14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 2013 SALI 8 n Baştarafı 1. Sayfada HABERLER CÜNEYT ARCAYÜREK GÜNCEL Tabii RTE’nin yakın tarihi inkâr eden kafası; 1950’de iktidarı yitiren İnönü’yü; seçimlerden sonra çıktığı ilk yurt gezisi Malatya’da halkın sokaklara dökülerek büyük coşku ile karşıladığını bilse bile anımsamak istemiyor... O gezide partinin yayın organı Ulus gazetesi adına İnönü’nün refakat muhabiriydim. Milletvekili seçen Malatya halkına teşekkür gezisiydi bu. İsmet Paşa’ya gösterdiği olağanüstü sevgi ve saygıyı, doğrusu geziyi izleyen ben ve bir iki gazeteci beklemiyorduk. HHH İsmet İnönü muhalefet lideri olarak ilk konuşmasını Malatya’da yaptı. Bu, yeni iktidarın bir türlü sindiremediği demokrasinin temel kurallarını vurgulayan ve geleceğe umutla bakan bir konuşmaydı. Oysa o sıralarda Ankara’da CHP’ye ve partinin lideri İnönü’yü kötüleme yarışı başlamıştı bile. 27 yıl iktidarda kalan CHP’ye bugün olduğu gibi o günlerde de akıl almaz suçlamalar yöneltildi. İnönü, Cumhuriyetin Atatürk dönemleri dahil 27 yılının sorumlusunu mu arıyorsunuz; “Benim” dedi. Ailesi suçlandı. Akıl almaz saldırganlıklarla karşılaştı. Menderes parti toplantılarında “bu ak saçlı adamdan” her konuşmasında bugün olduğu gibi saldırgan üslupla söz ediyor; örneğin; “Ne yani, ne sanıyor. DP iktidara gelince güneş doğudan mı batacaktı” diyordu. İktidara geldikleri ilk günden son güne dek, üç seçim yitirmesine karşın CHP ve İnönü gündeminde eksik olmadı... HHH Bugün de eskisinin tıpkısı bir tablo yaşanıyor. RTE de, üç seçim CHP’yi sandıkta yendi, ama Menderes gibi, CHP’ye beslediği inanılmaz kinden bir türlü arınamıyor. Kanıt? İktidar olmadan ve iktidar olduğu 11 yıl yaptığı konuşmalar. Cumhuriyeti kuran, hilafeti kapı dışarı eden, din devleti yerine laikliği devletin ve demokrasinin temeli yapan partiyi, onurlu tarihini bir türlü sindiremiyor, tahammül edemiyor. “CHP’nin genel başkanı eli kanlı diktatörlerin sırtını sıvazlıyor, eli kanlı terör örgütleriyle ortak eylem yapıyor” diyor ve bu saçma sapan, Başbakan’dan geldiği için pek çok çevrenin doğru sanısıyla sesini çıkaramadığı bu iddiaya (yoksa iftiraya mı) “ağır ol, molla desinler” diyene, karşı çıkana da rastlamıyor. HHH Çağdaşlığı, laik demokrasiyi kör topal savunan CHP’yi karalayarak, kötüleyerek asıl amaçlarını yaşama geçiriyor. Bu gerçek bir kez daha yüzünü gösterdi. CHP’yi terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçlaması; çağdaşlığı, laik demokrasiyi savunan CHP’yi karalaması, kötülemesi, asıl amacını örtme çabasından kaynaklanıyor... CHP’nin terörist örgütlerle işbirliği yaptığını iddia ettiği Gezi eylemlerine katılan gençliğin –ona göre– bir elinde molotofkokteyli, diğer elinde tiner var. RTE, “inançlı gençlik yetiştirmek istiyor” ama işgal edildiğini söylediği Gezi Parkı’nda; dine saygılı velakin çağdaş, daha çok demokrasi, söz ve hareket özgürlüğü gibi dünyada ses getiren özgürlükler isteyen, gitar çalan, şarkı söyleyen, demokrasi tartışmaları yapan bir gençlik çıktı karşısına ve gördü ki.. ...onca çabasına karşın her söze ya Allah bismillah diye başlayan, sokaklarda, meydanlarda yalnız Allahüekber diye bağıran dindar bir gençlik yaratamadı!.. Düş kırıklığı içinde! Bu gençliği savunduğu, haklı eylemlerinde birlikte olduğu için CHP’ye saldırıyor. Bir İmamı Azam edasıyla hâlâ anne ve babalara okulda çocuklarının Kuran, peygamberin yaşamı derslerini seçmelerini dayatıyor. HHH RTE din eğitimli dindar gençlik peşinde iken AKP’li Cumhurbaşkanı A. Gül; New York yollarında sınırımıza dayanan radikal İslamcı gruplar nedeniyle kaygılanıyor. “Bizim için bu büyük güvenlik tehdidir” diyor. Sınırların kalbura döndüğünü, radikal unsur ve örgütlerin gelip gittiğini ve radikal İslamın PKK’den de büyük bir tehlike olduklarını yalanlamıyor. HHH Devleti temsil eden Cumhurbaşkanı: “Tankla topla sınırları beklediğimiz halde teröristin bile girmesine mâni olamıyoruz” cümlesiyle.. ....hâlâ dindar nesil yetiştirme peşinde koşan Başbakan’ın sözünü etmediği, ne ki hayırlara vesile olmayacak içerik ve nitelikteki gerçekleri itiraf ediyor!.. Neden 7 aydır tutuklular? EğitimSen’li öğretmenler hakkında örgüt üyeliği soruşturmasında ‘suç delillerle ilişkilendirilemediği için’ mahkeme iddianameyi savcılığa iade etti HİLAL KÖSE GÜNDEM n Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY DHKP/C üyesi oldukları gerekçesiyle Şubat 2013’de tutuklanan 15 öğretmen ve 1 memur hakkında TMK 10. maddeyle görevli İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianame İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce iade edildi. Mahkeme, iddianamede yüklenen suçun, dosyadaki delillerle ilişkilendirilmediğini belirtti. KESK’e bağlı Eğitim Sen üyesi 15 öğretmen hakkında DHKP/C üyesi oldukları iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlandı ve iddianame İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme ise iddianameyi savcılığa iade etti. CMK’nin 1704. Maddesinde, “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” hükmünün yer aldığını belirten heyet, CMK’nin 174. Maddesi uyarınca iddianameyi savcılığa geri gönderdi. Soruşturma nedeniyle yakla şık 7 aydır tutuklu olan öğretmenler, avukatları aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, tahliye istemişti. Avukat Metin İriz, mahkemeye sunduğu dilekçede, gizlilik kararı nedeniyle savunma haklarının kısıtlandığını belirtmişti. Tutukluluk incelemesinin ve tahliye taleplerinin aynı kalıp ifadelerle reddedildiğini kaydeden İriz, “Cinayet ve daha ağır soruşturmalardan dolayı kamu görevlisi olan bazı polis ve jandarma görevlileri serbest bırakılmışlardır” demişti. Kesenin ağzını açan MEB, sadece temizlik için 340 bin TL ayırdı İHL’ye yine kıyak SİNAN TARTANOĞLU Şişli Belediyesi’ne silahlı baskın İstanbul Haber Servisi Şişli Belediyesi’nde güvenlik görevlisini rehin alan Akın Ataş adlı silahlı kişi belediyede paniğe neden oldu. Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile görüşmek için dün akşam saat 17.00 sıralarında belediye binasına gelen Ataş, silahını çekerek rehin aldığı güvenlik görevlilerine Sarıgül ile görüşmek istediğini söyledi. Başkanın belediyede olmadığının söylenmesi üzerine Ataş, “Sarıgül gelmeden bu adamı bırakmayacağım” diye bağırdı. Sarıgül haberi alır almaz yola çıkarken, belediyeye çok sayıda resmi ve sivil polisin yanı sıra özel tim polisleri de belediyeye geldi. Özel timin operasyon hazırlığı üzerine rehin tuttuğu güvenlik görevlisi ile dışarı çıkan Ataş, teslim olurken “Hesabını mahşerde göreceğim” diye bağırdı ve silahını bırakarak teslim oldu. Ataş, sorgulanmak üzere gözaltına alınırken soruları yanıtsız bıraktı. Mustafa Sarıgül “Saldırgan kimdir, nedir bilmiyorum. Kişinin belediye ile hiçbir ilişkisi yoktur. Zaten teslim olmuş. Güvenlik güçleri araştırıyor” dedi. ANKARA Okullar, her yıl olduğu gibi bu yıl da temizlik ihtiyaçlarını karşılayabilmek için yasak olmasına karşın velilerden para toplama yoluna bile başvururken, imam hatip liseleri (İHL) bu sorunu yaşamadı. Milli Eğitim Bakanlığı, (MEB) imam hatip liseleri için kesenin ağzını açtı. Bakanlık, aralarında İstanbul ve Ankara’nın da olduğu 15 ilde 53 imam hatip lisesinde mevcut temizlik personelini yeterli görmeyerek ek personel alınmasını istedi. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nden ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderilen yazıya göre 53 müstahdemin 4 aylık maaşları ve sigorta primleri dahil 341 bin 320 TL ödenek ayrıldı. Diğer okullar unutuldu Türkiye’de ilkokulundan liseye tüm okullarda müdürler, MEB’in ödenek göndermemesi nedeniyle temizlik ve güvenlik elemanı alamıyor. Okul müdürleri çoğu zaman, yasak olmasına karşın aile birlikleriyle veya okul kayıtlarında velilerden çeşitli yollarla para toplayarak bu ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyor. Veliler şikâyet ettiğinde bakanlık, okul müdürlerini soruşturuyor ve cezalandırıyor. Ama bakanlıktan bazı il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderilen yazı, İHL’lelerin aynı sorunu yaşamadığını ortaya koydu. Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nden 15 il valiliğine 4 Eylül tarihinde gönderilen yazıda, İHL’lerin, “Genel müdürlüğümüz bağlı okulların bazılarında hiç temizlik personelinin bulunmaması veya yetersiz olması sebebiyle temizlik hizmetlerinin gereği gibi yerine getirilmediği gözlenmektedir” ifadeleri kullanıldı. İHL’lerin temiz olmadığını belirleyen bakanlık, bu yüzden 15 ilde 53 imam hatip lisesi ve Anadolu imam hatip lisesinde “hizmet alım yöntemi ile mevcut personele ek personel çalıştırılması”nı planladı. Plana göre aralarında Ankara, İstanbul, Antalya gibi illerin de bulunduğu 53 İHL’ye 53 temizlik elemanı alınacak. Hizmet alım yöntemi ile yani ihale ile yapılacak işe alım, bütçe yılının sonlanmasına 4 ay süre kaldığı için 4 aylık süreyi kapsayacak. Her bir temizlik elemanına sigorta primi dahil aylık 1610 lira 97 kuruş harcanacak. 53 müstahdeme 4 ay boyunca ödeme yapılacağından MEB, 53 İHL için toplamda 341 bin 320 TL ödenek kullanacak. ‘Böcek’te 12 şüpheli serbest bırakıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın makam odasında dinleme cihazı bulunması üzerine başlatılan soruşturmada gözaltına alınan 12 şüpheli serbest bırakıldı. Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde sorgulanan şüphelilerden 2’si Emniyet’te serbest bırakılırken, 10’u Ankara Adliyesi’ne sevk edildi. Şüphelilerden Azime D. ve Fatma A. yüzlerini kapattı. Soruşturma savcısı, aralarında İller Bankası Genel Müdür Yardımcısı ile üç bürokratın olduğu şüphelileri, bu suçlara öngörülen cezaların azlığı gerekçesiyle serbest bıraktı. Şüphelilerin “böcek” iddiasını kabul ettiği öğrenildi. ATAMALARI YAPILANA KADAR AYLARCA MAAŞ ALAMIYORLAR İHL’lere ek temizlikçi hareketinizi “bütün” tutarsınız. “Bakın karşımızda bizim bir an önce bitmemizi isteyenler var. Birlik beraberliğimizi mutlaka korumamız gerekli” propagandasını yaparsınız. Böylece iç tartışmalar geride kalır, olumsuzluklar konuşulmaz, başarısızlıklar sorgulanmaz. Bunun bir başka halkası da “karşıt” ilan ettiğiniz kesimlerle ilgili her türlü tasarrufu gündeme getirme hakkını kendinizde görmenizdir. Elinizde hangi olanak varsa bunu kullanırsınız. Elbet en etkilisi de hukuk ve medya olur. HHH Gezi direnişi başta olmak üzere hükümetin uyguladığı yöntem bu. Toplumun giderek kutuplaşması, bunun sonuçlarının sadece bu dönemi değil, önümüzdeki kuşakları da etkileyebilecek boyutlara ulaşması pahasına bu politikada ısrar ediliyor. Başta vurguladığımız gibi, “karşıtlık üretmek” siyaset biliminin de konuları arasında yer alan yöntemlerden biridir. Ancak bu her türlü kuralsızlığı da içeren başlıca “icraat” haline getirilirse giderek iktidarın kendisine de zarar vermeye başlar. İktidarın içinden de zaman zaman farklı seslerin çıkması, “Acaba yanlış mı yapıyoruz, yoksa diyalog kurmayı mı denemeliydik” sorularının fısıldanması bunun örneklerinden biri. Yıllardır iktidar politikalarını destekleyen kesimlerin kenara çekilmesi, hatta iktidarın karşısına geçmesi işin dozunun iyice kaçtığını gösteriyor. Toplumsal yığınların davranışını değiştirmek, bir kişinin davranışını değiştirmekten daha kolaydır. Sabahattin Eyüboğlu bunu şöyle ifade ediyor: “Yalanların en büyüğü halka ve çocuklara söylenendir. Çünkü her ikisi de çabuk inanır.” Siyasal karşıtlık üretmek uğruna, halkın “güncel” düşünmesinden hareket eden iktidarın en küçük demokratik hakkın kullanımını bile “terör faaliyeti” ilan edecek kadar ileri gitmesi, yargının da buna paralel hareket etmesi, siyaset biliminin, demokrasinin hiçbir kalıbına uymuyor. Prof. Tarık Zafer Tunaya şöyle diyor: “Siyasi partiler, o ülkenin uygarlık tarihidir.” Bu sözü bugüne taşırsak geleceğe nasıl bir uygarlık bırakıyoruz? Tablo ortada... Demokratikleşme paketi hazırlanıyor, herkesten gizli. Ekonomide rakamlar açıklanıyor, ne kadarının kayıt dışı olduğu belli değil. Hukuk sisteminde altı ayda bir “reform” yapılıyor, her reform bir öncekini ortadan kaldırıyor. Toplumun en büyük özlemi olan iç barışın önüne, sandık hesapları konuyor. Uluslararası saygınlığın simgesi olan dış politika, “sıfır sorun” hedefinden “sıfır müttefik” yalnızlığına evriliyor. İşte bütün bunların üzerine “karşıtlık üretmek” hâlâ geçerli bir anlayış olarak gündemdeki yerini koruyor. HHH “İp çekme” oyununda ortaya bir çizgi çekilir. İki taraf ipin uçlarından tutar, var gücüyle kendisine doğru çeker. Daha güçlü çeken kazanır. Ya taraflardan biri, birden ipi bırakırsa ne olur? Sahneyi gözünüzün önüne getirin! Gezi direnişinin başarısının, tüm Türkiye’de, hatta dünyada yankı bulmasının ardında yatan, toplumun “karşıtlık üretme” anlayışının tam tersi bir tutum sergilemesiydi. Gülümseyerek direnmesiydi. Bu topraklarda hepimiz bir arada yaşayabiliriz duygusunun meydanlara çıkışıydı. Türkiye’nin özlemi olan bu iklimi bozmamak, bozulmasına izin vermemek gerekiyor. Aksi halde şu politika kazanacak: Halkı kinle beslemek, ekmekle beslemekten kolaydır! Not: Yazarımız Mustafa Balbay’ın önceki günkü yazısı teknik hata nedeniyle dün yeniden yayımlanmıştır. Düzeltir, özür dileriz. Doktorlara ‘uzmanlık’ cezası İKLİM ÖNGEL ANKARA Devlet üniversitelerinde eğitimlerini tamamlayarak uzman olan doktorlar atamaları yapılıncaya kadar aylarca maaş alamıyorlar. Üniversitelerin tıp fakültelerinde uzmanlık öğrencilerinin, eğitimlerini tamamlayıp uzman oldukları anda fakülteyle ilişiği kesiliyor. Mecburi hizmetle yükümlü uzman hekimlerin başka bir yerde çalışmaları yasal olmadığı için hizmet kuraları çekilip işe başlayana kadar birkaç ay süre geçiyor. Vakıf üniversitelerinin tıp fakültelerinde uzman olan hekimler bu sürede işsizlik fonuna başvurabilirken devlet üniversitelerinden uzmanlık alanlar, iş yasasına bağlı oldukları için fondan yararlanamıyor. Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Bayazıt İlhan, ağustosta YÖK’e gönderdiği yazıyla, kurumun aldığı kararı anımsatarak “Karar yönetmelikte değişiklik öngördüğünden, değişiklik hükmünün de Resmi Gazete’de yayımlanması gerekir. Bu işlemin yapılmamış olması, uygulamada duraksamaya neden olmaktadır” dedi. Ali Ağaoğlu’nun acı günü n İstanbul Haber Servisi Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı Ali Ağaoğlu’nun babası Miktat Ağaoğlu (84), gece yarısı evinde geçirdiği kalp krizi nedeniyle hayatını kaybetti. Baba Ağaoğlu’nun cenazesi bugün Batı Ataşehir Mimar Sinan Camii’nde kılınacak ikindi namazına müteakiben Çamlıca Mezarlığı’ndaki aile kabristanında toprağa verilecek. Ağaoglu, Trabzon’un Of ilçesinde 1930’da doğdu, 1946’da İstanbul’a geldi. İş hayatında kısa sürede başarıya ulaşan Ağaoğlu’nun İstanbul başta pek çok kentte bağışladığı Anadolu liseleri, anaokulları bulunuyor. Çevre lafla kurtulmuyor Eleştirileri dikkate almayarak kırda HES projeleri kentlerde de isyan ettiren imar kararlarına imza atan AKP hükümeti, Türkiye’nin çölleşmesine engel olamadı MUSTAFA ÇAKIR Muğla’nın ilk özel hastanesi açıldı İstanbul Haber Servisi Muğla’nın ilk özel hastanesi Özel Ahu Hastanesi’nin yeni hizmet binası törenle açıldı. Törende konuşan hastane başhekimi Op. Dr. Sahir Ökten, Özel Ahu Hastanesi’nin 1993’te Türkiye’nin en güzel ve en itibarlı turizm merkezlerinden biri olan bu bölgede eksik olan sağlık alanındaki açığı kapatmak, bölge insanına ve gelen turistlere kaliteli sağlık hizmeti vermek hedefiyle kurulduğunu belirtti. Ökten, “1985 yılında Marmaris’e Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanemize doktor olarak tayin edildiğim zaman Marmaris tabelasında nüfus 8 bin yazıyordu. 20 yılda Ahu Hastanesi’nde doğan bebeklerimizin sayısı 8 bin nüfusunu aştı” dedi. Ökten, şunları kaydetti: “Bölgenin özelliğinden kaynaklanan acil ve travma konusunda Türkiye’nin en deneyimli hastanelerinden biri olduğumuz iddiasındayız.” Tunceli’de ‘birahane’ gerginliği n TUNCELİ (AA) Merkeze bağlı Merkez Moğoltay Mahallesi’ndeki birahanede 2 kişi arasında tartışma çıktı. İddiaya göre Ö.Ö, Sinan Amaç’ı bacağından av tüfeğiyle yaraladı. Amaç, hastaneye kaldırılırken yakınlarının da aralarında olduğu bir grup, birahane önünde toplandı. Polis, önlem aldıktan sonra, zanlı Ö.Ö, birahaneden çıkarılıp kapıya yanaştırılan zırhlı araca alındı. Bu sırada, birahane önünde bekleyen grup, zırhlı aracı ve birahaneyi taşladı. Gruptakiler, Tunceli’de başka birahanelerin de camlarını kırıp zarar verdi. Gülsuyu saldırganı yakalandı n İstanbul Haber Servisi Gülsuyu’nda 9 kişinin yaralandığı, ESP binası ve mahalledeki yurttaşlara yönelik silahlı saldırılarla ilgili olarak aranan Göksel K. yakalandı. Üzerinden sahte kimlik, tabanca ve uyuşturucu çıkan Göksel K. tutuklandı. Ağustosta yaşanan olaylar, uyuşturucu satıcısı grupların çatışması olarak yorumlanmıştı. ANKARA Su rezervlerini kaybeden, gölleri kurumaya başlayan Türkiye hızla çölleşiyor. 10 yılda 2 milyar lira harcanmasına karşın hâlâ yılda 177 milyon ton toprak erozyon sonucu yok oluyor. Erozyonda İç ve Doğu Anadolu başı çekiyor. Çevreye ilişkin eleştirileri dikkate almayarak HES inşaatlarına ağırlık veren hükümet, 400 baraj ve gölette ağaçlandırma çalışması başlatarak erozyonun önüne geçmeye çalışıyor. Orman ve Su İşleri Ba kanı Veysel Eroğlu, MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri’nin erozyon ve çölleşme ile ilgili soru önergesini yanıtladı. Eroğlu’nun verdiği bilgi göre, 20032012 arasında ağaçlandırma, erozyon kontrolü, orman alanlarının rehabilitasyonu ve mera ıslahı projeleri için 2 milyar 36 milyon 985 bin 405 lira harcama yapıldı. Erozyonla mücadele kapsamında bu yıl da 128 milyon 572 bin liralık bütçe ayrıldı. Elektrik İşleri Etüt İdaresi’nin (EİEİ) 2002’de yayımladığı rapora göre, erozyon sonucu kaybolan süspanse sediment 10 yılda 2 milyar TL miktarı yılda 226 milyon 980 bin 52 tondu. 2013 yılı raporuna göre ise, kaybolan süspanse sediment miktarı 177 milyon 750 bin 187 ton. 10 yılda 2 milyar lira harcanmasına karşın erozyon nedeniyle kaybolan toprak miktarı yıllık 49 milyon 229 bin 865 ton azaltılabildi. Eroğlu’nun yanıtına göre, 10 yılda 4 milyon 43 bin 173 hektar alanda ağaçlandırma, erozyon kontrolü ağaçlandırma gibi çalışmalar yapıldı. 20132017 yıllarını kapsayan, “Erozyonla Mücadele Eylem Planı; Yukarı Havza Sel Kontrolü Eylem Planı; Baraj Havzaları Yeşil Kuşak Ağaçlandırma Eylem Planları” hazırlandığını kaydedetti. ‘Gıda savaşları kapıya dayandı’ Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Turhan Tuncer, devletin erozyonla mücadeleye ciddi olarak eğilmesi gerektiğini, şehirleşme nedeniyle de tarım topraklarının elden çıktığını, nüfusun ise arttığını belirtti. Uluslararası tekellerin ileride petroldan daha çok gıdanın öne çıkacağını düşünerek üçüncü sınıf ülkelerden toprak aldıklarına işaret eden Tuncer, “gıda savaşları” çıkacağının ifade edildiğini kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle