03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 2014 PAZAR 12 DIŞ HABERLER [email protected] Meğer Rusya NATO’nun kapılarına dayanmış ABD Rusya’yı NATO’nun kapılarına dayanmakla suçlayınca, AP muhabiri ‘bu mantıksızlığa’ isyan etti Dış Haberler Servisi ABD ile Rusya arasında Ukrayna üzerinden çıkan yeni Soğuk Savaş’ın söylem cephesi kızıştı. NATO’nun eski Demir Perde ülkeleri ve Sovyet cumhuriyetlerini birer birer üye alması karşısında, “NATO kapılarımıza dayandı” diye feryat edegelen Rusya, birdenbire “NATO’nun kapılarına dayanma” suçlamasıyla yüz yüze geldi. Önce ABD Savunma Baka nı Chuck Hagel, çarşamba günü ABD Ordu Birliği konferansında, “Modern ve becerikli ordusuyla NATO’nun eşiğine dayanmış revizyonist bir Rusya ile uğraşıyoruz” ifadesini kullanınca, Rus mevkidaşı Sergey Şoygu’dan “hayretler içinde kaldıkları ve derin endişeye kapıldıkları” tepkisini aldı. Ardından Pentagon Sözcüsü John Kirby, ABD Dışişleri Sözcüsü Jen Psaki ABD’li yetkililer Putin’i Hitler’le de kıyaslıyor. Harun Reşid’den SykesPicot’ya Ortadoğu’nun Şifreleri Harun Reşid’le Sykes Picot… ne alaka diyeceksiniz. Haklısınız. Harun Reşid, 8. yüzyılda yaşamış mitos katmanında bir Abbasi halifesi. İslamın en parlak çağını temsil ediyor. Sykes Picot ise I. Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı’nın Ortadoğu eyaletlerini paylaşmak amacıyla dönemin emperyal güçleri arasında yaptıkları kirli anlaşma. Hayata hiç geçmemiş. Ama anlaşmaya damga vuran “paylaşım ruhu” ve “planlar”, baki kalmış. Savaşın bitiminde sınırlar; Mark Sykes ile Georges Picot isimli Fransız ve İngiliz imparatorluk görevlilerinin saptadıkları sınırlardan farklı tecelli etmiş olsa da son kertede bunlar da adı Ortadoğu’da bütün kötülüklerin anası diye anılan “Sykes Picot anlayışı” ile şekillendirilmiş. Bu nedenle bölgede I. Dünya Savaşı’nın bıraktığı düzene “SykesPicot”; düzenin sonuna da “Sykes Picot’nun sonu” deniyor. “SykesPicot” da sonuçta bir mitos ama olumsuz mitos. Ortadoğu’da “halifelik” ilan eden IŞİD, işte şimdi bu dev projesini; biri “rüya” gibi algılanan; diğeri “kâbus”, bu iki mitosa dayandırıyor. “Sykes Picot’nun sonunu” ilan ederken halifelik bayrağını düşleri tetikleyen bir Harun Reşid göndermesiyle açıyor… IŞİD’in siyah bayrağı meğer Harun Reşid’in bayrağıymış… “Halifelik başkenti” ilan ettiği “Rakka”da gene Harun Reşid döneminin başkentiymiş. IŞİD’in bu müthiş “Harun Reşid bağlantısından” habersizdim. Bunu ilk kez “Sykes Picot”yu tartışmak için başvurduğum Çizme’nin ünlü Ortadoğu uzmanı Prof. Stefano Silvestri’den duydum… Çizme’nin en etkili düşünce kuruluşlarından IAIUluslararası İlişkiler Enstitüsü’nü 2013’e dek yöneten, kurumun halen danışmanı olan İtalya’nın tanınmış stratejistlerinden Silvestri ile ilk bölümünü dün yayımladığım görüşmenin gerisi şöyle: “Harun Reşid’i İslam tarihi uzmanlarına bırakalım… Ancak ‘Sykes Picot’ IŞİD dışında da çok konuşuluyor. Bu anlaşma neden güncellik kazandı? Ortadoğu’da sınırlar yeniden mi çiziliyor” sorusunu yönelttiğim Silvestri önce ilk elden; “Umarım ki hayır!” diyor ve devam ediyor: “Ama ne var ki sınırların artık yeniden çizilmesi gerektiğini düşünen bölge ve bölge dışından aktörler; eski Osmanlı topraklarında bu yüzden yeni oyun kovalayanlar var. Balkanlar’da ‘Yugoslavya’nın çöküşü ile Osmanlı’nın eski Batı eyaletlerinde sınırlar nasıl yeniden çizildiyse; Ortadoğu’da da Suriye, Irak’ın çözülmesi benzer durum yaratıyor’ düşüncesindeler…” “Neden hemen ‘Umarım ki hayır’ dediniz?” “Çünkü ‘Sykes Picot’nun sonu’ söylemi çok tehlikeli. Bu eski Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerindeki sınırları; aynı Balkanlar’da olmuş olduğu gibi yeniden tartışmaya açan bir söylem… Türkiye belki doğrudan etkilenmez ama çok ciddi problemler çıkar. ‘Sınırlar bitti’ iddiası dev boşluklar yaratır!” “IrakSuriye sınırı örneğin bitti mi bitmedi mi? IŞİD ‘Sykes Picot’ya atıfla sınırı kaldırdığını söyledi…” “Durum net değil. Kesin görünen Suriye ve Irak’ın topraklarını artık kontrol edememesi. Bu muğlaklık uzadıkça fiili durum ortaya çıkar. Fiili durum, ‘yeni devlet’i yaratır.” “Yeni devlet, IŞİD/İD, İslam devleti mi oluyor?” “ Yeni devletin IŞİD olabileceğine ben inanmıyorum. IŞİD devletinin ‘sponsor’u yok. Türkler eğer; Kürtlere denge unsuru olarak ve bir yanda Esad’ı, bir yanda Bağdat’ı zayıflatmak amacıyla ‘IŞİD devleti’ne sponsor olmayı düşünmezlerse böyle bir sponsor şimdilik yok!” “‘Erdoğan’ın çifte oyun’undan bahseden dış kaynaklar acaba bunu mu kastediyor?” “Çifte oyun ifadesine katılmıyorum. Çifte oyun maksatlı olarak bir şey söyleyip başka bir şey yapmaktır. Durum böyle değil ama Erdoğan muğlaklık içinde görünüyor. Bölgede Suudi Arabistan, IŞİD’le rekabet ettiği için (İD oluşumuna) istekli olmaz. İsrail de fiilen Suudi Arabistan’ın müttefiki. Böylesi bir devlet Rusya’yı da ürkütür…” “Senaryolar nedir bu durumda?” “İlk senaryo; ‘Türkiye, Suriye, Irak… konsolide sınırlardır. Bu sınırlara dokunulmayacak, dokunanı yakarız!’ tavrıdır. Diğeri, ‘Sınırlar delinmiş ve Balkanlar’daki gibi bir Pandora Kutusu açılmıştır’ demektir. İkincisi; Ortadoğu’nun parçalanması ve Balkanlaşmasıdır. ” “Hangisi mümkün?” “Karar bence henüz alınmadı!” “Kim/kimler alacak kararı?” “Kısmen Amerikalılar ve Avrupalılar; kısmen bölgesel güçler. Bölgesel güçlerin duruşu önemli. Türkiye iki seçenekten hangisini destekliyor örneğin? IŞİD’i tepelemeye yanaşmazsa sınırların tartışmaya açılmasını kabul ediyor/destekliyor demektir. IŞİD çünkü sınır tanımıyor. Türkiye’nin yapmak istediği bu mu? Bahis bir kez açılırsa; bu SuriyeIrak sınırında durmayabilir ve içine Türkiye’yi de çekebilir…” “İran’ın niyeti ne?” “Bence İran, devletlerin mevcut sınırlarda korunmasından yana. Bu bağlamda Avrupa’da halihazırda geçerli olan federal yapılarla olası değişiklikleri mevcut sınırların içinde tutmakpozisyonuna daha yakın. Tahran ve Washington anlaşmaya varırsa ABD’nin Ortadoğu’da hazırda bekleyen bir müttefiki olacak!” ile ortak basın toplantısında aynı söylemi devam ettirdi. Fakat “akla mantığa davet”çağrısıyla karşılaştı. Atışma, AP muhabiri Matt Lee’nin “Hagel, Rus ordusu NATO’nun eşiğine dayandı niye diyor? Bu mantıklı değil ki. Rus ordusunun NATO’nun eşiğine gelmesinin sebebi, Rusya’dan ziyade NATO’nun genişlemesi değil mi? Yani Rusya NATO’nun değil, NATO Rusya’nın dibine girdi” itirazıyla başladı. Pentagon sözcüsü “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de muhtemelen böyle bakıyordur ama kesinlikle bizim bakış açımız bu değil” diye iğneleyince AP muhabiri “NATO’nun doğuya, Rusya’ya doğru genişlediğini düşünmüyor musunuz” diye ısrar etti ve nihayet Kirby’den “NATO genişledi ama...” sözleri döküldü. Kirby Rusya’nın, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ihlal ettiğini hatırlatması üzerine, Lee de Ukrayna’nın NATO üyesi olmadığını hatırlattı. Rusya’nın Baltık Denizi’ndeki geleneksel denizaltı tatbikatları da, bu kez İsveç’in “yabancı askeri varlık” şüphesiyle askeri uçak ve gemilerini Stockholm’e 50 km mesafedeki takımadalara sevk etmesine yol açtı. ABD’den yolsuzluk yaptırımı Dış Haberler Servisi AB müktesebatına aykırı antidemokratik icraatlarına rağmen AB’nin dokunmadığı Macaristan Başbakanı Victor Orban’a ABD’den kötü haber var. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı örnek aldığını söyleyen Orban’ın bazı yetkililerine ABD’ye seyahat yasağı getirildi. Sebebi ise yolsuzluk. ABD’nin Budapeşte Maslahatgüzarı M. Andre Goodfriend, yolsuzluk yaptıkları ya da yolsuzluktan çıkar elde ettikleri saptanan Macar vatandaşlarının ABD vizelerinin iptal edildiğini, sayıları 10’dan az olan bu kişilerin bazısının devlet yetkilisi olduğunu söyledi ancak isimlerini açıklamadı. Bunun, Macaristan’da AB’nin finanse ettiği devlet ihalelerine girmek isteyen ABD şirketlerine Macar danışman almaları ya da yan işleri Macar şirketlere yaptırmalarının dayatılmasına misilleme olduğu iddia ediliyor. Goodfriend, “Sadece Macaristan değil, tüm dünyada iyi yönetişim, şeffaflık ve demokrasi adına yolsuzlukla mücadeleye odaklandıklarını” söyledi. IŞİD ‘casus’u çarmıha gerdi nDış Haberler Servisi Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarının, Halep’teki karargâhlarını gizlice videoya çeken bir kişiyi çarmıha gerdiği öne sürüldü. AFP’nin silahlı muhalifleri destekleyen Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne dayandırdığı haberine göre, Abdullah el Buşi adlı kişi IŞİD merkezlerini kayıt altına alırken yakalandı. Çarmıha gerilip ölüme terk edilen El Buşi’nin bedenine de “Abdullah ElBuşi. Suçu: İslam Devleti’nin üslerini video başına 500 Türk Lirası karşılığında kayıt etmek” yazılı metal bir plaka konuldu. Gözlemevinin sahadaki çalışanlarının tanık olduğu olayda El Buşi’nin boynuna da “Karar: Üç gün boyunca çarmıha gerilmek ve idam” yazısı asıldı. IŞİD militanlarının, benzer durumlarda yakalanan kişilerin halk önünde başlarını kestiği belirtiliyor. Örgüt daha önce gazeteciler için bazı kurallar koymuş, hiçbir görsel malzemenin izni olmadan servis edilemeyeceğini buyurmuştu. Hong Kong’da çarpışa çarpışa geri döndüler Ç in’in 2017 Hong Kong liderlik seçiminin adaylarını belirlemek kararı üzerine, Hong Kong’da tam demokrasi yanlılarının üç haftadır devam eden protestolarında iki taraf da sertleşiyor. Polisin önceki gün finans ve turizm merkezi Mongkok’tan dayak kötek söküp attığı protestocular, 24 saat sonra geri dönüp meydanı yeniden ele geçirdi. Kendilerini şemsiyelerle koruyan yaklaşık 9 bin protestocuya cop sallayıp biber gazı sıkan polis, sonunda kalabalığın alkışları arasında geri çekildi. Arbedede 26 kişi gözaltına alınırken 15 polis de yaralandı. Getty foto muhabiri de “suç oluşturan zarar vermek” şüphesiyle gözaltına alınıp kefaletle bırakıldı. Biber gazından deniz gözlükleriyle korunan Peter Yuen, polisin tepkisi için “Kontrolü ellerinden kaçırdılar, hatta akıllarını da kaçırdılar” dedi. Hong Kong yönetimi, protestoculara bugüne dek hiçbir şey çıkmamış diyalog çağrılarından birini daha yaptı. (Fotoğraf: AFP) Yeni ‘Büyük Oyun’ aktörleri Gerçek Danimarka partisini göçmenler kurdu Göçmenlerin kurduğu parti ‘Danimarka değerlerini’ savunuyor (AFP) ‘Türkiye sponsor olmazsa...’ Irak’ta kilit bakanlara onay nDış Haberler Servisi Irak’ta Başbakan Nuri Maliki’nin mezhepçi politikalar güttüğü eleştirileri yüzünden ağustostaki istifasının ardından yerine seçilen Haydar el Abadi’nin IŞİD’le Dış Haberler Servisi ABD Başkanı mücadele hedefiyle Barack Obama geçen ay bir restoranda 8 Eylül’de kurduğu hesabı ödemek için verdiği kredi “birlik hükümetinin” kartının sistem tarafından reddedildiğini kilit bakanları nihayet söyledi. “Sanırım kartımı yeteri belli oldu. Irak meclisi kadar kullanmıyorum” diyen Obama, yeni savunma ve restorandakilerin dolandırıcılıktan şüphelendiğini içişleri bakanlarını belirtip ekledi: “Neyse ki, Michelle’in kartı onayladı. Bir Şii yanındaydı. Bense garsona faturalarımı olan Muhammed ödediğimi anlatmaya çalışıyordum.” Britanya Salim Ghabban Kraliçesi gibi ABD başkanları da son dönemde içişleri bakanı, bir yanlarında nakit para, hatta kredi kartı taşımaz Sünni olan Haled hale geldi. Genelde gizli servis ajanları ceplerine Ubeydi savunma davranıyor. Obama’nın seleflerinden Bush yanında bakanı oldu. cüzdan taşımazken, Clinton’ın da IŞİD’in Irak’taki kredi kartı reddedilmişti. ilerlemesi tümüyle ABD başkanlık durdurulamamışken tarihini araştıran meclisin kilit Thomas Whalen bakanlar için onay “Onların her vermesi hükümetin şeyleri karşılanır, elini rahatlattı. gerçekten paraya Başbakan ihtiyaçları yok” Abadi’nin diyor. En son 1984’te önceki içişleri Başkan Ronald ve savunma Reagan satın aldığı adayları meclis 2.46 dolarlık hamburger için 20 tarafından dolar verirken görülmüştü. reddedilmişti. Pardon Başkan kartınız geçersiz Dış Haberler Servisi Danimarka’da aşırı sağcı sularda gezinen popülist sağa halk desteği yağarken bazı göçmenler “Asıl Danimarka değerlerini biz savunuyoruz” diyerek parti kurma yoluna gitti. Logosunda Danimarka bayrağını kullanan Ulusal Parti’nin lideri Kashif Ahmad, perşembe günü partiyi tanıtmak için basın toplantısı düzenledi. Pakistan asıllı olan ve partinin temellerini iki kardeşiyle birlikte atan Ahmad, “Baskın söylem ülkenin yönünü sağa çevirdi. Oy Pakistan’da Hıristiyanlara gömülmek bile haram sa anne babalarımızın gelmesiyle birlikte biz 40 küsur yıldır buradayız ama hâlâ buraya ait olup olmadığımız tartışılıyor” çıkışını yapıp ekledi: “Biz Danimarkalıyız. Ben Danimarka diliyle hissediyor, düşünüyor ve rüya görüyorum.” Parti programında da Danimarka Halkının Partisi’nin (DPP) göçmen karşıtı söyleminin giderek daha fazla sayıda siyasetçi tarafından benimsenmesiyle “saldırı altına alınan saygı, hoşgörü ve barışçı biçimde birlikte yaşama gibi Danimarka değerlerini” Ulusal Parti’nin savunduğu vurgulandı. ‘Erdoğan muğlak’ öçmene karşı sağcısısolcusu bir Mayıs sonundaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde DPP yüzde 26.7 oyla birinci çıkıp zafer kazanmış ve iktidardaki Sosyal Demokrat Parti’ye fark atmıştı. Avrupa’da ana akım siyasette kabul gören ilk yabancı düşmanı partilerden biri olan DPP’nin dışarıdan desteğiyle Danimarka’da muhafazakâr partiler 200111 arası hükümet kurabilmişti. Ahmad, “ Yabancılar 2001’den beri her seçimin ana teması haline getirildi. Yıllar geçtikçe pek çok parti bu yolu tutturdu; öyle ki siyaetçilerin, devlet adamlarının sağcı mı yoksa solcu mu olduğunu ayırt etmek çok zorlaştı” eleştirisini getirdi. Nitekim Liberal Parti, göçmenlere HıristiyanMüslüman olmalarına göre farklı muamele önermişti. Yabancıların 24 yaşına gelene dek Danimarka’da eşleriyle yaşamasına, peçe gibi dini sembollere getirilen yasakların kaldırılmasını da gündemine alan yeni partinin, seçime katılabilmesi için 20 bin imza toplaması lazım. G Dış Haberler Servisi Pakistan’ın en yoksul kesimlerini oluşturan, varlıkları suçmuş gibi hissettirilen Hıristiyanlara gömülmek de haram ediliyor. Sadece Hıristiyan dükkânlarından alışveriş edebilen, Müslümanların kuyularından su çekmeleri yasak olan Hıristiyanlar, mezarlıklarının da ellerinden alındığını söylüyor. Mezarlıklarının müteahhitler tarafından gasp edildiğini, yeni toprak talep ettiklerinde ise “Orası olmaz, Müslüman mezarlığına yakın, Müslümanlar diğer dinlerden olanların yakınına gömülemez” yanıtı aldıklarını aktarıyorlar. Pakistan’da tüm dini azınlıklar eşi görülmemiş şiddet dalgasına maruz kalırken, Hıristiyanların ölülerini gömecek yerlerinin ellerinden alınması en temel haklardan mahrum edildiklerinin kanıtı. Pencap eyaletinin Tore Vala kasabasında 150 Hıristiyan aile ufacık mezarlıklarında 50 yıldır ölülerin üst üste gömüldüğünü ve bir kişi daha gömecek yer kalmadığını belirtiyor. Geçen ay Müslüman bir toprak sahibi onlara mezarlık yapmaları için toprak vermiş, ama mezarlık inşaatına başladıklarında 500 öfkeli Müslüman tarafından kuşatılmışlar ve tarihi mezarlara zarar vermekle suçlanmışlar. Muhammed Halil adlı çiftçi, “Hıristiyanlar inancımızı lekelemek ve mezarlığımıza zarar vermek istiyor’’ derken toprağın sahibi Vasıf İkbal arazide mezarlık olmadığında ısrarlı. Buna rağmen tüm Hıristiyan ahali ertesi gün İslam’a hakaretle resmen suçlandı ki, Pakistan’da cezası ölüm. ‘Karar henüz alınmadı’ ‘İran Batı’ya en yakın!’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle