Katalog

SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2014 PAZAR 6 HABERLER Ümit Kocasakal’ın konuşması sırasında genel kurulda protesto sesleri yükseldi Kobani ve Gezi ‘CEZAEVİ KOŞULLARI İÇİN ADIM ATILABİLİR ‘baro’daydı Bakan Ala’dan Öcalan mesajı CANAN COŞKUN ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) İçişleri Bakanı Efkan Ala, Öcalan’ın cezaevi şartlarının iyileştirilmesi tartışmalarıyla ilgili olarak “O adımın atılması gerekiyorsa o adım atılır ama milletin bu sorununun tamamen çözümüne katkıda bulunacaksa” ifadelerini kullandı. “İmralı’nın adresi değişebilir yönünde iddialar olduğu”yla ilgili soruya ise “Böyle bir durum söz konusu değil. Şu anda bizim baştan ortaya koyduğumuz perspektif devam ediyor” yanıtını verdi. Çözüm sürecinin koordinatör bakanı Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Hürriyet’e Öcalan’ın konumuyla ilgili tartışmalar için “Bunu şimdiden konuşmak sürece zarar verebilir. Cezaevi şartları süreç ilerledikçe değerlendirilebilir, iyileştirmeler olabilir” değerlendirmesini yapmıştı. Bir süredir devam eden Öcalan tartışması Başbakan Ahmet Davutoğlu ile birlikte Amasya’da olan İçişleri Bakanı Ala’ya da soruldu. Ala, gazetecilerin, “Yalçın Akdoğan açıkladı, ‘Süreç ilerledikçe Öcalan’ın cezaevi şartları iyileşebilir’ şeklinde. Bu yönde bir çalışma mı var ya da ilerleyen bir sürece mi işaret ediyor?” sorusuna, Türkiye’nin önemli bir sorununu çözmeye çalıştıklarını anlattı. Bakan Ala, “Her adım attığımızda bir sonraki atacağımız adım kolaylaşıyor. O adımın atılması gerekiyorsa o adım atılır ama milletin bu sorununun tamamen çözümüne katkıda bulunacaksa” dedi. Ala, “Öcalan’ın Sincan ya da Bursa’ya gönderilmesi gibi bir durum söz konusu mu” sorusuna ise öyle bir şeyin söz konusu olmadığı yanıtını verdi. İki Saatlik Holivud Filminden Uyanmak ve Büyük Arınma 17 Aralık ve 25 Aralık 2013 tarihlerinde aslında gerçek hiçbir şey olmadı. O sırada bütün millet gökyüzüne kurulu devasa bir sanal ekranı seyre dalmıştı. Dünyanın en büyük filmi canlı canlı orada oynuyor ve hepimiz seyrediyorduk. Rüyada gibiydik, ekrandan Başbakan geçiyor, otelin lüks dairelerine yerleşmiş bakan çocukları, telefon konuşmaları, kupon arazileri satan devlet yetkililerini azarlamalar, hepsi birinci sınıf oyuncularca sahneye konuyor; mükemmel bir yönetmen de Oskar’lık bir filmini bizlere seyrettiriyordu. Tıpkı Titanik filmi seyreder gibi kendimizden geçmiştik, çeçen sineği ısırmış gibi bir uyuşuklukla seyrediyorduk. Adeta gerçekmiş gibi algılıyorduk sahnelerde coşkun bir nehir gibi akıp giden olayları... Büyülenmiş gibiydik... Ne rüşvetler, ne yolsuzluklar, ne para makineleri ve rüşvet görüntüleri, ne para dolu ayakkabı kutuları... Bunların hepsi sanal görüntülerdi. Baskınlar, “Evi sıfırladın mı konuşmaları, Milletin a. koyacağız lafları, Alo Fatih’ler, Derhal evi hemen terk edin polisler basabilir” bakan ağlamaları... Hepsi birer sıfırdı aslında. Bütün bunlar sanki günlerce sürüyor gibi yaşadık. Yattık kalktık, kalktıkyattık, olaylar günlerce sürüyor sandık. Oysa topu topu 2 saatlik bir Holivud filmiydi. Olaylar sanki Türkiye’de ve hükümet katında geçiyormuş gibiydi... Bakan ve çocuklarını, belediye başkanlarını kovalama, avlama ve sorgulama sahneleri o kadar gerçekçi kurgulanmış ki, ayıldıkbayıldık... Bir de her şey AKP ve Recep Tayyip Erdoğan iktidarının tam ortasında geçiyor gibiydi, düşüncelerimize ne kadar uygun düşüyordu. İşte bu! Gördünüz mü! Dememiş miydik! Hırsızlar, rüşvetçiler, yolsuzlar nasıl da yakayı ele verdiler sonunda, diye zıplayıp durduk yerlerimizden! HHH Bizi düşlerimizden uyandıracak ve gerçeğe döndürecek bir şeyler gerekiyordu. Çünkü bu topu topu iki saatlik bir film, yarattığı sanal dünyayı gerçekmiş gibi oynatıyor, suçsuz insanları tutukluyor, hapishanelere atıyor, onur ve hayâlarıyla oynuyor, kişiliklerini ve ailelerini yerle bir ediyordu... Üstelik tepeden tırnağa namuslu, kursağından haram bir lokma geçmemiş, çocuklarını alın terinden kazandığı paralarla büyütmüş koskocaman 4 bakan hakkında, filmin sahnelerinden kotarılmış görüntüler ve suçlamalarla fezlekeler hazırlanmış ve Meclis’ten bunların kellelerini almasını istiyordu... Bu kadarı da fazlaydı, iktidar ve adamlarının “hepsi yalaaaaan” haykırışlarını kulaklarımızın duyması zaten mümkün değildi... Şartlanmıştık: Bunlar rezil, kötü, hırsız, bugüne kadar görülmemiş bir ihanet çetesiydi... Küplerini doldurmak için gelmişlerdi. İslamcı kılığında geziyor ve halkı aldatıyorlardı. Dinsiz, namussuz, imansız, ahlaksızdılar... RTE ve avanesi gerçi çığlık çığlığa idi. İktidarlarına darbe yapılıyor, komplolar kuruluyor, ülkeye ihanet ediliyor çığlıkları bize ulaşamıyordu; bir türlü uyanamıyorduk, çünkü öylesine tatlı bir uyku idi ki sormayın gitsin... Çok güçlü bir uyandırıcı gerekiyordu... Başka bir şeyler harekete geçmeliydi... HHH İşte tam o sırada, bağımsız yargı işe el koydu. Önce Holivud filminden 25 Aralık günü olayları silindi görüntüden... Yarı uyandık... Kendimize gelir gibi olduk, ama yüreğimiz, kalbimiz, beynimiz filmin 17 Aralık görüntüleriyle, sanrısı ile idare ediyordu hâlâ... Nihayet ikinci yumruk geldi, filmin 17 Aralık görüntüleri de silinmişti, titredik ve kendimizi gerçek hayatta bulduk. Sağ olsunlar! İki saatlik filmi, bize aylarca sürüyormuş gibi seyrettirenlere lanet olsun... Kahrolsun Amerika! Kahrolsun Holivud! Kahrolsun bu senaryoyu yazan paralel yapı!.. Ve rüyamızı uzattığı için bunca zamandır: Kahrolsun CHP! HHH Zemzem suyu ile yıkanmış gibi hissediyorum kendimi, ülkemi, iktidarımı... Tertemiz, hani ne derler pirüpak. Yeni bir gün, güneş pırıl pırıl, yağmur iki saatlik filmin bütün pisliklerini silip süpürmüş, her yeri ve her şeyi arındırmış. Ufka bakıyorum, yüzüm gönlüm açılıyor. Gelecek pırıl pırıl... Yeni bir hayata merhaba diyoruz ülkece ve milletçe.. İstanbul Barosu Genel Kurulu, Kobani ve Gezi protestoları ile başladı. Baro Genel Başkanı Ümit Kocasakal açılış konuşması yaptığı sırada, Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar grubu Kobani’de yaşananları protesto etti. Kocasakal konuşmasında, “Aynel Arab’da yaşananlar bizi de üzüyor. Aynı duyarlılığı Hocalı’da da, Türkmenler’de de gösterelim” dedi. Çağdaş Avukatlar Grubu adına konuşan avukat Can Atalay’ın konuşması sırasında AKP’ye yakınlığı ile bilinen “Hukukun Üstünlüğü Platformu” üyesi avukatların tepki göstermesi üzerine salonda “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı. Sütlüce Haliç Kongre Merkezi’nde dün başlayan genel kurulun açılış konuşmasını yapan Baro Başkanı Kocasakal, geçen yıl yapılan olağanüstü genel kurula atıfta bulunarak “Hukukun Üstünlüğü Platformu, baro yönetimi hakkında açılan bir davayı bahane ederek masumiyet karinesine saygı gösterilmeyip baroya karşı darbe teşebbüsü gerçekleştirdi. Dava açıldığında siyasi iktidara mensup baro üyesi bir milletvekilinin attığı tweetle baro yönetiminin düştüğü iddia edildi. Adalet Bakanlığı’na, Adalet Komisyonu’na, savcılığa, mahkemelere başvurularak görevden alınmamız istendi. Tarih bunları yazacak” dedi. Kocasakal’ın konuşması sırasında Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar grubu, Kobani’de IŞİD saldırıları sırasında öldürülen Nejat Ağırnaslı’nın fotoğrafları ile “Her yer Kobani, her yer direniş”, “Soma’dan Gezi’ye bu direniş bizim”, “Aynel Arab değil Kobani” yazılı pankart ve dövizler açarak protesto gösterisi yaptı. Kocasakal da protestoya tepki göstererek “Kimsenin gücü Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya yetmeyecek” dedi. Faaliyet raporu değerlendirilirken konuşan Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar Grubu eşbaşkan adayı Yıldız İmrek de “Mesleğe yeni başlayan on binlerce avukat emek sömürüsüne maruz kalıyor. KCK avukatları davasında yüzyılın en büyük avukat tutuklaması oldu. Baro başkanı avukat meslektaşlarının yanında olmadı” dedi. Çağdaş Avukatlar Grubu adına konuşan Can Atalay, “Yeni Türkiye anlayışının karşısına dikilmek boynumuzun borcudur. 31 Mayıs’ta bu toprakların gördüğü en şanlı direniş yaşandı. Biz baroyu aradığımızda ‘bu topa giremeyiz’ cevabı aldık. Karşımızda bir diktatör var. Bunların karşısında lafla mı direneceksiniz? Biz hukuku ayaklar altına alan AKP diktatörlüğüne karşı direneceğiz” dedi. AKP hükümetini eleştiren Atalay’ın konuşmasına, AKP’ye yakınlığı ile bilinen Hukukun Üstünlüğü Platformu üyeleri müdahale etmek istedi. Çağdaş Avukatlar Grubu (ÇAG) adayı Ayhan Erdoğan da “İktidarın savaş iktidarı gibi tavır aldığı dönemde avukatlar baskılarla karşılaşmaktadır. Sulh ceza hâkimlikleri getirildi. İstanbul Barosu nerede? Mahkeme kurmak özgürlük değildir. Naziler de mahkeme kararlarıyla yaktılar” dedi. ‘Bu topa giremeyiz’ ‘Baroya karşı darbe teşebbüsü’ ‘Naziler de mahkeme kurdu’ AKİL İNSANLAR TOPLANTISI BUGÜN HDP somut adım bekliyor ANKARA (Cumhuriyet Bübaşkanı Hatip Dicle’nin ise Korosu) Halkların Demokratik bani protestolarıyla ilgili olarak Kongresi’nin (HDK) düzenledi“Aslında HDP’den o çağrı gelği 2. Demokrasi ve Barış Konmeseydi bile bütün Kürt kaferansı Ankara’da başladı. İnnalları ve internet üzerinden şaat Mühendisleri Odası Konfe‘Kobani havar’ diyordu” demerans Salonu’nda yapısi dikkat çekti. lan konferansa aralarınKürkçü, “Bugün hâlâ da DTK Eşbaşkanı HaTürkiye’de barıştan tip Dicle, eski AKP Gebahsedebiliyorsak Konel Başkan Yardımbani sayesindedir. İyi ki cısı Dengir Mir MehKobani var. İyi ki Kobamet Fırat, Demokrani halkı direniyor. Eğer tik Bölgeler Partisi Eş Kobani düşmüş olsa, Genel Başkanı Kamudüşecek olsa hiçbirimiran Yüksek, Diyarbakır zin barıştan bahsetmeBüyükşehir Belediyesi ye ne yüzü ne de hakkı E. Kürkçü Başkanı Gültan Kışaolabilir. İyi ki Kobani iki nak, SDP Genel Başkaaydır direniyor ve Türkinı Rıdvan Turan, ÖDP Eş Başye’deki barışı ayakta tutuyor” kanı Alper Taş, KESK Başkadiye konuştu. nı Lami Özgen, Diyarbakır BaKonferans öncesinde gazero Başkanı Tahir Elçi katıldı. tecilerin soruların yanıtlayan Kongrenin iki günlük çalışması HDP İstanbul Milletvekili Sabugün tamamlanacak ve sonuç bahat Tuncel, Başbakan Ahbildirgesi açıklanacak. met Davutoğlu’nun bugün akil Divan başkanı HDK Eş Sözadamlarla yapacağı toplantıcüsü ve HDP Mersin Milletvekili yı “Orada akil insanlardan kim Ertuğrul Kürkçü’nün “Uluslaadaya gidecek, bu konuda sorarası çıkar kavgası bakımınmut planlama yapılırsa bu bir dan Kobani’nin düşüşüne bel sonuçtur. Akil insanlar zaten bağlamakla sakatlanmış bir sahaya indiler. Sahadan topiktidar anlayışının, barışın eliladıklarını hükümet değerlenni tutmasının da giderek güçdirmedi. Şimdi sahaya niye leştiğini” ifade etmesi, DTK Eşinecekler” diye değerlendirdi. Özgürlükçü ve Demokrat Avukatlar grubunun adayı Ercan Kanar ise, İstanbul Barosu’nun Ergenekon davasına kadar özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasıyla ilgili bir şey yapmadığını savundu. Hukukun Üstünlüğü Platformu adayı Abdullah Arar da “Gidin bi, siyasi partiye milletvekili, genel başkanı, olun ama avukatlardan ve barolardan kariyer yapmak için ellerinizi çekin” dedi. İstanbul Milliyetçi Avukatlar Grubu’nun adayı Ali Rıza Kaplan, avukat haklarının yasal güvenceler altına alınamadığını, bu konuda hassasiyet gösterilmediğini söyledi. Öte yandan baro başkanlık seçimleri bugün yapılacak. Heyet ‘Kobani’yi şart olarak görmeyin’ Kandil’e gitti l 15 Ekim’de İstanbul’da akil insanlar heyeti içerisinde yer alan Can Paker, Oral Çalışlar ve Mehmet Uçum’un çağrısıyla bir araya gelen ve heyetten 24 kişinin oluşturduğu “Çözüm Sürecine Sivil Katkı” girişiminin yaptığı toplantının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, SuriyeRojavaKobani bölgesinin yaşadığı IŞİD terörü tehlikesi sebebiyle zarar görmesinin kabul edilemez olduğu belirtilerek “Çözüm süreciyle Kobani sorununu birbirinin şartı olarak görmek yerine, Kobani’nin, çözüm sürecine zarar vermeyecek biçimde ele alınması son derece önemlidir. Tarafların karşılıklı diyalogla uzlaşma temelinde bir yaklaşım geliştirmesi gerektiği görüşündeyiz” denildi. l Yurt Haberleri Servisi HDP grup başkanvekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan ile İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’den oluşan heyet dün sabah çözüm süreci, Kobani’deki durum ve Kobani için düzenlenen eylemlerde çıkan olaylarla ilgili KCK yöneticileriyle görüşmek için Kandil’e gitti. Hafta sonu Kandil’de görüşmeler yapacak olan heyet daha sonra 21 Ekim Salı günü çözüm süreci ve yol haritasıyla ilgili İmralı’da PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşecek.