23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 KASIM 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER l Sözlü sınavlarla ilgili hükme iptal 5 ezilmişliği! Sıkıyönetim mahkemeleri... Kelepçelenmiş günler... ’68 ve ’78 kuşakları... Bir ağıt, daha çok “şey”edir aslında... William Stafford’un deyişiyle, bir çiçeğin soluşunu, bir taşın düşüşünü anımsatır insana... Öyledir elbet! İnsanı yapay duygusallıktan arındırıp belleğini bilgiyle donatıp arşive dönüştürebilirsen Oya Baydar, anılarımızın izdüşümünü, dışavurumunu görebilir, şöyle diyebilirsin: “İnsan emeğini bilgiyle yüklerse, baskı ve zulme karşı devrimci ruhunu, umudunu yitirmez.” HHH Gerçekten unutulmayacak nitelikte bir kitap sunuyor... Benim için bir roman! Ünlü yakın tarihimize bir pencere açıyor... Acılar denizi, aşklarımız, sevdalarımız, tutkularımız, öfkelerimiz, o sönmeyen devrimci ruhumuzun ateşi. Belleğini duygularının yanı sıra bilgilerle donatmış bir Oya Baydar, bana yaşamın derinliğini, dünyayı, yaşadığım coğrafyayı anlatıyor. Hayata doyumsuz güzellikler sunuyor... Öyle anlar vardır ki, duygularla örülmüş bir dünya yaratırsınız... Bazen karamsar olursunuz... Anlar sizi, duygularınızla tek başına bırakır... Dışarıda yağmurlu, soğuk bir hava vardır... Boğazın lacivert sularına bakarken Selimiye Kışlası’nı görürsünüz. Harem İskelesi ve Selimiye Kışlası... 70’li yılların başlarıdır... Zindanlar gelir aklınıza, Ziverbey Köşkü... İşkenceler, Kontrgerilla, Orgeneral Faik Türün. Görüş günüdür. Bir bebek, yaşlı adam. İki minik, iki büyük el soğuk cama çarpar... “Parmaklıklar arkasındaki adamın, yaşlı babanın, minik bebeğin gözlerinde biriken yaşlar, o an okyanus kadar bir damla olup görüş hücresini doldurur...” “Yetim Kalacak Küçük Şeyler”de Oya Baydar o anları derliyor; yetim kalmasınlar, başkalarında yaşamasınlar, diye... Bir yaşamöyküsü... Hepimizi anlatan bir şeyler var bu bir çeşit “otobiyografik” romanda... Can Yayınları’ndan çıktı, mutlaka okuyun derim, kendinizi bulacaksınız... Ben buldum çünkü! AYM, yandaş atamaya ‘dur’ dedi MUSTAFA ÇAKIR ANKARA Yargıdan kamu çalışanlarını yakından ilgilendiren önemli bir karar daha çıktı. Hükümetin “yandaş” atamaya olanak sağlayan sözlü sınavları yaygınlaştırma girişimine bir durdurma da Anayasa Mahkemesi’nden (AYM) geldi. Mahkeme, sözlü sınavda 3 defa başarısız olan kaymakam adaylarının yazılı sınavlara katılmasını engelleyen yasa hükmünü iptal etti. Karar, kamudaki atamalarda emsal oluşturacak. Hükümet son dönemde yaptığı değişiklikler ile kamuya personel alımında sözlü sınav koşulunu yaygınlaştırıyor. Ayrıca bazı alımlarda KPSS de devre dışı bırakılıyor. Örneğin son olarak kaymakam adaylarının KPSS’ye girme koşulu kaldırıldı. Sözlü sınavların idari yargıya taşınması sonrasında ise Danıştay’dan iptal kararları çıkıyor. Danıştay en son orman muhafaza memurluğu alımında KPSS’nin ardından sözlü sınav şartı getirilmesini iptal etti. Gerekçesinde ise, “nesnel bir yöntem olan merkezi sınavdan sonra her türlü öznel değerlendirmeye açık bulunan sözlü bir sınavın yapılması merkezi sınavın nesnel koşullarını kısmen dahi olsa etkisiz kılar” vurgusu yapıldı. Danıştay, eşitlik ilkesine aykı rı olan bu uygulamanın sübjektif değerlendirmelerin oluşmasına yol açacağına da dikkat çekti. Danıştay’ın ardından “yandaş” atamaya olanak sağlayan sözlü sınavlara bir iptal de Anayasa Mahkemesi’nden geldi. ‘Yetim Kalacak Küçük Şeyler’ Hükümet 2013 yılında “Dahiliye Memurları Yasası”nda değişiklik yapmıştı. Değişiklikle yasaya, “Kaymakam adaylığı yazılı sınavına daha önce mülakatta 3 defa başarısız olanlar katılamaz” hükmü eklendi. Yasa ile sözlü sınavları geçemeyen kaymakam adaylarının yazılı sınava girmesi de engellendi. Ankara 4. İdare Mahkemesi açılan bir davada bu hükmün iptal istemini Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Anayasa Mahkemesi önceki gün açıkladığı kararla mülakatta yani sözlü sınavda 3 defa başarısız olanların kaymakam adaylığı yazılı sınavına katılamayacaklarına ilişkin bu hükmü iptal etti. Böylece kaymakam adaylarının mülakatta başarısız olsa bile yazılı sınava girmelerinin önü açılmış oldu. Sözlü sınavlarla ilgili Danıştay’ın ardından Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu karar da emsal oluşturacak. Açılacak davalarda Danıştay ve Anayasa Mahkemesi’nden çıkan bu kararlar gerekçe olarak gösterilebilecek. 3 defa sözlü sınav sınırlaması Makete izin yok ANTALYA (DHA) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine yaptırdığı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın maketi, İstanbul’da Kalyon Model Mimari Maket firmasına yaptırıldı. Sarayın 1/500 ölçekte maketini yapan firma, Antalya’da 136 Kasım tarihleri arasında düzenlenen Yapı Malzemeleri, İnşaat Teknolojileri, Yapı Yenileme ve Restorasyon Fuarı’nda stant açtı. Stantta görevli firma yetkilileri, konutun maketine ilişkin büyük bir fotoğrafı sergilerken, maketin kendisini de fuara getirmek istediklerini, ancak Cumhurbaşkanlığı’ndan izin verilmediğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı’nın istemi üzerine hazırlanan maketin maliyetine ilişkin bilgi vermeyen yetkililer, maketin saraya teslim edildiğini kaydetti. Firmanın, makete ilişkin fotoğraflarında henüz tamamlanmış projenin tamamı görülüyor. Makette, ikiz konferans salonu, 4 minareli cami ve külliyesi, Erdoğan’ın ilkbaharda taşınacağı belirtilen Ak Saray’ın önündeki yeni köşk alanları yer alıyor. Büyük Türk büyüklerinin en büyüğü olduğu rivayet edilen zat dün Diyanet İşleri Başkanlığı’nın düzenlediği “1. Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi”nin kapanışında okkalı bir nutuk ş’aptırdı. Ardından da sosyal medya denen gayya kuyusu, yine o kesimlerin deyimi ile “yıkıldı”. Twitter çocukları dalga geçme yarışına girdiler. Nasıl girmesinler? Üstat “Amerika’yı Kolomb değil 1178’de Müslümanlar keşfetti. 1178’te Müslüman denizciler Amerika kıtasına ulaşmıştı” buyurdu. Tarih kitaplarını değiştirmeyi zorunlu kılacak önemde bir bilgi. Evet bilgi. Öyle bulanık bir iddia değil. Baksanıza adam tarih veriyor: 1178. Peki, bu bilginin kaynağı ne? Erdoğan’ın nutkundan anladığım kadarıyla kaynak Kristof Kolomb. Hani şu Amerika anakarasına ilk ayak basan Avrupalı olarak kabul edilen; ancak ayak bastığı toprakların yeni bir anakara olduğunu bilmeden ölen Kristof Kolomb. Müslüman denizciler sadece Amerika’yı keşfetmekle kalmamışlar bir de İslam dinini oralarda yaymışlar. O kadar ki Küba’da bir Tarih Kitaplarınızı Çöpe Atın dağın tepesine cami bile dikmişler. Cemaatsiz cami olmayacağına göre demek Kolomb’dan 300 yıl önce Küba’da ibadetlerini camide eda eden, en azından cuma ve bayram namazlarında o camide bir araya gelen Müslümanlar varmış. İnanmadınız. (Kötü niyetli ve kötü kalpli ve inançsızsınız da ondan.) Oysa Cumhurbaşkanı, uçak tasarımcısı, saray sahibi ve tasarımcısı, ahlak zabıtası, büyük iktisatçı, hitabet ustası gibi birçok unvanı şahsında toplayan Recep Tayyip Erdoğan dünden itibaren “Büyük tarih bilgini” unvanını da unvanlarına kattı. Üstat Kristof Kolomb’un anılarını okumuş bize de aktarıyor: “Kristof Kolomb anılarında Küba kıyılarında dağın tepesinde bir caminin varlığından bahseder.” Türkçede Kolomb’un anıları olarak kabul edilebilecek iki kitap var. Biri Sait Maden çevirisi ile yayımlanan “Kristof Kolomb Seyir Defterleri”, öteki Kitap Yayınları arasında çıkan Taviani’nin “Cristoforo Colombo’nun Maceraları”. Her iki kitapta da Küba’daki bir dağın tepesindeki camiden söz edilmiyor. Demek ki büyük tarih bilgini Recep Tayyip Erdoğan bu bilgiyi başka kaynaklardan, mesela “Van Minüt” dilinde yazılmış kitaplardan okuyup, bulup çıkarmış. HHH Sadece yukarıda aktardıklarım bile tarih kitaplarının yeniden yazılmasını gerektirecek önemde. Ancak “Birinci Geleneksel Latin Amerika Ülkeleri Müslüman Dini Liderler Zirvesi” münasebeti ile mikrofonu kapan büyük Türk büyüğü Tayyip Erdoğan hızını alamadı ve bugüne kadar yazılmış bütün tarih kitaplarının çöp sepetine atılmasını zorunlu kılacak bilgilendirme eylemine devam etti. Bilgilendik: “İslam dininde kılıç zoruyla, silah zoruyla Müslümanlaştırmak yoktur” dedi Yani küffar illerine yalın kılıç dalan Osmanlı leşkerinin, genç Hıristiyan oğlan çocukları ailelerinden zorla koparıp, payitaht İstanbul’a getirip, Yeniçeri obasında sünnet ettirip, namaz aptes adabı öğretip Müslümanlaştırdıktan sonra Osmanlı ordusu nun bitip tükenmek bilmeyen asker ihtiyacı için savaşçı olarak eğittiği gibi bilgiler yanlıştır, hatta yalandır. Öyle yazan tarih kitapları çöpe atılmalıdır. Bilgilendik: “İslam, köleleştirmenin aracı olmadı” dedi. İstanbul’da Perşembepazarı semtinin adının, orada her perşembe köle pazarı kurulduğu için konduğu; pazardan köle alanların akşamleyin kölesini Müslümanlaştırıp, ertesi gün cuma namazına götürdüğü gibi bilgiler yanlıştır. İslamiyette kölelik yoktur ki köle pazarı olsun… Bunu ayrıntısıyla yazan tarih kitapları çöpe atılmalı; Osmanlı’daki kölelik sisteminden Beyaz Kale adlı bir roman çıkaran Orhan Pamuk’un kitabı filan da derhal yakılmalıdır… Bilgilendik:… Ay durun!.. Bir pazar günü için bu kadar bilgilenme yeter; fazlası ruh ve akıl sağlığımızı bozabilir… Bugün bu kadar bilgiyle idare edip pazarın tadını çıkarmaya bakın. Üstat önümüzdeki günlerde nasıl olsa bir konuda (herhangi bir konuda) yeniden konuşacak ve bizleri bilgilendirmeye devam edecektir. Bir coşkuyu, acıyı, sevinci, hüznü, çığlığı, korkuyu geçmişte yaşanan duygularla bugüne taşıyarak yaşamak olanaksızdır... Belleğiniz, duygularınız ne denli güçlü olursa olsun, tüm yaşanmışlıkları anlamak zordur. Çekilen acı ballanmıştır... Savaş, kıran ve ölüm yaftaları size acının gerçek yüzünü bugün gösterebilir, eğer belleğinizde bilgi varsa... Duygu dünyasıyla düşünce dünyası bu yüzden farklıdır... Oya Baydar’ın yeni kitabı “Yetim Kalacak Küçük Şeyler” herkesin hayatından kesitler ya da sahneler sunan “an”lar kitabı... Benim için, yakın tarihimizin o acılı, kanlı, zincirli, hücreli günleri... Umutlarımız! Sevdalarımız! Çocuklarımız! Unutup yazamadıklarımız! Yapayalnız geçen çocukluğumuz, gençlik yıllarımızda yanardağ gibi patlayan öfkelerimiz, insan sevgimiz, zalimlere karşı başkaldırışımız... Oya Baydar Cumhuriyet Kitap’ta Gamze Akdemir’in bir sorusuna ne yanıt veriyor: “Evet bellidir, huzursuzluğum var. Duyguların çıplaklığı bedenin çıplaklığından daha ürkütücü olabiliyor. Hele ki insanların en kötüsü de aydın kesimlerin birbirinin açığını yakalamak, zaaflarını kaşımak; duyguları, düşünceleri, siyasal, ideolojik tercihleri, kimlikleri üzerinden yıpratmaları...” HHH Cehalet pazarından satın alınan pek çok insan tanırız... Köle düzeninin ya da para havuzunun “aydın”, “liberal”, “demokrat” hokkabazlarıdır onlar. Sapla samanı karıştırırlar... Yazılanı, okunanı anlamazlar... Aydınlıktan korkup karanlıkta yaşamayı severler... Çözüm süreci gibi ne olduğu, bir kavramın içinin nasıl doldurulacağı tartışmasında, “AKP’nin hakkını yemeyin, biz akiller neler yaptık neler” diye yanıt verirler... Oya Baydar’ın “An’lar” kitabı usta işi bir roman bana göre... Yabancılığın ürkekliği! Ötekileştirilmenin yıpratıcılığı, AKP 3 dönemlik vekillerde anket telaşı EMİNE KAPLAN ANKARA AKP’de 3 dönem kuralının korunacağına ilişkin açıklamalara karşın bu kapsamda yer alan milletvekilleri, il ve ilçe kongrelerinin tamamlanmasının ardından milletvekilleri adayları için yapılacak anket ve eğilim yoklamasında kendilerinin değerlendirmeye alınıp alınmayacağı telaşı yaşıyor. Eğilim yoklamalarında 3 dönemlik vekillerin değerlendirmemeye alınmaması, milletvekillerinin bu konuda tüzük değişikliği umudunu söndürecek. AKP, genel seçimden önce il ve ilçe kongrelerini tamamladıktan sonra milletvekilliği adaylığı için parti örgütlerinde eğilim yoklaması yapacak. Anket ve parti üyeleri için il ve ilçe örgütlerinde kurulacak sandıklar yoluyla kimi milletvekili olarak görmek istedikleri sorulacak. Parti içinde şimdi 3 dönem kuralına takılanların anket ve eğilim yoklaması kapsamına alınıp alınmayacağı merak ediliyor. Bazı parti yöneticileri, “Yeniden aday olamayacakları için eğilim yoklamasına katılmazlar” derken, 3 dönem kuralının değiştirilebileceği umudunu taşıyan milletvekilleri ise eğilim yoklamasının hangi yöntemle yapılacağına odaklandı. 3 dönemliklerin, yoklamaya dahil edilmemesi ‘3 dönem’in kesinlikle değiştirilmeyeceğinin de işareti olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle