05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 KASIM 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA Dempsey’den Musul için kara birliği mesajı ABD Irak’a IŞİD’le savaş için “kara birliği” seçeneğini de değerlendirirken, Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, dün Bağdat’a sürpriz bir ziyarette bulundu. Iraklı liderler ve askeri yetkililerle görüşen Dempsey, ABD’nin “Musul savaşı” için Irak ordusunun yanında çarpışmak üzere bu ülkeye kara birliği gönderebileceği mesajını verdi. ABD 2011 sonundaki çekilmenin ardından çoğu askeri danışman olarak 1400 asker göndermişken, 1500 ek asker kararıyla Amerikan askeri sayısı 3100’e yükselecek. Öte yandan Irak ordusu ve Şii milislerin IŞİD’in ülkenin en büyük rafinerisi olan Baici’de hazirandan bu yana süren kuşatmasını kırmayı başardığı haberleri geliyor. Selahaddin Bölgesi Valisi Raad el Cuburi, daha önce Baici merkezinde güvenliği sağlayan Irak güçleri için “Rafinerinin kapılarına ulaştılar” bilgisini aktardı. Merkezi hükümet ile Kürt Bölgesel Yönetimi’nin petrol paylaşımı ve bütçe konularında uzlaşmasının IŞİD’e karşı savaşta koordinasyonu da artırdığı belirtiliyor. DIŞ HABERLER [email protected] 13 Peki ya camide ayin yapılsa... ABD başkentindeki ünlü katedraldeki namazda inançlara saygı telkin edildi Dış Haberler Servisi ABD’de Washington Ulusal Katedrali tarihinde ilk kez kapılarını cuma namazı için Müslümanlara açtı. Liderlerin cenaze törenlerinin de dahil olduğu ulusal olaylara ev sahipliği yapan Episcopal katedral geçmişte de Müslümanları ağırlamıştı. Önceki gün ise Müslüman toplumdan davet edilen bir grup cuma namazını ilk kez burada kıldı. Namaz için zemine kıble yönünde halılar serildi. Güney Afrika Büyükelçisi İbrahim Rasul ile girişimin mimarı olan kadın papaz Gina Campbell katedralin tüm insanların ibadet edebileceği bir mekân olduğunu söyleyip, “Kalplerimizi açalım, merhameti için aynı Tanrı’ya dua edelim” çağrısı yaptı. Hutbeyi Büyükelçi Rasul verdi. Resul, etkinliğe geçen yıl Güney Afrika’nın efsanevi lideri Mandela’yı anma töreni sırasında karar verdiklerini anlattı. Rasul, ABD’deki din özgürlüğünü övdü, köktendincilik tehlikesine değinirken IŞİD’e işaret etti. Kiliselere saldırılar durdurulmazsa köktendincilerin camileri de hedef alabileceği ikazı yaptı. Rasul, bir gün Müslüman olmayanların da Suudi Arabistan’daki camilerde kendi inançlarıyla ibadet etmelerine izin verilmesi umudunu dile getirdi. Bu arada namazı protesto eden bir kadın eylemci, “Niye camilerinize gidip ibadet etmiyorsunuz?.. Kiliselerimizi rahat bırakın” diye bağırdı. Rüşvetin Anası ve Babası MADRİD “Franco, rüşvet ve yolsuzluğu; kendisine bir hükümet etme aracı seçti ve yiyiciliği teşvik etti. Çünkü o çürümüş bir ülkenin daha kolay tahakküm altına alındığını biliyor. Ekonomik, idari yolsuzluğa bulaşanlar tutsaktır. Rejim, kamu yaşamı ile ekonomide etik dışılığı bu yüzden bilerek cesaretlendirdi. Aşağılık tüm işlerdeki gibi rejim herkesin çamura batmasını istiyor ki insanlar taviz versin. Barselona’yı şimdi ziyarete hazırlanan Franco, sadece bir baskıcı değil, aynı zamanda yoz bir rüşvetçi!” Katalan yerel hükümetlerine çeyrek asır başkanlık eden Katalan siyasetçisi Jordi Pujol’un 54 yıl önce kanlı diktatör General Franco için yazdığı satırlar bunlar. Franco 1960’larda Barselona’ya bir ziyaret yapmış… O dönemde genç bir militan olan Pujol, Franco ziyareti öncesinde bu zihin açıcı tespitleri “Franco’yu takdimimizdir!” başlığıyla broşüre basıp dağıtmaya kalkmış. Ama yakayı ele vermiş ve tüm diktatörlere uyarlanabilecek bu manifestosu yüzünden 7 yıl hapis yemiş! 40 yıllık Franco rejimi boyunca; baskı ve yolsuzluk… Pujol’un anlattığı gibi İspanya’da aynı madalyonun iki yüzü olmuş. Franco, “korku imparatorluğunun” yanında yükselen yeni ortaüst sınıfların da dahil olduğu “kurumlaşmış yolsuzluk” sayesinde mutlak iktidarını sağlama almış ve son nefesini verdiği 83 yaşına dek İspanya’da kuş uçurtmamış… Diktatörler neden sistematik ve istisnasız biçimde yolsuzlukla özdeşleştirilir sorusunun böylece yanıtını veriyor Pujol. Gelin görün ki gençliğinde bu manifestosu uğruna hapis yatan Katalan politikacının bugün kendisi “aile boyu” yolsuzluk içinde. On yıllardır iktidarda kalmaya heveslenen, koltuğuna fazla ısınan liderlerde, demokratik rejim altında olsalar bile, demek ki bir “Franco sendromu” olabiliyor. İspanya’nın tarihi önemdeki politikacılarından biri olan Pujol, artık bir demokrasi olan İspanya’da haliyle “korku imparatorluğu” kurmaya kalkmamış. Ama Franco gibi tıpkı, bizzat kendi karısı ve çocuklarının katıldığı geniş bir “yolsuzluk ağı” oluşturmuş. Katalonya’da ihale almak isteyen işadamları, “nüfuz ticareti” yapan Pujol ailesinin “ağına” düzenli komisyon aktarmış; Pujol’lar istif ettikleri milyon Avro’ları Güney Amerika’ya yöneltmiş; Andorra, İsviçre bankalarında saklamış, Cayman Adaları’nda tutmuş... Bu yaz ortaya çıkan ve 84 yaşındaki politikacıyı İspanya’nın siyasi panoramasından silen skandalın etkileri hâlâ sürüyor ve konuşuluyor. Katalonya’nın “çakma bağımsızlık referandumunu” izlediğim Barselona’da; eskiden bölgenin bir numaralı politikacısı ve “antiFrankist mücadele simgesi” olan bu ismi, kimse ağzına almıyordu. “Yolsuzluklar” yüzünden kraliyetten atılan prensese yapıldığı gibi, Pujol da toplumdan dışlanmıştı. Öyle ki ki partisinden istifaya zorlanan yaşlı liderin onursal unvanları dahi geri alınmıştı. İspanya’da gün geçmiyor ki böyle bir skandal patlak vermesin… Kral VI. Felipe’nin “eniştesi” Inaki Urdangarin’in “görevi kötüye kullanmak, zimmet, ihtilas, irtikap, resmi mercileri aldatmak, nüfuz ticareti, vergi kaçırmak, kara para aklamak, dolandırıcılık; resmi, ticari belgelerde sahtecilik” gibi değme sahtekârların yargılandığı suçlardan yargılandığını düşünecek olursanız, kraliyette bile arşa varan yolsuzlukların boyutunu ölçersiniz. Skandalları üreten sistemin adı artık “vahşi kapitalizm”. Pujol’un 54 sene önce yazdığı gibi dün Periodico gazetesinde “Devlet biçimi olarak yolsuzluk” başlığıyla yer alan bir yorum, “İktidar ve piyasanın birleşmesi/özdeşleşmesi rüşvetin anası ve babasıdır. Sistemin çarklarını yolsuzluk yağlıyor. Yolsuzluk bir yönetim biçimi. Dünyadaki ilk 100 ekonominin çoğu artık şirket, devlet değil” diyordu. İspanya’da özgür basın sayesinde! gün yüzüne çıkan skandallar, bizdeki gibi artık “istisnai halleri” değil “sistemli bir işleyişi/modus operandi”yi tanımlıyor. Geçen ay deşifre olan “siyah kredi kartı skandalı” mesela… Eski IMF Başkanı ve eski ekonomi bakanı olan Rodrigo Rato katında isimler içeren skandal, en üst finans kademelerinde bir “kast” kuran sistemin nasıl “kuralsızlıkla” çalıştığını gösteriyor. İspanya’nın krizde kurtarılan bankalarından Bankia’nın en üst düzey danışmanları, yöneticileri bunlar… Siyasi partiler, liderler, sendikaların atamasıyla bulundukları konuma gelmişler. Kendilerine yıllarca milyarderlerin kullandığı “siyah Visa kartları” verilmiş. “Kayıt dışı” sınırsız harcama yapmalarına olanak tanınmış. Vergiden kaçırılan “ek zarflar” gibi verilen “kravatsız” kart sahipleri, bankanın özkaynaklarından yaklaşık on yılda “15 milyon Avro” hortumlamış... Eski ekonomi bakanı Rodrigo Rato’nun sırf, 2 yılda “kayıt dışı” hortumladığı “harcama” 54.800 Avro! Skandalın çıkmasıyla gazetelerde harcama dökümleri ortaya saçılmış durumda: Şaraplar, butikler, gece kulüpleri, restoranlar, seyahatler vs... Vur patlasın çal oynasın.. listeler uzuyor. “Kara kart omerta”sı ile bağlı “kast”ın elemanları; mafya gibi tıpkı birbirini ele vermiyor… Ta ki savcılık stratejik siyasi bağlantıları da olan üst düzey 86 “kara kart” sahibinin peşine düşene dek… Şimdi artık özür dileyen dileyene. Sosyalist lider Pedro Sanchez, muhafazakâr hükümet lideri Rajoy; partilerinden atanan isimler adına “kamuoyundan özür” diliyorlar. Demokrasilerin farkı bu: Kamuoyu adam yerine konuyor. ‘Suud da izin verse’ Libya ordusu, İslamcı Ensar el Şeria’nın etkin olduğu Bingazi’de ele geçirdiği 9 Türk’ü serbest bıraktı. General Halife Haftar liderliğindeki ordunun İslamcılara karşı operasyon başlattığı bölgede rehin aldığı Türklerin BM’nin Libya misyonunun talebiyle bırakıldığı bildirildi. Libya’nın uluslararası planda tanınan hükümeti, bu kişilerin BM misyonunun da izlediği operasyonla Türkiye’ye teslim edildiğini duyurdu. Haftar’ın sözcüsü Muhammed Hicazi ordunun Türklerin İslamcılar safında savaşmadıklarından emin olunmasının ardından bırakıldığını söyledi. Türk diplomatik kaynakları ise 3 Kasım’da Dışişleri’ni arayan bir vatandaşın, Bingazi’de bir restoranda çalışan yakınından haber alamadığını belirtmesi üzerine duruma el konulduğunu aktardı. Haftar güçleri, Ankara’yı İslamcılara destekle suçluyor. Haziranda Sirte’deki tesiste çalışan 400 kadar Türk Libya’dan tahliye edilmişti. Serbest bırakılan 9 Türk vatandaşı, Libya’ya ait havayolu şirketi Afrikiyah’a ait uçakla akşam saatlerinde İstanbul Atatürk Havalimanı’na getirildi. Serbest bırakılanlar daha sonra memleketlerine gönderildi. Libya ordusu 9 Türk’ü serbest bıraktı Namaz için Washington Ulusal Katedrali’nin zeminine kıble yönünde halılar serildi. Madalyonun iki yüzü Rusya lideri, BrIsbane’de o kadar tecrit oldu ki neredeyse zirveyi ‘terk ediyordu’ G20’de Putin’e soğuk duş Dış Haberler Servisi Ekonomisi en gelişmiş 20 ülkenin liderlerini buluşturan Avustralya’nın Brisbane kentindeki G20 zirvesine, ekonomi değil ama Batı ile Rusya arasındaki Soğuk Savaş damgasını vurdu. Avustralya’ya kuzeydoğusuna 4 savaş gemisi göndererek gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batılı liderlerin çatık kaşları ve ağır laflarıyla karşılaştı. Britanya Başbakanı David Cameron ile görüşmesinin ardından, Rus heyetinin Putin’in resmi yemeğe bile kalmadan zirveyi erkenden terk edeceğini söylediği sızdı. Kremlin sözcüsü bunu “Saçmalık” diye yalanlarken, Batı’nın Ukrayna üzerinden Putin’e büyük baskısını da “Muhatapların birbirine soru yöneltmesi rutin” diye geçiştirdi. Ama havanın 36 derece olduğu Brisbane’da Putin’e soğuk rüzgârlar estirmek için liderler birbiriyle yarıştı. ABD Başkanı Barack Obama, BM Genel Kurulu’nda ebola, IŞİD ve Rusya’yı aynı kefeye koymasının ardından bu kez ebola ile Rus saldırganlığını “tüm dünyaya tehdit” ilan etti. Obama, “Batı Afrika’da ebola ile mücadeleye ve Malezya yolcu uçağının korkunç biçimde düşürülmesinde gördüğümüz gibi Ukrayna’ya yönelik Rus saldırganlığına karşı durmaya önderlik ediyoruz” dedi. Cameron’ın Nazi kıyaslaması ve ek yaptırım talebi, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Rusya için yapıp bitirdikleri helikopter gemisini vermeme inadıyla karşılaşan Putin’e, en sert tepki Kanada Başbakanı Stephen Harper’dan geldi: “Sanırım elinizi sıkacağım, ama size tek bir sözüm var: Ukrayna’dan çıkmanız lazım.” Rus lideri ise Harper’ı “Çıkamayız çünkü orada değiliz” diye yanıtladı. avaş gemisine lüzum görmedim’ Malezya yolcu uçağında çok sayıda vatandaşı ölen Avustralya Başbakanı Tony Abbott ise “Putin’i yere indirme” tehdidini ev sahibi sıfatıyla hayata geçiremese de Rus savaş gemilerinin arzı endamını “Sovyet döneminin yitik zaferlerini diriltme çabası” diye eleştirdi. Cameron “G20’de kendimi güvende hissettiğimden savaş gemisi getirme gereği duymadım” diye alay etti. Liderlerle first lady’lerin Avustralya’nın simge hayvanlarından koalaları kucaklamaları zirveyi bir nebze ısıttı. Hatta Alman Başbakanı Angela Merkel, Yeni Zelanda’da yerli halk Maorilerin burun sürterek selamlaşma merasimine katılmasının ardından, önceki gece Brisbane barlarını tavaf edip turistlerle mütebessim selfie çektirdi. ‘S Hong Kong’da demokrasi yanlısı gösterilerin liderlerinin özgür seçimlerin yapılması talebini iletmek üzere başkent Pekin’e gitme girişimlerine izin çıkmadı. 6 haftadır süren yönetim karşıtı eylemlerin düzenleyicilerinden Hong Kong Öğrenci Federasyonu’nun üç liderinin Pekin uçağına binmesi, havayolu şirketi yetkililerince seyahat izinleri olmadığı gerekçesiyle engellendi. Bazı kaynaklar seyahat belgesinde Pekin’den dönüş kısmına da iptal notu düşüldüğünü öne sürdü. Öğrenci liderleri havaalanında sarı şemsiyelerle bir grup protestocu ve karşıt grup tarafından karşılandı. Hong Kong’da demokrasi yanlıları 2017’de yapılması planlanan seçimlerde adayların serbestçe belirlenmesini talep ediyor. Hong Kong’lu protestocu Pekin uçağına binemedi Abbott Putin ‘Devlet biçimi olarak yolsuzluk’ ABD fütüristik silahı Körfez’de Dış Haberler Servisi Amerikan ordusu, düşman gemileri, küçük tekneler ve insansız hava araçlarını mermi yahut füze kullanmadan etkisiz kılan fütüristik lazer silahını ilk kez muharebe görevi için Körfez’de konuşlandırdı. Amerikan donanma yetkililerine göre “Lazer Silah Sistemi (LaWS)” ağustos sonunda 5. Filo’daki USS Ponce amfibik gemisinde yerini aldı. ABD Donanma Laboratuvarı’nda yedi yılda 40 milyon dolar harcanarak geliştirilen yeni silah, düşman hedefleri patlatıyor, kör edici uyarı atışları yapıyor. Tek bir atışında sadece 1 dolarlık elektrik maliyeti ortaya çıkıyor. Ama lazerlerin toz ve sis gibi hava koşullarına bağlı olarak etkinliğinin de menzilinin de değiştiği belirtiliyor. Çalışması için donanma gemilerine çok güçlü jeneratörler yerleştirilmesi gerekiyor. 5. Filo’nun komutanı Amiral Yardımcısı John Miller Körfez bölgesini “deneme için nadide bir platform” diye niteledi. Donanma Operasyonları Şefi Amiral Jonathan Greenert ise İran’ın hedef alınmadığını belirtti. Norveçli doktora Gazze yasağı Dış Haberler Ser visi İsrail geçen yazki Gazze savaşında Filistinlilere yardımlarıyla nam salan Norveçli doktor Mads Gilbert’in Gazze’ye girişini “güvenlik gerekçesiyle” yasakladı. 67 yaşındaki Gilbert, “Norveçli yetkililer Gazze’de çalışmaya devam etmemi istedi. Erez geçişinde ise İsrail askerleri beni içeriye almadı. Norveç’e dönmek zorunda kaldım” dedi. İsrail yasalarını ihlal etmediğini belirten Gilbert, “Bu karar provokatif, sebepsiz ve tümüyle kabul edilemez” diye konuştu. Norveç hükümeti, İsrail’den kararını gözden geçirmesini istese de sonuç alamadı. İlk bölgeye gittiği 1988’ den beri 11 bin Filistinliye bakmış, 2008’deki operasyonda Batılı gazeteciler çıkartıldığında bölgedeki Filistinlilerin sesi olmuş Gilbert, bu yazki savaşta da dikkatleri çekmişti. Norveç Kızıl Partisi üyesi Gilbert, İsrail’i “apartheid” yönetimiyle suçluyor. T.C. GÖLCÜK İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2014/2661 ESAS Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: Kocaeli il, Gölcük ilçe, 3912 Parsel No, Gözlemen Mahalle/Mevkii, SARAYLI köyü, Gölcük İmar Planı içindedir. Taşınmaz yaklaşık 35 derece eğimli bir arazi olup, arsa içinde kendiliğinden çıkmış ot ve çalılar vardır. Konut alanında kalmakta. Batı ve kuzeyinden yollara cepheli. Ancak yollar açık değildir. Diğer yönlerden komşu parsellere cephelidir. TOKİ konutlarına yakın. İlçe merkezine ve karayoluna uzak, ulaşım sorunu vardır. Bulunduğu konumda yapılaşma devam etmekte. Devlet hizmetlerinden faydalanmakta. Borçlunun hissesi tamdır. Adresi: Yeni Mah., 318. Sokak No: 4 Gölcük/Kocaeli Yüzölçümü: 538,57 m2 İmar Durumu: Ayrık nizam, 3 katlı TAKS: 0,30 KAKS: 0,90 Kıymeti: 134.642,50 TL KDV Oranı: %18 1. Satış Günü: 25/12/2014 günü 14.20 14.30 arası 2. Satış Günü: 20/01/2015 günü 14.20 14.30 arası Satış Yeri: Hükümet konağı kat: 1 Gölcük İcra Müdürlüğü Girişi Gölcük/Kocaeli Satış şartları: 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi aynca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2014/2661 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 31/10/2014 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın: 71562) VEFAT VE TEŞEKKÜR Sevgili eşim, Aslı Akoba Özkaya’nın babası, Nusret Özkaya’nın kayınpederi, iyi insan AKIN AKOBA’yı kaybettik. Acımızı paylaşan, bize destek olan, sevgi ve ilgileri ile bizi yalnız bırakmayan herkese gönülden teşekkür ederiz. Eşi Zeynep Perizat Akoba
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle