24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 AĞUSTOS 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr İndirim olursa Tim Ash PELİN ÜNKER Merkez Bankası 27 Ağustos’ta faizi indirirse ne olacağını uzmanlar yorumladı: 4 Faiz indirimi 2015’te ekonomiyi aşırı ısınma ile karşı karşıya bırakır. Büyüme olumsuz etkilenir. Selin Sayek Böke 4 Enflasyonu hedeften daha da uzaklaştırır. Üretim üzerinde döviz maliyeti artar. karanlık Uğur Gürses EKONOMİ 11 ‘Restorasyon’ Hakkım yenmesin, bu köşede 28 Temmuz günü çıkan AKP Falcılığı başlıklı yazıda şöyle denilmekteydi: “… fal açmaya hiç gerek yok. AKP’nin başına kimin geçeceğini belirleyecek ana etken ideolojidir. Bu açıdan bakıldığında görüşleriyle, yazdığı kitap ve yaptığı konuşmalarla Dışişleri Bakanı Davutoğlu, davanın bayraktarı olarak bir adım öne çıkıyor.” HHH Görevlendirileceği çok önceden belli olan Davutoğlu, seçilmiş cumhurbaşkanına sürekli sunduğu minnet ve diğer yapacaklarını bağladığı Allah’ın izni vurgulu konuşmasında başbakan olarak ülkeyi nasıl yöneteceğini özetledi. Her yazı ya da konuşmanın bir anahtar sözcüğü olur, Davutoğlu’nun o konuşmasının anahtar sözcüğü restorasyon idi. Davutoğlu, AKP iktidarının başlattığı “büyük restorasyonun kesintisiz sürdürüleceği” sözünü verdi. LatinceFransızca kökenli olan restorasyon sözcüğü, geri verme, yeniden kurma ya da eski duruma/ durumuna getirme anlamına geliyor. Türkiye’nin AKP iktidarıyla yaşamakta olduğu ve sürekli kılınmak istenen restorasyon ya da eski duruma getirme süreci birbirini tamamlayan üç ayak üzerinde duruyor: Düşünsel, dilsel ve fiziksel. HHH Düşünce düzeyinde yapılmak istenen, Türkiye’nin Osmanlı’dan başlayan ve Cumhuriyet ile taçlanan yenileşme ve çağdaşlaşma sürecinin, Davutoğlu’nun yıllardır ısrarla uygulamak istediği Panislamist görüşü ile restore edilmesidir. Stratejik Derinlik adlı yapıtında, Türkiye’de yaşanan temel çelişkiyi, bu ülkenin geçmişte özgün ve uzun ömürlü siyasi düzen kuran bir medeniyetin (Osmanlı) merkezi olması ve bu medeniyet çevresinden başka bir medeniyet (Batı) çevresine katılmasından doğan uyum sorunu olarak gören Davutoğlu yaptığı bir sahur konuşmasında çözüm önerisini şöyle açıklıyor: “Bataklık diye andıkları Ortadoğu’dan büyük bir medeniyet meşalesini ayağa kaldıracağız, Allah’ın izniyle..” Davutoğlu’nun bu sözleri AKP’nin, özü teknolojik yenilikten uzak ilkel sermaye birikimi anlayışına da çok uygun düşüyor. HHH AKP iktidarıyla başlayan siyaset dilinin değişimi, Davutoğlu döneminde daha da ileri düzlemlere taşınmak isteniyor. AKP’de siyasi kararlar, artık doğrudan katılımla değil, istişare, yani danışma ile alınıyor. İktidarı ve muhalefetiyle katılımcılığı tamamıyla unutmuş olan demokrasimiz artık istişare demokrasisine dönüşüyor. İstişarenin derinliğini, genişliğini ve dolayısıyla sonucunu bir tek kişi biliyor; diğerlerine ve topluma da ortaya çıkan sonuca inanmak kalıyor! Seçilen cumhurbaşkanı, izlenecek yol ve yordamı nasıl saptayacaklarını açıklamak amacıyla kökeni fıkıh olan teamül kavramına başvuruyor. Bu arada, AKP’nin toplumu eskiye dönük yapılandırması, ilginçtir, mukaddes vazife değil de, Türkçe sözcüklerle kutlu yürüyüş diye sunuluyor. Ana akım siyasetin dili ve buna bağlı olarak kültürü Osmanlıca ile restore edilirken, ona karşı başkaldırının dili de farklı olacak değil ya. Baksanıza, geçen dönemin Birinci Hanım’ı Gül, kapsamlı bir intifada başlatacağını açıklıyor; başkaldırı demiyor. Ancak, hemen bir gün sonra, Davutoğlu’nun adı açıklanır açıklanmaz onu ilk kutlayan eşi Cumhurbaşkanı Gül oluyor. Sakın bu intifada daha başlamadan havaya uçmasın?! HHH Fiziksel restorasyonun nasıl olacağını Davutoğlu ramazanın sonlarında yaptığı bir iftar konuşmasında açıkladı: Bu ülkeyi idare edecek olan ya Ankara’da Hacıbayram Veli’nin, ya İstanbul’da Eyyüb el Ensari’nin, ya da Konya’da Mevlana’nın dizinin dibinde oturacak ya da başka yerde büyük zatların dizinin dibinde oturacaktır. Bu çok oturaklı açıklamayı diğer AKP sözcüleri tamamlıyor. Çankaya Köşkü yerini Atatürk Orman Çiftliği’nde el konularak yapılan Ak Saray’a bırakıyor. Ülkenin asıl yönetim yerinin İstanbul olacağı da saklanmıyor. HHH Yazıyı, Davutoğlu’nun Cumhuriyetin değerlerini yerden yere vurmak için kullandığı kendi sözcükleriyle, o sözcüklerde tam da kendisini tanımladığını vurgulayarak tamamlayalım: Toplumu, istediği anda, istediği kararla değiştirecek bir yığın olarak görmek bu sürecin dışında ve üstünde bir tavırla tekboyutlu ve tek yönlü bir dogmatizme yönelmek neooryantalist bir tavırdan başka bir şey değildir. (Stratejik Derinlik, s. 563) 4 Bu, Merkez’in yapacağı en kötü şey. Yükselen kurlarla daha yüksek faiz artışı kaçınılmaz olur. Burcu Ünüvar 4 Düşük faiz sürdürülemez. Kaybeden hanehalkı, küçük işletmeler ve Türkiye ekonomisi olur. tiyaç duyuluyor. Standard Bank Gelişen PiyasaHükümet tarafından Merkez lar Araştırma Müdürü Timothy Bankası’na (TCMB) yüksek faAsh, faiz indirimlerinin süreceğini izin üretim maliyetlerini artırdığı düşündüğünü ifade ederek bunun gerekçesiyle yapılan “indirim” 2015’te ekonomiyi “aşırı ısınma” baskısı sürerken Türkiye’de “fariski ile karşı karşıya bırakacağıiz indiriminin kimin faydasına nı vurguladı. Ash şunları söyledi: olacağı” sorusunu konunun uzYüzde 9 enflasyon oranı Merkez manlarına sorduk. Türkiye’nin önBankası hedefini ikiye katlıyor. de gelen ekonomistleri ve piyasa Ve bu da yeni bir faiz indirimianalistlerine göre, ABD’de parani desteklemiyor. Manşet enflassal genişleme yavaş yavaş sona yon TCMB hedefinden uzak kalaererken TCMB’nin olacak, yıl sonunda yüzde sı faiz indirimi “sürdü u Ekonomistlere göre, 8’i bulacaktır. Bu enfrülebilir” olmayacak. Merkez Bankası faiz lasyon oranı uzun dö“Zorlama” olarak indirimlerine devam nemde büyümeyi sınırdeğerlendirilen faiz lar. TCMB’nin durkalk indirimi, kısa vadede ederse 2015’te ekonomi politikaları uzun dönem borçlu olan sektörleri büyümesi için olumsuz. “aşırı ısınma” ile ve hatta hanehalkını ra karşı karşıya kalacak. Yeni indirimlerin nehatlatsa da uzun vadeden olacağı aşırı ısınma de kur üzerinde baskıyı Sermaye kaçacak, kur TCMB’nin tekrar olaartıracak. Bu da üretim yükselecek, şirketlerin ğanüstü sıkılaştırmaya üzerindeki döviz maligitmesine yol açacak. döviz maliyetleri yetini artırırken berabefaiz herkes için artacak. Bu da fiyat Yüksek rinde getireceği yükkötü, özellikle şirketler sek enflasyonla vatan artışlarını beraberinde için. Ancak yüksek enfdaşı vuracak. Merkez getirecek. Hanehalkı da lasyon nedeniyle faizBankası Para Politika yüksek enflasyondan ler yükseliyor. Bunun sı Kurulu toplantısını aksini iddia eden hernasibini alacak. Bu kes “peri masalı” an27 Ağustos’ta yapacak. Konuyla ilgili soru şartlarda Merkez, daha latıyor. Para politikalarımızı yanıtlayan Bil yüksek bir faize mecbur sını yönetme zaten sikent Üniversitesi İktiyasi baskı olmaksızın sat Bölüm Başkanı Doç. kalacak. Gelişmeler yeterince zor. Tayyip Dr. Selin Sayek Böke, büyümeyi de vuracak. Erdoğan yalnız siyaMerkez Bankası’nın sete yoğunlaşmalı ve mevcut şartlarda faiz indirimine TCMB’nin bağımsız bir şekilde gitmemesi gerektiğini ama yine de politika üretmesine izin vermeli. “siyasi sebeplerle” faizi indireceEkonomist Uğur Gürses de olağini düşündüğünü söyledi. Böke sı bir faiz indiriminin mali piyasabunun gerçekleşmesi durumunda nın dengelerini bozacağını ve kuolacakları şöyle anlattı: ru yukarı iteceğini söyledi. Gürses l Öncelikle enflasyon üzerinşu yorumda bulundu: “Bu, Merde artan bir baskı yaratacaktır. Bu kez Bankası’nın yapacağı en kökendi başına çok maliyetli ve risktü şey olur. Mevcut konjonktürli, enflasyon zaten hedeften gittikde faizi indirmesi mümkün deçe uzaklaşıyor. ğil. Şu anki fotoğrafa bakarsak l Kısa vadeli sermaye akımlarıtahvil piyasasında uzun vadeli nın yavaşlamasına yol açarak döfaizler yükseldi. Bu koşullarda TCMB faizinin geride kalıyor viz üzerinde baskı oluşturacaktır. olması bile daha sonra güçlü bir Yıllardır ekmeğini yemiş olduğuşekilde faizi artıracak beklenmuz küresel likiditenin sona eretisi yaratıyor. 35 ay sonra döceği aylar bizi bekliyor, zaten döviz kuru yukarı çıkacak, o zaviz üzerinde baskının olacağı bir man Merkez Bankası faizi dadönem geliyor. Bir de faiz indiriha fazla yükseltmek durumunmiyle ek bir baskı yaratmak çok da kalacak.” riskli. Dış borcu yüksek olan şirYaşar Üniversitesi Öğretim Üyeketler ve üretimimiz açısından dösi Burcu Ünüvar ise “Zorlama viz baskılarının maliyeti yüksek. bir faiz indiriminin kısa vadede l Ekonomideki dengeyi yankazananı inşaat, gayrimenkul, sıtmayan düşük bir faiz oranı kıotomotiv, perakende ve bansa vadede borçlu kesime cazip gekacılık sektörü olsa da bu tarz lecek olsa da yaratacağı dengesizzorlama bir hareket sürdürülik ile uzun vadede önemli riskler lemeyeği ve sonrasında düzeltbarındıracaktır. me amaçlı keskin bir faiz artıl İnşaatın yavaşlamaya başlarımı geleceği için kaybedeni de yacağı bir dönemde düşük faizin hanehalkı, küçük işletmeler ve siyaseten istenmesi sürpriz değil. genel olarak Türkiye ekonomiKonut sektörüne talebin devamlılısi olacaktır. Sürdürülemez düğın sağlanması için tüketici kredişük faizde ısrar edildiği her dölerinin cazip kılınması Türkiye’nin nem kaçınılmaz faiz arttırımzaten yıllardır sürdürdüğü kısa vaları ile sonuçlandı. Bu da yadeli bakış açısına saplanmış bir bübancı yatırımcılara kâr olarak yüme modeli. Bu modelin devamdöndü” dedi. lılığı için bu faiz indirimlerine ih Tarımda 4.8 milyon u 5 milyon 820 bin tarım işçisinden yüzde 83.1’i sigortasız çalıştırılıyor. Ekonomi Servisi Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu Üyesi Şemsi Bayraktar, kayıt dışı istihdamın tarımın en önemli sorunlarından biri olduğunu, tarımda çalışan 20 kadından 19’unun, 20 erkekten 15’inin kayıt dışı çalıştığını söyledi. Bayraktar, mayıs verilerine göre, tarımda istihdam edilen 5 milyon 820 bin kişiden yüzde işçi kayıt dışı 83.1’i olan 4 milyon 838 bin kişinin kayıt dışı çalıştığını, kayıt dışı çalışma oranının erkeklerde yüzde 73.5’te kalırken, kadınlarda yüzde 93.8’i bulduğunu belirtti. Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre, tarımda istihdam edilenlerin 54 binini işverenler, 603 binini ücretli veya yevmiyeli çalışanlar, 2 milyon 248 binini kendi hesabına çalışanlar, 2 milyon 915 binini ise ücretsiz aile işçileri oluşturdu. 12 Eylül öncesi ve sonrası yükselen devrimci mücadelede onurlu yerini alan kardeşim İstanbullu tasarrufta birinci ‘BDDK tüketiciyi Bankaların müşterilerinden 60 kalemde aldığı ücret, komisyon ve masrafların 20 kaleme düşürülmesinin tam anlamıyla tüketiciyi korumadığını belirten TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “En çok dile getirdiğimiz hesap işletim ücreti kaldırılmadı. korumuyor’ Kredi Tahsisi Ücreti devam ediyor. Yine Fatura Ödeme Ücreti de alınmaya devam edecek. BDDK, taslağı tüketici gözüyle bir kez daha değerlendirmeli” dedi. Mustafa Özkahraman’ı elim bir trafik kazasında kaybettik. Unutmayacağız. Dr. Hüseyin Özkahraman Not: Cenaze 26 Ağustos 2014 (Salı günü) saat 13:00’de Yenibosna Cemevi’nden kaldırılacaktır. Ekonomi Servisi Haziran itibarıyla iller bazında kişi başına düşen tasarruf mevduatı sıralamasında İstanbul 17.3 bin lira ile ilk sırada yer aldı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun hazırladığı Finansal Türkiye Haritası verilerine göre, Ankara 11.1 bin, İzmir 9.8 bin, Muğla 9.5 bin lira ile İstanbul’u takip etti. Doğu Anadolu Bölgesi’nde 6.7 bin lira ile Tunceli, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 1500 lira ile Adıyaman en tasarruflu il oldu. Akdeniz Bölgesi’nde Antalya 8 bin lira ile ilk sırada yer alırken, Karadeniz Bölgesi’nde Zonguldak 6 bin 700 lira ile birinci oldu. Kişi başına tasarruf miktarı en düşük il ise 570 lira ile Hakkâri oldu. Bu ili 577 lira ile Şırnak, 690 lira ile Muş izledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle