01 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 OCAK 2014 SALI 4 HABERLER Hukukçular, yeniden yargılama yerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu formülünü önerdi: Ona da Buna da Savcı Olmak O kadar yırtındınız, anlamadılar. Neyse ki şimdi gerçeği geç de olsa kavradılar! Başbakan’ın Silivri davalarının yeniden görülmesine olumlu bakmasını böyle yorumluyordu kadim dostum. Bundan daha yanlış bir değerlendirme olamazdı. Gerek Ergenekon, gerekse Balyoz davalarında her şey o kadar aşikârdı ki, anlaşılmayacak hiçbir şey yoktu. Hukuk bile bile, aleni olarak çiğnendi. Bir yanlış anlama, gerçeği görememe, yanılma falan da söz konusu değildi. TSK’yi ve fırsattan istifade tehlikeli gördükleri kimi muhaliflerini tasfiye için yargı adına sahnelenen cemaatiktidar oyunuydu söz konusu olan. Başbakan baş rollerdeydi ve bağırarak ilan ediyordu: Bu davanın savcısı benim! Bu haykırışın manası şuydu: Gözünüzü budaktan sakınmayın, iktidar kapı gibi arkanızdadır! Beraber yürüyorlardı o yolda. Şimdi beraber yürüyüş bitti. O davaların görünürdeki adli savcıları ile arkadaki siyasi savcıları ayrıldılar. HHH Kuvvetler ayrılığı olmadığından yargı bağımsızlığının da olmadığı ortamda, bu savcılar ayrılığı Ergenekon’un siyasi savcısını telaşlandırıyor. Onun isteği tıpkı Ergenekon’da olduğu gibi, yakınlarına kadar tırmanan yolsuzluk iddialarında da yine savcının kendisi olması ve böylelikle, dosyaların kapatılması veya soldurulması. Bunun için de yapılması gereken şey, öbür savcıların yetkileri veya etkilerinin sıfırlanması. Bunun için, Tayyip Bey’in savcılığını cemaatle birlikte yürüttüğü davaların yeniden görülmesi iyi bir yol. Bu şekilde söylemek istedikleri şudur: Ergenekon’da ve Balyoz’daki kararlarını tanımadık, şimdi hükümete kadar uzanan ithamlarına mı itibar edelim yani! Bu oyuna düşmemeliyiz. Bilmeliyiz ki, bir oyun oynanmıştır ve hâlâ oynanmaktadır. İhtiyaç duyduğumuz ve bütün oyunları bozacak olan bağımsız adil yargıdır. Onu engelleyen mekanizma kırılmadıkça, hiçbir şey değişmeyecek, sorun sürecektir. Peki bu durumda, Silivri davalarının yeniden görülmesi yolunda iki değerli hukukçu, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve TTB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun önerilerine karşı çıkmak mı gerek? HHH Hep hukukun üstünlüğünden, bağımsız yargıdan yana olmuş olan Kanadoğlu ve Feyzioğlu, şimdi saf değiştirip Tayyip Erdoğan’ın oyununa mı alet oluyorlar? Tabii ki hayır! Tabii ki bağımsız, adil yargıyı yaşama geçirecek yapısal düzenlemeler bir yandan yapılırken, öte yandan da o bağımsız ve adil olmayan yargının kurbanlarının mağduriyetlerini tez elden gidermek, acilen yapılması gereken şeydir. Tabipler bir hastalıkla karşılaştıklarında, tabii ki yalnız semptomları ortadan kaldırmakla yetinmeyip, aynı zamanda bozukluğun yapısal nedenlerini gidermeye çalışırlar. Ama bu arada ateşi 42’ye fırlamış bir hasta varsa, ilk önce acilen o ateşi düşürmeye bakarlar. İçinde bulunduğumuz durumda da ilk yapılacak iş, Silivri tutsaklarının mağduriyetlerinin daha da sürmesini engellemektir. Bu yüzdendir ki Kanadoğlu ve Feyzioğlu’nun önerilerini mutlaka desteklemeliyiz. Yalnız bunu yaparken, asıl amacın adil yargıyı kalıcı kılacak yapısal düzenlemeler olduğunu unutmamalıyız. Yine unutmayalım ki, adil yargı ancak kuvvetler ayrılığı ve yargı bağımsızlığıyla mümkündür. Tayyip Bey’in amacı ise bağımsız yargı değil, yalnızca kendine bağımlı yargıdır. Dün kendisini Ergenekon’un savcısı ilan eden Tayyip Bey, bugün çevresine kadar tırmanan yolsuzluk davalarının da savcısı olmak istiyor. Onun amacı bu. Silivri davalarının yeniden görülmesi, yolsuzluk soruşturmalarının savsaklanmasının aleti haline getirilmemelidir. Mesele adil yargı İLHAN TAŞCI ANKARA Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, yeniden yargılama yerine Yargıtay Ceza Genel Kurulu seçeneğinin değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak “Konuşulan formül yeniden yargılamayı sağlar, ama adil yargılamayı sağlamaz. Öyle anlaşılıyor ki yeniden yargılama siyasi iktidarın belirli bir biçimde sıkıştığı dar bölgeden çıkma arzusudur” yorumunu yaptı. Prof. Dr. Erdoğan Teziç de genel kurul yoluyla çözümün en isabetlisi olacağına dikkat çekerek “Yeniden yargılama yolu hayli uzun bir süreçtir. Mahkemeler yeniden yargılama sonrası kararını değiştirmezler” yorumunu yaptı. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun önerisi ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da olumlu karşılamasıyla başlayan yeniden yargılama seçeneği yerine Yargıtay Cumhruiyet Başsavcı’sının itirazıyla, hükme bağlanmış dosyaların Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na taşınması formülünün sorunu daha hızlı çözeceği görüşü dillendirilmeye başlandı. Kanadoğlu, Ceza Muhakemesi Yasası’nın 308. maddesinde düzenlenen Yargıtay Başsavcılığı’nın itiraz yolunun kullanılması gerektiğini dile getirirken “CMK’nin 308. maddesindeki hüküm uyarınca dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na götürülebilir. Hele kumpas iddialarından sonra asgari 30 kişinin katılacağı ge nel kurulda dosyanın ele alınmasında büyük yarar var” değerlendirmesini yaptı. izli tanıkla adil yargılama olmaz Hem eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in Yargıtay’da cemaat imamı bulunduğu ve Fethullah Gülen’den görüş aldığı yönündeki açıklaması, hem de 160 üyenin topluca Yargıtay’a atanmalarını anımsatarak “Genel kurulda adil yargılama yapılaca G yı sağlamaz.” Adil yargılamanın nasıl sağlanabileceğine ilişkin ise Kanadoğlu şu görüşleri dile getirdi: “Özel yetkili mahkemeleri kaldırdınız. Gittiği yerde adil yargılama yapılacağını kim temin ediyor? Gerçekte yargıda A’dan Z’ye kadar bir reform lazım. Feyzioğlu asıl söylenmesi gereken bir şeyi söylemedi; gizli tanık kurumunun kaldırılmasını. Gizli tanık devam edecek, tarafsızlığı ve bağımsızlığı tar EMİNAĞAOĞLU: HAZAL OCAK Gökçek’ten personele Yargıçlar Sendikası, Türkiye Barolar Birliği’nin (TBB) Ergenekon ve Balyoz davalarında sanıkların yeniden yargılama girişiminin “önemli” ancak “yetersiz” olduğunu belirterek çözümün kalıcı olmayacağını vurguladı. Yargıçlar Sendikası Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, özel yetkili mahkemeler ve terörle mücadele mahkemelerinin kesinlikle tümden kaldırılması gerektiğini belirterek “Bu mahkemelerin görevleri genel mahkemelere devredilerek bir daha özel yetkili mahkeme kavramı geri gelmeyecek şekilde kaldırılmalıdır” dedi. Aynı anlayışla gizli tanıklık kavramının da kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Eminağaoğlu şöyle devam etti: “Çünkü bu şekilde adli denetim mümkün değildir. Gizli tanıklık kaldırıldığında bunların yer aldığı davalar zaten kendiliğinden ele alınacak. Geçmişte hangi davalarda gizli tanıklık yoluna gidildiyse onu kaldırdığınız zaman mevcut diğer deliller mahkumiyete yeterli mi değil mi? Bunu incelemek durumundasınız. Gizli tanıklığı çıkarttığınızda deliler mahkumiyete yeterli değilse zaten yargılamanın yenilenmesi bunun kendiliğinden sonucudur.” Yargıçlar Sendikası Genel Sekreter Mustafa Karadağ ise şu görüşleri kaydetti: “TBB’nin, savunmanın etkin olamadığı, cellat diye nitelenen kişilerin görev yaptığı yurt genelinde 11 ilde bulunan özel yetkili mahkemelerde avukatların görev almaması yönünde karar vermesi gerekirdi. TBB, 11 tane baro başkanını bu kararını uygulamaya davet etmeli. Bu mahkemelere de yapılan duruşmalara avukatlar girmeyince iktidar bu mahkemeleri kaldırmak zorunda kalacaktır.” ‘Görevlendirilmiş mahkeme olmaz’ seçim şekerleri SERTAÇ EŞ ‘İktidarın tuzağı’ ANKARA Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, kurumundaki kamu personeline sosyal denge tazminatı verme niyetinin “yerel seçimlerle sınırlı” olduğu ortaya çıktı. Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Yaşar Çatak, müjde olarak sunulan uygulamanın “üç aylık seçim şekeri” olduğunu dile getirdi. Gökçek’in uygulamayı Twitter’dan “çalışanlara müjde” olarak duyurduğunu anımsatan Çatak, “Ödeme seçimle birlikte sona erecek. Sendikasız personelden yüzde 4 kesinti yapılacak. Bu konuda yazılı taahhüt vermeyen personel tazminat dahi alamayacak” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bül Terörle Mücadele Yasası li bir “rol ve mod” değişikliğirosu) Hükümetin “kumpas” değiştirilerek savunma hakkıyla ne gittiğine dikkat çekti. Bunun açıklamasının ardından başlat ilgili kısıtlamalar kaldırılacak. kendilerini “sevindirdiğini” betığı çalışmalar sürerken CHP; l. Özel yetkili mahkemeler lirten Altay, şu görüşleri dile gesiyasi davalarla ilgili “yeniden kaldırılacak. tirdi: “Başbakan’ın bu davalayargılama” yolunu açacak önelCeza Muhakemesi Kanu rın savcılığından bu davaların risini açıkladı. nu’nda değişiklik yapılarak şimdi avukatlığına soyunmuş CHP Grup Başkanveki dijital veriler “delil” değil, olması belki de hukuk ve deli Engin Altay, savcı kökenli “delil başlangıcı” sayılacak. mokrasimiz açısından olumMuğla Milletvekili Ömer Sü Yargıtay’da inceleme aşama lu, ancak peşinen belirtmek ha Aldan’la birlikte isterim yeniden Meclis’te düzenledik u CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Ergenekon, yargılama süreci leri basın toplantısında Türkiye’nin ana Balyoz gibi davalarda yeniden yargılama yolunu partisinin yeniden yargündemi değildir. gılama önerileri hak açacak önerilerini açıkladı. CHP’nin yasa önerisinde siyasi AKP’nin birdenbikında bilgi verdi. re yeniden yargıdavaların temelini oluşturan “dijital verilerle” hüküm CHP’nin önerisinde, konusuyla verilmesinin önü kesilirken, verilen hükümler için de lanma Balyoz davasından hüilgili olarak Sayın “yeniden yargılama” yolu açılması öngörülüyor. küm giyen Engin Alan Başbakan’dan geve bundan sonra hülen sesler, yorumküm giyebilecek milletvekil sında olan dosyalar yasa yü lar ve Başbakan’ın içine girdilerinin, hem tahliyelerini hem rürlüğe girdiği tarihte bozula ği anlayış bizim için memnude milletvekilliklerinin düşme cak. Dosyalar olağan mahke niyet verici. Ancak biz burasini engellemek için “infazın melere gönderilecek. da samimiyet arıyoruz. Hükümet hukuken zandönem sonuna ertelenmesi” Engin Altay, Başbakan Tayformülü önerildi. yip Erdoğan’ın yolsuzluk ve lı siyaseten kirli bir hüküCHP yönetiminin bugün rüşvet operasyonu ile eşzamanlı mettir. Yolsuzluk ve rüşvet TBMM’ye sunmayı planladı olarak başta Ergenekon ve Bal operasyonunun üstünün örğı “yeniden yargılama” öne yoz davaları olmak üzere yeni tülmesine CHP olarak sesrisi şu düzenlemeleri içeriyor. den yargılama konusunda önem siz kalmayacağız.” CHP yasayı hazırladı ‘Yeniden yargılama için dijital veriler gerekçe olsun’ [email protected] ÖYM’ler tümden kalkmalı Prof. Dr. Erdoğan Teziç de yeniden yargılama yolunun hayli uzun bir süreç olduğuna dikkat çekerek “İçerde 3. yılını 4. yılını yatanlar ğının güvencesi nedir” sorumu tışmalı bir mahkeme nereye gi var. Nereden baksanız yeniden za Kanadoğlu şu karşılığı verdi: derse gitsin kararın adil oldu yargılama 6 ay, 1 yıl sürer. Ye“Varsayın ki, yeniden yargı ğunu kim iddia edecek? niden yargılama demek mahkeBu nedenle öncelikle Ceza menin kararını gözden geçirelama çıktı, dosya mahkemesine gidecek. Sizin eğer HSYK’ye gü Genel Kurulu’nda tartışılma rek farklı bir hüküm vermesiveniniz yoksa ki yok o da orta lı. Kurul dairenin kararını or ni istemek anlamına gelir. Yeda; yerel mahkemelerin bağım tadan kaldırınca bu defa uzun niden yargılamada bugüne kasız olduğunu kim iddia edebi tutukluluk süreci gündeme ge dar mahkemelerin kararlarını lir? Tehlike burada ne kadar lecektir. Kişiler bitmemiş bir değiştirmesi istisnai bir durumsa, öbür tarafta da aynı şekilde davanın tutuklusu haline gel dur” uyarısında bulundu. var. Zaten Metin Feyzioğlu’nun miş olacaklar.” Yapılacak olası bir yasa değisöylediği, yeniden yargılamaşikliğinde yaşanacakların da beAralık arayışı yı sağlar ama adil yargılamalirsiz olduğunu vurgulayan Teziç, yeniden yargılama yerine CMK 308. maddede düzenlenen Yarİğneli Fırça ZAFER TEMOÇİN gıtay Başsavcılığı’nın itirazıyla dosyanın Ceza Genel Kurulu’na taşınmasının daha isabetli olacağını söyledi. Prof. Dr. Erdoğan Teziç, bunun nedenlerini şöyle anlattı: “308. maddeden hareket edildiğinde sanığın lehine kapı hayli açık. Yasa çıkarılırken neyle karşılaşılacağını bilemeyiz. Yasa çıktığında bu yolu açmazsa ne yapacağız! O nedenle avukatların istemi üzerine bu müracaatı yaptığında Başsavcılık bu yolu kulCeza hukukçusu Doç. Dr. Devrim tacağı sakıncalara değinen Güngör, lanmayı zorunluluk “CMK’de yapılan değişiklikle yü olarak hissedebilir. Güngör ise tartışmalarının odağınrürlükten kaldırılan 250. madde da yer alan özel görevli mahkemeGiderek yoğunlaşan uyarınca görev yapmaya devam lerin derhal kapatılması gerektiğine bir talep var. Hele bu işaret ederken, “Özel görevler yük eden mahkemelerin, söz konusu kadar uzun tutuklu lenen ve olağanüstü yetkiler kulla düzenlemenin yürürlük tarihinden kalınmışken, kumnan mahkemelerin kurulmasının” itibaren verdikleri mahkumiyet pas olduğu söylenkabul edilemez olduğunu vurguladı. kararları anayasal dayanaktan tileri ayyuka çıktığı Temel hakları ihlal ettiği gerekçe yoksundur. Bu itibarla 6352 sayılı bir ortamda Yargıkanunun geçici 2. maddesinin yü tay Başsavcılığı’nın siyle görevine yasayla son verilmiş rürlükten kaldırılması önerisi son duyarsız kalamayacabir mahkeme tarafından yargılama derece yerindedir” dedi. yapılmaya devam edilmesinin yarağını düşünüyorum.” Sabih Kanadoğlu, Ergenekon ve Balyoz davaları için gündeme getirilen formüllerin yeniden yargılamayı sağlayacağını fakat adil yargılamayı sağlayamayacağını söyledi. Kanadoğlu çözüm olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun devreye girmesini önerdi. Yeniden yargılama seçeneğinin uzun bir süreç olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erdoğan Teziç de ‘’Kumpas söylentisinden sonra Yargıtay Başsavcılığı duyarsız kalmaz diye düşünüyorum’’ dedi. Kanadoğlu, dile getirilen önerilerin sorunu kökten çözmeyeceğine işaret ederken, bunun için yapılması gerekenleri şöyle anlattı: “A’dan Z’ye yargı reformu lazım. Yargı bağımsızlığı bizi hukuk devletine götürür. Hukuk devleti kuvvetler ayrılığına götürür. Siyasi iktidarda böyle bir arzunun olduğunu görmüyorum. Öyle anlaşılıyor ki yeniden yargılama siyasi iktidarın belirli bir biçimde sıkıştığı dar bölgeden çıkma arzusudur. 17 Aralık olmasaydı bu feryatlar çıkar mıydı! HSYK’ye hücum etme, savcılara mitingde hakaret etme, bugüne kadar el üstünde tuttuğu kişileri birden bire yerin dibine batırması da bunu ortaya koymuyor mu? Reform için her şeyden önce samimiyet ve ciddiyet gerekir.” ‘Celladın insafı olur mu?’ İstanbul Haber Servisi Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun “CMK’nin 310. maddesine göre kesinleşmiş davalara Yargıtay’ın yeniden bakması” önerisini eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve diğer sanıkların “Bizi celladımızın insafına mı terk etmek istiyorlar?” şeklinde değerlendiklerini aktardı. Feyzioğlu, Ergenekon davasından yargılanarak ağır cezalara çarptırılan emekli Orgeneral İlker Başbuğ, İP Genel Başkanı Doğu Periçek ve gazeteci Tuncay Özkan ile Balyoz davasından 18 yıl hapis cezası onanan emekli Orgeneral Bilgin Balanlı’yı Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Silivri Cezaevi’ne saat 11.00 sıralarında giren Feyzioğlu, yaklaşık 1.5 saat içeride kaldı. Cezaevi çıkışında açıklama yapan TBB Başkanı Feyzioğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a Dolmabahçe Ofisi’nde ilettiği “Özel görevli mahkemelerin baktığı davaların bir kanun hükmüyle bozulması ve yeniden yargılanması” önerisini anımsatarak şunları söyledi: “Devletin çıkmış çivilerini yeniden yerine çakmak için mücadele ediyoruz. Kesinleşmiş olan davalarda da bu hükümleri TBMM tarafından antidemokatik olduğu sabit görülmüş mahkemeler verdiği için yeniden yargılamanın yolu açılmaktadır.” Eski Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun “CMK’nin 310. maddesine göre kesinleşmiş ceza davalarında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hükmün sanık lehine bozulması için Yargıtay’a itiraz edebileceğine” ilişkin önerisini anımsatan Feyziyoğlu, Ergenekon sanıklarının değerlendirmesini şöyle aktardı: “Sayın Kanadoğlu, ‘310. madde varken niçin böyle dolambaçlı yollara gidiliyor’ dedi. İyi niyetinden şüphem yok. Biraz önce İlker Başbuğ, Bilgin Balanlı, Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan ile görüştüm. CMK 310. madde, yani ‘Yargıtay Başsavcısı itiraz etsin, Yargıtay tekrar baksın. Bozarsa da yine özel görevli mahkemelere gitsin’ formülünü ‘Bizi celladımızın insafına mı terk etmek istiyorlar?’ diye cevapladılar.” “Biz gerçekçiyiz, ayaklarımız yere basıyor. Dünyayı gerçeği gösteren gözlüklerle görmekten başka çaremiz yoktur” diyen Feyzioğlu, şöyle devam etti: “Özel görevli mahkemeleri kapatmadığımız, Türkiye’de çift başlı yargıyı sonlandırmadığımız ve Yargıtay’a ve mahkemelere ‘Bu davalara yeniden bakacaksın’ şeklinde mutlak bir kanun hükmüyle yasama emri getirmediğimiz takdirde çözüm olmayacaktır. Mahkumiyet kararlarının üzerine birer çivi daha çakılmış olacaktır.” Feyzioğlu, cezaevinde görüştüğü kişilerin “Yolsuzluk soruşturması sonuna kadar devam etsin. Ancak yolsuzluk soruşturması yapılıyor diye birileri bizi burada unutmaya veya takasa kalkmasın” dediğini aktardı. Tutukluluk konusunda haklı kaygılar olduğunu ifade eden Feyzioğlu, şunları kaydetti: “Önümüzde bir af görülmemekte. Bir kere suçsuz olduğunu haykıran insanlar af değil, adil yargılanma ve adil yargılanmanın sonucunda beraat istemektedir. Öte yandan siyasi iktidar da defalarca bir affın asla söz konusu olmayacağını ifade etmiş durumda. Af, bir seçenek olmaktan çıktığında geriye bu işi yargı yoluyla temizlemekten başka bir çözüm kalmıyor” diye yanıt verdi. Feyzioğlu’nun açıklamalarının ardından Vardiya Bizde Platformu adına yapılan açıklamada “Feyzioğlu’nun başlattığı süreci çok olumlu ve sevindirici buluyoruz” denildi. ahkeme karar değiştirmez’ ‘M 17 AKP’den itiraz: Darbe suçu cezasız kalır ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun özel yetkili mahkemelerle ilgili önerisine itiraz etti. Üstün, “Sıfırdan yargılamanın önünü açacak bir süreç ve af öneriyor. Kabul edilirse, darbe suçunun da cezasız kalma ihtimalini içeren bir süreçle karşı karşıya kalırız” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle