02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 HAZİRAN 2014 CUMARTESİ 16 İhsanoğlu Nereden Geliyor? Kuran’ın çevirisini, ölümünden sonra yok edilmek üzere Yozgatlı İhsan’a Kılıçdaroğlu ve yakın destekçileri, verir. Anlatılanlara Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kamuoyuna göre, Mehmet Akif’in ölümü üzerine “laik, demokrat, birikimli, insan hakları Mustafa Sabri’nin de bulunduğu bir savunucusu bir aydın” gibi sunma çabası ortamda, Yozgatlı İhsan, Türkçe Kuran içinde... çevirisini bir leğene koyarak yakar. Bir insanın düşünce dünyasını Yozgatlı İhsan’ın, DP döneminde Diyanet belirleyen temeller aile ve sosyal çevresi İşleri Başkanlığı için adı geçer, ancak ile eğitim sürecidir. Biz de bu açıdan kendisi Mısır’a hizmet etmeyi uygun bakarak Ekmeleddin İhsanoğlu’nu görür ve orada ölür. tanıtmaya çalışan bir araştırma yaptık. Ekmeleddin İşte sonuçları: İhsanoğlu da Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası babasının yolundan Yozgatlı İhsan (İhsan İhsanoğlu), gider. Mısır’da Ayn 1924’te El Ezher’de (din odaklı şeriat Şems Üniversitesi üniversitesi) eğitim görmek üzere Fen Fakültesi’nden Mısır’a gider. Yozgatlı İhsan’ın Mısır’a sonra El Ezher’de gidişi, Cumhuriyet’in ilanı ve hilafetin asistan olur. kaldırılışının hemen ertesine denk düşer. Ekmeleddin Yozgatlı İhsan burada, Mehmet Akif İhsanoğlu, (Ersoy) ve Mustafa Sabri ile birlikte olur. Türkiye’de de Bilindiği üzere, Mustafa Sabri, İngiliz babasının mirasına Muhipleri Cemiyeti kurucularından, sahip çıkar ve Ulusal Kurtuluş Savaşı sürerken onun öğrencilerinin Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliyeciler kurduğu İslami için ölüm fetvası yazan, Lübnan’da İlimler Araştırma Mehmet Akif ve Saidi Nursi ile birlikte Vakfı’nın kurucuları Dârül Hikmetil İslâmiye Cemiyeti’ni arasında yer alır. kuran şeyhülislamdır. Yozgatlı İhsan, “İslami ilimlerde El Ezher’deyken, Mustafa Sabri de değerli âlim, burada din dersleri verir. Mehmet mütefekkir ve Akif, Atatürk’ün kendisinden istediği araştırmacıların yetişmesini temin etmek, özellikle bunlara çalışma imkân ve vasıtaları sağlamak, İslami sahalarda gerekli ilmi araştırmalar yaptırmak” amacını güden ve Turgut Özal (ANAP) döneminde vergi muafiyeti almış bu vakıfta, Ekmeleddin İhsanoğlu ile birlikte kurucular kurulunda yer alan kimi isimler ve özellikleri şöyledir: Emin Saraç: “İlim hicreti” için gittiği Mısır’da El Ezher’de, hocalarının tanımıyla “Osmanlı devletinin çocukları” olarak eğitim görenlerdendir. Emin Saraç’ın oğlu, BİM mağazalarının, Yeni Şafak gazetesinin ve Yasin El Kadı’nın eski ortaklarından, Ciner Yayın Holding’in başında bulunduğu süreçte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sık sık telefonla arayarak uyardığı “Alo Fatih” olarak bilinen Fatih Saraç’tır. Mustafa Runyun: Mısır’da El Ezher’de öğrenim görmüştür. Saidi Nursi ile son görüşen müritlerdendir. 1957’de DP milletvekili seçilmiştir. Ali Özek: Ekmeleddin İhsanoğlu’nun babası Yozgatlı İhsan’ın El Ezher’den öğrencisi. Mustafa Topbaş: 17 Aralık soruşturmaları ve Erdoğan ailesine ait olduğu ileri sürülen Urla’daki villaların yapımı ile adı gündeme gelen işadamı. Mahmut Bayram: Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun imam okulundan hocası. Cenazesinde tabutunu bizzat Recep Tayyip Erdoğan taşıdı. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kendisini vakfettiği bu vakfın diğer kurucuları arasında Korkut Özal (Turgut Özal’ın kardeşi), Numan Kurtulmuş (AKP Genel Başkan Yardımcısı), Sabri Ülker ve Murat Ülker (Ülker Holding sahipleri), Nevzat Yalçıntaş (eski AKP milletvekili), Sabahattin Zaim (Abdullah Gül’ün hocası) gibi isimler de bulunuyor. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çevreleyen ilişkiler ağına baktığımızda, Kılıçdaroğlu’nun Alevileri yönlendirmek için dillendirdiğini sandığımız “İhsanoğlu, bozkırın tezenesi Neşet Ertaş gibi” benzetmesinin hiç de yerinde olmadığını görüyorsunuz. Hiç, ama hiç benzemiyorlar. Yaşam öyküleri, felsefeleri, yolları ve dünyayı algılayışları açısından! İhsanoğlu’na, laik, demokrat vb. sıfatları ekleyen Kılıçdaroğlu ve destekçilerinin bir avuntu içinde oldukları gün gibi ortada. Tek Kişilik Hücrede 9 Yıl... Ben Somalıyım ve son günlerde nasıl olduğumu tahmin edersiniz. Açıkçası Soma maden katliamının ezici silindiri en çok benim üzerimden geçti. Tanıdığım, yakınım ya da eş dost düzeyinde 8 insanımızı yitirdim. Bir hafta kadar perişan oldum, toparlanamadım. Sonradan, eksik de olsa duygularımı ifade etmeye çalıştığım bir deneme yazmaya çalıştım. Çok zor oldu. Tüm acıya karşın sadece bir yazı yazmış olmak ağırıma gitti. Gelgelelim bu koşullarda elimden gelen yalnızca bu. “Bahar Gelmiş” isimli deneme yazımın da gazetemizde çıktığını dostlarımızdan öğrendim. Çünkü ben son iki aydır ekonomik sorunlarımdan dolayı gazeteyi alamıyorum. Böyle bir eksikliğim var ve özür diliyorum. Ucu ucuna temel giderlerimi ancak karşılayabiliyorum. Aşmaya çalışacağım. Benim hücreme atölye malzemelerini de vermediklerinden el işi yapıp satmak gibi bir olanağım da yok. Adli mahkumların, idarenin işlerinde çalışmak gibi (mutfak, çöp vb.) olanaklar oluyor ama bana bunlar da yasak. Bu nedenlerle deneme yazımı biraz geç de olsa gönderiyorum. Değerlendireceğinize inanıyorum. Sosyoloji bölümüne devam ettiğimi yazmışımdır. Bir önceki dönem takdirname aldım. Şimdi üçüncü dönemdeyim. Şükran Abla’dan (Şükran Soner) Cumhuriyet Kitapları’ndan göndermesini rica etmiştim, ama ses seda çıkmadı. Elbette sizlerin de çalışmalarınız yoğundur, anlayabiliyorum. Ben 1987 yılında Karanlıkdere maden ocağında elektrikçi olarak staj yapmıştım. Meslek lisesinin son sınıfındaydım. O zaman devlete ait idi. Yine koşullar ağırdı ama şimdiki kadar acımasız değildi. Elmadere, Arpaseki, Taştepe, Çepni köyleridir. Ege’de Türkmen Alevilerine Çepni deniliyor. Bu köyler genelde dağın üstündedir. Geçmişte güvenlik nedeniyle oralara kurmuşlar. En yoksul, en dışlanmış insanlardır. Toprakları verimsizdir. Hayvancılık zaten yok. Benim hapse girdiğim yıllarda tütüncülük yapılıyordu ama artık o da yokmuş. Televizyonlarda insanların ve evlerinin durumunu görmüşsünüzdür. Yoksulluk, perişanlık her şeylerinden belli oluyor. Ovalık yerde olan köyler (bizimkiler) önceden “zengin” olarak bilinirdi. Şimdi onlar da perişan oldular. O nedenle bizim köyün tarihinde ilk kez madende ölenler oldu. İkiz kardeşler İsmail ve Süleyman Çata. Ki diğer insanlar da tanıdığımız, çarşıda pazarda selamlaştığımız, sofrasına konuk olduğumuz insanlardır. Hapishanede, hücrede olup elimden herhangi bir şey gelmemesi bana daha fazla dokundu. Şimdi yaptığım gibi, halden anlayacak insanlara mektuplarla duygularımı yazıp anlatıyorum. Böyle durumlarda hapiste olmak daha ağır geliyor. Koşullarım önceden anlattığım gibi devam ediyor. Herhangi bir olumlu gelişme yok. Tek kişilik hücrede dokuzuncu yılımdayım. Daha ne kadar süreceği belli değil. Ki anladığım kadarıyla dışarıdaki insanların da durumları daha iyi değil. Acılar, sorunlar, sıkıntılar herkesin başında. Şimdilik kısaca bunları yazayım. Kendinize iyi bakın. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Size ve tüm dostlara selamlar, sevgiler. Huysuz Genel kanı: Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığı, Deniz Baykal’ın bir kaset ile götürülüp yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nu getiren çevrelerin işi. Aynı çevreler (uluslararası sermaye ile bütünleşmiş İstanbul baronları), Kemal Derviş’in bir sömürge valisi gibi Türkiye’ye getirilmesine ön ayak olmuş, DSP’yi böldükten sonra AKP’ye iktidar yolunu açmışlardı. Şimdi bu çevreler, elleriyle tımar ettikleri at huysuzlaşınca onu değiştirme niyetindeler. Parmak Kılıçdaroğlu, yerel seçim kampanyasını bozkurt işaretiyle yürütmüştü. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de şehadet parmağını göğe yükselterek sürdüreceğe benzer. Demokrat Lider Kemal Kılıçdaroğlu, kulağına fısıldanan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adını, partisinin karar organlarından; MYK’den, PM’den ve parlamento grubundan özenle sakladı. Böylece, her demokrat lider gibi demokrasi ilkelerine ne denli sadık olduğunu kanıtladı. Çatı Adayı, Ekmeleddin İhsanoğlu SADIK ÇELİK KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Ekmeleddin İhsanoğlu’nun ne laiklik karşıtı bir yobaz, ne bazı aklıevvel gazetelerin yazdığı gibi darbeci, ne Sisi’ci, ne Atatürk karşıtı bir gerici olmadığını sadece kaleme aldığı kitaplara bakarak bile anlayabiliriz. CHP ile MHP ittifakının çıkaracakları Cumhurbaşkanı adayının, zaten ancak ve ancak partiler üstü bir duruş, iki partiyle de doğrudan doğruya ilişkilendirilemeyecek tarafsız bir imaj sahibi olduğunda Cumhurbaşkanlığı için şans bulabileceğini de biliyoruz. Ve elbette Cumhurbaşkanı adayımızın, geldiğimiz dönem ve vardığımız toplumsal yapı itibarıyla, siyasal İslamın dik yokuşundan hızla aşağıya inen bir ülke olarak kaçınılmaz bir biçimde duyarlı bir İslami yaklaşıma sahip biri olması da, iktidar için olduğu kadar muhalefet için de, diğer bir temel zorunluluk haline gelmiştir. Bu açıdan İhsanoğlu, Müslüman ve laik profile uygun bir isim. Akademik kariyeriyle, uzlaşmacı, sağduyulu, dengeli, barışçıl, bilge kişiliğiyle sürpriz ve umut verici bir çatı adayı. İhsanoğlu ismi açıklandıktan sonra en büyük tepki iktidar kanadından değil ama CHP içinden yükseldi, aslında tam da beklenildiği gibi. Halbuki Ekmeleddin İhsanoğlu İslam kültürünün ve laik bakış açısının önemli temsilcilerinden, bu iki temel toplumsal yapıtaşını, aldığı eğitimi ve yeteneklerini kullanarak örnek bir biçimde sentezleyebilmiş. Nâzım Hikmet’i Arapçaya ilk defa çevirmek gibi aydın, yenilikçi ve kaliteli işlere imzasını atmış, Uluslararası Bilim Tarihi Enstitüsü’nün bilim ödülüne layık görülmüş, içeride ve dışarıda bir hayli itibarlı bir bilim insanı. Üstelik “Atatürk’ü inkâr, Türk tarihini inkârdır” diyebilmiş cesur ve güven verici bir isim. İhsanoğlu’nun Erdoğan karşısında şansı nedir, bunu şimdiden öngörmek zor. Burada belirleyici daha çok ikinci turda HDP seçmeninin ne yöne gideceği olacakmış gibi görünüyor. Ancak süregiden siyasi ve toplumsal koşullar içinde, ortak bir yaşamı destekleyebilecek en yerinde Cumhurbaşkanı adaylarından biri. İhsanoğlu’nun adaylığına karşı CHP içindeki belirli gruplardan yükselen itiraz sesleri artık klasikleşmiş ve ancak miladı dolmuş, bugünkü toplumda geçerliliği ve karşılığı kalmayan ve partiye uzunca bir süredir zarar vermekten başka işe yaramayan ideolojik bir içgüdüye aittir. Bu tepkisel çıkış ne yazık ki, siyasal ve toplumsal anlamda kritik geçiş dönemlerinde ve kriz anlarında CHP’nin yekvücut olup gücünü pekiştirme yoluna gitmek yerine hemen kendi içinde çatışma ve uyumsuzluk çıkarma alışkanlığının bir tekerrürü olarak yorumlanmaktadır. Yanı başımızdaki Ortadoğu’da mezhep savaşları üzerinden kıyametler kopuyor ve bundan biz de nasibimizi alıyoruz. Epeyce bir süredir ülkeyi saran siyasi kavgaların, adı rekor seviyedeki tarihi yolsuzluk iddialarına karışan, tüm yetki ve erkleri kendinde toplayıp hukuk devletinden ve özde demokrasiden uzak bir yönetim benimseyen iktidarın, toplumsal hizipleşmelerin, ayrıştırma, ötekileştirme programlarının, hiç düşmeyen tansiyonun, alçalmayan ses tonunun yarattığı ağır bir hava kaplamış her yanı. Korkunç iftiralarla zindanlara atılanların, “bu davanın savcısıyım” diyenlerin destek ve çabalarıyla hayatları ve gelecekleri karartıldıktan sonra, yani ancak yıllar sonra çıkartıldıkları; basın, ifade, düşünme ve yazma özgürlüklerinin, 21. yüzyılda hâlâ, iktidarın kafasına ve hissiyatına göre cezalandırılabildiği bir ortam. İşte böylesine bir ahval ve şeraitte gidiyoruz Cumhurbaşkanlığı seçimlerine… Kararlarımız kritik ve hayati önem taşıyor. ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] SÜLEYMAN EROL İzmir 1 No’lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu BULMACA SEDAT YAŞAYAN UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK [email protected] SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Damarla 1 rı yan kesil 2 miş akik ta3 şı. 2/ Yoksullara yiye 4 cek dağıtan 5 hayır kuru6 mu... Uzak7 lık işareti. 3/ Yol yapı 8 mında yön 9 bulmak için kullanılan 1 2 3 4 5 6 7 8 9 araç... Yaz yağ 1 E Z O T E R İ K muru. 4/ Eli işe 2 K O Y A K L A T yatkın, becerik 3 İ M Ş E C E R E li... Museviliğin 4 S A K İ E K A R simgesi olan ye5 T İ K A Z İ S di kollu şamdana 6 İ T A R V A N A verilen ad. 5/ El K sıkışma... Cera 7 K U A R T E T B İ D E U L A hat. 6/ Arapçada 8 “ben”... Serbest 9 H A T İ L A İ N bırakma. 7/ Kir, leke. 8/ Avrupa’da büyük bir yarımada... Doğu Karadeniz yöresinde böğürtlene verilen ad. 9/ “Elifim noktalandı / derdim çokçalandı” (Türkü)... Yeni çıkmaya başlamış ekin. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Değerli olmayan takıların satıldığı dükkân. 2/ İri yarı, güçlü kuvvetli ve erkeksi kadın... Baryum elementinin simgesi. 3/ Tatlı bir gıda maddesi... Dağların oyuk ve kuytu yerleri. 4/ Bitkisel kökenli bir yiyecek ya da içeceğin damakta algılanan hoş kokusu... Güzel sanat. 5/ Memelilerde asalak olarak yaşayan bir böcek... İskambilde bir kâğıt. 6/ Argoda esrar... Kurallara uygun olan. 7/ Boksta iki boksörün göğüs göğüse gelerek, çok yakın mesafeden dövüşmeleri. 8/ Merkür gezegenine verilen bir başka ad... Bir nota. 9/ Osmanlı Devleti’nde taşradaki nüfuzlu ailelere verilen san... Doğan kuşunun erkeği.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle