15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 TEMMUZ 2013 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR KAMİl MAsArAcı’nın KArİKAtürlErİ İKsV tAsArıM ürünlErİnDE Sabancı Müzesi ve Akbank Sanat, eserlerinin değeri milyon dolarlarla ölçülen Hint asıllı güncel sanatçı Anish Kapoor’un, büyük bölümünü dünyada ilk kez İstanbul’da sergileyeceği 50’nin üzerinde yapıtına eylülde kapılarını açacak. Yapım aşamasında Londra’da tanık olduğumuz ve ağırlığı tonları bulunan yapıtlardan oluşan serginin kavramsal çerçevesi ise, küratör Sir Norman Rosenthal tarafından İstanbul’un tarihi ve kültürel belleğine dayandırılıyor. 19 ‘Gökyüzü Aynası’ ‘Kültürlü Hadiseler’ kupalarda Kültür Servisi Gazetemiz çizerlerinden Kâmil Masaracı’nın “Kültür Çizik”lerinden örneklerin yer aldığı tasarım ürünleri, İKSV tasarım koleksiyonuna dahil oldu. Cam pano, porselen kupa ve defterden oluşan imzalı koleksiyonda sanatçının “Kültürlü Hadiseler” adlı kitabından bir karikatür seçkisi sunuluyor. İKSV’nin tasarım mağazasından ve www. iksvtasarim.com sitesinden satın alınabilecek ürünler, karikatür meraklılarına, Masaracı’nın eserlerini yaşam alanlarına taşıma imkânı sunuyor. Bugüne dek 32 kişisel sergi açan, ulusal ve uluslararası birçok ödülün sahibi Masaracı’nın “Kültürlü Hadiseler” isimli kitabı geçen yıl Carette Yayıncılık tarafından yayımlanmıştı. Ünlü heykeltıraş, SSM ve Akbank Sanat Merkezi’ne iki ayrı sergiyle geliyor Anish Kapoor İstanbul’da EVRİM ALTUĞ ‘torbA yAsA’yA sAnAtçılArDAn tEpKİ GElDİ ‘Sanatçıyı düşman görüyorlar’ Kültür SanatSen Genel Başkanı Demirkaya, bu işin burada bitmediğini, ağustosta yeniden konuşacaklarını vurguladı. İstanbul Şehir Tiyatroları Sanatçıları Derneği Genel Başkanı Levent Üzümcü de “Amaç, sanatçı memur alımlarını durdurarak, bu kurumları işlevsizleştirmek. Diyorlar ki, ‘Hem benden maaş alıp, hem de bana düşman olamazsın’” dedi. SELDA GÜNEYSU ANKARA Kültür SanatSen Genel Başkanı Yavuz Demirkaya, TBMM’de görüşülmekte olan kamuda 100 bin sözleşmeli personelin devlet memurluğu kadrosuna geçirilmesini öngören “torba yasa” teklifinde sanatçıların yer almamasına, “En büyük sıkıntı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müracaat etmeyişi. Bu kadrolar, 2 bin kişi, atla deve değildi. Bakanlık Allah aşkına bir gün, ‘Ben bu insanları çalıştırıyorum, istiyorum’ desin” sözleriyle tepki gösterdi. İstanbul Şehir Tiyatrosu Sanatçıları Derneği (İŞTİSAN) Genel Başkanı Levent Üzümcü ise “Asıl amaç sanat kurumlarını kadrosuz bırakarak işlevsizleştirmek” dedi. Sözleşmeli personelin devlet memurluğu kadrosuna geçirilmesini öngören “torba yasa” teklifinde yer almayan 2 bin sanatçının, toplusözleşme görüşmelerinde sendikalılaşmaları için bakanlıkla çok sıkı görüşmeler yaptıklarını ancak hükümetin kabul etmediğini aktaran Demirkaya, şöyle konuştu: “Bu insanlar nitelikli insanlar. Konservatuvarlarda eğitim almış kişiler. Bunları kerelerce yetkililere ilettik. ‘Onları böyle güvencesiz, sendikasız çalıştırmayı artık bırakalım’ dedik. Sanat kurumlarını lağveden yasa tasarısı taslağı da gündemde olduğu için danışma kurulu toplantılarında en az iki kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı çalışanlarına durumu anlattık, yazıyla bildirdik. ‘İlgileneceğiz’ dediler. Son güne kadar da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Ba kanı ile 10 dakikalık görüşmemiz oldu. Ancak bu kapsamı genişletmekte Maliye Bakanlığı ile sıkıntıları olduğunu aktardı. Bize göre en büyük sıkıntı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müracaat etmeyişi. Bu kadrolar 2 bin kişi, atla deve değildi. Çok rahat yasa teklifine alınabilirdi. Bakanlık Allah aşkına bir gün, ‘Ben bu insanları çalıştırıyorum, istiyorum’ desin. Başka bir şey yapmasınlar.” “Bu iş burada bitmedi. Ağustosta yeniden masaya oturuyoruz, konuşacağız” diyen Demirkaya, böyle bir sistemin dünyada eşi benzeri bulunmadığını kaydetti. Demirkaya, “Bu kadar nitelikli insanları bir köşede bırakıp, yarın ne olacak diye bekletirseniz sonuçları kötü olur. Eğer sanat kurumlarını lağveden yasa tasarısı taslağı Meclis’ten geçmiş olsaydı, bu insanlar şimdi işsizdi, emeklilikleri yoktu. Mahkemelerle boğuşacaklardı. Zaten üç kuruş para alıyorlar. Belirtmek gerekir ki, sanatçıların bu yasa teklifine dahil edilmeyişi öfkeyi katladı” görüşünü dile getirdi. İŞTİSAN Genel Başkanı Levent Üzümcü de durumun İstanbul Şehir Tiyatroları’nda da (İBBŞT) farklı olmadığını, uzun zamandan bu yana kuruma kadrolu sanatçı alımı yapılmadığını belirterek, şöyle konuştu: “Amaç, sanatçı memur alımlarını durdurarak, bu kurumları işlevsizleştirmek. Çünkü onların derdi tiyatro, opera ve bale ile senfoni orkestraları ile. Diyorlar ki, ‘Hem benden maaş alıp, hem de bana düşman olamazsın.’ Bu ne demekse...” ‘Bu iş burada bitmedi’ LONDRA Tahttaki 60. yıldönümü törenlerle kutlanan İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in yakın zaman önce ‘Sir’ ilan ettiği 1948 Bombay doğumlu Hint asıllı İngiliz heykeltıraş Anish Kapoor, ağırlığı tonları bulan taş heykellerinden oluşan ilk büyük küresel sergi projesini, 13. İstanbul Bienali açılışına da rastlayan önümüzdeki eylül ayının ilk günlerinde Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi ve Akbank Sanat Merkezi’nde yer alacak iki ayrı İstanbul sergisiyle kamuoyuna sunmaya hazırlanıyor. Serginin, beraberinde çok büyük bölümü daha önce hiçbir yerde sergilenmeyen 50’nin üzerinde sanat eserini getirmesi planlanıyor. Küratörlüğünü, vaktiyle Londra’daki Kraliyet Sanat Akademisi’ne verdiği ‘Sansasyonel’ emekle yıllarca hatırlanacak ve şimdilerde akademinin salonlarından birine adı verilmesi planlanan Sir Norman Rosenthal’in yapacağı, yüksek ihtimalle açılışı “Anish Kapoor İstanbul’da” başlığı ile eylül ayının ilk günlerinde yapılacak etkinlik için yapılan ilk görüşmeler ise, bundan iki yıl öncesine kadar uzanıyor. Hayata geçirilme sürecinde Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ile Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve murahhas üyesi Suzan Sabancı Dinçer’in büyük payı bulunan bu proje, bu yıl 10. kuruluş yıldönümünü kutlayan SSM ve 65. yıldönümünü kutlayan Akbank ile, 20. yıldönümünü kutlayan Akbank Sanat Merkezi için de, ayrı birer prestij ve mutluluk vesilesi olmuş. 1990 Venedik Bienali’nde Bizi Londra’daki atölyesinde ağırlayan Anish Kapoor, İstanbul’da açacağı yeni serginin yoğun hazırlıkları içindeydi. İngiltere’yi temsil eden, 1991 Turner Ödülü’ne layık görülen ve 2012 Olimpiyatı kapsamında, yaklaşık 20 milyon poundluk maliyet ve 115 metre yüksekliği ile Londra’nın kamuya açık en büyük heykeli olan ‘Orbit’e Cecil Balmond ile imza atan Kapoor’un küratörü Rosenthal, yaptığımız atölye turunda, özellikle Roma’dan Bizans’a, tarihöncesi buluntulardan deprem gerçeğine uzanan antik kültür birikimiyle İstanbul’un taşıdığı hareketli, doğal ve sürprizli hafızanın, SSM’deki serginin kavramsal çerçevesinde önemli yeri olduğunu aktarıyor. Nitekim Kapoor’un üzerinde yıllardır çalıştığı ve SSM’ye getireceği yapıtlarında da bu bilgiyi üzerinde taşıyan biçim, ışık ve kültürel bilginin tüm dokularına, hatta Ayasofya’ya bile uzanan mistik göndermelere rastlamak, mümkün. Bu bakış açısını, yine geçen günlerde Fransa tarafından Legion d’Honneur nişanesiyle onurlandırılan SSM Müdiresi Dr. Nazan Ölçer de kabul ediyor. Yine, SSM’deki sergi dahilinde bunun dışında, yapıtları daha önce İstanbul Bienali ve İstanbul Modern’de de sergilenmiş sanatçının Rusya, ABD ve İngiltere’deki kamusal alanlarda yer alan 10 tonluk, 6 metrelik karakteristik eseri ‘Gökyüzü Aynası’ / ‘Sky Mirror’ın bir versiyonunun da, bu etkinlik dahilinde yer alması bekleniyor. Eserlerinin değeri milyon dolarlarla ölçülen Kapoor’un Derya Bigalı idaresindeki Akbank Sanat’ta açıl ması planlanan diğer sergisinde ise, kendisiyle özdeş, devasa ve soyut, yüzlerce kiloluk iki “kızıl” kavramsal yapıtın izlenmesi öngörülüyor. Sanatçının mühendis ve asistan ekibi ile Beyoğlu’na transferleri adına teknik ve mimari görüşmeleri halen sürdürdüğü bu yapıtlardan özellikle birinin ise, Taksim ve Beyoğlu bölgesine epey yakışacağını söyleyelim:‘The Shooting Corner’ / ‘Köşeleri Bombalamak’ isimli bu sürpriz yapıt, 2009’da sanatçının büyük ilgi gören Royal Academy sergisi ile Viyana ve Berlin’deki yeni sergilerinde de izleyiciyle buluşmuştu. Sanatçının Akbank Sanat’ta izlenecek öteki yapıtının ise, şimdilik bir başka dev sürpriz olduğunu aktaralım. sAnAtın İKİ ŞÖVAlyEsİnDEn AtÖlyE İncİlErİ ‘Diyecek hiçbir şeyim yok’ Rosenthal: Hafıza sanatın vazgeçilmez bir malzemesi ve Anish bu malzemeyi gayet güzel kullanıyor. Hafızayı geri çağırıyor. Hepimizdeki ayrı hafızalar için de aynı durum geçerli. Bu anlamda onun işlerinde cinselliği, komün olma durumunu, tarihselliği ve jeolojiyi de bulabilmek mümkün. İşte bu yüzden ben kendisinin yapıtlarını birer yankı odası olarak niteliyorum. Bu da inanılmaz psikolojik bir durum aynı zamanda. Kendi kişisel tecrübelerini dünyaya aktarırken, izleyicinin kendi tecrübelerini de buna katmayı başarıyor. Kapoor: …Üzerinde çalıştığım bir yapıt tamamlanmış sayılır mı, hayır, bunu bilemeyiz ama benim ilgimi çeken esas şey, ondaki potansiyel tarihsel ve psikolojik hafızadır. Bir yerlerde yaptığımız, bazı şeyleri geri çağırmaktan ibarettir ve ben sıklıkla, ‘diyecek hiçbir şeyim yok,’ ifadesini kullanırım. Sizlere dünyayı tarifleyecek, neyin önemli veya önemsiz olduğunu aktaracak kişi ben değilim. Bu umurumda değil. Ama umurumda olan, bana bir şeylerin geliyor, yakınlaşıyor olmasıdır. Bu noktadan sonra sanat türlü referansları, mitolojik ve hafızaya dayalı imkânlarıyla devreye girer. Bu anlamda ben, stüdyoda birer oyuncak gibi kullandığım biçim ve rengi kullanarak, oynarım. n Kültür Servisi Galeri Park Art İstanbul “Direnişin Estetiği” adlı karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Ülkemizin birçok bölgesinde devam eden direniş hareketinin sanatçılar tarafından estetik boyuta taşınmasını amaçlayan sergi 5 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilecek. ‘Direnişin Estetiği’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle