28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18 MAYIS 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr KÜLTÜR TIO ILAR sergisi, 5 ülkeden 15 sanatçıyı buluşturuyor 15 Justin Timberlake’ten Soma mesajı Kültür Servisi Soma maden faciası dünya gündeminde de yer almaya devam ediyor. 26 Mayıs’ta BKM ve Map organizasyonu ile Türkiye’de konser vermeye hazırlanan Justin Timberlake, Twitter hesabından attığı tweet ile Türkiye’deki gündemi takip ettiğini ve çok üzgün olduğunu dile getirdi. Timberlake mesajında “Duyduğumuz Soma madeni trajedisi çok üzücü. Kalbim, Türkiye’de bütün vefat edenlerle ve etkilenen aileleriyle...” sözleriyle üzüntüsünü dile getirdi. Aynı çatı altında MÜGE KAYGUSUZ Thiemo Kloss Bir sergiden daha fazlası olması hayaliyle yola çıkan TIO ILAR yedinci yılında, İstanbul’da da ikinci yılında sanatta yaratıcılık ve özgür ifadeyi desteklemeye devam ediyor. Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu’nun İstiklal Caddesi’ndeki Sismanoglio Megaro binası, 31 Mayıs tarihine kadar Panos Malamis küratörlüğünde ünlü sanatçılar ve genç sanatçıları aynı çatı altında buluşturan TIO ILAR sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergiden elde edilen gelirin büyük bölümü sosyal sorumluluğa aktarılacak. Malamis, 5 ülkeden 15 sanatçıyı buluşturan TIO ILAR’ın ana fikrini “Tohum toprakla uyum sağladığında çiçek açar, ben de tohumların çiçek açtığı toprağı sağlamaya çalışıyorum” diye açıklıyor. l Dünyaca ünlü sanatçılar ve genç sanatçıları aynı çatı altında buluşturan TIO ILAR sergisini anlatabilir misiniz? Amacı nedir? TIO ILAR, Antik Attika lehçesinde “bir çatı sunmak, korumak” anlamına geliyor. TIO ILAR sanat ya Panos Malamis küratörlüğünde gerçekleştirilen TIO ILAR sergisi, sanatta yaratıcılık ve özgür ifadeye alan yaratıyor. Sergi 31 Mayıs’a kadar sürecek. Eylül ayında Atina’da düzenlenecek sergide de Türkiye’den 5 sanatçı yer alacak. şamlarının ilk adımlarını atarken yapıtlarını tanınmış sanatçılarla birlikte sergileme şansına sahip olan genç sanatçılar için bir çatı görevi görüyor. Yola çıkışımızda sanatçıların ruhlarını en iyi anlatabildikleri yapıtlarını sergileme düşüncesi vardı. Sanatçılar yapıtlarını özgürce sergileyemeyip engellerle karşılaşıyorlar. Sanatçının yaratıcılığının özü olan yapıtlar atölyelerinde saklı duruyor. Ancak sonradan ana akım bu yapıtları görmeye hazır olduğunda gün ışığına çıkıyorlar. Biz, yapıtları bugün göstermek istiyoruz. l Bugün ne aşamada TIO ILAR? Zamanla TIO ILAR bir sanat sergisinden çok daha öteye gitti. Tanınmış sanatçıların, genç sanatçılarla birlikte eserlerini sergileyerek yaratıcı özleriyle ilişkilerini SERGİDEKİ SANATÇILAR Hugo Fontela (İspanya), Leyla Ersin (Türkiye), Beyza Boynudelik (Türkiye), Pietro Ruffo (İtalya), Alexis Avlamis (Yunanistan), Olga Alexopoulou (Yunanistan/ Türkiye), Zone (Türkiye), Alekos Skoutariotis (Yunanistan), Dimitris Dokos (Yunanistan), Thiemo Kloss (Almanya), Hakan Bayer (Türkiye) Kalliopi Kouklinou (Yunanistan), Pandelis Pandelopoulos (Yunanistan), Pet 05 (Türkiye), Localize it! (Yunanistan). gençleştirdiği, genç sanatçıların yaratıcılıklarını ifade edebilme şansını yakaladığı, sokak sanatçılarının galerilere geçiş yapabildiği ve koleksiyonerlerin popü ler sanatın ne olacağı hakkında yanıtlar bulabildiği bir ortam haline geldi. l Sergide farklı ülkelerden sanatçılar var. Bir değerlendirme yapar mısınız? Sergide yer alan sanatçıların hangi ülkeden olduklarının bir önemi yok. Önemli nokta ortak bir dil olan sanatı kullanmaları. Biz yaratmadan yaşayamayan sanatçıları arıyoruz. Almanyadan Thiemo Kloss kişilik, ırkçılık ve tekdüzeliğin ilişkisinin iletişimini fotoğraf ve bilgisayarla teknik öğeleri kullanarak sağlıyor. İtalyadan Pietro Ruffo Soğuk Savaş döneminde propaganda konusuna değinmek için konuyu Ay’ı keşfetmeyle ilişkilendiriyor. Alexis Avlamis modern şehirlerin ütopyasını tartışırken, Türkiye’den Beyza Boynudelik insanoğlunun modern hayatta geçirdiği evrimi ve gündelik şehirli alışkanlıkların toplumun ruhuna olan etkisini ele alıyor. Tam zıt tarafta Pet 05 yeni galaksilere dokunurken, Leyla Ersin sanat yapıtlarına duyarlılıkla mesajlar saklayarak insan hayatının ütopyasına uzanıyor. ‘Yıldız Savaşları’nın Yeni bölümünde OScar ıSaac da OYnuYOr Amcasının ‘oyuncağı’ olacak Kültür Servisi İlki 1977’de George Lucas tarafında çekilen “Yıldız Savaşları”nın çekimlerine başlanan yedincisinin oyuncularından Oscar Isaac, amcası ile kuzeninin bir sürü Yıldız Savaşları oyuncağı olduğunu söyleyerek “Amcam ‘Yıldız Savaşları’nda oynayacağımı öğrenince çok heyecanlandı. Yakında benim de bir oyuncağıma sahip olacağını bilmek aklını başından aldı” dedi. Son olarak 2005’te “Yıldız Savaşları: Bölüm III Sith’in İntikamı” adıyla altıncı bölümü gösterilen “Yıldız Savaşları”nın yedinci bölümünü J.J. Abrams çekecek. Filmde Daisy Ridley ve John Boyega ile birlikte Oscar Isaac da oynayacak. George Lucas, “Yıldız Savaşları”nın haklarını 2012’de Disney şirketine satmıştı. Yeni bölüm, Disney tarafından yapılan ilk “Yıldız Savaşları” olacak. Bu bölümde, özgün “Yıldız Savaşları” üçlemesinin baş karakterlerini canlandırmış olan Mark Hamill, Carrie Fisher ve Harrison Ford da rol alacak. Oscar Isaac, gösterimde olan “Ocak Ayının İki Yüzü” filminde de rol alıyor. Sunumlar maçka Parkı’nda Gaye Su Akyol ‘Develerle Yaşıyorum’ (Olmadı Kaçarız) Dünyasından henüz geçmemiş bir kadın derviş Gaye Su Akyol. Davul ve tuşlu çalgılar çalıyor, şarkı söylüyor. Tüm alafranga girdilerine rağmen, alaturka tarafı daha ağır basıyor. Türk sanat müziği söyleyen bir Lisa Gerard; Asmalı Mescit’in Nico’su, Kadıköy’ün Lydia Lunch’ı… Resimdi, tiyatroydu, müzikti derken sanat sepetle yoğrulmuş bir yaşamı taşımıştı mütemadiyen bandrolsüz albüm topluluklarına (Mai, Seni Görmem İmkânsız, Toz ve Toz). İlk solo albümü ‘Develerle Yaşıyorum’ ise Ali Güçlü Şimşek, Barlas Tan Özemek, Görkem Karabudak ve Alican Tezer refakatinde çıktı. Yeşilçam’ın absürd fantastik komedilerine soundtrack olabilecek şarkılar. Replikas’ın ilk döneminden alıp Dinar Bandosu’nun komik hayal dünyasını sürükleyen bir izlek var bu perdede. Politik ve toplumsal göndermelerinin üzeri ince bir tülle örtülmüş; insani, doğalcı ve özgürlükçü bir çizgiye ayak basıyor. Yaşından büyük, erken olgunlaşmış şarkılar yazıyor Gaye; hitabeti sokak kültüründen besleniyor, konuları ise ağır rakı masası muhabbetlerinden damıtılmış bir görmüş geçirmişlik edebiyatından… Feleğe yeleğini ters giydiren tekinsiz dokuz şarkı; uzaya çıkanlar, zehirli köy kuyulara inenler, koşarak gelenler, kaçarak gidenler için. ‘Altın Günü’nden yaz okuluna Kültür Servisi Burak Delier’in öncülüğünde başlatılan ve bir yaz okulu fikriyle yola çıkan “Bu Bir Sunum Değildir” başlıklı etkinlik bugünden itibaren önümüzdeki yedi hafta boyunca her pazar saat 15.00’te Maçka Demokrasi Parkı’nda gerçekleşiyor. Burak Delier, Süreyya Evren, Elmas Deniz, İnci Furni, Elif Demirkaya ve Ezgi Bakçay’ın katılımlarıyla gerçekleşecek sunumları sanat, ekonomi, emek ve “prekarite” (güvenilmezlik, eğretilik) kavramları üzerinden bir okuma ve tartışma programı izleyecek. Proje, toplumda “altın günü” olarak bilinen dayanışma mantığından esinle ortaya çıktı. Program, güncel sanatın son zamanlarda tartışılan sendika, dernek, sanat emekçiliği, sanat üretimi ve çoktan ana akım sanata entegre olan ve arkasına piyasa desteğini de alan politik sanat gibi çeşitli meselelerini tartışmaya açacak. Sunumlardaki ekonomik model ise şu şekilde işleyecek: Sunumu gerçekleştiren kişi, grubun diğer üyelerinden 100’er lira alacak ve böylece sunum sonrası bir kişide ilerleyen haftalarda diğer sunum yapanlara bölüştürmek üzere 600 TL toplanmış olacak. Serap Yağız ‘Tiyatro Şarkıları’ (Seyhan Müzik) Önce halk korolarında, Ali Asker konserlerinde görmüşlerdi Serap Yağız’ı, arkada şarkı söyleyen küçük kızdı. Ancak müzik için fazlasını istiyordu. İstanbul’a göçtü inancının peşinde. 2008’de çıkan ilk albümü “Suların Uğultusu” armonik açıdan evrensel bir harmandı. Yine aynı proje kapsamında “Fikir ve macera Taner Öngür” dipnotuyla çıkan konsept albüm “Güneş Şarkıları”, kaynakları giderek tükenen dünyamızın umutlarından biri olarak güneş enerjisine işaret ediyordu. Serap’ın yeni albümü “Tiyatro Şarkıları”, adı üzerinde bizi başka bir sahneye sürüklüyor; makus ülke tarihinin sürdüğünü gösteren sahneye. Ana konusu Aziz Nesin’in “Azizname”sinden alınan şarkılarla oluşan, yanı sıra Lüküs Hayat, Keşanlı Ali Destanı ve Zilli Zarife’ye dokunan bu keyifli albüm, yüksek politik taşlama dozu içeriyor. Müzikleri üstlenen Taner Öngür’ün ödenmez hakkı bir yana, albüm güçlü şarkıcı Sema’nın dışında tiyatrocu düetleriyle dolu: Erkan Can, Tülay Günal, Çağlar Çorumlu, Cem Davran, Sacit Akel, Derya Alabora, Serkan Keskin… Ülke tarihinin komik bir üslupla anlatılan trajedisinin halen sürdüğünü (yeniden anlamak için) dinleyelim, zira kıvrak göndermelerle, acı ironilerle dolu bu şarkılar güncelliğini koruyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle