06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 ARALIK 2014 PAZARTESİ 8 HABERLER Koç, sınavsız bürokrat ve memur olarak atanan AKP’li bakan yakınlarının listesini açıkladı GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Torpilde ikinci perde ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP sözcüsü Haluk Koç, eski ve mevcut bakanların, devlet görevlilerinin yakınlarının torpille memur olduklarına dair geçen hafta açıkladığı isim listesinin ikinci bölümünü açıkladı. İkinci torpil listesinde, Mehmet Ali Şahin’in yeğeni Fatma Erten, AKP Üsküdar Gençlik Kolları Başkanı Selim Terzi, Hüseyin Çelik’in yeğeni Latif Çelik, Tayyip Erdoğan’ın özel kalem müdürlüğünü yapan Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun oğlu Alperen Karaosmanoğlu’nun isimleri yer aldı. Sayıştay Genel Kurulu’nun 2005’te, istisnai memuriyet kadrolarına atananların KPSS sınavına katılmadıkları halde, bir süre sonra sınavla girilebilecek memur kadrolarına atandığını belirlediğini anımsatan Koç, daha sonra KPSS başarı belgesi olmadan devlet memuru yapılan kişilerin isimlerini ve başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere devletin üst kademesindeki AKP’lilere yakınlıklarını açıkladı. Haluk Koç, “Her biri keşfedilmemiş bir cevher” diyerek ikinci listeyi şöyle açıkladı: n Baştarafı 1. Sayfada operasyonuydu. Günlerdir beklenen olmuş, Türkiye’nin dört bir yanında, aynı anda operasyon dalgalarından en büyük olanı başlamıştı. Görüntülerin tümü tanıdıktı. Türkiye’nin en büyük kentindeki bir gazetenin merkezi kuşatılmış, didik didik aranıyordu. Kimi muhabirler Vatan Caddesi’nin yolunu çoktan tutmuş, gözaltına alınacak kişilerin buraya getirilişini bekliyordu. O an içimden geçen duyguları sütunlara sığdırmak güç... Derken gözaltına alınanların taraftarları, “Hukuk istiyoruz”, “Adalet istiyoruz” diye haykırırken, arkada yine yabancısı olmadığımız bir pankart yükseliyordu: “Bizi susturamazsınız...” Daha kaç kişinin gözaltına alınacağı belli olmadan, suçlamalar havada uçuşmaya başladı: “Devleti ele geçirmeye çalışmak... Gizli bilgileri açıklamak... Casusluk... Görevi kötüye kullanmak...” Bu haberlerden anlaşılıyordu ki iddianame de yazılmıştı! Hatta karar seçenekleri de yan yana konmuş, hangi kararın uygulanacağına karar verme aşamasına gelinmişti! HHH Uğur Mumcu’nun köşesinde sıklıkla dile getirdiği düşüncelerinden biri şuydu: “Nereden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun terörün her türlüsüne hayır.” AKP iktidarıyla birlikte bu cümlenin yanına şunu da koymak gerekiyor: “Hedefi ve amacı ne olursa olsun, hukuksuzluğun her türlüsüne hayır.” Silivri duruşmalarında sık yaptığımız vurgular şunlardı: Hukuk bir gün herkese lazım olur. Medya mahkemesi özel yetkili mahkemelerin de önüne geçti, hükmünü verdi, infaza girişti. Bunu şiddetle reddediyor, o gazetecileri tetikçilik yapmamaya ve meslek ilkelerini bir kez daha gözden geçirmeye davet ediyoruz. Bu iddianameler Hitler döneminin Goebbels tekniklerini anımsatıyor. Goebbels’in propaganda mantığı şuydu: “Öyle büyük bir yalan üret ki hiç kimse karşı çıkamasın.” Bu iddianamelerin Goebbels mantığından farkı yok. Silivri’deki 5 yıllık yargılamalar boyunca sadece benim konuşmamın toplamı 45 saat civarındaydı. Ancak bu iyi savunma yaptığımız anlamına gelmiyordu. Çünkü suçlamaların çoğunu biz savunma yaptıktan sonra söylediler! Yeniden vurgulamak gerekirse, kurbanı kim olursa olsun, hukuksuzluğun her türlüsüne “hayır” diyebildiğimiz gün biraz daha insanlaşacağız. Silivri mahkemelerinden önce kurulan medya mahkemelerinin kahramanları bugün hukuk arıyor. İnsan olmanın gereği herkesin adil yargılanmasını istemek ve savunmaktır. HHH İktidarın parti kanadı ile cemaat kanadı birbirini çok ağır bir dille suçlayarak, Türkiye’nin üzerinde tepiniyor. Parti kanadının kökeni 1970’lerde, “Biz iktidara din dahil her türlü değeri kullanarak sandık yoluyla geleceğiz” diye yola çıktı. Cemaat kanadı ise aynı zaman diliminde, “Biz sandıkla uğraşmayacağız, yeni nesiller yetiştirip devlet kurumlarını ele geçirerek iktidar sahibi olacağız” diye yola çıktı. Son 40 yıllık süreçte yaşanan darbeler, siyasal hastalıklar, uluslararası planlar AKP koalisyon iktidarını Türkiye’ye dayattı. Taraflardan biri iktidara tek başına sahip olmak isteyince kavga çıktı. Parti cemaate diyor ki: “Sen hukuk dışı yöntemler kullanarak devleti ele geçirmeye çalıştın.” Cemaat AKP’ye diyor ki: “Sen hırsızsın.” Biz diyoruz ki; ikiniz de haklısınız... Bu ülke size mahkum değil. BELGELER BÜROKRATLARDAN GELİYOR CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen Koç, AKP sözcüsü Beşir Atalay’ın kendisine yönelik “Paralelin papağanı olmuş” sözlerine de yanıt verdi. Koç, “Deniz Feneri davasında, Kırıkkale’deki zanlılara telefon ederek ‘Hazır olun, bilgileri, belgeleri yok edin, polis geliyor’ diye köstebeklik yapan ve bu marifeti de yargı kararıyla ortaya açığa çıkartılan kişi. Bak Beşir Bey; biz paralel, dikdörtgen, kare, üçgen bilmeyiz. Bu ihbarlar nereden geliyor biliyor musunuz? Senin eski milletvekillerinden, bürokratlarından, parti teşkilatlarından, sade vatandaşlardan geliyor. Daha da akmaya devam ediyor. Yani minareyi çaldınız, kılıfına sokamıyorsunuz. Çürümeye başladınız, tükeniyorsunuz artık. Kendi içinizden bağırın” dedi. la İlişkiler Müşavirliği’ne alınıyor, daha sonra AB Bakanlığı Müşavirliği’ne geçiriliyor. Ayşe Kunduroğlu da Sani Kunduroğlu’nun eşi, AB Bakanlığı’nda, Ulusal Ajans’ta görevlendirilerek yüksek maaşlı mevkiye getiriliyor. Yine Egemen Bağış’ın özel kalemi İbrahim Bayram’ın arkadaşı Mehmet Safi Öztekin, eski Bakan Zafer Çağlayan döneminde açıktan memur yapılıyor. Sare Davutoğlu’na danışman Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun eşi Sare Davutoğlu’na sekreterlik yapan kadın halterci Dolunay Yüksel, 3600 ek göstergeli ve bol ikramiye ve yüksek maaşla Başbakanlık Müşavirliği’ne atanıyor. En az 3 yıl süreli yükseköğrenim veren fakülte ve yüksekokulları bitirerek mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve belirli bir süre meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlilik sınavı sonunda atanan müfettiş ve uzmanların mesleklerinde en az 8 yıl görev yaptıktan sonra erişebildikleri 3600 ek göstergeye adeta “paraşütle”, hiçbir liyakat ve kariyer gözetilmeksizin atanıyor. Hem de 26 Kasım 2014 tarihli 29187 sayılı Resmi Gazete ile bütün müfettiş ve uzmanların gözünün içine sokarak ve dalga geçer gibi atanıyor. Daha önce AKP Kahramanmaraş Milletvekili ve eski TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil’in danışmanı Adil Murat Alan, sınavsız olarak TİB’e uzman yapıldı. Trabzon Milletvekili Safiye Seymenoğlu’nun kızı Çağla Seymenoğlu. Herhangi bir sınava girmeden, açıktan atamayla Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nde memur oldu. Eski AKP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Sezal’ın kızı Zeynep Sezal. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik tarafından KPSS’si olmadığı halde Kahramanmaraş’a öğretmen olarak atandı. Çiğdem Erdoğan Atabek, AKP Sakarya İl Kadın Kolları Başkanı iken Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yardımcılığı’na atandı. 1981 doğumlu. KPSS’ye hiç ihtiyaç duyulmaksızın 8000 ek göstergeli makama oturdu. İki günde müşavir Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafçısı Kayhan Özer’in kızı Tuğçe Özer, Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda iki gün basın müşaviri olarak görev yapıyor. Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde, örtülü ödenekten sorumlu Maksut Selim’in oğlu Yasin Ekrem Selim, AB Bakanlığı’nda müşavirlik kadrosuna atanıyor. Erdoğan’ın uzun yıllar özel kalem müdür yardımcılığını yapan, şimdiki Bilim Sanayi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yunus Emre Karaosmanoğlu’nun oğlu Alperen Karaosmanoğlu. AB Bakanlığı’nda açıktan atamayla memur yapıldı. Bir süre son ra da maaşların oldukça yüksek olduğu Başbakanlık yatırım Destek Ajansı’na geçti. Eski Kültür Bakanı Atilla Koç’un oğlu Ali Taha Koç, Başbakanlık’ta başmüşavir görevine getirildi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bilişim biriminin başında görev yapıyor. Sarayda görev KPSS puanı yetmeyenler Mehmet Ali Şahin’in teyzesinin kızı Fatma Erten, KPSS puanı yetmeyince, Meclis’e bağlı devlet arşivlerine, istisnai kadroyla atandı. Ulaştır ma Bakanı Lütfi Elvan’ın danışmanlığını yapan Nurettin Şah, TÜRKSAT direktörlüğüne, daha sonra sınavsız olarak TİB yönetim sistemleri koordinatörlüğüne getirildi. Yeni AB Bakanı Volkan Bozkır’ın özel kaleminin kardeşi Ahmet Can, kısa süre önce AB Bakanlığı’nda müşavir yapıldı. Hüseyin Çelik’in yeğeni Latif Çelik, KPSS puanı yetmeyince, TBMM’de memur yapıldı. Egemen Bağış’ın Amerika’dan arkadaşı Sani Kunduroğlu, önce Başbakanlık Basın ve Halk Neredeyse bir aile MÜSLÜMAN KARDEŞLER İNADI IDEX’ten resmen dışlandık BARKIN ŞIK ANKARA Mısır ile yaşadığı “Müslüman Kardeşler” krizi nedeniyle Arap dünyasıyla arası açılan Türkiye, savunma sanayi alanında arka arkaya darbeler yiyor. Suudi Arabistan’ın Türkiye’nin milli insansız hava aracı ANKA’yı almaktan son anda vazgeçmesinin ardından, Birleşik Arap Emirlikleri de (BAE) 2 milyar dolarlık taktik tekerlekli araç ihalesinde, Koç grubuna ait Otokar’ı, birinci sırada olmasına karşın eledi. Türkiye, şubat ayında BAE’nin başkenti Abu Dabi’de düzenlenecek IDEX 2015 Savunma Fuarı’ndan da “resmen” dışlandı. 4 adet ANKA’nın komuta kontrol sistemleri ile birlikte 56 milyon dolara Suudi Arabistan’a satılmasına ilişkin görüşmelerin son dakikada kesilmesinin ardından, BAE Otokar’ı 2 milyar dolarlık ihaleden eledi. BAE’nin başkentinde gerçekleşecek IDEX2015 fuarı için geçen yıllarda Genelkurmay Başkanlığı’na gönderilen resmi davetiyenin de bu kez Ankara’ya iletmediği öğrenildi. Savunma Sanayii Müsteşarlığı da Ortadoğu’ya savunma sanayi ürünlerinin tanıtımı ve ihracatı açısından büyük önem taşıyan IDEX 2015 fuarında kurumsal olarak yer almayacak. Türkiye’den 10 kadar savunma sanayi şirketinin kendi imkânları ile fuarda yer almak için girişimlerde bulunduğu kaydedildi. BAE’nin Türkiye’ye uyguladığı vize rejimini de değiştirdiği, artık Türk vatandaşlarına oturma ve çalışma izni vermemeye başladığı öğrenildi. Geçen mart ayı başında Riyad’da dışişleri bakanları düzeyinde toplanan Körfez İşbirliği Konseyi 130. Dönem Toplantısı’nda, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, Katar’daki büyükelçilerin geri çekilmesi yönünde karar almıştı. Bu kararın alınmasında, “Katar’ın başka ülkelerin iç işlerine karıştığı” yönündeki tespit etkili olmuştu. Körfez ülkeleri ayrıca, Katar’ın, Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nı (İhvan) desteklememesi gerektiğini de vurgulamıştı. Türkiye ile birlikte hareket eden Katar’ın kendisine uygulanan yaptırımların ardından pozisyon değiştirmeye başladığı belirtildi. KPSS’siz öğretmen İnönü’den sert yılbaşı açıklaması İstanbul Haber Servisi Şişli Belediyesi’ndeki Sarıgülİnönü gerilimi her geçen gün farklı bir boyut kazanıyor. Eski belediye başkanı Mustafa Sarıgül’ün, Hayri İnönü’yü belediye meclisinin verdiği kararlara uymaya çağırmasının ardından, İnönü de dün yazılı bir açıklama yaparak Sarıgül döneminde yılbaşı hazırlıkları için kaynakların çarçur edilip belediyenin ağır bir borç altına sokulduğunu ileri sürdü. İnönü, Nişantaşı’nda bu yıl, yılbaşı eğlencesi ve yılbaşı aydınlatmasının olmaması nedeniyle birkaç gündür medyada yer alan haberlerle ilgili dün yazılı açıklama yaptı. Açıklamasında, Sarıgül dönemine atıfta bulunarak kamu kaynaklarının çarçur edildiğini belirten İnönü şunları kaydetti: “Nişantaşı neden hâlâ karanlık sloganıyla ortalığı velveleye vermeye çalışan bu zihniyet unutmamalıdır ki Nişantaşı hiçbir zaman karanlık olmadı. Eğer Şişli Belediyemiz ağır borç yükü altında bulunmasaydı, biz, sizler için bugüne kadar yapılagelenden çok daha coşkulu eğlence programları düzenler, sizlerin coşkulu eğlence ortamlarını paylaşmanız için her tür olanağı önünüze sererdik. Ancak yıllarca kırmızı halı ve süs lambalarıyla halkımıza göstermelik bir şaşaa sunulurken kamu kaynakları çarçur edilmiş, belediyemiz ne yazık ki ağır bir borç yükü altına sokulmuştur. Nişantaşı semtimizin kırmızı halı ve süs lambaları için geçmiş dönemlerde milyonlarca lira harcama yapıldığı saptanmıştır. Milyonlar harcanmış; sizin milyonlarınız, size hizmet için, çocuklarınızın eğitimine katkı için, yürüdüğünüz yollara, yaşadığınız semtlere bakım için ayrılmış olan paralar ne yazık ki gözünüzü boyamak üzere birkaç günlük eğlence için kırmızı halılara ve lambalara harcanmış. Sizlere hizmet sözüyle bu makama geldim. Durum böyleyken birtakım gerçekleri göz ardı ederek aynı yanlışlara devam etmeye ne kişisel olarak vicdanım ne de sahip olduğum politik ve ideolojik anlayış izin vermemektedir.” Kendisinin ilk listeyi açıklamasının ardından “Bütün söylediklerine yalan diyemem” diyen Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’a da yanıt veren Koç, “Yeğenin ve abin veya kardeşin, TBMM’de Milli Saraylar koruma danışman kadrosuna senin döneminde atandılar mı atanmadılar mı? Bırak iyi polisliği. Var mı, yok mu çık söyle bakalım” dedi. Koç, haksız memur alımlarını duyurmak içinde bir site kurduklarını belirterek, “Haksızatama.com.’ Bütün duyumlarınızı bildirin” ifadelerini kullandı. Arınç’a da yüklendi Vize de vermiyorlar ‘Site kurduk’ 4 milyar dolarlık füze ihalesinde sürpriz gelişmeler yaşanıyor Son dakika operasyonları BARKIN ŞIK Katar da gidince... ANKARA 4 milyar dolarlık füze ihalesinde sürpriz gelişmeler yaşanıyor. Çin ile sözleşme görüşmeleri yapılan ihalede, nihai kararın bugün Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde alınması planlanırken toplantı son dakikada ocak ayı ortasına ertelendi. Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir de temaslarda bulunmak üzere Fransa’nın yolunu tuttu. Çin ile görüşmelerin kesilmesi durumunda ihaleye Fransa ile devam edilecek. Fransa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeye yaptığı ziyaret sıra sında Ankara’nın Suriye politikasına tam destek veren “yegâne” ülke olarak şansını arttırıyor. Çin ile sözleşme görüşmelerine devam eden Türkiye’nin, 31 Aralık tarihinden sonra görüşmelere Fransız Eurosam firması ile devam edeceği Ankara kulislerinde sıklıkla dile getirilmeye başlandı. Bu iddia savunma çevrelerini meşgul ederken, bugün yapılması planlanan Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısının ocak ayı ortasına ertelendiği öğrenildi. Müsteşarlık kaynakları, toplantıdan füze ihalesi ile ilgili kararın çıkacağı nı söyledi. Bu arada Müsteşar Demir’in de Fransa’da temaslarda bulunacağı kaydedildi. erekçe: Teknoloji transferi Ankara kulislerinde, “istenen teknoloji transferinin sağlanamaması” gerekçesiyle ihalenin Çin’den alınarak Fransa’ya verileceği konuşuluyor. Türkiye’nin uzun menzilde ve alçak/orta/yüksek irtifada hava savunmasını sağlamak amacıyla yürütülen proje, 26 Eylül 2013’te başlatıldı. ABD’nin Patriot sistemi, Çin’in FD2000 füzesi ve İtalyanFran G sız ortaklığıyla geliştirilen SampT sisteminin yarıştığı ihale kapsamında, Çin Halk Cumhuriyeti’nden CPMIEC kuruluşu ile sözleşme görüşmelerine başlanmasına karar verilmişti. Bu karar, NATO, ABD ve Avrupalı yetkililerce tartışma konusu olmuştu. Savunma Sanayii İcra Komitesi talimatı gereği, CPMIEC ile görüşmelerden sonuç alınamaması halinde ikinci sıradaki Eurosam konsorsiyumu ile, onlarla yapılan görüşmelerden de sonuç alınamaması halinde üçüncü sıradaki ABD ile sözleşme görüşmelerine başlanması kararlaştırılmıştı. Tamaylıgil’in annesi uğurlandı Eski CHP Genel Sekreteri, İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, vefat eden annesi Bahar Tamaylıgil’i (76) dün son yolculuğuna uğurladı. Karacaahmet Mezarlığı içerisinde bulunan Şakirin Camii’nde cenaze törenine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP milletvekilleri Gürsel Tekin, Umut Oran ile Aydın Ayaydın, İhsan Özkes ile CHP PM üyesi Tuncay Özkan, HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli, Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar, Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü ve Şişli Belediye Başkan Yardımcısı Emir Sarıgül’le birlikte Tamaygil’in aile yakınları katıldı.Tamaylıgil’in cenazesi, cenaze namazının kılınmasının ardından Sahrayıcedit Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle