14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5 TEMMUZ 2013 CUMA [email protected] 18 80 yıllık western efsanesinin bu kez Tonto’nun Maskeli’nin önüne geçtiği yeni versiyonu ‘The Lone RangerMaskeli Süvari’ başlıyor KÜLTÜR Sinemalarda hareketli bir hafta Kültür Sanat Bu hafta 6 film vizyona giriyor. “Maskeli Süvari” haftanın öne çıkanı, diğer filmler ise şöyle: “Acil Arama” gerilimaksiyon filmlerini sevenler için haftanın tercihi. Başrolünde Oscar ödüllü Halle Berry’nin yer aldığı filmin yönetmeni Brad Anderson. Fransız oyuncu Kad Meral’ın başrolünde yer aldığı “Süperstar”, toplumun şöhret algısına ve bunda payı olan sosyal medyaya dikkat çekmeyi amaçlıyor. “Süperstar”, haftanın iyi tercihlerinden biri. “Before Sunrise/Before Sunset”in oyuncusu Julie Delpy’nin yazdığı, yönettiği ve oynadığı “New York’ta 2 Gün”, Avrupalılar ile Amerikalıların farklarını, onları tek bir eve sıkıştırarak gözler önüne sermeye çalışıyor. “Cinnet” haftanın korkugerilim filmi. Joko Anwar tarafından yazılıp yönetilen filmin başrollerini Rio Dewanto, Hannah Al Rashid ve Aridh Tritama paylaşıyor. ‘Gezgin Ruh’un komik yorumu Hollywood’da gösterişli, süper aksiyon filmeşliğinde dörtnala ufukta yok olan, peşinden çeşitlerin yapımcısı olarak isim yapmış Jerry li benzerlerinin üretildiği, George W. Trendle’la Bruckheimer, becerikli memur stüdyo yönetFran Striker’ın yarattığı Maskeli Süvari efsanemeni Gore Verbinski, standartını düşürmeksini en son 30 küsur yıl önce 12 Eylül karanlığınsizin her rolü kıvıran, esnek, sempatik oyunda seyretmiştik, yönetmenkameraman William cu Johnny Depp üçlüsünü, korsan filmi türünü Fraker’in çizgi roman estetiğinde, özene bezene yeniden canlandırarak hem seyirciyi, hem de çektiği, Klinton Spilsbury’nin Maskeli’yi Miceleştirmenleri mest eden o 3 hael Horse’un da Tonto’yu oynafilmlik “Karayip Korsandığı, 1981 yapımı “The Legend of u Yılların J. Depp’inin Tonto ları” serisinden sonra bir the Lone Ranger”la. kez daha bir araya getiren Zaten Kızılderili kanı taşımakla performansıyla Maskeli’yi “The Lone RangerMasövünen Johnny Depp’in biraz çatoynayan yakışıklı Armie keli Süvari” bugün gösterilak ama bilge ve soylu bir Şaman Hammer’dan rol çaldığı, Helena gibi yorumladığı Tonto’nun bu me giriyor. Zengin bütçesi, sürükleyikez alışılmışın tersine Maskeli’nin BonhamCarter’ın da bir yan ci aksiyon temposu ve paryardımcılığından daha bir ön plarolde boy gösterdiği, western lak kadrosuyla bu yaz mevsina, nerdeyse başrole çıkarıldımeraklısı seyirciye salık verilecek ğı, “Karayip”in senaristleri Terry minin yüksek gişe geliri bek“Maskeli Süvari” şimdiden bu lenen iddialı üstün yapımlaRossio’yla Ted Elliott’a eklenen rından bu 140 dakikalık desJustin Haythe’dan oluşan bir üçyaz mevsiminin gişe canavarı tansı filmi, 187080’li yıllalünün yazdığı, Kızılderili mistisizfilmlerinden biri sayılabilir, rın Vahşi Batı’sında, western minden yansımalar ve doğaüstü mitolojisinin iyi ve doğru için hatta yeni bir Karayip Korsanları öğeler içeren bir senaryodan çekilmücadele eden, her dara dümiş “Maskeli Süvari”yi, 1933’te fenomeni de olabilir. şenin derdine koşan, adabir San Francisco lunaparkındalet dağıtıcısı en kahraman fiki ucuz “Wild West” şovunu gegürlerinden, çocukken Teksas Tom Miks’lerden zen bir ufaklığa sorucevap anlattırıyor yönetmen önce çizgi romanlarını da okuduğumuz LoVerbinski, şovda heykel gibi dikilen, 100 yaşıne Ranger’ın Komançi arkadaşı Tonto’nun desna merdiven dayamış, çok kocamış bir Tonto’nun tek ve yardımlarıyla, John Locke okuyan, ideaağzından. Tıpkı Arthur Penn ustanın beylik Western list hukukçu John Reid’likten yenilmez “Gezgin Ruh” Maskeli Süvari’ye evrildiği dönüşümü klişelerini tersine çevirip Hollywood’da artık nü, efsanenin ciddiyetini biraz sulandıran, modern Kızılderili kültürüne de saygı gösterilmesinin ama iğreti bir mizahi bakış açısıyla hikâye ediyor. önünü açan başyapıtı “Little Big ManKüçük Dev Adam”daki (1970) Dustin Hoffman’ı ha1933’te bir radyo programında ortaya çıkışının tırlatırcasına. ardından kökenini ve maceralarını eksen alan çizTüm ülkeyi enlemesine birleştirecek demiryogi romanlar, çeşitli sinema filmleri ve TV dizilunun Çinli ucuz göçmen işçilerce döşendiği zorleriyle popülerleşen ve 194050’lerde Amerikan lu yıllarda, Texas Ranger’ı ağabeyi Dan’ı (Jawesternlerinin (aslan Gene Autry gibi ya da Roy mes Badge Dale) öldürüp yüreğini yiyen hayRogers gibi) en sevilen popüler kahramanlarından birine dönüşen, her maceranın sonunda da be dut Butch Cavendish’in izini kankası Tonto’yla birlikte sürerken demiryolu yapımının patronu yaz atı Silver’i şaha kaldırıp gitarlı bir balad şarkı ve Butch’ın da ağabeyi olan hikâyenin asıl “kötü adam”ı Cole’a (Tom Wilkinson) ulaşıyor kahramanlarımız. Aslında buldukları kilolarca gümüşü çaldıklarını örtbas etmek için masum yerlilerin savaş çıkardığı yalanını ortalığa yayan, fitne fesat paragöz ColeButch kardeşlere karşı mücadele eden ikilimizin, epeyce uzun tutulmuş ve olası bir devam filmine de kapı açan, nitrogliserinli patlamalışamatalı, fantastikten çok absürd bir mutlu sona bağlanan serüvenlerinde tabii ki romantizm de unutulmamış. John, vaktiyle hukuk eğitimine yollanarak unutmaya baktığı ilk gençlik aşkı olan, ağabeyinin de ölürken ona emanet ettiği karısı (yani yengesi) Rebecca’yla (Ruth Wilson) tekrar mercimeği fırına veriyor. Tren üstünde ve içinde at koşturulan, hızlı hareketli, kovalamacalı, iddialı aksiyon sahnelerine sahip “Maskeli Süvari”, ikilinin bilinen hikâyesini Sanço’vari komik öğelerle yenilemeye girişen, içeriğiyle pek doyurucu olamasa da kimi Sergio Leone tarzı spagetti mizansenleriyle, dekormekânları kullanışı ve sanat yönetimiyle sonuçta başarılı bir görselliği yakalayan, sürükleyici olabilen bir eğlencelik sayılabilir. Yılların J. Depp’inin Tonto performansıyla Maskeli’yi oynayan yakışıklı Armie Hammer’dan rol çaldığı, Helena BonhamCarter’ın da bir yan rolde boy gösterdiği, western meraklısı seyirciye salık verilecek “Maskeli Süvari” şimdiden bu yaz mevsiminin gişe canavarı filmlerinden biri sayılabilir, hatta yeni bir Karayip Korsanları fenomeni de olabilir. Sorunlu bir anaoğul ilişkisi Danimarka sinemasının, 2000’lerin başındaki şiddetsuç dolu “Pusher” üçlemesiyle tanınıp 2011 Cannes’ında başroldeki Ryan Gosling’i de üne kavuşturan “DriveSürücü”süyle en iyi yönetmen ödülüne değer bulunmuş, Tarantino gibi Uzakdoğu kültürüne ve dövüş sanatlarına tutkun, 1970 doğumlu yetenekli yönetmeni Nicolas Winding Refn’in yazıp yöneterek Tayland’da çektiği yeni filmi, bu yıl yarıştığı Cannes’da epeyce yuhalanmış ama 2 hafta kadar önce sona eren AvustralyaSydney festivalindeyse en iyi film ödülüne layık bulunmuş “Only God ForgivesSadece Tanrı Affeder”, yer yer rahatsız edici düzeyde geçen, seyirciyi de kutuplaştıran, yönetmenin stilize biçimciliğinin doruğa çıktığı, kitsch bir şiddetvahşet güzellemesi, kof bir egzotik bir şiddet estetizmi. Bangkok’ta Tayland boksu yapılan, göstermelik bir spor salonu işleten, aslında büyük uyuşturucu kaçakçısı olan, Amerikalı anneyle 2 oğlundan (Kristin Scott Thomas, Tom Burke, Ryan Gosling) oluşan bir aile çetesiyle kafayı onlara takmış, hüzünlendikçe karaoke yapan bir Tayland polisinin (Vithaya Pansringram) beylik klişelere, abartılı renk ve ışıklara dayanan ve durmak bilmeyen bir müzik eşliğinde seyreden, alabildiğine yüzeysel serüveni, Refn’in stilize biçimci anlatımıyla bir yere kadar çekiliyor ama hepsi o kadar işte. R.Gosling’in oyunculuğu baştan sona bakışmaktan ibaret, zalim annesi, sarı peruklu, “meşum kadın” Kristine Scott Thomas’sa alabildiğine tuhaf, hatta gülünç kaçmış. AFFEDER’ ‘SADECE TANRI İMDE BUGÜN GÖSTER ‘BİR KADININ GÖZYAŞI’ 12 TEMMUZ’DA GÖSTERİMDE n Kültür Servisi YAP İstanbul Modern etkinlikleri kapsamında Türk fantastik sinemasından üç filmlik bir seçki izleyiciyle e buluşacak. İstanbul Modern’in bahçesindeki açık hava sinemasında 1113 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Her akşam farklı bir fantastik Türk filmi gösterileceği etkinlikte 1971 yılında Türk sinemasına uyarlanan “Zagor Kara Bela”, “Atını Seven Kovboy” ve Türk korku sinemasının ilk örneklerinden olan “Şeytan” filmlerinin gösterimi yapılacak. Çocukluğundan dolaylı olarak etkinlendiği ilk filmi La Meilleure Façon de Marcher’de (1976) Miller insan ilişkisinde başat olan erk, buyurganlık, ele geçirme temalarını sorgular. Marc arkadaşı Philippe’i kadın gibi giydirince ilişkileri başka bir boyut kazanır. Garde à Vue’de (1981) taşralı burjuva Martinaud bir genç kızın cinayet sorgulaması için karakola çağrılır. Sorgulamada Martinaud’nun kişiliği belirsizleşince sonunda ideal şüpheliye dönüşür, gözaltına alınır. L’Effrontée (1985) ergenlikten yetişkinliğe geçişin acılı sancısıdır. Babasıyla birlikte taşrada yaşayan 13 yaşındaki Charlotte başarılı, büyüleyici bir yaşam sürdüğü sandığı yaşıtı Clara’ya âşık olur. La Petite Lili (2003) Anton Çehov’un ünlü Martı’sının yeniden uyarlamasıdır. Tanınmış aktris Mado sinemacı olmak isteyen oğlu Julien ve sevgilisi Brice’le yaz tatilindedir. Genç, taze Lili’nin gelişiyle iki erkeğin dengeleri sarsılır. Dram, insanın varoluş burgaçına odaklanır. Un Secret’te (2007) yönetmen ilk kez Nazilerce toplama kamplarına götürülüp katledilen ailesine saygıda bulunur. “Filmlerimde sıkıntı, kaygı olmasının nedeni annemdir. 1942’de annem beni karnında taşırken çok korkmuştu” diyen Fransız sinemasının yetkin yaratıcısı Claude Miller’in son başyapıtı Thérèse Desqueyroux (Bir Kadının Gözyaşı) 12 Temmuz’da sinemalarımızda gösterimde. Fantastik sinemadan seçkiler Burjuvazinin sahte yüzü ASLI SELÇUK Fransa’yı Nazilerin kuşattığı 1942’de Yahudi kökenli alçakgönüllü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Claude Miller, ustaları Robert Bresson, JeanLuc Godard, François Truffaut, Jacques Demy’nin izini sürerek 70’lerin ortasında sinemaya girdi. Yeni Dalga akımı yeni bir olgu değildi ama Fransız sinemasındaki etkisini sürdürüyordu. Miller, meslektaşları Alain Corneau, Bertrand Tavernier gibi dogmalara aldırmıyor sinemayı bir büyü, bir kaçış diye tanımlıyordu. Filmlerinde bastırılmış cinselliği, zor ulaşılan özgürlüğü, çılgın istekleri, biçimsel yürekliliği, deneyimi betimledi. Sanat olanaklarının doruğuna ulaşmak için dijital kamerayı ilk kullananlar (La chambre des magiciennes/2000) arasındaydı. “İtkim beyazperdeye en derin, sürekli ikilemlerimizi yansıtmak” diyen özgün sinemacı Thérèse Desqueyroux’nun (Bir Kadı nın Gözyaşı/2012) Cannes Festivağinde sıkışıp kalmış, sessizce acı çeken u “Filmlerimde sıkıntı, li’ndeki gösteriminden birkaç hafzeki bir kadındır. ta önce 4 Nisan 2012’de 70 yaşında 1922’de başlayıp 1930’lara dek uzakaygı olmasının nedeni yaşamını yitirdi. nan öyküde varsıl Thérèse Laroque annemdir. 1942’de annem (Audrey Tautou) varsıl taşralı burjuGeorges Franju’nun başrollebeni karnında taşırken rini Emmanuelle Riva ve Philipva Bernard Desqueyroux (Gilles Lelope Noiret’nin paylaştığı 1962 tauche) ile evlenir. Böylelikle her iki aiçok korkmuştu” diyen rihli uyarlamasından 50 yıl sonra lenin malları, mülkleri çam ormanlaFransız sinemasının yetkin François Mauriac’ın ünlü romarı birleşir. Thérèse evliliği bir kurtuluş yaratıcısı Claude Miller’in nını ikinci kez beyazperdeye taşıdı. olarak görür; dinginleşecek, kara düson başyapıtı “Bir Kadının Miller’i çeken temalar yine cinsel şüncelerinden kurtulacaktır. Bir süre sonra genç kadın tekdübaskı, özgürlük, yapay sosyal uzGözyaşı.” ze, mutsuz evliliğinden bunalır, taşlaşmalardı. ra burjuvasinin kolay uzlaşmacı ağırYönetmen Fransız yazınının en lığında ezilmeye başlar. Bu tüketen büyük kahramanlarından biri olan bunalımdan kurtulmak için Thérèse kocasını zehirThérèse’i zamanından çok önceki bir feminist, bir lemeye karar verir. Gizemleri, kırılganlığı, şiddete kurban olduğu için seçmişti. Roman soluk kesici klaeğilimi, bağımsızlık ve özgürlüğe duyduğu istekle sik bir anlatımla mantık evliliği, bastırılmış idealThérèse, burjuvazinin ikiyüzlülüğünü aşağılamaler arasında sıkışıp kalmış bir küçük burjuvanın gitgellerini tartışır. Thérèse mantık evliliğinin tekdüzeli sıyla da karşıtlık oluşturur.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle