14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24 EYLÜL 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Haberi okumaya başladım: “Olayların 1453 Kartallar adlı yeni bir oluşum olan taraftar grubunun Çarşı mensubu taraftarlara saldırmasıyla körüklendiği öne sürüldü. Tribünlerde oturan kimi seyircilerin verdiği bilgiye göre olayların, 1453 adlı oluşumun tekbir getirerek Çarşı Grubu’na saldırmasıyla fitillendiği söyleniyor.” Bu arada önemli iddialar da var... Derbi maçından 4 saat önce 1453 taraftar grubu sosyal medyadan yüzlerce bilet fotoğrafı paylaşmış. Ayrıca, 1453 Kartallar taraftar grubu AKP hükümetine muhalif duruş sergileyen Çarşı Grubu’nu provoke etmek için kurulmuş. Bunun doğruluk payı nedir bilmiyorum... Olimpiyat Stadı’nda 76 bin kişi vardı... Sahaya inenler önce en fazla 200 kişiydi. Çarşı Grubu 200 kişiyi engellemek için sahaya inince olaylara karışmış oldu. Elbet “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları da atıldı. 90+4 oynanırken, üstelik Beşiktaş bir frikik atışı kullanırken olayların patlak vermesi, seyircinin sahaya inmesi bana şeytanın avukatlığını yaptırdı. Sahaya ilk inen, plastik sandalyelerle sağa sola saldıranlar polislerin kalkanları önünde fotoğraf bile çektirdiler. Şimdi bir soru: “Polis niçin bu kişilere engel olmadı?” HHH Maçın hakemi Fırat Aydınus’un maçı tatil etmesinden sonra Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan gazetecilere şu açıklamayı yaptı: “10 bine yakın taraftarın biletsiz ve kaçak yollarla stada girdiği saptandı. Çok sayıda turnikenin kırıldığı, bilet okuma aygıtlarının zarar gördüğü belirlendi.” Maçı izleyen arkadaşlarım bana, beyaz gömlekli bazı kişilerin Gezi sloganları atan bir grup taraftara saldırdığını, beyaz gömlekli bir başka adamın da genç bir kadına yumruk attığını gördüğünü anlattı. Gözaltına 67 kişi alındı polis tarafından ve hepsi serbest bırakıldı. Bu 67 kişi bir yıl boyunca maçları izleyemeyecek. Soruşturmanın savcılıkça genişletileceği söyleniyor. ‘Hedefte ODTÜ var’ Hükümeti Gezi korkusu sarınca açılışa siyasiler katılmazken Rektör Prof. Dr. Ahmet Acar’ın iktidara yönelik sözleri törene damga vurdu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Bir süredir önce türban ardından da yol nedeniyle tartışmaların odağınDevlet gücü yasal olmalı: Farklı ile mümkündür. Hiç şüphe yok da yer alan ODTÜ, hükümeti kesimlerin karşılanmayan istek ki, anayasa ve yasalarımızın bu Gezi eylemleri benzeri proteslerini savunmaları ve hak aramayönde iyileştirilmesi, toplumuto korkusu sarınca bakanlaları, protesto eylemleri düzenle muza önemli kazanımlar sağların ve siyasilerin katılmadığı meleri, demokratik rejimin doyacaktır. Yasaların uygulanmabir törenle yeni akademik yıl ğasında vardır. Ancak toplum sında ise yetki kullanan kişi ve açılışını kendi kendine yaptı. da hak aranırken, tarafların şid kurumların ‘taraf’ olmayacağına det ve zorbalığı bir yöntem ola güven duyulması; vatandaşların ODTÜ’nün 20132014 akaderak kullanması demokratik bir talep ve davranışları ne olursa mik yıl açılışına, Rektör Prof. toplum olma yolunu tıkamak olsun, devlet gücünün her Dr. Ahmet Acar’ın iktidara tadır. Demokratik bir toplumda zaman yasal ve meşru yönelik sözleri damga vurdu. yasaların meşruiyeti, ancak ev zeminde kalacaAcar, “Gerçek anlamda çorensel hak ve hukuk ilkelerinin ğının bilinmeğulcu demokratik toplum yerleşmesi ve yaşamın her ala si toplum baolabilmemiz için özellikle nında özgür ve katılımcı karar rışı için çok iktidar sahibi olan kesimsüreçlerinin geçerlik kazanması önemlidir. lerin, toplumun her yönüne hâkim olma amacı gütmemesi; tam aksine, farktoplumda adeta bir aile ferdi gibi be TÜ arazisinden geçecek yol planılı görüş ve yaşam tarzlarına alan nimsenmektedir. ‘Biz’ ve ‘siz’ ayrımı na ilişkin) Üniversite yönetimi olaaçmaya hazır olması gerekir” de içinde düşünenlerin, ‘biz’den olan rak bu yol projesinin yasal dayanadi. ODTÜ Kültür ve Kongre Merke ların her yaptığını doğru bulması ve ğını kabul etmekle birlikte, uzun zazi’ndeki dünkü açılışa ODTÜ öğre savunması, ‘biz’den olmayanların ise mandır geciktirilmesi nedeniyle butim üyeleri ve öğrencilerin katıldığı her yaptığını reddetmeye ve hatta la gün yaşanan sorunların ilgililer aratörende, Rektör Prof. Acar’ın konuş netlemeye hazır olması siyasi ve sos sında tartışılarak ve ortak bir çözüm masından satırbaşları şöyle: yal yaşamımıza damga vurmaktadır. bulunarak sonuçlandırılmalı. Kamplaşma uyarısı: Son dö Gerçek anlamda çoğulcu demokraKutuplaşma engellenmeli: nemde Türkiye’de yaşanan tartışma tik toplum olabilmemiz için özellik (Kayıt döneminde başörtülü öğrenve çatışmaların, ağırlıklı olarak din, le iktidar sahibi olan kesimlerin, top cilere yönelik sözlü saldırı iddialainanç, mezhep ve etnisite temelinde lumun her yönüne hâkim olma ama rına ilişkin) Söz konusu olayın bayürüdüğünü ve maalesef kamplaş cı gütmemesi; tam aksine, farklı gö şörtülü öğrencilerin öğrenim hakmayı artıracak siyasetlerin çok ko rüş ve yaşam tarzlarına alan açmaya kının kısıtlanması ile ilgili bir yönü lay taraftar bulduğunu görüyoruz. hazır olması gerekir. Kamu aktörleri yoktur. Olay adli makamlara yansıToplumun her kesiminde eşitlik, hak mizin ve siyasi liderlerimizin bu dün mış ve üniversitemiz de bu konuda ve özgürlük taleplerinin karşılanma ya görüşünü yansıtan tutum ve dav bir ön soruşturma başlatmıştır. Ansı için bu kutuplaşmaların sona erdi ranışları sergilemeleri çok önemlidir. cak birçok basın organında yer alan rilmesi gerekmektedir. Yol için ortak çözüm bulun şiddetli ve yaygın suçlama ve çağrıBizsiz ayrımı yapılmama malı: (Anadolu Bulvarı ile Konya lar, toplumumuzdaki önyargı ve kulı: Kamusal aktörler ve siyasetçiler, Yolu’nu birbirine bağlayacak, OD tuplaşmanın ne kadar derin olduğu Çarşı, Yandaşlara Karşı!.. İnsan duyguları kimi zaman bir anda değişir, acımasız olur, vurur, kırar, ezer geçer... Acımasızlık dalga dalga büyür, genç yaşlı demeden canavarlaşır insan. Gözü görmez! İnsani duygular kaybolur. Acımasızlık, ölümcül bir saldırıya dönüşür... Bugün dünyada yaşananlar, katliamlar, Kenya’da AVM baskınları, Pakistan’da bir kiliseye saldıran canlı bombalar... Yüzlerce ölü... Gelişmemiş üçüncü dünya ülkelerinde yaşananları biz de yaşıyoruz zaman zaman. Bombalı tuzaklar, saldırılar, kıyımlar... Kör terör, provokasyon, öç alma duygusu gözlerimizin önünde gerçekleşiyor. Kan davalarından kaç kişi öldü son bir ay içinde, kaç kadın şiddete uğradı ya da katledildi? Bizim gibi ülkelerde de oluyor bu tür kanlı saldırılar, gelişmiş, gelişmemiş ülkelerde de... Önceki gece Olimpiyat Stadı’nda, BeşiktaşGalatasaray derbisinin uzatma dakikalarında yaşanan görüntüleri izlerken bunları düşündüm. Sanırım 60. dakikaydı, bir ara kale arkası tribünlerinde Beşiktaş taraftarlarının kavga ettiğini gördüm. Birkaç saniyelik bir görüntüydü... Eğer yanılmıyorsam bu görüntüler Beşiktaş’ın 10 galip oynadığı ilk yarının 40. dakikasında da birkaç saniye ekrana gelmişti. HHH İki kez ekrana gelen bu görüntü karşısında düşünmeye başladım, gazetecilik dürtüsüyle şeytanın avukatlığını yaptım: “Acaba kavga çıkan tribünde kışkırtıcılar mı var?” Beşiktaş 10 öndeyken başlayan bu kavga ve uzatmalarda sahaya atlayan büyük topluluk kimlerdi? Sabah önce Cumhuriyet’in spor sayfasını açtım... Yorumları okudum... Bir haber dikkatimi çekti: “Planlanmış saldırı iddiası!” Benim de kafamdan geçen buydu... ‘DEVLET GÜCÜ YASAL OLMALI’ Prof. Dr. Ahmet Acar, bizsiz ayrımı yapılmamasını istedi. nu ve daha da derinleştirecek ölçüsüz ve temelsiz tepkilerin ne kadar kolay verildiğini göstermektedir. Bu olaylara hınçla yaklaşmanın toplumumuzu daha da gereceğini görüyoruz. Öncelikle siyasetçilerimizin ve fikir önderlerinin tutum ve davranışlarıyla ve uyguladıkları politikalarla kutuplaşmaların artması için değil azalması için örnek olmalarını bekliyoruz. Hedef ODTÜ: ‘Taraf’ olanlar, yaşadıkları gerginliklerde sembollere ve somut hedeflere ihtiyaç duyarlar. Bu olaylarda da ODTÜ’yü bir sembol ya da hedef olarak tanımlama ve toplumumuzdaki sürtüşme ve anlaşmazlıkların odağı haline getirme çabaları görüyoruz. Bu çabaların sonuçsuz kalması için tüm ODTÜ’lülerin sorumlulukla davranacaklarını biliyorum. Erdoğan’ın seçmeli dersle ilgili açıklamaları MEB’in genelgesiyle çelişiyor MEB başka, Başbakan başka MAHMUT LICALI Küfür yağdırdılar ANKARA Kamuoyunda “4+4+4” olarak bilinen kesintili eğitim sistemine geçişle birlikte hayata geçen “seçmeli ders uygulamasında” Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yayımladığı genelge ile Başbakan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen yıl pek tercih edilmeyen “peygamberimizin hayatı” adlı ders için velilerin “hassas davranmasını” istemesi birbiriyle çelişti. Ortaokul ve liselerde uygulanan seçmeli ders başvuru dilekçeleri kayıt döneminin ardından bazı öğrencilerin tercih yapmaması nedeniyle 20 Eylül 2013 tarihine kadar uzatılmıştı. Seçmeli dersin açılabilmesi için en az 10 öğrencinin söz konusu dersi tercih etmesi gerekirken, özellikle Anadolu’daki kentlerde okul yöneticilerinin veli ve öğrencileri “Kuranıkerim” ve “peygamberimizin hayatı” adlı derslere yönlendirmesi tepkilere neden olmuştu. Geçen hafta bir genelge yayımlayan MEB, seçmeli ders tercihinde bakanlığın düzenlemelerine uygun olmayan tutum ve uygulamaların yaşandığı ve somut uygulamalardan örnekler verildiğini bildirdi. Genelgede, okul yöneticilerinin seçmeli dersler konusunda “öğretmen yokluğu”, “tercih eden öğrenci azlığı” gibi gerekçelerle öğrenci ve velileri kesinlikle başka seçmeli derslere yönlendirilmemesi gerektiği uyarısı yapıldı. Başbakan Erdoğan ise Malatya’da yaptığı konuşmada velilerin çocukları için din dersi seçmesini istedi. Başbakan’ın bu tavrı MEB’in genelgesiyle çelişti. CHP’li vekillere ölüm tehdidi Haber Merkezi Başbakan Tayyip Erdoğan’ın her fırsatta hedef gösterdiği CHP milletvekilleri Twitter üzerinden ölümle tehdit edildi. Erdoğan, Ankara’da Emniyet Genel Müdürlüğü ve polisevine düzenlenen saldırıdan sonra Malatya’da yaptığı açıklamada, CHP milletvekillerini örgütlerle işbirliği yapmakla suçlamıştı. Erdoğan, “Polisevine roketatarlı saldırı gerçekleşti. AK Parti Genel Merkezi’ne saldırı düzenleyen aynı eli kanlı örgüt ve kişi polisevine de saldırdı. Taksim’de CHP ile bu örgüt kol kola eylem yaptı. ODTÜ’de eylem yaptılar” diye konuştu. Erdoğan’ın bu açıklamalarının ardından Twitter üzerinden CHP’li milletvekillerine, tehdit, hakaret ve küfür yağdı. Son olarak CHP milletvekilleri İlhan Cihaner ve Hüseyin Aygün’ü DHKPC örgütüne destek vermekle suçlayan bir grup, vekilleri “kanları helal... yaşamaları bu ülke için bir züldür... soysuzlar artık yok edilmeli” şeklinde ifadeler kullanarak ölümle tehdit etti. Öğrenciler kendi yurdunu kurdu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) İzmir’de üniversite yurtlarının “harem selamlık” olarak dönüştürülmesine öğrenciler kendi yurtlarını kurararak tepki gösterdi. Ege Üniversitesi’nin Bornova Kampusu’nda bulunan Kredi Yurtlar Kurumu’na ait karma öğrenci yurdunun kız yurduna dönüştürülmesinin ardından erkek öğrenciler İnciraltı, Çiğli ve Buca’daki yurtlara gönderildi. Bu duruma karşı çıkan öğrenciler kampusta çadırlardan kendi yurtlarını kurdu. Öğrenciler, Gezi Direnişi sırasında yaşamını yitirenleri de unutmadı. Ahmet Atakan Not Havuzu, Ali İsmail Korkmaz Kütüphanesi, Abdullah Cömert Yemekhanesi, Ethem Sarısülük Çayhanesi’ni kuran öğrencilerin, çadır kentte oluşturdukları oyun ve konser alanı da ilk günden ilgi görmeye başladı. Atatürkçü Düşünce Topluluğu Başkanı Doğan Başaran da harem selamlık yurt uygulamasının öğrencilere haksızlık olduğunu belirtti. Birçok öğrenci için artık yük anlamına gelen uygulamanın engelli öğrencileri olumsuz etkilediğini söyleyen Başaran, üç gün boyunca çadırda kalarak üniversiteliler için ideal yaşam alanını oluşturduklarını vurguladı. PKK’den çifte açıklama: Hükümet güven vermedi Haber Merkezi KCK Yürütme Konseyi üyesi Murat Karayılan, hükümet kendilerini inandıracak ve umutlandıracak küçük bir adım dahi atmadığı için çekilmeyi durdurma kararı aldıklarını ifade etti. PKK yöneticileri Murat Karayılan ve Bahoz Erdal, Avrupa’da yayın yapan Sterk TV’ye konuştu. Karayılan, çözüm süreci başlamadan önce Abdullah Öcalan’ın kendilerine 20 sayfalık mektup gönderdiğini anlatarak “Aynı mektup, hükümete de verilmişti. PKK olarak biz bunu kabul ettik ve süreç başladı. Gelinen aşamada hükümetin çözüm için zihinsel bir altyapısının olmadığını gördük. Onlar başta hasta olmak üzere tutuklu ve hükümlü siyasetçileri bırakacaktı, demokratik siyasetin önünü açacaklardı. Ama hiç birini yapmadılar. Öcalan’ın durumu ve şartları öyle olmaz, tutuklu siyasetçiler varken sorun çözülemez. Biz niye bütün güçlerimizi çekmedik, bize güven vermediler. Savaş hazırlığı yaptılar. AKP bizi bu kararı almaya mecbur bıraktı” dedi. Fehman Hüseyin ise “Süreç bozulursa geçmişten daha kötü şeyler olur. Bizi suçlamak için 2011’deki Silvan saldırısı gibi bir saldırının altyapısı hazırlanıyor” dedi. Öte yandan Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, dün İmralı’da ağabeyini ziyaret etti. Anayasa Mahkemesi’nin ‘Eylemciler idrarlarını yaptı, müezzin görevini yapmadı’ yapısında uzlaşma yok EMİNE KAPLAN ANKARA TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda, Anayasa Mahkemesi’nin yapısını düzenleyen madde tartışıldı. Üye sayısının 11+1, 17+1, 21+1 ve 27+1 biçiminde mi olacağı ele alınırken, ağırlıklı görüş 17+1 ya da 21+1 biçiminde olması yönünde oldu. AKP, MHP ve BDP, mahkemenin üyelerinin çoğunluğunun TBMM tarafından seçilmesi konusunda ortak tavır sergilerken, CHP üyelerin en az yüzde 60’ının adli ve idari yargı tarafından doğrudan seçilmesini, Barolar Birliği ve üniversiteler tarafından gösterilecek adayların da TBMM tarafından seçilmesini önerdi. CHP’li Atilla Kart, adli yargının 4, idari yargının 3 ve Sayıştay’ın 1 üye seçimi yapabileceğini dile getirdi. Kart, “Böylece Bozdağ yine suçladı Gül’e, ABD’de Gezi protestosu BM Genel Kurulu toplantıları için New York’ta bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CNN International televizyonuna röportaj verdi. Kendilerini “New York Gezi Grubu” olarak tanımlayan grup ise Gül’ü televizyon binasından çıktığı sırada protesto etti. Grup, “Diren USA” ve “Türkiye’deki devlet terörünü durdurun” yazan dövizler açtı. Sloganlar atarak yürüyen gruba herhangi bir müdahalede bulunulmadı. Gül ise eylemci gruba el sallayarak bölgeden ayrıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Gezi eylemleri sırasında Dolmabahçe Bezmi Âlem Valide Sultan Camisi’nin kapılarını yurttaşlara açmasının ardından tayini çıkarılan müezzin Fuat Yıldırım’ı suçladı. “Torbalara idrar boşaltılıp oralara konuluyor” diyen Bozdağ, Yıldırım’ı kastederek “Orada görevli olan kişilerin bunlarla ilgili yapması gerekenler var” dedi. Bozdağ, Yıldırım’ı görevini yapmamakla suçladı. Bozdağ katıldığı bir televizyon programında Gezi eylemleri sırasında kapılarını yurttaşlara açan Dolmabahçe Bezmi Âlem Valide Sultan Camisi Müezzini’nin geri dönüp dönmeyeceğine ilişkin soruları yanıtladı. Müezzinin “içki içilmedi” şeklinde bir açıklaması olmadığını savunan Bozdağ, “Gazeteler o başlık altında verdiler. Orada bir cami bugüne kadar olmadık bir şekilde ayakkabılarla giriliyor, orada içki içiliyor, orada affedersiniz torbalara idrar boşaltılıp oralara konuluyor” dedi. Olaylar sırasında camide “gayri meşru şeyler” yaşandığını iddia eden Bozdağ, müezzinin “Soruşturmanın selameti bakımından idare tedbirler alıp uygular” dedi. Bozdağ, “böcek” soruşturmasıyla ilgili kimseyi korumak ve kollamak gibi bir düşüncesi olmadığını söyledi. Ankara’dan İstanbul’dan 1. sınıf hâkimlere Anayasa Mahkemesi’ne üye oyla yolu açılmış olacak. Böylece Yargıtay ve Danıştay’daki belli blok yapı aşılmış olur” diye konuştu. Kart, AKP’li Mehmet Ali Şahin’e, AYM’nin yapısında uzlaşma sağlanamamasının başkanlık sistemi önerisinden kaynaklandığını söyledi. Kart, “Bu blokajı kaldırmalısınız artık. Şu anda Anayasa Mahkemesi’nin işlevi olmadığı Büyükşehir tasarısı ile Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal başvurularında ortaya çıktı” diye konuştu. CHP’li Süheyl Batum da, AKP’nin mahkeme üyelerinin TBMM tarafından seçilmesi isteğinin altında, “Hâkim ve savcıları Gülen cemaatine kaptırdık. Üyeleri Meclis seçsin ki, hükümete bağlayalım” anlayışının yattığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle