları kapattıklarını düşünürler. Yeni Cumhurbaşkanı’nın Atatürk sonrasını silerek kendisini “ikinci” ilan etmesinin nedeni de budur. Ama bunu yapabilmek için Kurtuluş ve Kuruluş’la oynamak, onları icat edilmiş “yeni” kavramlarla tarif etmek gerekir. Burada kuşkusuz referans din olmalıdır. Zamana ve bilime direnebilen başlıca ideoloji, her ne kadar binlerce farklı yorumla ve kendini sürekli değişen öz ve biçimlerle üretse de, dindir. HHH O zaman “dindar bir Kemalizm”, “dualarla açılan bir Meclis” hiç değilse geçici bir zaman için işe yaramaz mı? Aydınlanmacı, “en hakiki mürşidin ilim olduğunu” ilan eden, en büyük savaşını bağnazlıkla vermiş, 1789 ile öğrenmiş, 1917 ile dostluk kurmuş, emperyalizmle savaşan devrimci unutturulmalıdır. 12 Eylül paşalarının denediği ve pekâlâ başardıkları gibi, hatta onların yaptıklarından daha iyisi yapılabilir. Bunun için cehaletin kurumsallaştırılmasından daha iyi yol olabilir mi? “Dindar” ve insandaki iyilik damarları, IŞİD’e özendiklerini ilan edenlerce devre dışı bırakılabildiği ölçüde “kindar” bir nesil neden yetiştirilemesin ki? HHH Çağdaş dünya ve bilim, hangi noktaya yükselmiş olursa olsun henüz insanlığın çoğunun malı haline gelemedi. Bu da cahil bırakma hakkını kendilerinde görenlere iktidarlarını bunun üzerine kurma çabasında olanlara umut veriyor. Toplum “din eğitimi isteğe bağlı olmalı” tartışmasını unutup, imam hatip okullarında okuma zorunluluğuna boyun eğer hale gelmedi mi? Bu okullarla birlikte bilimsel düşünceye temel hazırlık, eğitim alanından büyük ölçüde tasfiye edilmiş olmayacak mı? HHH İktidar bilimin kavramları yerine dinin, bu dayanıklı ideolojinin kavramlarını dayatıyor; inanç alanı ile yetinmiyor, eğitime, siyasete, hayatın her alanına uyulması zorunlu kurallar, düşünceyi prangalayan kavramlar olarak taşıyor. Bu dayatmayla savaşmanın yolu kitlesel eğitimdir; pratiktir. Pratiğin devrimci özü de bilimin kavramlarına dayanıyor olmasından gelir. Okullarını dogmalara kaptıranlar için çıkış yolu sokaktır. İnsanlar en iyi eğitimi hayatın içinde yani sokakta alırlar... 3 bin 500 davetli katıldı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan Çankaya Köşkü’nde 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları kapsamında, siyaset, iş, spor ve sanat dünyasından yaklaşık 3 bin 500 davetliye resepsiyon verdi. Erdoğan çiftinin tebrikleri kabul etmesi yaklaşık 1 buçuk saat sürdü. stifacı bakanlar Erdoğan’ın elini sıktı 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından görevlerinden istifa eden eski bakanlar Muammer Güler ve Erdoğan Bayraktar’ın da Erdoğan’ın davetlisi olarak resepsiyona katılması dikkat çekti. Resepsiyonda Erdoğan’ın davetine uymayan isimlerin başında ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş geldi. Muhalefet adına resepsiyona sadece HDP’yi temsilen Hasip Kaplan katıldı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın da resepsiyona katılmaması dikkat çekti. Yargıtay Başkanı Ali Alkan ise katıldı. Mısır ve İsrail maslahatgüzarlarının davet edilmediği resepsiyona çok sayıda yabancı misyon temsilcisi katıldı. İ Muhalefet yok ‘Çözüm’ü basından okuyoruz’ Şarkıcı Muazzez Ersoy, Erdoğan çiftine beyaz gül verdi. (Fotoğraflar: AA) ‘Belgesini istedik, vermediler’ Genelkurmay Başkanı Özel, TSK içindeki Gülen cemaati mensuplarının olduğuna yönelik iddialarla ilgili olarak “Kuvvetler üzerinde çalışıyor. TSK, bilgi ve belgeyle çalışır. Esas aldığımız şey hukuktur. MİT ve Emniyet’ten belge istedik. Şu ana kadar herhangi bir bilgi ve belge bize gelmiş değil. İmzasız ihbar mektuplarıyla işlem başlatamayız. TSK, hukukun üstünlüğüne inanır, buna göre gereğini yapar. TSK, etnik, dinsel her türlü ayrımcılığa karşıdır. Bu her zaman böyle olmuştur. Biz kimsenin etnik kökenini, dini inancını, nereye mensup olduğunu, neye inandığını sorgulamayız, bunu sormayız bile. Bize belge getirilirse, biz yasalar çerçevesinde, eğer suç oluşturan bir durum varsa bunun gereğini yaparız” değerlendirmesini yaptı. üleyman Şah için plan hazır’ Suriye içindeki Süleyman Şah Türbesi’ne ilişkin sorulara da Özel, “Orada tamamen profesyonel askerlerden oluşan bir birliğimiz var. Orası Türk toprağı sayılıyor, bayrağımız dalgalanıyor. Her türlü ikmalini de yapıyoruz. Eğer bir saldırı olursa nefsi müdafaa hakkımızı kullanacak şekilde her türlü planlarımızı da hazırladık. Ancak şu an için bir tehlike yok. IŞİD’le ilgili de biz normal sınır güvenliğini uy ‘S guluyoruz” karşılığını verdi. Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetin katılmayacağı adli yıl açılış törenine programı nedeniyle katılamayacağını ancak resepsiyona katılacağını bildirdi ve “Hukuk devletine inanıyorum. Yargı da bu ülkede bir erktir. TSK olarak bu güce saygı duyuyoruz” dedi. Özel, bedelli askerlik ile ilgili soruya, “Bizlere bir müracaat yok” yanıtını verdi. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz’ın bedelli askerlik sorusuna “Cumhurbaşkanı karar verirse ayrı bir yasa olur” yanıtını vermesi dikkat çekti. Bedelli için çalışma yok Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama törenlerine ilk kez Cumhurbaşkanı sıfatıyla katıldı Ankara’da zafer coşkusu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama törenlerine, ilk kez Cumhurbaşkanı sıfatıyla katılan Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasındaki gerginlik damga vurdu. Ankara Atatürk Kültür Merkezi’ndeki (AKM) törende Erdoğan, Kılıçdaroğlu’yla tokalaşmak için hamle yaptı ancak Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın elini havada bıraktı. Törene kabinenin 3 yeni isminin katılmaması dikkati çekti. Daha önce Başbakan eşi olarak Emine Erdoğan’ın katılmadığı törene, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu’nun katılması da dikkat çekiciydi. Anıtkabir’de düzenlenen örene TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan, Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş, yüksek yargı kurumu başkanları, bakanlar kurulu üyeleri, kuvvet komutanErdoğan, tören birliklerini Orgeneral Özel ile birlikte, ilk kez 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kullandığı 1957 model Cadillac marka üstü açık aracın üzerinden selamladı. Törenden sonra Anıtkabir yurttaşların ziyaretine açıldı. (AA) Harbiye’de Teğmen As unutulmadı BARKIN ŞIK ları ve diğer devlet erkânı katıldı. MHP lideri Devlet Bahçeli ise Dumlupınar’da olduğu için katılmadı. Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. Erdoğan, deftere “Aziz Atatürk, büyük zaferin 92. yıldönümünde bizlere miras olarak bıraktığın cumhuriyeti yine bizlere hedef olarak gösterdiğin muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için tüm gücümüzle çalışı yor, gayret gösteriyoruz” ifadelerini yazdı. Erdoğan, Anıtkabir’deki törenin ardından Çankaya Köşkü’ne geçti. Katılımcılar, Köşk’te törenin başlamasını bekledi. Bu sırada Davutoğlu, Özel ile sohbet etti. Kılıçdaroğlu, günlük programında yer almasına rağmen Köşk’teki törene katılmadı. CHP ve MHP milletvekilleri de yoktu. Kılıçdaroğlu Köşk’te yok Erdoğan, tören birliklerini, Orgeneral Özel ile birlikteselamladı. Erdoğan, törendeki yerini alırken, Cemil Çiçek, Davutoğ lu ve Haşim Kılıç’ın elini sıktı. Davutoğlu’nun yanında oturan Kılıçdaroğlu’nun elini sıkmak için bir hamle yaptı ancak Kılıçdaroğlu’ndan karşılık gelmeyince ani bir kararla yerine oturdu. Ayrıca Erdoğan’ın gelişiyle Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu’nun yerlerini değiştirdiği görüldü. Törende Van’da yaklaşık 10 gün önce şehit olan Teğmen Emre As da anıldı. Paraşütçüler, ilk kez Cumhurbaşkanlığı Forsu’nu da taşıdı. Helikopterlerin arasında milli imkânlarla üretilen ATAK helikopterleri de yer aldı. Tören son bulduktan sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çiçek, Davutoğlu ve Kılıç’ın elini sıktı. Ancak Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın elini sıkmak için yine hamlede bulunmayınca, Erdoğan alandan çıktı. ANKARA Kara Harp Okulu 165. dönem mezunları, rütbe takarak kılıç kuşandı. Genç teğmenler adına konuşan dönem birincisi Piyade Teğmen Furkan Özel, 20 Ağustos’ta Van Saray’da PKK pususunda şehit düşen Teğmen Emre As ile üç yıl beraber okuduklarını belirterek kendisini rahmet ve şükranla andıklarını söyledi. Harbiye’deki törende ilk kez somut bir olayla şehit anması yapıldı. Misafir öğrenciler diplomalarını alırken sürpriz yaşandı. Afganistan’da cumhurbaşkanı 1’inci yardımcısı olan Raşit Dostum da okuldan teğmen rütbesi ile mezun olan oğlu Muhammet Dostum’a diplomasını bizzat verdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, törende eşsiz olarak yerini aldı. Harp Okulu Komutanı Tümgeneral İzzet Çetingöz, Türkiye’nin kan ve gözyaşıyla yoğrulan bir coğrafyanın merkezinde olduğuna dikkat çekerek silahlı kuvvetlerin önemine dikkat çekti. Törende dönem birincisi teğmene diplomasını Erdoğan, ikinciye TBMM Başkanı Cemil Çiçek, üçüncüye Başbakan Ahmet Davutoğlu, dördüncüye de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel diplomasını verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle