03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 KASIM 2014 ÇARŞAMBA 6 HABERLER l Muhabirimiz Kayhan Ayhan şikâyetçi oldu Yırca köylüleri dayak yedikleri güvenlik görevlilerine sahip çıktı Ekmeği bölüşürüz YUSUF ÖZKAN / HAKAN DİRİK İZMİR Zeytinliklerine termik santral kurulmasına direnirken Kolin şirketinin özel güvenlik görevlilerinin saldırısına uğrayan, elleri kelepçelenen Yırca köylüleri, işten çıkarıldıkları için “kullanılıp bir kenara atıldıklarını” söyleyen şirket çalışanlarını yalnız bırakmadı. Şirketin bölgedeki şantiyesinde işgal eylemi gerçekleştiren özel güvenlik görevlilerini önceki akşam saatlerinde ziyaret edenler arasında, onlardan dayak yiyen köylüler de vardı. Şantiyede “direniş” başlatan özel güvenlik görevlilerini önceki akşam saatlerinde, onlardan dayak yiyen köylüler ziyaret etti. Köy Muhtarı Mustafa Akın’la birlikte 56 yurttaş şantiyeye giderek “mücadelelerinin” yanında olduklarını bildirdiler. Bu köylüler arasında, güvenlik güvenlik görevlilerinin farklı saldırılarında yaralanan, kelepçelenen, dayak yiyen Oktay Uyan da yer aldı. Muhtar Akın, sık sık bu özel güvenlik görevlilerini uyardıklarını belirterek şunları söyledi: “Onlara, ‘Hukuksuz emirleri uygulamayın. Bizi engellemeye çalışın ama dayak, kelepçe sizin göreviniz değil. Hakkını arayan insanlara haksızlık yapmayın. Termik santral yapılır ya da yapılmaz, ancak şirket en fazla 15’inizi burada istihdam edecek. Kalanlar kapının önüne konacak. Yarın kapının önüne konduğunuzda yine biz sizin yanınıza geleceğiz, arkanızda olacağız’ demiştik.” Mahalle sakinlerinden Mustafa Sezer de güvelik görevlilerinin, işten çıkarıldıktan sonra yanlarına gelerek, “siz haklıymışsınız” dediklerini anlattı. Sezer, “Biz yine de sahip çıkacağız. Biz onlarla kuru ekmeğimizi bölüşmeye hazırız” ifadelerini kullandı. “İki aylık deneme süresi” adı altında işe alınan özel güvenlikçilere ilk saldırı emri de, “Tatbikat yapıp köylülerin tepkisini ölçeceğiz” diye verilmiş. Deneme sürelerinin dolmasına 2 gün kala da kovulmuşlar. Muhtar Akın, “Esas büyük tehlike kapıda. Eğer hükümetin hazırladığı yasa, bu haliyle çıkarsa Tekirdağ’dan Nizip’e kadar kıyı şeridindeki tüm zeytinlikler talan edilecek. Buna karşı birleşmeliyiz” dedi. Nöbet çadırında konukları ağırlayan köylülerden Neriman Çakır da “Onlar kestikçe biz yine ekeceğiz. Biz göremesek de torunlarımız görür. Onlar ha evladımı öldürdüler, ha zeytinlerimizi kestiler. Torunlarımız için savaşacağız” diye konuştu. Yine iş cinayeti: 2 işçi öldü Yurt Haberleri Servisi Erzurum Pasinler ilçesi Kaplıcalar Mahallesi’nde önceki gün tıkanan kanalizasyonu açmak için çukura giren işçiler Necati Aras, Oğuzhan Taşçıoğlu ve Muhammet Emin Toy, metan gazından zehirlendi. İşçiler, Pasinler Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Durumu ağır olan Necati Aras Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Kahramanmaraş Onikişubat Mahallesi’nde bir inşaatta kalıp ustası Hasan Kılıç, inşaatın 14. katındaki kalıpları sökerken dengesini kaybedip, zemindeki briketlerin üzerine düştü. Sağlık görevlileri Kılıç’ın öldüğünü belirledi. Kılıç’ın cesedi, yapılan incelemenin ardından otopsi için morga konuldu. Hasan Kılıç’ın ölüm haberini duyarak olay yerine gelerek sinir krizi geçirdi. Evli ve 3 çocuk babası Hasan Kılıçı’ı n ölümüyle ilgili soruşturma başlatıldı. Kadınlar dövmüş! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kolin şirketinin yetkilileri ve özel güvenlik görevlilerinin, yaralanan, yerlerde sürüklenen köylülerin, kendilerini dövdükleri gerekçesiyle şikâyetçi olduğu ortaya çıktı. Jandarma, aralarında kadınların da bulunduğu köylülerin “şüpheli” olarak ifadesini almaya başladı. 46 yaşındaki Münevver Özkılınç, “Bir bana bakın bir de o güvenlik görevlilerine; ben kimi dövebilecek güçteyim? Birisi gelip bana söylesin bakayım. Bu bir anneye yapılan ayıptır” dedi. İş makinelerinin söktüğü ağaçların üzerindeki zeytinler ise toplanamadan kurumaya başladı. ‘Polis l Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın, Soma’nın Yırca köyünde 6 bin zeytin ağacının katledilmesine ilişkin “taraf değiliz” sözleri tepki çekti. Arınç, zeytin ağacı katliamında hükümetin sorumluluğu bulunmadığını öne sürmüş, ayrıca Kolin’in yapacağı termik santralin temel atma töreninde Yırca köylülerinin de “düğün bayram” yaptığını savlamıştı. Söz konusu törende köyden yaklaşık 15 kişinin yer aldığını bildiren Yırca Muhtarı Mustafa Akın, “O zaman köyümüzde yaşayanlar acele kamulaştırma kararının içeriğini, başlarına gelecekleri bilmiyordu. Sonradan tepki göstermemiz, bizleri haksız çıkarmaz. Santralın küçük bir alana yapılacağını sanıyorduk. Acele kamulaştırma kararı 10 Mayıs’ta alınmış. 3 gün sonra ise Soma’da 301 kişinin yaşamını yitirdiği maden katliamı yaşandı. Biz bu nedenle kendi derdimize odaklanamadık” dedi. Muhtar Akın, Arınç’ın taraf olmadıklarına ilişkin söylemiyle ilgili olarak da, “Acele kamulaştırma kararını, sayın Arınç’ın da içinde olduğu Bakanlar Kurulu almıştı. Bizim açtığımız davanın özü Bakanlar Kurulu’dur” diye konuştu. ‘Düğün bayram’ yanıtı hedef aldı’ Yırca için yürüdüler İstanbul Haber Servisi İstanbul Kent Savunması, Validebağ Gönüllüleri ve Kuzey Ormanları Savunması, Soma’nın Yırca köyünde termik santral yapımı için 6 bin adet zeytin ağacını kesen Kolin şirketini Levent’teki ofisi önünde protesto ederek kapıya zeytin ağacı bıraktı. Levent metro çıkışında dün akşam saatlerinde toplanan kalabalık grup, şirketin önünde çok sayıda çevik kuvvet ve sivil polisle karşılaştı. Burada grup adına basın açıklamasını okuyan Özle Türk, “Bizler yaşam savunucuları kutsal zeytin ağacının, Soma Yırca’da ve Validebağ’da yerlerde sürüklediğiniz kadınların, madenlerle inşaatlarda öldürdüğünüz bütün işçilerin, bağrını kirli ellerinizle değtişiniz toprağın, suyun, ormanın ve yaşamın hesabını sormak için her gün savunmada ve sokakta olacağız” dedi. Zeytin fidanı Kolin şirketinin kapısına bırakıldı. (Fotoğraf: VEDAT ARIK) İstanbul Haber Servisi Validebağ Korusu’nun yanındaki park alanına yapılan cami inşaatını protesto eden yurttaşlara polisin müdahalesi sırasında TOMA’nın sıktığı tazyikli suyun uçurduğu demir bacaklı masanın kafasına çarpması sonucu yaralanan muhabirimiz Kayhan Ayhan’ın sağlık durumu iyiye gidiyor. Polis ifadesinde “TOMA’nın sıktığı tazyikli suyla kendisini hedef aldığını” belirten muhabirimiz Ayhan, yaralanmasına neden olan polislerden şikâyetçi oldu. Haydarpaşa Numune Hastanesi’nin acil bölümünde müdahalesi yapılan Ayhan doktor müdahalesinin ardından 6 saat gözlem altında tutuldu. CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt, İstanbul Büyükkent Şubesi Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı ve Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu muhabirimiz Ayhan’ı tutulduğu acil gözlem odasında önceki gece saat 01.00’de ziyaret ederek, hastane yetkililerinden bilgi aldı. Ziyaret sırasında Öğüt’ü, CHP’li vekil Özgür Özel aradı. Ayhan’la telefonda görüşen Özel iyi dileklerini iletti. Ayhan dün sabaha karşı hastaneden taburcu oldu. Bu arada, eylemi takip eden Ulusal Kanal muhabiri Deniz Çağlayan’ın da TOMA’dan sıkılan tazyikli su nedeniyle kafasını yere çarparak yaralandığı belirtildi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Ayhan ve Ulusal Kanal muhabiri Çağlayan’a polisin şiddet uygulamasını kınadı. Açıklamada “Daha fazla özgürlük ve hoşgörüyü hak eden Türkiye, TOMA ve Akreditasyon Cumhuriyeti olma yolunda hızla ilerlemektedir. Halka gerçekleri iletme görevini engellemek için cop, gaz ve tazyikli suyla gazetecileri yaralayan anlayışı kınıyoruz. Gazetecileri hedef seçen güvenlik güçleriyle ilgili olarak işlem yapılması için İstanbul Valiliği’ni ve Emniyet Müdürlüğü’nü göreve çağırıyoruz.” Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) da olayı kınadı. TGS’den yapılan açıklamada, gazetemiz muhabiri Kayhan Ayhan’ın yaşananları güvenli bir mesafeden takip ettiğine ve TOMA’nın ona doğru su sıkmasının kasıtlı olduğuna dikkat çekildi. TGS Genel Sekreteri Mustafa Kuleli, habercilere yönelik şiddetin sıradanlaştığını belirterek, bunun nedeninin daha önceki saldırıların cezasız kalması olduğunu söyledi. Cevap/ Düzeltme Metni 23.08.2014 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 6. sayfasında yer alan “DÜZELTME ÖRGÜTÜ” başlıklı haberlerin içeriği gerçekleri yansıtmamaktadır. Yazı içeriğinde müvekkilimi hedef alan ve gerçekdışı olan iddiaların hiçbir somut karşılığı bulunmamaktadır. Hal böyle iken müvekkilimin adlarının bu haberde geçmesi tamamen kötü niyetin sonucudur. Söz konusu yazı Can Dündar’ın 3 Ağustos 2014 tarihinden itibaren “Arkadaşın Babası” başlığıyla yayınlanmaya başlayan yazı dizisinin Müvekkilime karşı TCK’da tanımlanan Hakaret, İftira, Soruşturmanın Gizliliğini İhlal, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçlarını oluşturması nedeniyle tarafımızca gönderilmiş olan düzeltme/cevap metinlerine yönelik olarak yapılan haberin içeriğinde Müvekkilime yeniden Hakaret ve İftira edilerek Kişilik Hakları bir kere daha ihlal edilmiştir. Şüpheliler tarafından yayınlanan, 23/24 Ağustos 2014 tarihli “DÜZELTME ÖRGÜTÜ” başlıklı suç teşkil eden yazıda Müvekkilimin, Birleşmiş Milletler’in uluslararası terör listesinde adının olduğu iddia edilmiştir. Oysaki bu tamamen yalandır. Yassın Abdullah A Kadı saygın bir iş adamı olup, herhangi bir terör örgütüyle ilişkisi olduğu bilgisi iftiradan ibarettir. Zira ne uluslararası yargı kurumlarında ne de Türk Mahkemelerinde müvekkilim aleyhinde verilmiş hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Müvekkilim BM terör listesinde de değildir! Son zamanlarda müvekkilim üzerinden yürütülen bir algı operasyonu ile müvekkilimin masumiyet karinesi ihlal edilmiş; kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Birtakım iddialar sanki geçermiş gibi kamuoyuna sunulmuş müvekkilim adeta linç edilmiştir. Müvekkilimin adının basit politik çıkar hesaplarında kullanılması onların kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Bu bağlamda haberin tamamı yalan ve iftiradan ibarettir. Netice olarak bu hakaretlerin gazeteniz ve internet siteniz vasıtasıyla kamuoyuna duyurulması hukuka aykırıdır. Bu köşe yazısı 5187 sayılı Basın Kanunu, basın meslek ve ilkelerine aykırıdır. Adalet ve tarafsızlığa saygılı olma, kişi ya da kuruluşları aşağılayıcı yalan haber yapma veya iftira niteliği taşıyan yayın yapmama, özel amaçlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan yayın yasağı ilkelerine uygun değildir. Söz konusu hakaret içeren bu köşe yazısı ilgili tüm yasal haklarımızı etkin bir şekilde kullanacağımızı da dikkatlerinize sunarız. YASSEN ABDULLAH A KADI VEKİLİ Av. MUSTAFA DOĞAN İNAL TOMA Cumhuriyeti Çalışanları suçladı Has Şekerler firmasının tek yöneticisi ve tek yetkilisi olduğunu vurgulayan Uyar, “Benden sonra Yavuz Özsoy yetkilidir, daimi nezaretçidir, aynı zamanda işletme müdürüdür.. Ali Kurt, Cenne’nin atadığı teknik nezaretçidir ben ocağa fazla gidip gelmem. Teknik nezaretçi defterine yazılan öneriler bana tebliğ edilmedi. Ocağa bir kez su geldiğini teknik personelden öğrendim, diğerinden haberim yok. Eski maden ocağına çalışma sıra Üretim zorlaması Çelik, Soma’da işverenin üretim zorlaması yaptığını kaydetti. Bunun da yanlış olduğunu, aşırı üretimin risk yarattığını belirtti. Kıdem tazminatının fona dönüştürülmesi konusunda da Çelik, düzenlemenin bu dönem çıkmasının hayati olduğuna inandıklarını bildirdi. Müfettişlerin denetimler sırasında işverenler tarafından ağırlandıkları iddiaları konusunda da Çelik, “Yiyorlarsa, içiyorlarsa büyük ahlaksızlıktır” dedi. Suriyelilere iş ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hükümet Türkiye’de bulunan yaklaşık 2 milyon Suriyeliyi işe yerleştirecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik Suriyelilere geçici kimlik verileceğini ve ardından açık iş pozisyonlarına yerleştirileceklerini açıkladı. Çelik, işe yerleştirilecek Suriyelilerin o işyerinde bulunan Türk işçilerin yüzde 10’undan fazla olamayacaklarını belirtti. Suriyeli işçilerin ücretleri de en az asgari ücret oranında olacak. Böylece Suriyeliler sosyal güvenlik şemsiyesi altına girecek. Konuyla ilgili bir de Bakanlar Kurulu kararı çıkarılacak. Firmalar anlaşmış! Ermenek’te facianın meydana geldiği yerde 180 kişinin çalıştığını anlatan Çelik, ancak bakanlığa hiç şikâyet gelmediğini belirtti. Çelik, bunu araştırdıklarında bölgedeki 4 firmanın kendi aralarında gizli anlaşma yaptıklarını tespit ettiklerini söyledi. İşçiler, firmaların işten atılan işçiyi işe almama konusunda anlaştıklarına dikkat çekmişlerdi. ANKARA (Cumhuriyet Mevsimlik Bürosu) Isparta’da mev simlik işçileri taşıyan araişçi sorunu cın şarampole yuvarlanma sıyla 15 kadın işçinin hayatını kaybetmesinin ardından Meclis’te TBMM Genel Kurulu’nda mevsimlik tarım işçilerinin sorunlarının araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verildi. TBMM Genel Kurulu’nda dün tüm siyasi partilerce verilen önergeler görüşüldü. HDP Hakkari Milletvekili Adil Zozani, tarım sektöründe çalışan mevsimlik işçilerin hiçbir sosyal güvencesi olmadığını ifade ederek, “AKP hükümetleri döneminde, 11 yıllık dönemde ortalama yılda 1315 işçi ölüyor. Ucuz emek sömürüsü mekanizmasını işleterek bu noktaya geldiniz” dedi. Validebağ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçesi görüşüldü. CHP İzmir Milletvekili Musa Çam görüşmelere üzerine giydiği “Taşeron ölümdür” yazılı tişörtle katıldı. Çam salon duvarına astığı, “AKP Hükümeti’nin ve Faruk Çelik’in Karnesi” yazılı pankartta Çelik’in bakanlığı döneminde 8 bin 504 işçinin, AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana da 14 bin 718 işçinin “iş cinayetlerine” kurban gittiğine dikkat çekti. AKP’liler pankartın kaldırılmasını istedi. Çetin, Bakan Çelik’i istifaya çağırdı. Çelik “50 hatırlı kişi” ifadesinin ise birisinin uydurması ve iftira olduğunu, devreye girenlerin “başta işçiler, işveren ve esnaf” olduğunu iddia etti. Çelik, bölge milletvekilleri, valiler, kaymakamlar, herkesin devreye girdiğini de ekledi. ÇElik’tEn itiraf Parası yokmuş Yurt Haberleri ServisiKaraman’ın Ermenek ilçesinde 28 Ekim’de su dolan maden ocağında mahsur kalan 18 işçiden 2 işçinin cenazelerine ulaşılırken, 16 işçiyi arama çalışmaları sürüyor. “Bilinçli Taksirle Ölüme Sebebiyet Vermek” suçundan gözaltına alınan Şekerler Maden Şirketi’nin sahibi Saffet Uyar, kömür ocağının işletme ruhsatına sahip Ermenek Cenne Linyit Kömürü Limited Şirketi yöneticisi Abdullah Özbey, aynı şirketin işleme müdürü Mehmet Zeybek, teknik nezaretçi Ali Uyar, Has Şekerler Madencilik Limited Şirketi’nin işletme müdürü Yavuz Özsoy tutuklandı. Görevli 3 kişi ise adli kontrol kararı ile tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Madenin sahibi Uyar, maden sahasını 2009’da devraldıklarını, Numune firması ile Cenne firmasının eski imalat haritalarını kendilerine vermediğini savundu. Bu haritaların Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde (MİGEM) bulunabileceğini bilmediğini söyleyen Uyar, MİGEM yetkililerince düzenlenen rapor sonucu madenin eksikliklerini girdirmek adına sondaj makinesi için fiyat araştırması yaptığını ancak sondaj makinası alacak parası olmadığını ileri sürdü. Yaklaşık 50 bin lira olan sondaj cihazını pahalı bulan Uyar, “Makinenin çok pahalı olması üzerine Abdullah Özbey ile görüşme yaptım. Özbey, bana Cenne İşletmesi için ‘bir tane alalım herkes kullansın’ dedi. Diğer şirketlerde olduğunu bilseydim, alır kullanırdım ama bilmiyordum” dedi. Firmalar sondaj makinesi almak yerine kesilen 1680 lira cezayı ödemeyi tercih ediyor. sında denk gelindiğini ve sonradan kapatıldığını görmedim, duymadım. Maden üstünde sondaj yapmıştır ancak maden içerisinde kontrol sondajı yapmamız gerektiğini bilmiyordum” diye konuştu. Ermenek’teki facianın yaşandığı madenin sahibi 50 bin liralık sondaj cihazını alacak parasının olmadığını iddia etti İtiraf etti Madenin İşletme Müdürü Yavuz Özsoy ise “Olay ihmalkarlıktan kaynaklanmaktadır. Bu saha bana teslim edilirken ruhsatta gösterilen alanın içini belirten imalat haritası da ekli bir şekilde verilmiş olsaydı ya da çalışma sırasında bu harita elimizde bulunsaydı bu olay meydana gelmeyebilirdi. Sondaj makinesi olsa bile bu olay olacaktı. Çünkü elimizdeki verilere göre eski ocak içerisinde çalıştığımızı bilmiyorduk. Bu olaydan dolayı üzüntü içerisindeyim” dedi. Özsoy’un, ocakta zaman zaman su sızıntısının olduğunu, bunun tatlı su (yeraltı suyu) olup olmadığı içerek kontrol ettiklerini söylediği öğrenildi. Özsoy’un madende günlük olarak 3 metre kazı yapılıp kömür çıkartıldığını söylediği belirtildi. Bu ne korku İstanbul Haber Servisi Validebağ’da önceki gün polis müdahalesinin ardından gözaltına alınan 15 kişi dün sabah saatlerinde serbest bırakıldı. Polis, bariyerleri daha da genişleterek büyük bir alanı ablukaya aldı. Bu alana çadır kurulmasına izin verilmezken evlerine gitmek isteyen yurttaşlar bile engellendi. Olay yerine gelen bir il emniyet müdür yardımcısı da polislerden bilgi alarak yeni çadırların kurulmasına ve toplanmaya izin verilmemesi konusunda kesin talimat verdi. Polisin müdahalesi sonrasında polis bariyerlerinin önüne kadar gelen yurttaşlar da tepki gösterdi. Site sakinlerinden olduğunu ve içeriye girmek istediğini belirten bir yurttaş polislere tepki göstererek,“Yeter artık yaptıklarınız. Neyi kimden koruyorsunuz. En büyük sorun sizsiniz. Nedir bu önlem nedir?” diye bağırdı. Daha önceki çadır ve nöbet yerine gelen bazı yurttaşlar ise kimsenin bulunmaması üzerine alandan ayrıldı. Kuzey Ormanları Savunması’ndan bir kişi ise bugün (dün) itibarıyla herhangi bir eylem yapılmayacağını belirterek “Çarşamba günü (bugün) akşam 19.00’da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi önünden başlayarak mahalleye yürüyeceğiz. Perşembe günü ise kadınlar ve anneler koruyu savunmak için eylem yapacak. ““Yine perşembe ya da cuma günü Validebağ ile ilgili İBB Meclisi’nde ki toplantıya katılacağız” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle