14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 TEMMUz 2013 CUMARTESİ 10 HABERLER 12 EYLÜL İÇİN KRİTİK KARAR Mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda yapılan başvuruları reddetti Ergenekon’da tahliye yok İstanbul Haber Servisi Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, CHP İzmir Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın da aralarında bulduğu tutuklu sanıkların Anayasa Mahkemesi’nin uzun tutukluluk sürelerine ilişkin iptal kararına dayanarak yaptıkları tahliye taleplerini “yürürlüğe girmediği” gerekçesiyle reddetti. Mahkeme kararında Anayasa Mahkemesi’nin kararının henüz yürürlüğe gireceği sürenin Resmi Gazete’de yayımlanmadığına dikkat çekti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanıklar Mustafa Balbay, CHP zonguldak Milletvekili Prof.Dr. Mehmet Haberal, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, gazeteci Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu sanıkların avukatları Anayasa Mahkemesi’nin “Devletin güvenliğine, anayasal düzene, milli savunmaya ve devlet sırlarına karşı ve casusluk suçlarında CMK’de öngörülen tutuklama süresinin iki kat uygulanacağına ilişkin hükmünü iptal eden” kararını gerekçe göstererek tahliye talep etti. CHP Milletvekili ve gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın avukatları, Mehmet İpek, Aydın Metin ve Ulaş Özkan dün davaya bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sundukları dilekçede Anayasa Mahkemesi’nin kararına dikkat çekti. Avukatlar, Anayasa Mahkemesi’nin, terör ve örgütlü suçlarda uzun tutukluluk süresinin 10 yıl hesaplanmasına dayanak oluşturan Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesindeki “Ceza Muhakemesi Kanunu’nda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır” düzenlemesini iptal kararının altını çizdi. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın basında yer alan “Hâkim takdirinde bu konudur. İsterlerse 10 yıl kuralı, bir yıl daha yürürlükte olmakla birlikte hâkimler tahliye kararı verebilirler” sözlerine dikkat çeken avukatlar “Anayasa Mahkemesi Başkanı Kılıç, Anayasaya aykırılığı Anayasa Mahkemesi tarafından oybirliğiyle tespit olunmuş bir düzenlemenin mahkemelerce uygulanmaması gerektiğinin altını çizmiştir” dedi. Davada tutuklu bulunan 66 kişinin tutukluluk incelemesini yapan mahkeme heyeti, kararında Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını gerekçe göstererek yapılan tahliye taleplerine ilişkin açıklama yaptı. Mahkeme, Anayasa Mahkemesi’nin Resmi Gazete’de yayımlanmasından bir yıl sonra yürürlüğe girmesine hükmettiği kararına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “1982 Anayasası’nın 153. maddesi hükmü karşısında, Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu iptal kararı ancak Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla veya Resmi Gazete’de yayımlanacak gerekçede belirlenen sürenin dolması ile yürürlüğe gireceğinden, Terörle Mücadele Kanunu’nda 6352 sayılı Kanun ile değişik 10. maddesi halen yürürlükte olup tutuklu sanıkların durumları bu madde hükmüne ve dosya kapsamına göre değerlendirilerek karar verilmiştir.” Tüm işkence davaları düşebilir KONYA (Cumhuriyet) 12 Eylül darbesinin ardından “yasadışı örgüt üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak” suçundan tutuklanan avukat Hüsnü Yıldırımer, yaşadığı işkenceler nedeniyle dava açtı. Ancak Konya 4. Ağır Ceza Mahkemesi, “zamanaşımı” gerekçesiyle davayı bitirdi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da yerel mahkemenin kararının onanmasını talep etti. Eğer karar onanırsa 12 Eylül ile ilgili yerel mahkemelerde süren tüm davalar düşebilir. Avukat Hüsnü Yıldırımer, “Yargıtay tarafından zamanaşımı kararı onanırsa, Türkiye’de bu yönde açılan tüm davalar düşecek. Dolayısıyla 12 Eylül ile hesaplaşma bir başka bahara kalacak. 12 Eylül 2010’da yaptığımız referandum da boşa çıkmış olacak ve biz boş vaatlerle kandırılmış olacağız” dedi. Konya Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı avukat Şaban Uçlusoy ise işkencenin insanlık suçu olduğunu vurgulayarak “İşkence evrensel hukukta insanlık suçu olarak kabul edilmektedir. Bu suçların hakkında zamanaşımı nedeniyle davanın düşürülmesi mümkün değildir. Bu uluslararası sözleşmelerde de Türkiye Cumhuriyeti’nin imzası vardır” dedi. Alan, Anayasa Mahkemesi’nin kararının hemen yürürlüğe girmesi gerektiğini söyledi Özgürlük ertelenemez İğneli Fırça IŞIK KANSU ASKERLERDEN TAHLİYE İSTEMİ İzMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Kamuoyuna “askeri casusluk” olarak yansıtılan İzmir merkezli gizli belge bulundurma davasında yargılanan bazı tutuklu askerler, salıverilmeleri için avukatları Murat Ergün aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Avukat Ergün, Dünya Ticaret Merkezi’ndeki rüşvet davasını emsal aldıklarını belirterek “Anayasa Mahkemesi emsal davada hukuka aykırı biçimde elde edilen verileri delil kabul etmemiş ve sanıkları beraat ettirmiştir” dedi. Ergün, “Sözde Askeri Casusluk Davası’ndan tutuklu bulunan muvazzaf subaylar hakkında, emsal davada uygulanan içtihada uygun davranılması ve deliller hakkında hukuki yerindelik denetiminin yapılması durumunda tahliye kararının çıkabileceğini düşünüyoruz. En doğru ve adil kararın verileceğinden şüphe duymuyoruz” dedi. ZAFER TEMOÇİN Bakanın oruç kazası [email protected] ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Genel Kurulu’nda dün “Darbelere dayanak gösterildiği” belirtilen Türk Silahlı Kuvvetler Yasası’nın 35. maddesinin değiştirilmesini de içeren yasa önerisi ele alındı. Yasayla ilgili bilgi vermek için kürsüye çıkan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, oruç olduğunu unutarak kürsüdeki bardaktan su içti. Yılmaz uyarılar üzerine ağzında kalan suyu bardak altlığına geri çıkardı. Yılmaz yasayla TSK’nin artık “yurtiçindeki olaylara müdahalede kullanılmayacağı” iddialarının gerçeği yansıtmadığını savundu. ANKARA Eski Danıştay Başkanı Nuri Alan, temel hak ve özgürlüklerde bir ertelemenin söz konusu olamayacağını belirterek Anayasa Mahkemesi’nin tutukluluk süreleriyle ilgili iptal kararının hemen yürürlüğe girmesinin bir zorunluluk olduğunu açıkladı. Alan, Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, hangi suçla ilgili olursa olsun 10 yıllık tutukluluk süresini adil, makul ve hukuka uygun kabul etmek mümkün olmadığı için Anayasa Mahkemesi’nin, bugünkü yapısına karşın, iptal kararı vermek zorunda kaldığına değinerek “10 yıllık tutukluluk süresini kabul etmek, adil yargılamanın önemli ilkelerinden olan ‘makul sürede yargılamayı sonlandırma’ ilkesi ile de bağdaşmaz” dedi. Mahkemenin iptal kararının yürürlüğünün 1 yıl ertelenmesinin, davanın konusu ile çelişki oluşturduğuna değinen Alan, şu görüşleri savundu: “İptal kararlarının yürürlüğünün ertelenmesi, iptal kararının hemen yürürlüğe girmesi halinde ortaya bir boşluğun çıkması, örneğin kamu hizmetinin ifasının durması, yerine getirilememesi, idarenin örgütlenmesinde bir kopukluğun meydana gelmesi ya da teknik niteliği öne çıkan kamu hizmetlerinin durması hallerinde idarenin yeni bir yasal düzenleme yapabilmesi için başvurulan istisnai bir hukuki yöntemdir. Temel hak ve özgürlüklerle ilgili, hele hele insanın özgürlüklerini en ağır biçimde sınırlayan, bazı hallerde tümüyle yok eden tutuklama, cezalandırma gibi konularda verilen iptal kararlarının hemen yürürlüğe girmesi zorunludur. Ertelenmesi düşünülemez. Bırakınız yılları, ayları, birkaç gün dahi özgürlüklerin ortadan kaldırılmasının kişi üzerindeki olumsuz etkilerinin, yarattığı travmanın ve bunların asla telafi edilemez olmasının düşünülmesi ve anlaşılması, bu görüşün haklılığını ortaya koymaktadır.” Alan, ertelemeye karşın mahkemelerin ne türde kararlar vermesi konusunda da düşüncelerini dile getirirken “Mahkemeler ve yargıçlar, gerçekten mahkeme ve yargıç niteliğini taşıyorlarsa, anayasaya aykırılığı saptanmış ve açıklanmış bir yasa kuralını artık uygulayamazlar” dedi. Alan, şöyle konuştu: “Mahkemelerin kararlarında sonuç olarak hukuku hayata geçirmeleri gerekir. Hukuka aykırı bir kurala dayanarak karar vermeleri mümkün değildir. Eğer iptal edilen yasa kuralı uygulanarak verilmiş bir karar mevcut ise, bu kararın da ilgililerin müracaatını beklemeden derhal ortadan kaldırılması zorunludur. Mahkemeler, bu konuda hukuken bağlı yetki içindedirler.” Alan, iptal kararı henüz yürürlüğe girmediği, dolayısıyla “mahkemelerin ancak erteleme süresi sonunda bu kararı uygulayabilirler” görüşünün hukukla bağdaşmayan ham ve sığ bir görüş olduğunu kaydetti. Çelişki oluşturuyor 28 Şubat’a 1 tahliye ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 28 Şubat davasına bakan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi, tutuklu sanık Tuğgeneral Mehmet Faruk Alpaydın’ın tahliyesine karar verdi. Mahkeme, iddianamenin kabul kararıyla birlikte de 37 tutuklu sanığın tahliyesine karar vermişti. Son tahliyeyle birlikte 28 Şubat davasında tutuklu yargılananların sayısı 37’ye düştü. RTÜK’te başkan Dursun’un istifası yolda Görüşmeler incelenecek İstanbul Haber Servisi Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin faili Ogün Samast’ın “terör örgütüne üye olmak” suçundan yargılanmasına devam edildi. Mahkeme heyeti Samast’ın telefon görüşme kayıtlarıyla ilgili CD ve TBMM Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı’ndan gelen CD’lerin incelenmesine karar vererek duruşmayı 5 Kasım 2013 tarihine erteledi. Televizyonların FIRAT KOZOK Kemal Güven uğurlandı patronu değişiyor! ANKARA İkinci kez seçildiği başkanlık görevi önümüzdeki hafta dolacak olan RTÜK Başkanı Prof. Dr. Davut Dursun, üçüncü dönem için kurumdan sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’tan beklediği sinyali alamadı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşünü de alan Arınç’ın, başkanvekili Taha Yücel’den yana tavır almasına bozulan Dursun’un başkanlık seçiminin ardından RTÜK üyeliğinden istifa edebileceği belirtiliyor. Deniz Feneri davası sanığı Zahid Akman’ın istifa etmesinin ardından, RTÜK üyeleri tarafından başkanlığa seçilen Dursun, 2009’da devraldığı iki yıllık başkanlık süresini 2011’de tamamlamış, ancak Erdoğan ve Arınç’ın işaret etmesiyle bir kez daha aynı göreve seçilmişti. Ancak Dursun, kurumda izlediği politikayla sık sık eleştiri oklarını üzerine çekmişti. Kendisini göreve getiren kurul üyeleriyle arasında hiyerarşik bir yapı oluşturmakla eleştirilen Dursun, bazı kararları üyelere danışmadan alması nedeniyle de tepki toplamıştı. Dursun’un tepki çeken uygulamalarından bir başkası da kurul üyelerine verilen yüksek kira yardımlarıyla ilgiliydi. Dursun, her yıl Meclis’teki bütçe görüşmeleri sırasında Arınç’ı eleştirilerin hedefi yapan 4 bin TL’lik kira yardımlarını, görüşmelere saatler kala 2 bin 500 TL’ye çekmişti. Dursun’u, AKP nezdinde de yıpratan bir başka olay da, Ankara dışından gelecek RTÜK mensupları için “misafirhane” amacıyla edinilen Bilkent Park Sitesi’ndeki iki daireden birini kullanması olmuştu. Eski Meclis Başkanı Kemal Güven, Ankara’da Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından, Devlet Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde düzenlenen cenaze töreninde, Güven’in ailesi taziyeleri kabul etti. Önceki gün yaşamını yitiren Güven için düzenlenen cenaze törenine TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı ve çok sayıda milletvekili katıldı. (Fotoğraf: AA) Sedat Şahin’e ceza yağdı YARGITAY KARARINI VERDİ İstanbul Haber Servisi 2005 yılında düzenlenen Sahra operasyonu kapsamında Sedat Şahin ve 102 kişi hakkında açılan dava karara bağlandı. Yaklaşık 8 yıl süren davanın son duruşması dün İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sedat Şahin, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kasten adam öldürmeye azmettirmek, yağma, hürriyeti tehdit” suçlarından 3 kez müebbet ve 40 yıl 5 ay hapisle cezalandırıldı. Hukukla bağdaşmayan sığ görüş Vicdani retçi tutuklandı Haber Merkezi Vicdani retçi Onur Erden, Güney Kıbrıs’ın sınır dışı etmesinin ardından Türkiye’ye gönderildi. Atatürk Havalimanı’na getirilen Erden, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı’nda askeri mahkemeye çıkarıldı ve tutuklanarak Kasımpaşa Askeri Cezaevi’ne konuldu. Beklenen mesaj gelmedi Kurumun bugüne kadarki çalışmaları hakkında Arınç’a bilgi veren Dursun, yeni dönem için Arınç’ın nabzını yokladı. Ancak Arınç, Dursun’a beklediği mesajı vermedi. Arınç’ın bu tavrı üzerine şok yaşayan Dursun’un, RTÜK’ten ayrılmak konusunda karar aşamasında olduğu belirtiliyor. 70 sanığa 10’ar yıl hapis BURSA (Cumhuriyet) 2011 yılında iptal edilen BursasporBeşiktaş maçı öncesi çıkan olaylarla ilgili toplam 92 sanığın yargılanması tamamlandı. Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesi, 70 sanığı 10’ar yıl 7’şer ay 27’şer gün hapis cezasına çarptırdı. 20 sanığın beraat ettiği yargılama sonunda, olaylarda pala kullanan 2 kişi 11 yıl 5’er hapis cezasına çarptırıldı. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay 9. Ceza Dairesi, kamuoyunda “poşu davası” olarak bilinen davada yargılanan Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Fakültesi öğrencisi Cihan Kırmızıgül’e gizli bir tanığın teşhisi sonucu “silahlı terör örgütü faaliyeti kapsamında patlayıcı madde bulundurma” suçundan verilen mahkumiyet kararını onadı. Kırmızıgül’ün “örgüt üyeliği” için verilen hüküm ise bozuldu. Kırmızıgül, İstanbul’da bir gösteri sonrasında gözaltına alınmış, boynunda bulunan “poşu” da dava dosyasındaki “deliller” arasında girmişti. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Kırmızıgül’e, “terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” ve “terör örgütü faaliyeti kapsamında yakıcı madde ile mala zarar verme” iddiasıyla 7 yıl 1 ay, “patlayıcı madde bulundurma ve atma” iddiasıyla ise 4 yıl 2 ay hapis cezası verildi. Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Kırmızıgül’ün, “patlayıcı madde bulundurma” suçundan mahkumiyetine dair hükme ilişkin temyiz itirazını reddederek, yerel mahkemenin kararını onadı. Kırmızıgül’ün cezası onandı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle