16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 HAZİRAN 2013 PERŞEMBE 4 HABERLER Önce duramayan adam... H En son BM, Birleşmiş Milletler “dur” dedi... Ama bu duramadı... H Amerikası “dur” dedi... AB... AP... Avustralya, Brezilya, Çin... Dünya “dur” diye rica etti... Duramıyor... H Azarlıyor, bağırıyor, çağırıyor... Dürtüyor, ittiriyor, kakalıyor... Eziyor, sıkıştırıyor, ümüğünü sıkıyor... Tekmeliyor, kovalıyor, yumrukluyor... Yakalıyor, sürüklüyor, paketliyor... H Duramayınca, kendi Cumhurbaşkanı üzerine çıkıp oturdu... Dursun diye... Ankara, İstanbul’dan sonra “Durmak yok, Samsun, Kayseri, Erzurum’a gidiyorum” dedi... “Bu bayrakları asın, öbürünü değil” dedi... Bayrağı da ikiye böldü mü size?.. H Gözü Twitter’ın kuşuna takıldı... Düştü peşine... Yakalasa kuşu yiyecek... Polis kullanıcıları toplamaya başladı... H Geldik.... Duran adama... H Hadi Kemal Bey... Bir kıpırtı... Bir hareket... O çocukların en çok istedikleri şey demokrasi... Ama kendileri gidip oraya oturacak değil... Eğer nihai sonuç demokrasinin sandığından çıkacaksa, gitmesi istenenin yerine koyacak bir şey lazım... Ama yoklamalara göre, gidecek olan belli, gelecek kimse yok... Bir gayret... Bir çaba... Hadi ama... Neden Böyle Oldu?.. Cumartesi günü, demokratik gösteri haklarını kullanan Gezi göstericileri parkta simgesel tek bir çadır bırakarak, artık eylemi sonlandırmanın vaktinin geldiği görüşüne varmış bulunuyorlardı. Tayyip Erdoğan iktidarı, silahlarıyla sınır dışına çıkmaları konusunda anlaşmaya vardığı PKK militanlarına gösterdiği hoşgörüyü, Gezi eylemcilerine göstermiş olsaydı, onlar da çadırlarını sökecek, gitarlarını sazlarını, kitaplarını alıp gideceklerdi. Bu arada Gezi Parkı’nın geleceğinin ne olacağı konusunda, idare mahkemesi, verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla, iktidara geri adım atmış görüntüsü vermeden çözüme ulaşmayı sağlayacak eşsiz bir fırsatı altın tepsi içinde sunmuştu. Kısacası cumartesi akşamı itibarıyla, tansiyonu düşürecek, iç ve dış tepkileri hafifletecek, oluşan diktatör görüntüsünü bir nebze olsun düzeltebilecek koşullar oluşmuştu. Bütün mesele, iktidarın bir zamanlar terörist ilan ettiği ve savaş halinde olduğu PKK militanlarına verdiği fırsatı, demokratik gösteri hakkını kullanan gençlerine de tanımasıydı. Ama Tayyip Bey bu fırsatı tanımadı, tanımamakta direndi ve hatta mazallah böyle bir gelişme olmasın diye önünü kesmek üzere, göstericiler üzerine taarruz emrini verdi. Koşullar bunların engellenmesine elverişli idi. Ama o yol tercih edilmedi. Böyle oldu. Neden böyle oldu? HHH Acaba Tayyip Bey, aşırı sinirlenip denetimini mi yitirmişti? Siyasetçilerin kimi zaman öngörülemeyen büyük toplumsal olaylar karşısında, soğukkanlılıklarını yitirip panikledikleri görülmüştür. Ama Tayyip Bey için aynı durumun söz konusu olduğunu sanmıyorum. O bilerek ve isteyerek sertliğin, gerginliğin yolunu seçmiştir. Onun lügatinde, uzlaşma, politikalara kitlelerin katılımını sağlamak yoktur. Tayyip Bey, politikasını dinin kurallarına uydurduğuna göre, o politikalar salt gerçeği yansıtmaktadır ve toplumun bunlara destek vermesi zorunlu değildir. Bu politikalara uymayanlar, o politikaların doğruluğu, gerekliliği konusunda ikna edilmesi gereken yurttaşlar değil, düzeltilmesi gereken gafillerdir. Tayyip Bey, şimdiye kadar hep bu politikayı gütmüş, gerginlikten her zaman yarar sağlamış bulunmaktadır. Gerginlik, Tayyip Bey’e hep saflarını sıklaştırıp güçlendirme olanağını vermiştir. Bugüne kadar, başarıyla uygulanmış olan bu politikadan birden vazgeçmeyi gerektirecek bir neden görmemiştir Tayyip Bey. Ve devam etmiştir. Ve de edecektir. Bilerek seçilmiş ve ileride daha da artabilecek bir sertlik politikası söz konusudur. HHH Gezi Parkı alanına kondurulacak, güya kışla konusundaki direnişteki inadı anlamak da o denli imkânsız değil. Bu diktanın tabanı kentlerin talanı özellikle de İstanbul’un rantını mümkün olduğunca çoğaltılıp yağmalanmasıdır. Eski havaalanının yıkılıp yerine bir yenisinin yapılması da, çılgın ötesi olan kanal projesi de bu olgunun kanıtlarıdır. “İstanbul’un mülkü deniz, yağmalamayan domuz” zihniyetiyle ne kadar saldırırsanız saldırın İstanbul’a, sonunda bu denizin de suyunun biteceği hesaplanınca, kanal projesiyle ada haline getirilecek İstanbul’a bir İstanbul daha katmak düşünülmüştür. Olaylara bu açıdan bakıldığı zaman, kışla inadı da, kanal çılgınlığı da kolayca anlaşılır oluyor. Tayyip Bey’in bütün bu hesaplarının doğru çıkıp çıkmayacağını yaşayarak göreceğiz. Ancak şimdiye kadar rahatlıkla yürütülen politikaların bundan böyle aynı rahatlıkla sürdürülmesinin güç olduğu ortadadır. Bu toplumsal gerginlik ne Tayyip Bey’e “çözüm sürecini” yürütecek ortamı sağlar, ne de istediği anayasa değişikliği ile kendisine Çankaya Kralı olma yolunu açar. Şimdiye kadar ısrarla uygulanan politikaların demokrasiyi getirmeyeceğini Tayyip Bey’e anlatmaya çalışmak ise nafiledir. Çünkü onun zaten öyle bir kaygısı yok ki! Duran Adam ile Duramayan Adam... H Duramıyor... Kırıp dökmediği, dağıtmadığı, parçalamadığı bir şey kalmadı... H En son bayrak... Karıştırmaya... İstanbul’da kurulan parklarda halk, direnişini konuşarak sürdürüyor Park meclisleri AYŞEGÜL ÖZBEK ÇORUM #duranadam protestolarına eklenen Gezi meclislerinde yurttaşlar geleceğini tartışıyor Herkese Yurt Haberleri Servisi Gezi protestoları tüm yurtta sürerken eylemciler artık serbest kürsü kuruyor, Gezi meclisleri oluşturuyor. ÇORUM Âşık Mahsuni Parkı’nda her gece toplanan yurttaşlar, kurdukları serbest kürsüden taleplerini ve tepkilerini ortaya koyuyorlar. Sık sık “Faşizme karşı omuz omuza”, “Diktatör Tayyip”, “Her yer Taksim her yer direniş” sloganı atan yaklaşık 3 bin kişilik kalabalıktan, park içerisine kurulan kürsüye gelenler, “Baskı düzenine son verilmeli. Halkın talepleri dikkate alınmalı” dedi. MERSİN Sayıları 3 bine yaklaşan yurttaşlar Gazi Mustafa Kemal Bulvarı’nı trafiğe kapatarak bir süre yürüdü. Barış Meydanı’ndaki eylemlerde de 3. hafta geride kaldı. ESP Mersin İl Yönetimi, burada bir basın açıklaması düzenledi ve partililerin gözaltına alınmasını kınadı. Mezitli Belediyesi’nin 4. Soli Güneş Festivali’nde ise “Çapulcu Pazarı” ilgi odağı oldu. ADANA Atatürk Parkı’nda toplanan her yaştan eylemci Gezi direnişine destek verdi. Alana gelen ve protestocularla görüşen Emniyet Müdürü, TOMA’larda kimyasal su kullanıldığı ve polisin orantısız şiddet uyguladığı iddialarını reddetti. Bir eylemci, “Sizin sivil polisleriniz de bize taş attı beyefendi. Bakın koluma, ben dün yaralandım” dedi. KESK, HDK ve İHD ayrı ayrı açıklamalarla Gezi protestolarında hükümet ve polisin baskısını kınadı. SAMSUN İlkadım ilçesinde Öğretmenevi önünde toplanan STK üyeleri ve yurttaşlar, “Operasyonlar son bulsun, gözaltılar serbest bırakılsın”, “Her yer Taksim her yer direniş” pankartları, 68’in devrimci önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve Mahir Çayan’ın posterlerini açarak yürüdü.. ANTALYA Protestoların merkezi haline gelen Cumhuriyet Meydanı’nda önceki gece toplanan kalabalık, hükümet ve Başbakan aleyhine tezahüratlarla istifa çağrısında bulundu. açık kürsü MEZİTLİ Gezi Parkı’nın polis şiddetiyle dağıtılmasının ardından halk şimdi de mahallelerinin yakınındaki parklarda toplanıp forumlar düzenliyor, şehirlerinin geleceğini tartışıyorlar. Pazartesi günü Beşiktaş Abbasağa Parkı’nda kurulan forumun ardından önceki gün de İstanbul’un çeşitli parklarında insanlar fikirlerini paylaşıp öneriler sundu. Taksim Dayanışması’ndan iki kişinin de yönlendirmesiyle Maçka Parkı’nda kurulan foruma katılanların sayısı gece boyunca giderek arttı. Şişli, Nişantaşı, Harbiye, Kurtuluş gibi çevrelerden ve esnaf, avukat, doktor, sinemacı, garson gibi farklı meslek gruplarından yaklaşık 400 kişiye ulaşan forum, saat 21.00’de başlayıp gece 23.30’a kadar sürdü. Forumda avukatlar gözaltı sırasında neler yapılması gerektiğini, doktorlar ise biber gazına karşı nasıl korunulacağını anlattı. Nişantaşı’nda 25 yıldır yaşayan bir esnaf, eskiden mahallesinde her çeşit insanla birlikte yaşamanın mutluluğunu dile getiriyor: “Şimdi de o geçmişteki duygularım yeniden depreşti. Tüm mahalleli arkadaşlara ve aramızdaki sivil polislere selamlar!” Bir sinemacı söz alıyor: “Doğru diye bildiğimiz her şeyi bu medyadan öğrendik. Artık bildiklerimizi unutup Ermeni, Rum, Yahudilerle ilgili bilgileri yeniden okuyup, öğrenmeliyiz.” LGBT’den bir kişi ise “Bu yıl Onur Yürüyüşü teması olarak ‘direniş’i seçmiştik, sanki içimize doğmuş gibi” diyor. Bir Çevirmen, fenomene dönüşen “duranadam” eyleminin ardından kontakt kapatma eyleminin de yapılabileceği önerisini sunuyor. Halk meclisinde fikirlerini paylaşan bir avukat ise bir grup avukatla polis şiddetine maruz kalanları belirlemek amaçlı “Gezi Hukuku Grubu” kurduklarını belirterek “herkes bu süreçte yaşadığı şiddeti anlatsın ya da yakınlarınızı anlatmaya teşvik edin. Gezi ruhunun, hukukunun gerçek hayatta da işlemesini diliyorum.” dedi. İnsan hakları aktivisti bir kadın, “Bu parka artık birbirimizin, komşularımızın yüzünü görmek için de gelelim. Gezi Parkı bir semboldür. O park açıldığında orayı boş bırakmayalım. Sadece çadır kurmak değil, açıldığı gün poğaça yapıp, termosuma çayımı koyup gideceğim” diye konuşuyor. Bir bilgisayar programcısı ise www.gezimeclise.org isimli bir web sitesi açtıklarını ifade ediyor: “Bu platform sayesinde insanlar siteye mail atıyor ve halkın içinden insanlar birbirlerine oy verip yorumlarda bulunuyorlar. Şu an Meclis’te çoğumuzun temsil edildiğine inanmıyorum. Belki aramızdan birini Meclis’e ya da ya da il meclisine gönderebiliriz bu sayede.” Ayrıca 22 Haziran’da saat 15.00’te Maçka Parkı’nda “Demokrasi Piknik”i için buluşulacak. ‘Gezi meclise’ Onur yürüyüşü 30 Haziran’da “Onur Yürüyüşü” yapacaklarını anımsatan ‘Her gece 21.00’de parklara’ çağrısı l İstanbul Haber Servisi Taksim Dayanışması, Gezi Parkı direnişi sürecinde belirlediği taleplerden vazgeçmeyeceğini belirterek “Bizi biz yapan bütün değer ve renklerimizle, sarsılmaz bir sağduyu, direnme gücü, kararlılık ve inanılmaz bir yaratıcılıkla, yaşamın olduğu her alanda bir aradayız” açıklamasını yaptı. Taksim ve Kızılay başta olmak üzere Türkiye’deki tüm meydanların, kamusal alanların, toplantı, gösteri, eylem yasaklarına ve fiili engellemelere son verilmesi gerektiği belirtilen açıklamada, ifade özgürlüğünün önündeki engellerin de kaldırılması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, “Bizler şimdilik afet halini alan ve tıpkı deprem gibi ne zaman, nereden ve neyin tetiklediği belli olmayan bu şiddete karşı, afet toplanma alanlarımız olan parklarımızda her gece saat 21.00’de kendi kararlarımızı verip bu kararlarımızı yaptığımız dayanışma toplantılarında ortaklaştırıyoruz” denildi. MERSİN l GAZİANTEP Taksim Dayanışması Platformu ile Emek Platformu, Kırkayak Parkı’ndan Yeşilsu Parkı’na yürüdü. Eylemciler, Şehitler Abidesi önünde 2 saat oturma eylemi yaptı. “AKP istifa”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atan eylemciler, Gezi direnişine selam yolladı. İstanbul Haber Servisi Taksim Gezi Parkı’nda başlayarak Türkiye geneline yayılan #duranadam eylemleri İstanbul’un çeşitli parklarında, meydanlarında, alışveriş merkezlerinde çığ gibi büyüyor. Beşiktaş’taki Abbasağa Parkı başta olmak üzere, Maçka, Kadıköy Yoğurtçu, Göztepe, Pendik gibi parklar ile kent meydanlarında, alışveriş merkezlerinde, sahil boylarında süren eylemlerin her akşam gerçekleşeceği belirtildi. Eylemlerde duran insanların bazıları kitap okudu, Ayakkabılarını bıraktılar bazısı ders çalıştı, bazısı ise gözlerini kapatarak “boyun eğme” yazılı döviz taşıdı. Modacılar Barbaros Şansal ile Bahar Korçan ise Gezi Parkı eylemlerinde çıkan olaylarda hayatını kaybeden ve yaralananlar için Galata Kulesi önünde ayakkabı bırakma eylem yaptı. Eyleme CHP İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı da ayakkabısını bırakarak destek verdi. Birçok yurttaş da Galata Kulesi önünde bir araya gelerek buraya ayakkabılarını bıraktı, eylemi gören bazı yurttaşlar da destek verdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle