30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 AĞUSTOS 2014 PAZARTESİ 12 DIŞ HABERLER [email protected] İran ordusunun sınırı aşarak Irak ve peşmergeye askeri destek verdiği öne sürüldü Irak’ta borusu öten güç İran u İran Dışişleri Bakanı Zarif, Bağdat’a gitti, birlik hükümetine güçlü destek sundu. Irak’a asker yolladıklarını yalanlayan Zarif, “Kardeşlerimizin buna ihtiyacı yok” dedi. Uzmanlara göre IŞİD ‘tuhaf ittifaklar’ yaratıyor. Dış Haberler Servisi Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) Irak’ın merkezi hükümeti ile Kürt bölgesi arasındaki son bağ olan dar şeride yüklenip İran sınırına dayanırken, dikkat çekici iddialar ortaya atıldı. El Cezire televizyonu İran birliklerinin sınırı geçerek Calavla’da IŞİD’e karşı savaşan Irak ve Kürt güçlerinin yardımına koştuğunu öne sürdü. Dün Bağdat’ı ziyaret ederek kapsamlı temaslarda bulunan İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise iddiaları yalanladı. Bağdat’ta kurulmaya çalışılan yeni hükümete destek sunan Zarif, “korkunç bir soykırım suçu ve insanlığa karşı suç işleyen” IŞİD’e karşı uluslararası toplumu koordineli çalışmaya çağırdı. IŞİD Irak’ın petrolünün yarısının işlendiği en büyük rafineresi olan Baici’ye üç koldan saldırırken, doğudaki Diyala bölgesinde İran sınırına 30 kilometre uzaklıktaki Calavla’da şiddetli çatışmalar var. El Cezire bir güvenlik kaynağına dayanarak, yüzlerce İran birliğinin cuma günü sınırı geçerek Irak ordu güçleri ile peşmergelere katıldıklarını öne sürdü. İran birliklerinin cumartesi sabahı geri döndükleri belirtildi. Kimi kaynaklar İranlı askeri danışmanların zaten bulunduğu komşu ülkede ilk kez Sünni isyancılarla doğrudan temasın gerçekleştiğini iddia ediyor. Sansür Özdil’e Değil Halka Yılmaz Özdil’in Hürriyet’te makalesinin sansür edilmesi, halkın iradesine vurulmuş bir darbedir. Özdil Türkiye’de en çok okunan köşe yazarıdır. Gazeteyi alanların birçoğu Özdil için alıyor. Halkın desteğini çok büyük bir farkla arkasında bulunduran bir köşe yazarının gazete patronu (ve siyasiler) tarafından yazısı sansür ediliyorsa bu okurlara ve demokrasiye karşı gelinen son noktadır. Okur yani halk yazarı baş tacı yapıyor, verdiği destekle onu büyük farkla bir numaraya yerleştiriyor; patron ve arkasındaki siyasiler ise “halkın büyük desteği bizi hiç ilgilendirmez yazını sansür ediyoruz” diyorlar. Gazete yaptığı açıklamada (17 Ağustos) “bizim ilkelerimiz var” gerekçesi arkasına saklanıyor. Sansürlenen Özdil değil halkın iradesidir, özgürlüklerdir, demokrasidir. Fransa, Almanya, İngiltere ya da Hollanda’da bir gazetenin böyle bir “yayım sınırlama koşulu” var mıdır? Üstelik Özdil, faillerin kendi öz ifadelerini kullanıyor, sadece yorum ekliyor. Uğur Dündar’ın Sözcü’de yayımladığı Özdil’in yazısında ne bir şahsi hakaret, ne bir yalan haber var. Bir fıkra yazarının en doğal hakkı olan, hakaret içermeyen bazı yakıştırmalar, kinayeler vs. söz konusu. Siyasiler bunlara tahammül göstermek zorundalar. Eğer bunlardan bile korkuluyor ve sansürleniyorsa bitmiş bir “Yeni Türkiye(!)” ile karşı karşıyayız demektir. Yıl 1974, 1975, TRT’de Prof. Yüksel Ülken ve Erdoğan Alkin’le birlikte aylık iktisat programları yapıyoruz. İsmail Cem döneminde başlamış, Nevzat Yalçıntaş döneminde devam etmiş, sonra da Şaban Karataş gelmiş. O günlerde bu tür programlar önce banta (kayda) alınıyor, ertesi gün TRT’de yayınlanıyor. Bir yılı aşkın bir süredir devam eden programın yine kaydını “üçlü” olarak İTÜ’nün stüdyolarında yapıyoruz. Ertesi akşam bakıyoruz ki sansüre uğramışız. Nasılsa Hürriyet’in yazıişleri sorumlusu Sevgili Doğan Koloğlu’nun haberi olmuş. Doğan Koloğlu beni arıyor, üçünüzün konuşma özetlerini birer sayfa olarak bana gönderirseniz Hürriyet’te yayınlarız diyor. Ülken ve Alkin’le konuştuktan sonra özetleri hazırlayıp gönderiyorum. Ertesi günü Hürriyet’te hocaların TRT’de sansür edilen oturumun (programın) konuşmaları şeklinde güzel ve etkili bir biçimde okurlara sunuluyor. Acaba bugün yeni Hürriyet’te Doğan Koloğlu gazetenin sorumlusu olarak bulunsa Özdil’in yazısını nasıl karşılardı? Benim tahminim, “Bu yazı yayımlanmazsa ben istifa ederim” derdi. Ancak o günkü baskılar ile bugünkü tehdit ve baskı farklarını unutmamak gerekir. Eski Hürriyet’ten yenisine Hürriyet (ve medya) nasıl değişmiş? Demokrasimiz (!) nerelere gelmiş? Baskılar ne boyutlara varmış. Gözümü açtığımdan beri evimden hiç eksik olmayan iki, üç gazeteden biri olan Hürriyet için bütün bunları yazmak bana büyük acı veriyor. Ama mesele o kadar açık seçik ortada ki, yadsınamaz gerçekler bunlar. Üstelik çok yakın geçmişte aynı kaderi paylaşan çok yakın dostlarımın anıları hâlâ taptaze. Uğur Dündar, Oktay Ekşi, Emin Çölaşan, Özdemir İnce, Cüneyt Ülsever bunlardan bazıları. Yeni Hürriyet seni sansürlemekle aslında arkandaki dev okur kitlesini karşısına almış oldu. Sana bütün dürüst ve ahlaklı kapılar açıktır. Sesin daha da gür çıksın. Senin üzerinden sansürlenmek istenen dev kitle daha da büyüyecek, seninle birlikte… I İranlı bir pilotun Irak’ta ölmesi ve Su25 uçakları da İran’ın Irak’taki askeri varlığın işareti sayılıyor. Tahran ise bu iddiaları yalanladı. Yalanlama Bağdat’ı ziyaret eden İran Dışişleri Bakanı Zarif’ten geldi. Dün Bağdat’ta geçici Başbakan Nuri el Maliki, Tahran’ın da onayıyla atanarak ABD’nin hava desteğinin önünü açan yeni Başbakan Haydar el Abadi’nin yanı sıra Kürt kökenli Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ve Sünni Meclis Başkanı Salim el Cuburi ile görüştü. Zarif, Zebari ile ortak basın toplantısında Irak’ta İran askeri bulunmadığını söyledi, “Irak ve Kürt hükümetleri bu zalim grubu püskürtmeye çalışırken, biz birlikte çalışıyoruz ve işbirliği yapıyoruz. Fakat İran askerlerinin Iraklı kardeşlerimize yardım için Irak’ta bulunmalarına ihtiyaç olduğuna inanmıyoruz. Bu işi kendileri yapmaya muktedirdirler” dedi. “İran ve Irak’’ın çok derin ilişkileri vardır. Bu ülkenin demokratik, bölgesel bütünlüğü ve ulusal birliği İran için büyük önem taşır” vurgusu yapan Zarif, her zaman Irak halkının yanında olacaklarını belirtti. Bağdat’ta hükümet kurma sürecine de destek sunan İranlı bakan, “korkunç bir soykırıma girişip insanlığa karşı suç işleyen” IŞİD’e karşı uluslararası çabaları artırma çağrısı yaptı. ABD ordusu 8 Ağustos’tan bu yana IŞİD mevzilerine 90’dan fazla hava saldırısı düzenlerken, operasyonu IŞİD’e sığınak haline getirilmiş Suriye tarafına yayma işaretleri veriyor. Özellikle Amerikalı gazeteci James Foley’nin kafası rak ordusu ve Kürt peşmerge güçleri günlerdir İran sınırındaki Calavla’yı almak için mücadele veriyor. Diyala vilayetinin doğusundaki Calavla, Kürt bölgesi ile merkezi yönetim arasındaki dar şeritte yer alıyor. IŞİD burayı da tümüyle ele geçirirse, hem merkezle Kürtlerin bağı kopmuş olacak hem örgüt İran sınırına dayanacak. 30 km’lik dar şerit nın kesilerek öldürülmesi “ABD’yi hedef almış terör saldırısı” olarak tanımlanmışken, örgüte karşı cepheye İran’ı da katma çabaları dikkat çekiyor. Ulusal İran Amerikan Konseyi Başkanı Reza Maraşi, IŞİD’in “hasımları arasında tuhaf ortaklıklar” yarattığına dikkat çekerken, “Halihazırdaki Irak’ta Kürtler, ABD, AB, İran ortak bir dava buldular. Zira IŞİD her birine tehdit teşkil ediyor. Geçmişte bu bölgede bütün bu ülkeler birbirine karşı açık veya gizliden savaşırdı. Arap ve Batı hükümetlerinin İran’dan şikâyet etmemeleri de çok dikkat çekici” yorumunu yaptı. Maraşi, İran ile ABD’nin aynı mücadelenin farklı bölümlerinde yer aldıklarını ekledi. İran’a ses eden yok Rakka’da Esad’ın son kalesi düştü Dış Haberler Servisi Suriye’nin Rakka kentinde ordunun elindeki son askeri üs olan kilit önemdeki Tabka askeri havaalanı IŞİD’in eline geçti. Beşşar Esad rejimine muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, çatışmaların sürdüğünü, havaalanının IŞİD militanlarının kontrolünde olduğunu, bölgede onlarca Suriye askerinin cesedinin yattığını duyurdu. Resmi haber ajansı SANA bir askeri kaynağa dayandırdığı haberinde, ordu birliklerinin “teröristlerle oldukça şiddetli çatışmaların ardından havalimanını boşaltma ve yeniden konuşlanma operasyonunda bulunduklarını” bildirdi. Eski Hürriyet’ten bir anı ‘Halkın yanındayız’ Merkel: PKK’ye silah vermeyeceğiz Haber Merkezi Almanya’nın IŞİD militanlarının durdurulması amacıyla Kürtlere silah göndereceğini açıklamasıyla başlayan “Almanya PKK’ya silah mı gönderecek” tartışmasına Başbakan Angela Merkel son verdi. Alman 1. Kanalı ARD’de geleneksel yaz röportajında konuya ilişkin soruları yanıtlayan Merkel, Almanya’nın dini azınlıkların yok edilişine seyirci kalamayacağını belirtti. Silah gönderilmesi kararının önemine işaret eden Merkel, kararın titiz bir çalışmanın sonucunda alındığını belirtti. Almanya’nın terör listesinde bulunan PKK’ye silah göndermeyeceğini belirten Merkel, silah gönderilmesinin şartlarının açık olduğunu ve Irak Merkezi Hükümeti’nin kabul etmesine bağlı olduğunu vurguladı. “PKK bu bağlamda silah alacak gruplar arasında yok” dedi. Kiev’de askeri geçit törenine halk büyük ilgi gösterdi. Donetsk’te ise halk esir Ukrayna askerlerine yumurta attı. Özdil’e son söz Berlin Alman rehineyi kurtarmış Dış Haberler Servisi Suriye’de bir yıl kadar önce IŞİD tarafından kaçırılan 27 yaşındaki Alman’ın geçen haziranda serbest bırakılmasının sağlandığı ortaya çıktı. Welt am Sonntag’ın Alman güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, müzakereleri Alman istihbaratı BND ve federal polisi BKA yürüttü. Ancak Dışişleri Bakanlığı, fidye ödenmediğinde ısrar ederken, terörist gruba karşılığında ne verildiği belirtilmedi. İsmi açıklanmayan rehinenin Brandenburg eyaletinden olduğu ve Haziran 2013’te insani yardım amacıyla Suriye’ye gittiği belirtiliyor. Ailesine ise bu yıl başlarında hayatta olduğu ve fidye talebinin belirtildiği bir videonun yer aldığı eposta gönderildiği kaydedildi. Videoda Alman rehinenin de tanıklık ettiği belirtilen bir başka rehinenin infazının da gösterildiği aktarıldı. Ukrayna’nın batısı Sovyetler’den bağımsızlığı kutlarken Rus yanlıları Donetsk’teki esir askerlere zoraki geçit yaptırdı Kiev’de gövde gösterisi Dış Haberler Servisi Ukrayna, Rusya’nın askeri müdahale tehdidi altında Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığının 23’üncü yıldönümünü gövde gösterileriyle kutladı. Rusya yanlıları ise esir Ukrayna askerlerine zorla resmi geçit yaptırdılar. Başkent Kiev’de, Rusya yanlısı devrik başkan Viktor Yanukoviç’in 2009’da gösterileri yasaklamasından beri ilk kez düzenlenen törenlere binlerce kişi katıldı. Kiev’in Bağım Paraşenko sert çıktı sızlık Meydanı’ndaki (Maidan) törende konuşan Devlet Başkanı Petro Paraşenko, Rusya’yı “saldırganlık”la suçladı ve “bağımsızlık” savaşını kazanacaklarını söyledi. Paraşenko, “21. yüzyılda, Avrupa’nın göbeğinde bağımsız bir devletin sınırları açıkça ihlal girişimine maruz kalıyor” dedi. Silahlanma için orduya 3 milyar dolarlık bütçe ayıracaklarını, 20152017 arasında yeni savaş uçakları, gemileri ve helikopterler alacaklarını da duyurdu. Doğudaki Donetsk kentinde ise Kiev’deki kutlamaları alaya almak amacıyla esir Ukrayna askerlerine resmi geçit yaptırıldı. Esir askerler Lenin Meydanı’nda yürütülürken, toplanan kalabalıktan “Faşistler! Faşistler!” sesleri yükseldi. Donetsk’te çatışmalar dün de sürerken, bir hastane havan topuyla vuruldu, morgunda ve iki binada hasar meydana geldi. Bir Rus konvoyunun geçen hafta Ukrayna’nın doğusuna yardım götürmesi gerilimi artırmış, Ukrayna, olayı “işgal” diye nitelemişti. Kiev, Rus konvoyu nun aslında askeri ekipman taşıdığını da öne sürüyor. Kiev’i önceki gün ziyaret eden Almanya Başbakanı Angela Merkel ise iki tarafı da uyarmış, soruna siyasi çözüm bulunması çağrısı yapmıştı. Geçen nisan ayından beri 2 bin 200 kişinin hayatını kaybettiği, 300 bin insanın yerinden yurdundan olduğu çatışmaları sona erdirmek üzere yarın Belarus’un başkenti Minsk’te Paraşenko, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Avrupa Birliği yetkilileri bir araya gelecek. İsrail’den apartman ultimatomu Dış Haberler Servisi İsrail, cephane saklandığı gerekçesiyle Gazze’deki çok katlı binaları hedef alırken, Başbakan Binyamin Netanyahu, “terör faaliyetleri” yapıldığı iddiasıyla binaların boşaltılması resti çekti. Netanyahu “Hamas işlediği suçlardan dolayı ağır bedel ödüyor ve ödeyecek. Gazze halkını, Hamas’ın içinde terörist aktivitelerinde bulunduğu binaları acilen boşaltmaya çağırıyorum. Bu yerler bizim için hedeftir” dedi. İsrail ordusu da Beyt Hanun kasabasında, Hamas’ın bir eğitim talimatnamesinin ele geçirildiğini, talimatnamede sivil yerleşimlerde silah cephane saklama ve kamufle etme yöntemlerinin anlatıldığını duyurdu. İsrail önceki gün Gazze’de 13 katlı apartmanı vurmuş, 44 ailenin yaşadığı binada 4’ü çocuk 17 kişi yaralanmıştı. Sivil kayıpların ordunun uyarı füzesi sayesinde önlendiği belirtiliyor. Gazze’ye dünkü saldırılarda bir anne ile üç çocuğu dahil 12 kişi öldü. Gazze’den atılan füzeler de üç İsraillinin yaralanmasına yol açtı. ‘İran, İsrail aracını vurdu’ Dış Haberler Servisi İran, Natanz nükleer zenginleştirme tesisinin yakınında bir İsrail insansız uçağını düşürdüğünü açıkladı. Devrim Muhafızları, web sitesinden yapılan açıklamada, “Siyonist rejimin casus insansız hava aracı bir füze ile düşürüldü. Bu hayalet uçak Natanz nükleer bölgesine ulaşmaya çalışıyordu” denildi. İran, açıklama öncesinde 300 kilometreye uzanan menzilleriyle yeni füze ve insansız hava araçlarını Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin de katılımıyla düzenlenen bir törende sergilemişti. Ruhani de yaptığı açıklamada, İran’ın başka ülkelere müdahale niyeti olmadığını, askeri doktrinlerinin “savunma” amaçlı olduğunu söyledi. Trablus havaalanı İslamcı milislerin elinde Dış Haberler Servisi Libya’da Müslüman Kardeşler’e yakın Misratalı İslamcı milisler bir aylık çatışmaların ardından başkent Trablus’un uluslararası havaalanını seküler milliyetçi Zintan milislerinin elinden aldı. Misratalı milislerin de yer aldığı “Libya Şafağı” koalisyonu dün Trablus’ta Zintan milislerini destekleyen özel televizyon kanalı El Assima’nın stüdyolarına da saldırı düzenleyip çalışanları kaçırdı. Trablus’un 30 kilometre güneyindeki stratejik havaalanı, Kaddafi rejiminin çöktüğü 2011’den beri Zintan milislerinin elindeydi. Olay General Halife Haftar güçleriyle ittifak halindeki Zintan milisleri için yenilgi büyük yenildi. Ancak kilit önemdeki havaalanları, petrol tesisleri seküler milliyetçi güçlerin elinde. Tobruk merkezli yeni meclis, Misrata milislerini “terör örgütü” diye niteleyip kınarken, “Libya Şafağı” ve Ensar el Şeria gruplarının yasal otoriteye karşı kalkışma içinde olmakla suçladı. Görev süresi dolmuş olan İslamcıların hâkimiyetindeki Genel Ulusal Kongre (GNC) ise seçimle oluşturulan yeni meclise rağmen “ülkenin egemenliğini korumak amacıyla Trablus’ta acil toplantı yapacağını” açıkladı. “Libya Şafağı”, geçen cuma mevzilerine “esrarengiz uçaklar” tarafından düzenlenen ve 13 Misrata milisinin öldüğü hava saldırılarından ise Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni sorumlu tuttu. Mısır dün iddiaları reddetti. Kahire bugün Libya ile ilgili Cezayir, Tunus, Sudan, Çad ve Nijer’in de katıldığı bir konferansa ev sahipliği yapıyor. İtalya açıklarında göçmen faciası Dış Haberler Servisi İtalya açıklarında dün batan, kaçak göçmenlerin bulunduğu bir botta 18 kişinin cesedi bulunurken, 73 kişi kurtarıldı. İtalyan donanması tarafından kurtarılanlar, botta 8 kişi daha olduğunu, ancak bulunamadıklarını söyledi. Geçen cuma günü 200 kişilik göçmen grubunu taşıyan bir tekne de Libya sahillerinin bir kilometre açığında batmış, 170 kişi boğularak ölmüştü. Libya’da Muammer Kaddafi rejiminin 2011’de çöküşünün ardından yaşanan siyasi kargaşa nedeniyle riskli yollardan İtalya’ya göç eden insan sayısı sadece 2014 başından beri 100 bini geçti. Kilit tesisler milliyetçilerde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle