06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 ARALIK 2014 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 14 ARALIK OPERASYONU Kılıçdaroğlu, cemaate yönelik operasyona ‘Mazlumun kimliği sorulmaz’ diyerek tepki gösterdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, cemaate yönelik son operasyonu “Darbe sürecidir. Mazlumun kimliği sorulmaz” sözleri ile değerlendirirken, TBMM Genel Kurulu’nun da gündemi operasyon oldu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, operasyonun 1725 Aralık sürecini unutturmak amacıyla yapıldığını belirtirken CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, yasadışı hiçbir faaliyetin arkasında olmadıklarını belirterek “1725 Aralık operasyonlarının algısını yok etmeye dönük bir operasyon mudur?” dedi. Cemaate yönelik son operasyon, siyasetin de gündemini oluşturdu. Kılıçdaroğlu, yaşanan sürecin sağlıklı işleyen bir demokraside olamayacağını kaydederek “Yaşanan süreç bir darbe sürecidir. Mazlumun kimliği, adresi sorulmaz. Mazlum her dönem mazlumdur. Biz her zaman mazlumların yanında olaca ‘Bu darbe süreci’ ğız. Sabahın köründe gazetecilerin gözaltına alınması, gazetelere televizyonlara baskın yapılması kabul edeceğimiz bir uygulama değil. Ne olursa olsun” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ise “Efendim, bugünün mağdurları dün şunu yaptı. O, onların bileceği iş. Bugün, kim bir hukuksuzlukla karşı karşıya ise CHP, o hukuksuzluğa uğrayanların yanında yer alır. Hukuk, dün birilerine gerekiyordu, bugün de birilerine gerekiyor, yarın da birilerine gerekecek” diye konuştu. TBMM Genel Kurulu’nda dün Dışişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile bağlı kurumların 2015 yılı bütçeleri ele alındı. Görüşmeden önce söz alan Oktay Vural, “1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet çetesinin, açıkçası, adli kolluğa, hâkimlere, hukuk devletine yaptığı darbe devam ediyor ve bugün, zamanlaması itibarıyla da 1725 Aralık sürecini unutturmak isteyenler medya organlarına baskı yapmak suretiyle gündemi değiştirmek ve bu yönüyle halkın bilgi edinme özgürlüğünü elinden almak istiyorlar” dedi. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök de operasyonun yapılmadan gündeme gelmesinden Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın kendisinin haberi olmadığını, bunun vahim ve ciddi olduğunu söylediğini anımsatarak “Anlaşılıyor ki iktidarın içinde de bir derin devlet var. Bir başbakan yardımcısının bilmediği ama iki gün sonra gerçekleşen bir operasyonla, iktidar partisinin her fırsatta medya özgürlüğünü, kişi hak ve hürriyetlerini savunduğunu ifade ettiği bir ortamda, hukuksuz olarak eşzamanlı yürütülen bu operasyonun gerekçeleri nedir?” İlk ‘makul şüphe’ operasyonu İstanbul Haber Servisi İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği’nin arama kararında, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “Türkiye Cumhuriyeti devletinin egemenliğini ele geçirmek amacıyla baskı, yıldırma ve tehdit yöntemlerini kullanarak örgütsel yapı oluşturarak bu yapılanma altında iftira, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, belgede sahtecilik suçları yönünden” yürütülen soruşturma kapsamında şüpheliler hakkında “makul şüphe” oluştuğu kaydedildi. Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 116. maddesi gereğince şüphelilerin ikamet ve iş adreslerinde gündüzleyin bir defaya mahsus olmak üzere arama yapılmasına izin verilmesine hükmedildi. 5 ‘İktidarın derin devleti’ diye konuştu. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da operasyonun basın için kara bir gün olduğunu belirtti. Rize’de konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekâroğlu, “Maalesef Türkiye gelişmiş demokrasi diye diye böyle karanlık bir çukura doğru yuvarlanıyor. Maalesef AKP hükümeti zaman geçtikçe daha panik içinde demokrasi, hak ve özgürlükleri tahrip eder bir noktaya doğru gidiyor” diye konuştu. AKP çıktığı zirveden inmeye başlamıştır CHP Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş da “17 Aralık’ta soruşturma başlatan savcıların görevini yapmasını engellediler aldılar. O soruşturmayı yürütecek polisleri başka yerlere gönderdiler. Demek istiyorlar ki, ‘Yolsuzlukları soruşturamazsınız’ Bu hukuk devleti olmaz” dedi. Adana’da konuşan CHP Milletvekili Muharrem İnce de muhalif kim varsa içeri atıldığını söyledi. Fotoğraf: AA l Operasyon için kim, ne dedi? Sosyal medyada gündem oldu Haber Merkezi Polisin basına yönelik operasyonu sosyal medyada geniş yankı buldu. Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv davasından 1 yılı aşkın süre tutuklu kalan Ahmet Şık, operasyonla ilgili olarak Twitter’dan “Birkaç yıl önceki faşizm döneminin kudretli sahiplerinden Cemaatin bugün yaşadığının adı da faşizmdir. Faşizme karşı çıkmak erdemdir” yorumunda bulununca farklı yorumlar geldi. al varlıklarına el konulabilir’ Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Yrd. Doç. Dr. Mehmet Karlı, dün radikal.com.tr’ye yaptığı açıklamada “makul şüpheyle” ilgili, “Makul şüphe yasası dün başlatılan soruşturmayı etkileyebilecek birçok adım içeriyor. Bunlardan iki tanesi bu aşamada önem taşıyor. Geçtiğimiz cuma günü çıkan yasa ile TCK 309 ve 312. maddelerinin de arasında yer aldığı, ‘Ana ‘M yasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar’, ‘taşınmazlara, hak ve alacaklara el konulmasını’ düzenleyen CMK 128. maddenin kapsamına alınmıştı. Dolayısıyla bu soruşturma kapsamında, soruşturulan suç kapsamında elde edildiği iddia edilecek taşınmazların, banka hesaplarının, şirketlerdeki ortaklık paylarının ve genel olarak her türlü hak ve alacaklara el konulmasının önü açılmıştı. Soruşturma makamları bu hükmü de işletirlerse Fethullah Gülen cemaatine ait olduğu iddia edilen birçok malvarlığına el uzatılabilir. Soruşturmada haklarında yakalama kararı verilen şahısların en fazla 24 saat gözaltında tutulması gerekiyor. Lakin, soruşturulan suç ‘örgütlü suç’ niteliği taşıdığından, gözaltı süresi her seferinde 24 saati geçmemek üzere en fazla 3 gün daha uzatılabiliyor. Haklarında yakalama kararı bulunanlar en fazla 96 saat gözaltında tutulabilirler” değerlendirmesini yaptı. 96 saatlik gözaltının ardından adliyeye sevk edilecek şüpheliler hakkında tutuklama yapılıp yapılmayacağına karar verecek hâkimlerin, 17 Aralık soruşturması sonrasında oluşturulan yeni sulh ceza hâkimleri olması bekleniyor. aşizm’ diyen Ahmet Şık’a Zaman’dan özür ve teşekkür Gazetemiz muhabiri Şık’ın bu tweet’ine karşılık olarak Zaman’ın Washington Temsilcisi Ali Aslan Twitter sayfası üzerinden Şık ve Nedim Şener’e teşekkür ederek “Biz sizin özgürlüğünüzü savunmamıştık. Hakkınızı helal edin” mesajı gönderdi. Aslan, tweet’inde Ahmet Şık’a “Faşiste faşist dediğin için teşekkürler Ahmet Şık. Ve lütfen hakkını helal et. Biz senin özgürlüğüne böyle sahip çıkamamıştık” derken Nedim Şener’e de “Sevgili Nedim, Ahmet Şık’tan istediğim helallik senin için de geçerli. Gerçi sen hâlâ çok kızgınsın ama canın sağ olsun:)” mesajını gönderdi. Zaman Gazetesi İstihbarat Şefi İbrahim Doğan da “Ekrem Dumanlı @sahmetsahmet”a teşekküründen sonra “Çıktığımda ilk görüşeceğim kişilerden biri Ahmet olacak” tweet’ini attı. Sosyal medyada paylaşılan tweet’lerden bazıları şöyle: Levent Gültekin: Cemaatin geçmiş hataları bu süreçteki hukuksuzlukları görmemize engel değil… Aklansın gelsinler diyecek körlüğe kapılamayız. Faruk Bildirici: AKP’nin gazetecileri cezaevlerine atmalarına yardım etmiş olsalar da cemaat medyasına operasyon asla onaylanamaz… Cüneyt Akman: Operasyonu “oh olsun paralel yapıya” diye görmek, bilinçli değilse gaflettir, miyopluktur. Operasyon tüm muhaliflere yayılacak. Lütfü Türkkan: Benim kimseye ‘OH OLDU..!’ diyecek kadar yüreğim çürümedi. Zalim kim olursa olsun karşısında, mazlum kim olursa olsun yanında olurum. Can Dündar: Zaman gazetesi, bugünkü yalnızlığının nedenini eski manşetlerinde aramalı. Ama onların sicili, bugünkü zulme karşı durmamıza engel olmamalı. Levent Üzümcü: Bumerang Cehennemi. Ertuğrul Mavioğlu: ‘Etme bulma dünyası’ deyip ‘oh’ çekebiliriz ama bunun diktatörlüğü pekiştirmek için yapıldığını unutmayalım. Sezin Öney: Türkiye artık tek adam faşizmi olan 1 ülke; bundan herkese şer çıkar. Birbirinin acısına burun kıvırma değil, beraber battığımızı görme zamanı. Ali Haydar Fırat: Yaşananlar solcu, demokrat ve Atatürkçülere yönelik hukuksuzluklarının hesabı değildir. Yeni bir faşizm dalgasıdır. Alan temizliyor AKP. ‘F soğuk havaya karşın gece boyunca bekleyişini sürdürdü. Grup, çeşitli döviz ve sloganlarla gözaltıları protesto etti. Gruba Demokratik Gelişim Partisi Genel Başkanı ve Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal da destek verdi. Ankara’da da tepkinin adresi Ankara Adliyesi oldu. Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Akadiroğlu, gazeteciler Faruk Mercan, Tayfun Talipoğlu eyleme destek verdi. GECE BOYUNCA BEKLEDİLER Çağlayan Adliyesi önünde toplanan yüzlerce kişi, Kim bu Tahşiyeciler? Yurt Haberleri Servisi Soruşturmada hakkında gözaltı kararı bulunan, aralarında emniyet görevlileri ve medya mensubu 31 kişinin, 2010 yılında “Tahşiyeciler” olarak bilinen gruba yönelik düzenlenen operasyonda “suç ve delil uydurdukları”, “kumpas kurdukları” öne sürüldü. “Tahşiyeciler” olarak bilinen kişilere düzenlenen operasyonda, “Molla Muhammet” olarak bilinen grubun önde gelen ismi Mehmet Doğan’ın aralarında bulunduğu 11 kişi yakalanmış, tutuklanan Doğan 17 ay cezaevinde yattıktan sonra tahliye edilmişti. Emekli imam Doğan’ın, Fethullah Gülen’in bazı fikirlerine karşı çıktığı iddia edilmişti. Tahşiyeciler operasyonunun ardından yapılan yargılamada operasyonda ele geçirilen el bombalarında sanıkların parmak izine rastlanmadığı, polislerin parmak izlerinin tespit edildiği belirtilmişti. Polisler ise bu durumu ‘eldivensiz’ olmalarına bağlamıştı. Öte yandan cemaate yakın kanalların dizilerinde de “Tahşiyeciler” grubunun ismi geçirilmişti. Dün sabah yapılan operasyonda gözaltına alınan eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkâri Emniyet Müdürü Tufan Ergüder ise Samanyolu Haber’de çıktığı bir programda “El Kaide grubu bunlar ve silahlı mücadeleyi savunan bir grup. Ve ilk kez bir Nurcu grubunu selefileştirerek El Kaideleştirdiler, eskiden temelde Nurculukta olan bir grup” ifadesini kullanmıştı. Twitter fenomeni Fuat Avni’nin 14 Aralık Operasyonu’nu haber veren mesajlarında ise “Tahşiyeciler grubundan ele geçirilen bombaları polislerin yerleştirdiği algısı oluşturulacak” iddiasında bulunmuştu. 2010’da Taşhiyeciler’e yapılan baskınlarda ele geçirilen sis bombasıyla, Zir Vadisi’nde yapılan kazılarda bulunan sis bombasının seri numaralarının aynı olduğu, yine Kartal’da 2009’da bir operasyonda ele geçirilen bir başka el bombasının seri numarasının, operasyonda bulunan bir el bombası ile aynı olduğu iddia ediliyor. Davutoğlu: AKP iktidarına savaş ilan edenler, bedelini öder ‘Hesap verecekler’ Yurt Haberleri Servisi Başbakan Ahmet Davutoğlu, 47 kişinin gözaltına alındığı operasyonla ilgili sert açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, “Gün imtihan günüdür. Herkes yaptıklarının ve bu ülkede demokrasiye yönelik tavırlarının hesabını da görecek, demokrasi yanında yer aldığında mükafatını da görecek” dedi. Elazığ ve Adıyaman’da partisinin il kongresine katılan Davutoğlu, sözlerine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alarak başladı. Davutoğlu, “Bugün o paralel çeteyle ilgili yürütülen soruşturma çerçevesinde bir takım adımlar atılınca önce Kılıçdaroğlu konuşuyor, onlardan önce. ‘Hiçbir şeyden korkmuyoruz, her şey açıklansın’ diyenler niçin bugün telaş içindeler? Neden soruşturmayı etkilemeye çalışıyorlar?” dedi. Cemaatin hükümeti hedef aldığını belirten Davutoğlu, “Beklesinler ve bilsinler ki devletin kurumlarına sızan Başbakanı, Cumhurbaşkanını, devletin kurumlarının en mahrem toplantılarını dinleyenler, MİT müsteşarına yönelik operasyona kalkışan, Suriye’de mazlumlara yardıma giden TIR’ı durdurup ülkemizi şikayet edenler bunların karşılıksız olacağını düşünmesinler. Bize iktidar emanetini milletten aldık, canımızın emanetini Allah’tan aldık. İkisini de Allah’ın ve milletin takdiriyle veririz. Bizim dönemimizde ülke demokratikleşti, özgürleşti, kimseye yürüttüğü faaliyet dolayısıyla önyargıyla bakmadık. Ta ki hizmet görüntüsü altında birileri eğer bürokrasiyi kontrol etmek üzerinden ülkenin seçilmiş iktidarına savaş ilan edince durum değişti. O andan itibaren bize tevdi edilen milli irade emanetini sonuna kadar savunmak boynumuzun borcudur. Mavi Marmara baskınında İsrail’e ses çıkaramayanlar, AKP iktidarına kumpas kuruyorlar. İsrail otoritesini meşru gördükten sonra Türkiye’de iktidarın başbakanına ‘dönemin başbakanı’ diye dosyalar hazırlayanlar varsa onlar bugün de yarın da millet ve tarih önünde hesap vereceklerdir” diye konuştu. Kobani protestolarında çıkan olaylarla ilgili ise HDP’yi hedef alan Davutoğlu, HDP’yi de “Kürt Baas’ı” olarak nitelendirdi. İçişleri Bakanı Efkan Ala ise Ağrı’da yaptığı konuşmada 2002’den beri hükümetin darbe girişimleriyle önünün kesilmek istendiğini iddia ederek “25 Aralık ‘paralel yapı’ darbe girişimi. Kardeşim derdin ne? Devletin mekanizmaları var. Ne biriktiriyorsun da sonunda oraya getiriyorsun? Neyin peşindesin, beni kime karşı kışkırtıyorsun, ne elde edeceksin?” diye konuştu. Konya’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu belirterek “Gerekli değerlendirmeleri süreç içerisinde zaten kamuoyu da yapar. Yanlış yapan yanlışının bedelini öder” diye konuştu. Sivas’ta konuşan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “Bir bakalım hangi sahte belge düzenlenmiş. Hangi kişi özgürlüklerden alıkonuldu bu ortaya çıksın” dedi. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “Herkes hukuka saygı duymalı” dedi. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Suçlu kimse cezasını çeker. Sebepleri var tabii” dedi. Bombalarda aynı numara Ala: Neyin peşindesin? Tartışma yaratan diziler Yurt Haberleri Servisi Samanyolu TV’de yayımlanan “Sungurlar” (Şefkattepe) ve “Tek Türkiye” gibi dizilerin senarist, yönetmen ve yapımcıları da operasyon kapsamında gözaltına alındı. Samanyolu TV’nin birçok dizisi daha önce kamuoyunun gündeminde tartışılmış, siyasetçiler tarafından da eleştirilmişti. emirtaş: Hedef gösteriyor Tayyip Erdoğan komutasındaki yargı ordusu, dün sabahtan itibaren “medya”ya nihayet açıktan ve harbiden çullandı. Bilerek “Cemaat medyasına” filan demedim; “medya” dedim. Üstüne çullanılıp saldırılan medya çünkü. Dün sabah TV ekranlarındaki, internet haber sitelerindeki “günün haberi” ile karşılaşanlar sanırım pek şaşırmadı. Şaşırmadık; çünkü günler öncesinden haberimiz vardı. Peki, kimden aldık haberi? Fuat Avni nam zattan. Adam tarih verdi mi? Verdi. Hem de tam isabetle. 14 Aralık’tan 25 Aralık’a kadar, dedi. Dün 14 Aralık’tı. Adam gözaltına alınacakların listesini verdi mi? Verdi. Yine tam isabetle. Karşılaştırın iki listeyi. Dün gözaltına alınanların hepsinin adı Fuat Avni listesinde de yer alıyordu. Peki, kim bu Fuat Avni? Bilmiyoruz. Bilinmiyor. Gizli. Kara da olsa ünlü istihbarat örgütünün bile bilmediğini, bulup çıkaramadığını biz nerden ve nasıl D Fuat Avni’den Al(ma) Haberi… bilelim? Kendisi Başbakanlık danışmanları arasından biri olduğunu ileri sürüyor. Doğru mu? Kim bilebilir? AKP’liler “Bir kişi değil, birkaç kişi bunlar. Aralarında cemaat bağı olan birkaç kişi” diyorlar. Önde gelen bir AKP’linin zembereği boşandı; tuttu “Fuat Avni aslında bir konsorsiyum” deyiverdi. Peki ortalığı, hele hele medya dünyasını toz dumanın kapladığı şu günlerde (yani saatlerde) önceden verilen ve doğru çıkan haberin kaynağının Fuat Avni olması önemli mi, anlamlı mı? Hem de nasıl!.. HHH Mesleğimizin altın kuralı: Haberi bir, mümkünse iki ayrı kaynaktan doğrulatmadan sakın yayımlama. Peki, haydi gelin de Fuat Avni’nin haberini kaynağından doğrulatın bakalım? “Öyleyse kullanma” mı diyeceksiniz? Demeyin. Adamın bugüne kadar verdiği haberlerin hemen hemen tümü doğru çıktı. Onun haberlerini Twitter kullanmayan binlerce, on binlerce okura duyurmamak da bir meslek ayıbı, hatta suçu. Kestirmeden söyleyeceğim: Fuat Avni haberciliği yaşadığımız dönemin aynasıdır. (“Dönem” yerine “AKP iktidarının gemi azıya aldığı son yedi yıl” da diyebilirsiniz). Evet, yaşadığımız dönemin aynası, bire bir yansısıdır ve demokrasinin reddinin pek anlamlı bir kanıtıdır. Demokrasinin tanımlarından biri de onun açık rejim olduğunu söyler. Açık, yani şeffaf. Demokrasi, kararların kamuoyundan gizli, kapalı kapılar ardında alınmadığı; parlamentonun “el kaldırel indir” rezaletinin sahnesine dönüştürülmediği; yargıç odalarında bilinen ama kanıtlanamayan hukuk dışı ilişkilerin kol gezmediği ve… Ve haberlerin Fuat Avni’lerden alınmadığı bir rejimdir. O yüzden Fuat Avni, AKP’nin yarattığı rejimin (ona “Yeni Türkiye” diyenler de var) bire bir aynasıdır. HHH Şimdi Zaman’la dayanışma zamanıdır. “Oh olsun Fetoculara… Yesinler birbirlerini… Ama onlar da Balyoz, Ergenekon gibi davalarda hukukun değil intikamcılığın sesi olmamışlar mıydı” deyip yurttaşın demokrasiyi “amasız, fakatsız, lakinsiz” savunma ödevinden yan çizmeye, kaytarmaya hakkımız yok. Çoğunuzun bildiğini biliyorum. Ama rahip Martin Niemöller’in 75 yıl önce bizlere seslendiği o unutulmaz cümleleri bir kez daha aktarma günü olduğuna inanıyorum: Alman rahip Martin Niemöller konuşuyor: “Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim. Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim. Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim. Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş “Tek Türkiye”, “Ölümsüz Kahramanlar” gibi dizilerin gerçek dışı anlatımlarla Kürt halkını hedef gösterdiğini, kardeşlik kültürüne zarar verdiğini söylemişti. “O dizileri izleyenler, dizi bitince sokağa çıkıp, karşısına çıkan ilk Kürt vatandaşı boğmak istiyordur” açıklamasında bulunan Demirtaş, dizileri RTÜK’e şikâyet etmişti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakanlığı döneminde 15 Şubat’ta Haliç Metro İstasyonu açılışında yaptığı açıklamada, Kürt sorununu işleyen Şefkattepe dizisine tepki göstermişti. Hz. Muhammet’in ışıkla yeryüzüne indiğinin gösterildiği diziyi eleştiren Erdoğan, “İstedikleri iftirayı, istedikleri çamuru atsınlar. Ellerindeki medya gücüyle istediklerini yapsınlar. İşte, sevgili peygamberimizi Miraç’tan indirip, kamyona bindirecek kadar ahlaksız bunlar. Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşelidir. Bunlar bu şekilde al “Sungurlar” (Şefkattepe) dizisinin yapımcıları operasyon kapsamında. dattılar, kandırdılar. Ama bundan sonra asla” demişti. Erdoğan eleştirmişti Samanyolu TV’de 20082011 arasında “Kollama” adlı polisiye dizi de büyük tartışma yaratmıştı. Dizide Ergenekon ve Balyoz operasyonlarına göndermeler yapılmıştı. “Kaya Minik” adlı karakterle Ergenekon operasyonunda tutuklanan Yalçın Küçük, “Zeki Yahya” karakteri ile Savcı Zekeriya Öz’ün anlatıldığı belirtilmişti. Savcı Öz’ün yetkilerinin alınıp İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne atanması bir hafta önce dizide canlandırılmıştı. MHP yöneticilerinin istifa ettiği kaset skandalı da olaydan bir hafta önce dizide işlenmişti. ‘Kollama’dan al haberi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle