14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 EYLÜL 2013 PAZARTESİ 6 HABERLER CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, PM toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Erdoğan’a Suriye ‘koalisyonu’ndan vurdu, ‘haçlı’ benzetmesi yaptı ‘O makamda oturamaz’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Suriye konusundaki sözlerinin “Müslüman bir ülkeye saldırmak için her türlü koalisyonla işbirliğine hazırım” anlamına geldiğini belirterek “1. Haçlı Seferlerinin üzerinden 9 asır geçti. Bu toprakların namusundan, canından, malından sorumlu olan hiçbir lider, hiçbir komutan, hiçbir devlet adamı 5 Eylül 2013 tarihinde bu ülkeyi yöneten başbakanın kullandığı cümleyi asla kullanmamıştır. Bu, ‘Ben ilkesizim, ben tetikçiliğe hazırım’ demektir. Özür borcu vardır ama özür de yetmez. Öyle bir makamda oturamaz” dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin yerel seçim hazırlıkları ve aday belirleme sürecinde izlenecek yöntemin değerlendirildiği parti meclisi (PM) toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan’a, Suriye üzerinden yüklendi. İstanbul’un elendiği 2020 Olimpiyat seçmelerini değerlendiren Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin umudunu yitirmemesi gerektiğini belirterek “Üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış bir İstanbul’a olimpiyat yakışır. Olimpiyatlar barıştır, dostluktur, kardeşliktir, kültürlerin birleşmesidir, centilmence yarışmaktır. O açıdan olimpiyatlara çok ihtiyacımız var” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “Savaşın olduğu yerde olimpiyat olmaz” diyerek olimpiyatın verilmemesinde Türkiye’nin Suriye ve bölgesindeki “tutumunun” etkili olduğunu ima etti. Atatürk’ün “Bir ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe savaş bir cinayet Milleti İsyana Teşvik Suçu Türkiye düne kadar Gezi Parkı için ayaktaydı, ya şimdi? Sondan başlarsak, Aleviler ve demokratik güçler, cemevinin ham edilmesine karşı ayakta; Mamak Tuzluçayır, polis şiddeti ve plastik mermilerle cayır cayır! Ondan önceki, ODTÜ Ormanı’ndan otoyol geçirilmesine karşı direnişe Türkiye çapında destek... Daha önceki ve hâlâ sürmekte olan, üçüncü köprü için allahsız kitapsız insafsız bir orman kesimine karşı derinden protesto! Türkiye’yi savaşa sürüklemek isteyen militarist ruh ve düşünce, hemen her alanda kendini dışa vuruyor: Neee, bana karşı, görüşlerime karşı, kararlarıma karşı haaa! Halkın yanıtı: Evet, sana, görüşlerine, kararlarına, komplolarına, savaşlarına, yalanlarına, dolanlarına karşıyız... O zaman al sana kimyasal gaz, plastik mermi, gerçek mermi, TOMA, çevik kuvvet... ezerim hepinizi! Olacak şey değil! Suriye’deki, Gezi’de, Türkiye’nin dört bir yanındaki militarist ruh, önce gece Arjantin’de, olimpiyatların barışçı ruhunu satın alma girişiminde bulundu, kimse kanmadı! HHH 11 yıldır yalan dolan propagandası yapılan “Alevi açılımı”nın çocuğu, cemevicami ortak inşaatıdır! Alevilerden paralı pullu bir adam kalkıyor, Gülen Cemaati ile birlikte ve iktidarın desteğiyle, sözde “hoşgörü anıtı” olacak bir cemevicami ortak inşaatı planlıyor. Hoşgörü? Türkiye’de kullanılan en aptal, en şaşkın, en yalan, en politik, en içeriksiz ve en iktidar oyunu kavramlardan birisidir... İğfal edilmiştir. İçeriğine sahtekârlıklar yüklenmiştir ve bu yeni haliyle pazarlanmaktadır... en “takıyye” sözcüklerin başında gelir. Kavramı bu haliyle ilk pazarlayıcılardan olan da Cemaat kültürüdür. Kendisine durmadan yeni genişleme ve iktidar alanları yaratmanın araçlarındandır. Arkadan da, en acımasız hançerini dayatır “hoşgörüsüne” kananların sırtına... Türlü çeşit kumpaslar, tuzaklar, polisiye ve yargısal oyunlar ve cezaevi... en hafifi itibarsızlaştırmadır... HHH Cemevi, bir ibadet evi midir? İktidara ve Cemaate göre “hayır, birer kültür yeridir... İbadet yeri Müslümanlar için camidir, cemevini bir tür geleneksel eğlence yeri olarak kullanabilirsiniz!” Alevi köylerine camiler diker durur bu iktidarlar, kimsenin gitmeyeceğini bile bile... imamlar Alevilerle kahvede pişpirik mi oynarlar yoksa tavla mı?! Cemevicami kompleksi de bunun gibi bir şeydir. İbadet evi oarak kabul edilmeyen cemevleri, camilerin içine sokulmaktadır! Cemevlerini camileştirme projesi! Neymiş? Hoşgörü olacakmış! Hadi canım! Önce söyleyin, duyalım: Cemevleri birer ibadethanedir! Alevilerin bütün ibadetlerine saygılıyız, camilerin yararlandığı bütün haklardan cemevleri de yararlanır.. Alevilere hiç bir dini eşitsizlik yapılamaz... devlette ayrımcılık yapılamaz.. Alevileri Sünnileştirme politikası güdülümez, yasaktır... Bu insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır vb. Hoşgörü budur! Bunu yapmayacaksın, cemevini caminin içine koyarak sözde bir hoşgörü uydurukluğu göstereceksin... HHH İktidar, yurttaşların görüşlerini açıklama, iktidar kararlarını protesto etme, itiraz etme, gösteri yapma, miting yapma anayasal hak ve özgürlüklerini engelleyerek suç işliyor... Bu suçu başka şekilde de işliyor: Yurttaşları, bu haklarını gasp ederek isyana teşvik ediyor! Bugün Türkiye neredeyse hemen her önemli konuda bir savaş alanı görünümündeyse, tek nedeni anayasayı rafa kaldıran iktidardır! Ses verin ODTÜ’ye! Oturup düşünün, acaba haklı olabilirler mi? ODTÜ Ormanı’nı parçalayarak vereceğiniz zarara ve bu zararı yaratmak için halka karşı verdiğiniz savaşa değer mi... başka yol ve seçenekleri düşünseniz daha iyi olmaz mı... Ses verin İstanbul’un kuzeyinin, ormanlarının, sularının, havasının, doğasının mahvedilmesine karşı çıkanlara... Acaba diye bir soru işareti dolaşsın beyninizin kıvrımlarında! En kötü şey, kafasında hiçbir soru işareti olmayan ve her yaptığını doğru, her konuda kendini haklı gören iktidar sahiplerinin varlığıdır... HHH Hayır, Türkiye’yi siz tek başınıza, istediğiniz gibi yakıp yıkarak inşa edemezsiniz... Türkiye ancak halkın katılımıyla, halka kulak vererek, halkla birlikte inşa edilebilir! Türkiye’nin Gezi’den beri öğrendiği en önemli ders budur. Sizin de bir türlü öğrenmek istemediğiniz ve öğrenemeyeceğiniz... Toplumun her kesiminde diktatoryal politikalarınızla, ezeriz yakarız yok ederiz kafanızla, nefret ekiyorsunuz... Bunun karşılığını eninde sonunda biçeceksiniz... Hiç unutmayın: Devlet siz değilsiniz, devlet olan gerçekte, halkın ta kendisidir... CHP PM, 90. YIL BİLDİRGESİNDE TÜRKİYE İÇİN 33 ÖNERİ GETİRDİ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, 90. kuruluş yıldönümü nedeniyle yayımladığı parti meclisi bildirgesinde Türkiye için yapılması gerekenleri 33 başlık altında topladı. Milletvekillerinin liderler tarafından değil, doğrudan millet tarafından seçileceği belirtilen bildirgede, Kürt sorununda çözümün TBMM tarafından belirlenmesinde ısrarcı olunacağı vurgulandı. Bildirgede yer alan önerilerden bazıları şöyle: l “Yurtta barış, dünyada barış” ilkesine bağlı; Türkiye Cumhuriyeti’nin ilke ve değerleriyle barışık; ulusal çıkarlara öncelik veren, istikrarlı bir dış politikayla Türkiye’yi yeniden ağırlığı olan bir ülke yapacağız. l Yasama, hükümetin emir kulu olmayacaktır. l Ordunun siyasetin dışında kalması demokrasi l Hepimizin özlemi olan, onurlu, eşit, özgür ve birbirlerine saygılı ve hoşgörülü insanlardan oluşan demokratik bir toplumu kurmak, CHP’nin temel hedefidir. deni ne olursa olsun, devlet başta olmak üzere hiçbir makam ve otorite, bir yaşam biçimini dayatamaz. l Her bireyin yaşam tarzı, kendi seçimidir. Ne l Düşünce ve düşüncenin her türlü ortamda ifadesi suç sayılamaz. İktidar gücünü, medya organları üzerinde bir baskı aracı olmaktan çıkartacağız. l Gösteri ve örgütlenme özgürlüğü ifade özgürlü l Din ve inanç özgürlüğünün güvencesi laiklik ilkesidir. Her inanç mensubu, ibadet yeri olarak kabul ettiği yerde ibadet edebilecektir. Diyanet İşleri Başkanlığı, yeniden yapılandırılacaktır. ğünün tamamlayıcısıdır. Hedefimiz güvenlik güçlerinin kamu düzenini şiddete başvurmadan sağlaması. l Kürt sorununun çözümü için toplumumuzun bütün kesimlerinin uzlaşısıyla ortak akıl üretme arayışımızı sürdüreceğiz. l Üniversitelerin özerkliğini teminat altına alacağız ve YÖK’ü kaldıracağız. l Herkesin hukuk önünde eşitliğinin güvencesi olan doğal yargıç/doğal mahkeme ilkesini geçerli kılacağız. Özel yetkili mahkemeleri kaldıracağız. Bu mahkemelerde verilen hükümlerle ilgili, yeniden yargılanma yolunu açacağız. l Yargıyı siyasi iktidarın çıkarlarını değil bireylerin çıkarlarını gözeten bir yapıya dönüştüreceğiz. nin ne kadar gereği ve şartı ise, siyasetin de ordunun içişlerine karışmaması ulusal güvenliğimiz bakımından o kadar gerekli ve şarttır. l Seçim barajını düşüreceğiz. Milletvekili dokunulmazlığını kürsü dokunulmazlığı ile sınırlayacağız. tir” dediğini ve CHP’nin de temel ilkesinin bu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ancak ülkenize yönelik bir tehdit varsa savaş kaçınılmaz olur” dedi. Savaşı savunmanın cinayeti savunmak anlamına geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın Suriye’ye müdahale için “her şeye hazır oldukları” yönündeki sözlerini “haçlı” zihniyetine benzeterek şunları söyledi: “Bu gönüllü taşeronluğu aşan bir şeydir. Bu cümlenin milli, dini, ahlaki hiçbir tarafı yoktur. ‘Ben ilkesizim, ben tetikçiliğe hazırım’ demektir. Kin ve nefret üzerine dış politika oluşturulur mu? Bu topraklardan Kılıçarslan da, Selahattin Eyyubi de geçti, Mustafa Kemal Atatürk de geçti. ‘Ben her türlü koalisyonun içinde yer alırım yeter ki siz Suriye’de 5 yaşındaki Ah met’leri, Zeynep’leri öldürün ben de onları öldürmeye gideceğim’. Bunu kabul etmek mümkün değildir.” Kılıçdaroğlu, son 20 gündür ekonomideki çalkantıya da dikkat çekerek 10’un üzerinde devalüasyon yaşandığını, Merkez Bankası’nın ise kararlarını Başbakan’ın “rızasına” bağladığını belirtti. Kılıçdaroğlu, o bankanın artık Merkez Bankası değil, “yandaş banka” olacağını söyledi. cHp pm’de yerel seçİm Hazırlıkları İşgalcİ emperyalİst güçlerİn İzmİr’den denİze dökülüşünün 91. yılı Sarıgül sonraki toplantıya AYŞE SAYIN Her yer 9 Eylül! İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) 9 Eylül İzmir’in Kurtuluş Günü etkinlikleri, bu yıl öncekilerden farklı olarak tek merkez yerine aynı anda farklı noktalarda gerçekleştirilecek. İzmirliler, sabah “Zafer Yürüyüşü”, akşam fener alayı ve konserlerde buluşacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Zafer Yürüyüşü, bu sabah saat 09.00’da Basmane Karakolu önünden başlayacak. Binlerce İzmirlinin katılması beklenen kortej, Anafartalar Caddesi’ni izleyerek Çankaya katlı otoparkı, İkiçeşmelik yokuşu, Atlas Oteli önünden Cumhuriyet Meydanı’na ulaşacak. Burada çelenk sunumu gerçekleştirilecek. Saat 10.30’da Konak Meydanı’nda İzmir’in kurtuluşu canlandırılacak. Kente giren temsili süvari birlikleri Türk bayrağını İstiklal Marşı eşliğinde göndere çekecek. Saatler 11.00’i gösterdiğinde Cumhuriyet Meydanı’ndaki törenler başlayacak. Konuşmaların ardından Mustafa Kemal Atatürk’ün kente girişi canlandırılacak. Program halkoyunları, şiir ve müzik dinletileriyle tamamlanacak. Bu arada toplantıda, PM’nin genç üyelerinden Gökçe Pişkin’in, Sarıgül’ün İstanbul büyükşehir belediye başkanlığına aday gösterilmesini eleştirirken, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik “Tabanda liderliğiniz sorgulanıyor. Dışarıdan mesih getirilmeye çalışılıyor, Hem İstanbul’u hem partiyi kurtaracağı söyleniyor” sözleri toplantıda “soğuk duş” etkisi yarattı. CHP liderinin ise İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın “İstanbul’da adaylardan para alındığı” yönünde söylediği iddia edilen sözleri için de açıklama isteyen Pişkin’e, “Dedikodular üzerinden kimse siyaset yapmasın, Gençlerin bu tür tartışmalara girmesi doğru değil, gençliğin sorunlarına odaklanın” sözleriyle tepki gösterdiği öğrenildi. Toplantının ana konusunu belediye başkan adaylarının hangi yöntemle belirleneceği oluşturdu. Bu konuda en çok merak edilense İstanbul Büyükşehir için düşünülen Sarıgül’ün durumu oldu. Ancak Sarıgül, partiye herhangi bir başvuruda bulunmadı. Sarıgül’ün ekim sonu gibi başvuruda bulunması, dilekçesinin de kasımda yapılacak PM’de görüşülmesi bekleniyor. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun da toplantıda, aday isimleri konusundaki önerilerin kasım ayında yapılacak PM’de gündeme geleceğine dikkat çektiği öğrenildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, toplantı öncesinde gazetecilerin konuya ilişkin sorusu üzerine PM gündeminde partiden ihraç edilen kişilere ait af dilekçelerinin bulunmadığını bildirdi. Pişkin’den Sarıgül tepkisi Kutlamalar gece boyunca sürecek Kutlamaların akşamki bölümünde saat 18.00’de Gündoğdu Meydanı üzerinde Türk Yıldızları’nın akrotim gösterisi sergilenecek. 19.00’da gösteri mekânı gökyüzünden denize taşınacak. Körfez’de kano ve yelkenli gösterisi yapılacak. Fener Alayı yürüyüşü, saat 20.30’da Cumhuriyet Meydanı ile Gündoğdu Meydanı arasında gerçekleştirilecek. Bu yıl konserler tek merkezde değil, kentin dört farklı noktasında aynı anda gerçekleştirilecek. Gösterilerin merkezi konumundaki Gündoğdu Meydanı’nda “Manga” grubu sahne alacak. Aynı dakikalarda Bostanlı Rekreasyon Alanı’nda Koray Candemir ve Harun Tekin, Göztepe Denizatı Heykeli önünde Berna Öztürk, Bayraklı Rekreasyon Alanı’nda İzmir Büyükşehir Belediyesi Pop Orkestrası, konser ve sahne şovlarıyla 9 Eylül coşkusunu doruğa taşıyacak. Gazeteciler için devrede İZMİR Nâzım Hikmet, bir ulusun emperyalizme karşı verebileceği, yakın tarihin belki de en “onurlu” mücadelesini, “o mapushane senin, bu mapushane benim” (İstanbul, Çankırı, Bursa) dolaşarak, o onura yakışan biçimde anlattığı Kuvayi Milliye Destanı’nı “Biliyoruz ki lâyığınca olmadı bu kitap...” diyerek bitirdiyse, 9 Eylül’de, İzmir’de son bulan “direnişin zaferini” aktarmak elbette kolay değil. Ancak asıl zor olan, onların, Mustafa Kemal Atatürk’le bütünleşerek emperyalizmi denize döken ulusun yaptığı... 8 Temmuz 1920’de Bursa’nın işgal edilmesinin ardından kara bir örtü serilmiş Meclis’in kürsüsüne. Nasıl serilmesin? Bursa Milletvekili Muhiddin Baha’nın (Pars), Nâmık Kemal’in beytinden alıntı yaptığı konuşmasındaki gibi “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini”, “yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini” diye soruluyor. Mustafa Kemal’in yanıtı gecikmiyor: “Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, bu Yunanlılar bu tarihi nasıl kabul etti? ANKARA CHP’de yerel seçim hazırlıklarının masaya yatırıldığı parti meclisi toplantısında, CHP’den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilmesi beklenen Mustafa Sarıgül, henüz başvuruda bulunmadığı için “af” istemi görüşülemedi. Sarıgül’ün ekim ayı sonunda CHP’ye başvurusu beklenirken Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin de PM gündeminde “ihraç edilenlerin affı” konusunun olmadığını, Sarıgül’ün de başvurması halinde parti olarak gereğinin yapılacağını bildirdi. CHP Parti Meclisi’nin, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında yaptığı toplantıda, 5 MYK üyesinden oluşan “yerel yönetim komisyonu”nun mazeretli 3 il dışında il örgütleri ile yapılan toplantıların sonuçları hakkında bilgi verildi. PM’de gündeme geçilmeden önce de bugün İstanbul Milletvekili Osman Korutürk ile birlikte Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Mısır hükümetinin davetlisi olarak bu ülkeye yapacakları ziyaretleriyle ilgili temasları hakkında bilgi verdi. 9 Eylül kutlamaları, sabah saat 09.00’daki ‘Zafer Yürüyüşü’ ile başlayacak. Kortej, Basmane’den Cumhuriyet Meydanı’na yürüyecek. Akşam da Gündoğdu, Göztepe, Bostanlı ve Bayraklı’da konserler düzenlenecek. Emperyalistler de yenilir! HAKAN DİRİK BARKIN ŞIK ANKARA Yunanlıların denize dökülerek İzmir’in düşman işgalinden kurtarıldığı gün olan bugün; yani 9 Eylül’de, Türkiye ile Yunanistan arasında Ege sorununu çözmek için yürütülen istikşafi (keşif amaçlı) görüşmelerin 55’incisi gerçekleştirilecek. İstanbul’da yapılacak toplantıda ele alınan konular gizli tutulurken Yunanlıların 9 Eylül tarihinde Türkiye’de buluşmayı nasıl kabul ettikleri ise merak konusu oldu. İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerde ve karşılıklı ziyaretlerde bugüne kadar hep tarihteki önemli gün ve olayları dikkate alarak program hazırlayan Yunan tarafı, bu kez ocak ayında yapılan 54. toplantıdan sonra 55. toplantının 9 Eylül’de İstanbul’da olmasını kabul etti. İstikşafi görüşmelerde karasuları, FIR hattı ve adalar konularında karşılıklı fikir alışverişinde bulunuluyor. diği gibi, geldikleri gibi gideceklerdi! Öyle de oluyordu. Ulusun matemini simgeleyen kara örtü, 6 Eylül 1922’de, Dumlupınar Meydan Savaşı’nın kazanılmasından altı gün sonra, Yunan işgal kuvvetlerinin İzmir’den denize dökülmesinden üç gün önce kaldırılıyordu. 9 Eylül’e uzanan zorlu zafer yolu, 26 Ağustos’ta Büyük Taarruz emrinin verilmesiyle başlıyordu. lunur kurtaracak bahtı kara maderini” Sonrasında, ulusun temsilcileri şu kararı alıyor: “Vatan üzerine saldıran zalim düşmanı yok edinceye kadar, ülkenin kaderini temsil eden Meclis’in başkanlık kürsüsüne kara örtü konulmasına...” Ancak ulusun azmi, o örtüyü yırtıp atacaktı. 13 Kasım 1918’te İstanbul’a giren işgal kuvvetlerini gören Mustafa Kemal’in de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle