14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 EYLÜL 2013 SALI 6 (Fotoğraflar: NECATİ SAVAŞ) HABERLER Ana Görev Muhalefeti Yok Etmek... Ve Yine Barış Sorunu Önce bir iki söz edelim, sonra seri makalenin dördüncüsüne geçelim... Cumartesi pazar Antalya Konyaaltı Belediyesi’nin dört yıl içinde çadırdan Cam Piramit altına başarıyla yükselttiği kitap fuarında okurlarla buluştuk. Sohbet ettik, birbirimize gönül, güven ve umut verdik, başarı ve şans diledik... Şüphesiz ki herkesin öncelikli derdi ülkesi! Hepsi çok güzel insanlar, bir kez daha bu ülkenin geleceğine ilişkin güvenim tazelendi... Teşekkür ederim! Hayır, bu ülkenin geleceğini, düşünen, seven, gözleri pırıl pırıl, özgür, barışçı; daha güzeli, daha iyiyi, daha ahlaklıyı isteyen insanlar belirleyecektir. Vizyonu din ile sınırlı iktidarlar, onların emirleri ve güttükleri kitleler değil... Duruşmanın ertelenmesi kararına tepki gösteren Sarısülük ailesi ve avukatları salondan çıkarken, “Ethem yoldaş ölümsüzdür” şeklinde slogan attı. Dışarıda bekleyen bir grup ise kararın duyulmasının ardından adliyenin camlı kapısına “Adaletinizden kan damlıyor” diyerek kırmızı boya attı. Dışarıda Sayfı Sarısülük, çevik kuvvete doğru giderek, “katiller” diye haykırdı. Bu sırada fenalaşan Sayfı Sarısülük’e bir bankın üzerinde müdahale edildi. ANNE SARISÜLÜK: KATİLLER Ethem’in katil zanlısının yargılandığı duruşmada salona polis yığan Emniyet, davayı baskı altına almaya çalıştı. Polisler tanığa, izleyicilere saldırdı. Kapalılık kararı alınan duruşma ertelendi Emniyet provokasyonu GEZİ DİRENİŞİ’NDE KAYBOLAN GÜRCAN’A DEVLET KAYITSIZ ALİCAN ULUDAĞ ‘Alıp başını gitmiş’ MERT TAŞÇILAR ANKARA Gezi Parkı Direnişi’nde hükümet karşıtı protesto gösterileri sürerken, 18 Haziran’da kaybolan Gürcan Siviş’den 3 aydır haber alınamıyor. Siviş’in ailesi oğullarını ararken savcılık ve Emniyet Siviş’in hiç gözaltına alınmadığını söylüyor. Polisler ise oğlunu kaybettiğini söyleyen Baba Hayati Siviş’e, “24 yaşında çocuk, alıp başını gitmiştir” yanıtını verdi. Mimar Sinan Üniversitesi öğrencisi Gürcan Siviş’in babası Hayati Siviş oğlundan üç aydır haber alamadığını, devletin hiçbir bilgi vermediğini bildirdi. Kimsenin kendilerine yardım etmediğini belirten baba Siviş, Yaşadıkları süreci şu sözlerle aktardı: “Oğlumun bulunması için polise gittik. Bize ‘24 yaşında çocuk, alıp başını gitmiştir’ dediler. Sonra telefonunu takip ettirdik. Konuştuğu numaraların dökümünü çıkardık. 16 Haziran’da bir numarayla 45 kez görüşmüş. Teknik takip sürerken savcılıktan beni aradılar. Yerini tespit ettik diyerek. Gaziosmanpaşa’da bir noktayı belirlemişler. Ancak buna rağmen bir şey çıkmadı. Savcılığa gittim ‘Tekrar bir şey var mı’ diye. ‘Bir şey olursa biz seni ararız’ dediler. Daha sonra Taksim’deki sivil toplum örgütleri ve barodan yardım istedim. Hiç gözaltına alınmadığını söylediler. Vatan Caddesi’ndeki Emniyet’in binasına da gittim. Orada 34 kez baktılar, gözaltına alındığına ilişkin bir kayıt çıkmadı. Annesi de bulunması için valiliğe başvurdu. Valilikten gelen cevapta da oğlumun hiç gözaltına alınmadığı belirtildi.” ANKARA Kızılay’da düzenlenen Gezi Parkı eyleminde Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz’ın yargılandığı davanın ilk duruşması, salona “izleyici” kılığında sivil giyimli çevik kuvvet polislerinin yığılması üzerine çıkan gerginlik nedeniyle yapılamadı. Yapılan itirazlar üzerine sivil polislerin dışarıya çıkartılması sırasında arbede yaşanınca mahkeme duruşmanın kapalı yapılmasına karar verdi. Sanık polis, duruşmaya tanınmamak için peruk, takma bıyık ve gözlükle katıldı. Mahkeme, gerginliğin dinmemesi üzerine duruşmayı 28 Ekim’e erteledi. Sarısülük ailesinin avukatları, yaşananların Emniyet’in “provokasyonu” olarak nitelendirdi. 1 Haziran günü gösteriler sırasında Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldüren polis memuru Şahbaz’ın “Meşru müdafa sınırının aşılması suretiyle adam öldürme” suçundan Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılaması olaylı başladı. Davanın ilk duruşması nedeniyle Ankara Emniyeti, adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı. Çok sayıda çevik kuvvet polisi ile terör, istihbarat ekipleri adliye çevresinde bekletilirken, TOMA’lar da adliyeye çıkan yollara konuşlandırıldı. Salona polis yerleşti Adliye içinde koridorlar da polisler tarafından ablukaya alındı. Mahkemenin bulunduğu 3. kata çıkan tüm koridorların başında çevik kuvvetler güvenlik için bekletildi. Duruşma salonunda izleyicilere yer bırakmamak için yaklaşık 80 sivil giyimli polis saat 08.30’da salona alındı, yaklaşık 50 sivil polis de kapıda bekledi. Salona mahkum koridorundan getirilen sanık Ahmet Şahbaz, sanık sandalyesinde oturduğunda yanına güvenlik için 4 sivil polis yerleştirildi. Şahbaz’ın tanınmamak için peruk, takma bı yık ve gözlük taktığı görüldü. Saat 09.00 itibarıyla duruşmaya Sarısülük’ün annesi Sayfı Sarısülük, kardeşleri Mustafa, Cem, İkrar ve yengesi Çiğdem Sarısülük geldi. Sarısülük ailesini savunmak için de 50 kadar avukat duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün ve Levent Gök de izledi. Duruşmayı izlemek için adliyeye gelenler ise koridorlarda oluşturulan polis barikatını geçmedi. Avukatlar salonda sivil polis bulunmasına itiraz etti. Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar, “Sivil polisler hangi yetkiyle duruşmada” diyerek itiraz ederken, polisin duruşmadaki varlığının psikolojik baskı olduğunu belirtti ve salona alınmaları için talimatı kimin verdiğini sordu. Mahkeme Başkanı Afak İlleez de müşteki avukatlarına müdahale etmek isteyince gerginlik büyüdü. Salona giren Adliye Polis Merkezi Amiri, sivil polislerin izleyici olarak kendilerinin salona girdiğini söyledi. Avukatlar, Amire, “Yalan söylüyorsun. Bunları sen yerleştirdin” diyerek çıkıştı. İtirazların sürmesi üzerine İlleez, salondaki polisler dahil herkesin dışarı çıkmasını istedi. Bazı polisler, buna direnince tartışmalar yaşandı. Mahkemenin uyarması üzerine polisler dışarı çıkarken, Sarısülük’ün yakınlarının da çıkmasını istendi, bunun üzerine Mustafa ve Cem Sarısülük ile bu polisler arasında sözlü atışma yaşandı. Mahkemede polis şiddeti Dışarıda bekleyen polisler ile Ethem Sarısülük’ün yakınları arasında gerginlik yaşandı. Burada sanık avukatlarından biri, müşteki avukatlarına saldırdı. Kapı önünde bekleyen sivil giyimli çevik polisler de iki avukata saldırarak darp etmek istedi. Sayfı Sarısülük ile Cem Sarısülük, bu sırada sanığın üzerine yürümek istedi. Etrafı polis çemberine alınan sanık polis, hemen mahkum koridoruna götürüldü. Bir avukat, gerginliğe polislerin varlığının neden olduğunu belirterek, “Ankara Emniyeti, şu an yargılamayı etkilemeye teşebbüs edip suç işliyor” ifadesini kullandı. Mahkeme Başkanı’na seslenen Mustafa Sarısülük, “Her tarafta polis var. Böyle saçmalık olmaz. Onlar olursa biz çekiliriz” dedi. Mahkeme heyeti, tarafların görüşünü almadan kamu güvenliğinin tehlikeye düştüğü gerekçesiyle duruşmanın kapalı yapılmasına karar verdi. Avukat Murat Yılmaz, “Burada sanığın güvenliğiyle ilgili sorun yoktur. Duruşma salonunda arbede çıkmasının sebebi müştekiler değil, kolluk kuvvetleri ve amirlerdir. AİHM, bu kadar polisin burada olmasının adil yargılanmayı etkileme olarak değerlendirmiştir. Ortamı provoke eden polislerdir” dedi. Ancak mahkeme talebi reddederek, herkesin dışarı çıkmasını istedi. Salondaki herkesin dışarı çıkartılmasıyla sivil çevikler ile izleyiciler karşı karşıya geldi. Koridorda bekleyen polisler, aşağıya inen izleyici ve tanıklara önce sözle sataştı ardından pet şişe attı. Sarısülük ailesinin tanık olarak getirdiği Kazım Aslan, başına aldığı telsiz darbesiyle kanlar içinde kaldı. Bu anları çeken Vatan gazetesi muhabiri Çınar Özer de polisin fiziki müdahalesiyle karşılaştı. İkinci notum, Sopalı İktidar’a: İktidarın politikalarını belirleyen beyin, demokratik bir anlayışla zerre kadar ilişkisinin olmadığını her olayda kanıtlıyor... Bunun ötesinde gruplaşmayı, taraflaşmayı o derece keskinleştiriyor ki, silahla sopayla milleti birbirine kırdıracak, sokaklarda ve alanlarda... Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde, bir iktidar, kendisine karşı düzenlenen veya gerçekleştirilen protestoları engelleyici önlem almaz, almayı düşünmez, polisini savcısını seferber etmez... Hele hele kendi yandaşlarından sivil görünümlü yarı askeri vurucu güçler oluşturamaz. Bu sadece ve tamamen faşist, diktatoryal askerisivil iktidarların kafa yapısından çıkar... Düşünün: Stadyumların, protestocuları saptamak amaçlı, hem kimlikli bilet hem yüzlerce kamera hem çok sayıda savcı polis vb ile gözetim altına alınması, hangi demokratik ülkede söz konusudur? Bir örnek lütfen... Üstüne üstlük, Çarşı gibi, siyasi protestoları da ön plana çıkan bir gruba karşı, karşıt siyasi holigan grupları oluşturmak, normal, sivil, demokratik bir iktidarın işi olabilir mi? Bunca yıldır yönetimde olan bir iktidar, muhalefetin İTİRAZ HAKKI’nı, devletin her türlü aracını, savcılıkları, Emniyet’i, mahkemeleri kullanarak bastırma, korkutma ve yok etme yoluna gidiyorsa... Demokrasinin D’si yoktur ülkede.. Üstelik kalkmış “paket” açıklayacakmış... Bunlar yetmiyor ve paramiliter güçlerini örgütlüyorsa bir de.. tam anlamıyla, bir diktatörlükten bahsedebiliriz... Böyle kafaların, iktidardan düşmemek için gayri meşru her yolu denemesi, seçimleri kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmesi, bastırması, her türlü sahtekârlığı yapması söz konusudur. Bir iktidar, meşru yollardan “iktidardan düşmemek” için hazırlanıyorsa, tamamen gayri meşruluğa saptanır... Siyasi olarak böyle bir düzleme girdiysek, bakın önümüzdeki bir yıl içinde daha neler yaşayacağız... Sopalı İktidar Büyük Barış Bölgeleri Sanığın peruğu düştü alonda ise gerginlik daha büyüktü. Saat 10:35 sıralarında Ethem’in yengesi Çiğdem ile ağaS beyi Cem Sarısülük, sanık saldalyesinde oturan sanık Şahbaz’ın üzerine yürüyerek, bir kaç kez vurmaya çalıştı. Arbedede Şahbaz’ın peruğu düştü. Koruma çemberine alınan sanık Şahbaz, dışarı çıkartılırken, Sayfı Sarısülük ise sandalyenin üzerine çıkarak, “Katiller” diye bağırdı. Avukatlar, peruğu tutanakla mahkemeye teslim etti. Mahkeme duruşmanın daha sağlıklı koşullarda yapılabilmesi gerekçesiyle davayı 28 Ekim’e erteledi. Adliye önünde açıklama yapan ÇHD Ankara Şube Başkanı Murat Yılmaz, “Burada çok açık bir şekilde bu duruşmayı ertelemek için, sanığın yargılanmasını geciktirmek için kolluk kuvvetinin bir provokasyonu vardır. Mahkeme de buna izin vermiştir. Sanığın perukla, takma bıyıkla gelmesi kimlik gizlemedir. Aleni bir yargılama yapılamıyor” dedi. ‘Hele maç başlasın’ Dışarıya çıkarılanlar tekrar içeri alınmak istendi. Polislerin yeniden içeri girdiğini gören avukatlar, “Silahla içeri giriyorlar” dedi. Başkan İlleez’in, avukatlara “Hele bir oturun, maç başlasın” demesi dikkat çekti. İlleez’in “Burada siyaset yapmayın” sözlerine bir avukat, “Burada siyaset değil, cinayet var” karşılığını verirken, İkrar Sarısülük mahkemeye “Adaletli olun yeter” dedi. BİRÇOK KONUDA RESEN İNCELEME BAŞLATAN HSYK, MUSTAFA BALBAY’IN BİLGİSAYARININ İADE EDİLMEMESİYLE İLGİLİ ŞİKÂYET OLMADIĞI İÇİN HÂKİM VE SAVCILARLA İLGİLİ İŞLEM YAPMAMIŞ HSYK’den çifte standart EMİNE KAPLAN Gelelim Yurtta Barış Dünyada Barış’ın evrensel değerine... Ve, iktidarın bu ilke ile zerre kadar ilgisi olmadığını vurgulayarak konuya girelim... Vereceğim bir “barış bölgesi” örneği Avrupa Birliği’dir. İki dünya savaşının çıktığı bu bölgede, eksik bir “Yurtta Barış Dünyada Barış” uygulanıyor. Ama kıta içinde barış temelli yeni bir yapılanmanın gerçekleştirilmeye çalışılmasını, gelecek için çok önemli bulurum. Orada bir laboratuvar denemesi var... AB örneğinin eksik halkası ise “Dünyada Barış” politikasıdır. Bu birlik, dışarıya karşı sorun çözücü olmaktan çok, emperyalist ve sömürgen davranıyor... Lider ülkelerin kapitalist emperyalist geçmişlerinden kopmaları mümkün olmadığı sürece de, bu hegemonist politikalardan vazgeçmesi mümkün değil... Örneğin Fransa’nın “sosyalist” Başkanı Hollande, Le Monde’da yayımlanan demecinde, Fransa’nın dünyada eski gücüne kavuşmasını öncelikli politikası ilan ediyor, ama bunun için de “Öncelikle iç barışı sağlamalıyız” diyor! Hollande’ın Suriye’yi bombalamaya hazır olduğunu açıklamasından, güçlü ülkeden ne kastettiğini anlıyorsunuz zaten! Ama AB’nin barış bölgesi yaratmaya soyunması ve kıtadan savaşı dışlama politikası dünkü yazımda belirttiğim gibi şunu gösteriyor: Barışı ancak büyük birliktelikler ve büyük yapılar oluşturmayı hedef alacak politikalar mümkün kılar. Ortadoğu’da, bölge ülkeleri büyük düşünmedikleri ve davranmadıkları sürece, parçalanmaları, kanamaları, birbirlerini boğazlamaları sürecektir... Türkiye, Suriye, İran, Irak! Birleşin! CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ise Siviş ile ilgili, İçişleri Bakanlığı’na bilgi edinme yasası kapsamında başvurdu. Oran’a yanıt, dilekçe verildikten 7 buçuk saat sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından gönderildi. Emniyet “mevzuata sığınarak” yanıt vermekten kaçındı. Emniyet’in yanıtında, mevzuat gereği böyle bir konu hakkında bilgi verilemeyeceği belirtildi. Oran’a yanıt yok ANKARA HSYK, bazı hâkim ve savcılarla ilgili şikâyet beklemeden doğrudan soruşturma ve inceleme başlatırken, gazetemiz yazarı, CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Balbay’ın el konulan bilgisayarının gerekli incelemeler yapıldıktan sonra gecikme olmaksızın iade edileceğine ilişkin Ceza Muhakemesi Yasası hükmüne karşın buna uymayan hâkim ve savcılarla ilgili “şikâyet” olmadığı gerek çesiyle bir işlem yapılmadığını bildirdi. Balbay’ın avukatı Mehmet İpek, bu durumun tüm yargılama süresince dile getirildiğini, HSYK’nin şikâyet olmaksızın doğrudan inceleme ve soruşturma yapabileceğini söyledi. CHP Milletvekili Gürkut Acar, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e Ergenekon davasında savcılar hakkında, “dava konusu olmayan ve özel hayatı ilgilendiren konuların iddianameye alınması gerekçesiyle” yapılan şikâyetlerde ne işlem yapıldığını sordu. Acar’ın soru önergesini yanıtlayan Ergin, HSYK 3. Dairesi’nin, bu konuyla ilgili şikâyetler üzerine bazı dosyalarda soruşturmaya gerek olmadığı, bazılarının işleme konulmamasına karar veril diğini bildirdi. Basın ve yayın organlarında yer alan ve disiplin yönünden işlem yapılmasını gerektiren haberler üzerine bir kısım incelemelerin resen başlatıldığını kaydeden Ergin, konuyla ilgili bir dosyada inceleme izni verildiğini, incelemenin halen devam ettiğini belirtti. Ergenekon hâkim ve savcılarıyla ilgili yapılan suç duyurularıyla ilgili hangi işlemlerin yapıldığı sorusuyla ilgili olarak Ergin, davada görevli savcı ve hâkimlerin tamamına yakınının birçok konuda şikâyet edildiklerini, istatistik tutulmadığı için kaç farklı konuda ihbar ve şikâyet bulunduğunun tespit edilemediği bilgisini verdi. Er Şikâyet çok, sonuç yok gin, bu ihbar ve şikâyetlere bağlı olarak toplam 80 ayrı dosya açıldığı, 5 dosyada inceleme izni verildiği ancak yapılan incelemenin sonucunda soruşturmaya yer olmadığına karar verildiği, 3 dosyada ise incelemelerin halen devam ettiğini bildirdi. Acar, Ceza Muhakemesi Yasası’nın 134. maddesi kapsamında el konulan bilgisayar ve bilgisayar kütüklerinin kopyasının alınmasından sonra iadesinin açık hüküm olmasına karşın Balbay’ın bilgisayarının iade işlemini yapmayan yargı mensupları hakkında işlem yapılmamasının gerekçesini de sordu. Ergin, konuyla ilgili olarak HSYK 3. Dairesi’ne ulaşan herhangi bir şikâyet bulunmadığını bildirdi. Ağrı’daki öğrenciler kitap ve kışlık elbise yardımı bekliyor İstanbul Haber Servisi Ağrı’nın Hamur ilçesine bağlı Gümüşkuşak İlköğretim Okulu öğrencileri kitap, kışlık elbise, kırtasiye ve spor malzemesi yardımı bekliyor. Bir okul ile kardeş okul olmak isteyen Gümüşkuşak İlköğretim Okulu öğretmen ve velileri, maddi durumu iyi olmayan ve okulda eğitim gören öğrenciler için özellikle mont, bere, atkı gibi kışlık kıyafetlerin acil eksikler arasında yer aldığını belirterek “Okulumuzun koşulları çok zor olup öğrencilerimizin kışlık kıyafet eksiği bulunmaktadır. Sizlerden buradaki minikler için mont, çorap, ayakkabı, bere, atkı; okulumuz için de projeksiyon aleti istiyoruz. Ayrıca öğrencilerimiz için acilen kırtasiye yardımına, spor malzemelerine (top, file gibi) anaokulu için de oyuncaklara ihtiyacımız var. Bir çocuğun gülümsemesi hayatımızı değiştirir, bu mutluluğu onlardan esirgemeyelim” dediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle