14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 2013 SALI 12 “partilere” değil, ayrıca “adaylara” de oy kullanıyor. Bu olay önemli bir adaya, partisi kazanamasa bile, halkının kendisine olan güvenden dolayı mecliste temsil olanağını sağlıyor. Böylece değerli insanlara meclisin yolu açılıyor. Adnan Menderes’in “Ben odunu da aday göstersem seçtiririm” mantığının günümüzde de uygulanması önleniyor. Şimdi Merkel, kesin seçim sonuçlarına göre ya 1. koalisyonunda Maliye Bakanlığı’nı yapan ve yüzde 26 ile 2. en çok oyu alan Peer Steinbrück’ün “Toplumsal Demokrat Partisi (SPD)” ile hükümeti kuracak. Bu sonuç Türkiye’ye uygulanacak olsaydı AKPCHP koalisyonu gibi bir durum olacaktı! Ya da barajı geçemeyen, şu andaki ortağı “Hür Demokratların” yerine önceki, seçimlerde yüzde 10.7’lik oy oranı yüzde 8.3’e düşen ve eşbaşkanlığını Cem Özdemir’in “Yeşiller Partisi” ile koalisyona gidecektir. Almanya seçimlerine katılım oranı yüzde 4 artarak yüzde 76’ya çıktı. 61.8 milyon Almanın 0.8 milyonunu Türk kökenli seçmenler oluşturdu. 60 kadar Türk adayın katıldığı seçimde, bu kez 5 yerine 11’i meclise girdi. Pazar akşamı parti merkezi önünde şarkılar söyleyip kutlamalar yapan seçmenlerin coşkularına katılan ve Merkel gibi fizikçi olan eşi Joachim Sauer halka “Unutmayın ki yarın işbaşı yapacağız…” diyerek kutlamalara “nokta” konulmasını istedi. Bu sözler bile Alman halkının “çalışma” eşittir “başarı” sözlerini yansıtıyor. Adı “Hıristiyan” olan bir parti zaferini “kilise çanlarını çalarak” ya da “İncil’den dualar okuyarak” kutlamıyor! DIŞ HABERLER [email protected] ‘Yarın İşbaşı!’ Federal Almanya’da pazar günü yapılan seçimler, beklenen sonuçları verdi. Angela Merkel’in “Hıristiyan Demokrat Partisi (CDU)” oyların yüzde 42’sini aldı. Bu oran barajı geçen üç partinin oylarına denk… Halkın “Angie (melek)” ya da “Mutti (ana)” dediği Merkel, 1957’den sonra Konrad Adenauer’ın ardından, ilk kez üst üste üç kez seçilen başbakan oldu. Eğer 2017’ye kadar iktidarda kalırsa İngilizlerin Elif karnında bebeğiyle öldürüldü u 200 yaralının bulunduğu baskında 63 kişinin kayıp olduğu belirtiliyor. Ölenler arasında 3 İngiliz, 2 Fransız, 2 Kanadalı, bir Çinli, 2 Hintli, bir Güney Koreli de var. Dış Haberler Servisi Kenya’nın başkenti Nairobi’de bir alışveriş merkezine Eşşebab örgütünün düzenlediği baskında öldürülenler arasında Hollanda doğumlu Türkiye asıllı Elif Yavuz’un da bulunduğu öğrenildi. Kenya yetkilileri, Twitter’dan yaptıkları açıklamalarda, güvenlik güçlerinin düzenlediği son operasyonlarda 2 saldırganın öldürüldüğünü, bazılarının yaralandığını duyurdular. Binadan gelen bir dizi patlama sesinin ardından bazı rehinelerin kurtarıldığı, ancak içerde hâlâ rehineler bulunduğu bildirildi. Kenya’nın Somali’de kendilerine karşı düzenlenen Afrika Birliği harekâtına katılmasının intikamını aldıklarını bildiren Eşşebab militanlarının rehinelere, “Somali’de halkımızı öldürdünüz. Şimdi sıra sizde” diye bağırdıkları belirtiliyor. Geçen cumartesi günü başlayan baskında en az 62 kişi hayatını kaybetti, 200 kişi yaralandı, 63 kişinin de kayıp olduğu öğrenildi. Öldürülenler arasında 3 İngiliz, 2 Fransız kadın, biri diplomat 2 Kanadalı, bir LangdonYavuz çifti doğacak çocuklarının cinsiyetini öğrenmek istememişti. Hamile Elif Yavuz, Clinton’la el sıkışırkenki fotoğrafını Facebook’a yüklemişti. Kenya’daki kanlı AVM baskınında en az 62 kişi öldü “Demir Lady’si” Margaret Thatcher’in başbakanlık koltuğunda en fazla oturan “kadın” unvanını da alacak. Ancak Bavyeralı geleneksel ortağı “Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU)” ile ilk parti olarak çıkmasına ve oyları yükselmesine karşın, ne yazık ki tek başına iktidar olamayacağı anlaşılıyor. Almanya’da “demokrasi” demek yalnızca “sandıktan çıkmak” demek değildir! Almanya’da baraj, Türkiye’deki gibi yüzde 10 değil, yüzde 5. Dolayısıyla bu oran halkın oylarının çöpe gitmesini önemli ölçüde önlemiş oluyor. Alman seçmen, yalnızca Çinli kadın, 2 Hintli, bir Güney Koreli, bir Güney Afrikalı ve bir Hollandalı kadınla Ganalı ünlü şair Kofi Avonur da bulunuyor. Kenyalı yetkililer, akşam saatlerinde alışveriş merkezinin kontrolünü tamamen ele geçirdiklerini açıkladı. Saklanmış olabilecek saldırganları bulmak için arama yaptıklarını açıklayan yetkililer, diğer teröristlerin durumuyla ilgili bilgi vermedi. Düzenlenen operasyonlara Batılı istihbarat yetkilileri, İngiliz ve Amerikan ajanları ile İsrail özel timlerinin katıldığı bildiriliyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde, 2008’deki seçimler öncesindeki şiddet olayları nedeniyle insanlığa kar Lahey’den 1 hafta izin şı suç işlemekten yargılanan ve baskın nedeniyle bir hafta için ülkesine dönmesine izin verilen Kenya Devlet Başkanı Uhuru Kenyatta ise militanların en sert şekilde cezalandırılacaklarını söyledi. Baskında öldürülenler arasında Kenyatta’nın yeğeni ve nişanlısı da bulunuyor. Militanlar arasında İngiliz ve Amerikalılarla kadınların da yer aldığı yolunda haberler alınıyor. Eşşebab bu haberleri yalanlarken İngiliz Daily Mail’in haberine göre örgüt internette saldırganlardan bazılarının isimlerini yayımladı. Listede İngiltere vatandaşı Liban Adam ve Ahmed Nasır Şirdon da yer alıyor. Saldırının ardından Amerikalı yetkililerin endişeli olduğu, Somali’de eğitim kamplarına gittiği öğrenilen 50 Amerikalının ülkelerine dönüp eylem yapmaları ihtimalinin değerlendirildiği belirtiliyor. Baskında, ödüllü Avusturyalı mimar Ross Langdon ve Harvard doktoralı, Hollanda doğumlu partneri Dr. Elif Yavuz da hayatını kaybetti. İngiliz Telegraph gazetesi, İngilizAvusturya vatandaşı 33 yaşındaki partneriyle birlikte çalışan, sıtma uzmanı, 8 aylık hamile Yavuz için “Kenya’da Bill ve Melinda Gates Vakfı için çalışıyordu ve kısa bir süre önce ABD Başkanı Bill Clinton ile bir araya gelmişti” dedi. Gazete, Yavuz ve eşinin dostlarının sosyal medyada yansıttıkları üzüntülerini de aktardı. Heykeltıraş Peter Adams, “İkisi de hayatlarını barışçıl bir dünyaya adamışlardı. Hem benim hem de dünya için büyük bir kayıp” derken tasarımcı Liane Rossier, “Çok özel insanlardı” diye konuştu. Baskını Cesur Lady diye de anılan “Beyaz Dul” lakaplı bir kadının yönettiği, beyaz çarşaf giymiş kadının militanlara Arapça emirler yağdırdığı, “Beyaz Dul”un 29 yaşında İngiliz Samantha Lewthwaite olduğu bildiriliyor. Eşşebab militanlarının, Twitter üzerinden Müslüman adıyla seslenerek “Şerefiye çok cesur bir kadın. Bizim saflarımızda olduğu için mutluyuz” mesajını yaydıkları da görüldü. ‘Beyaz Dul’ EŞŞebab İNSaNİ YaRDIMI YaSaKLaDI Kürdistan’ın Geleceği! Cuma günü İngiliz gazetesi “Kürdistan Bölgesi” adıyla 32 sayfalık bir özel ek verdi. Ekteki özel söyleşide Kuzey Irak Yönetimi’nin Başbakanı Neçirvan Barzani “Irak savaşı bizim özgürlük savaşımız olmuştur. Bu da Kürdistan’ın geleceğine ümit vermiştir” diyordu. Ekin içinde “Kürdistan’ın ilişkileri” bağlamında “Türkiye ile düşmanlıktan dostluğa gidildi” deniliyor ve Bölge Cumhurbaşkanı Mesut Barzani’nin “Kürdistan, Irak ve Türkiye ile Avrupa arasında bir köprü olabilir” sözleri de yer alıyordu. Irak’a bağlı bu bölgenin “ilişkileri” arasında merkezi hükümetin başbakanı Nuri El Maliki’nin Türkiye’yi yakından ilgilendiren şu sözleri dikkati çekiyordu: “Petrol anlaşmalarının Kürtlerle imzalanması yasadışıdır. Kürdistan bölgesinin bağımsız olarak petrol ihracına hakkı yoktur. Federalizm anayasal bir hak, ama Irak buna henüz hazır değildir. Bu gidiş Irak’ın bölünmesine yol açar!” Bu ekin ertesi günü, Kuzey Irak’ta 3 milyona yakın seçmen “Bölgesel Kürt Meclisi” için sandık başına gitti. Barzani’nin “Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP)” yüzde 52.4 oyla birinci çıktı, ama koalisyon olasılığı da var. Beyin kanaması geçirdiği için Almanya’da tedavi gören Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin “Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB)” partisi yüzde 14 oyla 3. sıraya geriledi. Buna karşılık Talabani’nin kurmaylarından Noşirvan Mustafa’nın başında olduğu “Goran Hareketi” yüzde 18 ile ikinci sıraya çıktı. 29 siyasal grubun katıldığı seçimlerde her partide kadın adaylara yüzde 30’luk kota ayrılmıştı. Ayrıca 111 sandalyeli mecliste 5 koltuk Türkmenlere, 5 koltuk Hıristiyanlara, 1 koltuk da Ermenilere veriliyordu. Seçimlere ilk kez giren ve PKK’nin Irak’taki partisi olarak bilinen “Kürdistan Demokratik Çözüm Partisi’nin (PÇDK)” bazı adayları Kandil Dağı’na çıkarak, KCK Yürütme Kurulu eşbaşkanları Cemil Bayık ve Bese Hozat ile görüşmüşlerdi. Bu görüşmeden sonra Bayık’ın, “4 ülkede yaşayan Kürtler arasında ilişkilerin geliştiğine” dikkat çekerek şöyle dediği açıklandı: “Bu seçimler; hareketimiz açısından çok önemli. Seçimlerin demokratik yapılması önemlidir. Demokratik değişimlerin olması ile Kürdistan Bölgesi’nde büyük ilerlemeler yaşanacaktır. Ancak bu biçimde Federal Kürdistan Bölgesi, hem kendisi, hem Irak ve hem de Kürdistan’ın diğer parçaları için rolünü oynayabilir!” E şşebab’ın, Kenya’nın Somali’ye asker göndermesine misilleme olarak cumartesi günü başlattığı kanlı saldırısından dün de dehşet görüntüleri geldi. Militanların rehin aldıkları kişilere Müslüman olup olmadıklarını, Hz. Muhammed’in annesinin ismini sordukları belirtiliyor. (AFP / AP) ‘Gençliğin’ böylesi... Dış Haberler Servisi Kenya’da bir alışveriş merkezini kana bulayan Eşşebab, Somali’de şeriat devleti kurmayı amaçlayan radikal İslamcı bir örgüt. Örgütün tam adı “Hareket Eşşebab el Mücahi din” (Mücahit Gençlik Hareketi). Eş Şebab, Arapça “Genç lik” anlamına geliyor. Örgütün, aralarında yüzlerce yabancının bulunduğu birkaç bin militandan oluştuğu tahmin ediliyor. 2006’da, Somali’nin başkenti Mogadişu’nun neredeyse tamamında denetimi ele geçiren ülkenin orta ve güney kesim lerinin çoğunu da 2012’ye kadar kontrol eden örgüt, Birleşmiş Milletler (BM) destekli Kenya ve Uganda askerlerinden oluşan Afrika Birliği güçlerinin müdahalesiyle Mogadişu ve önemli bir liman olan Kismayo’dan çıkarıldı. Örgüt hâlâ ülkenin birçok kırsal bölgesini elinde tutuyor ve sıkı şeriat kuralları uyguluyor. Zina yapan kadınların recm edilmesi ve hırsızların ellerinin kesilmesi yaygın uygulamalar arasında. Örgüt, 2011’de Somali’ye asker göndererek ülkedeki gücünü kıran Kenya’dan intikam alacağını defalarca açıklamıştı. Eşşebab’ın El Kaide ile ittifak konusunda çıkan tartışmalar nedeniyle bölündüğüne inanılıyor. Örgütün 2011’de yabancı yardım kuruluşlarının Somali’deki faaliyetlerini ve açlıkla boğuşan milyonlarca kişiye gıda yardımında bulunmasını yasaklama kararının da bölünmelere yol açtığı belirtiliyor. Örgüt, geçen temmuz ayında da Somali’deki Türk Büyükelçiliği’ne saldırıyı üstlenmişti. Büyükelçiliğin ek binası önünde düzenlenen intihar saldırısında bir Türk özel harekât polisi şehit olmuş, 3 polis yaralanmıştı. ir vakitler Usame bin Ladin ön derliğinde bulunan El Kaide’nin pek çok ülkede yeraltı hücreleri bulunduğu sanılıyor. Ancak bazı bölgelerde aktif olarak varlık gösteriyor. B Gizli Tanık mı Tanıdık mı? Adı: Gizli Tanıdık Yazan: İlhan Taşcı Yayımlayan: Cumhuriyet Kitapları Sayfa: 205 “4Y” kuralı olan “yasama, yürütme, yargı, yayın” demokratik ülkelerde özgürlüğün gereğidir. Yargı deyince akla “adalet, hak ve hukuk” kavramları gelir. Gelmesi gerekir de, Türkiye’de “yargının ne mene şey” olduğunu, Cumhuriyet Ankara Bürosu’ndan değerli meslektaşımız olan yazarın, gerek haberlerinden ve gerek araştırmaları ile yazdığı kitaplardan öğreniyoruz. Yargıda önemli olan öğeler ise “somut kanıt” ve “doğru tanık” kavramlarıdır. Gelin görün ki Taşcı, Türkiye’de “gizli tanık” üretiminin içyüzünü yeni kitabında belgeleri ile okura sunuyor. fganistan ve Pakistan: El Kaide aslen 1988’de Peşaver’de, Pakistan’ın Afganistan sınırında aşiretlerin bulunduğu bölgede kuruldu. Taliban’la yakın işbirliğiyle sayesinde Usame bin Ladin, 11 Eylül saldırıları öncesinde Afganistan’a sığındı. 2001’de ABD işgali sonucu ülkeyi terk eden Usame bin Ladin’in, 2011’de Pakistan’da öldürüldüğü bildirildi. En son 2011 ekiminde Afganistan’da görülen Eyman el Zevahiri, haziran 2011’de örgütün liderliğini üstlendi. Başkan Barack Obama yönetiminde ABD’nin Pakistan’da El Kaide liderlerine yönelik insansız hava araçlarıyla saldırıları arttı. 2008’de 174 kişinin öldüğü Mumbai saldırılarının sorumlusu Leşkeri Tayyibe, Leşkeri Cengavi El Kaide ile ittifak halinde. A Bin Ladin’in örgütüne bağlılıklarını ilan ettiler. Irak’taki El Kaide, 10 yılda binlerce kişinin öldürülmesinden, yaralanmasından sorumlu. 20062007’de Irak’taki El Kaide’nin diğer Sünni gruplarla birleşip Irak İslam Devleti şemsiyesi altında buluşmasıyla, Şii sivillere ve güvenlik güçlerine yönelik saldırılar arttı. Şii milisler misilleme saldırılarına başladı. 2008’de El Kaide’de de düşüş görüldü. Ancak örgüt faaliyetlerine devam etti ve 2013’te ülke yine mezhepçi şiddetle kan gölüne döndü. ABD misyonlarına saldırılara sahne olan Doğu Afrika’da El Kaide uzun süredir faaliyette. 2012’de El Kaide’ye katılan Eşşebab, Uganda’nın başkenti Kampala’da 2010 yılında düzenlenen ve 76 kişinin öldüğü saldırıdan sorumlu. uzey ve Batı Afrika: İslami MağribEl Kaide’nin en aktif olduğu ülke Cezayir, ancak son dönemde çölün ötesine geçerek Mali ve Nijer’e de el attı. Kökleri 1990’lardaki Cezayir iç savaşına uzanan örgüt, başta Ebu Musab Abdülvadud liderliğinde Selefi Vaaz ve Savaş grubu olarak biliniyordu, 2007’de ismini değiştirerek Usame bin Ladin’e katıldı. Muhtar Belmuhtar liderliğinde örgütten ayrılan bir diğer grup, Cezayir’de 2013 ocağında Ayn Emnas doğalğaz tesisinde, 69 kişinin öldüğü rehine krizinden sorumlu. Fransa Mali’ye İslamcılara karşı 2013 ocağında asker gönderdi. Nijerya’da yerli örgüt Boko Haram da gittikçe uluslararası cihatçı yapılara uyum sağlıyor. vrupa: Terörle mücadele uzmanları buradaki militanların El Kaide’den esinlenmekle birlikte, her zaman örgüt tarafından yönlendirilmediği görüşünde. 7 Temmuz 2005’te Londra’da El Kaide bağlantılı olduğu sanılan saldırılarda 52 kişi öldürülmüştü. K uriye: İç savaşın pençesindeki ülkeye cihatçılar akın ediyor. Devlet Başkanı Beşşar el Esad’a karış savaşan ılımlı İslamcılarla, El Kaide bağlantılı radikaller arasında mücadele rap Yarımadası: Arap Yasürüyor. Eyman el Zevarımadası’ndaki El Kaide, Yemen ve hiri, El Kaide militanlaSuudi Arabistan’da faaliyet gösrını ülkede İslam devleteren iki ağın birleşmesiyle 2009 ti için savaşmaya çağırocağında kuruldu. Petrol tesislerimıştı. Irak İslam Devleti ni, yabancıları, güvenlik güçlerini hedef alan grup Suudi Krallığı’yla El Zevahiri Nisan 2013’te Suriye’deki en büyük cihatçı grup Yemen hükümetini de devirerek hael Nusra ile “Irak ve Levant (Maşlifelik kurmak istiyor. Örgütün önde gelen isimlerinden Enver el Av rık) İslam Devleti” adı altında birlaki, ABD’nin İHA saldırısında Ey leştiğini açıklamıştı. El Nusra bunu kabul etmese de El Kaide’ye bağlılül 2011’de öldürüldü. lığını kabul etti. rak: Irak’ta 2003’teki ABD önoğu Afrika: 1998’de Kenya derliğindeki işgalin ardından ayaklanan cihatçı grupların liderleri, 2004’te Nairobi, Tanzanya Darüsselam’daki S A A I D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle