Katalog
                    Yayınlar
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Yıllar
                    
                    - 2025
 - 2024
 - 2023
 - 2022
 - 2021
 - 2020
 - 2019
 - 2018
 - 2017
 - 2016
 - 2015
 - 2014
 - 2013
 - 2012
 - 2011
 - 2010
 - 2009
 - 2008
 - 2007
 - 2006
 - 2005
 - 2004
 - 2003
 - 2002
 - 2001
 - 2000
 - 1999
 - 1998
 - 1997
 - 1996
 - 1995
 - 1994
 - 1993
 - 1992
 - 1991
 - 1990
 - 1989
 - 1988
 - 1987
 - 1986
 - 1985
 - 1984
 - 1983
 - 1982
 - 1981
 - 1980
 - 1979
 - 1978
 - 1977
 - 1976
 - 1975
 - 1974
 - 1973
 - 1972
 - 1971
 - 1970
 - 1969
 - 1968
 - 1967
 - 1966
 - 1965
 - 1964
 - 1963
 - 1962
 - 1961
 - 1960
 - 1959
 - 1958
 - 1957
 - 1956
 - 1955
 - 1954
 - 1953
 - 1952
 - 1951
 - 1950
 - 1949
 - 1948
 - 1947
 - 1946
 - 1945
 - 1944
 - 1943
 - 1942
 - 1941
 - 1940
 - 1939
 - 1938
 - 1937
 - 1936
 - 1935
 - 1934
 - 1933
 - 1932
 - 1931
 - 1930
 
                    Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
                    Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
                    Sayfayı Satın Almak İstiyorum
                
            
                SAYFA	  CUMHURİYET	  24	EYLÜL	2013	SALI  6 (Fotoğraflar:	NECATİ	SAVAŞ)  HABERLER  Ana	Görev	Muhalefeti	 Yok	Etmek...	Ve	Yine	 Barış	Sorunu Önce bir iki söz edelim, sonra seri makalenin dördüncüsüne geçelim... Cumartesi  pazar Antalya Konyaaltı Belediyesi’nin dört yıl içinde çadırdan Cam Piramit altına başarıyla yükselttiği kitap fuarında okurlarla buluştuk. Sohbet ettik, birbirimize gönül, güven ve umut verdik, başarı ve şans diledik... Şüphesiz ki herkesin öncelikli derdi ülkesi! Hepsi çok güzel insanlar, bir kez daha bu ülkenin geleceğine ilişkin güvenim tazelendi... Teşekkür ederim! Hayır, bu ülkenin geleceğini, düşünen, seven, gözleri pırıl pırıl, özgür, barışçı; daha güzeli, daha iyiyi, daha ahlaklıyı isteyen insanlar belirleyecektir. Vizyonu din ile sınırlı iktidarlar, onların emirleri ve güttükleri kitleler değil...  Duruşmanın	ertelenmesi	kararına	tepki	gösteren	Sarısülük	ailesi	ve	avukatları	salondan	çıkarken,	“Ethem	yoldaş	ölümsüzdür”	 şeklinde	slogan	attı.	Dışarıda	bekleyen	bir	grup	ise	kararın	duyulmasının	ardından	adliyenin	camlı	kapısına	“Adaletinizden	kan	damlıyor”	diyerek	kırmızı	boya	attı.	Dışarıda	Sayfı	Sarısülük,	çevik	kuvvete	doğru	giderek,	“katiller”	diye	haykırdı.	Bu	sırada	fenalaşan	Sayfı	Sarısülük’e	bir	bankın	üzerinde	müdahale	edildi.  ANNE SARISÜLÜK: KATİLLER  Ethem’in katil zanlısının yargılandığı duruşmada salona polis yığan Emniyet, davayı baskı altına almaya çalıştı. Polisler tanığa, izleyicilere saldırdı. Kapalılık kararı alınan duruşma ertelendi  Emniyet provokasyonu GEZİ DİRENİŞİ’NDE KAYBOLAN GÜRCAN’A DEVLET KAYITSIZ ALİCAN ULUDAĞ  ‘Alıp başını gitmiş’ MERT TAŞÇILAR  ANKARA		Gezi	Parkı	Direnişi’nde	hükümet	karşıtı	protesto	gösterileri	sürerken,	 18	Haziran’da	kaybolan	Gürcan	Siviş’den	3	 aydır	haber	alınamıyor.	 Siviş’in	ailesi	oğullarını	 ararken	savcılık	ve	Emniyet	Siviş’in	hiç	gözaltına	alınmadığını	söylüyor.	Polisler	ise	oğlunu	kaybettiğini	söyleyen	Baba	Hayati	Siviş’e,	 “24	yaşında	çocuk,	alıp	 başını	gitmiştir”	yanıtını	verdi. Mimar	Sinan	Üniversitesi	öğrencisi	Gürcan	 Siviş’in	babası	Hayati	 Siviş	oğlundan	üç	aydır	 haber	alamadığını,	devletin	hiçbir	bilgi	vermediğini	bildirdi.	Kimsenin	 kendilerine	yardım	etmediğini	belirten	baba	 Siviş,	Yaşadıkları	süreci	 şu	sözlerle	aktardı:	“Oğlumun	bulunması	için	 polise	gittik.	Bize	‘24	yaşında	çocuk,	alıp	başını	 gitmiştir’	dediler.	Sonra	 telefonunu	takip	ettirdik.	 Konuştuğu	numaraların	dökümünü	çıkardık.	 16	Haziran’da	bir	numarayla	45	kez	görüşmüş.	 Teknik	takip	sürerken	 savcılıktan	beni	aradılar.	 Yerini	tespit	ettik	diyerek.	Gaziosmanpaşa’da	 bir	noktayı	belirlemişler.	 Ancak	buna	rağmen	bir	 şey	çıkmadı.	Savcılığa	 gittim	‘Tekrar	bir	şey	var	 mı’	diye.	‘Bir	şey	olursa	biz	seni	ararız’	dediler.	Daha	sonra	Taksim’deki	sivil	toplum	örgütleri	ve	barodan	yardım	istedim.	Hiç	gözaltına	alınmadığını	söylediler.	Vatan	Caddesi’ndeki	Emniyet’in	binasına	da	gittim.	Orada	 34	kez	baktılar,	gözaltına	alındığına	ilişkin	bir	 kayıt	çıkmadı.	Annesi	de	 bulunması	için	valiliğe	 başvurdu.	Valilikten	gelen	cevapta	da	oğlumun	 hiç	gözaltına	alınmadığı	 belirtildi.”  ANKARA  Kızılay’da düzenlenen Gezi Parkı eyleminde Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz’ın yargılandığı davanın ilk duruşması, salona “izleyici” kılığında sivil giyimli çevik kuvvet polislerinin yığılması üzerine çıkan gerginlik nedeniyle yapılamadı. Yapılan itirazlar üzerine sivil polislerin dışarıya çıkartılması sırasında arbede yaşanınca mahkeme duruşmanın kapalı yapılmasına karar verdi. Sanık polis, duruşmaya tanınmamak için peruk, takma bıyık ve gözlükle katıldı. Mahkeme, gerginliğin dinmemesi üzerine duruşmayı 28 Ekim’e erteledi. Sarısülük ailesinin avukatları, yaşananların Emniyet’in “provokasyonu” olarak nitelendirdi. 1 Haziran günü gösteriler sırasında Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldüren polis memuru Şahbaz’ın “Meşru müdafa sınırının aşılması suretiyle adam öldürme” suçundan Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılaması olaylı başladı. Davanın ilk duruşması nedeniyle Ankara Emniyeti, adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Çok sayıda çevik kuvvet polisi ile terör, istihbarat ekipleri adliye çevresinde bekletilirken, TOMA’lar da adliyeye çıkan yollara konuşlandırıldı.  Salona	polis	yerleşti Adliye içinde koridorlar da polisler tarafından ablukaya alındı. Mahkemenin bulunduğu 3. kata çıkan tüm koridorların başında çevik kuvvetler güvenlik için bekletildi. Duruşma salonunda izleyicilere yer bırakmamak için yaklaşık 80 sivil giyimli polis saat 08.30’da salona alındı, yaklaşık 50 sivil polis de kapıda bekledi. Salona mahkum koridorundan getirilen sanık Ahmet Şahbaz, sanık sandalyesinde oturduğunda yanına güvenlik için 4 sivil polis yerleştirildi. Şahbaz’ın tanınmamak için peruk, takma bı  yık ve gözlük taktığı görüldü. Saat 09.00 itibarıyla duruşmaya Sarısülük’ün annesi Sayfı Sarısülük, kardeşleri Mustafa, Cem, İkrar ve yengesi Çiğdem Sarısülük geldi. Sarısülük ailesini savunmak için de 50 kadar avukat duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün ve Levent Gök de izledi. Duruşmayı izlemek için adliyeye gelenler ise koridorlarda oluşturulan polis barikatını geçmedi. Avukatlar salonda sivil polis bulunmasına itiraz etti. Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar, “Sivil polisler hangi yetkiyle duruşmada” diyerek itiraz ederken, polisin duruşmadaki varlığının psikolojik baskı olduğunu belirtti ve salona alınmaları için talimatı kimin verdiğini sordu. Mahkeme Başkanı Afak İlleez de müşteki avukatlarına müdahale etmek isteyince gerginlik büyüdü. Salona giren Adliye Polis Merkezi Amiri, sivil polislerin izleyici olarak kendilerinin salona girdiğini söyledi. Avukatlar, Amire, “Yalan söylüyorsun. Bunları sen yerleştirdin” diyerek çıkıştı. İtirazların sürmesi üzerine İlleez, salondaki polisler dahil herkesin dışarı çıkmasını istedi. Bazı polisler, buna direnince tartışmalar yaşandı. Mahkemenin uyarması üzerine polisler dışarı çıkarken, Sarısülük’ün yakınlarının da çıkmasını istendi, bunun üzerine Mustafa ve Cem Sarısülük ile bu polisler arasında sözlü atışma yaşandı.  Mahkemede polis şiddeti Dışarıda	bekleyen	polisler	ile	 Ethem	Sarısülük’ün	yakınları	 arasında	gerginlik	yaşandı.	Burada	sanık	avukatlarından	biri,	müşteki	avukatlarına	saldırdı.	Kapı	önünde	bekleyen	sivil	 giyimli	çevik	polisler	de	iki	avukata	saldırarak	darp	etmek	istedi.	Sayfı	Sarısülük	ile	Cem	Sarısülük,	bu	sırada	sanığın	üzerine	 yürümek	istedi.	Etrafı	polis	çemberine	alınan	sanık	polis,	hemen	 mahkum	koridoruna	götürüldü.	 Bir	avukat,	gerginliğe	polislerin	 varlığının	neden	olduğunu	belirterek,	“Ankara	Emniyeti,	şu	an	 yargılamayı	etkilemeye	teşebbüs	 edip	suç	işliyor”	ifadesini	kullandı.	Mahkeme	Başkanı’na	seslenen	Mustafa	Sarısülük,	“Her	 tarafta	polis	var.	Böyle	saçmalık	 olmaz.	Onlar	olursa	biz	çekiliriz”	 dedi.	Mahkeme	heyeti,	tarafların	 görüşünü	almadan	kamu	güvenliğinin	tehlikeye	düştüğü	gerekçesiyle	duruşmanın	kapalı	yapılmasına	karar	verdi.	Avukat	Murat	Yılmaz,	“Burada	sanığın	güvenliğiyle	ilgili	sorun	yoktur.	Duruşma	salonunda	arbede	çıkmasının	sebebi	müştekiler	değil,	kolluk	kuvvetleri	ve	amirlerdir.	AİHM,	bu	kadar	polisin	burada	olmasının	adil	yargılanmayı	 etkileme	olarak	değerlendirmiştir.	Ortamı	provoke	eden	polislerdir”	dedi.	Ancak	mahkeme	talebi	reddederek,	herkesin	dışarı	 çıkmasını	istedi.	 Salondaki	herkesin	dışarı	çıkartılmasıyla	sivil	çevikler	ile	izleyiciler	karşı	karşıya	geldi.	Koridorda	bekleyen	polisler,	aşağıya	inen	izleyici	ve	tanıklara	önce	sözle	sataştı	ardından	pet	şişe	attı.	Sarısülük	ailesinin	tanık	 olarak	getirdiği	Kazım	Aslan,	başına	aldığı	telsiz	darbesiyle	kanlar	içinde	kaldı.	Bu	anları	çeken	 Vatan	gazetesi	muhabiri	Çınar	 Özer	de	polisin	fiziki	müdahalesiyle	karşılaştı.	  İkinci notum, Sopalı İktidar’a: İktidarın politikalarını belirleyen beyin, demokratik bir anlayışla zerre kadar ilişkisinin olmadığını her olayda kanıtlıyor... Bunun ötesinde gruplaşmayı, taraflaşmayı o derece keskinleştiriyor ki, silahla sopayla milleti birbirine kırdıracak, sokaklarda ve alanlarda... Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde, bir iktidar, kendisine karşı düzenlenen veya gerçekleştirilen protestoları engelleyici önlem almaz, almayı düşünmez, polisini savcısını seferber etmez... Hele hele kendi yandaşlarından sivil görünümlü yarı askeri vurucu güçler oluşturamaz. Bu sadece ve tamamen faşist, diktatoryal askerisivil iktidarların kafa yapısından çıkar... Düşünün: Stadyumların, protestocuları saptamak amaçlı, hem kimlikli bilet hem yüzlerce kamera hem çok sayıda savcı polis vb ile gözetim altına alınması, hangi demokratik ülkede söz konusudur? Bir örnek lütfen... Üstüne üstlük, Çarşı gibi, siyasi protestoları da ön plana çıkan bir gruba karşı, karşıt siyasi holigan grupları oluşturmak, normal, sivil, demokratik bir iktidarın işi olabilir mi? Bunca yıldır yönetimde olan bir iktidar, muhalefetin İTİRAZ HAKKI’nı, devletin her türlü aracını, savcılıkları, Emniyet’i, mahkemeleri kullanarak bastırma, korkutma ve yok etme yoluna gidiyorsa... Demokrasinin D’si yoktur ülkede.. Üstelik kalkmış “paket” açıklayacakmış... Bunlar yetmiyor ve paramiliter güçlerini örgütlüyorsa bir de.. tam anlamıyla, bir diktatörlükten bahsedebiliriz... Böyle kafaların, iktidardan düşmemek için gayri meşru her yolu denemesi, seçimleri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmesi, bastırması, her türlü sahtekârlığı yapması söz konusudur. Bir iktidar, meşru yollardan “iktidardan düşmemek” için hazırlanıyorsa, tamamen gayri meşruluğa saptanır... Siyasi olarak böyle bir düzleme girdiysek, bakın önümüzdeki bir yıl içinde daha neler yaşayacağız...  Sopalı	İktidar  Büyük	Barış	Bölgeleri  Sanığın peruğu düştü alonda	ise	gerginlik	daha	büyüktü.	Saat	10:35	 sıralarında	Ethem’in	yengesi	Çiğdem	ile	ağaS beyi	Cem	Sarısülük,	sanık	saldalyesinde	oturan	 sanık	Şahbaz’ın	üzerine	yürüyerek,	bir	kaç	kez	 vurmaya	çalıştı.	Arbedede	Şahbaz’ın	peruğu	düştü.	Koruma	çemberine	alınan	sanık	Şahbaz,	dışarı	çıkartılırken,	Sayfı	Sarısülük	ise	sandalyenin	 üzerine	çıkarak,	“Katiller”	diye	bağırdı.	Avukatlar,	 peruğu	tutanakla	mahkemeye	teslim	etti.		Mahkeme	duruşmanın	daha	sağlıklı	koşullarda	yapılabilmesi	gerekçesiyle	davayı	28	Ekim’e	erteledi.	 Adliye	önünde	açıklama	yapan	ÇHD	Ankara	Şube	 Başkanı	Murat	Yılmaz,	“Burada	çok	açık	bir	şekilde	bu	duruşmayı	ertelemek	için,	sanığın	yargılanmasını	geciktirmek	için	kolluk	kuvvetinin	bir	provokasyonu	vardır.	Mahkeme	de	buna	izin	vermiştir.	Sanığın	perukla,	takma	bıyıkla	gelmesi	kimlik	 gizlemedir.	Aleni	bir	yargılama	yapılamıyor”	dedi.	  ‘Hele	maç	başlasın’ Dışarıya çıkarılanlar tekrar içeri alınmak istendi. Polislerin yeniden içeri girdiğini gören avukatlar, “Silahla içeri giriyorlar” dedi. Başkan İlleez’in, avukatlara “Hele bir oturun, maç başlasın” demesi dikkat çekti. İlleez’in “Burada siyaset yapmayın” sözlerine bir avukat, “Burada siyaset değil, cinayet var” karşılığını verirken, İkrar Sarısülük mahkemeye “Adaletli olun yeter” dedi.  BİRÇOK KONUDA RESEN İNCELEME BAŞLATAN HSYK, MUSTAFA BALBAY’IN BİLGİSAYARININ İADE EDİLMEMESİYLE İLGİLİ ŞİKÂYET OLMADIĞI İÇİN HÂKİM VE SAVCILARLA İLGİLİ İŞLEM YAPMAMIŞ  HSYK’den çifte standart EMİNE KAPLAN  Gelelim Yurtta Barış Dünyada Barış’ın evrensel değerine... Ve, iktidarın bu ilke ile zerre kadar ilgisi olmadığını vurgulayarak konuya girelim... Vereceğim bir “barış bölgesi” örneği Avrupa Birliği’dir. İki dünya savaşının çıktığı bu bölgede, eksik bir “Yurtta Barış Dünyada Barış” uygulanıyor. Ama kıta içinde barış temelli yeni bir yapılanmanın gerçekleştirilmeye çalışılmasını, gelecek için çok önemli bulurum. Orada bir laboratuvar denemesi var... AB örneğinin eksik halkası ise “Dünyada Barış” politikasıdır. Bu birlik, dışarıya karşı sorun çözücü olmaktan çok, emperyalist ve sömürgen davranıyor... Lider ülkelerin kapitalist emperyalist geçmişlerinden kopmaları mümkün olmadığı sürece de, bu hegemonist politikalardan vazgeçmesi mümkün değil... Örneğin Fransa’nın “sosyalist” Başkanı Hollande, Le Monde’da yayımlanan demecinde, Fransa’nın dünyada eski gücüne kavuşmasını öncelikli politikası ilan ediyor, ama bunun için de “Öncelikle iç barışı sağlamalıyız” diyor! Hollande’ın Suriye’yi bombalamaya hazır olduğunu açıklamasından, güçlü ülkeden ne kastettiğini anlıyorsunuz zaten! Ama AB’nin barış bölgesi yaratmaya soyunması ve kıtadan savaşı dışlama politikası dünkü yazımda belirttiğim gibi şunu gösteriyor: Barışı ancak büyük birliktelikler ve büyük yapılar oluşturmayı hedef alacak politikalar mümkün kılar. Ortadoğu’da, bölge ülkeleri büyük düşünmedikleri ve davranmadıkları sürece, parçalanmaları, kanamaları, birbirlerini boğazlamaları sürecektir... Türkiye, Suriye, İran, Irak! Birleşin!  CHP	Genel	Başkan	 Yardımcısı		Umut	Oran	 ise	Siviş	ile	ilgili,	İçişleri	 Bakanlığı’na	bilgi	edinme	yasası	kapsamında	başvurdu.	Oran’a	yanıt,	dilekçe	verildikten	7	 buçuk	saat	sonra	İstanbul	Emniyet	Müdürlüğü	 tarafından	gönderildi.		 Emniyet	“mevzuata	sığınarak”	yanıt	vermekten	 kaçındı.	Emniyet’in	yanıtında,	mevzuat	gereği	 böyle	bir	konu	hakkında	bilgi	verilemeyeceği	 belirtildi.	  Oran’a	yanıt	yok  ANKARA  HSYK, bazı hâkim ve savcılarla ilgili şikâyet beklemeden doğrudan soruşturma ve inceleme başlatırken, gazetemiz yazarı, CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Balbay’ın el konulan bilgisayarının gerekli incelemeler yapıldıktan sonra gecikme olmaksızın iade edileceğine ilişkin Ceza Muhakemesi Yasası hükmüne karşın buna uymayan hâkim ve savcılarla ilgili “şikâyet” olmadığı gerek  çesiyle bir işlem yapılmadığını bildirdi. Balbay’ın avukatı Mehmet İpek, bu durumun tüm yargılama süresince dile getirildiğini, HSYK’nin şikâyet olmaksızın doğrudan inceleme ve soruşturma yapabileceğini söyledi. CHP Milletvekili Gürkut Acar, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e Ergenekon davasında savcılar hakkında, “dava konusu olmayan ve özel hayatı ilgilendiren konuların iddianameye alınması gerekçesiyle” yapılan şikâyetlerde ne işlem yapıldığını sordu. Acar’ın soru önergesini yanıtlayan Ergin, HSYK 3. Dairesi’nin, bu konuyla ilgili şikâyetler üzerine bazı dosyalarda soruşturmaya gerek olmadığı, bazılarının işleme konulmamasına karar veril  diğini bildirdi. Basın ve yayın organlarında yer alan ve disiplin yönünden işlem yapılmasını gerektiren haberler üzerine bir kısım incelemelerin resen başlatıldığını kaydeden Ergin, konuyla ilgili bir dosyada inceleme izni verildiğini, incelemenin halen devam ettiğini belirtti. Ergenekon hâkim ve savcılarıyla ilgili yapılan suç duyurularıyla ilgili hangi işlemlerin yapıldığı sorusuyla ilgili olarak Ergin, davada görevli savcı ve hâkimlerin tamamına yakınının birçok konuda şikâyet edildiklerini, istatistik tutulmadığı için kaç farklı konuda ihbar ve şikâyet bulunduğunun tespit edilemediği bilgisini verdi. Er  Şikâyet	çok,	sonuç	yok  gin, bu ihbar ve şikâyetlere bağlı olarak toplam 80 ayrı dosya açıldığı, 5 dosyada inceleme izni verildiği ancak yapılan incelemenin sonucunda soruşturmaya yer olmadığına karar verildiği, 3 dosyada ise incelemelerin halen devam ettiğini bildirdi. Acar, Ceza Muhakemesi Yasası’nın 134. maddesi kapsamında el konulan bilgisayar ve bilgisayar kütüklerinin kopyasının alınmasından sonra iadesinin açık hüküm olmasına karşın Balbay’ın bilgisayarının iade işlemini yapmayan yargı mensupları hakkında işlem yapılmamasının gerekçesini de sordu. Ergin, konuyla ilgili olarak HSYK 3. Dairesi’ne ulaşan herhangi bir şikâyet bulunmadığını bildirdi.  Ağrı’daki öğrenciler kitap ve kışlık elbise yardımı bekliyor İstanbul Haber Servisi  Ağrı’nın Hamur ilçesine bağlı Gümüşkuşak İlköğretim Okulu öğrencileri kitap, kışlık elbise, kırtasiye ve spor malzemesi yardımı bekliyor. Bir okul ile kardeş okul olmak isteyen Gümüşkuşak İlköğretim Okulu öğretmen ve velileri, maddi durumu iyi olmayan ve okulda eğitim gören öğrenciler için özellikle mont, bere, atkı gibi kışlık kıyafetlerin acil eksikler arasında yer aldığını belirterek “Okulumuzun koşulları çok zor olup öğrencilerimizin kışlık kıyafet eksiği bulunmaktadır. Sizlerden buradaki minikler için mont, çorap, ayakkabı, bere, atkı; okulumuz için de projeksiyon aleti istiyoruz. Ayrıca öğrencilerimiz için acilen kırtasiye yardımına, spor malzemelerine (top, file gibi) anaokulu için de oyuncaklara ihtiyacımız var. Bir çocuğun gülümsemesi hayatımızı değiştirir, bu mutluluğu onlardan esirgemeyelim” dediler.   
            
    
