15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 2013 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ [email protected] 15 Ölümcül tasarrufta ikinci perde Tek kullanımlık tıbbi malzemenin yeniden kullanımının önünü açan SGK, bir “açıklama” yaparak konuyu yalanladı ama yayımladığı “zeyilname” de bu açıklamayı yalanlıyor. Açıklamada “Cezalar ağırlaştırıldı” deniyor, zeyilnamede ise birden çok kullanımda “her biri için ayrı ayrı ceza verilir” hükmünün yerinde yeller esiyor. OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA Şu sorulara yanıt aranıyor? Kılıç ve Demir’in araştırmasında SGK’nin şu soruları da yanıtlaması isteniyor: * SGK 11.1.11 madde hükmüne uymayanlar için şimdiye kadar hangi işlemleri yaptı? * Bu madde hükmüne aykırı hareket eden kaç kuruma ve kaç kişiye işlem yapıldı? Gündem Suriye’ye Takılıp Kaldı... Plak hoyratça kullanılmış, orası burası çizilmiş, oradan buradan takılıp kalıyor... Bu ülkenin birikimi, insan emeği ile hak edilmiş yaşam biçiminin güzelim müziğini yansıtacak sesleri alamıyoruz... Plağın cızırtısı içinde takılınan yerlerde kulağı tırmalayan seslerden bunalıyoruz... Bu haftanın gündemine göre, canımızı en çok yakan sorun, elbette Suriye sınırından gelen, sınır tanımayan kurşunların sonuçları... Yine ağzı olan konuşuyor, her kafadan bir ses çıkıyor. Sonuçta olup bitenleri öğrenmek hak getire, ne olup bittiğine, bedellerine ilişkin olasılıklar, kaygıları ile birlikte karabasanımız oluyor... Dünkü uzman(!) görüşleri arasında, birisi ne kadarı ile şaka, ne kadarı ile ciddi bilinmez, esprisini patlatıverdi: “Türkiye’nin üç yanı ile denizle çevrili olmasına alışık olduğumuz gibi, kara sınırlarının Kürtlerle çevrilmesine alışmalıyız... Birlikte yaşayacağımıza göre ya dövüşmeye devam edeceğiz ya da barış içinde yaşamayı öğreneceğiz...” Şakanın içindeki gerçeklik payı, elbette dört bölgeli, her ülke koşulunda sürdürülecek çalışmaların sonucunda öngörülmüş, Kürt cephesi üst örgütlenmesi adına yapılan açıklamalarda “ucu açık” olarak vurgulanan çözüme, büyük Kürdistan düşleri çerçevesinde ulaşılmış olması halinin beklentisini yansıtıyordu. Günlük gündem bu kadar hızlı değişmiyor, birkaç gündür Suriye sınırına, arkasındaki boyutlarını tam bilemediğimiz PYDEl Nusra çatışmasına takılmış gözüküyor... Bu yazı yazılırken sonuçlanmamış, açıklaması yapılmamış Bakanlar Kurulu kararından, Suriye’de olanlar, olacaklara ilişkin bir sonuç izlenim alabileceğimizi hiç sanmıyorum. Bir süre bizim bozuk plak Gezi Parkı’na takılı, Başbakan Erdoğan’ın her gün bir başka boyut kazanan cepheleşme, nerede ise karşı cephe, düşman ilan etiği Cumhuriyet değerleri, kazanımlarını yaşam biçimi olarak seçmişlere duyduğu öfkenin, çeşitli biçimlerde tehdit, şantajlarını dinliyorduk kii... Gezi direnişçileri, yanlarında durduklarını varsaydıkları bireyler ve örgütlenmeleri tümü ile karşı cephede gören, çeşitli hesaplaşma yöntemleri üreten yeni tehditlere takılıp kalmıştık ki... Yaklaşık bir iki aydır unutmuş gibi olduğumuz Suriye gelişmeleri, plağın takılan tekerlemelerinde yeniden öne çıktı... HHH Sorun elbette sınır tanımayan kurşunların Ceylanpınarlılara verdiği zararlarla sınırlı değildi. Suriye gündemine yeniden takılıp kaldığımızda gördük ki, İktidarlarımızın Suriye politikaları tümden çökmüş, Esad iktidarının öngörülmeyen biçimde ömrünün uzatılması ile kalınmamış, çok garip bir gözle görülmeyen, olamayacak gibi gelen İranABDRusyaAB gözlemlenemeyen işbirliği anlamına da gelebilecek sonuç gelişmiş, Türkiye sınırı boyunca fiilen olamayacağı varsayılan bir haritanın kendisi değilse bile gölgesi düşmüştü. Suriye Kürtleri, Irak Kürtleri gibi bir yerleşim bölgesinde toplanmış olmasalar da, yukarıda sayılan ülkeler ve diğerlerinin Suriye muhalefeti için hiç de öngörmedikleri El Nusra egemenliğine karşı olmalarından beslenen, bir kendiliğinden ittifak oluşmuş, devrilmek istenen Esad yönetimi de içinde olmak üzere PKK destekli Suriye Kürtlerinin önü açılmıştı... Sonrasında olabilecekler üzerine hesaplar tabii ki çok yönlü, çok boyutlu... Tabii ki Irak işgalinin başrol oyuncuları ABD iktidarları, AB ülkeleri, yandaş politikalar izleyenlerinin dolaylı Büyük Kürdistan projesine karşı çıkmayacakları varsayılsa bile en azından güncel koşullarda yeni haritaları savunmayı düşünecek noktada değiller. ABD baştan sona oluşumunda katkıda bulunduğu Irak Kürdistanı’nın bile Irak merkezi yönetiminden kopmasına izin vermiyor ya da veremiyor. Daha dün Irak’ta ırk ve mezhep çatışmaları odaklı 50’ye yakın insanın öldüğü gerçeği, diz boyu sorunları ortada iken, ABD yönetimi doğrudan devreye girerek Irak merkezi yönetimi ile Barzani arasındaki görüşmeleri yeniden başlattı. Türkiye Kürt açılımı sürecinde iken, İktidarlarını bu açılımda zora sokacak Suriye Kürdistanı projesinin gündeme girmesi olabilirliği bir yana, kavram olarak bile yaratacağı sorunlarla her cephe için bir dizi sakıncalar içerebilir... Bizi ilgilendireni elbette ve de öncelikle Türkiye’ye, vatandaşlarımıza yansıyan, yansıyacak boyutları ile olacak... Doğal olarak sınır kapısından görünen PYD bayrakları ile birlikte başlayan tartışmalar bu olası gelişmeler üzerinden... Takılı plaktan duyduğumuz sözler, bizim Kürt açılımı projemize neleri getirip neleri götürebileceği üzerinden... Daha da doğrusu bizde barış içinde birlikte yaşam arayışlarını ne kadarı ile kırabileceği, bozabileceği yönünden... Ne de olsa Türkiye en azından İran kadar Kürt sorunu çözümünde toprak vermeyi, sınırdan çekilerek küçülmeyi gündemine taşıyabilecek noktadan çok uzakta. Gerçeği aranırsa iç savaş bataklığına sürüklenmiş Irak ve Suriye için de parçalanma ne kadar ciddi tehdit oluşturursa oluştursun, toplumsal kabul görmüş kavramlar değil... Ve en doğrusu barış içinde birlikte yaşam formüllerinde, gerçek insan hakları, evrensel ölçeklerde, ırklar, dinler, mezhepler üzerinden yeni sınır savaşlarının yeri yok... Tek kullanımlık tıbbi malzemenin tekrar tekrar kullanılmasının yolunu açan Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK), yurttaşı bir kez daha yanılttığı ileri sürüldü. Tek kullanımlık malzeme ile ilgili gelişmeleri kamuoyuna duyaran SES İzmir Şube Denetleme Kurulu üyesi Dr. Ergün Demir ve İstanbul Tabip Odası TTB Delegesi Dr. Güray Kılıç bu kez de kurumun bir başka açığını gündeme getirdi. Buna göre 11 Temmuz’da bir açıklama yaparak, “SGK’nin tek kullanımlık tıbbi malzemeleri tekrar kullanan hastanelere uygulanan cezaları kaldırarak, bu malzemelerin tekrar kullanılmasının yolunu açtığı ve hastalar için büyük bir risk meydana getirdiği” yolundaki haberleri yalanlamıştı. SGK’nin kamuoyunu yanıltan açıklamasında özetle, “Kurumumuz ile sağlık hizmet sunucuları arasında yapılan sözleşmelerdeki cezai şartlar uygulamada karşılaşılan sorunları gidermeye yöneliktir. Sözleşme metnindeki cezai yaptırım tutarı düşük olan hüküm çıkarıldı. Ayrıca bu cezai şartlar dışında tek kullanımlık malzemelerin iki veya daha fazla kullanıldığı tespit edilirse malzeme bedelleri ödenmiyor” dendi. Dr. Demir ve Dr. Kılıç’a göre gerçeği yansıt mayan bu açıklama, hasta açısından büyük risk taşıyan ve kamuoyunda tepkiyle karşılanan uygulamadan geri dönmek yerine durumu kurtarmaya yönelikti. Son uygulamayla yayımlanan “zeyilname”de ise açıklamada belirtilenlerin tam tersini düzenleyen hükümler yer alıyor. SGK’nin “özel sağlık hizmeti sunucuları” ile yaptığı sağlık hizmeti alım sözleşmesinde “cezai şartlar”ı düzenleyen üç madde vardı: ‘Madde 11.1.11’e göre, tekrar kullanılmaması gereken tıbbi malzemenin yeniden kullanımı halinde bedellerinin ödenmeyeceği ve ‘her bir kullanım için’ 10 bin lira ceza verileceği belirtiliyordu. Bu hüküm kaldırıldı. Cezai şartları düzenleyen ikinci madde olan ‘Madde 11.1.13’e göre Sağlık Bakanlığı’nca yasaklanan ilaç ve tıbbi malzemelerin verildiği ve/veya kullanıldığı tespit edilirse her bir ilaç ve tıbbi malzeme için 30 bin lira ceza veriliyordu. Buradaki ‘her bir’ ifadesi kaldırılarak tekrar tekrar uygulamanın yolu açıldı. Yine ‘Madde 11.1.14’te bozuk, zamanı geçmiş ilaç, kan ve kan bileşenleri ile tıbbi malzemelerin kullanıldığı tespit edilirse her bir ilaç, kan ve kan bileşeni ve/veya tıbbi malzeme için 30 bin lira cezai şart uygulanıyordu. Buradan da ‘her bir’ ifadesi kaldırıldı. Tekrar tekrar kullanımın yolu açıldı. Özetle, zeyilname ile getirilen değişiklikle özel sağlık hizmeti sunucuları ile yapılan sağlık hizmeti alım sözleşmesi, SGK’nin açıkladığı gibi ağır yaptırım içermiyor, cezaları azaltıyor. * Bu madde hükmüne uymadığı gerekçesiyle kurumlara toplam kaç TL ceza kesildi ve bu maddenin kaldırılması ile affa girecek miktar ne kadar? * Bu madde kapsamında en yüksek ceza hangi merkezlere kesildi? KISA... KISA... * Standard Chartered yayımladığı raporda Türkiye için 2013 GSYH büyüme tahminini yüzde 4.0’ten 3.5’e indirdi. Standard Chartered, Türk ekonomisinde bir ani duruş beklemediğini anlatırken bugün yapılacak Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nda gevşek para politikası duruşundan geri adım atmasının beklendiğini aktardı. * Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği’nin 19. Olağan Genel Kurulu’nda Cem Negrin yeniden başkan seçildi. Negrin, yeni dönemde Türk hazır giyim endüstrisinin rekabetçi yapısını geliştirerek global pazarlardan daha fazla pay alabilmesi için çalışacaklarını ifade etti. * Türkiye’de beyaz eşya satışları haziranda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.2 düştü. Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği’ne göre, haziranda buzdolabı, derin dondurucu, çamaşır makinesi, kurutucu, bulaşık makinesi ve fırından oluşan 6 ana üründe 575 bin 814 adet satış yapıldı. 2012 Haziranı’nda 614 bin 518 adet satış yapılmıştı. Erdoğan’ın seçimler öncesi yüksek büyüme isteği ekonomi yönetimini zorluyor Başbakan’ın işi çıkmazda Ekonomi Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimler öncesi büyüme performansının yüksek seyretmesi isteği karşısında, Amerika Merkez Bankası’nın çıkış stratejisine başlayacak olması ve iç siyasetteki gelişmeler nedeniyle artan kur ve faiz oranları, ekonomi yönetimini zorlu bir sınavla karşı karşıya bırakıyor. Haftalar süren hükümet karşıtı protestoların yanı sıra giderek kırılgan hale gelen çözüm sürecine ek olarak seçim dönemi öncesinde Erdoğan’ın isteyeceği son şey büyümede sert bir yavaşlama. Erdoğan’ın Reuters’in analizine göre ‘faiz lobisi’nin Erdoğan’ın son dönemde giderek artan popülist söylemi, ‘faTürkiye’nin büyümesini iz lobisinin’ Türkiye’nin büve ekonomik istikrarını yümesini ve ekonomik istikhedeflediğini açıklaması, rarını hedeflediğini açıklamaSPK ve BDDK’nin art arda sı, Sermaye Piyasası Kurulu piyasadaki işlemlere yönelik ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun art arincelemeler başlatması da piyasadaki işlemlere yöneyatırımcıların lik incelemeler başlatması yatıgüvenini sarstı. rımcıların güvenini sarsıcı adımlar olarak algılandı. IMF’nin Türkiye eski temsilcisi ve Barclays Capital kıdemli ekonomisti Christian Keller, “Türkiye’nin hikâyesi kesinlikle ron işçilerin çalışma koşullarını iyileştirezarar gördü” dedi. Erdoğan’ın son olarak gaceği iddiasıyla gündeme getirdiği yeni tekzeteci Yiğit Bulut’u başdanışman olarak atalifin asıl amacının işçilerin sosyal ve senması, kredi kartları kullanımını eleştirmesi de dikal haklarını yok etmek olduğunu belirpiyasaları yatıştırmaktan uzak adımlar olarak terek, AKP’yi acilen ILO sözleşmesine yorumlanıyor. uygun düzenlemeler yapmaya çağırdı. Eurasia Group analisti Naz Masraff da “ErOran, “AKP’nin taşeron işçilerin çalışdoğan, bu son söylemleriyle iç politikada kama koşullarını ‘iyileştireceği’ iddiasıyzanç sağlamış olsa da hâlâ büyük cari açığını la gündeme getireceği yeni taşeronluk finanse etmek için önemli ölçüde dış finanstaslağı ile de asıl amacın işçilerin sosmana ihtiyaç duyan bir ekonomi için bunlar, yal haklarını ve güvencelerini yok etson derece verimsiz” yorumunu yaptı. mek olduğu açık” dedi. AKP, taşeronu 4’e katladı Ekonomi Servisi AKP döneminde, 10 yılda taşeron işçiliği tam 4 kat arttı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran’ın, sendikaların ve konfederasyonların verilerinden derleyerek yaptığı araştırmaya göre; 2002’de 387 bin dolayında olan taşeron işçi sayısı, AKP döneminde 4 kat artarak 2 milyona yaklaştı. Bunlardan 1 milyona yakınının da kamuda çalıştığı tahmin ediliyor. Taşeron işçiliğin işçilerin temel haklarını yok ettiğini, bir kölelik düzenine evrildiğini belirten Umut Oran, AKP’nin taşe Hattat ile China Coal Bartın’da kömür çıkaracak Ekonomi Servisi Hattat Holding, işletmeciliğini yaptığı Batı Karadeniz Mega Enerji Üssü Amasra Bartın’da yer alan taşkömürü rezervinde bulunan taş kömürlerini yer üstüne çıkartacak 2640 MW gücündeki santralda elektriğe çevirmek üzere Çin’in önde gelen kömür üreticisi olan China Coal ile kömür çıkartma anlaşması yaptı. Amasra’daki kömürlerin Avrupa ve Çin’den getirilecek yeraltı ve yerüstü makine, mekanizasyon, teçhizatlarıyla birlikte çıkartılmasını öngören anlaşma çerçevesinde, ilk yıllarda yılda 5 milyon ton, ilerleyen yıllarda 10 milyon ton taş kömürü elde edilecek .10 yıl içerisinde tamamlanması öngörülen bu projenin toplam yatırım tutarı 700 milyon dolara ulaşacak ve 11 bin kişi istihdam edilecek. Altın 1 ayın zirvesinde Ekonomi Servisi Japonya seçimlerinden destek alan yenin dolar karşısında değerlenmesi ve dolardaki değer kaybı altını bir ayın zirvesine taşıdı. Altının onsu yüzde 2’nin üzerinde yükselişle 1325 dolara kadar çıktı. Altın fiyatları geçen hafta ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil satın alma programını sonlandırmak için daha zamanı olduğu mesajı vermesiyle yükseliş ivmesine girmişti. Japonya’da seçim sonuçlarının ardından önceki gece saat 1’de dakikalar içinde 1297 dolardan 1314 dolara fırlayan altın gün içinde son 1 ayın zirvesine oturdu. Garanti Yatırım analisti Gökalp İçer, altında 1.300 dolar kritik seviyesinin aşılmasıyla 1.340 dolar seviyesinin gündeme gelebileceğine dikkati çekti. İçer, Fed’in 2014’te de tahvil alımlarını durduracağı beklentisinin, ABD tahvil faizlerini yükseltirken dolar endeksinin de güçlü seyretmesine yol açtığını ve bu ortamda ortauzun vadede altın üzerindeki satış baskısının süreceğini düşündüklerini ifade etti. 50 TL’ye 100 TL alıyorlar ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Kızılay’daki bir banka şubesinden kendi hesabına 50 TL gönderilmesinden toplamda 100 TL alındığını belirterek, “Böyle bir soygun olabilir mi? Taksiyle getirsek çok daha ucuz olacak” dedi. Erdoğan’ın “dış güçler” ve “emperyal güçler” adı altında sanal düşmanlar yarattığını söyleyen Vural, Başbakan’ın bizzat emperyal güçlerin eşbaşkanı olduğunu ve faiz lobisine destek verdiğini ifade etti. AKP döneminde bankaların kârlarını sürekli artırdığını, yurttaşlardan fahiş oranlarda farklı adlarla kesintiler yapıldığını belirten Vural, konu hakkında bankalarla görüşmediğini, bunu doğrudan Erdoğan’a şikâyet ettiğini ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle