14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Beyoğlu esnafı, son dönemde ortaya çıkan palalı, sopalı adam görüntülerinden rahatsız. Polisin kendine yakın gördükleri esnafa ‘Sopayı alın, yetersiz kaldığımız yerde devreye girin’ dediğini anlatıyorlar 7 Esnafa ‘saldırın’ telkini MELTEM YILMAZ Yanıtını Arayan Soru... Nice kayıplarla ve yoklukta var edilen çabalarla kurulmuş olduğu için, içime sinmese de ivedilikle yanıtlanması gereken sorunun şu olduğunu düşünüyorum. “Türkiye Cumhuriyeti, devlet olmaktan çıkıyor mu?” HHH AKP’nin dile getirdiği başarılara temmuz ayının bu sıcak günlerinde kar yağıyor olması, Cumhuriyet’in bugüne kadar yazıp çizdiklerini de doğruluyor. Özlemle andığımız İlhan Selçuk’un “Yine haklı çıktık” yargısını “keşke çıkmasaydık” dercesine söylediğini de unutmamak gerek. Çünkü Türkiye’nin geriye değil, ileriye gitmeye gereksinimi var. HHH AKP’nin en sanal övünmelerinden biri “Dönemlerinde faili meçhul ölümler olmamasıydı”. Gezi Parkı Direnişi’nden dolayı İstanbul’da, Ankara’da, Eskişehir’de polisin hedef gözeterek attığı biber gazı fişekleriyle, tekmeler ve coplarla saldırılar sonunda yaşamlarını yitiren gençlerle ilgili soruşturma faili meçhuller üzerinde sürüyor. Ne büyük rastlantıdır ki, Eskişehir’de aralarında sivil polislerin de bulunduğu ileri sürülen cop ve beysbol sopalı saldırganlarla ilgili görüntüler yok. Bilirkişiler saldırının başlamasını izleyen 1820 dakikalık görüntünün silinmiş olduğunu söylüyorlar. Yurtdışındaki görevinden ifade vermek için dönen subayı “kaçar” diye tutuklayan yargı, palalı saldırganı “kaçmaz” diye salıveriyor ve saldırgan Fas’a kaçıyor... Bir başka ölümcül saldırı sırasında, kayıttaki objektifin yönü değiştiriliyor; ekrana ağaçlar, kuşlar geliyor. Masum gençlerin ve sivil toplum örgütü yöneticilerinin üstüne yıkılmaya çalışılan vandallığın, devlet görevlileri tarafından kurgulandığını gözlerden saklama çabası, asıl gerçeğin ortaya çıkmasını önleyemiyor. Yaşamlarını yitiren gençler için sıradan bir başsağlığı dilemeyi bırakın, devlet görevlisi rütbeli polisin düşerek ölmesi sonrasında bile ağızları bıçak açmıyor. Çünkü Gezi Direnişi’ni lanetlemek gerekiyor. Her yanlışını başkalarına fatura etmekte uzmanlaşmış olan iktidarın, Gezi Direnişi sürecindeki yaklaşımı ve gerekçeleri kimileri için de inandırıcı olmaktan hızla çıkıyor. HHH Bir anda, Silivri davalarının soruşturma aşamasında yaşanan bilgi kirliliği hortlayıverdi. Çıkarları AKP iktidarı ile örtüşen çevreler, iktidarın ülke yönetimindeki ayıbını örtmek için sanal teröristler yaratmak amacıyla ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Taksim Alanı’nda polis korumasıyla gerçekleştirilen 5 yıldızlı iftarın ortaya koyduğu rezalet övülüyor, halkın kendi iftarlıklarıyla oluşturulan “yeryüzü iftarı” yerden yere vuruluyor. Ekonomide, uzmanların geleceğini günler önce haber verdikleri kötü gidişi, “faiz lobisi” gibi saçma ve sanal bir nedene bağlama çabaları da onca araştırmasoruşturmaya karşın fos çıkıyor. HHH Bize, insanlara şeytanın tuzak kurduğu, o nedenle de dikkatli olunması öğretilmişti. Ama öğrendik ki Allah da (hâşâ) tuzak kurarmış. Sözün bittiği yerdeyiz... Eylemcileri suçlamıyoruz Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Eşbaşkanı Berrakkarasu, esnafın gezi eylemcilerini suçlamadığını söylüyor. Berrakkarasu, esnafla halkın karşı karşıya getirilmek istendiğini kaydediyor. Son dönemlerde ortaya çıkan palalı, sopalı, satırlı görüntülerle bu görüntülere eşlik eden “esnaf eylemciden rahatsız” söylemleri, Beyoğlu’nda tedirginliğe yol açıyor. Biz de Beyoğlu’na giderek esnafın içinde bulunduğu ruh halini anlamaya çalıştık, ancak bu hiç de kolay olmadı, çünkü onlar fişlenmekten fena halde korkuyor. “Konuşursam yanarım” düşüncesiyle, mümkün olduğu kadar sessiz kalmaya çalışıyorlar. Ancak bu sessizlik, bir süre sonra gergin dışavurumlara yol açıyor... Esnaf saldırganları kendi aralarında “Ak Gömlekliler” olarak tanımlamaya başlamış. Önce çay ocağı sahibi A.D’yle buluşuyoruz. Söze, Gezi eylemlerini desteklediğini söyleyerek başlıyor: “Gezi Parkı, ‘Mağdurların Parkı’dır.” Şöyle devam ediyor: “Eylemlere katılan esnafın fotoğrafları çekiliyor. Sonra da kapatma cezası geliyor. Her türlü baskı var. Beyoğlu Belediyesi, ken Polisin görevini yurttaş yaptı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’ın ölümünü Dikmen Caddesi’nde protesto etmek isteyen yurttaşlara pala ile saldırmaya çalışan kişinin İlkadım Mahallesi Muhtarı Yılmaz Yıldırım’ın oğlu Ataman Yıldırım olduğu öğrenildi. Telefonla ulaştığımız baba Yılmaz Yıldırım, olayı doğrulayarak “Evet benim oğlum. 23 yaşında bir insan. Evi, ayrı barkı ayrı. Beni ilgilendiren bir konu değil. Olayla ilgili onunla da konuşmadım. Ama bu olayı doğru bulmuyorum. İnsanlar protesto gösterisi yapabilir” dedi. Polisin ise söz konusu kişi hakkında işlem yapmak için savcılıktan talimat beklediği bildirildi. Polis üç gündür şüpheliyi yakalayamazken, 4 vatandaş şüphelinin adını savcılığa vererek suç ihbarında bulundu. dinden olan esnafın ruhsatı yokken bile hiçbir işlem yapmazken kendinden olmayan esnafa tüm belgeleri olmasına rağmen ceza kesiyor. Beyoğlu’nu Gezi eylemcileri değil, belediye bitirdi. Esnaf da bunun farkında.” A.D, tam da bu noktada, önemli bir konuya dikkat çekiyor. Kamuoyunda büyük tepki çeken saldırganları kimin cesaretlendirdiğini merak ettiklerini belirterek “Sivil polis olup olmadığı bilinmeyen bazı kişiler, esnafa ‘Sopalarınızı alın, eylemcileri sokağınıza sokmayın, yaralılara kapınızı açmayın, bizim yetersiz kaldığımız yerlerde devreye girersiniz. Biz si zi görmeyiz’ şeklinde laflar söylüyor. Esnaf bu adamlardan rahatsız” diye konuşuyor. Tahir Berrakkarasu, Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği Eşbaşkanı, ama o bu kez esnaf kimliğiyle konuşmak istediğini söylüyor. Beyoğlu’nda bir elektrik malzemesi dükkânı var, orada buluşuyoruz. “Beyoğlu’nda bu süreçte ciddi bir sivil polis rotasyonu oldu. Ve buradaki yeni polislerin, bu süreçte kendine yakın gördüğü esnafa ‘Bence bir beysbol sopası edin. Ben senin yerinde olsam çoktan sopayı koymuştum, kafasını gözünü kırmıştım’ şeklinde telkinler yaptığını duyuyoruz. Bunun en son Nevizade esnafına yapıldığını duyduk.” Berrakkarasu, esnafın Gezi eylemcilerini suçlamadığını söylüyor: “İyi niyetli bir yerel yönetim olsaydı zaten uzun zamandır süregelen esnafın zararını nasıl karşılayacağını düşünürdü. Ama bu süreç uzadıkça, hükümetle eylemciler arasında uzlaşı yolu bulunmadıkça, ‘Ak Gömlekli’ler diye tabir ettiğimiz kişilerin sayısı giderek artıyor.” Bölgedeki diğer esnaf da söze katılıyor. Biri, “Polis yoksa sorun yok, polis ne zaman işin içine girdiyse eylemcileri terörize ediyor ve ipler kopuyor” diyor. ‘Eylem değil müdahaleler işimizi bitirdi’ İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı eylemlerine polisin yoğun biber gazı ve TOMA’larla yaptığı artık neredeyse rutin bir işleme dönen müdahalesinden Beyoğlu esnafı da mağdur oldu. Esnafa göre müşteriler, eylemlerden değil polisin müdahalesine maruz kalmaktan korktuğu için Beyoğlu’na gelmeye çekiniyor. “İnsanlar artık evden çıkmaya korkuyor” diyen Beyoğlu esnafı, müdahaleler sırasında müşterilerinin can güvenliğini sağlayamadıklarını belirtiyorlar. Esnaf, “35 gündür iş yapamıyoruz. Kiralarımızı ödeyemiyoruz. Eylemcilerin esnafa zarar vermek gibi bir düşüncesi olduğuna inanmıyoruz” diyor. Taksim’de Gazeteci Erol Dernek Sokak’ta bulunan bir kafenin çalışan C. B. müdahale anında kaçacak yer olmadığı için yoğun şekilde gaza maruz kaldıklarını anlatarak “Polis içeri girip sığınanları tekme, tokat, yumrukla gözaltına alıyor. Çoğu esnafın kepengine gaz bombaları saplandı, camlardan içeri gaz bombaları girdi” dedi. Aynı sokakta kafe sahibi M. M.’de kiralarını ödeyemediklerini belirterek “Giderlerimizi karşılayamadık. Çevredeki birçok esnaf aynı durumda. Bunu polisin sert şiddetine bağlıyorum. Bir müdahalede bulunmadığı takdirde eylemler barışçıl biçimde bitiyor” dedi. Büyükparmakkapı’da bar sahibi A.K. eylemlerin polis müdahalesi yokken esnaf açısından olumsuz sonuçlara yol açmadığını anlatarak “Ne zaman ki polis müdahaleye başladı, o zaman iş yapamadığımız gibi işyerlerimiz de zarar gördü. Müdahale yapılmayan iki hafta çok güzeldi. Parktan gençler gelip yiyip içip, parka geri dönüyorlardı. Biz bir an önce artık olayların bir şekilde son bulmasını ve polisin çekilmesini istiyoruz” diye konuştu. Nevizade’de mekân sahibi G.T de zarar ettiklerini vurgulayarak “Müşterilerimiz sokağa çıkamaz hale geldiler. Çoğu gün dükkânlarımızı açamaz hale geldik hatta dükkânlarımızda mahsur kaldığımız oldu. Dükkânların içine gaz doldu, içine polis girdi. Zarardan eylemcileri sorumlu tutmuyoruz. Demokrasi mücadelesine yasalara aykırı şekilde müdahale ediyorlar” dedi. “Esnafta eylemcilere karşı bir ‘nefret’ oluşturulmaya çalışılıyor” diyen G.T, “Bu sebeple ortalık sakinken Nevizade’ye akreple girdiler” diye konuştu. Önce serbest bırakıldı, sonra yakalama kararı çıkarıldı ama o şimdi Fas’ta! Palalı’yı kaçırdılar K ocamustafapaşa’da önceki gece gerçekleşen bıçaklı ve sopalı saldırıya karşılık olarak dün akşam “Yeryüzü Sofrası” kurularak iftar verildi. Oluşturulan yer sofrasına mahalleliler yoğun ilgi gösterdi. İftar öncesi yaşanan küçük bir gerilim dışında semtte yeni bir gerginlik yaşanmadı. Bıçaklı, sopalı saldırganlar bu kez Kocamustafapaşa’da ‘Hepinizi keserim’ İstanbul Haber ServiYarın akşam toplanırsanız kaç si Eskişehir’deki protestolarkişi ölür sayamazsınız. Burada da hayatını kaybeden Ali İsmatoplanmayın, Taksim’e gidin” il Korkmaz’ı anmak için İstanbul tehditleri savruldu. Kameralara Kocamustafapaşa’da toplanan yansıyan görüntülerde “Hepinikalabalığa, eli sopalı ve bıçaklı bir zi keserim” diyen bir kişiye, yagrup saldırdı. Saldırganların, halnındakilerin “Hacı abi” diye hitap ka “Yarın da gelin bakalım, geettiği, saldırganların bazı gençleri lirseniz sizi öldürürüz” şeklinyakalayarak dövdüğü dikkat çekde tehditler savurduğu belirtildi. ti. “Her akşam her akşam buraSaldırının elebaşısı olduğu iddia dasınız. Yeter. Taksim’e gidin” edilen B.A. Facebook hesabındiyen saldırganlar, olayın ardınB.A’nın AKP mitin dan bir arabaya binip kaçtı. dan “Bundan sonra Kocamusginde çekildiği öne tafapaşa Meydanı’nda Gezi eysürülen fotoğrafları lemi bitmiştir” yazdı. AKP miılıçdaroğlu’nu sosyal medyada paytinginde çekilen fotoğrafları sosvuracağım’ dedi laşım rekoru kırdı. yal medyaya düşen B.A. tepkileB.A’nın saldırıdan hemen sonre neden oldu. ra Facebook’taki adresi üzeFatih’in Kocamustafapaşa rinden “Bundan sonra Kocamustafapasemtinde düzenli olarak salı ve perşembe şa Meydanı’nda Gezi eylemi bitmiştir” günleri bir araya gelerek güncel tartışmalar yazması dikkat çekti. Zanlı B.A’nın AKP misürdüren Kocamustafapaşa Forumu, önceki tinginde çekildiği öne sürülen fotoğraflaakşam Ali İsmail Korkmaz için yürüme kararı da sosyal medyada paylaşım rekoru kırrı aldı. Halkın yoğun katılım gösterdiği forumdı. B.A’nın Facebook adresinden yayımladığı da saygı duruşu yapıldı, mum yakıldı. Grup, fotoğrafta küçük bir çocuk ile çocuğun elin“Gezi şehitleri ölümsüzdür”, “Ali’nin kadeki oyuncak tabanca da dikkat çekti. B.A. tili AKP’nin polisi”, “Her yer Taksim her ise bu fotoğrafın altına “Ne yapıcan dedim. yer direniş” sloganlarıyla Kocamustafapaşa Kılıçdaroğlu’nu vurucam dedi. Niye deMeydanı’na yürüdü. Meydanda kitleye, elindim, çapulcuların başı o dedi. Doğru yolde sopa ve bıçak bulunan 1520 kişilik bir dasın yiğen” diye yazması sosyal medyada grup saldırdı. Saldırı sırasında halka “Yarın tepkilere neden oldu. da gelin bakalım, gelirseniz sizi öldürürüz. ‘İlk iki hafta çok güzeldi’ ‘K ‘Esnaf olarak arada kaldık’ Nevizade’de bulunan bir restoran sahibi C.D. bu süreçte yaklaşık 30 bin lira zarar ettiklerini bazı dükkânların çalışanlarını işten çıkarmak zorunda kaldığını anlattı. C.D. “İnsanlar ayrıştırıldı. İşyerimde bazı televizyon kanallarını açtığımda müşteriler ‘Yandaş medyayı kapat’ diyerek bana tepki gösteriyor. Polisten gaz atmamalarını istediğimizde de polis bize kızıyor, esnaf olarak arada kaldık” diye konuştu. İstanbul Haber Servisi Gezi Parkı direnişçilerine Talimhane’de pala ile saldıran Sabri Çelebi’nin Fas’a gittiği ortaya çıktı. Mahkeme Çelebi’yi 7 Temmuz’da kaçma şüphesi olmadığı gerekçesiyle serbest bırakmış, 11 Temmuz’da da hakkında yakalama kararı çıkartmıştı. Taksim’de polisin müdahalesinden kaçan göstericilere Talimhane çevresinde pala ile saldıran, genç bir kıza tekme atan saldırgan Sabri Çelebi’nin 10 Temmuz Çarşamba günü 16.30’da THY’nin tarifeli uçağıyla Fas’ın Kazablanka şehrine gittiği öğrenildi. Şüpheli Çelebi’nin, Türkiye’ye dönüş için 10 Ağustos tarihli uçak bileti bulunduğu anlaşıldı. Odatv’ye konuşan Çelebi, kaçtığı yönündeki haberlere tepki gösterdi. Fas’ta ameliyat olan kayınpederini ziyarete gittiğini savunan Çelebi, “Eşim ve çocukların psikolojisi bozuldu; ben de 10 günlüğüne getireyim onları dedim. Geldiğimde tutuklama kararı yoktu zaten. En geç 10 gün içinde geri dönüyorum. Avukatım ‘gel’ dediği zaman geleceğim. Kaçacak bir ceza yok ki, niye kaçayım? Millet adam öldürüyor, kaçmıyor. Ben kendimi savundum, ekmeğimi savundum diye niye kaçayım. Benim ceza almamam gerekiyor normalde ama ceza da alacağım; sıkıntı yok” dedi. Taksim Talimhane civarında, 6 Temmuz Cumartesi akşamı, Gezi Parkı’ndaki yapılaşma projesine karşı gösteri yapanlara pala ve döner bıçaklarıyla saldırdıkları gerekçesiyle Çelebi’nin de bulunduğu 4 kişi gözaltına alınmıştı. Şüpheliler, 7 Temmuz’da savcılık sorgularının ardından “kasten yaralama” ve “kamu görevlisine mukavemet” suçlarından tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edilmiş, 4 şüpheli serbest bırakılmıştı. Savcı, Çelebi’nin tutuklanmasını talep etmiş, 11 Temmuz’da tutuklanması için hakkında yakalama kararı çıkarmıştı. Direnişten mezuniyet yok METE KIZIK İZMİR Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi’nin mezuniyet gecesine, Gezi Direnişi damgasını vurdu. Katledilenleri fotoğraflarıyla anan mezunlar, “Komedi yapmak için tek ihtiyacım; bir park, bir polis memuru ve güzel bin kız Şarlo”, “Diren Gezi, diren müzik”, “Bize demokrasinin resmini çizebilir misin RTE”, gibi çok sayıda “özlü” pankart da açtı. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Füzün’ün katılmadığı törende, açılış konuşmasını yapan okul birincisi Ozan Atala, “Yaşamlarını yitirenlere, yaralananlara, tutuklananlara selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Etrafımızı saran sanat düşmanlığına, hukuksuzluğa, mutsuzluğa karşı sanat yoluyla mücadele etmeliyiz” dedi. Katledilen yazarımız Uğur Mumcu’nun, “Ecelsiz öldürüldük, dövüldük, asıldık, vurulduk. Ey halkım unutma bizi” pankartı gözyaşları ve alkışlarla karşılandı. ‘Taksim güvensizliği oluştu’ Küçükparmakkapı’da bulunan bir bar çalışanı M.Ç. de müdahalelerde kullanılan yoğun biber gazı nedeniyle müşteri gelmediğini ve kiralarını ödeyemediklerini, hem kendilerinin hem de müşterilerin can güvenliğinin tehlikede olduğunu anlattı. Barın sahibi İ.K. ise “Beyoğlu esnafı olarak hafta sonu iş yapmamız gerekirken olaylar sanki bilinçli bir şekilde özellikle cumartesi gününe denk getirildi. İnsanlarda ‘Taksim’ denilince bir güvensizlik oluştu. Müşteri potansiyelimiz gittikçe düştü” dedi. ‘Ali İsmail’i iktidar öldürdü, bize yaşatmak düşer!’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi protestolarında gözaltına alınan 13 yaşındaki A.A’nın annesi Derya A. ve polis müdahalesiyle gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya’nın kardeşi Vahap Sakıkaya’yı dün parti genel merkezinde kabul etti. A.A ve Sarıkaya’nın sağlık durumu hakkında bilgi alan Kılıçdaroğlu, geçmiş olsun dileklerini iletti. Derya A. ve Vahap Sarıkaya da mağdurlara gösterdiği yakın ilgi nedeniyle Kılıçdaroğlu’na teşekkür etti. Kılıçdaroğlu, Eskişehir’de dövülen ve yaşam mücadelesini kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın “katilinin” AKP iktidarı olduğunu söyledi. Görüşünü Twitter hesabından paylaşan Kılıçdaroğlu, “Özgürlük ve insanlık için direnen Ali İsmail Korkmaz’ın katili iktidardır. Onlar, Ali İsmail’i öldürdü; bize de bundan sonra yaşatmak düşer!” diye mesaj attı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle