Katalog

SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 2013 CUMARTESİ 4 HABERLER Siyaset Gezi Parkı eylemlerini kendi cephesinden algıladı. Herkes ‘kendi mesajını’ aldı Doğru Zamanda Doğru Yerde... Taksim Platformu’nun temsilcilerinin, Bülent Arınç’tan sonra, İstanbul Belediyesi’nin resmen Belediye Başkanı koltuğunda oturan ama fiilen Belediye Başkan Yardımcısı konumunda olan Kadir Topbaş ile görüşüp görüşmeyeceklerini merak edenlerden değilim. Çünkü görüşseler de bir önemi yok. Her şeyden önce, Kadir Bey’in karar yetkisi hukuken var olsa bile fiilen yok. Fiili karar mercii olan Başbakan ise parkı yok edeceklerini, kışlayı yapacaklarını, bunlara ek olarak AKM’yi de yıkacaklarını inadına açıkladı. Oysa, 6. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı ile basiretli bir politikacının hemen üstüne atlayacağı çok değerli bir fırsatı sunmuştu kendisine. Kaldı ki, her ne kadar, tartışmalar sürekli park kışla AVM üçgeninin içinde cereyan ediyor olsa bile, olay bu alanın dışına çoktan taşmıştır. Gezi’de başlayıp Türkiye’nin dört bir yanına sıçrayan gösterileri izleyenler, bu gerçeği çok açık biçimde görmüşlerdir. Evet, Gezi sorunu artık Gezi sorunu olmaktan çıkmış, bir özgürlük sorununa dönüşmüştür. Gerçeği iktidar canibinden de görenler olmuştur. Ama, esas karar verici Tayyip Bey görememiştir. Bu durum şu soruyu kaçınılmaz olarak gündeme getiriyor: Nasıl oluyor da sağır sultanın bile duyduğu çağrıyı duymaktan aciz bir adam on yıl süreyle Türkiye’nin kaderine egemen olabiliyor? HHH Tayyip Bey’in siyasal kariyerini izleyenlerin 31 Mayıs’a kadar edindikleri izlenim, genelde onun başarılı bir siyasetçi olduğuydu. Gerçi, politikası yalnız gerginliğe ayarlı tek vitesli bir politikaydı ve Tayyip Bey gerginlik öğesi üzerine fazla abanıyordu. “Geçen defa bu yöntemle başardım, bu defa da neden olmasın?” mantığının pek tutarlı olmadığı kendisine anlatılmaya çalışılıyordu ama o anlamamakta direniyordu. Diyeceğim o ki, Tayyip Bey’in başarısının etkenleri arasında, zorunlu hayranlarının kendisinde var olduğunu vehmettikleri siyasi dehanın payı yoktu. Ondaki siyasi sezgi eksikliği olmasa, Gezi olayı bu kadar hızla “Gezi olayı” olmaktan çıkar mıydı? O zaman da şu soruyu sorabiliriz: Peki kendi hasletlerinden değilse, nereden geliyordu o güne kadarki siyasi başarısı? Şimdi artık görebiliyoruz ki, Tayyip Bey’in siyasi başarısı, bütün nam bırakmış politikacılar örneğinde de görüldüğü gibi, doğru zamanda doğru yerde bulunmaktan kaynaklanıyordu. Türkiye’de önemli gelişmelerin filizleri tomurcuklanmaya başlamıştı, ürünü derlemek de doğru zamanda doğru yerde bulunan kişiye nasip olacaktı. HHH Bu evrensel bir kuraldır. Bu gerçeği, Chris Maker’in “Nasıl Castro oldunuz?” sorusuna muhatap olan Fidel şöyle yanıtlıyordu: Fransa’da her yıl binlerce Danton doğar ama tarihte gerektiği zaman ortaya çıkmış olan bir tane Danton vardır. Tabii doğru zamanda doğru yerde olan politikacının parsayı toplaması onun illa doğru adam olmasını gerektirmez. Eğer adam yanlışsa, şans bir süre sonra kendisini terk ettiğinde, teklemeye başlar. Gezi olayını doğru okuyamayan Tayyip Bey’in durumu bu. Başı fena halde sıkışmış durumda. Tek şansı ise şu anda alternatifsiz gibi görünmesi. Ancak bu görüntü aldatıcıdır. Siyaset de doğa gibi boşluktan nefret eder, her zaman iyi kötü bir seçenek üretir. Şu sıralarda AKP saflarına çok dikkatle bakmakta yarar var. Belki de şu anda birileri doğru zamanda, doğru yerde durmak üzere mevzilenmektedir. Doğru yerdeki doğru kişi tek heceli adını, şimdilik tereddütle telaffuz ettiğiniz biri neden olmasın? Onun doğru kişi olup olmamasının çok da önemi yok. Çünkü Tayyip Bey böyle devam ederse, nasıl olsa varsa bile eksiği, kendi hatalarıyla gidermiş olacaktır. Partiler farklı okudu AYŞE SAYIN ANKARA Başta AKP olmak üzere siyasi partiler Gezi Parkı eylemlerinin arkasında “kendi cephelerine” göre niyetler arıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın marjinalleştirip dış güçler bağlantısı kurduğu Gezi Parkı eylemleri konusunda en “zıt” noktada olanlar ise MHP ile BDP. CHP ise eylemcileri anlama, ders çıkarma ve özeleştiri yapıyor. Siyasi partilerin “kendi cephelerinden” okuduğu Gezi Parkı eylemleriyle ilgili kulislerde yapılan değerlendirmeler şöyle: rı” olarak değerlendiriyor. Eylemci gençlerin talepleri ile CHP’nin ideolojik yapısının örtüştüğü saptamasını yapan CHP yönetimi, partinin yıllardır gençlik kesimleriyle diyalog kuramaması nedeniyle özeleştiri yapıyor. İktidar partisinin “Eylemlerin arkasında CHP var” tezine, CHP’liler, “Keşke öyle olsaydı, CHP şimdi iktidar olurdu” ironisiyle yanıt veriyor. MHP’ye göre Kürt intifadası hazırlığı: MHP lide Cumhurbaşkanı Gül dün Türkçe Olimpiyatları için gelen öğrencileri kabul etti. (Fotoğraf: AA) Gül: Baskı çatışmaların kaynağı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Dünyada barışın olması için farklı dil, din, inanış ve kültürlerin birbirine saygı duyması, tanıması ve birbirleriyle barış içinde yaşamaları lazım. Birbirini baskı altına alma gayretleri acıların, çatışmaların kaynağı olmuştur” dedi. Gül ve eşi Hayrünnisa Gül, Çankaya Köşkü’nde Uluslararası Türkçe Olimpiyatları etkinliğine katılmak üzere Türkiye’ye gelen öğrencileri kabul etti. Törende öğrenciler Gül çiftine küçük bir de performans sergiledi. Törende yaptığı konuşmada, Türkçe Olimpiyatları’na verdiği önemi anlatan Gül şunları kaydetti: “Bu faaliyetlerin başka bir önemi de gençler arasında barışın, kardeşliğin, dostluğun oluşması. Bugünkü gençler artık başka ülkelerde ne olup bittiğini görüyor. Bugün kimse doğduğu şehirde yaşamıyor. Dünyada barışın olması için farklı dil, din, inanış, kültürlerin birbirine saygı duyması, tanıması ve birbirleriyle huzur, barış içinde yaşaması lazım. O olmazsa birbirini baskı altına alma gayretleri çok acıların, çatışmaların kaynağı olmuştur. Ben de okullarınıza uğradığımda bize Türkiye’yi hatırlatıyorsunuz. Geçen gün televizyonda gördüm. Tayyip Bey Cezayir’deyken Türk okulunda Karadeniz türküsü okundu. Bütün bunlar gurur duyduğumuz faaliyetlerdir.” Törenin ardından Senegalli bir öğrenci sahneye çıkarak Cumhurbaşkanı Gül’e mumyalanmış gül yaprağından yapılma bir Türk bayrağı hediye etti. Gezi Parkı eylemlerinin arkasında “dış güçler, yasa dışı örgütler, faiz lobisi”yle, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın hedef alındığı görüşünde. ABD ve AB ülkelerinden gelen hükümetin tutumuna yönelik eleştiriler nedeniyle “dış güçler” parmağı özellikle vurgulanıyor. CHP özeleştiride: Parti yönetimi Gezi Parkı eylemlerini, iktidarın 10 yıllık baskıcı ve son 2 yıldır da doğrudan “yaşam tarzına müdahale” içeren uygulamalarına dönük bir “başkaldı AKP’de “yedirtmeme” psikolojisi: İktidar partisi, BDP’nin süreç korkusu: BDP, eylemlere “çözüm ri Bahçeli, parti kurmaylarına yaptığı değerlendirmede, Gezi Parkı eylemlerinin arkasında PKK ve aşırı sol örgütler olduğu görüşünü dile getirdi. Eylemlerin “PKK intifadasına” hazırlık olduğu görüşüyle, MHP’lilere Taksim ve eylem alanları “yasaklandı.” MHP kulislerinde, ülkücülerin meydanlarda Kürt eylemcilerle “sıcak teması” halinde faturanın MHP’ye kesileceği endişesi de dile getiriliyor. sürecine zarar verir” endişesiyle baştan mesafe koydu. Parti MHP ve CHP’ye mesafe koyarken, iktidar partisine de “süreçten vazgeçemezsin” mesajı veriyor. AKP kurmayları: ABD ziyareti itirafı ERDEM GÜL ANKARA AKP’de Gezi Parkı eylemleriyle ilgili “Hedef parti değil Başbakan Erdoğan’dı” ve “Başta ABD olmak üzere eylemlere yönelik dış desteğin nedeni Suriye politikasıdır” değerlendirmeleri öne çıktı. AKP’de, eylemler için yapılan “Uluslararası güçler Suriye’de Türkiye’nin aktör olmasını istemiyor” tespiti, Erdoğan’ın Mayıs ayında yaptığı ABD ziyaretine ilişkin, “Çok başarılı geçti” yorumlarının da çökmesine neden oldu. AKP kurmaylarınca, eylemlerin siyasi hedef ve sonuçları konusunda ortaya konulan görüş özetle şöyle: edef AKP değil Erdoğan Atılan sloganlar, yapılan açıklamalar, yazılan yazılar, sergilenen tutum eylemlilikte hedefin AKP değil doğrudan Başbakan Erdoğan olduğunu gösteriyor. 2014’te yapılacak Cumhurbaşkanı seçimlerine kadar sürecek çeşitli olayların ilk ve en önemli adımı. Erdoğan’ın öncelikle başkan, yarı başkan, partili cumhurbaşkanı olması istenmiyor. Hatta bugünkü yetkilerle Cumhurbaşkanı olması bile istenmiyor. Ancak Erdoğan geri adam atmaz, adaylık kararı verdiyse bu eylemler yüzünden vazgeçmez. H BDP’den AKP’ye müdahale uyarısı Haber Merkezi BDP Eş Genel Bakanı Selahattin Demirtaş ve BDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan dün sabah, İmralı’ya giderek terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’la görüştü. Daha önceki heyette İstanbul Milletvekili Sırrı Sürreyya Önder de bulunmuştu. Önder’in Gezi Parkı’ndaki eylemlerde ön saflarda yer aldığı için veto yediği öne sürüldü. Heyetin PKK’nin çekilmesiyle ilgili bilgileri Öcalan’a ilettiği bildirildi. Demirtaş ve Buldan görüşmeden sonra, BDP İstanbul il binasında basın toplantısı düzenledi. İmralı’ya gidecek heyet konusunda “hükümet müdahalesi”ni eleştiren Demirtaş, “Bugün aslında İmralı’ya gidip gitmemekte kararsızdık. Süreci netleştirmek için gitme kararı verdik. Nedeni şudur; hükümetin İmralı’ya gidecek heyete olur olmaz müdahale etmesini, dizayn etmesini kabul etmiyoruz. Hükümet yaklaşımını bu şekilde sürdürürse bizim yaklaşımımız da konuyu tekrar ele almak olacaktır. Bir kez daha aynı tutumla karşılaşırsak, bu saatten sonra partimizin tutumu farklı olacaktır, hükümetten bu konuda ciddiyet bekliyoruz. 15 gün içerisinde bir heyet daha İmralı’ya gidecek” diye konuştu. stanbul’da MKYK Erdoğan, Türkiye’ye dönüşünde kendisini karşılayan partililere seslendikten sonra partisinin Merkez Karar Yönetim Kurulu’nu (MKYK) bugün toplantıya çağırdı. Erdoğan’ın ayda bir toplanan MKYK’yi vaktinden önce ve Ankara’ya dönüşünü beklemeyip İstanbul’da toplaması dikkat çekti. İ Öcalan’dan Gezi’ye selam BDP Eş Genel Bakanı Demirtaş, Öcalan’ın Gezi Parkı direnişcilerini selamladığını belirterek provokasyona dikkat edilmesi çağrısı yaptığını belirtti. Demirtaş, Öcalan’ın “Meydan Ergenekonculara bırakılmamalı” dediğini aktardı.