24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2014 PAZAR 4 HABERLER Nefret Sevgili, Yıllardır liglerin başlamasını sevinçle karşılayan biri olarak, artık hiç de aynı duygular içinde olmamaktan üzgünüm. Çünkü hayatımızı zenginleştiren futbol keyfimiz de elimizden gidiyor. Evet futbol geçmişte, toplumların afyonu olarak da kullanılmıştı. Hatta Portekiz diktatörü Salazar’ın “ben bunca yıl ülkeyi üç F ile yönettim” dediği bilinir. Ama bu durum futbolun özelliğinden kaynaklanmıyor. Frenklerin şu sözü çok doğru değil mi? Ne yaptığın kadar, nasıl yaptığın da önemlidir. Nitekim, çok değerli aydın devlet adamı Necdet Uğur, futbolun hiç değilse Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş yani “üç büyükler”in adeta her biri kendi bölgesel gettolarında yaşayan insanların ortak bir alt kimlik edinmesine yol açtığı için büyük bir hizmet gördüklerini anlatmıştı, yıllar önce. Necdet Bey haklıydı. Galatasaray’a, Fener’e, Beşiktaş’a bu açıdan çok şey borçluyduk. Ne yazık ki, bu düşüncelerim, son süper kupa finalinde tümüyle son buldu. Berabere giden maçın ikinci yarısında, Fenerbahçe kalecisi Volkan Galatasaraylıların bulunduğu tribün önündeki kaleye geçince, sahaya yabancı maddeler, su şişeleri vb. yağmaya başladı. HHH Öyle olunca, bu kez Fenerbahçelilerin tribünü önündeki Muslera’nın koruduğu Galatasaray kalesine karşı aynı saldırı başladı. Her iki yandan da sahaya, çeşitli metalarda somutlaşmış nefret nesneleri yağıyordu. İki yıl önce bir maç günü, metroda görmüştüm. Galatasaray taraftarları Fenerbahçe aleyhine öylesine ağıza alınmayacak küfürler yağdırıyorlardı ki, anlatamam. Ben de çekirdekten yetişme bir Galatasaraylı idim ama bu Fener nefretinden dehşete düşüyordum. Benzerini Fener taraftarının yoğun olduğu yerlerde Galatasaray’a karşı görmek mümkündü. Şovun coşkusunda, keyfinde birleşmesi gereken büyük kitleler, bir tek şey çevresinde kenetlenmişlerdi: Nefret! Birbirlerine karşı nefretleri iki tarafın da ortak özelliği olmuştu. Futbol ortak birleştirici, coşturucu bir etki yerine artık, kinlendirici, yok etme duygusunu keskinleştirici, bir nefret üretme makinesine dönüşmüş durumda. Bu yüzden maçları televizyondan izliyor, mecbur kalmadıkça statlara uğramıyorum. Futbolu seviyorum ama nefreti sevmiyorum. Yaşamda nefretin kendisinden daha nefret edilecek bir şey de düşünemiyorum. HHH Şu anda topluma en büyük tehdit, en uzak durulması gereken şey de nefret. Yarım yamalak var olan demokrasi benzeri yönetimimizin son kırıntılarını da yok eden tüm toplumun hep birlikte, büyük bir şehvetle kulaçladığı nefret ummanı. Herkes, herkesten nefret ediyor, kimse kendi nefretini sorgulamıyor, yalnızca karşısındakinin duygularını kendi nefretini keskinleştirmek için kullanıyor. Her kesimde, her alanda bu böyle. Geçenlerde, Yılmaz Özdil’in yazısının sansürlenmesini eleştiren, bu arada Sözcü’nün kendisine kucak açmasını öven bir yazısında, bir yazar, hem de nefret söylemlerinin “düşman rejimleri”nin acısını çekmiş “sol” bir yazar, yazının bir yerinde aynen şunları söylüyordu. “Özdil’in siyasal tercihlerinden, ideolojik çizgisinden nefret edebilirsiniz (ben onlardan biriyim). Sözcü’nün yayın çizgisinden nefret edebilirsiniz (ben onlardan biriyim)...” Üstelik de “Yılmaz Özdil’i Savunmak” adına yazılmış bir yazıdaki bu deyimleri görünce dondum kaldım. Yılmaz Özdil’e, Sözcü’ye, Hürriyet’e, falan hanıma, fişmekân beye karşı olabilirsiniz; politikalarını, görüşlerini, beğenmeyebilirsiniz ama “nefret etmek”, işte bu anlaşılır, kabul edilebilir bir davranış değil. Hele hele böylesine açığa vurulmuş nefretle demokrasinin en hafifinden asgari koşulu olan “barış içinde bir arada yaşamak” hiç mümkün değil. Bu yüzdendir ki tek yakarım şu: Tanrım sen bizi nefretimizden kurtar, gerisinden biz kendimiz kurtuluruz! ‘Yarı başkanlık gibiyiz’ Köşk’e çıkmasının ardından ilk röportajını El Cezire’ye veren Erdoğan, ‘Seçilmiş Cumhurbaşkanı olarak başbakanla birlikte farklı Türkiye’yi inşa etmek için çalışmalarının süreceğini’ söyledi Adli yıla bir boykot da Davutoğlu’ndan geldi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu da adli yıl açılış törenine katılmayacak. Yargıtay Başkanı Ali Alkan’ı Başbakanlık Merkez Bina’da kabul eden Davutoğlu, açılışa katılmama gerekçesi olarak aynı gün yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısını gerekçe gösterdi. Danıştay’ın 146. yıldönümü törenleri sırasında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile tartışan Erdoğan, salonu terk etmişti. Erdoğan, daha sonra yaptığı açıklamada adli yıl açılış törenine, Feyzioğlu’nun konuşması durumunda katılmayacağını açıklamıştı. Yargıtay Başkanı Ali Alkan konuyu Başkanlar Kurulu’na götürmüş, Yargıtay Başkanlar Kurulu ise, Feyzioğlu’nun 1 Eylül’de yapılacak adli yıl açılış töreninde konuşma yapması yönündeki teamülün devamına oyçokluğuyla karar vermişti. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’de anayasanın kendilerine verdiği görevler neyse bu görevleri bu çerçevede yürüteceğini belirtti. “Tabii bizim şu andaki sistemimiz bir başkanlık sistemi değil” ifadesini kullanan Erdoğan, “Ama yarı başkanlık sistemine benzer bir yapı bizde mevcut ve bu yapı içerisinde bizler seçilmiş bir başbakan ve ilk defa halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak, birlikte el ele vermek suretiyle gerek ülkemizin gerekse bölgenin aynı zamanda uluslararası ilişkilerde farklı bir Türkiye’yi ki biz bunu seçimlerde ‘Yeni Türkiye’ adıyla sürekli işledik, inşa etmek üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, El Cezire Türk kanalında yayımlanan ve internet sitesinde de yer alan röportajında, gündemdeki konulara değindi. Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlığı ile ilgili bir soru üzerine, kendisinin yapılan istişareler sonucu belirlendiğini anlatırken, “Burada bir hassasiyet var. Tabii ben göreve geldiğimde, danışman olarak Ahmet Bey yanımda göreve başladı ama ben Ahmet Bey’i o gün tanımadım. Ahmet Bey’i daha geçmişten tanıyorum” dedi. Türkiye’nin etrafındaki gelişmelere değinen Erdoğan, Sünnilere, Araplara ve Türkmenlere yönelik yardımların süreceğini ifade ederken, şunları kaydetti: “Bunu bir komşuluk görevi olarak gördüğümüz gibi insani, İslami görev olarak da görüyo ‘Yardım İslami görev’ ruz ve bu görevi de yerine getirmek bizi mutlu ediyor. Tabii ki şu anda bu bir süreç, bu sürecin sağlıklı bir şekilde yürümesi de bizim için çok çok önemli. Özellikle şu anda sınır ilimizde Şırnak’ta bu tür bir yığılma söz konusu. Biliyorsunuz bir de Suriye’den gelen 1 milyon 250 bin şu anda sığınmacı var ülkemizde. Onları da aynı şekilde bizler bir ensar anlayışıyla kucakladık, onlara bakıyoruz. Bu süreçte de bizim şu ana kadar yaptığımız yardım yaklaşık 3.5 milyar doları aşmış vaziyette. Şimdi onlara yönelik tabii bir anlayış da geliştirdik. Yeni bir yasal düzenlemeyle Türkiye’de iş sahibi olabilmelerine yönelik yasal bir altyapı oluşturuyoruz ki bu bizim kardeşlik anlayışımızın gereği olarak bunlar da Türkiye’de çok çok zor durumlarda kalmasın istiyoruz.” Erdoğan, Gül’ün ekonomi danışmanı Yılmaz’ın koltuğunu Bulut’a teslim etti Eleştiren yerine ‘komplocu’ lü ekonomist Joseph Stiglitz Davos toplantılarında katıldığı bir TV programınYeni Cumhurbaşkanı Reda “Biz size ABD Başkanı cep Tayyip Erdoğan ekonoBen Bernanke’yi verelim, mi başdanışmanı olarak başyerine Durmuş Yılmaz’ı bakanlığı döneminde de daalalım” demişti. nışmanı olan Yiğit Bulut’u Almanya’da Der Spieseçti. Uluslararası haber gel dergisinin internet siteajansı Reuters, “Gezi olaysi, Bulut’la ilgili “Erdoğan, larının arkasında Faiz Loonun saçma iddialarını ve bisi var” diyen Bulut’la ilgili temelsiz suçlamalarını ciddeğerlendirmesinde, protesdiye alabilir. Hep inadına tocuları “telekinezi yoluyla giden Erdoğan’ı yeni daErdoğan’ı öldürmeye çalışnışmanı bu rotada götürmakla” suçladığını anımsattı. meye devam edebilir” yoruAbdullah Gül’ün de ekomunda bulunmuştu. nomi konusunda başdanışReuters ise söz konusu manlığını yapan eski Merkez atamanın ülkenin mali duruBankası Başkanı Durmuş mu konusunda endişe duyan Yılmaz’ın yerine gelen Bulut, yatırımcılar için alarm nitelison 6 yıldır AKP politikalarığinde olduğunu yazdı. Ajans, na tamamen biat etmesiyle Bulut’un, “başbakanlığı sıbiliniyor. Ekonomi konusunrasında Erdoğan’ın kulağıda yeni bir yaklaşım getirmena fısıldayan kilit bir isim yen Bulut “komplocu” yöolarak bölücü bir figür” olnüyle ön plana çıkarken Yılduğunu belirterek hükümet maz, Cumhurbaşkanlığı başkarşıtı protestocuları “telekidanışmanlığı döneminde binezi yoluyla Erdoğan’ı ölle hükümetin Merkez Bankadürmeye çalışmakla” suçsı politikalarına ve kararlarıladığını anımsattı. Ajans, hana müdahalesini sert bir dille berinde şu ifadelere yer vereleştirmesiyle tanınıyor. Yıldi: “Yeni Başbakan Davumaz en son geçen haftalarda toğlu, kabinesinde, Maliyaptığı açıklamalarla başta ye Bakanı Mehmet Şimşek Erdoğan olmak üzere ekonove Başbakan Yardımcısı Ali mi yönetiminin ‘Faiz indirin’ Babacan’ın saygın ekibinin baskısını eleştirerek “Makro muhafaza edilmesine dikdengelere hiç aldırmadan kat etti. Ancak, bazı anafaizle istedikleri gibi oynalistlere göre, Babacan’ın sınlar. 3 ay sonra ekonomiyanı sıra başbakan yarnin nereye gittiğini görsündımcılığına AKP’nin ekoler” demişti. Yılmaz’ın Mernomik işlerden sorumlu kez Bankası Başkanı olduğu başkan yardımcısı Numan dönemde uyguladığı politikaKurtulmuş’un atanması, lar yurtdışında da ilgi odağı güven sarsıcı.” 1 28.08.2014 hayat Nobel bilgisieylül16,5x14,2 cm.con.pdf olmuştu. Hatta ödülŞEHRİBAN KIRAÇ Fotoğraf: AA ‘Yarımlar tamamlanacak’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı dün bakanlıkta düzenlenen törenle görevini eski AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’ye devretti. Canikli törende, “2002 yılında esnaf ve sanatkârlar yüzde 47 faizle kredi kullanabiliyordu, bugün bu oran yüzde 45’lere geriledi. Ciddi anlamda da bir kamu desteği söz konusudur. Bu noktada kullanılan kredilerin 7576 kat artması da bir reformdur” değerlendirmesinde bulundu. Canikli’nin yarım kalan projelerin tamamlanması için de çalıştıklarını belirtmesi ve gümrüklerdeki kayıp kaçağın minimum seviyeye indirilmesi noktasındaki çalışmaları sürdüreceklerini söylemesi dikkat çekti. Hayati Yazıcı ise Türkiye’yi ticaretin en kolay, en hızlı ve en güvenilir yapıldığı ülke konumuna ulaştırmak için çalıştıklarını söyledi. 12:54 Bakandan tepki ‘MİT’in işi dinletmeme’ Haber Merkezi Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Alman istihbaratının Türkiye’yi dinlemesiyle ilgili olarak “Eğer Alman istihbaratı Türk istihbaratını dinliyorsa, Türk istihbaratının da işi onu dinletmemektir. Karşılığında da onları dinlemektir” dedi. 30 Ağustos Zafer Bayramı etkinliklerine katılmak için geldiği Denizli’de Valiliği ziyaret ederek basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Zeybekci, Almanya’nın Türkiye’yi dinlediği yönündeki iddialarla ilgili olarak “Eğer Türk hükümetini, başbakanını dinlemek gibi bir talimatla bu işler yapıldıysa bu dostluğa ve müttefikliğe asla yakışır şey değildir. Benim anlayışım bu şekilde, yani dinletmeyeceksin” dedi. C M Y CM MY CY Moğultay’ın kardeşi vuruldu TUNCELİ (Cumhuriyet) Eski Çalışma ve Adalet Bakanı Mehmet Moğultay’ın Tunceli’de esnaf olan kardeşi Yaşar Kemal Moğultay’ın (56) Moğultay Mahallesi Sanat Sokak’taki dükkânına gelen Fırat E. (30), işyeri sahibine pompalı tüfekle ateş etti. Sağ bacağından yaralanan Yaşar Kemal Moğultay, ambulansla Tunceli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Moğultay’ın yakınları ve çevredeki kişilerce darpedilen Fırat E. de hastaneye götürüldü.Tunceli Belediye Eşbaşkanı Mehmet Ali Bul, hastaneye gelerek olay hakkında bilgi aldı. Polis ekipleri hastanede geniş güvenlik önlemi alırken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı. CMY K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle