14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUz 2013 CUMARTESİ 8 Metin, ‘Bizi de alın’ deyince örgüt kurmakla suçlandı HABERLER ‘Başbakan’a müdahale ettim diye...’ ÖZLEM GÜVEMLİ Savcılığın “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlamasıyla tutuklanmasını istediği Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Beyza Metin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı ancak hâlâ tutuklanabileceğini düşünüyor. “Türkiye’de bunlara alıştık artık” diyen Metin, bu süreçte eylemleri bire bir yönlendiren kişi olmamasına karşın örgüt kurmakla itham edilmesini Taksim Dayanışması’nın yaptığı görüşmede Başbakan Tayyip Erdoğan ile Arzu Çerkezoğlu arasındaki tartışmaya “Bir kadınla böyle konuşamazsınız” diye müdahale etmesine bağlıyor. Metin, 8 Temmuz günü Gezi Parkı’na gitmek için İstiklal Caddesi’nde toplandıkları sırada Mücella Yapıcı ve arkadaşlarının gözaltına alınmasına tepki göstermek için “bizi de alın” deyince gözaltına alındı. Metin, kendini bir anda suç örgütü kurucusu olarak buldu. Gözaltı sürecini ve hakkındaki suçlamaları gazetemize değerlendiren Metin, polis otobüsünde kadın polislerin “Döveriz hatta başka şeyler de yaparız” diyerek sözlü cinsel tacizde bulunduğunu anlattı. Metin, “Numarasını aldık, kendisinden şikâyetçi olacağım. Erkeklerin dünyasında daha erkek davranarak ayakta durmaya çalışıyorlar sanırım. Cinsel içerikli sözlü tacizi bir kadından duymak psikolojik olarak çok yıpratıcıydı” dedi. Nezarethanedeyken tuvalete gitmeden önce saatlerce bekletildiklerini hatta “uzak” bahanesi ile bazen erkekler tuvaletine götürüldüklerini söyledi. Suça karşı savaşıyorum İstanbul Haber Servisi Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi ÇED Danışma Kurulu Sekreteri Mücella Yapıcı, hakkındaki suç örgütü kurma iddiasına “Ben suç örgütü değil suça, hukuksuzluğa karşı savaşan bir örgütün çalışanıyım” şeklinde yanıt verdi. Polis fezlekesinin tamamen yalan ve hatalarla dolu olduğunu söyleyen Yapıcı, “Taksim Dayanışması’nı platform olarak adlandırmışlar. Daha yargıladığı şeyin ismini bilmiyorlar” dedi. Yapıcı, mahkemede “Ben 62 yaşında, sağlık sorunları olan ama çalışmak zorunda olan sıfır mülkiyeti olan bir kadınım. İsteseydim çok farklı konumda olurdum ama hayatımı ben böyle seçtim. Boğazımdan helal olmayan tek lokma geçmedi” diye konuştu. Taksim yayalaştırma projesi sürecini anlatan Yapıcı, planlara karşı dava açtıklarını sonuç beklenmeden kazıların başladığını 3 Temmuz’da iptal kararını öğrendiklerini ifade etti. Vali parkın açıldığını duyurduktan sonra kızıyla parka gitmek için yola çıktıklarını anlatan Yapıcı, Sıraselviler Caddesi’nde polisle karşılaştıklarını “Parka gidemezsiniz” diyerek engellendiklerini kaydetti. Polisin kendilerini itmeye başladığını ifade eden Yapıcı, “Bunu gören Şehir Plancıları Odası’ndan Akif Burak Atlar beni korumaya çalıştı. Polislerin kızımı da 12 Gezi Parkı direnişçisi, gece yarısına doğru “Her yer Taksim, her yer, direniş” ve “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları arasında adliyeden çıktı. terilen belgedeki yazının kendisine ait olmadığını söyledi. Yapıcı “Bana ait olsa dahi suç unsuru taşımıyor. Gaz maskesini de evlere biber gazı sıkıldığından kalp hastası olduğum için aldım. O da zaten bozuk çıktı” dedi. Yapıcı, Twitter ve Facebook’u da çok fazla kullanmayı bilmediğini belirtti. Mücella Yapıcı, hakkındaki suç örgütü kurma iddiasına yanıt verdi Bir telefonla öğrendik Yapıcı, Gezi Parkı eylemlerinin nasıl başladığını da şöyle anlattı: “27 Mayıs günü yönetim kurulu toplantısından dönüyordum. Bir telefon geldi. Divan Oteli’nin ön kısmına dozerle girildiğini öğrendik. Divan Otel tarafındaki inşaat kısmı son derece hukuksuz projeye dayanmayan bir kazıdır. ‘Nasıl gecenin 11’nde bunu yapıyorsunuz, izniniz var mı’ dedik. ‘Yok’ dediler. O zaman bunu yapamazsınız dedik. Biz o gün 03.30’a kadar 30 arkadaş durduk. 28 Mayıs’ta bu duyuldu saat 11’e doğru makineler geldi ve girmeye başladılar. Parkın borularını ve enerji hattını patlattılar. Enerji hattıyla su bir araya geldi. O anda inanın ağaç bile umrumda değildi. Kepçe oraya kepçesini atsaydı kepçeci ölecekti. Gidip tek başıma ağaca sarıldım. Aslında ağacı değil kepçeciyi korudum. Sonra polis beni çembere aldı, yüzüme bir tüp gaz sıktı”. Gezi Parkı Direnişi’ne ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve önceki gece yarısı mahkeme tarafından serbest bırakılan Taksim Dayanışması üyeleri, Çağlayan’daki İstanbul Adliye Sarayı önünde coşkuyla karşılandı. (Fotoğraflar VEDAT ARIK) almaya çalıştığını gördüm, onu kurtarmaya çalıştım. Bizi o sırada çembere aldılar. Orada bulunan arkadaşlarım da beni korumak için kol kola girdiler. Ezilme tehlikesi geçirdim. Polise mukavemet etmedim. Ben polise sadece arkamı döndüm, eğer arkamı dönmekle mukavemet ediyor sam bunu kabul ediyorum” diye konuştu. Yapıcı hayatında ilk kez gözaltına alındığını belirterek polis ve savcılık aşamasında örgüt kurmak veya üyesi olmakla ilgili bir suçlama yapılmadığını kaydetti. Evinde yapılan aramada bulunduğu öne sürülen ve savcılıkta kendisine gös Bıçağı da almışlar Gözaltındayken evinde yapılan aramada ortak kullandıkları bilgisayarların harddisklerin imaj kopyalaması yapılmadan el konulduğunu, iki fotoğraf makinesinin, baret ve deniz gözlüğünün alındığını söyledi. Ev arkadaşına ait bir bıçağın da patlamış gaz fişeklerinin de alındığını aktardı. Katıldığı toplantılarda tuttuğu notlara polisin el koyduğunu söyleyen Metin, “Polise mukavemetimle ilgili evimde hangi delili arayabilirler? Evlerimizin aranması son derece hukuksuz ve insan haklarına aykırı” dedi. Taksim Dayanışması’ndan nasıl örgüt çıkarılacağını merak ettiğini söyleyen Metin “Kürtlere mi dayandıracaklar, Ergenekon’a mı bağlayacaklar? Aslında kafaları çok karışık. Buradan bir örgüt çıkmaz. Olayların faturalarını birilerine kesmeye çalışıyorlar ama Taksim Dayanışması’nı hiç anlayamamışlar” dedi. Yoğun bakım odasında sivil polis İstanbul Haber Servisi CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin doğrudan attığı biber gazı kapsülünün başına isabet etmesi sonucu ağır yaralanan Filistin asıllı Türk vatandaşı 34 yaşındaki Lobna Allami ve 17 yaşındaki M. A. T’yi Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ziyaret etti. Tekin, polisi orantısız güç kullanmaması yönünde uyardı. Savcı sormadı Metin, savcının da suç örgütüne dair hiçbir soru yöneltmediğini ama hâkimin karşısına örgüt yöneticisi olarak çıktıklarını vurguladı. Bu suçlamada Başbakan ile yapılan görüşmedeki tavrının etkili olduğunu düşünen Metin kamuoyuna yansıyan “aşırı sendikacı” olayını şöyle anlattı: “Çerkezoğlu Başbakan’a ‘Bu sorun sadece park meselesi değil sosyolojik bir boyutu da var biraz dilinizi yumuşatmanız gerekiyor’ dedi. Başbakan da ‘Ben sosyolojiyi sizden mi öğreneceğim haddinizi bilin’ diyerek bağırmaya başladı. Ben de dayanamadım ve ‘Bir kadınla böyle konuşamazsınız’ diyerek sesimi yükselttim. Başbakan de ‘Bir kadın da bir erkekle böyle konuşamaz’ dedi. Sonra araya girdiler ve Başbakan’ı salondan çıkardılar.” Taksim Dayanışması üyeleri: En büyük suç örgütü fezlekeyi hazırlayanlar Ankara’da 5 tahliye ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Başkentteki Gezi Parkı eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle tutuklanan 36 kişiden 5’i, avukatlarının itirazı üzerine tahliye edildi. İtirazı değerlendi ren Terörle Mücadele Yasası’nın 10. maddesiyle görevli hâkim Nihal Uslu, tutuklu zanlılar Sıla Uzunpınar, Ulaş Kaman, Sercan Ulu, Mert Arslan ve Erdem Altınkaya’yı serbest bıraktı. “Terör örgütü üyeliği” suçundan haklarında soruşturma yürütülen zanlıların, “delil yetersizliğinden” tahliye edildiği belirtildi. A Mahkeme itirazları kabul etti Ev arama kararı kalktı dliye önündeki meydanda Taksim Dayanışması adına açıklama yapan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu üyesi Dr. Osman Öztürk de Taksim’de ve Türkiye’nin dört bir yanında parklarına ve yaşam tarzlarına sahip çıkmak için, AKP faşizmine ve diktatörlük girişimlerine karşı 45 gündür direndiklerini belirterek “Gaz bombaları, cop, plastik mermi ve tazyikli sularla saldırıyorlar. Gözaltına alıyorlar, tutukluyorlar, yılmıyoruz” dedi. 8 Temmuz günü “Gezi Parkı’na gitme suçunu” işleyen Taksim Dayanışması üyelerinin 3 gün hukuksuz bir şekilde gözaltında tutulduklarını vurgulayan Öztürk, “Arkadaşlarımızı alacağımızı ve polis fezlekesi denilen o paçavrayı yırtıp atacağımızı söyledik. Hazırlanan fezlekede ‘Taksim Dayanışması’na suç örgütü’ dediler ama mahkeme kararıyla bu ülkedeki en büyük suç örgütünün bu fezlekeleri hazırlayanlar ve arkadaşlarımızı gözaltına alanlar olduğu ortaya çıktı” diye konuştu. Tek bir arakadaşlarının bile tutuklu kalmasına izin vermeyeceklerini söylediklerini anımsatan Öztürk, özetle şunları söyledi: “Arkadaşlarımızla bir araya geldiğimiz için çok daha güçlü ve kararlıyız. 45 gündür yürüttüğümüz mücadeleyi aynı güç ve kararlılıkla devam ettireceğiz. Mücadelemizi Mehmet Ayvalıtaş’ın inancı, Abdullah Cömert’in kararlığı, Ethem Sarısülük’ün yiğitliğiyle ve AKP’nin eli sopalı milislerine öldürttüğü Ali İhsan Korkmaz’ın yüreklerimizde bıraktığı acı ile sürdüreceğiz. 19 yaşındaki gençlerimizi öldürüp, 14 yaşındaki çocuklarımızın kafasına gaz mermisi atıyorlar. Bu saldırılardan korkmuyoruz, unutmayacağız ve affetmeyeceğiz.” ‘Diktatörlükten vazgeçsinler’ M. A. T.’nin babası Mehmet Tombul da “Öldürmek amaçlı oğlumun kafasına sıkıyor. Benim vergimle maaşları ödeniyor. Kamuda çalışan herkes kendi kafasına göre adam öldürmek isteyebilir mi? Bunlar ‘kim olursa olsun önüne geçeni öldür’ emrini almış. Demek ki bu yönetim, bu yöneticiler katil” ifadelerini kullandı. Baba Tombul “Polisimiz destan yazdı” ifadesini eleştirerek şöyle konuştu: “Destan ne bilmiyorlar. Halka ‘dur’ demek yerine kendilerine biraz ‘dur’ deseler her şey düzelir. Diktatörlükten vazgeçsinler. Yoğun bakıma bilgi almak için sivil polis geliyor. Biz bile bilgi almak için doktorların yoğun bakımdan çıkmasını bekliyoruz. Yüreğimizle oğlumuzun geri gelmesini isterken onlar farklı amaçların peşinde. Ne yapacaksın yoğun bakımda? Yarım kalan işi mi tamamlayacaksın? Aklıma o geliyor çünkü ameliyat olduğu günün akşamı girilmiş. Benim canım o, izin vermem. Tarihe bunlar kara bir leke olarak geçecek.” İnce arama hukuki değil İstanbul Haber Servisi Mimarlar Odası İstanbul Şubesi ÇED Danışma Kurulu ve Taksim Dayanışması Sekreteri Mücella Yapıcı’nın polis tarafından çıplak bir şekilde çömeltilip öksürtülerek aranması Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu’na aykırı olduğu bildirildi. Avukatlar, “ince arama” olarak tabir edilen bu uygulamanın ancak vücudunda bir şey sakladığına dair suç isnadı ya da şüphesi varsa yapılabileceğini söylediler. Avukat Efkan Bolaç, normal prosedürde böyle bir arama olmadığına dikkat çekti. Bolaç, normal şartlarda bir eylemde polise mukavemetten gözaltına alınanlara ince arama yapılmadığı gibi evlerinin de basılıp aranmadığını kaydetti. Gözaltı sürecini “hukuk garabeti” olarak niteleyen Bolaç, “Bütün bu olanları hukuken anlatmak mümkün değil. Tek açıklaması Gezi’nin rövanşını almak istiyorlar” dedi. Bolaç, 31 Mayıs ve 1 Haziran’daki Gezi Parkı eylemlerinde gözaltına alınan 7 kadının da çıplak şekilde arandığını ve hukuki işlem başlatıldığını söyledi. İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı’na gitmek isterken Taksim’de 8 Temmuz günü gözaltına alınan 5 kişinin evlerinin aranmasına yönelik mahkeme kararı kaldırıldı. Mahkeme, arama nedenini oluşturan fiilin açıkça gösterilmemesi nedeniyle arama kararının hukuken eksik olduğuna hükmetti. Hukuksuz şekilde yapılan ev aramalarında polisin el koyduğu gaz maskesi, baret, deniz gözlüğü delil sayılmayacak. 5 kişinin avukatları dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne giderek polisin “delil” olarak el koyduğu eşyaları teslim aldı. 8 Temmuz’da gözaltına alınan Taksim Dayanışması üyesi 5 kişinin evleri 9 Temmuz Salı günü polis tarafından basılarak arandı. Aramalar sırasında imaj kopyalaması yapılmadan bilgisayar harddisklerine, cep telefonlarına, fotoğraf makinelerine, dergilere, broşürlere, deniz gözlüklerine “suç delili” olarak el konuldu. 5 kişinin avukatları ise ev arama kararlarına itiraz etti. İtirazları 53. Asliye Ceza Mahkemesi ve 7. Asliye Ceza Mahkemesi görüştü ve her iki mahkeme de dün yapılan itirazları yerinde bularak arama kararlarını iptal etti. Mahkeme, arama nedenini oluşturan fiilin açıkça gösterilmemesi nedeniyle arama kararının hukuken eksik olduğuna hükmetti. ‘Gözüm üzerinizde’ İstanbul Haber Sevisi Taksim Gezi Parkı eylemlerinde polisin sıktığı plastik mermiyle tek gözünü kaybeden İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nde eğitim gören Sepehr Vahabi eylemlere mezuniyet töreninde de destek verdi. Polisin attığı plastik mermi sonucu tek gözünü kaybeden İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisi İran kökenli Sepehr Vahabi isimli öğrenci İTÜ’de yapılan mezuniyet töreninde kendi fotoğrafının yer aldığı ve “Gözüm üzerinizde” yazılı bir pankart taşıdı. ‘Mağduriyet telafi edilemez’ Gözaltına alınanlardan Ender İmrek’in eşi olan ve birlikte yaşadıkları ev polis tarafından aranan avukat Yıldız İmrek, hukuka aykırılığın şimdilik düzeltildiğini ancak doğan mağduriyeti telafi edemeyeceğini söyledi. İmrek şöyle konuştu: “Biz bu kararı talep eden savcı ve kararı veren hâkime ilişkin maddi manevi talep hakkımızı kullanacağız. Haklarında suç duyurusu da dahil gerekli hukuki işlemleri yapacağız. Benim özel hayatıma haksız olarak müdahale edildi. Bu kararla olabildiğince mağdur edilmeye çalışıldık.” Avukat Tora Pekin de “Peşinen zorlama bir karar olduğu ortaya çıktı. Süreç baştan aşağı politik bir süreçtir. 53. Asliye Ceza Mahkemesi hukuku hatırlatmıştır. Hükümetin yargıya yönelik baskısına karşı yargıçların cesaretleriyle verdiği emsal oluşturacak bir karardır” ifadelerini kullandı. MEDENİ YILDIRIM’IN VURULDUĞU YERDE BASIN AÇIKLAMASI YAPILACAK Dayanışma Lice’ye gidiyor MAHMUT ORAL DİYARBAKIR Taksim’de Gezi Parkı Direnişi’ne öncülük eden sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu Taksim Dayanışması Platformu üyeleri ve Ankara’daki eylemler sırasında polis tarafından başından vurularak öldürülen Ethem Sarısülük’ün ai lesi bugün Diyarbakır’a geliyor. Platform üyeleri ve Sarısülük’ün ailesi önce Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Kayacık köyünde karakol yapımını protesto ederken askerlerin açtığı ateşle öldürülen 18 yaşındaki Medeni Yıldırım’ın vurulduğu noktada saat 11.00’de bir basın açıklaması yapacak. Platform üyeleri daha sonra Yıldırım’ın ailesini ziyaret edecek. Daha önce Sarısülük’ün öldürüldüğü yerde “duranadam” eylemi yapan Yonca S, de Kayacık Jandarma Karakolu önünde Medeni Yıldırım’ın öldürüldüğü noktada Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım ile el ele tutuşarak 24 saatlik eylem yaptı. İzMİR/MERSİN İzmir’deki protesto eylemlerini kışkırttıkları ve kamu mallarına zarar verdikleri gerekçesiyle İzmir merkezli Balıkesir, Bursa ve Manisa’da gerçekleştirilen operasyonda, 15 kişi gözaltına alındı. Daha önce gerçekleştirilen 3 operasyonda gözaltına alınlardan 35’i tutuklanmıştı. Eskişehir’de yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz için İzmir’de de yüzlerce kişi önceki akşam Gündoğdu’dan Konak Alanı’na yürüdü. Öte yandan, Mersin’de gözaltına alınan 10 kişi serbest bırakıldı. İzmir’de 4. dalga
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle