23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 TEMMUZ 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 Bu yılın ilk yarısında, başta inşaat sektörü olmak üzere bine yakın işçi iş kazalarında can verdi 6 ayda 978 cinayet İstanbul Haber Servisi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin derlediği verilere göre 2014’ün ilk altı ayında iş kazalarında en az 978 işçi yaşamını yitirdi. En çok inşaat ve maden işkolunda can kayıplarının olduğuna dikkat çekilen raporda “Ülke ekonomisinin lokomotifi olarak adlandırılan inşaatlar her geçen gün daha fazla işçi kanı üzerinden yükseldi” değerlendirmesine yer verildi. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) 2014’in ilk 6 ayı raporunu, internet ortamında “guvenlicalisma.org” adresinden açıkladı. Güvensiz ve sağlıksız çalışma ortamlarına karşı bir araya gelen meslek odası, sendika, dernek ve inisiyatif temsilcileriyle duyarlı kişiler tarafından oluşturulan İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin kayıtları, hiçbir yetkilinin Soma’dan ders almadığını ortaya koyuyor. İş Güvenli Meclisi’nin yazılı, görsel, dijital medyayla emek örgütleri ve işçi yakınlarının edindiği bilgiler derlediği verilere göre “iş cinayeti” olarak nitelenen kazalarda 2014’ün ilk 6 ayında yaşamını yitiren işçilerin 40’ı kadın, 19’u çocuk, 18’i göçmen ve 150’sinin ise emekli olduğu belirlendi. Rapora göre, yaşamını yitiren işçilerin 325’i maden, 187’si inşaat, 122’si tarım ve 79’u taşımacılık işkolunda çalışıyordu. Rapora göre 2014’ün ilk 6 ayında 301’i, 13 Mayıs tarihinde Soma’da olmak üzere Manisa’da 324 işçi yaşamını yitirdi. Bu yılın ilk altı ayında İstanbul’da 82, Kocaeli’nde 34, Ankara’da 31, Bursa’da 31 emekçi öldü. Rapora göre yaşamını yitirenlerin 889’u işçi, kamu çalışanı/ memur statüsünde çalışan ücretlilerden, 89’u çiftçilerden/küçük toprak sahiplerinden ve kendi hesabına çalışanlardan/esnaflardan oluşuyor. Maden işkolunda 325, inşaatyol işkolunda toplam 187 işçinin iş cinayetlerinin kurbanı olduğu belirtilen raporda şu konuların altı çizildi: “Ülke ekonomisinin lokomotifi olarak adlandırılan inşaatlar her geçen gün daha fazla işçi kanı üzerinden yükseldi. Duble yol, köprü, viyadük, tünel ve hızlı tren hattı gibi ulaşım projeleri; baraj, su ve kanalizasyon gibi hizmetler ile başta TOKİ olmak üzere özellikle AKP hükümetine yakın sermaye grupları tarafından yürütülen rezidans ve kentsel dönüşüm projeleri sonucu ülkemizin dört bir yanında işçiler ölmeye devam ediyor. Soma katliamının sigortalı, sendikalı çalışanların olduğu ve işçi sağlığı bakımından örnek gösterilen bir büyük işletmede meydana gelmesi ve katliam sonrası her gün öğrendiğimiz insanlık dışı çalışma koşulları ve katliamın göz göre göre geldiği gerçeği, ülkemizin her bölgesindeki madenlerin işçiler açısından birer tabutluk olduğunu da gösterdi.” Değerleme Ölçüsü: Alternatif Karar alma, değerleme süreçlerinde sorulur: “İdeali ne?” İdeal, kişiye, zamana, yöreye göre değişir; öznel öğeler taşır. Halbuki karar almada daha nesnel ölçülere gerek duyulur. Değerleme ölçüye ya da ölçüte göre yapılır. İyi veya kötü, başarılı ya da başarısız şeklinde değerlendirilir. Ekonomide genelde ölçü, alternatiftir. Alternatife göre iyi ya da kötü diye değerleme yapılır. Alternatif daha nesnel ve somut bir ölçüdür. Önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de değerleme alternatife, rakibe ve selefe göre yapılmalıdır. Açıkçası Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy verirken ideal olarak düşünülen cumhurbaşkanı profili ile değil. Rakibi Sayın RTE’nin nitelikler ve selefi Sayın Gül’ün cumhurbaşkanlığındaki uygulamaları, başarımı ile karşılaştırma yapılmalıdır. Alternatif dikkate alınmalı dendiğinde de herkes gülümseyerek Bektaşi öyküsünü anımsıyor ya da anımsatıyor. Bektaşi’nin değerlendirmesi de alternatif karşılaştırmasına dayanır. Bektaşi “Alternatif bu ise öbürü daha iyi” diyor. Evet Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu tanımıyoruz ama alternatifleri tanıyoruz, tatlarını biliyoruz. Bektaşi gibi karar verme durumundayız. “Öbürü daha iyi.” Aile ve yakın bir çevre olarak başlangıçtan itibaren CHP’ye oy veririz. CHP’nin seçime katılmadığı dönemde de CHP’nin ikamesi olarak düşündüğümüz partilere, SHP’ye oy verdik. Yalnız 1983 seçiminde gündeme getirilmekten kaçınılıyor ama Özal’ın seçim kazandığı o vefalı, icazetli seçimde, Halkçı Parti’yi de icazetli bir parti olarak gördüğümüzden, kendimize göre süslü oy verdik. Evet mührü ile estetik şekilde oyun iptalini sağladık. Bizim süslü, iptal oyu verme önerimiz pek tutmadı. Bir kısım vatandaş da oy vermeye gitmedi, süslü oy sayısı bir tepkiyi gösterecek boyuta ulaşamadı. Sağcı bir partiye, sağcı bir adaya günümüze değin oy vermedik. Sağcılığı inanç, laiklik açısından algılamıyoruz. Ekonomik açıdan değerlendirmeye çalışıyoruz. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun sağcılığını inanç, laiklik açısından değil Özal’a yakınlığı nedeniyle ekonomik yaklaşım olarak değerlendiriyoruz. Ekonomik yaklaşımı nedeniyle sağcı olarak algıladığımız bir adaya, Tanrı nasip ederse oy vermeye niyetliyiz. Nedeni alternatifinin maliyetinin çok ağır olması. Yalnız oy vermek değil, çevre ilişkilerinde de oy vermeye gidilmesinin, Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy verilmesinin gereğini anlatmaya çalışıyoruz. Kişisel çaba ve önerileri bu bağlamda abartmamak da gerekir. Ama çevredeki sandık sonuçları izlendiğinde çok hafif de olsa bir etkisi olduğu gözleniyor. Bu nedenle Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’na oy vermeye niyetli olanların, çevreyi ikna etmeye çalışmalarının da yararlı olabileceğini düşünüyorum. CHP yönetimini, çatı aday gösterme süreç ve yöntemini, bu aşamada değil tartışmayı, değerlendirmeyi seçim sonrasına bırakmayı uygun buluyorum. Kişisel olarak ben de CHP yönetimini ve aday belirleme sürecini eleştiriyorum. Ama seçimde oy verme ile, bu tür eleştirileri ayırmak gerekir. Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, selefi Sayın Gül’e kıyasla her açıdan daha iyi olacağına; Türkiye’ye olabilecek maliyetinin de, olmamasını dileyerek, Sayın RTE’ye göre çok çok hafif olacağına içtenlikle inanıyorum. İnandığım için nasipse oy vereceğim, oy verilmesini de diliyorum. Show TV yeniden Ciner’in Ekonomi Servisi Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu (TMSF) Show TV’nin Turgay Ciner’e iadesi yönünde karar verdi. Daha önce kanalın eski sahibi Erol Aksoy’un açtığı dava nedeniyle 402 milyon dolara Ciner Grubu’na satılan kanalla ilgili hukuki sorun çıktı. İstanbul 4. Idare Mahkemesi satış hakkında yürütmeyi durdurma kararı verince, TMSF kanalın yönetimini yeniden aldı. Ancak Kurul mahkeme kararı aleyhine dava açtı ve davayı kazandı. Bunun üzerine TMSF yönetimi önceki gün aldığı kararla Show TV’nin yeniden Ciner Grubu’na verilmesine karar verdi. ‘İlk tercihimiz SunExpress’ Dünyanın çeşitli tatil merkezlerine ucuz fiyatla uçmak için yeni bir ortaklık tasarlayan Lufthansa, önce ilk ve tek ortağının kapısını çalacak Ekonomi Servisi Dünyadaki ilk ve tek ortaklığını SunExpress üzerinden THY ile sürdüren Lufthansa, ucuz tarifeli ve uzun menzilli uçuşlar yapacak yeni bir ortaklık projesi üzerinde çalışıyor. Şirketin mevcut uçak kapasitesini daha etkin değerlendirebilmeyi de amaçlayan yeni proje, Almanya merkezli uçuşlarla ABD’de Las Vegas ve Uzakdoğu’da Tayland ile Maldivler, Mauritius, Şeysel Adaları gibi turizm merkezlerine, mümkün olduğu kadar ucuz fiyatla yolcu taşımayı hedefliyor. Lufthansa Türkiye Genel Müdürü Stefan Löcherbach, kısa bir ziyaret için Türkiye’de bulunan kuruluşun Halkla İlişkiler Bölümü yöneticisi Aage Dünhaupt ile birlikte katıldığı bir yemekte yaptığı açıklamada, bir süredir sivil havacılık çevrelerinde merakla beklenen yeni iş modelinin ana hatlarını açıkladı. Buna göre Lufthansa yönetimi, yeni proje için ilk aşamada, mevcut filosundaki Boeing 767 ve Airbus 330’lardan yedisi ile işe başlamayı düşünüyor. Proje ya Lufthansa’nın kendi içinde çözümlenecek ya da SunExpress veya benzeri bir havayolu şirketiyle kurulacak ortaklıkla yürütülecek. Masrafları düşük tutabilmek için uçaklarda first class olmayacak. Sistemi daha ekonomik kılmak için farklı koltukların farklı fiyata satılabilmesi, uçuş sırasında sunulacak hizmet ve ikramın seçeneğe göre fiyatlandırılması da tasarlanıyor. Düşünülen ilk uçuş tarihi de 2015 sonu veya 2016 başı. Löcherbach, dünyada ilk ve tek ortaklığı gerçekleştirdikleri SunExpress’le yeni bir iş yapmayı çok arzuladıklarını ancak olmazsa bir başka şirketi düşünebileceklerini söyledi. Lufthansa’nın yeni iş modelini tek başına denemesi de seçenekler arasında. THY CEO’su Hamdi Topçu geçen hafta içinde, Lufthansa’dan THY’ye henüz bir teklif ulaşmadığını belirterek “Bu iş modelini şu anda Lufthansa modelliyor. THY’ye bu modeli yakın zamanda teklif edeceğini düşünüyorum. Yapacağımız değerlendirmeler neticesinde tavrımızı belirleyeceğiz” demişti. Stefan Löcherbach Yetkin: Fındık üreticisi şimdi gerçekten yandı Ekonomi Servisi Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Oltan Gıda’nın, çikolata üreticisi İtalyan Ferrero’ya satılmasının, Türkiye’nin uluslararası fındık fiyatlarının belirlenmesinde ağırlığını ortadan kaldıracağını söyledi. Yerli tüccarların fındığı ucuza satın alma girişimleri karşısında direnmeye çalışan üreticilerin, şimdi çok daha büyük ve güçlü bir alıcı karşısında kaldıklarını ifade eden Yetkin,“Bu durum, yıllardır fındık tüccarları karşısında yeterli pazarlık gücüne sahip olmadığı için ürünlerini ucuza satmak zorunda kalan üreticilerimizi endişeye sevk ediyor. Türkiye’nin fındık piyasasındaki ağırlığını da zaman içinde azaltacak” dedi. LİSANS YATAY GEÇİŞ 20142015 AKADEMİK YILI GÜZ DÖNEMİ İÇİN LİSANS PROGRAMLARINA YATAY GEÇİŞ İLE ÖĞRENCİ ALINACAKTIR. Son Başvuru Tarihi: 25 TEMMUZ 2014 Ayrıntılı bilgi ve sorularınız için: www.sabanciuniv.edu eposta: studentinfo@sabanciuniv.edu Telefon: 0216 483 90 93 Faks: 0216 483 90 73
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle