03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2014 CUMARTESİ 8 HABERLER GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK n Baştarafı 1. Sayfada hazırlığı yapıldığı sırada Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök ile “Darbeyi ben önledim” diyen Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın tanıklık etmesini engellemesini Anayasa Mahkemesi hak ihlali olarak değerlendirdi ve... …tutuklu 236 emekli ve muvazzaf subayın tahliyeleri ile davanın yeniden görülmesine hükmetti. Yüksek Mahkeme’nin bu kararı, aynı zamanda Balyoz davasını gören üç yargıçtan kurulu ağır ceza mahkemesini de hak ihlallerine olanak sağladılar diye suçlamış olmuyor mu? Mahkemenin Yüksek Mahkeme’yi hak ihlali kararına götüren dijital verileri ve iki önemli yüksek rütbeli, o sırada komuta seviyesinde olan tanığın dinlenmesini engelleyerek ordunun yüzlerce güzide subayının yıllarca içeride yatmasına neden olmasını, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun masaya yatırıp; davanın üç yargıcının Balyoz davasını kökünden çökertecek bu davranışlara neden olduklarını sorgulaması zorunlu değil mi? Şayet HSYK de üç yargıcın görevlerini gereği gibi yerine getirmediği sonucuna varırsa, ibret olsun diye, bu üç yargıcı cezalandırması gerekmez mi? HHH İçeride yıllarca yatan emekli veya muvazzaf subaylarımız tahliye edildiklerinde “asıl failler, orduya kumpas kuranlar saptanmadıkça” bu davanın asla sonuçlanmayacağını söylüyor. Öyleyse ki öyledir; kumpası sonuçlandıran davranışlarıyla her rütbeden askerin, içeride yıllarca yatmasına neden olan, yüzlerce askerin mağdur edilmesine yol açan mahkeme yargıçlarından işe başlamak gerekmiyor mu? Ama bakıyorum da örneğin Adalet Bakanı; yargıdaki sırıtan bu yaraya değinmiyor; Anayasa Mahkemesi kararının düpedüz mahkeme yargıçlarını, mahkemenin kararını onaylayan Yargıtay’ı da sorumlu gördüğüne değinen bir demeç veremiyor basına. HHH Madalyonun bir de öteki tarafı var. Hükümetin, Balyoz davası karar aşamasına gelinceye kadarki tutumundan hiç söz edilmiyor. Başbakan’ın orduya kurulan kumpasın gerçek faillerini bildiğinden kuşkum yok! Zira kumpas sorumluları ile 12 yıl birlikte laik cumhuriyete aykırı kararlara imza attılar. Başbakan, 1725 Aralık’ta rüşvet dahil hükümetin bütün pisliklerinin ortaya döküleceğini kestirince, kendi dışında bir suçlu aradı. Bir de baktık ki, dershane sorunu nedeniyle kavgaya tutuştuğu 12 yıllık dostu Gülen cemaatini, 1725 Aralık’ta hükümete sıçrayan rüşvet olaylarının yapımcısı ve AKP iktidarını devirmeye çalışan bir örgüt olarak suçlamaya başladı. Bu, düpedüz hükümetin açığa çıkması olası bütün skandal nitelikli yaptırımlarını örtmek ve sorumluluk ve suçu başka birine yüklemekti. Artık ne kadar olumsuz olay varsa Pensilvanya’nın eseri idi. Oysa Pensilvanya ile on iki yıl iç içe, “cemaat ne istediyse vererek yaşadığını” itiraf etti. Başdanışmanına Balyoz, Ergenekon davalarının bu örgütün kurguladığı “kumpasın” eseri olduğunu söyletti ama aslında kumpası önceden bildiğini böylece kabul etmiş oldu. HHH Şimdi şu soru ne soruluyor RTE’ye ne de yanıtı bekleniyor: Peki ama Pensilvanya orduya kumpas kurduğu sırada zatı şahaneleri Başbakan değil miydiniz veya... …ana muhalefet liderini bile dinletiyorsunuz da orduya Pensilvanya ve ekibinin kumpas kurduğundan nasıl oluyor da haberiniz olmadı. Olmadı: Zira Başbakan da o sırada kumpasa paralel bir davranışla orduyu darbe yapanlar ocağı diye tanıtmakla meşguldü. Başbakan Yardımcısı, üstelik hükümet adına konuşan sözcü Bülent Arınç’ın “Bu generaller darbe planlamaktan başlarını kaldırıp nasıl savaşacaklar?” diyen demeci hâlâ belleklerde. Savcılığını üstelendiğini açıkça söylediği davaların cemaatin kumpasına geldiğini düne kadar söylediğine rast gelinmedi. Şimdi tecahülü arifaneden geliyor, orduya kumpastan habersiz, neredeyse sütten çıkmış ak kaşık! HHH 12 yıl birlikte olduğu dost birden düşman kesildi. Orduya kumpas dahil, bugün her alanda göze batan olumsuz uygulamalardan şayet dediği gibi Gülen cemaati sorumlu ise… …bu sorumluluğun başlıca ortağı RTE ve hükümetidir. Bu nedenle MHP milletvekili Engin Alan’ın dediği gibi, RTE ve hükümetinin de içinde bulunduğu… …“Bugüne kadar olan hiçbir şey yok sayılmamalıdır!” Böceğe ‘paralel’ sorgu ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofisinde üç yıl önce bulunan dinleme cihazlarına ilişkin yürütülen “böcek” soruşturmasında gözaltına alınan 11 polis, dün adliyeye sevk edildi. Savcılık sorgusuna alınan Başbakan’ın eski koruma ekibi olan şüphelilere, böcek olayının yanı sıra “Paralel örgüte üye misiniz? Herhangi bir talimat aldınız mı” diye soruldu. Savcılık, tüm gün süren sorgunun ardından 6 zanlıyı serbest bırakırken 5’ini tutuklamaya sevk etti. Deniz Feneri soruşturmasında asıl failleri tahliye etmesiyle hafızalara kazınan yargıç Hasan Akçam, 5 zanlıyı sadece 40 dakika süren duruşma sonunda serbest bıraktı. Ankara Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen böcek soruşturması kapsamında 17 Haziran günü gözaltına alınan, arasında dönemin Başbakanlık Koruma Daire Başkanı Mehmet Yüksel ve Koruma Şube Müdürü Zeki Bulut’un da bulunduğu 11 şüphelinin Emniyet’teki işlemleri tamamlandı. Emniyet’teki sorguda üç kişi susma hakkını kullandı. 11 kişi, dün sabah Ankara Adliyesi’ne çıkarıldı. Soruşturma savcısı Durak Çetin ve 3 savcı tarafından sorgulanan zanlılara 50’ye yakın soru yöneltildi. Soruların çoğunluğu Erdoğan’ın Keçiören’deki çalışma ofisiyle resmi konutundaki makam odasında Aralık 2011’de bulunan dinleme cihazlarına ilişkin oldu. Sorguda paralel devlet yapılanmasına yönelik soruların yöneltildiği de bildirildi. Başbakan’ın ofisinde bulunan dinleme cihazıyla ilgili soruşturmada gözaltındaki 11 polis serbest rekans alıcısıyla dinlemişler iddiası Savcıya ilk ifade veren isim, Başbakanlık Koruma Güvenlik Teknik Şube Müdürlüğü’nde çalışan Hurşit Gölbaşı oldu. Gölbaşı, “Başbakan’ın evi ve çalışma ofisindeki aramalara katıldığını ancak böcek konulması olayıyla bir ilgisi olmadığını” söyledi. 2 Aralık 2011’deki böcek aramasına katılıp katılmadığını hatırlamadığını öne süren Gölbaşı, “Ben THOR, İNCA, OMEGA, LOKE marka frekans alıcısı temin etmedim. Cihazların isimlerini ilk kez duyuyorum” dedi. Oayı basından öğrendiğini ileri süren Gölbaşı, kendisini sevmeyen Serhat Demir isimli büro amirinin bürodan gönderilmesinden sonra 2013 Ocak’ta yeniden kamera izleme görevlisi olarak görev yaptığını, herhangi bir F örgütle ilgisi olmadığını savundu. Savcı Durak Çetin, sorgunun ardından eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanı Mehmet Yüksel, Erdoğan’ın eski Koruma Müdürü Zeki Bulut ile İbrahim Sarı, Hurşit Gölbaşı, Harun Yavuz ve Seyit Saydam’ı serbest bıraktı. Savcılık, Ali Özdoğan, Sedat Zavar, Ahmet Türer, Enes Çiğci ve İlker Usta’yı ise tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Sevk yazısında şüpheli polisler, “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek, haberleşmenin gizliliğini ihlal etmek, örgüt kurmak, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmekle” suçlandı. Nöbetçi Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı Hasan Akçam, tüm şüphelileri sadece 40 dakika sorguladı ve adli kontrol şartıyla serbest bıraktı. Zanlılara yurtdışına çıkış yasağı konuldu ve haftada iki gün karakola imza verme şartı getirildi. Hâkim Hasan Akçam, “Şüphelilerin üzerine atılı suçların niteliği, delil durumu, delillerin çoğunun toplanmış olması, şüphelilerin resmi görevli ve sabit ikametgâh sahibi olmaları, tutuklanmaları halinde mağduriyetlerine sebep olunacağı” gerekçeleriyle tutuklama istemini reddetti. Sökmenoğlu vefat etti l AYM’ye başvurdu adalet arıyor METE KIZIK Karahan ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski TBMM Başkanvekili Murat Sökmenoğlu, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nde yaşamını yitirdi. Hatay Cumhurbaşkanı Tayfur Sökmen’in oğlu olan Sökmenoğlu, 1945’te İstanbul’da doğdu. MDP kurucu üyesi olan, Hatay ile İstanbul milletvekilliği yapan Sökmenoğlu, TBMM Başkanı Başdanışmanlığı TBMM Başkanlık Divanı Kâtip Üyesi ve İdare Amirliği, NATO ve Parlamentolararası Türk Grubu Üyeliği gibi görevlerde de bulundu. ‘Barış’a kan bulaştı MUŞ (Cumhuriyet) Merkez ilçesine bağlı beldede dün akşam aralarında muhtarlık seçiminde dolayı husumet bulunan iki ailenin barıştırılması sırasında, bir camiden kimliği belirlenemeyen kişiler tarafından uzun namlulu silahlarla ateş açıldı. Camide güvenliği sağlayan 3’ü jandarma olmak üzere 7 kişi yaralandı. Hafif yaralanan 7 kişi ambulanslarla Muş Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Güvenlik önlemi alınırken soruşturma başlatıldı. Münevver Teyze ile çaldı ANTALYA (DHA) Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say’a, yeni albüm tanıtımı için gittiği Antalya’da köylüler tarafından “yumurta” hediye edildi. Say, “Nâzım Hikmet, Metin Altıok, Cemal Süreya, Ömer Hayyam, Can Yücel, Orhan Veli” gibi şairlerin şiirlerini besteleyerek oluşturduğu “İlk Şarkılar” albümü için konser vermeye Antalya’ya gitti. Antalya Devlet Opera ve Balesi, Antalya Senfoni Orkestrası, kemane sanatçısı Uğur Önür gibi ünlü sanatçıların etkinliklerine katılan Münevver Ercan (65) da köylerinde bulunan okulun müzik öğretmeni Emre Dayıoğlu ile birlikte konsere gitti. Ercan, konser öncesi Say’a köy yumurtası hediye etti. Hediye karşısında şaşkınlığını gizleyemeyen Say, çok mutlu olduğunu belirtti. Müzik tutkunu Ercan’ı tanıdığını ifade eden Fazıl Say, “Teyzemizi ben tanıyorum. Facebook’tan tanıyorum. Müziğe olan bu ilgisi hepimizi sevindiriyor. Örnek bir davranış” dedi. Ercan ise “Torunum saz çalıyor. Bir meslek sahibi olsun diye teşvik etmek için getirdim. Tanışmamız daha iyi oldu. Heyecanlandım. Fazıl Say’a köy yumurtası hediye ettim. Sabah yumurtladı tavuklar, aldım geldim” dedi. Daha sonra Ercan’la birlikte piyano çalan Say, akşam saatlerinde Konyaaltı Açık Hava Tiyatrosu’nda muhteşem bir konser verdi. Say, Gezi Direnişi için bestelediği “Gezi2” adlı eseri izleyicilerin isteği üzerine 2 kez çaldı. İZMİR Ege Bölgesi’nde birçok çevre eyleminin öncülüğünü yapan ve hakkında polise direnme suçuyla verilen cezanın kesinleşmesiyle hapse giren Bodrum Yurttaş İnisiyatifi Sözcüsü Ayhan Karahan, avukatı aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Aralarında ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’yi protestosunun da olduğu çok sayıda eylemle tanınan Karahan hakkında 4 yıl önce, yola “TKP” yazısı yazarken polise direnme ve hakaret suçlamasıyla dava açılmıştı. Verilen 3 yıllık hapis cezasının Yargıtay tarafından onaylanmasının ardından 27 Nisan’da tutuklanarak cezavine girmişti. Avukatı Ahmet Aksüt, “Denetimli serbestlik yasasından yararlanması için başvurduk. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunarak ‘adil yargılanma hakkının ihlali’ nedeniyle serbest bırakılması talep ettik. Umuyorum ki 2 yıl 2 ay daha yatmasına gerek kalmadan adil bir karar verilir” dedi. Annesi Rezzan Karahan da oğluyla gurur duyduğunu belirterek, “Ayhan, devrimci duruşu nedeniyle hapiste. Adil yargılama yapılmadan ceza aldı. Her hafta cumartesi ziyaretimde kararlılığını gösteriyor ve dostlarına selam yolluyor” dedi. Gencebay ifade verdi İstanbul Haber Servisi Sanatçı Orhan Gencebay, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve Yasin el Kadı’nın şüphelileri arasında yer aldığı 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında ifade verdi. Soruşturma savcıları İsmail Uçar ve Fuzuli Aydoğdu’ya ifade veren Gencebay adliye çıkışında, “Bir bilgi verdim sadece. Bizim bir olayımız yok” dedi. 25 Aralık soruşturması kapsamında ifade verip vermediğinin sorulması üzerine de “25 Aralık nedir bilmiyorum” diye konuştu. Darbecilerden itiraz Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyündeki etkinlikler bugün başlıyor Pir Sultan Abdal anılıyor MEHMET MENEKŞE ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 12 Eylül davasında darbe suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, karara karşı Yargıtay’a itirazda bulundu. İki sanık, itiraz dilekçelerinde anayasayı ve TBMM’yi ortadan kaldırmak suçunun geçerli olması durumunda, suç tarihi olan 12 Eylül 1980 ile 6 Aralık 1983 arasında çıkartılan 82 Anayasası ve 669 kanunun geçersiz olacağını belirtilerek bu durumda Fahri Korutürk’ten sonraki tüm cumhurbaşkanları, başbakanlar, bakanlar, TBMM ile kamu kurum ve kuruluşları, mahkemeler ve kararlarının “yok hükmünde” olduğunu öne sürdü. ASKER YOL KESEN GRUPLA ÇATIŞTI PKK’ye operasyon TUNCELİ (Cumhuriyet) Ovacık ile Hozat ilçeleri arasında yol kesen PKK’li ve TİKKO’lu gruba yönelik düzenlenen operasyona katılan askeri birliklere grup tarafından ateş açıldı. Askerlerin de karşılık vermesiyle çatışma çıktı. Hozat’ta jandarma karakoluna inşaat malzemesi götüren bir minibüs, önceki gece PKK ve TİKKO’lular tarafından kaçırıldı. Grup, bir süre alıkoyduğu sürücüyü serbest bırakırken minibüsü ve malzemeleri yaktı. Olayın ardından gruba operasyon başlatıldı. Karayolunun Kuşluca köyü yakınlarında konuşlanan askeri birliğe sızmaya çalışan bir grup PKK’li termal kamerayla tespit edildi. Fark edilen PKK’liler daha sonra askerlere ateş etti. Askerlerin de anında karşılık vermesiyle bir süre çatışma yaşandı. Aynı bölge yakınlarında konuşlanan başka askeri birliklere de ateş açılması üzerine burada da kısa süreli çatışma yaşandı. Ölen ya da yaralananın olmadığı çatışmada grup kaçtı. Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı’ndan kalkan Kobra tipi helikopterler PKK’lilerin kaçtığı alanları bombaladı. Bölgeye de çok sayıda Jandarma Özel Harekât timi sevk edilerek operasyon başlatıldı. SİVAS 25. Pir Sultan Abdal Anma Etkinlikleri, Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde bugün başlıyor. Sivas katliamının 21. yıl dönümü etkinlikleri için de hazırlıklar başladı. Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğitim Vakfı’nın organizasyonuyla Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Banaz köyünde düzenlenecek 25. Pir Sultan Abdal Anma Etkinlikleri kapsamında bugün sanatçılar Arif Sağ, İsmail Şimşek, Lokman Demirgıran, Havva Nur, Metin Kahraman, Ali Doğan sahne alacak. Ayrıca, çeşitli gruplar tarafından semah gösterileri yapılacak. Yarın ise sanatçılar Ali Kaya Arı, Turan Çelik, İbrahim Ergin, Cem Doğan ve Hüseyin Korkmaz deyişler söyleyecek. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği eski Başkanı Murtaza Demir’in yönetiminde “Hacı Bektaş Veli, Şah Hayatı, Pir Sultan çizgisi” konulu panele Ali Haydar Avcı, Ali Rıza Aydın ve Rıza Yıldırım konuşmacı olarak katılacak. Kurbanların kesilip deyişler eşliğinde semahların dönüldüğü anma etkinliği pazar günü son bulacak. 2 Temmuz hazırlıkları Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisinin anılması için hazırlıklar başladı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Sivas Temsilcisi Hidayet Yıldırım başkanlığında, Behzat Şahin, Hacer Erdoğan, Mürvet Tutar, Ali Akyıldız, Emrullah Çınar ve Hüseyin Koca’dan oluşan Anma Komitesi, hazırladıkları anma programını Sivas Valiliği’ne iletti. Programa göre, Alevi dernekleri 2 Temmuz günü Seyrantepe Cemevi önünde toplanarak saat 10.00’da yürüyüşe başlayacak. KESK ve bileşenleri ise Afyon sokaktan aynı saatte yürüyüşe geçecek. Her iki yürüyüş kolu Ethem Bey Parkı önünde birleşerek Mevlana Caddesi üzerinden Madımak Oteli önüne yürüyecek. Otelin önüne karanfil bırakılmasının ardından katliamda yakınlarını kaybedenler ve anma komitesi üyeleri açıklamalar yapacak. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eski başbakanlardan Yıldırım Akbulut, geçirdiği rahatsızlık sonucu Ankara Güven Hastanesi’ne kaldırıldı. Akbulut’un durumu ile ilgili olarak, özel Ankara Güven Hastanesi’nden yapılan açıklamada, bilinç kapalılığı nedeniyle yoğun bakım ünitesine yatırıldığı belirtildi. Akbulut hastanede SoL dergisi de kapandı Haber Merkezi Maddi sıkıntılar nedeniyle dergi olarak devam etme kararı alan SoL gazetesinin ilk sayısını yayımladığı SoL dergisi de yayınını durdurma kararı aldı. soL Dergisi Yayın Kurulu yaptığı açıklamada, “İlk sayısında büyük beğeni toplamasına karşın almak zorunda kaldığımız bu karar, kuşkusuz hepimiz için üzücü olmuştur” denildi. UMUT davası sanığı teslim oldu SAKARYA (Cumhuriyet) “Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı” cinayetlerinin aydınlatılması amacıyla düzenlenen Uğur Mumcu Uzun Takip (UMUT) operasyonu davasından 7 yıl 6 ay ceza alan Mehmet Şahin (57) teslim oldu. Mumcu, Üçok, Kışlalı cinayetlerinin aydınlatılması amacıyla 14 yıl önce gerçekleştirilen UMUT operasyonu kapsamında açılan dava, geçen nisan ayında karara bağlandı. 8 sanık hakkında verilen cezalar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onandı. Bunun üzerine davanın sanıklarından Mehmet Şahin, önceki akşam saatlerinde Bursa Adliyesi’ne gelerek infaz savcılığına teslim oldu. “Silahlı suç örgütü üyesi olmak” suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası alan Şahin, “Bu dava adil olarak görülseydi kimseye 1 gün ceza bile verilemezdi. Beraat etmemiz gereken bu davada böyle bir sonuç çıktı. Umut soruşturması ile 90’lı yıllarda işlenen 21 siyasi cinayet dosyası kapatıldı. Faili meçhul denilen cinayetlerden 3 arkadaşımız müebbet hapis cezası ile yatarken bu kamuoyundan gizleniyor” diye konuştu. Daha önce 5 yıl hapis yatan Şahin cezasının kalan 2 yıl 14 günlük kısmını geçirmek üzere Bursa H Tipi Kapalı Cezaevi’ne teslim edildi. Yurt Haberleri Servisi Ağrı Doğubeyazıt’ta HDP Milletvekilleri İdris Baluken ile Ayla Akat’ın katıldığı mitingi sunan Özlem Arıcı sahnede çıplak kabloya basınca elektrik çarptı. Hastaneye kaldırılan Arıcı’nın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Sahnede elektrik çarptı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle