24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
19 EKİM 2014 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 Rojavalı Kürtler birlik için oluşturulacak mecliste anlaştı, silahlı güç konusunda görüş ayrılığı çıktı Dohuk’ta ‘ordu’ krizi u Dohuk’ta yapılan birlik görüşmelerinde PYD’nin de içinde bulunduğu TEVDEM, “Rojava’da iki silahlı gücü kabul etmeyiz” derken ENKS ortak bir savunma gücü oluşturulmasını istiyor. DOHUK Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin çağrısıyla Rojava Kürtlerinin birliği için Dohuk’ta gerçekleştirilen zirve sürerken, Kürt parti ve oluşumları birlik için oluşturulacak meclis konusunda anlaştı. Öte yandan TEVDEM ve ENKS Rojava’nın savunması konusunda anlaşamıyor. PYD’nin de içinde bulunduğu TEVDEM, “Rojava’da iki silahlı gücü kabul etmeyiz” derken, ENKS ortak bir savunma gücü oluşturulmasını istiyor. Salı gününden beri süren zirvede Rojava’daki yönetimi üstlenecek yeni meclisin üye dağılımı ve adı tartışılıyor. Yeni meclisin adının Demokratik Kürt İdaresi veya Siyasi İdare olması öngürülüyor. 31 üyeden oluşacak meclisin üye dağılımı için ise taraflar anlaştı. Buna göre TEVDEM ve ENKS yönetimde yüzde 40’ar kota alacak. Kalan yüzde 20 ise Rojava’da bulunan diğer etnik, dini ve siyasi gruplar arasında dağıtılacak. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf’ in PYD ile istihbarat paylaşımında bulunduklarını açıklamasını ardından zirve sırasında sorularımızı yanıtlayan PYD Eşbaşkanı Salih Müslim, PYD ile değil Kobani’nin savunmasını sağlayan PYD’nin silahlı kanadı YPG ile istihbarat paylaşımı yapıldığını söyledi. Müslim “Bu konular askeri konular olduğundan paylaşılan istihbaratın neleri içerdiğini bilmiyorum ama doğrudur, istihbarat paylaşımı YPG üzerinden yapılıyor” dedi. Rojava’da Barzani’ye yakın Kürt gruplardan Suriye Kürt Ulusal Meclisi (ENKS) Başkanı Tahir Sifok, ayrı ayrı hareket etmenin Kürtler için kötü şeylere neden olabileceğini belirterek “Görüşmelerimizde askeri güçler konusunda da konuştuk. Biz halkımızın savunması için alternatifler arıyoruz. Bu nedenle askeri güçler üzerinde konuşuldu. Biz ENKS olarak bütün çalışmalarımızı ortak bir şekilde yapmak istiyoruz ve böylelikle bir sonuca varmak istiyoruz. Bizim için önemli olan Rojava nasıl savunulacak, önemli olan budur” dedi. PYD’nin de içinde bulunduğu Demokratik Birlik Hareketi (TEVDEM) Avrupa sorumlusu Sinem Mihemed ise Rojava’da YPG varken ikinci bir silahlı güç istemediklerini söyledi. Mihemed, daha önce de ENKS’nin Rojava’da ikinci bir silahlı güç oluşumundan söz ettiğini belirterek “Biz bunu reddettik. Biz hiçbir şekilde Rojava’da iki silahlı gücü kabul etmeyiz. Çünkü biliyoruz ki bu birçok soruna yol açacaktır. Bu konuda tecrübe sahibiyiz. Hatta bu iç savaşa bile neden olabiliyor. Rojava’da yasal bir güç var gelip ona katılsınlar. Biz isteriz ki herkes ve tüm taraflar bu sorumluluğunu yerine getirsin. Eğer YPG’ye katılmak istiyorlar ise gelsinler kapı açıktır çünkü YPG’ye katılmak ulusal bir görevdir” dedi. Uyanması Zor Rüya AKP’nin Osmanlı rüyasını bilerek, inanarak mı, yoksa yalnızca yurttaşları böyle bir rüyanın sihriyle etkilemek için mi gündemde tuttuğunu bilemiyorum. Ama fark etmez; ikisinden biri ya da ikisi birden olabilir. İnanıyorlarsa böyle bir rüyanın değişen dünyayı hesaba katmadığını, bir “kahramanlık hikâyesi” olarak da artık halkı etkilemesinin mümkün olmadığını bilmek gerekmez mi? HHH Yine de Osmanlı’nın son zamanlarıyla günümüz politikaları arasında bazı paralellikler kurulabilir. Kimilerine göre “ulu Hakan”, kimilerine göre “müstebit” bir padişah olan Abdülhamit Osmanlı’yı kurtarabilmek için çıkış yolu arıyordu. Panİslamcılığı zirvede bir padişah olan Abdülhamit’in büyük devletler arasında Almanya’yı tercih ettiği, bunun nedeninin de Almanya’nın İslam ülkelerini sömürgeleştirmediğine, yani bölge ile yalnızca stratejik nedenlerle ilgilendiğine inanması olduğu söylenir. Bunda Kayzer Wilhelm’in kendini İslamın savunucusu gibi göstermesinin payı olduğu da ileri sürülen tezler arasında. Belki de latifedir; özel doktorunun Türk Tarih Kurumu’nun arşivinde bulunan günlüklerinde Abdülhamit’in Rusya’dan nefret ettiği, Fransa’yı küçümsediği, Britanya’dan korktuğu, Almanya’yı sadık bir müttefik olarak gördüğü belirtiliyormuş. HHH AKP’ye ve yöneticilerine de rahatlıkla “Panİslamist” denilebileceği kanısındayım. Ama herhalde Türkiye’nin hâlâ etkili olan ülke politikasına yön veren uluslararası ilişkiler sisteminin Batı ile bağlı olduğunu biliyorlar ve ister istemez buna göre politika yapmak durumundadırlar. Abdülhamit gibi yani. Öfke ve nefret ilişkileri etkili olabilir yine de ister istemez bir ülke öne çıkıyor ve onunla “ortak”, “stratejik ortak” ya da her neyse öyle bir şey olmak gerekiyor. Bu miras, bu durum hoşlarına gitmiyor olabilir ama Panİslamist rüyaları gerçekleştirebilmek, hiç değilse biraz gündemde tutabilmek için başka çare yok gibi görünüyor. Kısa bir süre önce şu Büyük Ortadoğu Projesi’nin gündemde olduğu günlerde bu daha kolay bir propaganda yoluydu. Şimdi biraz değişti işler. HHH Şimdi neredeyse her isteği, her projeyi reddediyor, kendi istedikleri kılığa soktuktan sonra, lütfen kabul ediyor gibi yapıp geri yolluyorlar. Gerçek ise kendi stratejilerini dayattıklarıdır. Bu stratejilerde AKP yönetiminin hiç hoşuna gitmeyen kalın çizgiler var. Osmanlı rüyası derken, ülkeye ABD ya da müttefik askeri sokmak, Kürtlerle iç politikaya endeksli bir çözüm süreci yürürken, onun şeklini şemalini değiştiren bir Suriye Kürtleri dayatmasıyla karşılaşmak, “kabul edilmiş müttefik” Barzani’nin de aynı şekilde zorlanmasıyla değişen ilişkiler hiç hoş işler değil. Ama ne yapacaksın, bu Batı ile başka türden alışveriş 1940’lardan, 50’lerden bu yana yapılamıyor. Kötü miras. Ama böyledir diye Osmanlı rüyasından vaz mı geçsinler? HHH Hiç olmaz. Bunun kitabını yazmış bir Başbakan ve kendini buna sıkı sıkı bağlamış bir Cumhurbaşkanı günümüze ustaca uyarlanmış böyle bir rüyadan vazgeçmeyeceklerdir. Eskiden büyük devletler arasındaki çelişkiler bu türden planları en azından canlı tutabilmekte işe yarıyordu. Şimdi bu imkânlar da epeyce azalmıştır. Rusya Çin Batı üçlüsü arasındaki çelişkiler pek fazla umut vermiyor. İşte en fazla umut bağlanabilecek Suriye konusunda anlaşıverdiler. Şu kimyasal silah meselesinde de işleri Rusya bozmamış mıydı. Öyleyse iş başa düşmüştür; zamanı kısaltmak, olaylar arzular hilafına gelişmeden, ekonomik kriz bir kere daha teğet geçmeden sandığın gücünü mümkünse hızla pekiştirmek gerekecektir. Şu Osmanlı rüyası aslında hiç fena değildi. Bir ara iyi rüzgârlar esmişti ama bu Batılılar başladıkları hiçbir işi tamamına erdiremiyorlar ki. “Arap Baharı” dediler, tam heveslendik, Irak’ta, Mısır’da, Suriye konusunda, bizim en tatlı ballı böreğimizde fikir değiştiriverdiler. Üstüne üstlük bir de Rojava’dır, Kobani’dir, tatsız mı tatsız işler açtılar başımıza. Yoksa bu IŞİD’le öyle böyle bir hukukumuz vardı neresinden baksanız... ABD, YPG İLE İSTİHBARAT VE BİLGİ PAYLAŞIMINI DOĞRULADI ABD Dışişleri, PYD ile doğrudan görüştüklerinin ardından, PYD’nin silahlı kolu YPG ile istihbarat paylaştıklarını da resmen açıkladı. PYD sözcüsü Nevaf Halil’in haber ajanslarına IŞİD’e karşı savaşta ABD ile doğrudan koordinasyon içinde olduklarını ve istihbarat paylaştıklarını söylemesine ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Marie Harf’tan doğrulama geldi. Günlük basın toplantısında, PYD sözcüsünün demeciyle ilgili sorularla karşılaşan Harf, “Birçok kişiden istihbarat alıyoruz. Bilgiler alabileceğimiz her yere bakıyoruz. Dolayısıyla evet, bazı istihbarat ve bilgi paylaşımları bulunuyor. Bu her alanda tekrarlayacağınız bir şey değil tabii ki ama bu doğru” yanıtını verdi. PYD sözcüsünün, “geçen hafta sonu Paris’te yapılan görüşmenin ABD ile PYD arasındaki ilk görüşme olmadığı ancak ilk kez açıklanan görüşme olduğu” ifadesine yönelik sorulara yanıt vermeyen Harf, gelecekte PYD’yi silahlandırmaya kapıyı açık bıraktı. ABD’nin Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yaptığı gibi, Suriye’de de PYD’ye silah sağlayıp sağlamayacağına ilişkin soru üzerine Dışişleri sözcüsü “Bu konuyu düşündüğümüz ya da göz ardı ettiğimiz gibi bir söyleme girmeyeceğim, ama bu halihazırda yapmakta olduğumuz bir şey değil” dedi. Rojava’da özerklik ilan eden PYD’ye güvenip güvenmedikleri sorusunu Harf, “Bu konu güvenmek ya da güvenmemekle ilgili bir durum değil. Bu, IŞİD’i yenilgiye uğratmak isteyen başka kimlerle çalışabileceğimizi görmekle ilgili. Elbette, bir dizi aktörle görüşüyoruz. Ama bir kere görüşme yapmak, koordinasyonda olduğumuz anlamına gelmiyor” diye yanıtladı. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Pakistan’da soruları yanıtladı: İçeride güvenli bölge olabilir İstanbul Haber Servisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Afganistan’a giden Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin kendi sınırları içinde “askeri güvenli bölge” oluşturmak için çalışmalar yapıldığını belirten Kurtulmuş, “İstediğimiz an güvenli bölgeyi oluşturabiliriz. Hem askeri anlamda sınır güvenliğimizi kuvvetlendirmek hem de tampon bölge denilen yerde önlenemeyen çok yoğun göçmen kitleleri gelirse onları alabilecek güvenli bölge” ifadelerini kullandı. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye sınırları dışında 67 noktada güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin açıklamasının anımsatılması üzerine Kurtulmuş, “O uluslararası sistemin ya BM ya da koalisyon ülkelerinin kararıyla alınacak tedbirdir” dedi. IŞİD terör örgütü ile bazı Kürt gruplar arasındaki çatışmaların yoğunlaştığı Kobani’ye, ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerine ait savaş uçakları saldırı düzenledi. Bölgeden yükselen dumanlar Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki sınır hattından görüldü. (Fotoğraf: AA MURAT KULA) IŞİD sınıra yükleniyor U Ev vaadiyle militan topluyor luslararası koalisyonun hava saldırılarıyla ilerleyişi duran IŞİD’in, militan takviyesi için yeni yöntemlere başvurduğu belirtiliyor. Wall Street Journal gazetesi, örgütün kendilerine katılacak Araplara Kobani’de ev sözü verdiğini yazdı. Gazete, “İslam Devleti’nin takviye sağlamak konusundaki çaresizliğinin bir işareti, yakındaki köylerde yaşayan Araplara kendilerine katılmaları halinde, savaş kazanıldıktan sonra Kobani’deki Kürtlerin evlerini vermeyi vaat etmesi” diye yazdı. Wall Street Journal’ın Kobani’deki kaynağı, “IŞİD yenilgiyi kabul etmeyecek, burada 10 bin savaşçılarının ölmesine hazırlanacak” dedi. Fransız haber ajansı AFP de Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne dayanarak, IŞİD’in bölgeye yeni takviye birlikleri gönderdiği bilgisini geçti. Yurt Haberleri Servisi IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırıları 34. gününü geride bıraktı. ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarının bombardımanı ile ilerleyişi durdurulan IŞİD militanları, YPG’nin dış dünya ile bağlantısını kesmek, yaralıların ve sivillerin geçişini önlemek için Mürşitpınar Sınır Kapısı’nın karşısındaki Kobani topraklarına havan topu attı. ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun hava bombardımanı ile darbe alan IŞİD, Kobani’nin birçok bölgesinden çekilirken çatışmalar da azalmıştı. Kobani’nin doğu bölgesinde bulunan IŞİD militanları, dün sabah saatlerinden itibaren Mürşitpınar Sınır Kapısı’nın bulunduğu bölgeye peş peşe havan topu mermileriyle saldırdı. Kobani’nin iç kesimlerinde de silah sesleri duyuldu. Peş peşe görülen patlamaların ardından yoğun dumanların yükseldiği Kobani’de, çatışma ve patlamaların yoğunlaşması üzerine güvenlik güçleri sınır hattında önlemlerini arttırdı. Kobani semalarında ise ABD öncülüğündeki koalisyon ülkelerinin savaş uçaklarının keşif uçuşu yaptığı ve zaman zaman da IŞİD mevzilerini vurduğu görüldü. YPG Basın Merkezi’nden yapılan açıklamada, Kobani’nin kuzeydoğu bölgesinde bulunan Kaniya Kurda ve Sinai bölgesinde IŞİD tarafından 3 ayrı koldan saldırı düzenlendiği, saldırıların püskürtüldüğü bildirildi. Çatışmaların sürdüğü Kobani’de IŞİD’in attığı 3 havan mermisi, Suruç ilçesine bağlı Mürşitpınar Mahallesi’nde sınırda konuşlandırılan zırhlı araçların yakınına düştü. Bunun üzerine harekete geçen 2 tankın mevzi aldığı gözlendi. Bu arada IŞİD militanlarının havan topu mermileri ile yaptığı saldırılar sırasında sınır hattında bulunan 2 ambulansın da hedef olduğu bildirildi. Suriye’de yaşamını yitiren bir YPG’linin cenazesinin ardından Mardin’in Nusaybin ilçesinde çıkan olaylarda binlerce kişi sınırdaki tel örgüleri aşıp Suriye’nin Kamışlı bölgesine geçmişti. Kamışlı sınırındaki bu gerginlik üzerine bölgedeki askeri birliklerde bulunan zırhlılar, sınır kesimine sevk edildi. Şivan Perwer, Kürt sanatçılarla birlikte dün BM’nin Erbil’deki ofisi önünde basın açıklaması yaparak, IŞİD’in saldırılarına karşı Kobani ve Sincar’daki Kürtlerin korunması için BM’den destek istedi. Perwer, “Kobani’nin düşmesi ve burada bir katliam yaşanması durumunda, bunun sorumlusunun BM, NATO ve diğer uluslararası güçler olacaktır” dedi. Sınırda önlemler artırıldı Perwer’den çağrı Cevap / Düzeltme Metni 04.08.2014 tarihli Cumhuriyet gazetesinin 7. sayfasında yer alan, Can Dündar tarafından kaleme alınan “ARKADAŞ’IN BABASI 2AKP’NİN SUSURLUK’U” başlıklı haberlerin içeriği gerçekleri yansıtmamaktadır. Yazı içeriğinde müvekkillerimi hedef alan ve gerçekdışı olan iddiaların hiçbir somut karşılığı bulunmamaktadır. Hal böyle iken müvekkillerimin adlarının bu haberde geçmesi tamamen kötü niyetin sonucudur. Son zamanlarda müvekkillerim üzerinden yürütülen bir algı operasyonu ile müvekkillerimin masumiyet karinesi ihlal edilmiş, kişilik haklarına saldırıda bulunulmuştur. Birtakım iddialar sanki gerçekmiş gibi kamuoyuna sunulmuş müvekkillerim adeta linç edilmiştir. Bu bağlamda haberin tamamı yalan ve iftiradan ibarettir. Müvekkillerim CENGİZ AKTÜRK ve USAME KUTUB yasalara saygılı, başarılı birer iş adamı. Müvekkillerimin adının basit politik çıkar hesaplarında kullanılması onların kişilik haklarına saldırı niteliğindedir. Netice olarak bu hakaretlerin gazeteniz ve internet siteniz vasıtasıyla kamuoyuna duyurulması hukuka aykırıdır. Bu köşe yazısı 5187 Sayılı Basın Kanunu, basın meslek ve ilkelerine aykırıdır. Adalet ve tarafsızlığa saygılı olma, kişi ya da kuruluşları aşağılayıcı yalan haber yapma veya iftira niteliği taşıyan yayın yapmama, özel amaçlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan yayın ilkelerine uygun değildir. Söz konusu hakaret içeren bu köşe yazısı ilgili tüm yasal haklarımızı etkin bir şekilde kullanacağımızı da dikkatlerinize sunarız. CENGİZ AKTÜRK ve USAME KUTUB VEKİLİ Av. MUSTAFA DOĞAN İNAL oalisyon IŞİD’in petrol tesislerini vurdu Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı’ndan (CENCOM) dün yapılan açıklamada önceki gün ve dün IŞİD hedeflerine 15 hava saldırısı düzenlendiği belirtildi. Bunlardan 2 tanesinin Kobani’ye, 1’inin de Rakka’ya yapıldığı açıklandı. İki düzineden fazla hava saldırısı düzenlendiği belirtildi. Petrolden günde 3 milyon dolar gelir elde edien IŞİD’in, elindeki petrol tesisleri ve altyapıları hedef alındı. Suriye’de 15 hava saldırı gerçekleştirilirken bunlardın 2 tanesinin Kobani, 1 tanesinin de Rakka çevresinde düzenlendiği belirtildi. K DİYARBAKIR’da pkk operasyonu Kobani protestolarında tansiyon düştü, gözaltına alınanlar adliyeye çıkarılıyor Kılıçlı saldırgan serbest bırakıldı Yurt Haberleri Servisi Antalya’da Kobani protestoları sırasında çıkan olaylar nedeniyle gözaltına alınan 13 kişi önceki gün adliyeye sevk edildiği sırada, adliye önünde bekleyenlere “Bunların arasında benim bayrağımı indiren var mı?” diye bağırıp, elindeki benzin bidonunu göstericilere doğru savuran ve motosiklette bulunan “Deli Gaddar” yazılı kılıçla saldıran T.D, Bahçelievler Polis Merkezi’nde ifadesi alındıktan sonra savcılık talimatıyla serbest bırakıldı. T.D’nin kılıcına ise el konuldu. Şırnak’ın Cizre ilçesinde önceki gece AKP İlçe Başkanlığı binasına motolofkokteylli saldırı düzenlendi. Saldırı sırasında çevrede bulunan bazı kişiler havaya ateş ederek saldırıyı önlemeye çalıştı. Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde yüzleri kapalı grup, DiyarbakırBitlis karayolunu kapatmak istedi. Dağılmaları yönünde uyarılara rağmen polise taş, havai fişek ve molotofkokteyli atan gruba, tazyikli su ve biber gazıyla müdahale edildi. Mardin’in Derik ilçesinde Kobani’ye destek amacıyla düzenlenen eylemlere katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 13 kişiden 3’ü çocuk 8 kişi, Siirt’te de YDGH eğitim sorumlusu yakalandı DİYARBAKIR (Cumhuriyet) PKK’nin gençlik yapılanması Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi’nin (YDGH) eğitim sorumlusu olduğu belirtilen 20 yaşındaki İ.O., Diyarbakır’da polisin düzenlediği operasyonla yakalandı. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, YDGH’nin eğitim sorumlusu İ.O.’nun kente geldiği bilgisini aldı. Gittiği illerde YDGH yapılanmasına yönelik eğitim verdiği belirlenen İ.O.’nun, Diyarbakır’da Kobani’ye IŞİD saldırılarını protesto eylemlerinde, 12 kişinin öldüğü olaylar öncesi kente gelerek yine üyelere örgütsel eğitimler verdiği tespit edildi. Polis, İ.O.’nun kaldığı eve operasyon düzenleyerek gözaltına aldı. Elazığ nüfusuna kayıtlı olduğu belirtilen İ.O.’nun emniyetteki soruşturması sürüyor. gözaltına alınan 7 kişiden 4’ü tutuklandı. Muş’un Bulanık ve Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinde esnaf kepenk açmadı. Öte yandan Diyarbakır’da Kobani protestoları sırasında öldürülen Yasin Börü (16), Hasan Gökgöz (26) ve Hüseyin Dakak’ın (19) gördüğü şiddet anı görüntülere yansıdı. Bir vatandaşın cep telefonu ile çektiği görüntülerde, yüzleri kapalı kişiler, bir kişiyi binadan yerde sürükleyerek çıkarırken, yerdeki diğer kişilerin kafasına satır ve sopalarla vuruluyor. Saldırının görüntüleri
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle