Katalog

20 TEMMUZ 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 15 KKTC’nin en geniş kadrolu Yakın Doğu Üniversitesi’nin genç mütevelli heyet başkanı Günsel: GÖRÜŞ A. MÜNİR CERİT * Teknolojinin esiri olmayan gençlik LEYLA TAVŞANOĞLU Yakın Doğu Üniversitesi KKTC’nin hem eğitim hem de öğrenci kadrosu en geniş üniversitesi. Üstelik sosyal etkinliklere çok önem veriliyor. Geçen yıl ünlü müzik topluluğu Pink Floyd’un konserini düzenlediğinde adada ortalık yıkılmış, Rum Kesimi’nin bütün engelleme çabalarına rağmen konser gerçekleşmişti. Üniversitenin genç mütevelli heyet başkanı Doç. Dr. İrfan Günsel de renkli bir kişilik. Deniz tutkunu. Klasik otomobil meraklısı. Yaklaşık 100 otomobilden oluşan bir koleksiyonu var. 1900’lü yılların başında üretilmiş bir otomobili Ercan Havalimanı’nda sergileniyor. 1909 model, motoru 3230 cc’lik bir Ford marka otomobilini de üniversite yönetim binasının girişinde görebilirsiniz. Babanız Suat Günsel üniversiteyi nasıl kurdu? Bunun öyküsünü anlatır mısınız? İ.G. Suat Hoca 1978’de Ankara’da ODTÜ Fizik Bölümü’nden mezun olduktan sonra Kıbrıs’a dönerek Başarı Dershanesi’ni kurdu. O yıllarda Türkiye’de de dershanecilik yaygın değildi. Başarı Dershanesi’nin kurulma sebebi, o yıl Kuzey Kıbrıs Türk vatandaşlarına verilen kontenjanın kaldırılması ve KKTC vatandaşlarının Türkiye’deki üniversitelere girişlerinin merkezi sınavla yapılmasıydı. Dershane dönemi yaklaşık on yıl kadar sürdü. Bunun ardından, niye kendi üniversitemizi kurmuyoruz, düşüncesiyle 1988’de Yakın Doğu Üniversitesi’ni ABD’den bir üniversiteyle yapılan anlaşmayla kurdu. Bu yıl 25. yılımızı kutladık. Üniversite 40 öğrenciyle başlamıştı. Bugün toplam 22 bin öğrencimiz var. Buradaki en kalabalık, en çok fakülteye sahip vakıf üniversitesiyiz. Bu fakültelerin içinde en göze batan ve hiçbir vakıf üniversitesinde olmayan İlahiyat ve Veteriner Hekimliği Fakülteleri bulunuyor. Özellikle Veteriner Hekimliği Fakültesi dünyada sadece iki vakıf ya da özel üniversitede var. Neden peki? İ.G. Nedeni çok açık. Çünkü veteriner hekimliği fakülteleri para kazanamayan okullar. Biz üniversiteleri gökkuşağı olarak tanımlarız. Gökkuşağının içinden kırmızıyı ya da herhangi başka bir rengini alamazsınız. Alırsanız o artık gökkuşağı olmaktan çıkar, bir renk demeti olur. DOÇ. DR. İRFAN GÜNSEL Lefkoşa 1981 doğumlu. Ailesi, bugün Rum tarafında kalan Baf kentinden. Ortaöğrenimini Yakın Doğu Koleji’nde, yükseköğrenimini Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde yaptı. Kamu hukuku alanında yüksek lisans çalışmasını yaparken denize olan tutkusu nedeniyle ikinci lisans derecesini aynı üniversitenin Denizcilik Fakültesi’nde uzakyol kaptanlığı konusunda aldı. Bu ilgi alanı doktorasını deniz hukukuyla ilgili yapmasını etkiledi. Böylece Denizcilik Fakültesi’nde öğretim üyeliği deneyimi başladı. Yardımcı doçentliğin ardından kamu hukuku dalında da doçent oldu. Bir yıl süreyle İstanbul’da üniversitenin genel koordinatörlüğü görevini yürüttü. Şimdi Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı. ‘Asrın Projesi’nin İçyüzü “Havaalanları, yollar, dereler (eksikleri tamamlamak için inşaat ve madenleri de eklemek gerekir) benden sorulur” diyen bir Cumhurbaşkanı adayımız var. Bugünlerde bunlara bir yenisini ekleyip bombayı patlatacak: “Yavru vatan Kıbrıs’a da suyu ben götürdüm.” Bu bombanın karşısında rakip mi dayanır? Peki gerçek ne? Resmi adı “Kıbrıs’a Su Temini Projesi” olan ve “Asrın Projesi” olarak reklamı yapılan bu proje neyin nesidir? Konunun fikir babası olarak o zamanki adı Kıbrıs Türk Federe Devleti olan Kıbrıs Türk Yönetimi’ne ilk teklifi sunan benim. O günkü Türk Yönetimi’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, yöneticisi olduğum Sepag Mühendislik Bürosu’nu Kıbrıs’a çağırdı, gittik. Orada bize Fransız OTIP şirketiyle işbirliği yapmamızı önerdi. Ben bu öneriyi kabul etmedim. Çünkü onların Yunanistan ile arayı bozmak istemediklerinden işi sabote edeceklerini biliyordum. Durumu Türkiye Büyükelçisi’ne anlatarak yurda döndük. Ancak bu projenin nasıl geçekleştirilebileceğini artık biliyordum. 29 Mart 2014 günü DSİ Genel Müdürü Sayın Akif Özkaldı’nın Ankara İTÜ Evi’nde bu konuda yaptığı konuşmaya koşarak gittim. Ama dinlediklerim beni çok sarstı. Karşımda bilimle, teknikle ve mühendislik ekonomisiyle alay eden bir ironik proje vardı. Şöyle ki: 1 Göksu Irmağı orada gürül gürül akarken minimum debisi aralık ayında 13 m3/sn = yılda 410 milyon m3 ve Kıbrıs’ın gereksinimi yılda 75 milyon m3 iken Anamur çevresindeki rejimi belirsiz derelerin ve çayların suyunu toplayan ve bu suyu 23 km’lik bir taşıma (isale) hattı ile kıyıya ulaştırmak tümüyle gereksizdi. İTÜ jargonunda biz buna “proje şişirme” derdik. Ancak bugün değeri milyonları bulan alicengiz oyunları yanında bizim bu yutturma denemelerimiz çok masum kalır. 2 Alayköy Barajı’ndan alınan bu suyun basıldığı Kıbrıs’ta, Girne yakınında yapılan Geçitköy Barajı da maliyeti şişiren gereksiz bir inşaat olmuştur. Çünkü Göksu ağzında kurulacak bir su yükleme istasyonundan karşısındaki Güzelyurt (Omorfo) kıyısında yapılacak bir su alma istasyonuna gönderilen su, kısa bir isale hattıyla eskiden kalma Güzelyurt Barajı’na küçük bir hazırlık sonrasında rahatlıkla basılabilirdi. 3 Projenin ana amacı olan Akdeniz geçişine gelince... İşin en komik (ya da ağlanacak) bölümü de işte bu: Bu geçiş 80 km’lik bir yüzdürülen boru hattı! Belli ki bu işi yapanlar dünyadaki ilk yüzer boru hattı projesine başka ad bulamamışlar. Bu boru hattı, 50 metre arayla dizilmiş şamandıralarla yüzdürülmektedir ve deniz yüzeyinden 250 metre derinliktedir. Bugüne dek yapılmış Akdeniz’i geçen 3 boru hattı vardır: Cezayir İspanya arasında, Cezayir Fransa arasında (Sardinya Adası üzerinden), Cezayir Fransa arasında (Sicilya Adası üzerinden). Her üçü de doğalgaz boru hattı olup deniz dibine serilmiştir ve Türkiye Kıbrıs arasındaki ortalama 1200 metrelik derinliğe karşı içlerinde 2600 metreye varan derinlikler vardır. Bizim “Türk icadı” hattımız büyük bir güvenlik riski taşımasının yanında bir de yüzdürme şamandıraları ve bunları çalıştıracak, ayarlayacak yardımcı hava tesisatının getirdiği “proje şişirmesi” günahını taşımaktadır. Özetlersek: Asrın Projesi bir dizi yapımı kolay ve çoğu gereksiz kara inşaatı ile işin kaymağını kayırılmış yapımcıya sunmakta ve projenin asıl amacı olan deniz geçişini pamuk ipliğine bağlamaktadır. Böylece DSİ Genel Müdürü’nün 1 milyar 200 milyon TL olarak tahmin ettiği maliyeti, benim hesabıma göre 22.5 milyara yükseltmektedir. Oysa iyi bir planlama ile bu iş, hem de daha güvenli biçimde 500 milyon TL’ye çıkabilirdi. Böylece siz yurt odanızı hayvan sevgisiyle yüklü bir veteriner hekimliği, sağlık bilimleri veya hukuk öğrencisiyle paylaşıyor olabilirsiniz. Böylece eğitimin yanı sıra öğretim de eksik kalmaz. En iyi laboratuvarları kurabilir, en iyi hocaları getirebilir, en iyi öğrencileri alabilirsiniz. Ama işin öğretim kısmına geldiğinizde iki türlü gökkuşağı olmalısınız. Hem verdiğimiz akademik eğitimin çeşitliliği dolayısıyla farklı düşünen, geleceğini farklı kurmayı planlayan ve farklı geçmişlerden gelen insanlar nedeniyle gökkuşağı olabilmelisiniz, bir de uluslararası bir üniversite olarak gökkuşağı olabilmelisiniz. Bir üçüncüsü de sosyal kısım. Bugün Yakın Doğu Üniversitesi olarak eğitim ve öğretimde özellikle uluslararası kimliğe sahip olmada 105 farklı ülkeden öğrencisi bulunan bir üniversiteyiz. Üniversitenin sosyal aktivitelere çok ağırlık verdiğini biliyorum. Bunları anlatır mısınız? İ.G. Öğrenci kulüpleri var. Konserler, söyleşiler, paneller, öğrencinin yararlanabileceği, kendini sosyal olarak tanımlayabileceği her türlü etkinlik düzenleniyor. Sosyalleşme derken sosyal medyayı kastetmiyorum. İlginç bir tweet okumuştum. Çocuk annesine diyor ki: Ipad’imi çok se ‘İnsan içinde sosyalleşmek’ viyorum. Çünkü bütün arkadaşlarım içinde yaşıyor. İşte biz üniversite olarak bundan uzak durmaya çalıştık. Hem teknolojik olarak her türlü imkânı sağlamaya çalışıyoruz ama bir yandan da öğrencilerin sanal ortam içinde değil, gerçek insani ilişkiler içinde sosyalleşmelerini özendirmeyi amaçlıyoruz. Yani teknolojiyi kullanmak ama onun esiri olmamak lazım. Klasik otomobil merakınız nereden kaynaklandı? İ.G. Bu esas Suat Hoca’ya dayanır. Babamın çocukken killi topraktan yaptığı yüzlerce araba maketi varmış. Ben büyüdüğümde bir araba fabrikası kuracağım, dermiş. Ama burasının ada oluşu ve otomotiv sektörünün de çoktan büyük şirketlerin eline geçmiş olması nedeniyle hayali gerçekleşemiyor. Otomobil merakı biz çocuklarına da geçti. On iki kişinin çalıştığı bir otomobil restorasyon atölyemiz var. Üretmiyoruz ama yaşlı otomobilleri gençleştiriyoruz; sergiliyoruz. Araç sayımız 100 dolayında. En eskisi 1899’da üretilmiş. Yuvarlak direksiyonu, geri vitesi olmayan bir araç. Demek 100 yıl önce dünyayı o kadar kirletmemişiz ki lastikler beyazmış. En yeni aracımız da biriki yaşında ve ‘Yaşlı araçları gençleştiriyoruz’ spor. Bu geleceğin klasiği olacak. Ayrıca kendi ürettiğimiz bir güneş enerjili yarış arabamız , eylül sonunda South African Solar Challenge adlı bütün dünyanın katıldığı yarışta KKTC Yakın Doğu Üniversitesi’ni temsilen yarışacak. Pilot kim olacak? İ.G. Bu, dört pilot gerektiren bir yarış. Bunları pilotaj yeteneği olan, kilosu hafif öğrencilerimizden seçiyoruz. Mühendislik Fakültesi’nde bu aracın yaratılmasında çalışan öğrencilerden ikisi bayağı yetenekli. İki tane de kampus genelinden pilot öğrenci bulacağız. İnşallah KKTC bayrağıyla Güney Afrika’da yarışacağız. Araç güneş ışığını gördüğü sürece hiç durmadan gidebilir. Aldığı fazla ışığı depolayabildiği için güneşsiz ortamda da gidebilir. Robot futbol takımınızı anlatır mısınız? İ.G. Üç yıldır Dünya Robot Futbol Turnuvası’na katılan takımımız var. Bu turnuvaya her yıl bin kadar üniversite başvurur. Bunların arasından sadece 22’si seçilir. İlk yıl şampiyonada 22’nci, ikinci yıl 14’üncü olduk. Ama arkamızda bıraktığımız takımlar arasında Harvard, MIT, Japon Tokyo Technological Institute gibi köklü üniversiteler vardı. Bu yıl akıllı bir iş yaptık. Kuzey Kıbrıs 25. yıl turnuvası düzenledik. Harvard, MIT, Alman Mannheim Üniversitesi, Brezilya’dan bir askeri enstitü ve Japonya’dan bir okul geldi. Biz altıncı takımdık. Dördüncülük aldık. Peki, sizin üniversitenin bu uluslararası faaliyetlerine Rum tarafı engel olmaya çalışmıyor mu? İ.G. Engel olmaya çalışıyorlar. Ama bizim çok iyi ilişkilerimiz olduğu için pek etkili olamıyorlar. İyi olduğumuz için de oralarda iyi yer edindik. Bu yıl turnuvada ilk 10’un içinde olmayı planlıyoruz. Daha güzeli, önümüzdeki ikiüç yıl içinde turnuvalardan birisini Kuzey Kıbrıs’ta yapma sözü verdiler. Bu da müthiş bir şey olur. BAĞCILAR’DA PLAN DEĞİŞİKLİĞİ Cami alanı otopark oldu lamaya ilişkin şartlar koşarak onayladı. Ulaşım Planİstanbul Büyükşehir Bele lama Müdürlüğü söz konudiyesi, Bağcılar’da cami ala su alanın otopark kapasitenı olarak işaretlenen parselin sinin belirlenmesini isteyeimar durumunu değiştirerek rek 1/1000 ölçekli plan aşakatlı otopark alanı ilan etti. masında çekme mesafeleriCHP grubu “camiyi ranta ne ilişkin şartlarına uyulmafeda ettiniz” diyerek kara sı kaydıyla “uygundur” göra muhalefet etti ve parselin rüşü verdi. cami alanı olarak korunmaİmar ve Bayındırlık Kosını istedi. Ancak değişiklik misyonu da cami alanının teklifi AKP’li üyelerin oyla otopark yapılması için gerrı ile kabul edildi. çekleştirilecek değişikAKP’li Bağcı liği, bir donatı alanılar Belediyesi’nin nın diğer bir donaKomisyondaki mülkiyetinde olan tı alanına dönüştüHürriyet Mahalrülmesine yönelik 5 üye imar lesi’ndeki 3386 olması nedeniydeğişikliğine ada, 3 parselin le uygun bulun“evet”, 4 üye de güneyinde bu du. Komisyondalunan 5 bin 300 ki 5 üye değişikli“hayır” oyu metrekarelik arsa, ğe “evet”, 4 üye de verdi. 2008 tarihli planlar“hayır” oyu verdi. da “dini tesis” ve “beKomisyon raporu lediye hizmet alanı”nda perşembe günü İBB Meckalıyordu. Bağcılar Beledi lis gündeminde oylandı. Koyesi, parselle ilgili 1/5000 öl misyon raporunun görüşülmeçekli planda değişiklik yapı si sırasında söz alan CHP’li larak “zemin üstü katlı oto İBB Meclis Üyesi Hüseyin park, pazar yeri ve park ye Sağ, “Bu mecliste hep park ri alabilir” notunun eklen alanları dini tesis alanına mesini istedi. Değişiklik tek alınırdı. Şimdi de dini telifi İstanbul Büyükşehir Bele sis alanı ticarete feda edildiye Meclisi İmar ve Bayın di. Biz CHP grubu olarak dırlık Komisyonu’na geldi. buna karşıyız” dedi. Değişiklik teklifine İstanSağ’a yanıt veren İmar ve bul Müftülüğü olumlu yön Bayındırlık Komisyonu Başde görüş verdi. İSKİ ve Dep kanvekili Timur Soysal, bölrem ve Zemin İnceleme Mü genin ihtiyaçlarına göre düdürlüğü, değişikliği uygu zenleme yaptıklarını söyledi. ÖZLEM GÜVEMLİ ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com * Makine Y. Mühendisi BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARBİ SEMİH POROY UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Aşırı kar 1 maşık ve in 2 celikli bir şey için kul 3 lanılan söz 4 cük. 2/ Bü 5 yük kent 6 serserisi... Yılmaz 7 Güney’in 8 bir filmi. 3/ 9 Toplardamar... Yer1 2 3 4 5 6 7 8 9 yüzü parçası. 4/ 1 K A R A V E L A Utanma, hayâ... 2 O B E Z T E S T Bir iskambil 3 H İ T oyunu. 5/ Çanak 4 Ş A Y A K U T M A K İ İ kale Boğazı’nda, 5 N B E Ş A M E L pek çok deniz S A kazasının meyda 6 T A R T A N L OD A na geldiği bir bu 7 U R A A G R ONOM İ run... Asal gaz 8 lar sınıfından bir 9 A K A İ T N EM element. 6/ Mayhoş bir meyve... İlgi eki. 7/ Kimi hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan beyaz leke... Beyaz kabuklu bir ağaç. 8/ Yunan mitolojisinde aşk tanrısı... Rusya parlamentosuna verilen ad. 9/ Descartes felsefesini benimseyen kimse. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim... İçine başka bir sıvı karıştırılmamış içki. 2/ Müzikli tiyatro oyunu... Bir etkinliğin geçici olarak durdurulduğu süre. 3/ Hava ve gaz akımları oluşturmakta kullanılan aygıt... Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. 4/ Meslek... Demiryollarında traverslerin altına, şoselerde düzeltilmiş toprak üzerine döşenen taş kırıkları. 5/ Arnavutluk’un plaka imi... Şarkı, türkü. 6/ Marmaris ilçesinde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy... Cezayir’in plaka imi. 7/ Din adamlarının simgesi sayılan başlık... Yaradılıştan gelen özellik. 8/ Gölgede kalan yan... Parlak kerestesi mobilyacılıkta kullanılan bir Afrika ağacı. 9/ Hitit... Evlenmek üzere birbirine söz verme.