Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 9 ‘Meğer suçlu Ethem’miş ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Kızılay’daki Gezi Parkı eyleminde Ethem Sarısülük’ün katil zanlısı polis memuru Ahmet Şahbaz hakkında istenebilecek en düşük ceza talebiyle dava açtı. İddianamede, sanık polis Şahbaz’ın “meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle adam öldürme suçunu” işlediği savunuldu. Mahkeme iddianameye kabul ederse sanık polis 1 yıl 4 aydan, 5 yıla hapis istemiyle yargılanacak. Sarısülük’ün ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten savcı Veli Dalgalı, olayın faili polis memuru Ahmet Şahbaz hakkında iddianame düzenledi. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulan iddianamede, Şahbaz’ın Türk Ceza Yasası’nın 81. ve 27/1 maddeleri uyarınca “meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle adam öldürme” suçundan cezalandırılması istendi. 15 sayfalık iddianamede, olay günü Güvenpark içinde bulunan çevik kuvvet polislerine geri çekilme emri verildiği, bu sırada 40 kişilik gösterici grubun polisin üzerine yürüyerek taş atmaya polis memurunun da havaya ateş etmeye başladığı belirtildi. İddianamade vurulma anı da “Bu sırada geriye dönerken tabancayı tuttuğu eli ve tabanca bir an yere paralel hale geldi. Şüpheli, bu konumdayken tabancasını üçüncü kez ateşledi, bu sırada Sarısülük elindeki taşı şüpheliye attıktan sonra uzaklaşmak için sola döndü. Tabancadan çıkan mermi çekirdeği Ethem’in başına sağ kulak hizasından isabet etti” şeklinde anlatıldı. lunduğu gösterici grubun şüpheliye yönelik taşlı saldırısı ile şüphelinin silahlı savunması arasında bir orantı yoktur. Meşru savunmada yasal sınır aşılmıştır. Ancak şüpheli kendisine saldırıda bulunan gösterici gruba karşı tabancasını çekerek havaya uyarı atışı yaptığı sırada, 3. atışı yapmak isterken dönüp kaçmaya çalıştığı esnada, omuz hizasından yukarıda tuttuğu tabancısının dönme hareketinin etkisi ile yere parelel hale gelmesi ve o konumda iken atış yapma sonucu Ethem Sarısülük’ün yaralanmış olması ile atış öncesi ve atış esnasında şüphelinin vücudunun muhtelif yerlerine isabet eden taşlar dikkate alındığında şüphelinin meşru savunma sınırını kasten aştığı söylenemez. Sınır kasıt olmaksızın aşıldı. Şüphelinin eylemi TCK 81. ve 27/1. maddelere uyan meşru savunmada sınırın aşılması suretiyle öldürme suçunu oluşturur. ” Sarısülük ailesinin avukatı Kazım Bayraktar, ceza talebini “aslında beraat istemek gibi bir şey bu” sözleriyle değerlendirdi. Yazarımız bu haftaki yazısını rahatsızlığından ötürü yazamadı. İsteği üzerine 15.07.2006 tarihli yazısını yayımlıyoruz. Erdoğan Ülkeyi İç Savaşa Götürür Milletvekili seçimlerinde oy kullananların üçte birinin oyları ile Büyük Millet Meclisi’nde üçte iki çoğunluk elde ederek Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan hakkında düşüncelerimi birçok kez yazdım. Kendisiyle kişisel hiçbir sorunum yok. Hiçbir zaman karşılaşmadık, yüz yüze görüşmedik. Benim Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı, Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde, sendikamızın o sırada Kabataş Setüstü’ndeki konutunun bir dönem önceden belediyeye birikmiş borcuyla ilgili olarak böyle bir olasılık söz konusuydu. Fakat daha önceki bir yazımda da söz ettiğim gibi, gidip Tayyip Erdoğan’dan bir şey istemek içimden gelmedi. HHH Çünkü yine aynı yazıda sözünü ettiğim gibi, Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığına aday olduğu dönemdeki TV konuşmalarından ve görüntülerinden şiddetle tedirginlik duymuştum. Beni tedirgin eden, siyaset ortamında ilk kez karşılaştığım bu kişinin katılmadığım görüşleri kadar ve belki onlardan da daha fazla, kendini fazlasıyla beğenmiş, kibirli, soğuk kişiliğinden yansıyan ürkütücü ve itici fanatizmdi. Tutuculuk ve kibrin bir aradalığı korkunçtur. Doğru bir dünya görüşünü bile sevimsiz kılacak bu kişisel özellik, tutucu bir dünya görüşüyle bir araya geldiğinde, “fanatizm”in ulaşabileceği sonuçları kestirmek güç değil. Tayyip Erdoğan’ın kişiliğinin bende uyandırdığı tedirginliği, üniversite öğrenciliğim döneminde, 1960’lı yıllarda, o zamanki CKMP’yi bir çeşit parti içi darbeyle ele geçiren Alparslan Türkeş için de duymuş ve bu duygumu arkadaşlarıma da söylemiştim. Oysa Türkeş’in siyasetçi olarak kimliği o sırada çok da belirgin değildi, ya da hiç değilse biz sosyalist gençler tarafından gerektiğince bilinmiyordu. Sonraki yıllarda yaşananlar, bu önsezimi ne yazık ki doğruladı. Tayyip Erdoğan’a ilişkin bir başka izlenimim, yine daha önce yazdığım gibi, belediye başkanlığından alındığında, İstanbul Belediye binası önündeki bir topluluğa yaptığı bir konuşmaya tesadüfen tanık oluşumla ilgilidir. Bu, görevden alınan bir belediye başkanının veda konuşması değil, kışkırtıcı bir meydan okumaydı. Tayyip Erdoğan, bildiği, inandığı yolda kararlılıkla yürüyen biri. Doğru (bilimsel, kuşkucu, araştırıcı, hümanist) dünya görüşüne sahip bir insan için erdem sayılacak bu özellik, tutucu bir dünya görüşü sahibinin kişiliğinde fanatizmin derecesini artırır. Tayyip Erdoğan’ın kendi çevresindeki “karizma”sı buradan geliyor. Kararlı, kibirli, katı, uzlaşmaz kişiliğinden... Başbakanlığı öncesinde de benim gibi kendisine ilişkin olumsuz izlenimleri olanlar kuşkusuz ki vardı. Başbakanlığı sırasında ise bütün bir toplum onu yeterince tanıdı. Başbakanlık eninde sonunda siyasal bir kurumdur. Cumhurbaşkanı ise ülkenin kimliği demektir. Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olmasının, ülkemiz için çok ağır sonuçları olacağını düşünüyorum. Çünkü Tayyip Erdoğan herhangi bir cumhurbaşkanı olmayacak. O ve yandaşları, devletin en tepesine çıkmış olmanın güveniyle, bildikleri yolda daha sakınmasız ilerleyecekler. Ve kaçınılmaz olarak da aynı sakınmasızlıkta karşı tepkiler, karşı duruşlar, karşı koyuşlar oluşacak... Böylece de Cumhurbaşkanlığı makamı ülkeyi temsil etme simgesel değerini, saygınlığını, yasal konumunu yitirecek. Demokrasiye güven daha da sarsılacak. Toplum kargaşaya sürüklenecek ve korkarım ki bir iç savaşa doğru hızla yol alacak. Amerika Birleşik Devletleri’nin istediği acaba böyle bir Türkiye mi? HHH Tayyip Erdoğan ve yandaşları, böyle bir Türkiye’nin kendilerinin de sonu olabileceğini düşünmüyorlar mı? Cumhurbaşkanı olan bir Tayyip Erdoğan’ın siyasetin dışında kalacağını ve böylece AKP ile daha kolay baş edebileceklerini düşünenler varsa, bu olasılık gerçekleşir de AKP lideri Çankaya’ya çıkarsa, ne kadar yanılmış olduklarını acı biçimde göreceklerdir. ‘Meşru savunma sınırı aşılmadı’ İddianamenin son bölümde ise eylemin hukuki değerlendirmesi yapıldı. Şüphelinin Ethem’i doğrudan hedef almadığı ileri sürülen iddianamede, şu ifadeler kullanıldı: “Sarısülük’ün de aralarında bu Polis şiddetiyle ağır yaralanan Dilan Dursun, savcıya verdiği ifadede sorumlulardan şikâyetçi oldu ‘Polis önce vurdu sonra ALİCAN ULUDAĞ ANKARA Başkentteki Gezi eylemlerinde hayatını kaybeden Ethem Sarısülük’ün Kızılay’daki anma törenine yapılan polis müdahalesinde ağır yaralanan üniversite öğrencisi Dilan Dursun, yoğun bakımdan çıktıktan sonra savcılıkta verdiği ifadede, “Kızılay’daki müdahale sonrası Kurtuluş’a kaçtık. Burada kaldığım yurda dönmek isterken polis, arkadan kafama hedef gözeanık: Polis tilmek suretiyle biber ga kapsülle vurdu zı kapsülü attı” dedi. DurÖte yandan, Dilan’ın vusun, olay nedeniyle görme rulmasına ilişkin bazı kişiler ve hafıza kaybı yaşadığını de tanık olarak ifade verdi. söyledi. Tanık olarak ifade Mert Deniz Özkaya ifadeveren Mert Deniz Özkaya sinde, Kızılay’daki polis müda Dilan’ın zırhlı Akrep’ten dahalesi sonrası Kurtuluş’a atılan gaz bombasıyla yere kaçtığını belirterek “Bu sıradüştüğünü belirtirken “Araç da 3 adet Akrep isimli potan inen polisler ne olduğu lis aracı yoğun gaz kapsülü na baktı, vatandaşlar tepki atarak ve kişilerin üzerine gösterince de hakaret edip hedef gözeterek vatandaşgittiler. 112’yi aradığım lara müdahale etmeye başda görevliler güvenlik se ladı. İsmini sonradan öğbebiyle ambulans gönde rendiğim Dilan Dursun’un remeyeceklerini bildirdi” bu sırada yere düştüğüifadesini kullandı. nü gördüm. YeHacettepe Ünire düştüğünde versitesi Sosyal dikkatlice bakHizmetler Bö tığımda, yanınlümü öğrencisi, da halen yoğun 20 yaşındaki Digaz çıkaran bir lan Dursun, önkapsül olduğuceki gün Ankara nu gördüm. Ben Adliyesi’ne gelebir şeyin Dilan’a rek soruşturmaçarpma anını yı yürütün savcı görmedim an Mustafa Demir’e cak koyu renkli müşteki sıfatıyla ve Akrep isimli ifade verdi. DurDilan Dursun iki adet polis arasun, yaşadıklarını cı vardı. Bunlar şöyle anlattı: vatandaşlara yakın mesafeden hedef gözeterek gaz afıza kaybı tüfeği ile atış yapıyordu. yaşıyorum’ Benim tahminim Akrep “16 Haziran günü aracından atılan gaz kapBeştepe Kız Öğrenci sülü ile Dilan yaralandı. Yurdu’ndan çıkarak Et Zaten bu Akrep araçları hem Sarısülük’ün cenaze dışında çevrede müdahale sine katılmak için Kızılay’a eden başka bir araç veya geldim. Kızılay’dayken po polis yoktu” diye konuştu. lis önce TOMA ile su sıktı, ardından ise biber gazıymbulans la müdahale etti. Bunun göndermediler’ üzerine Kurtuluş’a doğDilan yaralandığında heru koştum. Buraya gele men yanına gittiğini anlane kadar müdahale yoğun tan Özkaya, Akrep’ten üç şekilde devam etti. Kurtu tane kamuflaj elbiseli 3 poluş civarındayken kaldı lisin çıktığını ifade etti. Bu ğım öğrenci yurduna dön kişilerin yüzünü görmedimek istedim. Ancak bir ğini belirten Özkaya, şöykaç adım sonra yürüdü le konuştu: ğümde hatırladığım ka“Bu kişiler 3 metre kadarıyla karşıma bir TO dar yanımıza yaklaşarak MA ve Akrep aracı çıktı. ne olduğuna baktılar. Bu Yurda dönmek istediğim sırada ise diğer Akrep’ten için bunların bulunduğu hâlâ gaz bombası atılmayerden geçemeyeceğimi an ya devam ediyordu. Çevlamadım. Bu yüzden ge rede bulunan kişiler, 3 pori dönerek yurda nasıl gi lise tepkide bulununca ondeceğimi birisine sorma lar da ‘Ne yapalım’ diyeyı düşündüm. Geri dönüp rek hakaret edici tarzda yürüdüğüm bu sırada ka konuşarak tekrar araca famın arka kısmından bir binip oradan ayrıldılar.” darbe geldi, bayıldım. O Tanık Özkaya, olaydan andan sonrasını hatırlamı sonra 112’yi arayarak amyorum. Çevrede herhangi bulans istediğini anlatırken bir müdahale olmaması, de “2 defa adres konusunbenim ise yürüyerek git da görüşme yaptım. Ancak mem dikkate alındığında, Dilan’ın durumu çok kötü kafama hedef gözetilmek olunca vatandaşlar onu sisuretiyle bu kapsülün atıl vil bir araçla hastaneye gödığını düşünüyorum. Bu türdü. Bir süre sonra beeylemi gerçekleştirilenler ni arayan sağlık görevlileden şikâyetçiyim.” ri güvenlik sebebiyle amHalen tedavi sürecinin de bulans gönderemeyecekvam ettiğini belirten Dilan lerini bildirdi” dedi. Dursun, “Birkaç gün önce psikiyatrik tedavim ile kulakburunboğaz tedavim de yapıldı. Şu anda gözümde görme konusunda sıkıntı mevcuttur. Ayrıca burnum da kırık durumdadır. Yine kafamın arkasında, aldığım darbe sonucunda çökme bulunmaktadır. Ben olayı net olarak hatırlıyorum ancak kelime unutma konusunda hafıza kaybı yaşıyorum” bilgisini verdi. hakaret etti’ Korucuların emeklilik maaşı yüzde 70 zamlandı T AKP’de tersine çözüm Silahlı PKK’liler cenazede Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi yakınlarındaki Kato Dağı’nda geçen yıl güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölen “Mehmet Goyi” kod adlı PKK Askeri Meclis üyesi Mehmet Kaplan için Van, Hakkâri ve Şırnak üçgeninde bulunan Faraşin Yaylası’nda cenaze töreni düzenlendi. Cenazeye BDP Van Milletvekili Nazmi Gür, Van Belediye Başkanı Bekir Kaya ile terör örgütü PKK’nin Van eyalet sorumlulardan Simko Derik kod adlı terörist ile elinde uzun namlulu silahlar bulunan PKK’liler katıldı. Cenazede PKK ve Abdullah Öcalan lehine sloganlar atıldı. BDP’li Gür, önümüzdeki yerel seçim sonrası özerkliği kutlayacaklarını belirterek “Artık 4 parçadaki Kürt halkının birleşme zamanıdır. Bu süreç ile gençlerin ölümlerinin önüne geçildi. Bu çok anlamlı ve çok erdemli bir duruştur. Bu süreç, bizim için büyük bir önem ve onur taşıyor. Bu süreç bizleri Kürdistan topraklarında özgürlüğe götürecektir” dedi. Öte yandan Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan Özbal, Divani ve Şenol otellerine önceki gece saat 01.30 ile 02.30 sıralarında el yapımı patlayıcı ve molotoflu saldırılar düzenlendi. Ölen ve yaralanan olmazken saldırganlar kayıplara karıştı. ‘H Erdoğan, gençleri palayla suçlayıp gözdağı verdi: ‘A Şiddetin karşılığı şiddet olur! Yurt Haberleri Servisi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yine Gezi Parkı Direnişi’ndeki eylemcileri hedef aldı. Eylemcileri darbecilikle suçlayan Başbakan, üniversite gençliğini paladan bile sorumlu tutarak gözdağı verdi. BİNGÖL’E MAKYAJ FIRAT KOZOK Polis üniversitelere geliyor Erdoğan, “Devletin kendi güvenlik güçlerini üniversitelere yerleştireceğiz. Molotofkokteyli ile palayla, şunla bunla dolaşan bir gençlik biz arzu etmiyoruz” dedi. Erdoğan, dün 1996’da temeli atılan Bingöl Havaalanı’nın açılışını yaptı. Erdoğan, Türkiye’de de Mısır’dakine benzer darbe senaryosunun uygulanmak istendiğini iddia etti. Bingöl Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’ndeki iftar yemeğine katılan Erdoğan, buradaki konuşmasında “Şiddetin karşılığı şiddettir” dedi. Erdoğan, üniversitelere devletin güvenlik güçlerini yerleştireceklerini söyledi. Her karşı düşünceye saygılarının olduğunu söyleyen Erdoğan, “İnancına güveniyorsan, karşı inanca da bir defa saygı duyacaksın. Ancak olayı şiddete taşımayacaksın. Eğer şiddet varsa şiddetin karşılığı şiddettir” diye konuştu. Erdoğan, Şırnak’ta açılacak havalimanına KADEP Genel Başkanı Şerafettin Elçi’nin isminin verileceğini açıkladı. ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı Bingöl Havaalanı açılış töreni öncesi Bingöllüler yıllardır görmedikleri hizmete kavuştu. Daha önce 24 Temmuz olarak planlanan açılışın tarihi 12 gün erkene çekilince, kent merkezindeki billboard’lar, bir anda Erdoğan’ın afişleriyle donatıldı. Karayolları Bingöl Müdürlüğü de geceli gündüzlü bir çalışmayla yıllardır onarım bekleyen yolları tamir etti. Kentin ana caddeleri boydan boya yenilenirken Bingöllüler de yaz aylarını toz içinde geçirmekten kurtuldu. Kent merkezinin yanı sıra çevre illerden açılışa gelecekler için Erzurum, Muş ve Elazığ güzergâhındaki yollar da yenilendi. Belediye kitlenin kalabalık görünmesi için kentin değişik noktalarından ücretsiz servisler kaldırıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, çözüm sürecinin tıkanmaması için yasal adımların atılacağı bir paket bekleyen BDP’yi, torba yasa ile korucuların emekli maaşlarına yüzde 70’e varan iyileştirme yaparak şoke etti. Yeni korucu alınmaması, koruculuğun sona erdirilmesi ve suça karışmış korucuların yargılanıp cezalandırılması BDP’nin çözüm sürecine ilişkin “olmazsa olmaz” talepleri arasında yer alıyordu. PKK’deki üst düzey yönetim değişikliği, silahlı güçlerin başına kaydırılan Murat Karayılan’ın, “Gelecek hafta önemli. Süreç tıkanmadı ama tıkanabilir” açıklaması sonrası, hükümetten gelecek bir çözüm paketi ile ilgili beklentisi artan BDP, önceki gece torba yasada korucu sürprizi ile karşılaştı. BDP, çözüm paketi beklerken hükümet korucuların emeklilik maaşlarını yükseltti. Korucuların emeklilik maaşlarındaki iyileştirme Meclis’te torba yasa görüşmelerinde yeni bir madde ihdasıyla gerçekleştirildi. AKP, CHP ve MHP’nin ortak imzasıyla kabul edilen madde ile 55 yaşını doldurduğu için görevleriyle ilişiği kesilen köy korucularının maaşları yüzde 70’e varan oranlarda artırıldı. Maaş artışından 15 bin köy korucusu yararlanacak. Yapılan düzenlemeyle korucuların en düşük maaşları 384 bin liradan 653 liraya, en yüksek ise 614 liradan 883 liraya yükseltildi. Düzenlemeden ayrıca korucuların dul kalan eşleri de yararlanacak. Buna göre korucuların dul eşlerine verilecek ölüm yardımı 1152 liradan 3 bin 839 liraya yükseltildi. Korucularla ilgili düzenleme üzerinde söz alan BDP Hakkâri Milletvekili Adil Zozani, grupların ortak imzasıyla madde ihdasında kendilerinin de imzalarının bulunduğunu ancak korucularla ilgili önergeden haberdar olmadıklarını söyledi. Zozani, “Sehven ifade edildi, önergede ismim olduğu ifade edildi. Yalnız biz o önergede muhtarların maaş artışlarıyla ilgili bir düzenleme olduğunu düşünerek, ben imzamı atmıştım ancak daha sonra Başkanlık Divanı’na bu imzayı geri çektiğimizi ifade ettim” diye konuştu. ‘Öcalan evlenecek iddiası süreci magazinleştirmek’ AYŞE SAYIN ANKARA BDP’liler Abdullah Öcalan’ın “evlenmeye hazırlandığı” iddialarını “çözüm sürecini magazinleştirmek” olarak nitelendirirken İmralı görüşmelerinde böyle bir konunun hiç gündeme gelmediğini ifade etti. Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Metehan Demir’in CNN Türk’de yaptığı Öcalan’ın evleneceği yönündeki açıklaması, gündeme bomba gibi düştü. Demir, “Öcalan uzun zamandır yüksek bir ego ile hareket ediyor. Bugüne kadar hep PKK, KCK ve sürece yönelik taleplerle bulunup direktifler verdi. Biraz da kendisi için isteyecek ve medeni durumunda bir değişme olabilir” değerlendirmesini yaptı. İddiaya, İmralı’ya giden isimlerden BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’dan yalanlama geldi. Buldan, görüşmelerde konunun hiç gündeme gelmediğini belirtti. BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık da ilk kez Kürt sorununda “çözüm aşamasına” gelinmişken bu iddiaların ortaya atılmasının süreci magazinleştirme çabası olduğunu ifade etti. BDP’nin imza yanlışlığı