15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 ve Mardin’de JİTEM’le birlikte çalıştı. PKK’ye karşı kurulan, JİTEM tarafından eğitilen Hizbullah, Adana, Mersin, Mardin, Tarsus vb. gibi kentlerde, ardından İstanbul’da kanlı eylem yaptı. Devlet koruması altındaydı. İslamcı din insanlarını, Kürt aydınlarını, demokratlarını ya sokak ortasında yakın mesafeden susturuculu silahlarla öldürdü ya da kaçırarak “domuz bağı” yöntemiyle toprağa gömdü. Konya’da, İstanbul’da bulunan mezar evler ve Beykoz... Devlet baktı ki iş çığrından çıkmış, Hizbullah’ın dilini kesiverdi. Bugün Suriye’de yaşanan da budur! ABD ve AB Suriye’yi yakından izliyor... Mursi’nin seçimle gelmesine karşın, ABD ve NATO’nun çizdiği yol haritasına uymayan Mısır Cumhurbaşkanı bir günde askeri darbeyle indirildi koltuğundan. Üstelik kendisinin atadığı dindar Genelkurmay Başkanı Sisi’nin önderliğinde. Elbet biz darbeye darbe deriz de işin ayağı öyle değil! Köktendincilik hem ABD hem de AB için tehlikeli! Çünkü ABD bunu yaşadı 12 yıl önce! HHH AKP Gezi Parkı Direnişi’nde “Ben seçilmişim” diyerek gençleri, çevrecileri, sosyalistleri, devrimcileri, sanatçıları, emekçileri “kurtlar sofrası”nın önüne atmak istedi ama başaramadı. İktidar bunu hâlâ içine sindiremedi! Suriye sınırını yolgeçen hanına çeviren AKP, Suriyeli askerleri öldürüp ciğerini, kalbini çıkarıp yiyen köktendincilere kucak açtı. Türkiye’de Alevi yurttaşlarımızı hedef gösterdi... Kendisine oy veren yurttaşları tahrik edip meydanlara çıkmaları sinyalini verdi... Hazırlıksız bir direniş dalga dalga yayılırken Türkiye’ye, iktidar koltuğunda oturanlar uzlaştırıcı bir dil yerine saldırgan bir söylemle yangına körükle gitti. Gezi eylemlerinin lideri falan yok! Arkasında CHP hiç yok! CHP böyle bir kitleyi toplasa zaten tek başına iktidar olur... Şunu da söyleyeyim, Türkiye’de köktendinci geniş bir taban zaten yok! Lumpen ararsan var! Eli baltalı, palalı, sopalı... Polis, o da var unutmadan yazayım! AKP yeni planlar hazırlayacak, gözaltılar olacak, boyunlara terör yaftası asılacak... Güçlü bir muhalefet olsa AKP gümbür gümbür gidecek! Ne yazık ki o da yok! Erdoğan’la ortak toplantı yapsınlar u CHP’li Loğoğlu, Öcalan’ın sözlerini, ‘’Hükümetin izlediği, mahiyetini bilmediğimiz çözüm sürecinin danışıklı cümlesi’’ olarak yorumlarken, MHP’li Vural da, “Sayın Başbakan siz de çözüm ve barış projesi ortağı olarak İmralı’da birlikte basın toplantısı yapın’’ dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın çözüm süreciyle ilgili basın toplantısı düzenleme isteğini muhalefet “Başbakan’la ortak basın toplantısı yapsınlar” diye değerlendirdi. Öcalan’ın kendisini ziyaret eden BDP heyeti aracılığıyla ilettiği çözüm süreciyle ilgili İmralı’da basın toplantısı düzenleme isteğine muhalefet temsilcileri tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, TBMM’de düzenlendiği basın toplantısında gazetecilerin soruları üzerine “Hükümetin izlediği, mahiyetini bilmediğimiz çözüm sürecinin danışıklı cümlesidir. Öcalan, kendi aklından, gönlünden geçeni arzu olarak ifade etmemiştir. Önümüzdeki günlerde böyle bir şey olabilir. Biraz mizahi anlamda söylüyorum, belki ortak basın toplantıları da yapılabilir” diye konuştu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da düzenlendiği toplantıda Öcalan’ın basın toplantısı düzenleme isteğini sert bir dille eleştirdi. 21 Mart’ta Diyarbakır’da miting düzenleyen Öcalan’ın şimdi de basın toplantısı yapmak istediğini ifade eden Vural, “Dünyanın nere sinde müebbet hapse mahkum birisi basın toplantısı yapmak isteyebilir” diye konuştu. PKK’nin pek çok yöneticisinin söyleşi ve demeçlerinin çeşitli basın organlarında yer aldığını ifade eden Vural, ancak aynı medyanın MHP’ye hiç yer vermediğini ifade etti. Öcalan’ın basın toplantısı yapması konusunda bir öneride bulunacağını ifade eden Vural, “Sayın Başbakan siz de çözüm ve barış projesi ortağı olarak İmralı’da birlikte basın toplantısı yapın. Şu 3 safhanın ne olduğunu anlatsınlar. İmzalanan protokollerin ne olduğu, Oslo görüşmelerinin içeriğini anlatsınlar. Millet de bunların ne olduğunu görsün” diye konuştu. CHP ve MHP, Öcalan’ın İmralı’da basın toplantısı talebine tepki gösterdi: Biz Darbeye Darbe Deriz... Toplumun üzerine kin ve öfke tohumları ekilerek İslamcı tabana dayalı bir kalkışma olabilir mi? Ayrımcılık! Benzeri kalkışmalar Türkiye’nin kimi kentlerinde daha önceleri yapıldı. Kahramanmaraş, Çorum ve Sivas Madımak... Bunlar kentsel kalkışmalardı! Derin devlet arkalarındaydı! Faili meçhul cinayetleri yaşadık hep birlikte... Aydınlarımız, yazarlarımız, siyasetçilerimiz Türk ve Kürt ayrımı yapılmadan öldürüldüler. Bu cinayetler aydınlatıldı mı? Hayır! Devlet içindeki o derin yapı, karanlık güçler yerli yerinde duruyor bugün. Ortaya çıkarılma olasılığı yok. Zaten çıkarmak isteyen de yok... Gezi Parkı’yla birlikte Türkiye genelinde başlayan direnişlere karşı, İslamcı tabanı gazlayan iktidar, İslamcı bir kalkışmayı körüklemek istedi ama başarılı olamadı... Başbakan “Bize oy vermiş yurttaşları evlerinde zor tutuyoruz” demesine karşın insanlar böyle bir eyleme girişmedi. Şu ya da bu şekilde Türkiye demokratik bir ülkeydi... Türkiye hiçbir zaman ne Pakistan olur ne de Mısır! Türkiye’de halkın uyuduğunu sanan emperyalist güçler, bu baskı ve zulmün böyle sürüp gideceğine inanmışlardı Gezi Direnişi öncesi. Ellerinde İslamcı bir taban vardı! Gerekirse onları kışkırtır, laik İslamcı çatışmasını yaratırlardı. Bunu başaramayınca çok şaşırdılar... Zaten 30 yıldır süren bir örtülü savaşta on binler ölmüştü... Güneydoğu’daki terör olayı zaman zaman kırsaldan büyük kentlere yayılmıştı... Türk ve Kürt yurttaşlar bu çatışmanın ortasında, özellikle bombaların patladığı büyük kentlerde birbirlerini kırmamışlardı. HHH El Kaide, Müslüman Kardeşler, Taliban gibi köktendinci örgütler Türkiye’de dikiş tutturamıyorlar... Elbet küçük topluluklar olarak kümelenmişler kimi bölgelerde... Derin devletin, NATO gladyosunun kurdurduğu Hizbullah, 90’lı yıllarda önce Batman, ardından Diyarbakır Gül, Danıştay Başkanı’nı kabul etti Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Danıştay Başkanlığı’na seçilen Zerrin Güngör’ü kabul etti. Çankaya Köşkü’ndeki basına kapalı kabul, yarım saat sürdü. Gül sonra da Yargıtay Başkanı Ali Alkan ve Yargıtay Genel Sekreteri Aydın Boşgelmez’i kabul etti. Basına kapalı kabulde Alkan’ın Gül’e “adli yıl açılış davetiyesini” takdim ettiği öğrenildi. Meksika’nın Ankara Büyükelçisi Martha Elena Barcena Coqui de Gül’ü ziyaret ederek güven mektubunu sundu. Coqui’nin takdiminin ardından anı fotoğrafı çektirildi. (Fotoğraf: AAAYHAN ARFAT) Diyanet organ nakledecek Sağlık Bakanlığı’nın ihalesine Diyanet Vakfı da giriyor SİNAN TARTANOĞLU ANKARA Sağlık Bakanlığı organ nakli merkezi lisansları için ilk kez açık artırma ihalesi açtı. Ankara, İstanbul ve İzmir’de kurulacak böbrek ve karaciğer nakli merkezleri lisans ihalesinin Ankara ayağına Türkiye Diyanet Vakfı’nın da katılacağı öğrenildi. Vakıf kazanırsa kendisine ait 29 Mayıs Hastanesi’ne organ nakil merkezi kurulacak. Sağlık Bakanlığı, Ankara, İzmir ve İstanbul’da kurulacak karaciğer ve böbrek nakli merkezlerinin lisansları için açık artırma usulüyle ihaleye çıkıyor. Plana göre, 3 kente toplam 7 böbrek, 4 karaciğer nakli merkezi kurulacak. İhaleye sadece vakıf üniversiteleri ve özel hastaneler katılabilecek. Açık artırma ilanına göre, Ankara’ya 2 böbrek, 1 karaciğer nakil merkezi kurulacak. Böbrek nakli merkezi lisansının açık artırmasına vakıf üniversitelerinde sadece Turgut Özal Üniversitesi başvurdu. Özel hastane kategorisinde ise böbrek nakli merkezi için 6, karaciğer nakli için ise 5 kurum yer aldı. Bu kurumlardan bir tanesinin Türkiye Diyanet Vakfı olması ise dikkat çekti. Böbrek ve karaciğer nakil merkezi lisans ihalelerini Türkiye Diyanet Vakfı’nın kazanması durumunda, nakil merkezleri vakfa ait Ankara’da hizmet veren 29 Mayıs Hastanesi’nde kurulacak. Kazanana verilecek lisans 10 yıl boyunca geçerli olacak. Lisansların değerinin 2 milyon dolara kadar ulaşabileceği belirtiliyor. Milyon dolarlık lisans BAKANLIK VE ARINÇ: Öcalan basınla buluşamaz Haber Merkezi BDP heyetinin, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın basınla buluşma talebini kamuoyuna açıklamasının ardından hükümetten açıklama geldi. Bakanlık, Öcalan’ın basın toplantısı talebinin mevzuatta yeri olmadığını belirtti. Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç da bunun mümkün olmadığını söyledi. Arınç, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra soru üzerine, konuyla ilgili Adalet Bakanı ile görüştüğünü belirterek, “Mevcut hukuki mevzuatta bu mümkün görünmemektedir” dedi. Bakanlık yetkilileri mevzuatın imkan vermemesine karşın, gazetecilerin herhangi bir vatandaş gibi cezaevinde bulunan biri ile açık görüş yapabilme hakkına sahip olduğunu belirtti. Bu arada 1993’te Bekaa Vadisi’nde Öcalan ile mülakat yapan gazeteci Hasan Cemal, İmralı’da Öcalan ile görüşmek için randevu talebinde bulunacağını açıkladı. Cemal, “Böyle bir imkân sağlanırsa çok iyi olacağını biliyorum” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle